18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EYLÜL 1986 HABERLERtN DEVAMI yor. Aynı ters mantığı sürdürerek "Eğer smırda bir seçim sonucu ahrsak, o zaman parti içinde kenetlenme daha yoğunlaşır" görüşü ANAP yöneticilerinin büyük çoğunluğu tarafından paylaşıhyor. Kısaca, seçimlerde önemli bir galibiyet, parti içi sorunlar açısırdan ANAP'hlan çeşitli hesap ve planlara itiyor. Sayılan hiç de az olmayan bir grup ANAP yö'neticisi ise, seçim kampanyası başında Başbakan özal tarafından ortaya atılan "oynak merkez teorisine" ilişkin görüş belirtiyor. Bunlar "Böyle bir teoH ortaya atıldı, ama seçim nedeniyle konu parti içinde pek tartışılmadı" diyor. Asıl düşundürücü nokta olarak "merkezin bir sağa, bir sola kayarak ANAP içindeki değişik eğüimlerin rahatsız olacağı, milletvekiüerinin bu oynamadan seçim bölgeUrinde yıpranacağı" öne sürülüyor. Seçim sonuçlanna ilişkin tahminler sorulduğunda, ANAP'lılar meydanlarda her ne kadar "110olur" karşılığmı veriyorlarsa da, özel sohbetlerde bunun "en çok sekizi bulacağtnı, dokuz mMetveküinin sürprize gireceğini" belirtiyorlar. Işte, ANAP'ın iç çelişkisi burada yatıyor. Seçimi yitirseler, parti içi kenetlenme belki artacak, ama bu kez iktidar olmak güçleşecek. Seçimi kazansalar, dışa dönük iktidar mücadelesinde önemli avantaj sağlayacaklar, ama bu kez parti içi sorunlar iyice su yüzüne çıkacak. Seçim sonrasında ANAP, 'iktidar olmanın çelişkisini" tipik bir biçimde yaşayacak. CVMHURÎYET/Û AMCARA'dan YM.ÇIM DOĞAM (Baştarafı 1. Sayfada) rütenlerin sayısı artıyor. Bu tür değerlendirmeye gidenlerin ANAP'ta önemli görevlerde bulunduklarım eklemeye gerek yok. Seçim sonuçlarıyla birlikte ANAP'ta tartışmaya açılacak konular şöyle dile getiriliyon ANAP adayları diğer partilerin adaylanndan farklı. Adaylarpartinin "afır toplan" ya da özal'ın Mecliste görmek istediği kişilerden" oluşuyor. "Mecliste görmek istediği kisiter", aynı zamanda "kabineye ginbüecek kişüer" gibi matematiksel bir eşitlik yaratıyor. Bununla birlikte, özal, çevresine "Ben kazandıklan takdirde bakanhk için kimseye söz vermedim" diyorsa da "Seçiürlerse, değerlendiririz " gibi bir ifadeyi de kuüanıyor. Ama ardından hemen şunu ekliyor: "Eğer seçilemezJerse, Meclis dışmdan herhangi bir kimseyi kabineye almam mümkün olamaz." özal'ın bu son cümlesini tersinden düşünürsek, kazanacak adaylar arasında "kabineye almayı tasarladığı isimlerin" bulunduğunu söyleyebiliriz. ANAP elbette seçimi kazanmayı hedefliyor. Ama, "seçim zaferiyle birlikte gelecek bir endişeyi" aklından çıkarmıyor. Seçimde "jnutlak bir zaferin parti içinde var olan sorunlan su yüzüne çıkartacağını" soyleyen ANAP'lılann sayısı hiç de az değil. ANAP yöneticileri "Bir siyasal parti için muhalefet, birlestirici bir unsurdur, kolay bir seçim zaferi parti içi dengeleri altüst eder, gruplaşmalar baslar" diyor. Yani, ise tersinden bakı Özal: Söylesinler vız gelir tırıs gider (Baştarafı 1. Sayfada) hazırlanmış alanda vatandaşlann toplanması nedeniyle Karayolları Şantiye Şefliği'nin tel örgü ile çevrili bahçesine iniş yaptı. Özal'ın helikopterinin, önceki gün Demirel'in helikopterinin Burdur'da neden olduğu gibi bir kazaya yol açmarnak için iniş yerinin değiştirildiği belirtildi. Haymana'da Park Meydanında yaptığı konuşmada, 11 milletvekilinin seçileceği ara seçim için, "birtakıra gazetelerde, partilerde ve eski siyasilerde telaş olduğunu" öne süren özal, eski devirle ilgilerini kestiklerini yineleyerek, "Bu memleketin insanlan sadece mahdut insanlar mıdır?" diye konuştu. Özal konuşması sırasında bazı vatandaşların "Köylttne ne vereceksin?" diye bağırmalan üzerine, 1980 öncesi duruma dönmek isteniyorsa her tarafa para saçmak gerektiğini savundu. Özal, "Hesabımızı kitabımızı yapmazsak evimizi nasıl yapanz, hesabımızı kitabımızı yapmazsak yine eskiye döneriz. Şimdi her şey var. Kuynıklar kaiktı. Pahah olabilir, ama önemli olan mevçudiyetidir" dedi. "Özal baba, çiftçi borçlan çare bekliyor", "Cçüncü sene kuraklık geçirdik, taksitlendinne" biçımindeki sloganların dikkati çektiği alanda, bazı köylüler borçlarının ertelenmesi isteklerini bağırarak dile getirdiler. Özal, bu istekler üzerine şunları söyledi: "Dur bakalım, dur. Hiç palavra degil. Her şeyin hesabı var. Eğer Ozal jvpamayacagı şeyleri vaai ederse, yapamayınca yalan söylemiş olur. Paşanın oglu çıkmış, çiftçilerin faiz borcunu affedecegini söjiüyor. Yahu kardeşim, sen neyin parasını affediyorsun? Bir kere o gücün var mı? Mecliste 82 milletvekilin var, nasıl yapacaksın? Biz o hesabı biliyonız. 900 milyar eder. Memleket böyle battı. Bu sebepten geldik bu duruma. Hadi affettik, memura da beş misli verdik. Sormazlar mı nereden buldun parayı diye? Biz buğdayda ödenen peşinatı seneye arttıracağız. Vatandaş öyle afaki seylere gttler geçer. Belki de gönlü olsun diye alkışlayabilir. Haymana ve Polatlı yöresinde borcunu ödeyemeyen çiftçinin durumuna yeniden bakacağım. Haaa bakın. ödeyebilecek durumda olandan alınm. Hiç bakmam. Zaten bakbnyorum durumlanna". Muhalefetin, kendi yaptıkları işleri bilmediğini öne süren özal, Bütün muhalefet partilerinin kendilerini eleştirmesini de, "bilmeden reklamlannı yapmak" olarak değerlendirdi. Özal, gençlerin kendileriyle birlikte olduğunu öne sürerken de, öteki partilerin durumu için, "Onlann sonu dumura ugramaktır. Çiinkii gençler hep bizde" dedi. Özal'ın, konuşması sırasında gençlerin kendileriyle olduğunu soylemesi üzerine yaşh bir sakallı da, "Ben Adalel Partisi'nin kalesiyim" diye bağırdı. Ancak yaşlı adam yanındakilerin uyansı üzerine sözlerini ANAP diye değiştirdi. ANAP Genel Başkanı Başbakan Özal, Haymana'daki konuşmasını tamamladıktan sonra helikopterine binmek için Petek otobüsünden halkı selamlayarak ilçe dışına çıkarken, aynı saatlerde konuşma yapmak üzere Haymana'ya gelen SiMeyman Demi UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM dır. Tabii o yurek "insan yureği" ise! Sormaz mısınız; niçin böyteyiz? Niçin siyasal suçlarda bu kadar acımasız oiuyoruz? Niçin? Sultan Abdülaziz'i tahtan indiren "Serasker Hüseyin AvniPaşef' komutasındaki askerter, eski pad'ışahı Dolmabahçe Sarayı'ndan Topkapı Sarayı'na götürüp aç bırakmamışlar mıydı? Tarih kitaplan, saatler sonra, Abdülaziz'e bir kırık kaşıkla bir tas çorba verildiğini ve eski padişahtn "takd'h ri Hahı"' diyerek bu kırık kaşıkla çorba içtiğini yazar. Huyumuz yeni değil, eskiden kalma! 1. Mesaıtiyet'in öncülerinden Sadrazam Mtthal Paşa, Sultan Abdülaziz'in ölümünden sorumlu tutularak bir kukla mahkemede yargılanıp, mahkum olur. Padişah Abdülhamid, Mithat Paşa ve arkadaşlan için verilen ölüm cezalarını yaşam boyu hapse çevirterek mahkumları izzettin vapuru ile Süveyş'e oradan da Taif'e gonderir. Mithat Paşa, "2. Böluk efradından Edimetnm Beyazıd mahallesinden berber ismail" tarafından Taif'deki cezaevindeki odasında boğularak öldürülür. Osmanlı tarihi, "Evlat ve kardeş katili padişahlar" ile doludur! Bugün Vassıada kararlan için "cinayettir" diyen Süleyman Demirel, 12 Mart günlerinde üç gencin asılmaları için nasıl da çalışmaktaydı, unuttunuz mu? 1960 ihtitalinden sonra yeni bir ihtilal girişiml nedeniyle ölüm cezalarına çarptınlan bir kurmay albay, bir binbaşı ve bir üstegmenin olüm cezalannın yerine getirilmesi görüşmelerinde AP grubunun "üç sizden üç bizden" diyerek oy kullandıklan nasıl da unutuldu? ölüm cezalarına karşı olanların, 27 Mayıs'ın, 12 Mart'ın ve 12 Eylül'ün darağaçlan arasında bir aynm yapmamaları gerekir. Yapıyorlarsa, buna "siyaset" değil, dense dense, ancak "keten ticareti" denir! Hem bu "keten ticareti" ile siyasal kazanç sağlamaya çalışanlar, daha düne kadar, 27 Mayıs Anayasa ve Hürriyet Bayramı'nı kutlayan törenlerde "başbakan" olarak bulunmadılar mt? 'ANALAR NELER DOĞURDU' Başbakan Titrgut özal, dün Haymana ve Polath'daydu Konuşmasında, eski devirle ilgüenmediklerini yineleyerek, "Analar neler doğurdu, yepyeni adamlar çıktı, neler yapıyorlar. Eskiye mi döneceğiz. tUe eskiler mi biliyor" dedi. (Fotoğraf: CUMHURÎYET) rd'in konvoyu ile karşılaştı. Konvoylarda kısa bir saskınlık olurken, ANAP'lılar ilçeden ayrıldı. Özal, helikoptere bindikten sonra Demirel'in konuştuğu alanın üzerinden geçti ve kalabalığa baktı. Demirel'i dinleyenler de, alçaktan uçuş yapan helikopteri yuhaladı. Polath'da Demirel'i iki saat önce alkışlayan topluluğun önemli bir bölümü, bu kez Özal'ı aynı alanda karşılayıp dinlediler. Demirel'in gelişiyle SHP'nin konuşma saatini DYP'ye bırakması, özal'ın 11.30 ile 13.30 arasında olan konuşma saatini geçirmesi üzerine SHP'liler DYP'den aldıkları saat 13.3015.30 arasındaki sıralannı bu kez Özal'a verdder. Saat 14.00 civannda beraberinde Çalışma Bakanı Cahit Aral, Dışişleri BaBiz zenginden acıtmadan alıyoruz, ortadirege veriyoruz. Biz bunu aküiıca yapıyonız" diye konuşurken, bu kez köylüler, "Thüttör 10 milyona çıktı alamıyoruz. Geçinemiyoruz" itirazlarını getirdiler. Özal, "Dunın bakalım, önce beni dinleyin, sıra onlara da gelecek.. Onlan da söyleyeceğim.." dedikten sonra şöyle devam etti: "Açık söylüyorum. Seçimi kazanacağız diye memleketin ekonomisini berbat etmem. Memleketin ekonomisi bana emanet. Ben emanete hıyanet etmem. tnönü, borcunuzu silecegim demiş, buna ioandınız mı? Bu sözlere inanıyor musunuz? Eğer kendisi buna inanıyorsa, doğru söylüyorsa, kendi cebinden ödesin. Bu degirmenin suyu nereden geliyor? Bu para, gene sizin cecak köylüler, Özal'la tartışmalannı ısrarla sürdürdüler. Bu arada bir başka köylü, "Sen bep zenginleri kurtanyorsun" dedi. özal sesini yükselterek, "Yalan, seni kandırmışlar. Biz kimseyi kurtarmıyoruz. Bakın hepsi hayal göruyorlar. Avrupa'da sosyal demokratlar hayal pesinde yeşilliklerle, atom santnillanyla ugraşıyorlar. Çiinkii söyleyecekleri sey yok" biçiminde yarutladı. Bir başka köylü, tarım reformu yapılmasını isteyince özal, "Yapıldı, onu da yaptık. Senin haberin yok. Hem çok iyi tanm reformu oldu" dedi. Bir başka köylü, "Ürünlerimizin parasını vermiyorsunuz. Tiiccara soyuluyoruz" biçiminde konuştu. özal bunun üzerine şöyle konuştu: "Siz enayi misiniz? Niye veriyorsunuz tüccara, devlete verin. CUNEYT ARCAYÛREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) Demokrasi, bir halk rejimi değil mi?~ Ulusun bağnndan çıkan bir liderin halk arasında kullamlan deyimlerle çevresini etkilemesi doğal değil mi?.. Başbakanın sözlerine ve davranışlanna eleştirel gözle bakmanm anlamı yok, Halk arasında pazısına güvenenlerin kızdığı kişiye "Erkeksen çık dışan" diye seslenmesini olağan karşılıyoruz da sinirlerine egemen olamayan bir başbakanın DYP'li Mehmet Yılmaz'a "Erkeksen gel buraya" demesine niçin bozuluyoruz? Başbakanlar böyle konuşursa insan katında daha başka olaylar başlayabilirmiş, başbakanın verdiği örneği ANAP'lı sempatizanlar daha ileri aşamada uygularlarmış.. Bunların hepsi boş varsayımlar.. iktidar, gücünü böylesine duyurdukça demokrasimiz kuvvetlenecek, hiç kuşkunuz olmasın! Islâhiye'de yaşayan DYP'li vatandaşımız Mehmet Yılmaz çok ayıp etmiş doğrusu. Bir başbakanın "Erkeksen gel buraya" çağnsından sonra, evinden çıkıp seçim otobüsünün yanına geleceğine, uzerine saldıran polislerin eşliğinde karakola gitmiş. Olasıdır ki Mehmet Yılmaz karakoldabaşbakana "Git" işareti yapmadığını, tersine içten duygularla "Gel, ne olursan gel" demeye çalıştığını itiraf etmiştir. Böylece demokrasimizin yeni öğeierinden olan "erkeklik gösterisi" mutlu ve şiirsel bir sonuca bağlanmıştır. Vatandaşla başbakan arasındaki bu demokratik diyalog, demokrasimizin güçlendiğine kanıt değil de nedir?.. Hakkını yemeyelim başbakanın, kuvvetini ortaya koyarak demokrasimizin güçlendiğine yeni bir örnek vermiştir. Denilebitir ki, bu olay başbakandan sezilen "bizden olanlar, bizden olmayanlar" aynmının ilk belirtisidir. Islâhiye olayı özal'ın yumuşacık insan görüntüsü veren yüzeysel davranışlannın altında muhaliflerine karşı yüreğinde yanan ateşin dışa vurmasıdır. Hatta, "Hoca böyle yaparsa ya cemaat" sorusunu akla getiren bir olgudur. Ne odur, ne budur. Geçmiş günlerde kalan kimi olaylar anımsanırsa Islâhiye olayı, bir gelişme sürecinin son örneğidir. Başbakan özal'ın uluslararası konularda kullandığı küfürlü sözcükler, hatta deyimler akla gelirse, hele Millet Meclisi kapısında SHP Milletvekili Cüneyt Canver'le aküdaşı Ekrem Pakdemiıii'nin kavgaya tutuşmasındaki kışkırtıalığı yeniden değerlendirilirse, Islâhiye olayını doğal karşılamak gerekebilir. Ya ANAP'ın bu seçimde oylan düşerse, ya maazallah ANAPın oyları yükselirse, Erdal Inönü ile öteki partilehn hele ANAP'ı, özal'ı eleştiren gazetecilerin çekecekleri var. Seçim konuşmalarmdan çıkan anlam bu!.. Başbakan Özal, oy oranını yükseltirse uluslararası sorunlarda kimi ülkelere söylediği gibi söze "Kıç üstü oturdular" diye başlayabilir, oy oranı düşerse siyasetçi olsun gazeteci olsun hemen çevreye "ceUaC diye seslenebilİK. Elbette bütün bunlan yapabilir, ama ANAP'ın oy oranı yüzde 30'lara düşerse "Erkeksen, erken seçime gel" çağrılanm acaba nasıi yanıtlayacak?.. lslâhiye'deki olay, bu soruya dek uzanmaz mı? tnönn'ye: Paşanın oğlu çıkmış, çiftçilerinfaiz borcunu affedeceğini söylüyor. Yahu kardeşim, sen neyin parasını affediyorsun. Memleket böyle battı. Sormazlar mı parayı nereden buldun diye? p e m i r e l ' e : Memleketin iyi idare edilmediğini söylüyorlar. Bu memleketin insanları sadece mahdut insanlar mıdır? Analar neler doğurdu. Yepyeni adamlar çıktı. tlle eskiler mi biliyor? Haydi bakalım sen de. karu ve Ankara milletvekili adayı Vahit Halefoğlu ve eşi, çok sayıda milletvekilleri ve Ankaralı tanınmış babalardan "Kürt Ahmet"le Polatb'ya gelen Özal, otobüsün üzerinde yaptığı ve ancak Demirerin topladığı kalabalık civarındaki topluluga hitap etti. Özal, Polath'da, "Demokrasi çok zevkli bir is. Şuna bakın, Başbakan geliyor, size hesap veriyor. Verecek tabü. Sayısına bereket 12 parti de buraya gelip gelinlik kız gibi alanlan süslüyorlar, ne vapacaklannı söylüyorlar. 1950'den beri demokrasi var, onun için ileriye gidiyor millet" biçiminde konuşurken, köylüler ürün bedellerini alamadıklarını, durumlannın kötü olduğunu söylerken, başında kasket, ağzında Samsun sigaralı bir köylü, "Açız aç, ne konuşuyorsun" diye laf attı. Özal bunun üzerine, "Önce söyle bakalım, sen ne marka sigara içiyorsun. Filtreli içiyorsun, filtresini gördiim. Saklama. saklama Marlboro. Hem Maıiboro içiyorsun, hem bunlan söylöyorsun" diye karşılık verdi. özal, ortadirege önemli destek getirdiklerini belirterek, "Solculann söylediği gibi zorla değil. binizden çıkar." Özal'ın bu sözleri Ü2erine bir başka yaşh köylü, "Sen, holdinglere kimin cebinden verijorsun. Onlara da sen kendin odesene" diye müdahale edince Özal, bu kez, "Benim için Başbakanlık igneli koltuk. Herkes bana bir şey söylüyor. Söylesinler, aldırmıyorum. Ben mükâfatımı hesap günü alınm. Allah için soyleyeyim, Orta Anadolu çiftçisi, Güney Anadolu çiftçisinden daha şanslı. Vakında i>i tohumlar da geliyor. İthal tohumla daha iyi ürün alacaksınız" dedi. Bunun üzerine çiftçiler hep bir ağızdan, "Tohumlann pahalı olduğunu ve alamadıklannı" söylediler. Başbakan, önce, "Alamazsınız tabü. Biraz düşünün. Ucuz tohum alırsanız daha az ürün, pahalı tohum alırsanız daha çok ürün alırsınız. Bilesiniz, bu tohumlar devlet desteğiyle satılıyor. Biraz insaflı olun. Bakın ayçiçegi tobumunu 2 bin liraya ithal exliyoruz, size 1200'e satıyonız" deyince, bu kez köylüler, "Bizde ayçiçegi yok ki" biçiminde itiraz ettiler. Özal da, "Söz gelimi, bunu Trakya için söyledim" karşılığmı verdi. AnZiraat Bankası'na borcunu ödememek için kaçıyorsun. Bak açık söyleyeyim, ben devletin alacağının peşini bırakmam. Bunda saçı bitmedik yetimin hakkı var. Ama şunu da söyleyeyim, bunu da ilk kez açıklıyonım. Dürüst, namuslu çiftçi, bankay'a borcunu ödeyemiyorsa, doğru mu, yanlış mı söylüyor araştınp borcunu erteleyeceğiz." Özal, bu sırada Demirel ve Ecevit'le ilgili olarak isim vermeden konuşmasını sürdürürken, "Geri gelmek isteyenler var. Onlann hepsi hava alırlar. Onlann çocuklan bizde, tamam mı? Gençlerin hepsi bizde, öyle degil mi?" diye sorduğunda yanıt yerine halk, "Sütün, sudan bile ucuz hale geldigini" belintı. Özal. sık sık müdahale edenlerden bir yurttaşa, "Hey, altın dişli, iyi dinle" dedikten sonra, Türkiyede her yerin şantiyeye döndüğünu, inanmayanların gidip yurdu dolaşmaları gerektiğini, kendisinin emaneti en iyi biçimde geriye vereceğini, her yerin yollarla döşendiğini, Türkiye*de günde 500 bin kişinin seyahat ettiğini anlattı önceki akşam Demirel'i Ankara'da Yenimahalle Şentepe'de dinliyorum. Demokrasiden ve vicdan özgürlüğünden söz eden Demirel, bu memlekette Türkiye İşçi Partisi diye bir partinin bulunduğunu, kendisinin bakan ve güvenoyu verdiği 12 Mart hükümetleri döneminde kurulan mahkemelerce en ağır cezalara çarptınlan insanların da bu ülkenin eşit haklara sahip yurttaşlan olduğunu nasıl da unutuyor! VB "düşuk başbakan"o\arak, kendisi ile aynı paıiamentoda yasama görevi yapan Behice Boran'ın, Prof. Sadun Aren^ in, Şaban Erik'in daha onar yıl cezaevierinde kalmalan için o ünlu '74 affı"nöa oy kullanıp, kullandırdığını dal Evet, Menderes döneminde de insanlar siyasal düşüncelerinden ve inançlarından ötüru ne acılar çektiler... Ne ocaklar söndü... Nice insan, işkenceevierinden geçti. O İstanbul'daki "Sansaryan Han"\n dili olsa da konussa.. Baskı ve işkence başkalarına yapılırsa iyi, darağaçlan başkaları için kurulursa yine iyi, yasaklar başkaları için söz konusuysa çok iyi... Bunlann hiçbirine ses çıkarma; üstelik bu baskılardan yana ol, ezeni alkışla, ezilene bir tekme de sen at ve sonra da insancıl olduğuna, vicdan özgürlüğü için çalıştığına ve "demokmt' olduğuna herkesi inandırmaya çalış... Bu memlekette binlerce insan işkence gördü. Hani bir ses? Menderes'ten sonra siyasal suçlardan ötürü başka insanlar da ipe çekildi... Hani bir tepki? Nerede, nerede? Demirel'i dinliyorum. Hayır, hayır, hiç inandıncı değil. Cirv doruk'u dinliyorum. Cesur konuşuyor, güzel konuşuyor. Söz, "Marksistleıin özgürtüğü"ne gelince susuyor. Konuşma yeteneği orada son buluyor Sözünü etttği "vicdan özgürtüğü" ceza yasasının 141. ve 142. maddelerinin sınırında birdenbire yok oluyor. Siyaset dünyası hepimiz için derslerle dolu. İşte siyasal suçlardan dolayı verilen ölüm cezalan... Bu cezalar kimseye yarar sağlamıyor Bayar ömeğinde gördüğümüz gibi bir dönemde "vaten haini" sayılan bir cumhurbaşkanı bir başka dönemde generallerin saygı nöbeti tuttukları "devlet törenleri" ile toprağa veriliyor... Uç genci ipe çekerek anarşi ve terör önlenmiyor. Yasakla ve emirle "Ataturkçülük" olmuyor. Siyaset alanı yasakla düzenlenemiyor. İşte yasakladıkları bütün liderter seçim alanlarındadır. Ne değişti ki? Siyaseti suç saymayın... Demokrasi varsa, vicdan özgürlüğü varsa Marksistlere de, din devleti kurmak isteyenlere de bu özgürlüklerini tanıyın... Oimuyor, olmuyor başka türlüsü. Gördük, denedik, yaşadık hepsini. ölüm cezası mı? Kaldınn ölüm cezasını yasalardan. Ne Menderesler asılsın, ne Talat Aydemirter ne de Deniz Gezmişler. Menderes'e yapılanları Güneş Gazetesi'ndeki yayından aynntılan ile okuyunca kpim acıyta burkuldu. Kendinızi Menderes'in eşi ve oğlunun yerine koyun, öyle düşünün. Menderes'e yapılanlara öfke duyanlar da bir Talat Aydemir'in, Fethi Gürcan'ın, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın da suçları ne olursa otsun aynı acıiarı tattıklarını acaba niçin akıllarına getirmezler? 12 Mart günlerinde Ziverbey Köşkü'ndeki o işkenceleri niçin alkışlayıp, bu işkenceleri aklamaya çalışırlar? "Adam" olduklan ve "insan yureği" taşıdıklan için mi? TAŞINMAZ MAL AÇIKARTTIRMA İLANI KADIKÖY 4. İCRA MEMURLUĞU'NDAN Dosya No: 1985/867 Kadıköy, Caferaga MahaUesi, Fcrittek sokagında kain ve tapu sicilinin 39 pafta, 76 ada, 1 parsel sayüı, 262.50 M1. miktarlı, bahçeli kargir apartmanın 16/120 arsa payb birinci kat üç No'lu dairenin tamamı bir borçtan otflrü aşağıda belirtilen tarihlerde ve açıkantırma ile satılacaktır. tMAR DURUMU: Dosyada mevcut Kadıköy Belediyesi tmar ve Planlama MüdürlUğü'nün 24.12.1985 tarib 1985/26158 sayılı imar durumu yazısında söz komısu 1 sayılı parsele: Iskân sahasında, bitişik inşaat nizanunda, bina yttkseküği gabari artı bir kat, krokisi gibi bina derinliği, ön ve arka bahçe mesafeleri, kot aünacak nokta yönetmeliğe göre şartlan ile imar durumu verilmiştir. EVSAFI: Satışı yapüacak taşınmaz mal, Kadıköy, Caferağa Mahallesi, eski Ferittek, yeni Devriye sokağında mahallen 6 kapıtaj No'lu, betonanne karkas sistemde, bir bodrum, bir zemin, altı normal katiı, bir çatı katlı inşa edilmiş DOĞA Apartmanının birinci kat üç No'lu dairesidiı. Daiıeye girişte, antre, sağda alaturka tuvalet, nrotfak, yine sağda bir koridorda üç yatak odası, banyo ve hızmetçi odası ile antrenin solunda balkonlu salon mahallen mevcuttur. Döşemeler, antre, mutfak, banyo ve koridorda mermerle, salon ve odalarda ahsap parke ile kapbdır. Mutfak tezgâh altı, üstü dekoratif dolaplidır. Banyoda küvet ve klozet ve lavoba vardır. Bina lüks malzeme ve birinci sınıf işçüikle inşa edilmiş olup, binada su ve elektrik, asansOr ve fueloil yakıtlı kalorifer tesisatları bulunmaktadır. KIYMETt: Taşınmazın bulunduğu semt, semt içindeki yeri, hali haztr durumu, civanndaki alun satım rayiçleri ve kıymetini etkileyecek diğer hususlar nazara ahnarak tamamına 55.000.000. TL. deger takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: I) Birinci arfrmanın Kadıköy 4. lcra Memurluğu'nda 24/10/1986 Cuma günü saat 13.0013.30 arasında yapılacajı, bu arttırmada alıcı çıkmaz veya tahmin edilen degerin %75 ile saüş rnasrailannı ve rOçhanh alacaklann mecmuunu geçmezse ikinci arttırma aynı yer ve aynı saatlerde yinerauammenbedelin % 50'sini ve rüçharüı alacaklann toplamı ile satış masrafını geçmek kaydıyla 3/11/1986 Pazartesi günü en çok arttırana ihale edileceği, 2) Satışa iştirak edeceklerin muhammen bedelin V* 10 nispetinde teminat akçasını nakit veya milli bir bankanın teminat mektubu olarak vermeleri gerekir. Satış peşin para ile olup, istenildiginde yinni günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Saüş bedeli hemen veya verilen sure içinde ödenmediği takdirde ihale resen feshedilir ve iki ihale arasında doğacak farktan, faiz ve yasal giderlerden müşteri sorumludur. Keza tapuya tescil, teüaliye, damga vergisi ve katma değer vergisinin de müşteriden aünacagı, 3) tpotek sahibi alacakhlar ile diğer ilgililerin varsa haklannı ilan tarihinden itibaren onbeş gün içinde dayanağı belgeler ile bildirmeleri, aksi halde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç tutulacakları, 4) Şartname gazete ilan tarihinden itibaren dairede a çık tutulup istenildiginde ve masrafı ödendiğinde örneginin verilebileceği, satışa iştirak edeceklerin saüş şartnamesini görrnüş ve munderecatını kabul etmiş sayüacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin V985/867 sayüı dosya numarası ile memurluğumuza başvurmalan ilan olunur. TtYATROGÖSTERİ THrtur HaCUMAinJMNMfHT KOV0Mİ1 fGKIIOCÜN TNHM fMKİTON FRANSIZ FİLMLERİ HAFTASI Yön YvesBASSED Oyn Chartotte RAMPRINGPcter USTINOV a. 15.00 Sl.. 17.15 Cts.: 19.30 • Perş. 12.00| Cuma. 15.00 • Cts.. 17.15 • Pz.: 19.30 H. IBSKN BİR HALK DÜŞMANI Voneten: RITKAY AZIZ Türkçesi: YILMAZ ONAY Tel 148 26 06 SON HAFTA | P.tesi Sah Çars. Perş.:2O30 Cuma: 1830 20.30 Ctesi, Pazar: 1&30 1830 87000 oıeı İLAN BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANLIĞI AFET İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ERCİŞ BRİKET VE YAPI ELEMANLARI TESİSLERÎNİN SATIŞI 1. Van ili Erciş llçesi Aşagı Işıklar köyü Sançimen mevkiindeki 9 paf: ta, 408 parsel numaralı 74390 m arsa üzerinde kurulu. 8 saatlik üretimi AUBE sistemi 500 x 250 x 250 mm bloklara göre 15000'e kadar kapasiteli "briket ve yapı elemanlan tesisleri", arsasıyla birlikte ve mevcut haliyle kapalı teklif usulü arttırma yolu ile satılacaktır. Satış bedelinin "t 25'i peşin, geri kalanıty>20 faiz ve 5 yıl vadeli aylık eşit taksitlerle (Türkiye Emlak Kredi Bankası ile yapılacak Borçlanma sözleşmesi çerçevesinde) ödenecektir. thale işlemleri Fonlar İhale Yönetmeliği'ne göre yapılacaktır. 2. Tesislerin arsasıyla birlikte keşif bedeli: 673.005.000. TL, geçici teminatı: 20.190.150. TL'dır. 3. İhale şartnaraesi Ankara'da Afet İşleri Genel Müdurlüğü'nde mesai saatlerinde ücretsiz, tesisler de Erciş ilçesinde görülebilir. İsteyene şartnameler verilebilecektir. 4. İhale, Ankara'da Afet tşleri Genel Müdürlüğü'nun Eskişehir yolu lO.km.'deki binasında 104 nolu odada 10/10/1986 cuma günü saat 15.00'te thale Komisyonu'nca yapılacaktır. 5. İhale şartnamesi 4. maddesi koşullanna durumlan uygun. yasaklı olmayan, gerekli bilgi ve belgeleri veren herkes ihaleye katılabilir. 6. Teklif mektuplan ihale günü saat 14.00'e kadar İhale Komisyonu'na teslim edilmiş olacaktır. Telgrafla yapüacak müracaatlar ve postada vaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır. 7. Teminatı nakit ve tahvil olanlar komisyonun bulunduğu bınadaki Afetler Fonu veznesine yatırarak ahnacak makbuzu (teminat mektup halinde ise limit içi olacak teminat mektubu) teklif zarfı içinde İhale Komisyonu'na verecektir. 8. Keşfin 11. kalemini teşkil eden ithal malı makine ve teçhizatm ihale şartnamesi 15. maddesi gereği gümriik vergisi ile diğer vergi, resim ve harçları alıcı tarafından ödenecektir. 9. İstekli dilerse keşfin 11. kalemini teşkil eden ithal malı makine ve teçhizatı söküp kaldırmak kaydıyla satın almak için 362.732.000. TL keşif bedeli üzerinden aynı ödeme şartlarına göre teklif (veya ikinci teklif) verebilir. Buna göre geçici teminat 10.881.960. TL. olacak ve teklif mektubu, alınmak istenen kaleme göre yazılacaktır. 10. İdare ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. Basın: 27368 CAMDAKI KADIN Yon: Pient GRANIERDEFERRE Oyn: Romy SCHNAIDERPhılıppe NOIRET Plt.: 12 00SI.. 15.00 Çr>.: 17 15 • Perş . 19 3C Cuma12.00 • Cts . 15.00 • Pz. 17 15 KONAK SİNEMASI Biletlcr satılmak'.adır. cu&m/mc 79 000 Tl UMT* . özgürlüğü yaşayanların gerçek hikayesi ONA SEVDIGIMI SOYLE Yön: aaude MIUER Oyn Gerard DEPARDIEUMımı Miou I Pzt: 17 15 Sl. 19.30 Crş 12.00 • Perş. 15.00 Cuma 17 15 • Cts 19.30 • P2.: 12 00 flUmlNOlEL B7 0OOU ORAMSI 99 000 Tl ÇİNGENENİN AŞKI LA GİTANE YALNIZ ŞişliBeycOlu GÜNDÜZ GÜZELİ Yön LouısBUNUEL Oyn Cathenne DENEVUNE MchaeJ PICC(XIJean SOREL Pıt '9.30 • Sl. 12 00 Crs 15 00Pefî 17 15 Cuma 19.30 • Cts. 12.00 • Pz 15 00 EMEK'te VALERU KAPRISKY Claude Brasseuer 104 000 Tl OMN ItltHAIIİU KESKİNOTU Bu filmm TÜRKİYE VİOEO halton MET FİLME aıt otup dağıtımı S1ANOART VIDEO tarafından yapılacaMır Dereboyu Cad Barbaros Pasajı Telefon: 161 79 43 GALERİLER 6f£MWİLI<ÖVÜ Aı^uıtT uumsı TÛRK RESİM USmLARI Tekın Artfm*'] ^^rtlk' İ ıkret 25A«ustos Ctnaı Burak 1EMm St«lim Turar Burh<m Ujyur Aftn^n V'ırtrit.t URART SAPHAT GALERİSİ AEDPA sıe» Gerede Cad 1?6 Iesv*'»f Meyöanı IST Tel 141 ?7 M GALERI BARAZ 7200011 MMMMHS ERGİN ATLIHAN 1130 EftM RHTH BRE\SER Resim Sergisi 24 Eylul 8 Ekim 1936 Kurtutus cad 191 Tel 140 47 83 hmV H01EL 160 ooo n I«W« Mwn W «224 I E M SANAT G A I E R I S I "BİZDEN VE OMLARDAM SANATSAL BAbKILAR GKAVURLITOGRAFISERIGRAF! 8 EylüJ1 Ekim 1986 Turkıye ve oıtb*r yobonc 1 Mda, aMuMa raynları Adres: Muhurdar Cad Pasa/ı 70/18 Kadıköy Tum yabancı dillenle tekıik, saıut, tıp, UNION KADIKÖY KİTABEVİ ullce saı>atcılarından yopıtia' 1 «7 97 16 GALERI ILANLAPI HER GUN BU KOSEDE KMMKOT TEl 3341660 ma,ı»kama> Sek. 4V7 H n a Asl Ktee»«j»t5TAH»U W M7 08 9» Nufus kâğıdımı kaybettim, hükümsuzdur. HÜSEYİN BAR1ŞAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle