10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OCAK 1987 HABERLER CVMHVRİYET/7 Korsan kasetçilere ceza nkara, (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Video, Sinema ve Muzik Eserleri Yasası'nda değişiklik önergesi ele alınırken Müzik Yapımcılan Derneği adına Yaşar Kekova'nın bir süre önce gazetelerde yer alan Başbakan Turgut özal ile bazı bakan ve miüetvekillerine yönelik teşekkür ilant, tartışmalara yol açtı. ANAP'lı milletvekilleri, ilanın yayımlanmasmdan duyduklan rahatsızlığı dile getirdiler ve bunun Meclisin haysiyetine gölge dusureceğinı savundular. Değişiklik daha sonra kabul edildi. Bu değişiklikle korsan kasetçiliğe verilecek para cezaları üç yuz kat arttırılarak en az iki, en çok 10 milyon liraya yükseltildi. Grevi sevmem, çünkü... Ben bartşçıytm: Grevi sevmiyorum. Grevi sevmiyorum derken, lokavtı seviyorum anlamaym. Grev bir ihtilafın tezahürüdür. Ben barış taraflısıyım. Aslında kimse keyfinden grev yapmaz. Ücretinin kesilmesine razı olmaz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu: DIYDIK/GÖRDİK YALÇIK PEKŞEDI DİSK'in benzeri: DİSK gibi bir konfederasyo/ı kurulup da sıkıyönetim mahkemesinin mahkum ettiği şekilde davranacaksa onun kurulmasına zaten müsaade edilmez. Sendikal faaliyette bulunacaksa o zaman 'evei.' EVREN DEĞER ANKARA Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu. "Grevi se>miyonıın. Grevi sevmiyorum derken lokavtı seviyorum anlamayın. Ben banş taraflısıyıın" dedi. Türktş'in 1987 yüım "eylem" yılı ilan ettiğine ilişkın bir soruyu yanıtlarken Taşçıoğlu, " O lafı hiç etmesinler ve iştahlı olmasınlar. Her şeyden önce kongrelerinde ifıdei anram ettiğine şukur etsinler" biçiminde konuştu. Mükerrem Taşçıoğlu, işkollannın azaltümasına ilişkin öneriyi geri çektiklerini de belirterek, kamudakı toplusözleşmelere müdahele olmadığı görüşünü yineleyerek, "Hükümet başkanı yüzde 40 diyerek bir leklifte bulunmuştur" dedi. Sendikal kısıtlamalarm kaldınlabıleceğini ifade eden Taşçıoğlu, "tiem siyasal hem de sendikal kısıllamalar vardır. Ama bunlan biz koymadık. Kaldınlabilir, zemim ve zamam iyi seçilmelidir" göruşünu savundu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, DİSK gibi yeni bir konfederasyon kurulmasına ilişkin bir soruyu, "Kanunlann musaade ettiği her şe> yapılır. Aynı şekilde, Sıkıyönetim Mahkemesi'nin mahkum eltiği şekilde davranacaksa, zaten onun kurulmasna musaade etmez bu hükümet" biçiminde yanıtladı. Mükerrem Taşçıoğlu, Cumhuriyet'in sorularına şu yanıtları verdi: " Daha önceki açıklamalannızda Türktş ile diyalog içinde bir birliktelik kurmak istediginizden bahsetmkjtiniz. Türkt? Gesei Kurnta'nda hükümete >önelik birtakım eleştiriler oldu. Şimdi TurkLş ile nasıl bir diyalog ortamı hazırtamayı düşiınüyorsunnz ve rirve toplantısı yapmayı düşunuyor musunuz? TAŞÇIOCLL Seçimlerde nasıl potitikacılar bıraz birbirlerine karşı Taşçıoğhı üe Yılmaz tartışU Uludağ'daki seminerde Şevket Yılmaz, konut yasasını eleştirirken, 15yıl sonraki ev vaadini "Hiçbir zaman ahirette mekân denilmemiştir" esprisiyle değerlendirdi. 31.5 kilo eroin / stanbul Haber Servisi Yeni yılın ilk büyük uyuşturucu operasyonu Istanbul'da gerçekleştirildi ve 31.5 kilo eroin ele geçirildi. Türkiye'deki piyasa değeri 500 milyon lira dolaymda olan eroinin yurdumuza tran'dan sokulduğu, uyuşturucunun Iran yapımı olduğu öğrenildi. Narkotik Şube Müdurlüğü yeıkilileri, eroinin Iranlı Mehmet Mercani tarafmdan Rıfat Yakut aracılığıyla Turkiye'ye getirildiğin i bildirdiler. HASAN UYSAL BURSA Çıraklık ve Meslek Edinme Yasası ile memurlar ve işçilerin yanı sıra bunlann emeklilerine konut edinme yardımı hakkındaki yasa konusunda Uludağ'da bir otelde düzenlenen seminerde, Çalışma Bakanı Mükeırem Taşçıoğlu ile Türklş Başkanı Şevket Yılmaz, toplanan fonun kullanımı ile konutlann metre karesi üzerinde anlaşmaya varamadılar. "Organizasyon ve Halkla tlişkiler Merkezi" tarafmdan düzenlenen seminerin açılışında Milli Eğitim Bakanı Metin Emiroglu, Türkiye'de nüfus artışının disipline edilernediğini, her yıl 1 milyon 200 bin çocuğun nüfusa katıldığını belirtti. İlköğretimden sonra büyük bir kesiminin eğitim dışı kaldığını, bunlann ya esnaf ve sanatkâr yanında, ya da tarımda gizli işsiz olarak kaldığını, geri kalan büyük kesimin ise işsizler ordusuna katıldığını anlattı. Bu kitlenin 4 milyona yaklaştığını da ifade etti. Çırakhk Yasası ile işyerlerini okul haline getirdiklerini savundu. Çalışma Bakakanı Mükerrem Taşçıoğlu ise konuşmasında çırakhk yasasının işsizliği çözmede çok önemli boyutlan olduğunu söyledi. îşsizlerin yuzde 8090*111111 vasıfsız işçiler olduğunu, vasıflı işçilerin ise iş bulabildiklerini söyledi. Toplu Konut Fonu konusuna da değinen Taşçıoğlu, 2.5 yıl içinde fonda 600 milyar lira biriktiğini, 513 milyar liranın da kredi olarak dağıtıldığını ve 160 bin ailenin konut edindiğini açıkladı. İşçi, memur ve emeklilerin hemen tümünun ayın sonunu zor getirdiklerini, konut için para ayıramadıklarını ve bunun bir gerçek olduğunu da anlatan Taşçıoğlu, "son çıkanlan yeni konut kanunuyla çabşanlan neredeyse zorla ev sahibi yapacaklarını" söyledi. Taşçıoğlu, 60 metre karelik konutlara küçük olmalan nedeni ile yapılan itirazlar üzerinde durarak, Avrupa ülkelerinde evlerin en fazla 60 metre kare olduğunu anlattı. Günün üçüncü konuşmasını yapan Türktş Başkanı Şevket Yılmaz, sendikalar yasası ile boğuşurlarken karşılarında bir de 3308 sayılı çırakhk yasasının çıktığını belirerek "Göniil isterdi ki yasa çıkmadan göruşümüz alınsın" dedi. Yılmaz, konut için işverenlerin ödeyeceği primlerin, toplusözleşmelerde eninde sonunda işçilerden düşürüleceğini, bundan hiç kimsenin kuşkusu olmadığını ve Süleymanoğlu 'nun ilticası TJ aber Merkezi Naim M~l Süleymanoğlu'nun Turkiye'ye iltica etmesi olayını Avustralya'daki "ülkücüler" üstlendi. Haftalık "Yeni Düşünce" dergisinin bu haftaki sayısmda yer alan habere göre Süleymanoğlu'nun Bulgar kafilesinden aynlarak bir süre bilinmeyen bir yerde saklanmasını Necati Gencer adında bir ulkücu sağladı. Avustralya'dan Turkiye'ye izne geldiğini bildiren Necati Gencer, Suleymanoğlu'nu Bulgaristan'dan Avusturya'ya göçetmiş Zakir, Mustafa ve Mahmut isimli kişilerle birlikte Yarrariva Restaurant'tan kaçırdıklanm öne sürdü. Necati Gencer, Avustralya'da bulunan öteki ülkücülerin kapatılan Ülkü Ocaklan 'ndaki görevleri nedeniyle haklarında dava açılabileceği kuskusu ile Turkiye'ye gelemediklerini de belirtti. bu primleri ödememek için 50'den fazla işçi çalıştıran birçok işyerinin şirketlerini 5'e, 6'ya böleceklerini ileri sürdü. Işçiye 15 sene sonra kavuşacağı ev vaadini göstermenin hiçbir işe yaramayacağını belirten Yılmaz "Dttnya'da mekân ahirette iman denir. Ama hiçbir zaman ahirette mekân denilmemiştir" biçiminde espri yaptı. Çırakhk yasasında kızların unutulduğunu, bu kızlann ne olacağını da soran Yılmaz, anayasada angaryanın yasaklanmasına rağmen çalışanlann 22 yaşına kadar SSK'den yararlanamayacaklarını, bu çocukların herhangi bir kazaya uğramalan halinde ana ve babalarına herhangi bir tazminat ödenemeyeceğine dikkat çekti ve "lşverenleri alıştınyorsunuz. Çıragı sigortasız, \ergisiz aynı kaçak işçi gibi calıştıracaklar, çıraga asgari iicretin yüzde 30'unu ödeyeceksiniz. Zaten asgari ücret yetmiyor, şimdi çalışan çocuga asgari ucretin yüzde 30'unu vereceksiniz, böyle bir şey olmaz" dedi. Şevket Yılmaz, 19781986 yıllan arasında yüzde binleri aşan çimento ve demir fiyatlanndaki artışa dikkat çekti. 75 metre karelik evlerin de 15 metre kare arttırılarak 90 metre kare olmasım söyleyince Mükerrem Taşçıoğlu, oturduğu yerden "Pazarlık yok" diye mudahale etti. Şevket Yılmaz ise "Asıl pazariık bunun için olacak" dedi. sertçe olmakta mazur iseler, bu seçim atmosferinin bir icabıdır. Biz işçi liderlerimizin ve özellikle Türklş'in kongrelerde biraz sertçe olmalannı mazur görüyoruz. Benim bildiğim genel kurullar başta o teşekkülün başkanı olmak üzere, idare heyetinde bulunan arkadaşların hesap verme yeridir. Yani sınava çekilecek onlardır. Bu Türklş'in kongrelerinde işin kolayını bulmuşlar. Yöneticiler de hemen delegelenn larafına geçiyorlar. Sanık sandalyesine hükümeti oturtuyorlar. Bu valnızca bizim donemde değil, 10. Genel Kunıl'dan bu yana hep böyle olmuş. Belki normal karşılanabilir, yani netice itibanyla vermedi diye suçlanacak kimdir? Devlettir. Ama bu genel kurulda işverenlere bile fazla bir şey söylenmedi. Yahu, bizim dışımızda işveren yok mu? Kaldı ki, biz işveren de değiliz, biz oraya hükümet olarak gittik. Biz orada laraf değiliz, ama bu bir kolay yol, veryansın ediyorlar. Tabii bunu fırsat bilen muhalefel partilenmiz de fırsatı kaçırmıyorlar. Aman diyorlar, hazır bir zemin, yükleniyorlar hükümete. Hatta eskiden hükümet etmış olanlann uzantıları bile sankı hiç gunahlan yokmuş, sanki 16 bin 200'ü biz onlardan (eslim almamışız gibi onlar da bize yüklendiler. Biz de boncuk boncuk terledik, ne yapalım? Dedik ki çalısaçağız, edeceğız, artık geçti kongre. Demokratikliğinden hiçbir şüphe etmediğimiz seçimlerden sonra arkadaşlanmız başladılar vazifeye. Onlar mucadelelenni, maalesef faaliyetlerini demiyomm, çunku o yolu seçtiklerini ifade ediyorlar, sürdürecekler. Biz de normal hükümet faaliyetlerine devam edeceğiz. Konuya göre hız PTT'nin hizmetlerindeki hı manda "Kubilay'ın öldürülüzı konusunda geçenlerde bir şü" ödül alacak değildi ya... örnek vermiş, yazar Necati • • •* Cumah'nın, oyununun sahneOdakule'de 225 ocak tarıhye konduğu izmır Deviet Tıyat lerı arasında açık olan kuş ve rosu'na çektıği telgrafın öykü çiçek sergısıne gıttiniz mi? sünü anlatmıştım. Anımsana Eger gitmedinizse gidin ve çicağı gibi Cumalı'nın telgr0fı bir çeklerle kuşların güzellikleri hafta içinde yerıne ulaşamamış, sonunda yazara telgrafının alınmadığı yolunda bılgi verilmişti. Son öğrendiklerimize göre PTT'de işler epey değişmiş. Şimdi telgraflar yıldırım hızıyla yerlerıne ulaşıyorlarmış. Ama bu hız telgrafın konusuna. göre değişiyormuş. Inanmayanlara PTT Başrnüdürlüğü Telgraf ve Telefon yanı sıra, dayanıklılıklarına da işletme Müdürlüğünün hayran olun. Güzelim kuşlar, küçük ci31.12.1986 tarihli tamimini okumakta yarar var. Söz ko ğerlerinin son gücüyle sigara nusu tamim, PTT müdürlükle dumanları arasında ötüşmeye rine "yıldırım telgraf" olarak çabalıyorlar.. "Aman kuşlar gönderilmiştir. Tamim şöyle: ölecek" diye bir yetkili aramaya kalkıyorsunuz. Ağzınaa si"PTT Müdürlüklerine, Sayın Cumhurbaşkanı ve garalı bir vatandaş çıkıyor karBaşbakanımıza türban kullanı ştnıza, "Buyrun" diye. Vazgemı ile ilgili olarak çekilecek çip başka birini anyorsunuz, o telgraflann telgraf işletme reh da sigaralı... "Burada sigara beri hükümleri çerçevesinde tiryakisi olmayan bir Allah'ın derhal kabul edilerek bir ak kulu yok mu diye sağı solu saklığa meydan vermeden araştırırken, kuş kafeslerinin ivedilikle ışleme tabi tutulup, çok yakınlarına konmuş tek yerlerıne ulaştırılması, telgraf ayaklı kocaman sigara tablalann kabulü sırasında zaman lannı ve bunlann üzerinde dukaybına sebebıyet vermemek manı tüten, sönmemiş sigave yığılmaları önlemek için her ra izmaritlerini görerek, son türiü tedbirin alınmasını genel umutlarınızı da kaybediyorsumüdürlüğümüzün 31.12.1986 nuz. Ötücü kuşlar son nefeslerigün ve 120025992 sayılı emırni vermeden bu sergiyı gezip lerine atfen rica... görmek gerek. Telgraf ve Telefon İşletme • * * Md. 31.12.198687142 sayılıTalimhanede yeni açılan kat dır. Başmüdürlük.." otoparkının hizmete girişi yöGörüldüğü gibi PTT'nin hı re sakınlerinin canını epey sıkzı da telgrafın konusuna göre tı. Şimdi İstanbul'da park yadeğişiyormuş.. sağının en sıkı uygulandığı * • * bölge Talımhane.. Bu civarda Zaman Yayıncılığın açtığı yaşayanlar sabaha kadar bitsenaryo yarışması sonuçlandı. mek bilmeyen siren seslerinHidayete eren tıyatro oyuncu den ve otoları garaja çe«en larından Ulvi Alacakaptan'ın çekicl aıaçlann manevralannda aralarında bulunduğu jüri, dan uyku uyuyamaz oldular. ilk üç dereceye layık eser bu Akşamları kapılarının önüne lamadı. Mansiyon alan yapıtın park edenler, sabah uyandıkadı ise "İmamın Öldürülüşü" larında araçlarını kat otoparZaman Yayıncılığın ödülle kından teslim alıyorlar. Doğal ri de "zamana uygun". Bu za olarak 40005000 lira arasında değişen garaj ve araç çekme masraflarım da ödeyerek.. • • • Sakıp Sabancı Ağa'nın konuşmalarından Kayseri yöresinin sevimli konuşma tarzını hepimiz öğrendik artık. Ama daha öğrenemediklerimiz varmış. Kayseri belediyesinin yayımlamaya başladığı "Haber Bülteni" bu konuda yeni örnekler sergiliyor. Rasgele bir haberi ele alıyoruz: "Geçtiğimiz günlerde şehrimizi ziyaret eden Bayındırlık ve İskân Bakanı Sefa Giray'a şehrimiz içmesuyu şebekesi hakkında bir brifing verimdı. Bakan mGiraybringde Kayseri'nin içme suyu mes'elesinin böylece kökünaen halledilmiş olduğunu belirtti. Bayındırlık ve İskân Bakanı İ.Sefa Giray'a geçtiğimiz günlerde şehrimize yaptığı ziyaret esnesında bir brfinlg ve Zrildi. İller Bankası Bölge Müdür Mustafa Şeylan tarfından verilen bringde öçmesuyu şebekesinin iki aşaması hakkırdada ayrıntılıar anlatıidı.. ' Bılmem anlaşıldı mı? • * * Türktş Genel Kunılu sonresında yayımlanan bildirgede 1987'nin eylem yılı olacağı ilan edildi. Yılmaz, bu karşılıklı konuşmaTAŞÇIOĞLU O lafı hiç etmedan sonra toplu konutla ilgili ke sinler. Buna ıştahlı da olmasınlar Eysilecek fon konusunda işçilere lemi, kavgayı en son düşünehm dehesap verilemeyeceğini ve "İşçi dim. Üç defa demokrasiye paydos ler, hükümet hangi borcunu ka dendiği bir gerçek Türkiye'de. 1983 patacak bu fonla derse, ben ne seçimleriyle yeniden demokrasi başcevap veririm" deyince Taşçıoğ ladı. Geçen kongresindeki sartlan bir lu, "Ben hesabını veririm" diye düşünsün. Bu sözü söyleyen eğeı Türklş ise, geçen kongresindeki şartmudahalede bulundu. Şevket lan bir düşünsün. Bu kongrede ifadeı Yılmaz. bunun üzerine, "Sizin meram ettiğine bin şukur etsin. Bizvereceğinizden şüphem yok da den yana söylemiyorum. Ve aynca şu ben nasıl işçiye bunun hesabını anda eyleme geçecek herhangi bir haverecegim. Benim endişem bun dise yok ortada. tşte verdiklerimiz, dan. Nasıl anlatayım işçiye" bi işte niyetimiz. Eylem için bazı şartçiminde karşılık verdi. ların oluşması lazım, yolların tıkalı olması lazım. Biz bir yanda oturalım, Seminerin ögleden sonraki bö konuşalım, tartışalım derken, sen lümünde ise TBMM KİT Komis böyle en son alınacak çareyi ortaya yonu Başkanı ŞUkrü Yiirür, baş sürersen o yol yanlış olur. Eylemlekanhğındaki çırakhk ve meslek rin Turkiye"yi nereye getirdiğinden edinme kanununun genel değer ders almamış olan varsa, acınm onlara. Eylemlerin en şiddetlileri yapıllendirmesini yaptı. Seminerde dı. Günde 20 kişi öldü. Ne oldu? Eybugün tebliğler sürecek. lemlerin sonunda eskiden ne olduysa yine aynı şeyler olur ve biz böyle o eski fasit dairenin içinde geliriz aynı yere. Meclisin gundeminde b«kleyen bir yasa onerisi vardı, işkollannın sayısının azaltılmasını amaçtayan. Acaba son durum nedir? TAŞÇIOĞLU Geri çekiyorum. Sade işkolları ile ilgili değildir o, bir de sürelerle ilgilidır, yani yönetimde bulunan arkadaşların 3 yönetim devresinden fazla görevde kalamayacaklarına dair bir hükiim vardır. Onlarla ilgili kanun teklifini tekrar göruşülmek üzere komisyona geri çekiyoruz. Komisyonda hepimiz tekrar görüşlerimizi bildireceğiz. O teklif Bur ı han Kara ve arkadaşları tarafmdan ı verilmiş bir kanun teklifıdir. Ben Çalışma Bakanı olarak o konuda görüş belirteceğim. Belki o arkadaşların fikirleri de yeni koşullar altında değişmiş olabilir. Tam bilemiyorum ama, bunun tekrar konuşulması lazım. Böyle sıkışık bir durumda, seçimler gırdi araya, bakanlıklar değişti, koşullar da değışmiş olabilir, pat diye bunun Mecliste eller havaya kalkarak geçmesini mahzurlu buldum. 1980'den bu yana en buyiik grev olarak adlandınlan Otomobiltş Sendikası'nın Netaş grevi var? Nedir acaba bu konudaki düsunceniz? TAŞÇIOGLU Her şeyden önce grevi sevmiyorum. Grevi sevmiyorum derken lokavtı seviyorum anlamayın. Grev çunkü bir ihtilafın tezahürüdür. Ben banş taraflısıyım, keşke anlaşabilselerdi, adında grevde her iki taraf da zararlıdır. Grevin bir an evvel son bulması benim arzumdur. Hatta arkadaşlara ilgilenmelerini soyledim. Bizim vazifemiz değil, ama acaba hallinde bir gayretimiz olabilir mi diye. Kimse keyfinden grev yapmaz. Bile bile ücretlerin kesilmesine razı olmaz. Demek ki, kendisini haklı hissederek direniyor. Öbürü de veremeyeceğinin hesabı içinde. Aralarındaki farkın ne olduğunu, şartların ne olduğunu bilemiyorum. Tabii bir muayyen muddet karşıdan seyretme gibi bir durumda kaldık. Keşke kendileri, her saat beklediğim mujdeli haber odur, anlaşsınlar ama arkadaşlara meşgul olmalannı soyledim. Olmazsa çağırıp konuşmayı bile düşünuyorum. DİSK gibi bir konfederasyonun kurulması yeniden gnndeme gelirse, bu konuda tavnnız nasıl olur? TAŞÇIOĞLU Kanunlann müsaade ettiği her şey yapılır. Aynı şekilde Sıkıyönetim Mahkemesi'nin mahkum ettiği şekilde davranacaksa, zaten onun kurulmasına müsaade etmez bu hükümet. Ama sendikal faalıyetlerde bulunacak, her turlu ideolojik, politik goruş sahibi kimseler toplanır, istediği sendikayı kurar. Fakat onlann mahkumiyet kararları var bende. Temyizden de geçtikten sonra katileşecekıir. Onun için hep böyle şeyde duruyorum. Eğer o suçları işlemek uzere kurulacaksa, ona gayet tabii raz.ı değiliz. Sendikal faaliyette bulunacaksa o zaman 'evef. Şimdi bugun o istikâmette sendika yok mu? Var. Adam yalnızca sendikal faaliyette bulunuyor, bir şey demiyoruz. Aşırı solu kastediyorsanız, o istikâmette kurulmuş sendika da var. Çalışıyor da, grevler de yapıyor. Ama kanuni ve hiçbir şey demiyoruz zaten. Demokrasinin icabı budur. Keyfine göre sendika olur mu? Öburü suç işliyor, sendika ile ilgisi yok, sıyası suç îşlıyor. Mahkeme söyluyor, biz söylemiyoruz. Yalnız son yargı organı soylemedı, temyiz basmadı altına imzayı. Arlık dikkatlı konuşuyorum bu sefer" Bir süre önce yayına giren 2. kanal, vatandaşların üzerinde çeşitlı tepkıler yaptı. Kimileri bu kanalı ızieyeceğim derken, fıtık oldu. Seyredebilenlerde sinir hastası olmayı sürdürüyorlar. Galıba bu işten en kazançjı çıkan kişi Samatyalı Yusuf Öztürk... 2. kanal sayesinde yeni açtığı lokantasına kolayca isim buldu: "2. Kanal Et Lokantası." ANKARA TASI Yarım günlük iş... "Askerden döneli 2 yıl olmuştu. Uzun süre iş aradım bulamadım. Sonra babamın ve diğer tanıdıkların yardımıyla öğretmen lisesinin yemekhanesine garson olarak girmeyı başardım. İlk defa 2 aralık günü işe gittim. Saat 14.30'da, servısten çağırdılar, gittim. Telefon gelmiş, işten çıkanldığım söylendi" Adana'nın Düzici ilçesinden Şahin Kelle'nin 5.5 saat süren işinin öyküsü kendi ağzından özetle böyle. Şahin Kelle, işten çıkarılma nedenini sormuş. Önce yanıtlanmamış. Azmetmiş, sonunda söylemişler: "Sen SHP ilçe binasında daktilo yazıyormuşsun..." Şahin Kelle, parası olmadığı için arzuhalci yerine bir parti binasındaki daktiloda işe gıriş formunu yazmanın, işten çıkarılmasına yeter sebep olduğunu böylece öğrenmiş. "Benim siyasetle ilgim yok. Daktilosu olan başka bir yere de gidelirdim, ANAP da olabilırdi, DYP'de" diyor ve soruyor Şaban Kelle kendisini işinden eden telefonun sahibine: "2 yıl sonra nihayet iş bulabildim. Evliydim, babamın elıne bakmak gücüme gidiyordu. Beni işsiz bırakan arkadaş, eline ne geçti söyler misin?" Şahin Kelle, iş sınavları için giriş formlarını daha dikkatli yerlerde yazıyor artık. İnekmi geyik mi? Cüneyt Arkın bir zamanlar "Malkoçoğlu" filmleri ile ün kazandı. Malkoçoğlu filmlerinde seyircinin en çok ilgisinı çeken taraf, Cüneyt Arkın ovalarda at koştururken, arkasından telgraf direklerinin ya da kolundaki son model saatin görülmesiydi. Son olarak, cumartesi gecesi "komedi" filmi olarak sinema tarihimize geçecek olan "Ala GeyiK'te, Cüneyt Arkın'ın "geyik ' yerine "geyik kılığına sokulmuş" inek" avlaması gerçekten şahane bir buluştu. Filmi "dikkatle" seyredenler. Cüneyt Arkın'ın avladığı geyiğin, üzerine geyik postu geçirilmiş, ortahğı "trene bakarmış" gibi seyreden "ınek" olduğunu gördüler. Filmin "esas geyikleri" de vardı tabii, onlar da sanırız çeşitlı belgesellerden 'Ala Geyik" filmine "parça" olarak eklenen figüran geyiklerdi. Aile planlaması Tstanbul (a.a.j  Gaziosmanpaşa'da düzenlenen "aile planlaması" semineri, 900 kadın tarafmdan buyük ilgi ve dikkatle izlendi. Lions Kulübü'nce, kırsal kesimlerdeki halkı aile planlaması konusunda eğitmek ve yönlendirmek amacıyla dün Gaziosmanpaşa Merkez llkokulu'nda yapılan seminerde, Bakırköy özel ömür Hastanesi ve Doğumevi Servıs Şefi Dr. Selahattin Yılmaz, sağlıkh ve istenilen sayıda çocuk yetistirmek için uygulanılacak yöntemter konusunda bilgi verdi. Sözlükler ve sözcükler "Öz Türkçe Sözlük" adlı yapıtı sekizinci baskıya, "Çağdaş Türkçe Sözlük"ü de üçüncü baskıya ulaşan Ali Püsküllüoğlu, yeni yılın şu günlerinde oldukça sevinçli. İki sözlüğünün de yeni baskıları çıktı çünkü. Ali Püsküllüoğlu'nun bu mutluluğu yalnızca sözlüklerinin yeniden basılmış olmasından kaynaklanmıyor. Öz Türkçe sözcüklerin yasaklandığı bir dönemde bile bu sözlüklerin ilgi görmesi onu sevindiriyor elbette. Ama sevincinın asıl nedeni, bu ilginın Atatürk'ün Dil Devrimi'ne olması. Püsküllüoğlu bunu, Atatürk'ün Dil Devrimi'nin toplumca benimsendiğinin bir göstergesi sayıyor. "Öz Türkçe Sözlük"ünün en çok satan kitaplar arasında olmasım böyle değerlendıriyor. Atatürk'ün Dil Devrimi'nin toplumca benimsendiğinin yeni bir kanıtı, ona göre Cumhurbaşkanı Kenan Evren'ın yılbaşında yaptığı konuşma. Bilindiği gibi, Cumhurbaşkanı, TRT'ce yayımlanan yılbaşı konuşmasında "sorun", "boyut", "ortam", "görünüm", "atılım", "kavram", "sömürü", "varsayım", "çelişki", "neden" gibi, eski TDK'ce dilimize kazandırılmış yeni sözcükler yanında, Tunca Toskay TRT'sınce yasaklanmış olan "düş", "anı", "özgürlük", "uluslararası" gibi sözcükleri de kullanmıştı. Boğaziçı Imar Uy g u l a m a P l a n ı g m ğince yıkıhnası kararlasnnlan Üsküdar'daki Tekel Genel Müdürlüğu'nebağti TütünîslemeMerkezi binalannınyıkımına baslandı. Anakent Btlediyesi Zabtta Müdürü lsmet Silahçılar'ın da izledia çahşmalar, alt kattaki kolonlarm yıktmıyja akşamüstüne kadar sürdü. Saat 17.00 sıralannda A vrupa 'dan getirtüen özel bir araçla zayıflatüan kolonlarm, ' 'Çekme'' denilen bir yöntemle yıkılmastndan sonra binanın büyük bir kısmının yıkılması sağlandı. Baymak'ın bayi toplantısı stanbul Haber Servisi / Baymak flrmasınm geleneksel "Bayi Toplantısı" 1415 ocak tarihlerinde htanbul Etap Marmara Oteli'nde yapıldı. Tüm bayilerin eşleriyle birlikte davetli bulunduklan, Büyuk Maksim Gazinosu'ndaki gala yemeğini müteakip toplantının son gününde istanbul dışından gelen bayilere bir de İstanbul turu yaptırıldı. Ayrıca, toplantı süresince 3 milyon TL.lık senet tevdi eden bayilere birer kura numarası verilerek, kapanıştan önce hediye çekilişi yapıldı. 720 işçi greve gidiyor tşSendika Servisi Kütahya ' Manyezit işletmelerinde ve Ege Yonga Levha Sanayii'nde grev kararları alındı. Türkİş'e bağh Türkiye Maden Işçileri Sendikası 600 işçinin çalıştığı Kütahya Manyezit îşletmeleri'nde toplusözleşme uyuşmazlığı sonunda grev kararı aldı. Sendika Başkanı Mustafa Orhon işyerine grev kararını asarken yaptığı konuşmada simtel manyezit ve tuğlayı ülkemizde tek üreten ve ihraç eden şirketin, yılda üç milyar kâr etmesine karşın, personel giderlerinin sadece 600 milyon lira olduğunu söyledi. İşçilerin buyük kısmının 4050 bin lira aldıklannı belirterek, istedikleri zammın 1. yıl °?o 40 ve 2. yıl için °7o 33 olduğunu bildirdi. İşverenin ^o 30 ve % 23'ün üstüne çıkmaması karşısında grev kararı almak zorunda kaldıklannı açıkladı. TürkIş'e bağh Ağaçlş Sendikası ise 120 işçinin çahştığı Ege Yonga Levha Sanayii'nde grev kararı aldı. Greve başlama günü olarak da 4 şubat belirlendi. Ağaçİş'ten yapılan açıklamada, başta ücret ve sosyal haklar olmak üzere, sözleşmenin yürürluk tarihi de dahil sözleşmenin 17 maddesinde anlaşmaya varılamadığı için grev kararı alındığı belirtildi. Ote yandan, Adana Cumhuriyet Bürosu'nun haberine göre, salyangoz krah olarak bilinen Hasbi Menteşoğlu'na ait işyerinde dun 70 işçinin işine son verildi. Tek Gıdaİş Sendikası, işçilerin dün sabah işyerine geldiklerinde, işten atıldıklan bildirimi ile karşılaştıklarını, işçilerin sendikaya üye olduklan için işten çıkarıldıklarını açıkladı. İşveren yetkilileri ise olayda kasıt olmadığını, işçilerin geçici sure ile işten çıkarıldıklarını one sürdü. Ancak yasal bildirim surelerine uyulmadan yapılan çıkarmaların doğal olmadığına işaret eden sendika yetkilileri ve işçiler, aralıksız uretimin devam ettiği işyerinde, bakım için uretime ara vermenin söz konusu olmadığını söylediler. TRTdilinde kordovuşu TELEVİ2YONDA iki haftadır yayımlanan "Geçitler" adlı mini dizi, bir yığın dil hatalarıyla sürüp gidiyor. Ama bunlardan en ilgıncı nedir bılıyor musunuz? Filmdekı Fransız adlarının Ingılizce olarak okunması. Bir de yanlış okunması yar tabii. Örnek mi istersiniz? İşte: Fransız Buyükelçisi'nin adı "Armand' degıl"Arman" diye okunur. Büyükelçınin karısmın adı "Lien" değil, "Lian"dır. Büyükelçinın oğlunun adı Ingılizce "Rabırt" yerine, Fransızca 'Rober' olarak okunmalıdır. Çünku bir Fransızın oğlunun adı Ingılizce olamaz. Sonra hızmetçi, yine İngilizce "Helın" değii, Fransızca "Elen"dır. Ama gelın görün ki, bizim İngilizcentn dışına taşamayan seslendirmecilerimiz, seslendirme yönetmenlerimız, denetçilerimız ve daha birçok ilgili, bunlann farkına varamazlar. Ayrıca bazı kişılerin "Rabırt", bazılarının da "Robet" demesinoeki garıpliğı bile fark edemezler. Ve bir kördövüşüdür gider. Bir yandan da TRT yetkilileri, birtakım genelgelerle ve birtakım yasaklamalarla dıle düzen vermeye kalkarlar Özal nasıl gazete okut? İran Başbakanı Mir Musavlnin "Dini değer ve inançlara saygı Türkİran ilişkilerinin gelişmesinde anahtar rol oynayabilir" şeklındeki açıklamasının yarattığı tepkiler sürerken, Başbakan Turgut Özal'ın tutumunun Türk kamuoyundaki havanın oldukça gerisinde kaldığı gözleniyor. Örneğin Başbakan Özal, geçenlerde Musavi'nın açıklamasını nasıl karşıladığını soran gazetecilere "Bu demeci görmedim. Nerede söylemiş, ona bakmak lazım" diyerek konudan habersiz gözüktü. Oysa Özal bu sorulara hedef olduğunda gazetelerin birinci sayfalannın manşetlerı iki gündür Musavi'nın sözlerı ve gösterilen tepkilerle doluydu. OZAL İran Başbakanı Musavfnin Kandemir'e neler söyledığinı basında görmediğini söylemıştır. Özalın içtenliğine inanırsak, Başbakanın gazeteleri birinci sayfadan değil spor sayfasından başlayarak okuduğu sonucunu çıkartabilıriz. Spor sayfasmdan başlayınca zaman darlığından bırtürlü birinci sayiaya ulaşamıyor anlasılan... Yüzde 40 zam lafta kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut Özal'ın, 1987 yılı içerisinde kamu işletmelerinde çalışan işçilere yüzde 40 ucret zammı yapılacağı yolundaki önerisini kamu işverenleri sendikaları uygulamıyor. TKl'de çalışan 35 bin işçi için Türk KamuSen ile Turkiye Madenlş Sendikası arasında bağıtlanan sözleşme ile 1987 yılı için yuzde 35 ücret zammı öngöruldü. Türkiye Madenlş Sendikası Genel Başkan Mustafa Orflon1 ın verdiği bilgilere göre, işveren adına Türk KamuSen Sendikası ile yürütülen görüşmeler, resmi arabulucu aşamasında anlaşma ile sonuçlandı. Taraflar arasında varılan anlaşmaya göre, işçi ücretlerine birinci yıl ortalama yuzde 35, ikinci yıl için ise yuzde 23 oranında zam yapılması kararlaştırıldı. Iş değerlendirmesi sisteminin uygulandığı işyerinde birinci gruba yüzde 40, ikinci gruba yüzde 38, üçuncü gruba yıizde 32, dorduncü gruba yuzde 30 zam yapılacak. 35 bin işçiyi kapsayan sözleşme 21 Ocak 1987 günu imzalanacak ve 1 Temmuz 1987 tarihinden itibaren yürurluğe girecek. TKÎ'de sözleşme: Yüzde 35 İki intihar / ' stanbul J Karagümrük ve Bakırköy'de iki kişi geçirdikleri bunalım sonucu intihar etti. Karagümrük, Küçukçeşme Sokak 29 numaralı evde oturan işsiz ve alkolik olduğu bildirilen Nurettin Lekesiz (46), kendinı iple tavana asarak, canına kıydı. Bakırköy, Vıta Sitesi D Blok 'ta oturan Mümin Gormez (47) adlı sinır hastası emekli işçi de, asılı olarak bulundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle