28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OCAK 1987 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 um Ordusu'nda lenenjit salgını ' efkoşa (aa.) Rum j Milli Muhafız Ordusu'nda ?nenjit salgım başgösterdi. ıstalığa yakalanan bir Rum keri öldti. Rum basını, dürücü bir hastalık olarak linen menenjitin Rum askeri ımplarında gittikçe •yıldığını ve tehlikeli bir ırum arzettiğini bildirdi. um gazeteleri, menenjit aylarının artması üzerine keri ve sivil sağlık rvisterinin alarma ıçirildiğini yazdılar. \poyevmatini" gazetesi, enenjit salgımnın Rum îkeri kamplannda panik nattığını belirtti. Afganistan'da hükümet birlikleri saldırı olmadığı sürece ateş açmayacak İfek yanlı ateşkes mücahitler ateşkesi kabul etmediklerini ve asıl sorunun Sovyet birliklerinin çekilmesi olduğunu belirtüler. Mücahitlerin dün 3 askeri öldürmeleri ile ateşkes ihlal edildi. Necibullah, ordudan kaçıp mücahitlere katılan askerler için af ilan etti. etmeyeceğini ve ülkede gerçek bir değişimin belirtilerini görmedikçe silahlarını bırakmayacağını söyledi. Bir başka gerilla lideri, Abdül Hak da, Afganistan'daki savaşın daha uzun zaman devam edeceğini ve çok kan akacağını belirtti. Necibullah yönetimine karşı mücadele eden gruplardan Cemiyeti tslami'nin liderlerinden Mesud Halili de "Sorun, ateşkes yapılması veya koalisyon oluşturulması değiktir, sorun Afganistan'daki Sovyet biriilderinin çekilmesidir" dedi. Halili, "Ya Sovyet biriikleri çekilecek ya da Afgan halkı Sovyet birliklerini cekilmeye zorlama miicadelesini devam ettirecek" dedi. Diplomatik kaynaklar, Afgan yönetiminin ilan ettiği tek yanlı ateşkesten sonra, Pakistan'daki mültecilerin ülkelerine dönme konusunda gerilla liderlerinin yarın yayımlamalan beklenen bildiriye göre karar vereceklerini belirtiyorlar. ARMACOST, PAKİSTAN'A GİDtYOR Afganistan hükümetinin, sorunun çözümüne yönelik girişimlerinde beürgin bir tutum değişikliğine girmesinden sonra ABD Dışişleri Bakanı'nın siyasi işlerle görevli yardımcısı Michael Armacost'un bugün Pakistan 1 ın başkenti İslamabad'a gideceği açıklandı. BUGUN ALI SBRMEN Sivil Çözümler Üretmek... Öykü ünlüdür, sanırım çoğunuz bilirsiniz. Hani Almanya'da Köln kentinde Hans ile VVİIhelm gece gidip kafayı çekecek bir yer ararken bir Türk lokantasına gitmişler. Orada Türk işi bir sofra donanmış, rakılar da gelmiş, içrneye başlamışlar. Daha ikinci kadehe gelince, Wilhelm ah vah etmeye başlayınca arkadaşı sormuş "ne oluyor" diye, bizimki içini çeke çeke, 'Ah Hans' demiş, 'ne olacak bu memleketin hali?' Örsan Öymen'in, Mehmet Ali Birand'ın "Emret Komutanım" adlı kitabıyla birlikte bir kurama ve onun "koruma kollama işlevine" yaktaşımına ışık tutan yaprtı "Bir İhtilal Daha Var"ını okurken insanın aklına ister istemez bu öykü takılıveriyor. Gerçekten, 1960 darbesinin başlangıcı, Orhan Kabibay ile Dündar Seyhan'ın Tuzla Piyade Okulu'nda bir masa çevresinde sucuklu yumurta ve rakı ile koyulaştırdıkları bir akşam yemeğinde yine "ne olacak bu memleketin hali?" sorusunun sorulması ve Seyhan'ın, "Türkiye ancak aksiyon ile kurtulur" demesiyle oluşuyor. Daha sonra da, bunu başka rakı sofraları ve daha kalabalık grupların hep aym soruyu sormaları izliyor: Ne olacak bu memleketin hali? Hani insanın kitabı okuyunca, işi, uğraşı, giysisi ne olursa olsun, hiç bir yurrtaşa rakı içmeyi yasaklayamayacağına göre, özellikle bazı okullarda daha fazla edebıyat, resim, sinema gibi sanat dersleri verilmesinin; böylelikle, gece rakı içenlerin de, birbirlerine "ne olacak bu memleketin hali" diye sorup sonra aksiyon kararı vermeleri yerine, "ne olacak bu Türk sinemasının hali?", "Türk tiyatrosu nereye gidiyor?", "Edebiyatımızda daha verimli bir ortamı nasıl sağlanz?"; ya da "turizmi geliştirmek için neler yapmak gerek acaba?" yollu somut ve daha az tehlikeli sorular sorarak düşüncelerini ve yaratıcılıklannı o noktaya yöneltmeleri sağlanmış olur ve bizler de her on yılda bir, bir gece sabaha karşı Hasan Cemal'in deyişiyle "Tank sesiyte uyanmak"tan kurtuluruz diyesi geliyor. Ne var ki "Tank sesiyle uyanmak"tan kurtulmak için bizim yukarıda ileri sürdüğümüz şaka yollu öneri yetmiyor. Birand ve Öymen'in kitaplarını okuyanlar, genç subayımızın olaylara nasıl baktığını, kendisinde hangi sorumluluklannı gördüğünü açıklıkla fark edeceklerdir. Her iki yapıtın da, Türkıye'de büyük bir boşluğu doldurduğu, bir tabunun üzerine giderek, hem demokrasi hem de Türk insanı ve bizim ayrılmaz bir parçamız olan Silahlı Kuvvetler yararına çok Önemli birer ürün olduğunu belirtmek isteriz. ikide bir tank sesiyle uyanmak ve uyandırmak istemeyenlerin tümünün bu iki eseri okumasını salık veririz. Ama bu yapıtlan okumak ve olayın o yanı üzerinde durmak da tank sesiyle uyanrnamak için yetmeyecektir. Olayın sivil yönüne de aym dikkat ve duyartıhkla yaklaşmak zorunlu. Kısacası tank sesiyle uyanmamanın bir gereği de, toplumdaki sivil güçlerin önemli sorunlar ve kritik dönemlerde hızla tutarfı ve geçerli sivil çözümleri üretebilmeleridir. Türkiye, vartıği yadsınmaz olan şeriatçı akımlann ciddi tehdidi ile karşı karşıya bulunduğu şu sırada, Cumhuriyet tarihinin en kritik dönemlerinden birini yaşamakta, en büyük sorunlarından birine çözüm getirmek zorunluğu içinde bulunmaktadır. Demokrasi, bu çözümün sivil ve özgürlükçü olmasını zorunlu kılıyor. Bu durumda da gözler doğal olarak siyaset sahnesine ve onların başoyuncularına çevriliyor. Bu sahnedeki görünüm ise ne yazık ki hiç de açıcı değil. Başbakan Sayın Özal'ın, eşi Semra Hanım'ın aksine, bu konuda akıl almaz bir aymazlık ve vurdumduymazlık içinde olduğu, tehlikeyi görmezden gelmeyi yeğlediği görülüyor Sayın Demirel ise iki kez iktidarda ıken Türkiye'yi çıkmazın eşiğine getirip dayayan fütursuzluğu ile yangına körükle gidiyor ve şeriatçılığa, bir zamanlar "Bana milliyetçiler suç işlıyor dedirtemezsiniz" diyerek, eli silahlı komandolara sahip çıktığı gıbı sahip çıkıyor. Ecevitler, kendi siyasal kuruluşlartmn özüne de yansıyan ve 12 Eylül'den bu yana her girişimlerinde kolayca görünen bir kavram kargaşası içinde yaklaşıyorlar olaya. Sayın Ecevit tartkatlara karşı olmadığmı, ancak bunlann siyasete kanşmaması gerektiğinı ileri sürebiliyor. Sanki uzak ve yakın geçmişimizde, siyasete karışmamış tarikatlar var olmuşmuş gibi, sanki bugün Türkıye'de sağın büyük partileri ANAP ile DYP'nin çekişmesi, bir anlamda iki büyük tarikatın, Nakşibendiler ile Süleymancıların çekişmesi değilmiş gibi... Bu sahnede insanın yüreğine su serpen, laiklik ve demokrasi sorununa doğru bir biçimde yaklaşan, bu konuda duyarlılığını dile getiren sayın İnönü ile SHP oluyorlar. Ne yazık ki, laikliğe karşı akımlann karşısındaki sivil gücü oluşturan SHP bugün çeşitli nedenlerte eski CHP'nin gücünde değildir. Ancak, Türkiye'nin somut sorunlan karşısmda bilimin ve aklın ışığında yürekli kararlar alabilmesi ona bu toplulukların onun çevresinde daha yoğun biçimde toplanmasını belki sağlayabilecektir. Böyle bir gelişme demokrasimiz açısmdan da yararlı olacaktır. Çünkü Türkıye'de demokrasinin yaşaması, laikliğin sivil güvencelerınin oluşturulmasına bağlıdır ve yukarıda da belirttiğimiz gibi, SHP ile İnönü dışında hiçbir parti ve önder bu konuda umut ışığı yakmamaktadır. zmir (Cumhuriyet Ege Bürosu) Sofya Radyosu •nceki günkü Türkçe ayımnda, tslam Konferansı îrgütü Genel Sekreteri >erafettin Pirzade'yi iulgaristan'a davet ettiklerini luyurdu. Radyo aym günkü taber bülteninde, Gana Zumhuriyeü Başmüftüsü Hacı Yakubu Arli'nin Kırcaali, Haskova ve Filibe'de camileri ',ezdiğini ve "Müslümanlar badetlerini özgürce yerlerine \etiriyor" şeklinde ifade cullandığını öne sürdü. Radyonun sözkonusu vayınmda Isiam Ülkeleri örgütü Başkanı Pirzade'nin istediği an Bulgaristan'a gelebileceği belirtildi ve "Tüm kentlerdeki camiler açıktır. Müslümanlar ibadetlerini rahatlıkla ve özgür bir hava içinde yapabilmektedir. Sayın Pirzade Müslümanlarm durumunu yerinde görebilir" denildi. r m >ofya, Pirzade'yi iavet etti Hu Yao Bang güç durumda P ekin (AP) Çin'de son bir buçuk ay içinde meydana gelen öğrenci olaylarını önlemekte yetersiz kaldığı gerekçesiyle Komünist Partisi lideri Hu Yao Bang'm görevinden uzaklaştırıldığı öne sürülüyor. Ülkenin lideri Deng Siao Ping'in, Hu'yu üç kez sert bir dille eleştirdiği belirtilirken, Hu'nun üç haftadır ortalarda görülmeyişi, görevinden aynldığı söylentilerini yoğunlaştırdı. Alman seçimleri ve karakış T^rankfurt (an.) Tüm .X Avrupa'yı ve bu arada Almanya'yı etkisi altına alan karakış, 25 Ocak genel seçimleri üzerinde de görülmemiş şekilde olumsuz etkiler yaptı. Partilerin duzenledikleri propaganda toplantılanmn ilgi toplamadığı gözlendi. En hareketli parti taraftarlan bile bu soğuklarda seçim toplanttlarma katılmıyorlar. Konuşmaalar, adeta boş salonlara hitap etmek zorunda kalıyorlar. Dört büyük Alman partisi ile Yeşiller, genel seçimlerin bundan böyle, kış aylarında kesin olarak yapılmaması için anlaştılar. KABtL (AP/a.a.) Afganistan hükümeti çarşamba gecesi 24.00*1611 itibaren tek yanlı olarak ateşi kesti. Ancak hükümete karşı savaşan yedi mücahit örgütü ateşkesi kabul etmediklerini yinelediler. Nitekim mücahitlerin dün erken saatlerde üç hükümet askerini öldürmeleriyle Afgan hükümetinin tek taraflı olarak ilan ettiği ateşkes ilk kez ihlal edildi. Mücahit kaynaklan, saldırının Hayber Geçidi'ndeki Pakistan sının yakınında mucahitlerce gerçekleştirildiğini bildirdiler. Afganistan lideri Necibullah önceki gece yaptığı radyo televizyon konuşmasmda, hükümet birliklerinin ateşi kestiklerini ve ancak saldırıya uğradıklan takdirde kendilerini savunmak için ateş edeceklerini söyledi. Necibullah, halkın ateşkesi desteklemesini isteyerek şöyle dedi: "Liitfen, birleşerek ateşkesi destekleyin. Top sesleri devam ederse birbirimirin sesini duyamayız." Afganistan lideri, Necibullah, Afgan hükümeti ile Sovyetler Birliği'nin, "Sovyet askerlerinin ülkeden tamamen çekilmesi yollarını açacak bir anlaşmaya vardıklarını" bildirdi. Necibullah, 8 yıldır devam eden savaşa son verilmesi çağnsından sonra, ordudan ayrılarak mücahitlere katılan Afgan subay ve askerleri için de af ilan edildiğini duyurdu. Afgan hükümeti ateşkes uygulamasını gözlemek için, ülkeye bir grup yabancı gazeteciyi davet etti. Gazeteciler başkent Kabil sokaklannda Sovyet askerlerinin görülmediğini, resmi binalann hükümet askerlerince korunduğunu bildiriyorlar. Sadece helikopterlerin ve Migler'in bulunduğu Kabil Havaalanı'run, Sovyet askerleri tarafmdan korunduğu göze çarptı. Ote yandan Afganistan'dan Pakistan'a kaçan mültecilerin sayısında geçen yılın son ayında gözle görülür bir artış olduğu bildirildi. Pakistan'da özellikle Peşaver kentinde üslenen gerilla gruplanndan bazılan, hükümetin ateşkes ilanından sonra saldırılannı iki katına çıkaracaklannı belirtirken, bazılan, asıl sorunun hükümetin ateşkes ilan etmesi değil, ülkedeki Sovyet askerlerinin çekilmesi olduğunu bildirdiler. Gerilla liderlerinden Burhaneddin Rabbani. Afganistan halkınm, Necibullah yönetimince öne sürülen aldatmacalan kabul MÜCAHİTLER KARARLI Mücahitler, Sovyet birlikleri Mkeyi terk edinceye kadar savaşı sürdürmekte kararUlar. Yedi yıldır süren direniş Dts HaberUr Servisi Afganistan'da kanlı iç savaş 1978 yılında Davud Han'm Moskma yanhsı Marksist subaylar tarafmdan devritmesi iizerine başladı. Darbeden sonra iktidara Nur Muhammed Teraki geldi. Ne var ki, yöneüm içinde iktidar mücadelesi kıztştyordu. Moskova'yayakm otan Teraki, 1979şubatmda Haftzullah Amin tarafmdan ölduruldü. Aym yılm aralık ayında da Sovyet birlikleri Afganistan'ı isgal ettiler. Moskova, Kabil hükümetinin daveti ile Afganistan'a girdiklerini öne sürdü. Ama, Sovyetler Afganistan'a girer girmez ilk iş olarak Haftzullah Amin'i öldürdüler. tktidara ise, Sovyet birlikleri ile Afganistan'a dönen Babrak Karmal getirüdu Karmal geçen yıl mayıs ayında sağiık nedenleri ile istifa ederek yerini Necibullah'a terk etti. Sovyetler Birliği'nde Mihail Gorboçov'un iktidara gelmesi ile birlikte Moskova'mn Afganistan politikasmda bir yumusamanm başladığı gözlendi Sovyet yetkiiileri, sık sık Afganistan'dan çekilmek istediklerini belirtiyoriank Diplomatik gelismeler, Necibullah'ın geçen yıl aralık ayında ateşkes önermesi ile hızlantk Mücahitler bu öneriyi reddettiler. Ancak Necibullah, yılbasında yaptığı açıklamada 15 ocaktan itibaren 6 ay süre ile tek yanlı ateşkes uygulayacakiarım bildirdi. Necibullah'ın açtklamasmdan birkaç gün sonra da SSCB DifiSleri Bakam Eduard Şevardnadze Kabil'e sürpriz bir ziyaret yaptı. Bu ziyaretin ardmdan ise Moskova'dan yapılan açıklamada Sovyetlerin Afganistan'dan çekilmek için takvim saptmmasını kabul edecekleri bildirildi. Tahran, Kerbela6 saldırısının başlatıldığını açıkladı Irandatı bir "Kerbeia" daha İran, önceki gün cephenin ortasında Mandali bölgesinde başlaîılan Kerbela6 saldırısında 14 stratejik tepenin ele geçirildiğini öne sürdü. Körfez'deki ticaret gemilerinin korunması için, bölgeye BM deniz gücü yerleştirilmesi istendi. TAHRAN /BAĞDAT (Ajanslar) Körfez savaşında çarpışmalar, İran'ın cephenin ortasındaki Mandali bölgesinden önceki gün başlattığı Kerbela6 harekâtı ile daha da şiddetlendi. İran, Bağdat'a önceki gece yeni bir füze saldırısında bulundu ve Kerbela6'nın yoğunlaştığı başkentin kuzeydoğusundaki 14 stratejik tepenin ele geçirildiğini one surdü. Irak ise bu saldırılara misilleme olarak İran'ın Kermanşah, Borujerd, MescidSüleyman ve Dezful kentlerine hava saldınsı düzenlendiğini ve füze yollandığıru duyurdu. Savaşın şiddetlenmesi ve Körfez'deki ticaret gemilerine saldırıların yoğunlaşması üzerine, Körfsz'e bir BM deniz gücü yerleştirilmesi istendi. İran'ın Kerbela6 harekâtı 1.180 kilometrelik cephenin merkezinde, başkent Bağdafın kuzeydoğusundaki Mandali bölgesinden başladı. İran İslam Cumhuriyeti haber ajansı İRNA çarşamba günkü saldında 1000 Iraklının öldüğünü ya da ^ r a landığını, saldırı sırasında 14 stratejik tepenin ele geçirildiğini öne sürdu. Radyo aynca, Irak'ın geçen cuma gününden bu yana sürdürdüğü hava saldınlanna hedef olan 11 kentte 850 sivilin öldüğunü ve 1.500 sivilin yaralandığını kaydetti. Çarşamba gunü Irak savaş ucaklannın Kum kentine duzenledikleri saldında 25 kişinin öldüğu, 100 kişinin de yaralandığı belirtilen haberde, ElDovvra petrol rafinerisi bombardımamnda ise 120 kişinin öldüğü ya da yaralandığı duyuruldu. Bağdat Radyosu ise, hava saldınlanna devam edileceğJni açıklayarak, "Füze saldırılan ve hava akınlan. tran'ın barbarca saldınları sırasında dökülen Irak kanına intikam olarak gertekleştiriliyor" dedi. İran'ın Bağdat'a yolladığı ikinci füzenin, yerleşim bölgelerine isabet ettiği, birçok sivilin öldüğü, evlerin ve dükkânların tahrip olduğu belirtilen radyo haberinde "Irak saldırılan vurucu olacaktır" denildi. Bağdat Radyosu, İran'm kuzeyindeki İlam ve Kum kentlerine düzenlenen hava akmlarmdan sonra bu kentlerin "alevler içinde" kaldığını, Dezful'a ise uçaklann saldırısının >anı sıra bir fuze gonderildiğini duyurdu. İran, Irak'ın son sakrrılannı henüz doğrulamadı, kayıplar hakkında ise herhangi bir bilgi verilmedi. Bu arada, iki ülke arasındaki kara savaşının, Korfez'in kuzevr ucundaki Şattülarap su yolundaki Irak'ın ikinci büyük kenti Basra'nın 10 kilometre kadar doğusunda şiddetli çarpışmalar halinde devam ettiği haber verildi. lraklı komutanlar, kendilerine bağlı kuvvetlerin önceki gece çat'ransa 'da dondurucu kış koşuüannda, başkent Rnis'te köpeklerin çek tışmalarda İran kuvvetlerine ağır tiği kızaklarda eğlenen Parisliler. Pariste kar kahnhğt 14 santimetre. kayıplar verdirdiklerinı bildiriyorlar. sendikalann giderek güç yitirmeSon grevlerde, konfederasIrak'ın açıklamasmda, tran'ın si üzerinde duruluyor. Geçen yılyonlarm kontrolu dışında, bir hafta önce sınırdan geçerek larda işverenler arasında yükse"koordinasyon" komitelerinin Basra'ya giriştiği saldırılardan len "aşırı liberal" göruşler sentemizlenmesi ve sendikalann sonra kanlı çatışmalara sahne dikalann etkinliğinin zayıflatıl"greve sonradan yeüşmeleri" ol olan Suni göle bakan nratejik ması taktiği üzerine kuruluydu. gusu, sendikalann demokrasinin* Harnubıya bölgesını eıe geçırİzlenen bu taktik ve sendikal kuvazgeçilmez unsurları olduğu gö mek için çok sayıda asker kulruluşların koşullara ayak uydurüşunü yeniden guçlendirdi. Chi landığı haber verildi. ramaması yüzünden Fransa'da rac hükümetinin çalışma BakaBağdat'taki yabancı diplomatsendikalı sayısı ucretliler arasınnı Philippe Seguin, "Son olay lar, Basra bolgesindek. çarpışda yuzde 20'nin altına duşmüşlar gıiçlii ve sorumlu sendikala malarda yaklaşık 10.0CO Iraniıtü. Buyuk konfederasvonların nn demokrasınin vazgeçilmez nın öldüğünü söylerken. İran bu hızla uye yitirmeye de\am ettiği unsunı olduğunu kanıtladı" şek çarpışmalarda 17.500 Iraklının de bildiriliyor. linde konuştu. öldurüldüğünü ileri sürdu. Islam Zirvesi'nde gündem yüklü NEW YORK / KUVEYT (AP) İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Şerafettin Pirzade, bu ayın 26'sında Kuveyt'te yapılması planlanan İslam Zirvesi'ne konferansa üye tüm ülkelerin katılması çağrısında bulundu. Bu arada Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın Lübnan'daki rehineler kpnusunu da zirvenin gündemine getireceği açıklandı. Şerafettin Pirzade, önceki gün yaptığı açıklamada tslam Zirvesi'nin planlandığı tarihte Kuveyt'te yapılacağını ve zirvede İslam dayanışması ve îslam dünyası ile ilgili her konunun ele alınacağını söyledi. Pirzade, "Konferansa üye tüm iilkelerin, kendisine zirveye katılacaklarmı bildirdiklerini ileri sürdü. Ancak bilindiği gibi İran, Islam Zirvesi'nin Kuveyt'te yapıimasına karşı çıkarak zirveyi boykot edeceğini açıklamıştı. Humeyni yönetimi, Kuveyt'i Körfez savaşında Irak'a destek vermekle suçluyor ve savaş alanına yakın olması nedeniyle Kuveyt'in zirve için uygun bir ülke olmayacağını savunuyor. Pirzade, açıklamasmda îslam Zirvesi'nde iran Irak savaşının yanı sıra Afganistan ve Kudüs sorunu, Filistin ve Ortadoğu konulannın ele alınacağını açıkladı. Bu arada Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamada, Perez de Cuellar'ın zirve sırasında çeşitli liderlerle Lübnan'daki rehineler konusunu gorüşeceği bildirildi. Murphy Ortadoğu'dan döndü Tfudüs (a.a.) ABD'nin jfv Ortadoğu işlerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Murphy, îsrail, Ürdün ve Mısır'da yaptığı temaslardan eli boş döndü. Murphy, önceki gün Israil'de yaptığı açıklamada, Îsrail ve bu iki Arap ülkesinin Ortadoğu barış girişimlerini sürdürmeyi istemelerine rağmen izlenecek yollar konusunda görüş aynlığı içinde bulunduklannı söyledi. İki haftadır bu üç ülke arasında "mekik dokuyan" Murphy, anlaşmazhk bulunan görüşlerde bir değişiklik olmadığmı kaydetti. Marcos, Reagan'a şantaj yaptı ABD basınına göre, îsrail, tran'a verdiği silahlan Filipinler'e satmış gibi göstermiş. Bunu bilen Marcos Reagan'a kendisinin Filipinler'e dönmesini sağlaması için baskı yapmış. ŞEBNEM ATIYAS NEW YORK Filipinler'in devrik Devlet Başkanı Ferdinand Marcos ABD basınında Reagan'ı IranCuntra skandalına ilişkin elindeki belgeleri açvğa çıkarmakla tehdit ettiği yolundaki haberleri yalanladı. Bir Los Angelcs gazetesine göre Filipinler'e geri dönmek üzere ABD'den yardım istiyen Marcos isteğini gerçekleştirmek için ABD Başkanı Ronald Reagan'ı tehdit etti. Habere göre, Marcos aslında İsrail tarafından İran'a satılan, ancak Filipinleı'e satıhyormuş gibi görünen silahlar için ABD hükümetinin bazı Filipin askeri yetkililerine komisyon verdiğini gösteren belgeleri basına sızdıracağını iddia etti. Dün ABC'nin bir haber programına demeç veren Marcos Filipinler'e dönme için ABD hükümetinden yardım istediğini ve bu isteğini Reagan'a ilettiğini doğrularken, tehdit konusunda şunları sövledi: "Simdiye değin hiçbir basın kurumuna İranContra konusuyla ilgili bir şey sövlemeditn. İlk kez bu programda bu konu gündeme gelmektedir. Kimse bana bu konuda bir soru IRANGATE'DE SON İDDİA: ^ ^ ^ l ^ M Silahsızlanma Fransa'da demiryolu grevi sona erdi Cenevre'de 7. tur başladı CENEVRE (AP) ABD ve Sovyetler Birliği heyetleri arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılan silahsızlanma görüşmelerinin yedinci turu dün başladı. Cenevre'deki Sovyet delegasyonu başkanı Viktor Karpov'un bir süre önce görevden alınarak yerine Sovyet Dışişleri Bakanı Yardımcısı Yuli Vorontsov'un getirilmesinin, görüşmeleri etkilemesi bekleniyor. Cenevre'deki göruşmelerin yeni tunınun başlanvasından önce Amerikan heyeti başkanı Max Kampelman ile Yuli Vorontsov, Cenevre'deki Sovyet misyonunda birlikte öğle yemeği yediler. ABD heyetinin sözcüsü Terry Schoeder, dünkü görüşmelerde ele alman konular hakkında bilgi vermedi. Cenevre görüşmelerinde uzun menzilli füzeler, orta menzilli füzeler ve "Yıldız Savaşları" konulan ele alınjyor. Sovyetler Birliği bu üç konuda paket halinde anlaşmaya gidilmesini istiyor ve konulardan birinde anlaşma sağlanamaması durumunda diğer konularda da anlaşma yapılamayacağını belirtiyor. ABD ise üç konunun ayrı ayn ele alınmasını istiyor. grevi dondurdu SABETAY VAROL PARİS Fransa'da 25 gün süren demiryollan grevi, 30 yıldır görülmemiş dondurucu kış koşullarında son işyeri birimlerinde de grevi durdurma kararı alınmasıyla sonaerdi. Elektrik işletmelerindeki greve, yalnızca komünist eğilimli CGT uyelerı katılıyorlar. Ancak küçük işyeri sahipleri ve sanayiciler arasında öfke gösterilerine yol açan elektrik kesintilerine meydan verilmemesine özen gösteriliyor. Paris metrosunda da özerk metro sürücüleri sendikasının isteklerinin yerine getirihnesi üzerine, grev etkinliğini yitirdi. Kamuya ait işyerlerinde beklenmeyen bir zamanda patlak veren son grevlerin kış koşullannda kendiliğinden adeta "erimesT'nden sonra, hükümet, işveren kuruluşlan ve siyasal liderler Fransa'da sendikacılığın geleceği üzerine yeni tartışmalar başlattılar. Özellikle demiryolu grevinin sendikal kuruluşların kontrolu dışında başlaması, "gttçlii ve sorumlu" sendikaların gerekliliği konusunu yeniden gündeme getirdi. Diğer Batılı ülkelere oranla ucretliler arasında sendikalı orarunın düşüklüğü ve Ferdinand Marcos sormadı. Bu nedenle o gazete yer alan haber tümüyle uvdurmadır." dedi. ; T)ekin (a.a.) Çin'le • ± Suriye arasmdaki \ bilimsel, teknik ve ticari \ ilişkileri düzenleyen protokol i dün Pekin'de imzalandı. ' Haberi veren Yeni Çin " Haber Ajansı (XtNHUA) '. imzalanan protokol '. hakkında ayrıntılı açıklama ; yapmadı. Ajans, imza • törenine katılan Suriye : Devlet Başkanı Yardımcısı [ Abdülhalim Haddam'ın dün ' Pekin'den ayrılarak Canton • kentine gittiğini bildirdi. ÇinSuriye ticaret | anlaşması TWA uçağmı kaçıran korsan yakalandı FRANKFLiRT (a.a.) Amerikan Trans World Havayollan'na bağlı bir Boeing uçagıru 1985 yazında Bevrut'a kaçırmak suçuyla çeşitli ulkelerde oranan bir teröristin, salı gunü Frankfunt Havaalaru'nda yakalandığı açıklandı. Federal savcılığa yakın çevreler, kımliğı ve uyruğu henuz açıklanmayan leroristin, sahte pasaportla Federal Almanya'dan çıkmaya çalışırken yakalandığım belintiler. "Rheinplaz" gazetesi de dunku sayısında. yakalanan kişinin Lubnanlı olduğunu yazdı. Hareketleri gumruk polisinin dikkaıını çeken leroristin parmak izlerinin, pasaportundaki parmak izlerinden farklı olduğu anlaşıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle