17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/1J HABERLERİN DEVAMI 28 EYLÜL 1986 OLAYLARIN ARDENDAKI 2. kanalda test yayını (Baştarafı 1. Sayfada) genişlemesiyle temel defişiklikfer yapılmadan belki de farkJı knşaklar açılabilir. seyirci kitlesinin ihtiyacına döniik programlar yayımlanabilir. Ikinci kanalın kanunda alternatif kanal olacağı belirtildiğinden başlangıçtaki kültiir ve sanat ağırlıklı prognun anlayısuıdajı bu anlamda taviz verilebilir. tkind kanalda büyük lutlenin secinine alternatif olacak bir yayın yapmak lazım" diye konuştu. İkınci kanalın yayın planı yapılırken program seçiminde sinema fılminden, dizi film ve belgesel seçimine kadar daha az frapan ama daha üst kültür düzeyine hitap edilmek istendiğini söyleyen Akkoprülü, "tkinci kanalın yayın alanı genişlediğinde çok büyük kitlenin zevkle izleyemediği şeyler olursa bunlan belli oranlarda kaldırabiliriz. Ama pazar günleri yayımlayacagımız opera, bale, konser ve tiyatro yayını bep olacak. Çünkü bunlar bir ihtiyaç" dedi. Akkoprülü, bu programlardan hoşlanmayanların, birinci kanalda başka bir programı izleyebileceğine dikkat çekti. Akkoprülü, ikinci kanalın doğu illerinde de başlamasından sonra bu bölgedeki anarşi eylemlerine karşı halkın bilinçlendirilmesine yönelik programlar da yapılabileceğini kaydederek, şöyle devam etti: "Halkı bilinçlendirmekten maksat Türkiye'nin bütünlügü ise, bu tür yayınlar Türkiye'nin tümüne yapılır. Toplumun kendisini koruyabilmesi için varsa, tehdit odaklannın neler oldugu, bunların neden tehdit odaklan oldugunun bilinmesi yararlı olacaktır". Televizyonun çok kanallı olmasıyla yayına program vetiştirilmesinde sıkıntı çekildiğini belirten Akkoprülü, bu sıkıntının tek kanaldan yayın yaparken, hatta ya>ın süresinin daha az olduğu dönemlerde de olduğunu anlattı. İkinci kanal TV yayınına geçmeden önce program yetiştirmede sıkıntı çekeceklerini bildiklerini kaydeden Akköprü. lü, "Yine de çok büyük planlamalar yaparak ikinci kanala başlamak yerine, işe başladıktan sonra, eylemin içinde oluşsun dedik. Ocak ayına kadar sürecek deneme yayınları sırasında teknik altyapıdaki eksiklerimizi, sıkıntılanmızı gidereceğiz. Teknik olanaklanmız arttıkça bizim sıkıntılarımız da azalacaktır. Deneme yayını başladıktan sonra eksiklerimizi göreceğiz. Tedbirlerimizi de buna göre alacagız" diye konuştu. Akköprülü, TRT*nin gereksinimlerini karşılayacak film ve diziler üretmek için TKTnin dışındaki bazı uretim kaynaklarını harekete geçireceklerini söyleyerek, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Programlarımızın üretimi için hazır imkânlardan yararlanacagız. Yeşilçam, yıllann birikimine sahip. Bundan yararlanmak hem televizyona yarayacak hem de bunun sinema olayına katkısı olacak. Aynca TRT'nin dışa dönük çalısması sinemada yeni gnıplann oluşumuna da katluda buinnacak. Aüşılagdmiş Türk sinemastnm ötesinde daha çok elektroniğe dönük yeni birimlerin oluşumuna katkıda bulunacak. Ömeğin TRT için program yapanlar arasında şirketleşmeler var. TRT için film yapma sinemacıları şuna götürün Ortada bir faaliyet varsa, buna göre insana talep de olur. Sonuçta da kâr etme kaygısından uzak, sanatsal film yapma olanagı dogar. Bu da sinemayı daha entelektüel bir oluşuma götürür". TRT Genel Müdürü Tunca Toskay'ın en büyük hayalinin Türkiye'de dünya standartlanna uygun bir sinema platosu kurdurmak olduğunu vurgulayan Akkoprülü, "Genel müdürümüz TRT'nin her şeyiyle tam teşekküllü bir platoya sahip olmasını istiyor. Bu büyük çaplı bir yer olursa aynı zamanda Türk sinemasına da açılır" dedi. Akkoprülü, Toskay'ın ekim ya da kasım ayı içinde Italya'ya giderek sinema stüdyolannı inceleyeceğini anlatarak, "Dünyada sinema olayı Amerika ve İtalya'da çok geuşmiş. Amerika'daki stüdvolar daha önce incelendi. İtalya'daki stüdvolar da incelendikten sonra TRT'nin kendi film platosu kurulacak. Öyle sanıyorum ki yeri de Antalya olacak" biçiminde konuştu. Akköprülü, TRT'nin yapacağı platoda konulu film çekiminin düşünülüp düşünülmediği biçimindeki bir soruyu şöyle yanıtladı: "TRTnin konulu film yapmasını pek düşünmüyonız. Bu konudaki düşüncemiz şöyle, eğer bir sinema filmi çekilecekse seyircisinin yalnızca Türk olacağı düşünülmeyip bizim dışımızdaki seyirciye de hitap edebilmeli. Eğer bize ve dış seyirciye uygun senaryo gelirse TRT olarak o filmi destekleriz. Bu sinemamızın dışanya açılmasına da yardımcı olur. Ama bizim için esas olan dizi film yapılması". Akköprülü, televizyonda gösterilen Türk filmlerinin kalitesinin yükseltilmesi ve daha nitelikli filmlerin gösterilmesi için bir önlem alınıp alınmadığına ilişkin bir soruya da şu karşılığı verdi: Türk sinemasında uretilen kaliteli filmlerin sayısı çok yüksek değil. Ancak Türk sinemasında çok enteresan genç kuşak yönetmenler var. O bakımdan kaliteli film üretimine umutla bakıyoruz. Ancak bu arada vayın sürüyor. Biz haftada bir, yılda 52 Türk filmi gösteriyoruz. Beğenilen yerli filmlerin sayısı yılda en fazla üç ya da dört Onlar da daha çok kâr amacıyla değil, sanat ernlişesiyle yapılan filmler. Zaten sinemacılar, bu tür filmlere pek yanaşmıyor. Bazen de öyle filmler oluyor ki, çok güzel olduğu halde yayın politikamıza uymadığından biz yayımlayamıyoruz. Aslında kaliteli tüm filmleri yayımlasak bile bunlann sayısı yetmez, biz yine de eski filmleri göstermek zorundayız". Türk filmlerine entelektüellerin farklı baktığuu öne süren Akköprülü, geniş kitlelerin televizyonda gösterilen Türk fümlerinden memnun olduğunu savundu. TRT'nin program seçimindeki görevinin genel yayın politikasına göre halkın beğeni ve zevk düzeyini yükseltmek olduğunu vurgulayan Akköprülü"Öyle aydınlar var ki Red Kit'i de. bilimsel bir kitabı da zevkle okur. Duygu dünyasını rahatlatmak için roman da okur. Halkın beğenisi, seçilen yerli ve yabancı programların kalitesinin ortalaması yükseldikçe gelişecektir" dedi. GERÇEK UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) de gazeteler seçim gezilerinde bundan sonra helikopter ktralayacaklar. Başka türtü nasıl yetişip, haber yazsın muhabirier? Liderleri izleyen muhabirierin yazdıklan haberleri gazetelerine ulaştırmaları da her zaman pek koiay olmuyor. Düşunün; küçücük bir ilçede postaneye bütün muhabirter koşuyor. Telefonu önce kapan şanslı. Çünkü telefon sayısı stnırtı. Zaman ise, çok kısa. Muhabir önce telefon bulacak. Sonra haberini yazacak; haber yazarken de konuşmanın en canalıcı yerlerini özetleyecek. O gürültü, o telaş, o bağınp çağırmalar arasında haberini yazıp, yazdığı haberi telefon ile okuyacak. İnanır mısınız, bazen karşı tarafın sesini duymadan öyiesine bir gürültü içinde yazdınr haberini muhabir. Bir deneyin bakalım kolay oluyor mu? Sözgelişi televizyonda milli takımın yaptığı futbol maçını izlerken; televizyonun sesini sonuna kadar açın ye televizyonla aynı odadan telefonu açıp maçın haberini yazmaya çalışın. O zaman anlarsınız muhabirierin çektiği guçluğü. Ertesi gün haberiniz gazetede çıkar. Lider ve çevVesindekiler haberi n veriliş biçiminden hoşnut değillerse, bu hosnutsuzluk hemen muhabire yansıtılır. Anlamlı bakışlar, laf tokuşturmalar bir şey değil. Bir de lider öfkeli kalabalıklar önünde gazetenizin adım vererek muhabirieri suçlarsa, o zaman gazeteci tartaklanma ve dovülme tehlikesiyie de karşılaşır. 1980 öncesi başka türiuydu. O günterde seçim gezilerinde silahlı saldırı tehlikesi söz konusuydu. O günlerde bir liderle Gerede'ye giden gazeteciler anımsariar. ilçenin girişinde taşlar, sopalar, paslı çiviler ile karşılaşmıştı seçim otobüsü. Daha sonra da alanda tekme tokat bir dövüş başlamıştı. Ve karşılıklı kurşun da atılmıştı. Neredeyse "savaş muhabirliği"n@ dönecelcti, o günlerdeki gazetecilik. Seçim alanlarından koşe yazılan yazarken muhabir arkadaşJann çektikJeri çileleri payteştyorduk. önce telefon bul, sonra yazını yaz, sonra bir başka geziye git, yazının bir bolümünü değiştir. Aynı gün içinde izlediğin iki toplantıyı da yansıt yazına olduğu gibi. Bu koşuşma içinde hem gördüğunu olduğu gibi yaz, hem de inançlannı ve ilkelerini koru.. Yani, sol eğilimli bir gazeteci isen, sağcı bir partinin topladığı kalabalıkları ve bu kalabalıklardaki coşkuyu gormezlikten gelme, tüm bunlan olduğu gibi yansrt, ancak bu toplantı ve bu lider hakkında ne düşünuyorsan onları da yaz. Ertesi gün bu lider ve çevresi ile yeniden beraber ol.. Bir gazeteci için siyasetin hem çekici, hem de itici yanları oluyor. Çekiciliği okurlarta beraber olmak, onlaria konuşmak, onlarla tartışmak, düşüncelerini öğrenmek ve bu inancların ve ilkelerin seçim alanlannı nasıl kuşattığını gozterinde görmek... İtici yanı henüz elestiriye hoşgörü ile bakamayan liderlerin gazetecilerin çevrelerinde estirdikieri sert rüzgarlar. Bizler siyasetçilerin övgulerine olduğu kadar sovgülerine de önem vermemeye alışmak zorundayız. öfke ve sevgi elleri arasında kalan gazeteci, meslek kurallannı ve inançlannı koruduğu ölçüde görevini yapıyor demektir. Demokratik bir ortamda insan lar, birbirlerine hoşgörü ile bakmak zorundadırlar. Siyasete kaba kuvvet, fiziki saldın girmedikçe, en sert ve acımasız tartışmalan bile hoşgörü ile karşılamak gerekir. Siyasetçi ve gazeteci birbirierini anlamak zorundadırlar. Aramızdan siyasete soyunmuş gazeteciler de çıkmadı mı? Çıktı. Ama söyler misiniz hangisi siyasette basarılı oldu? "Taş yerinde ağırdır" diye bir özdeyiş vardır. Bilirsiniz iyi bir gazeteci ve etkili bir yazardan başarısız bir siyasetçi çıkabiliyor. Bu gazeteci yeniden eline kalem alıp eski mesleğine döndüğünde artık eskisi gibi tutunmuyor. İnandıncılığtnı yitiriyor. Tabii arada, bu gidip gelmeler sırasında dün yazdıklannın tam tersini yazarak "inenç dolandıncthğı" yapanlara da rastlanıyor. Ne yapalım. Nazım Hikmet, "Kurtuluş Savaşı Destanf'nda Kartallı bahçıvan Kâzım'm öyküsünü anlatır. Kurtuluş Savaşı sırasında Gebze'de ingilizlerin tercümanlığını yapan Mansur adlı bir işbirlikçiyi öldürme emrini yerine getiren Kazım'ın öyküsünü. "Kavgadan önce Kartal'da bahçrvandı/Kavgadan sonra Kartal'da bahçıvan" diye bıtırir Nazım. Biz de öyleyiz. "Seçimden önce Cumhuriyet Gazetesi'nde yönebd, yazar ya da muhabir, seçimden sonra Cumhuriyetta yönetici, yazar ve muhabir" Gazetecilik mi? Zor dostum zor... (Baştarafı 1. Sayfada) tıda geçerli demokrasiyi bugünkü biçimiyle kurmak o ülkelerde de çeşitti güçlüklerle karşüaşmış, zamanla aşılabilmiştir. Demokrasi tarihi oralarda da gül suyuyla yazılmamıştır. Tarih babanm, kalemini kanlı bir mürekkep hokkasına batırarak nice sayfalar doldurduğu dönemler yaşanmıştır. Ancak Türkiye'nin o geçmişi yeniden ve aynı uzunlukta yaşaması zorunluğu yoktur. Çağa yetişmek ya da başka deyişle çağdaşlaşntak için yolu kısaltmak zorundayız, Yolu kısaltmamn da tek yöntemi halk kitlelerinin hızla bilinçlenmesinden geçmektedir. Özgürlüklerine ve haklarına sahip çıkan halk kitleleri karşısmda diktacı eğilimlerin etkisi zayıflamaktadır. Demokrasilerde yurttaş söz sahibidir. Sandığa gider, oyunu verir. Yurttaşın sandığa gitmek kadar gitmemekte de özgür olması şarttır. Bu bakımdan oy kullanmayanlara para cezası verilmesi yolunda 12 Eylül döneminde alınan yasal yaptmmm anlamı ya da anlamsızlığı üzerinde düşünmek gerekir. Seçmen, gerektiğinde sandığı ya da seçim koşullarmı protesto edebilmelidir. Bugün yapılacak ara seçimlerde katılım yüksek olursa, bu sonucu ille de geçerli yasadaki ceza yapttrımıyla mı açıklayacağız? Böyle bir yorum yamltıcı olabilir. Türkiye'de demokrasiye geçiş sürecinin kısalttlması için kullanılabilecek demokratik olanaklan halkın değerlendirmesi kimseyi şaşırimamalıdır. Sonuçta ara seçimlerin demokrasiye geçiş yolunda bir adım olduğunu belirtmek doğrudur. Nice olumsuz koşul çerçevesinde yaşansa bile seçimler halkın eğilimlerini bir ölçude sandığa yansıtacaktır. Sandıktan çıkan sonuçlan serinkanlılıkla karşılayarak ve oenimseyerek siyasal yaşamı sürdürme demokrasi saygısının gereğidir. Hem bir ulusun hayatmda çok kısa sayılabilecek bir süre olan iki yıl sonra genel seçimler var. Bugün sandıktan bir "erken"seçim çıkmasa bile iki yıl sonra yapılacak seçim de "geç" değildir. Fazlagürüküyapmadı, ama duyuldu gürüküyapmadı, ama duyuldu tstanbul bugunlerde de caz dolu akşamlar yaşıyor. Uluslararası 2. Bilsak Caz Festivatt'nde dün gecenin d d l Ull 2 Bilk yüdıv Amerikah tromboncu Mike Zwertn'dL Üçlüsü "Zip'Te birükte çalan Zwerin, "Rocking Chair JazzSaJlanır tskemle Cazı" diyt tarumladığı müziği için "Fazla gürultü yapmıyoruz, ama bizi duyabileceksiniz" diyordu. İstanbuüu cazseverler Mike Zweıin'in muziğini duymakla kabnadüar, aynı zamanda büyük bir tat aldüar. (Fotoğraf: MEHMET AKİF) ^^Tj^,^, Söz sırası seçmende (Baştarafı 1. Sayfada) demokratik hakkı olan oy hakkının gasp edilmemesi için gerekAra seçim yapılacak Ankara 2. seçim çevresinde SHP'li Ke li önlemler alınmıştır" dedi. Semal Aydar, Burdur'da ANAP' çimlerde alınacak onlemlere ilişb Ali Kemal Erdem, Gaziantep' kin lçişleri Bakanlığı genelgesite feshedilen MDP'li Galip De nin seçim yapılacak illere göndeniz, Istanbul 6. seçim çevresin rildiğini büdiren Beduk, genelgede eski HP'li Mucip Ataklı, tz ye göre oy kullanılan sandıklamir 2. seçim çevresinde eski nn 100 metre uzağında emniyet HP'li Mahmut Akkılıç, Manisa kuvvetlerinin görevlendirildiğini 1. seçim çevresinde feshedilen söyledi. Emniyet Genel Müdüru, MDP'li Mustafa İzci, Niğde'de bu kuvvetlerin llçe Seçim Kurufeshedilen MDP'li Emin Alpka lu veya Sandık Kurulu Başkanı'ya, Samsun 2. seçim çevresinde nın talimatına göre hareket edeANAP'lı Gülami Erdogan, Zon ceğini bildirdi. Yüksek Seçim Kurulu Başguldak 2. seçim çevresinde de feshedilen MDP'li Fevzi Fırat öl kanlığı'ndan alınan bilgiye göre, müştü. Manisa 2. seçim çevre milletvekili adayları, aday olsinde ANAP'lı tsmail Özdaglar dukları seçim bölgesinde seçmen milletvekilliğinden istifa etmiş, listesine kayıtlı ise oy kullanabiBingöTde ise genel seçimlerde lecekler. Bu durunıda, seçim vetolar nedeniyle bir milletvekil bölgelerinde oturmayan adaylardan SHP Genel Başkanı Erdal liği eksik çıkmıştı. Ara seçime katılan siyasi par tnönü, DYP Genel Başkanı Hütilerin milletvekilliği kazanabil samettin Çindonık, DSP Genel mesi için, 11 seçim çevresinde Başkanı Rahşan Ecevit, HDP Kullanılan geçerli oyların yüzde Genel Başkanı Mehmet Yazar, 10'unu almalan gerekiyor. Bu MÇP Genel Başkanı Ali Koç ve na göre, bir partinin milletveki BVP Genel Başkanı Tayyar Şali çıkarabilmesi için toplam 290 fak, BP Genel Başkanı Vaşar bin dolayında oy alması lazım. Yurtöven ve BAP Genel BaşkaBir seçim çevresinde en çok oyu nı Kemal Bekman oy kullanaalan parti, genelde yüzde 10 ba mayacaklar. Aynı şekilde, oturrajını aşamazsa milletvekilliği duklan bölgede seçim olmayan ANAP Genel Başkanı Başbakan kazanamayacak. Emniyet Genel Müdürü Saf Turgut Özal, RP Genel Başkafet Ankan Bedük, a.a.'ya yap nı Ahmet Tekdal, VAP Genel tığı açıklamada, "Vatandaşın Başkanı Vural Ankan, 1DP Genel Başkanı Aykut Edibali de f sandık başına gitmeyecekler. Siyasi parti genel başkanlanndan Turgut Özal, bu akşam özel (Baştarafı 16. Sayfada) uçakla İstanbul'dan Ankara'ya vinçle "5 gram eder bu" diyor. Çakır'ın çöpunden 5 gram altın gidecek ve seçim sonuçlarını elde ettiği atölyede çalışılan altının ANAP Genel Merkezi'nden izmiktarı aslında günde 50 kilo>a leyecek. Erdal İnönü de, akşamüstü, uçakla İstanbul'dan Anyakın. Peki günluk hayatlarında altınla kara'ya gidecek ve SHP Genel Merkezi'nde bulunacak. Ankaiç içe yaşayan bu ınsanlar kinı? Gerek kuyumcu atolyesinde, ge ra'da bulunan DYP Genel Başrekse de eritme atölyesindeki v ıkanı Hüsamettin Cindoruk, bu raklar altın işinde çalışmaktan sabah saat 10.00'dan itibaren memnun gorunu>orlar. 14 yaşın parti genel merkezinde olacak. daki Ramazan Ateş, orneğin ko DSP Genel Başkanı Rahşan Ecemur kınp kalıp bağlıyor. "İyi bir vit, eşi Biilent Ecevit'le birlikte şey altınla uğraşmak" diyor Ateş bu gece İzmir'den Ankara'ya "Degerini pek duşünmüyorunı. dönecek ve sonuçlan parti genel ama yine de ya kajbolursa di>e merkezinden izleyecek. HDP korkuyonım." Mıhlama atoiveGenel Başkanı Mehmet Yazar sinde çalışan Kevork Keçeciyan ise da, partisinin genel merkezinde altınla haşır neşir olmanın kendibulunacak. sine zevk verdiğini belirterek, Mecliste boş bulunan 12 mil"Başka madenle çalışsam isteksiz letvekilliğinden l l ' i için bugün olurura. Bizimki rizikolu ve ince seçirn yapılacak illerin seçim çevmeslek, hata kabul etmez. Bir de releri ile seçmen ve sandık sayı>aptığım işleri vitrinlerde gorunları ise şöyle: ce seviniyorum" diyor. ANKARA 2. seçim çevresi: Altın işiyle uğraşanlar çöp koYenimahalle, Haymana, Polatnusuna hayli önem veriyorlar. İjin lı, Ayaş, Güdul, Kızılcahamam, çapı, kullanılan altının miktarı buÇamlıdere, Beypazan, Nalhhan, yudükçe çöpten alınan verim de Sincan. Seçmen sayısı: 333.480. artıyor. Büyük işyerlerinde çopSandık sayısı: 1.470. tenn senede 300500 gram altın çıBİNGÖL: Merkez, Genç, karılabiliyor. Karlıova, Kiğı, Solhan. Seçmen Ramadın israf edilmemesi için sayısı: 75.281. Sandık sayısı: hemen hemen herkes kendine oz454. gü bir toplama sistemi geliştirmiş. BURDUR: Merkez, Ağlasun, Eritme atolyesinde yerlere mazgal tipinde demirler yerleştirilmiş. AlBucak, Golhisar, Tefenni, Yeşitın tozu ayakkabılann altına yapışlova. Seçmen sayısı: 124.909. sa bile, mazgalın ustünde yürurken Sandık sayısı: 475. düşuyor \e 45 santim aşağıdaki GAZİANTEP: Merkez, Ara betonun üzerinde toplanıyor. Baban, Islahiye, Kilis, Nizip, Oğuzı kuyumcu atölyelerinde ise ış zeli, Yavuzeli. Seçmen sayısı: şansa bırakılmıyor ve ziyaretçiler 354.398. Sandık sayısı: 1.494. atolyeden çıkarken ayakkabıları İSTANBUL 6. seçim çevresi: ozenle bir kutunun içinde fırçalaEyüp, Fatih, Zeytinburnu. Seçnıyor. İsminin açıklanmasını istemen sayısı: 483.921. Sandık sameyen bir ustanın belirttiğine goyısı: 1.465. re, ayakkabılann fırçalandığı kuİZMİR 2. seçim çevresi: Kartuda senede 6070 gram altın tozu şıyaka, Bergama, Kınık, Dikili, biriktiği duşunülurse bu titizliğin Aliağa, Menemen, Foça, Bornone derece önemli olduğu ortaya çıva, Karaburun, Çeşme, Urla. kıyor. Seçmen sayısı: 416.894. Sandık sayısı: 1.386. MANİSA 1. seçim çevresi: Merkez, Turgutlu, Salihli, Alaşehir, Sangöl, Saruhanlı, Soma. Seçmen sayısı: 329.962. Sandık sayısı: 1.199. MANİSA 2. seçim çevresi: Kırkağaç, Akhisar, Gördes, Demirci, Selendi, Kula. Seçmen sayısı: 191.453. Sandık sayısı: 788. NİGDE: Merkez, Aksaray, Bor, Çamardı, Ortaköy, Ulukışla. Seçmen sayısı: 216.504. Sandık sayısı: 798. SAMSUN 2. seçim çevresi: Bafra, Alaçam, Vezirköprü, Havza, Ladik. Seçmen sayısı: 177.707. Sandık sayısı: 735. ZONGULDAK 2. seçim çevresi: Karabük, Ulus, Safranbolu, Eflani, Devrek, Kurucaşile, Bartın. Seçmen sayısı: 232.923. Sandık sayısı: 989. \arun (Baştarafı 1. Sayfada) acılış fiyatına aha bulan 19. yüzyıl başlannda Osmanlı İmparatorluğu'nda askeri giysileri gösteren albüm "Th« Military Costume of Turkey" ve Türk giyim tarihini anlatan Octavian Dalvimart'ın yazdığı "The Costume of Turkey" adlı kitap ise "müzayedenin en pahalıya satıla» kitaplan" oldu. Kitaplann yanı sıra 2. Antika Kitap Müzayedesi'ne katılan insanlar da ilgi çekiciydi. 15. Uluslararası Kitapseverler Kongresi1 ne katılmak için Istanbul'a gelen "Bibliophile'ierin, müzayedeye izlemek için bile olsa katılmadıkları görüldü. Kitap meraklılarının yanı sıra her muzayedede olduğu gibi bu kitap müzayedesinde de alıcı olmadıkları halde fıyatlan biraz yükseltmek için Beyaz Köşk'e gelmiş olanlar da vardı. Fiyatı kaça kadar yükseltecekleri ya da hangi fıyatta duracaklan konusunda da geliştirdikleri, el, kol, ayak hareketleri görülmeye değerdi. Ancak hiç şüphesiz müzayedenin en renkli simaları, en yüksek fiyata satılan iki kitabın alıcıları, geçen yıl tstanbul Etap Marmara Oteli'nde düzenlenen 1. Antika Kitap Müzayedesi'ni yöneten, sahaf tbrahim Manav ile koleksiyoncu Tunç tnal'dı. Ibrahim Manav ve Tunç lnal'ın "renkliliği" bu kadarla da bitmedi. 4 saat süren muzayedede 1brahim Manav 6 kitap için 1 milyon 199 bin lira, Tunç Inal ise 8 kitap için 1 milyon 261 bin lira ödediler. Müzayede sonunda lnal'ın, "kaç para harcadıgını bilip bilmedigi" ile ilgili sorulara gülerek verdiği cevap güzeldi: "Nereden bileyim. İnsan, bu kadar kadeh cin tonik içtikten sonra ne yaptıgının farkında mı olur?" Müzayedenin bir başka olayı ise 25 bin lira açıhş fiyatlı Nazım Hikmet'in 18 kitabının satışında yaşandı. 46 bin liraya alıcı bulan kitaplann açık arttırması suasında gazetecilerden fotoğraf çekilmemesi istendi. Nedeni sorulduğunda ise cevap çok basitti: "Belki satın alacak kişi fotografının çekilmesini istemiyordur". Oy (Baştarafı 1. Sayfada) partilerden, tercihi olan partinin bulunduğu sütunda yer alan yuvarlak bölume "evet" mührünu basacak ve muhrün kurumasından sonra birleşik oy pusulasını katlayarak zarfm içine koyacak. Oy pusulasını zarfa koyup zarfı kapatan seçmen daha sonra yeniden sandık kurulunun bulunduğu yere gelerek, seçmen kutuğü listesinde adının hizasını ımzalayacak ve oy zarfını sandığa atacak. Bu arada oy kullanan seçmen, "evet mührünu" kurula ıade edecek ve kuruldan seçmen kimlik kartını geri alacak. Oy verme işlemi sırasında, eğer birden çok seçmen aynı anda o> kullanmaya gelmişse, seçmenler geliş sıralarına göre oy kullanacaklar ve kapalı oy verme mahallinde birden fazla seçmen bulunmayacak. Oy kullanma sırasında, gebeler, hastalar ve sakatlara öncelik tanınacak. Korler, felçli ve sakatlar yakınları ile, yakınları yoksa bir seçmenin yardımıyla oy kullanabilecekler. Saat 08.00'de başlayacak olan oy verme işlemi saat 17.00'de sona erecek. Saat 17.00'de sandık başında sıra bekleyen ve henüz oy kullanmamış bulunan seçmenler, kurul başkanı tarafından sayılarak saptanacak ve bunlar oylarını kullandıktan sonra sandık kapatılacak. Geçerli bir ozüru olmaksızın oy kullanmayan yurttaşlara 10 bin lira para cezası verilecek. Birleşik oy pusulasında, daha once Yüksek Seçim Kurulu'nda çekilen kura sonucuna göre, siyasi partilerin amblem ve isimlerı bulunuyor. Pusulanın en sonunda ise bağımsız adaylann isimleri yazıyor. Kura sonucuna gore siyasi partiler birleşik oy pusulasında soldan sağa doğru şoyle sıralanıyor: SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti), BVP (Buyuk Vatan Partisi), BAP (Buyük Anadolu Partisi), DYP (Doğru Yol Partisi), IDP (Islahatçı Demokrasi Partisi), BP (Basrak Partisi), MÇP (Milliyetçi Çalışma Pariısi), HDP (Hür Demokrat Parti), VAP (Vatandaş Partisi), DSP (Demokratik Sol Parti), RP (Refah Partisi), ANAP (Anavatan Partisi). • • • Başbakan Özal: 'Bölücülere destek olan varsa, başları belaya girecek' Altın tsunbul Haber Servisi Başbakan Turgut Özal, dün tstanbul'da yaptığı ziyaretler sırasında bölücülerin son zamanlardaki saJdırılarına değinerek "Destek olanlar varsa baslan belaya girecek" dedi. Özal, bu gibi insanlara destek olanları uyararak "Korkak insanlann yapacağı arkadan vurmaktır. Bu gibi insanlara gerek burda gerek başka yerde destek olan varsa vazgeçsinler" biçiminde konuştu ve özetle şunları söyledi: "Defalarca ikaz ettik. Destek olanlar varsa başlan belaya girecek. İkincisi bu gibi yollara girenlere çok ağır konular geliriyonız, kararlıyız. Bu konuda acıma duygumuz yok. Ülkeyi tekrar anarşizme düşürmeyeceğiz, azimliy iz. Bu konulann üzerine şiddetle gittik, gidecegiz. Güneydoğu'da aldığımız tedbirler sonucu bunların 3 deposunu bastık. Yıgdıkları silahlan bulduk. Bunların kokü kazınacak. Boş yere kendilerini telef etmeshner. Bir de masum insanlan bu işlere aiet etmesinler." Başbakan Özal, dün aynca yeni yaptınlan Kalamış Koyu'nu, Bostancı kıyı şeridini ve Bostancı sabit pazarını gezerek buralarda incelemelerde bulundu. TV'de seçim sonuçlarını (Baştarafı 1. Sayfada) Yüksek Seçim Kurulu, doğal olarak ara seçimleri de genel seçimler gibi izliyor. Kurul bu gece 10 il seçim bürolarından gelen sonuçlan anında basına açıklayacak. Bu nedenle Yüksek Seçim Kurulu başkan ve üyeleri bu geceyi gazetecilerle birlikte geçirecekler. TRT Haber Dairesi'nde seçimi izlemek üzere bir "Seçim Bürosu" hazırlanıyor. Seçim bölgelerindeki TRT muhabirlerinden alınan bilgiler, her muhabirin bağh olduğu masadaki sorumluda toplanacak. Gelen bilgilerin kâğıda dökülüp değerlendirilmesini, bu bilgilerin bilgisayara verilmesi izleyecek. Televizyonda, bilgisayara verilen sonuçlar ekrana getirilecek. Radyodaki seçim haberleri ise, bilgisayara verilmeden yayımlanacak. TRT'de seçim haberlerinin yayını saat 21 .OO'de başlayacak ve bu yayınlar saat başlannda olmak üzere radyoda sabaha kadar, televizyonda saat 02.00'ye kadar sürecek. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, yabancı muhabirler ağırlıkta olmak üzere, yabancı ve yerli muhabirler için hizmet verecek Seçim Bürosu'nu, bugün ve yann çalışmak üzere hazırladı. Bu buro bugün saat 13.00'ten yann aynı saate kadar çalışacak. Teleks, telefon, telefaksla çalışacak büroda, haberlerin İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanacağı öğrenildi. Ankara'da Best Otel'de, bu büro "tam teşekküllü bir PTT işyeri" olarak kuruldu.Büroda 12 büyük pano bulunacak ve seçim sonuçlan, alınır alınmaz, bu büyük karton panolara yazılacak. Basın Ya>ın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü birkaç gün önce başlattığı bir çalışmayla, 11 seçim çevresindeki tüm adaylann kısa yaşam öykülerini, partilere ilişkin bilgileri topladı. Seçim Bürosu'ndaki panolarda sürekli olarak bu bilgiler verilecek. Partilerin adreslerini, telefon numaralannı özellikle yabancı muhabirler bu panolardan öğrenecekler. Daha önce yapılan bir çalışmayla da, siyasal partilerin 6 Kasım 1983 ve 25 Mart 1984 seçimlerinde aldığı oylar derlendi. Bu oylarla ilgili rakamlar da zaman zaman isteyenlere verilecek. Seçim Bürosu, tüm bu çalışmalannı, Associated Press, Anadolu Ajansı ve TRT aracıüğıyla sürdürecek. 24 saat boyunca ingilizce, Fransızca ve Almanca bilen rehberler, yabancı muhabirlere kolaylık sağlayacak. SHP'de; sorumlular seçim günü başlayan çalışmalannı sabaha kadar sürdürecekler. Genel Başkan Yardımcılanndan tbrahim Önen'in başkanlığında, Başkanhk Divanı uyelerinden oluşturulan "Seçim Komitesi", gelişmeleri sabaha kadar genel merkezde izleyecek. SHP Genel Merkezi'nde seçim gecesi için, 11 seçim çevresine 11 özel telefon aynldı. Bu telefonların başındaki parti görevlileri o illerin örgütüyle sürekli ilişki içinde olacaklar. Sandıkların açılması, oyların sayılması, bu telefonlardan anında izlenecek. Genel Başkan Yardımcılanndan Tevfik Çavdar'ın sorumluluğuna verilen bilgisayara, bu özel telefonlardan alınan sonuçlar aktanlacak ve değerlendirmeler yapılacak. DYP de, günümüzün vazgeçilmez tekniğini seçim gecesi kullanacak. DYP Genel Merkezi'nde de bilgisayarb bir Seçim Bürosu hazırlandı. Buna göre, on seçim çevresine bağh on özel telefondan alınacak seçim sonuçlan değerlendirilip bilgisayara verilecek. DYP Seçim Bürosu'nda, eski MDP Istanbul Milletvekili ve şimdi DYP Istanbul Milletvekili olan Doğan Kasaroğhı'nun oğlu Murat Kasaroğlu da çalışacak. Murat Kasaroğlu, 6 Kasım seçimlerinde, daha akşamın ilk saatlerinde MDP'lilerin hiç de hoşuna gitmeyen sonucu, "Baba, maaselef üçüncü partisiniz, çıkaracağınız milletvekili sayısı 71'i geçmez" diyerek haber veren kişi. DYP'liler bu genç elektronik mühendisinden bu gece "paralel program yapmakta, geceyansından sonra simülasjon yapmakta yararlanacaklar". ANAP yöneticileri de seçim sonuçlarını genel merkezde oluşturulacak bir bürodan izleyecekler. ANAP Genel Merkezi'nde toplanacak olan yöneticiler, seçim bölgelerinden doğrudan açılan sandıkların sonuçlarını alarak değerlendirecekler. Atina'ya (Baştarafı 16. Sayfada) memiştir. Eger "gayri resmi" toplantıda sorun ortaya atılmamış olsaydı Yunanistan'ın açıklama getirecegi de şüpheliydi. • Atina Sofya Saldırmazlık Paktı'nda yer alan "birbirlerinin topraklanna girmeme" maddesi NATO anlaşmasıyla çelişmektedir. Çünkü, bir savaş durumunda bu tür bir garanti verilemez. NATO anlaşması, üyelerinin savaş halinde "gerekli bütün askeri önlemleri ittifak komulanlığının direktifleri doğrultusunda alacağını" belirlmckledir. • Papandreu hukümeti, Doğu Bloku'na karşı, diger üye ülkeler tarafından onaylanmayan siyasetler surdürmeye devam etmektedir. İttifak tarafından "hiç de hoş karşılanmayan" Balkanların nükleer silahlardan arındırılması girişiminden sonra, Atina'nın şimdi de Bulgaristan ile bir Saldırmazlık Paktı imzalaması bu "nevi şahsına münhasır" tutumun yeni bir göstergesidir. Öte yandan, soz konusu "gayri resmi" temas sırasında Türk temsilci Osman Olcay'ın "sükutu" tercih etmesi gözlemcilere gore "Son derece normal ve akıllıca bir yaklaşım." Olcay'ın bu konuda her hangi bir girişimde bulunmaması ve Yunanistan'ı yalnız diğer üye ülke temsilcilerinin "sigaya çekmesi" gözlemcilerin genel kanısına gore, Yunanistan'ı yalnız Ankara'nın değil diğer muttefiklerin de eleştirdiğini göstermeye yönelik bir "sessizlik diplomasisi." Askeri üsteki (Baştarafı 16. Sayfada) Asya'da görülen, "çikungunya adlı hastahğa yol açtığı belirtiliyor. "International Herald Tribun e " gazetesinin haberine göre, Neil Levitt, Maryland'deki Fort Detrick üssünde güvenlik onlemlerinin son derece yetersiz olduğunu, laboratuvardaki öldürücü virüslerin kolayca cepte ve çantada dışarı çıkarılabileceğini söyledi. ABD ordusu yetkilileri ise Levitt'in suçlamalarını reddederek laboratuvardan hiçbir virüsün kaybolmadığını iddia ettiler. Yetkililer, virüslerin hiçbir işe yaramadıkları için bir teknisyen tarafından yok edildiklerini belirttiler. Virüslerin kayboluşu ile ilgili olarak hiçbir soruşturma açılmadı. Çevre korumacı bir kuruluşun iki üyesi de geçen 2 eylulde açtıklan davada çevre guvenliği tamamen sağlanıncaya dek Pentagon'un biyolojik savaş araştırmalarını durdurmasını istemişlerdi. Geçen kış da, Senator Charles McC. Mafhias, Neil Levitt'in talebi uzerine, Fort Detrick'den kaybolan virüslere ilişkin soruşturma yapılmasını istemişti. Ordu, bu isteği reddetmişti. Duru Şampuanlı Banyo Sabunlan Lâvanta, Limon, Manolya, Menekşe, Leylâk «7 ii Dr. ERDAL ÂTABEK Bahariye Cad. 96/3 KADIKÖY Tel. 336 04 49 Migros Mağazalannda uygun fiyatlarla... Laıa Yaşlı bayanlara konforlu evimde bakanm. 1661361
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle