17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERIER SHP'li Sağlar, MecHs araştırması istedi 3 EYLÜL 1986 SHP Genel Sekreter Yardımcısı Cüneyt Canver, dün düzenlediği basın toplantısmda eski Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan Ekrem Pakdemirli'nin, ortak olduğu şirketlerin usulsüz işlemlerinden açılan soruşturmaları örtbas ettirdiğini savundu. Pakdemirli'nin ortağı olduğu Mistaş şirketinin merkezi görünen yerin ANAP il merkezi ve telefonlannın da ANAP'ın il telefonu olduğunu söyleyen Canver, Teşvik Uygulama Başkanı Imdat Akmermer'in de mali polise yazı yazarak soruşturmayı durdurmaya çalıştığını savundu. ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) SHP Genel Sekreter Yardımcısı Cüneyt Canver, ANAP Manisa adayı ve eski Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan Ekrem Pakdemirli'nin kendi sirketlerini kredilendirdiğini açıkladı. Canver, Pakdemirli'nin bir şirketi tarafından yapılan ihracat yolsuzluğunun örtbas edildiğini söyledi. Cüneyt Canver, dün TBMM'de düzenlediği basın toplantısmda Pakdemirli'nin ortak olduğu şirketler ve bunların işlemlerine ilişkin bazı belgeler dağıttı. Canver, Pakdemirli'nin Mistaş şirketine 800 hisse ile ortak olduğunu ve bu şirketin ilk adresinde şimdi ANAP il merkezinin bulunduğunu bildirdi. Canver, şirketin oteki ortaklarınca Mistaş'la aynı binada Tekoplast ve Raks adında iki şirket daha kurulduğunu, ancak o tarihlerde Ekrem Pakdemirli DPT Teşvik Uygulama Dairesi Başkanı olduğu için kağıt üzerinde bu şirketlerin ortağı göriilmediğini anlattı. Pakdemirli'nin TUD başkanı olarak bu şirketlerin kredilendirilmesi için çaba harcadığını belirten Canver, Tekoplast şirketinin ihraç etmek üzere yurtdışından getirdiği vantilatör parçalarının montajmı yaparak, yurtiçinde sattığını ve bunun üzerine dava açıldığını da kaydetti. Canver, bu davanan Pakdemirli'den sonra TUD Başkanlığına getirilen tmdat Akmenner tarafından örtbas edildiğini ve il 'Hayali Pakdemirli, kendi ihracat YÖKle Japon 500 sirketlerini kolladı geçti'milyurı gili yerlere buna göre yazı yazıldığını da söyledi. Canver, TUD Başkanı Akmermer'in bu soruşturmadan vazgeçmeleri isteğiyle Mali Şube Müdürlüğü'ne yazdığı yazının bir örneğini de dağıttı. Yazıda ihracat seferberliğinin hiçbir engele uğramaksızın sürdürülmesi gerektiği, mali polisin ihbarları değerlendirirken, DPT'den teşvik belgesi almış firmalarla ilgili incelemelerde teşkilatla işbirliğine geçmesi gerektiği görüşü savunuluyor. Yazıda ayrıca, "Kesin dellüler tespit edilmeden işyeri faaliyetlerini durdurucu, satışlan ve ihracatı engelleyici, firma itibannı diişiiriicii en küçük bir uygulamada bulunulmaması zaruridir" deniliyor. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) TBMM'de hayali ihracat için yeniden Meclis araştırması istendi. SHP İçel Milletvekili Fikri Sağlar ve arkadaşlan tarafından TBMM Başkanlığı'na verilen araştırma önergesinde, hayali ihracata vergi iadesinin 500 milyarı geçtiği belirtilerek, "Konunun bütun aynntılannın ortaya çıkarılması demokratik sistemin geleceği açısından saglıklı bir ortam yaratacaktır" denildi. Yürürlükteki ekonomik modelin çarpıklıklığının en belirgin örneğinin hayali ihracat adı altında oynanan soygunculuk olduğu kaydedilen önergede, SHP'nin bu konuda daha önce istediği Meclis araştırmasının ANAP'lılar tarafından "45 milyar liralık haksız vergi iadesinin çok önem taşımadığı ve hayali ibracatın büyütülecek bir olay olmadığı" gerekçesiyle reddedildiği anımsatılarak, aradan geçen süre içinde özellikle basında hayali ihracat yapanların boy boy belgeleri ve resimleriyle sergilendiği belirtildi. Önergede, hükümetin garip bir inatla hayali ihracat olgusunu ciddi bir olay gibi göstermek istemediği, bunun altında da yandaşları holdingler için gerekli dövizlerin bulunması amacının yattığı kaydedilerek, şu görüşlere yer verildi: "Köşeyi dön fdsefesinin yerleştirilerek, amaçlanan düzenin tam olarak kunılması istemi, bu düzenleme, devleti soyarak ANAP iktidarı zamanı zenginleri olma yolunda bulunanlara büyük fırsat vermiştir. Bu düşünce, yandas işadamı ile iktidar olabilme sürecini uzatarak, halkı sömürme işlevini yerine getirmek tedir. Hayali ihracat söylentileri sadece bu isle ilgili kimseler ya da ailelerin degil, bulunduklan makamlara ve tUzelkişiliklerine de zarar vermektedir. Bu olgunun araştınlarak, köklii çözümler getirilmesi ve etraflıca ele alınması öncelikle toplum barışına ve sonra da gerileyen ihracaatımıza büyük fayda sağlayacaktır. Ülke kaynaklannın kaınu zararına hesapsızca tüketilmesini onlemek, ekonomik yıkıntıyı durdurmak ve en önemlisi ticari ahlakı \erleştirmek açısından Meclis araştırması açılmasını teklif etmekteyiz" ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Başkanı Prof. Dr. thsan Doğramacı, son günlerde Japonya tarihi okuduğunu. 1868'de "Meiji Tanzimatı"ndan sonra yüzlerce gencin Batı ulkelerine eğitim için gönderildiğini belirterek, "YÖK olarak önümüzdeki dört yılı kapsayan sürede en az 2 bin araştırma görevlisini yurtdışında tanınmış bilim merkezlerine göndermek konusunda kararlıyız" dedi. YÖK Başkanı, YÖK Yasası'ndan sonra "ikinci reform" olarak nitelediği düzenlemeler uyarınca taşra üniversitelerinde açık bulunan profesörlüklere aynı üniver SHP'li Canver'den yolsuzluk duyurusu 2 bin öğretim elemanı Batıya eğitime gidiyor modeli leri sıraladı: • "Önümüzdeki 4 yıl içinde, bu yılı da kapsamak üzere en az 2 bin araştırma görevlisinin, başta ABD ve Japonya olmak üzere ve Avrupa ülkelerine yüksek lisans, doktora uzmanlık çalışmalannda bulunmak, araştırma yapmak üzere gönderilmesi. • Yurtdışına gönderilecek adaylar arasında önceliğin temel bilimler, tıp, radyoloji, farmokoloji, biyokimya, biyofizik, mühendish'k temel bilimlerine tanınması. • Gönderilecek adaylann seçiminin merkezi bir sınav sistemi ile yapılması, üniversite son sınıf öğrencilerinin de bu sınava katılabilmeleri. • Yurtdışına gonderilen araştırma görevlilerinin atama süreleri konusunda sınır konulmaması, diğer araştırma görevlilerinin de atanma sürelerinin 2 yıldan üç yıla çıkarılması. • Büyük şebirier dışında kurulmuş üniversitelerde açık bulunan profesorluklere aynı universitedeki doçentlerin aday olabilmesi. • Yardımcı doçentlerin de aynı üniversitede 12 yıl kadar bir süre aynı kadroda kalabilmelerinin mümkün olması ve atamalann 3'er yılhk süreler için yapılması. • Aynca doktora çalışmalannı tamamlamış veya tıpta uzmanlık yetkisi almış elemanlann, üniversitelerine yardımcı doçent olarak atanabilmeleri. •Doçentlik sınavını başan iie vermiş elemanların da 3 yıl bekleme zorunluluğunun kaldırılarak beklemeden açık doçentlik kadrosuna atanabilmeleri. • Üniversitede döner sermaye gelirlerinin en az yüzde 20'sinin dogrudan araştırma fonlanna aktanlması ve teknik ve sanat dallannda >alnız öğretim uyelerinin degil. öğretim yardımcılannın da yararianabilmesi. • Kısmi statude çalışanların normal mesai saatlerinde üniversitede bulunmayı kabul ettikleri takdirde, bunların enstitu müdürü, bölum ve anabilim dalı, ana sanat dalı başkanlığma aday olabilmeleri, ancak yüksekokul müdürlüğü, dekan, rektör gibi idari görevlere gelmemeleri!' Bu yasal düzenlemelere ilişkin önümüzdeki günlerde hükümet tarafından bir kanun hükmünde kararnamenin çıkması beklenirken yeni düzenlemeleri görüşmek üzere 9 eylül tarihinde ^niversite rektörlerinin bir araya geleceği açıklandı. Son günlerde Japon tarihi okuduğunu açıklayan YÖK Başkanı thsan Doğramacı, üniversitelerde, "ikinci reform" dbnemini başlattıklarım ve bu dönemde Japon Meiji Tanzimatı'nda olduğu gibi binlerce kişinin Batıya öğretime gönderileceğini açıkladı. sitedeki doçentlerin aday olacaklannı, yine araştırma görevlilerinin yardımcı doçent ve doçentlerin sözleşme sürelerinin 2 yıldan 3 yıla çıkanlacağını açıkladı. Prof. Doğramacı, bu konularla ilgili yasal düzenleme lerin hükümet tarafından önümüzdeki günlerde çıkmasmı beklediklerini ifade etti YÖK tarafından düzenlenen 13. basın toplantısmda dün Prof. Doğramacı, bir bölumü daha önce basına yansıyan şu yenilik Cüneyt Canver, belgelerin de ortaya koyduğu gibi Pakdemirli'nin kendi şirketleri için görevli bulunduğu makamı kullandığını ve bu şirketlerin yolsuzluklarına göz yumulduğunu bildirerek, "Bu yoisuzluklan yapan şirketlerle ANAP içiçedir. Pakdemirli'nin ortağı olduğu şirketin adresinde bugiin karşımıza ANAP İzmir il örgütii çıkmaktadır. Bu da çarkın nasıl döndügiinü göstermektedir" diye konuştu. Hudente usulsüz kredi Yüksek Denetleme Kurulu 1984 yılında Denizcilik Bankası tarafından Hudem AŞ'ye tahsis edilen kredilerde usulsüzlük buldu ve soruşturma açtlmasım istedi. Hudem 'in büyük ortağı Uzundemir ise, raporun eski olduğunu ve kendilerinin hiçbir eksiği olmadığı gibi, bu tarihten sonra 1 milyarlık ek kredi aldıklanm söyledi. lunun belirlediği kredi koşuluna aykın olarak verildiği belirtildi. YDK'run raporunda, Denizcilik Bankası Yönetim Kurulu'nun 11 Nisan 1984 günü Hudem Denizcilik'e 324 milyon lira reeskont kaynaklı orta vadeli gemi inşa kredisi, 108 milyon lira da "Gisat fonu kredisi" olmak üzere toplam 432 milyon lira tutannda kredi verilmesinin planlandığı bildirildi. Raporda, kredi ANKARA, (UBA) Başbakanük Yüksek Denetleme Kurulu'nun hazırladığı bir rapor da Cumhurbaşkanlığ] Konseyi üyesi emekli Oramiral Nejat Tümer'in oğlu Yalçm Tümer'in de ortak olduğu "HudenT'e Denizcilik Bankası'nca usulsuz kredi verildiğini savunduğu belirlendi. Raporda, Hudem'e kredinin, firma hakkında bir değerlendirme yapılmadan, yönetim kurukoşulu olarak, "Gisat fonu" kredisinin, bankaya Hazine ve Dış Ticaret Musteşarlığı'nca 1984 yılı bütçesinden 2 milyar Gisat fonu tesis edildiği takdirde, mezkur fondan karşılanacağı ve orta vadeli reeskont kredisinin de bu fon tahsis edildiği takdirde kullandırılacağının belirlendiği, ayrıca riskin yüzde 25 fazlasıyla ipotek tesisinin öngörülduğunün kaydedildiği yüksek denetleme kurulunun raporunda, Denizcilik Bankası Yönetim Kurulu'nun 7 Kasım 1984 günü yapılan toplantısmda kredinin işletilmesinde yönetim kurulu kararlarına uyulmadığı belirlenerek Hudem'e açılan kredi hakkında inceleme yapılması ve gerekirse soruşturma açılmasına karar verildiği anlatıldı. Raporda daha sonra, Denizcilik Bankası teftiş kurulunca firmaya verilen krediyle ilgili sorusturma yapıldığı bildirildi. UZUNDEMİR NE DEDİ? Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun soz konusu raporu ile ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Hudem Denizcilik AŞ'nin büyük hissedan Halil Uzundemir ise şunları söyledi: "Söz konusu rapor 1984 vılına ait. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun sayın üyeleri, o tarihte yaptıklan incelemelerde teminatlar konusunda kendilerine göre bazı aksaklıklar görerek bankayı uyarmak geregini duymuşlar. Bu tür işlemler olağan işlemierdir. Biz bu rapordan sonra milyarlık ek kredi talebinde bulunduk ve aldtk. Eğer teminatlar konusunda bankanın kuşkusu olsaydı ek krediyi verir miydi? Bugün için Hudem'in aldığı krediye karşı gösterdigi teminatlar nakit ve gayrimenkul olarak yüzde 125 oranındadır ve yasal prosedüre uvgundur. Bu konuda herhangi bir tartışmaya girmek istemiyorum." Tümer tartışmasına Yüksek Denetleme de katıldı 100 müyonu ^ ^ ^ lan, 30 Ağustos çekilişinde arkadaşı Mustaja Aktin 'U birükte 100 milyon lirayı paylaştı. Edirne 'nin Meriç üçesinde bakkaüık yapan Sihat Kıhçaslan ile çiftçilik yapan Mustafa Aktin, 40 bin lira vererek aldıklan tam kanşık seri biletlerden, 908875 numaraü olanla 100 milyon liranm sahibi oldular. lstanbul 'dan Meriç 'e giden gezici bayiden alman büetle 100 milyon liranm sahibi olan iki arkadas, dün çeklerini tstanbul Bahçekapı Şube Müdürü Hayati Buldu 'dan aldüar. Ziraat Bankası Meriç Şube Müdürü Ahmet Yeni ile birükte istanbuVa gelen Nihat Kıhçaslan ve Mustafa Aktin, kaıandıklan parayı önce vadeli hesaba yatuacaklannı betirttüer. Nihat Kıhçaslan, MiUi Piyango 'nun 25 Ağustos tarihli çekilişinde bir numara ile 50 müyonu kaçırdığmı, teselli olarak 500 bin lira aldığuu beUrterek, "Kazandıftm parayı normal karsıladım. Her zaman bilet alınm. Ticaretle uğrasttğım için paramı ticarette kuUanacağım " dedi. tkramiyeyi kazandığı zaman heyecanlanmadığını söyleyen Mustafa Aktin de, "Kazandığım para ile ne yapacağmta henüz karar vermedim. Daha sonra işimle ilgiti kuUanacağım herhalde" şekUnde konuştu. (Fotoğraf: DENİZ TEZTEL) Şahinkaya önergesi bugün TBMM'de SHP Milletvekili Cüneyt Canver'in Tahsin Şahinkaya konusunda verdiği soru önergesi, bugün TBMM Divan Başkanlığı 'nca ele ahnacak. ANKARA, (ANKA) TBMM Başkanlık Divanı, Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi, Hava Kuvvetleri eski komutanı emekli orgeneral Tahsin Şahinkaya hakkındaki açıklığa kavuşturulması istenen yolsuzluk iddialarına ilişkin olarak SHP Adana Milletvekili Cüneyt Canver tarafından verilen önergeyi bugün ele alacak. Divanda Şahinkaya hakkındaki iddialar karşısında anayasının geçici 15'mci maddesi çerçevesinde ne gibi işlem yapılabileceği lacak ve konuya açıklık getirilmeye çalışılacak. TBMM Başkanlık Divanı'nda ayrıca transferler nedeniyle Meclisteki sandalye sayısında ortaya çıkan değişiklikler sonucu halen HDP'de bulunan bir başkan vekilliğinin DYP'ye geçmesi konusunda ortaya çıkan anlaşmazlığa da çözum aranacak. İçtüzüğün 11 ve 12'nci maddelerinde başkanlık divanı üyelerinin, Meclisteki sandalye sayılannda değişikliklere göre arttırıIacağına ilişkin hükmü ile anayasada yer alan "Başkanlık divanı üyeleri bir yasa döneminde önce iki, daha sonra üç yıl görev yaparlar" şeklindeki ifadeden kaynaklanan farklı yorumlara da netlik kazandınlacak. Başkanlık divanı gerekli gördüğü takdirde konuya açıklık getirmek amacıyla Anayasa Komisyonu'ndan da görüş isteyebilecek. HDP anayasadaki hüküm nedeniyle başkan vekilliği için yapılan secimin uç yıl süreyle geçerli olduğunu, bu nedenie sandalye sayısında değişiklik ortaya çıkması halinde bile partilerine düşen üyeliğin DYP'ye verilemeyeceği görüşünü savunuyorlar. DYP ise içtuzuk uyarınca bir başkan vekilliğinin kendilerine verilmesi gerektiğini ileri surüyor. Petrol zaııı kokuyor OPEC'den sonra Endonezya, Venezüella ve Ekvator da petrol üretimlerini kısmaya karar verdiler. Devlet Planlama Teşkilatı Türkiye için ham petrolün varil başına fıyatını 20 dolar olarak belirliyor. Türkiye'nin 60 günlük rezervi olduğu da kaydedildi. Ekonomi Servisi Petrol Ihracatçısı Ülkeler Örgütu OPEC L in, günluk petrol üretimini 4 miiyon varil kısma kararının yürürlüğe girmesinin ardından serbest pıyasalarda ham petrolün varil fiyatı 16 dolara yaklastı. OPEC 1 in günlük üretimi 2 ay süreyle azaltma kararı uyarınca örgüt üyesi Endonezya, Venezüella ve Ekvator, günlük ham petrol üretimlerini düşurdüklerini açıkladılar. Temmuz ayında OPEC'in yaklaşık 21 milyon varil olan gunluk üretiminin son kararla birükte günde 4 milyon varil azalarak 17 milyon varil düzeyine inmesinin petrol piyasalarında onemli hareketliliğe yol açması bekleniyor. OPEC, dunya petrol piyasasında yeniden egemenliğini kurmak amacını taşıyan "geçici üretimi kısma" planı sayesmde ham petrol varil fiyatının 17 ile 19 dolar arasında değişeceği bir düzeye ulaşmasını hedefliyor. Birçok ülkede yazın sona erip havalann soğumasıyla petrole talebin daha da artacağı göz önüne alınırsa, fıyatlann önümüzdeki dönemde 15 ile 20 dolar arasında bir seyir izleyeceğine kesin gözüyle bakıhyor. Türkiye'nin de uyesi bulunduğu Uluslararası Enerji Ajansı, en az 60 günlük petrol rezervi bulundurulması yolunda bir hüküm getirdiği için üretimin azaltıldığı dönemlerde petrol sıkıntısının bir ölçüde hafifleyeceği sanılıyor. OPEC'e üye 13 ülkenin oybirliği ile aldığı, üretimi iki ay süreyle 16.8 milyon varile düşürme kararı önceki gün yürürlüğe girdi. Kartele uye olmayan ülkelerin de kaııldığı üretimi kısma karannın etkisiyle petrol fiyatlannda bir miktar yükselme oldu ve spot piyasalarda Batı Teksas "ara" tipi petrolün varil fiyatı 1516 dolardan işlem görmeye başladı. Önceki gün Endonezyanın OPEC karanna paralel olarak üretimini kısacağını açıklamasından sonra, dün de Venezüella, 1.7 milyon varil olan gunlük üretimini 1.5 milyon varile dttşürdüğünu duyururken, resmi bir açıklama yapmayan Ekvator'un da, 300 bin varile kadar tırmanan günlük üretimini 45100 bin varil arasında tutacağı öğrenildi. Üretimin kısılmasıyla, fiyatların yükselmeye başlaması ve piyasalarda istikrar havasının esmesi, büyük petrol şirketlerinde "petrolde kaos döneminin" sona ereceği yolunda bir hoşnutluk yarattı. Uretimin kısılmasıyla günde en az 4 milyon varil daha az petrol üretilecek olması da, piyasalarda "talep patlaması" olabileceği söylentilerine yol açtı. Petrol piyasaları gözlemcileri, uretimin kısılmasıyla, kısmi petrol darhğının doğabileceğinden söz ederken, Türkiye'nin yeterli duzeyde petrol rezervinin bulunduğu belirtildi. 60 GÜNLÜK REZER\ Devlet Planlama Teşkilatı DPT tarafından yıl başında yapılan petrol maliyeti hesaplarında 1986 yılı ortalama petrol fiyatı 20 dolar olarak konulmuş. Petrol fiyatlarındaki düşuşten sonra meydana gelen gelişmeler ışığında bu rakam ortalama 1516 dolara indirilmişti. DPT tarafından, odemeler dengesi hesaplarının IMF'ye sunulması sırasında belirtilen bu fiyat tahminleri fon uzmanlarınca da "makul" bulunmuştu. Uluslararası Enerji Ajansı uyesi olan Türkiye'nin, bu ajansın ongördüğü kurallar çerçevesinde asgari 60 günlük rezervi bulunduğunu ifade eden Devlet Bakanlığı'ndan bir yetkili ise, fiyat dalgalanmalannın dünya petrol tukeıiminin küçük bir bolünıunün karşılandığı spot piyasalarda görüldüğüne de işaret etti. SHPTi Çavdar. Fonlar ahlaki sorun yaratacak ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkan Yardııncılarından Tevfik Çavdar, Özal hükümetinin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu kapsamında, devlet için ahlaken sorun oluşturan eylemleri teşvik ettiğini belirterek, "Devlet kimlerin elinde?"diye sordu. Tevfik Çavdar, Başbakan Turgut Özal'ın Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'na, kumarhanelerin >ıızde 70 oranmda kâr sağladığını ileri sürdüğünu ve daha onceden Mafyanın elinde bulunan kumar tekelini polisiye önlemlerle engelleyemediği için böyle bir yönteme başvurduğunu söyledi. Çavdar, şunları söyledi: "Avrupa'da ve Anıerika'da en çok kâr getiren eylemler arasında beyaz zehir ticareti var. O zaman devlet bunların da belini polisiye tedbirlerle bükemiyor diye, beyaz zehir satışını teşvik etsin. Hem böylece bunlardan da devlete gelir sağlarlar. Özal'ın mantığı ile gidersek sonunda beyaz zehir ticaretini ve kadın ticaretini devlet yüklenecektir" Çavdar, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'nu oluşturan 5 kişilik kurulun kararlannın mutlak surette Özal'ın elinden geçmesi ile ilgili hükmünü de eleştirerek, "Görüyorsunuz başbakan tek adam. Bu fon için toplanan paralann nereye sarf edileceği konusunda tek ve nihai söz sahibi kendisidir" dedi. Çavdar, fon için toplanan paraların iç borçlanma, banka kurtarma operasyonları ve çeşitli projeleri denetimsiz olarak desteklemek için kullanılacağını da sözlerine ekledi. SHP MKYK üyesi Turgut Atalay, bu yılın bütçe açığının 1 trilyon lira olacağını tahmin ettiklerini belirterek, "yıl sonuna 4 ay kala daha şimdiden katma bütçeli idarelerin tümü personel ödenekleri hariç, diğer tüm ödeneklerinin sonuna gelmiştir. Kurumlar bakımından da öngönilen rakama ulaşılamayacağı görülmektedir" dedi. Atalay 1986 yılında enflasyonun yüzde 40'ın altına düşmesinin beklenmeyeceğini de belinerek, "Enflasvon bu yıl da yüzde 25'lere düşmeyecektir. Başbakan Özal 3 yıldır enflasyonu yuzde 25'e çekmek islediklerini soylüyor ama bunu başaramıyor" biçiminde konuştu. pRIPOLl LEBJ tlîVfi 2,0255 RE'JCH.UT]OI.SKY GtASİJ »SNEIi blTH KRLnShliiKOM ftUTCflRTlC UEAfM URRObSJEB THE îftlS FftOü WH]CH SRÎHBFI JPOKE. THE CSOKJ «HMEÎ F T 6REE».. L l t Y n ' S ».ftTIONftl COLOR. HUS SHOUTEJ. >'ıih£» yttü C»LL CO«N»Hîi£S. kc I Û U LEflP IdTO THE F I R E . ' 1 GA&hftF) OulCEλ ST8Ûİ.G SUPPORT FO» T « SOUIET LhiOM SNJ »CCüi UdiTEi »TflTES OF " U f l « ] » 5 ' T S COMTRO.. TJtE c>«ÎJ«E piTE*«ft»EfiW" *"< iüt.GJI.3 THE 1»H3IOC<ES i£ft »jTn NJLİTARY JS Fenerli Musa da serbest APBÜLTENtNDE YER ALMIŞT1AaodaudPress haber ajans, 1 eyUUpazartai günü geçtiği üme kupurü göriüen haber büüeninde, Llbya üderinin Türkiye ve Mmr'ı ABD'ntn kuklan oiarak denin dtğer ubaia ğ fit diğı, ifiutenbt ybmca g a Kıyı yağmacılığı NatOMAmMHMfHT 9GKH0GÛN TMHM MNSİTON haber ajanstoruun bütienlertnde yer abnaj y Mtsır için kuOaruidtğı da kaydedüdL 86 taraftar serbest bırakıldı Libya Halk Burosu açıklama yaptı: SHP'nin önergesi ANAP oylarıyla reddedildi ANKARA (Cumhuriyet Burosu) SHP'li Idris Gürpınar ve 12 arkadaşının "Kıyı )agmacılığ>nı önlemek ve kıyılardan yararlanma esaslannı yeniden duzenlemek için alınacak ledbirleri saptaraak" amacıyla verdikleri Meclis araştırması açılmasına ilişkin onerge, genel kurulda ANAP'lılann oyianyia reddedildi. Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, muhalefetin iddialarını "basit ve gülüoç" olarak niteledi ve "Eşe dosta degil, Türk turizmine hizmet ediyoruz" dedi. SHP grubunun göruşlerini açıklayan İdris Gürpınar, kıyıların yağmalandığı iddiasını yineleyerek, özel ve tüzel kişilere yapılan tahsislerden örnekler verdı. Fethiye ANAP llçe Başfcanı'na iki adet köy verildiğinı bildiren Gürpınar, kıyı yağması nedeniyle iktidann tepe noktalannda bulunan bazı yönetieilerinin ve yakınlarımn adlannın da g<\tiğini ifade etti. DYP grubu aaına konuşan Yılmaz Hastürk, Meclis araştırması açılmasından yana olduklarını belirterek, "Açılmalıdır ki, himaye edilen tiireme holdinglerin kıyı >agmasında iştahla yuttuklan İokmaJan gözler onıine serelim" dedi. ANAP grubunun göruşlerini açıklayan Hayrettin Ehnas, araştırma önergesi nin gercekleri çarpıttığını savundu. Elmas, Halrç'i Turk halkına armağan eden zihniyetin, kıyı yağmacılığı yapamayacağını söyledi. HDP Grupu adına konuşan Ertuğrul Gökgiın de, kıyılarda yağma bulunduğunu belirterek, araştırma açılmasından yana olduklarını bildirdi. "Kıyılar maalesef şahıslann tasamıfu altındadır" dıyen Gökgun, Başbakan'ın genel kurulda bulunmamasını da eleştirerek, "Kırkpınar1da boy gösteren başpehlivan, güreşi iyi yapsın. Kıyüan yagmalamaktan kurtarsın" diye konuştu. Gökgun'ün Başbakan hakkında bu şekilde konuşması, ANAP'lı İsmail Üğdül'un tepkisine yol açtı. Oturduğu yerden Gokgün'e bağıran Üğdul, bir ara Gökgün'ü kulise davet etti. Gökgun ise kursüden, "sen çık, ben geliyorum" diye bağırdı. Gökgün, Üğdül'un kabadayılık yaptığını savunarak, bu zıhniyetle kıyıların da yağmalanabileceğini soyledi.Goruşmelerden sonra, Meclis arastırması açılması istemi, ANAP'lılann oylarıyla reddedildi. fiiUMk oıeı 87000 Tl cmmmt 79.000 Tl UAMYA fi^ Türkiye 9 için kukla demedi ANKARA, (Cumburiyet Bürosaı) Amerikan AP ajansının Libya lıderi AJbay Muammer K«ddaH nin "Türkiye ABD'nin bö^edeki kuklasıdır" dediğini bildiren haberinin asılsız çıkması, TurkLibya ilişkilerinde patlak veren yeni krizi ortadan kaldırdı. Ankara'daki Libya Halk Burosu, dün AP'nin haberini yalanlarken, Türkiye'nin Trablus Bünikelçilifi de Dışişierine Kaddafi'nin açıklamasında Türkiye'nin isminin geçmediğini, yalnızca Mısır'dan söz ettiğini bildirdi. ABD'nin bir numaraiı haber ajansı Associated Press, önceki gün geçtiği bir haberde, Libya lideri Kaddafi'nin 1 Eyiül devriminin yıldönümü dolayısıyla yaptığı konuşmada, "Türkiye ve Mısır gibi ülkeler ABD'nin bolgedeki kuklalandır" dediğini aktarmıstı. Dışişleri Bakanlığı'da AP'nin haberine dayanarak Libya lideri Kaddafi'ye tepki gösterraiş ve "Türkiye'nin dış polilikasnı Türk biikümetleri tayin eder. Türkiye biç kimsenin kuklası olmayacak kadar köklü bir mazirfen gelen tecriibeye sahiptir. Bunun bııgiine kadar öğrenilmesi gerekirdi" demiştı. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Libya lideri Kaddafi'ye gösterdikleri tepki konusunda dün "Biz, «çıklamamızın girişinde, 'Eğer bu Kaddafı bu sözleri sarfetmiş ise..' diye bir kayıt koymuştuk" şektinde konuştular. LtBYA HALK BÜROSl.'NUN AÇIKLAMAS1 Ankara'daki Libya Halk Bürosu da dün bu konuda bir açıklama yaparak şöyle dedi: "Libya devrim lideri Albay Muammer Kaddafi'nin 1 Eylül devrüntDİn 17. yıldonumü ile ilgili olarak yaptığı konuşmanııı Türk gazetelerinde bu sabah(dün) çıkan haberlerde yanlış ibarelerle yer aldığı goriilmüştur. Libya Arap Halk Sosyalist Cemahirivesi Aekara Halk Burosu, kaddafi'nin konuşnıasıyla ilgili olarak çıkan haberlerin lamamen asılsız olduğunu belirtir. Lider Kaddafî'oin konuşmasında 'Türkiye Amerika'nın kuklasıdır' şeklinde bir ciimle yoktur. Ankara Halk Burosu. kaynağı belli olmayan bu asılsız haberi havrelle karşılamış ve bunun bir tercüme hatası olduguna kanaai getirmtstir. Libya Arap Halk Sosyaiist Cemahiriyesi Ankara Halk Burosu, yapuan bu .vanlıslığm düzettümesi hususunda bu açıklamayı yaparken, Libya ile Türkiye arasmdaki kardeşlik bağlannın i>i bir durumda bulunduğunu ve sürekli olarak gdişme kaydettigini büdirir" Eskişehir'de 2 tutuklamadan başka 3 kişi de gözaltında. 87.000JI KUSAMSI 99.000TI ÖM&fflLKÖM 104.000 n OHNHMHANİYE HSKİNOTU KUŞAMSI Nadir Nadi Ben Atatürkçü Değilim ESKtŞEHİR, (Cumhuriyet) FenerbahçeEskişehirspor maçından önce meydana gelen olaylardan sonra gozaltına alınan toplam 134 kişiden 2 tutuklu ve 3 gözaltı kaldı. Bilindiği gibi sorgulamaları önceki gun yapılan 88 kişiden 86'sı serbest bırakılmış ve Eskişehirspor taraftarı Selahattin Dava n ile Fenerbahçe taraftarı Musa Bilmez tutukianmıştı. Sorgulamaları tamamlanan 46 kişiden 43'ü de dün Eskişehir Sorgu Hâkimliği'nce serbest bırakıldı. Tümü Fenerbahçe taraftarı olan bu kişilerden Mehmet Talan. Ekrem Karabıyık ve Erdogan Keleş'in şupheli durumları nedeniyle gözaltılık durumlarının devam ettiği öğrenildi. Büyük bir facianın önlenmesinde yoğun çaba gösteren Eskişehir Valisi Hanefi Demirkol, olaylarla ilgili tutanaklann en kısa zamanda Içişleri Bakanlığı'na iletileceğini söyledi. r ~ 72.00011 MMMMfi ILHAN SELCUK 160.000 n (T.P) •arh : 6» m 271H10 »161C 26 Tft33»t660 7 basısı / . çıktı 840 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınian, Turkocagı Cad 39/41 Cagaloğiutstanbul ağlamak ve gülmek 5. BASISI ÇIKTI 840 lira (KDV içinde) s Vayınlâr ağı Cad 39M1 CağaloğlulslanDul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle