17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EYLÜL 1986 EKONOMİ CUMHURİYET/U 1987'de 4.4 milyar dolar borç ödeyeceğiz ANKARA, (ANKA) Dış borç ana para ve faiz ödemelerinin tflm hızıyla devam ettigi gözleniyor. Yılbaşından 15 agustos tarihine kadar geçen 7.5 aylık dönemde gerçekleştirUen dış borç ana para ve faiz ödemeleri toplamı 2 milyar 850 milyon dolara ulaştı. Merkez Bankası, 1986 yüı toplam dış borç ödemelerini 4 milyar 333 milyon dolara ulaştınnayı öngörüyor. Bunun 2 milyar 483 milyon dolarhk bolümü ana para, 1 milyar 850 milyon dolariık bolümü faiz odemderinden oluşacak. Ana para geri ödemeleri içinde İMF 313 milyon dolariık pay alacak. Bu durumda, yıhn kalan son bolümünde 94 milyon dolan İMPye olmak üzere 823 milyon dolarhk ana para ve 660 milyon dolarhk faiz ödemesi yapüacak. öte yandan, Merkez Bankası, 1987 yıhnda yapacağı dış borç ödemelerinin programını da hazırladı. Buna göre 1987 yıhnda 337 milyon dolarhk bolümü İMFye olmak üzere 2 milyar 487 milyon dolarhk ana para ve 1 milyar 900 milyon dolariık faiz ödemesi yapılması öngörülüyor. Ödemelerin toplam tutan ise 4 milyar 387 milyon dolar olarak hesaplamyor. TURKIYE'den Insider Weekly: Türkiye'nin dış borç sorunu tartışılıyor Vluslararası bankalann kaygıları kısa vadeli dış borçlarm kabarması ve uzun vadeli yatınm projeleri için alınan dış kredilerin borç ödemelerine kaydırılması üzerinde yoğunlaşıyor. Vluslararası bankacıhk dergisi Insider Weekly'e göre, Türkiye'nin kısa vadeli borç idaresi öylesine bir noktaya geldi ki yabancı bankalar gelişmeleri değerlendirmek üzere Ankara'ya acele bir heyet göndermek kararı aldılar. Türkiye'yi sorunlu bir ülke statüsüne alan Japonya Maliye Bakanlığı Japon bankalarına Türkiye'ye açacaklan krediler için yeni sınırlamalar getiriyor. ra'ya en kısa zamanda gönderilmesi karanna vardılar. Aynca bu görüşmeler Türkiye'nin kısa, orta ve uzun vadeli borçlannın nasıl daha iyi koordine edilecegine dair bir planı da kapsayacak" deniliyor. Uluslararası piyasalardaki Türkiye uzmanlarının orta ve uzun borçlanma konusunda Türkiye'nin aşağı yukarı doğnı bir yolda oldugunu kabul ettiği, bütün sorunun kısa vadeli borçların idaresinde yoğunlaştığı kaydedilen yazıda proje finansmanına ilişkin şu noktalara yer veriliyor: "Pek çok üst düzey bankacı, ilginçtir ki Türkiye'ye Yabancı bankalarda endişe NECMİ ÇELtK Türkiye'nin dış borç ödemeleri sorunu bir kez daha uluslararası bankalann gündemine geliyor. Kısa vadeü borçlardaki hızlı kabarma ile uzun vadeli yatınm projeleri için sağlanan dış kredilerin giderek artan bir şekilde ödemeler dengesi fınansmanına kaydınhnası, uluslararası bankalann Türkiye'ye yönelik kaygılannı yoğunlaştınyor. Ingiltere'de yayımlanan ve uluslararası bankalann kapah bir yayın organı olarak görülen "Insider VV'eekly " isimli derginin son sayısında yer alan bir yazıda Türkiye'nin giderek bozulan dış perfonnansı değerlendirildi. Şorunların kısa vadeli borçların idaresinden çıktığını kaydeden yazıda Türkiye'nin kısa vadeli açıklannı kapatmak için sürekli bir nakit ihtiyacı içinde olduğu vurgulandı. Türkiye'deki durumu değerlendirmek için uluslararası bankalann Ankara'ya çok ivedi bir heyet göndermesi yolunda bir havanın uluslararası bankacıhk kesimine egemen olduğu belirtilen yazı daha sonra şöyle sürüyor: "Yakın geçmişe kadar bankalar Türkiye'ye yalnızca kısa vadeli krediler açmaya istekli oldular. Türkiye'ye uluslararası piyasalara yeniden döndügünden bu yana 1 ve 1 yılhk kısa vadeli krediler açıldı. Ancak vadesi dolan dış kredilerin ödemeleri sıluştırdıkça Mali) e Bakaıüığı baslangtçta uzun vadeli projelere tahsis edilmesi öngörülen dış parayı Hazine'nin açıklannı kapatmak için kullanmak zorunda kaldı. Hükumet gibi pek çok özel kuruluş da yine derhal kullanümak üzere çeşitli dış kredi anlaşmalan yaptılar. Kuşkusuz bu durum Türkiye'nin sorumlu bir borçlu olarak gelişmesine fazla bir katkı da yapamadı." Yazıda daha sonra "İşler öyle bir noktaya geldi ki, bankacıhk uzmanlan kısa vadeli harcamalar üzerindeki baskıyı hafifletmeye yol açacak güçlü bir mesajı taşıyacak bir heyetin Ankaproje finansmanı bakımından güven duymaktadır. Nitekim ABD'li bir bankacı 'spesifık projeleri fınanse etmeye ıstekliyiz' diyor. Morgan Guaranty tarafından düzenlenen 480 milyon dolarhk otoyol finansman kredisi de bu durumu doğruluyor." Bazı kaynaklann Türkiye'ye yönelik belirlenen koşullann yıl sonuna doğru avantajlı durumunu yitireceği görüşünde oldugunu belirten yazıda Japon bankalann durumu örnek veriliyor: "Türkiye'ye kredi veren Japon bankalanna yüzde 5 ek bir depozito yatırma zorunluluğu getirildi. Japonya Maliye Bakanlığı bu karan Türkiye'nin sorunlu bir ülke statusü taşıdıgı gerekçesine dayandırdı." Yazının son bolümünde Türkiye için halen dış kredilerde yüzde 1.25 ile yüzde 1.50 arasında seyreden ülke riski oranının (Spread) yıl sonuna kadar şimdiki düzeylerinde kalması yönünde bir göriış birliği olduğu da belirtildi. OSMAN ULAGAy EKONOMİ NOTLARI Özal'ın Vaatleri ve İcraatı: (2) "Ortadirek" ve "Uberaliznf 1983 yılındaki seçim kampanyasını ve hükümet programını "ortadireğin güçlendirilmesi" temel hedefi üzerine oturtan ve bu hedefe erişmek için her şeyden önce "enftasyonun yuzde 10'lann altına indirilmesi gerektiğini" savunan Anavatan Partisi'nin üç yıllık iktidar döneminde bu hedefin ne kadar uzağına düştüğünü dünkü yazımızda belirtmiştik. Enflasyonu aşağı çekmekte başarısız kalan Özal iktidarının öncelikle bu nedenle "ortedireğin milli gellrden daha fazla pay alması" ve "ortadireğin ek gelirinin arttınlması" konularında da amacına varamadığı görülüyor. Yapılan tüm araştırmalar, gelir dağılımının son yillarda bozulmaya devam ettiğini ve Ozartn "ortadirek" tanımı içine giren ücretlimaaslı kesimin ve çiftçinin milli gelirden aldığı payın sürekli gerilediğini gösteriyor. Özal'ın gerçekleştirdiği vaatlerden biri olan "vergi iadesTnin, işçimemurçiftçi gelirierindeki artışın fiyat artışlannın gerisinde kalması nedeniyie açılan uçurumu kapatmaya yetmedtği anlaşılıyor. Yüksek faiz politikasıyla "ortadireğin ek gelirinin artttrıldığı" yolundaki iddialan da rakamlar ve gözlemler doğrulamıyor. Rakamlar faiz pastasından arslan payını "ortadirek" tanımı içine sokulmayacak birkaç yüz bin kişinin aldığını ortaya koyarken, gözlemler işçinin, memurun, emeklinin ve çiftçinin faiz geliri sağlamak için yapabildiği tasarrufun, ayırabildiği kaynaklann oolayısıyla sağladığı faizgelirinin çok sınırlı kaldığını ortaya koyuyor. Ûzal hükümetinin programında "tasarruflann bankalar yanında, hisse senedi, kâr ortaklığı senedi ve tahvil gibi menkul değeriere de kaydırılması suretiyle sınai mülkiyetin geniş bir tabana yayılması temin edilecektir" cümlesine yer veriliyor ve gelir dağılımının daha dengeli bir hale getirilmesi için güçlü ve sağlıkli bir sermaye piyasasının geliştirilmesi gerektiği belirtiliyor. Üç yıllık uygulama bu konuda da hedefin çok gerisinde kalındığını, Hazine bonosu, devlet tahvili yanında gene bir devlet borçlanması niteliğinde olan köprübaraj gelir ortaklığı senetlerinin satışından başka hiçbir yeniliğin gerçekleştirilemediğini gösteriyor. "Sınai mülkiyetin geniş bir tabana yayılması", "küçük ve orta mütesebbis/erin güçlendirilmesi", "Devlet tekelleri dahil bütün tekellerin kaldınlması", "tüketicinin korunması" gibi ilkelerin özal hükümetinin programında yer almasına karsın hayata geçirilememesi, uygulamaya konmaması, aslında bu hükumetin '7iberal ekonomi" anlayışına da ışık tutuyor. Liberal ekonomiye geçmekten, serbest piyasa ekonomisinden, girişimciyi teşvik eden rekabet düzeninın erdemlerinden sıkça söz eden özal ve ekibinin bu sözleri, dışarda ve ıçerde ekonomiyi biraz uzaktan izleyen pek çok kişiyi fazlaca etkilemiş görünüyor. Ekonominin içinde yasayanlar ise bunun nasıl bir liberalizm oldugunu çok daha yakından görüyor, yaşıyorlar. "özal liberalizmi"r\'m tekelleri ve büyük firmaları güçlendirdjği, fiyatlann kartel anlaşmalan yoluyia belirlenmesi olayına büyük ölçüde seyirci kaldığı, küçük ve orta girişimcinin yükseime yollarını tıkayan engelleri kaldırma, küçük girişimciliği özendirme yolunda hemen hiçbir etkili adtm atmadığı, tüketicinin korunması için herhangi bir düzenlemeye gitmediği biliniyor. Rekabetin sağlanması ve tüketicinin korunması için en etkili silah olarak "ithalatın liberasyonunu" gören Ozal yönetiminin bu inancının ne denli yanlış oldugunu da son üç yılın olayları göstermiş bulunuyor. Pek çok malda iç piyasaya hâkim olan firmalar, ticaret şirketleri vasıtasıyla ithalatı da denetimleri altına alırken fonlarla yükseltilen ithal fiyatlarının zaman zaman yerli malın fiyatını aşağı değil yukarı çektiği görülüyor. Yapılan bazı araştırmalar "Özal Hberalizmi"n\n "Türk sanayiini dış rekabete açarak konıma oranını düsürduğu" yolundaki iddiaların da çoğu sanayi dalı için geçerli olmadığını, yapılan uygulamalar sonucunda bazı sanayi dallarında fiili korumanın arttığını ortaya koyuyor. özal'ın üç yıllık iktidarı döneminde özel muamele görerek kayrılan firmalar ve kapalı kapılar ardında gerçekleştirilen kurtarma operasyonları hakkında söyientiler ayyuka çıkarken, önemli işlerin piyasada değil Ankara'da çözümlenmesi gerektiği yolundaki kanı da güçlenmiş bulunuyor. Özal hükümetinin programında devletın ikt'ısadi kalkınmadaki fonksiyonları sayılırken "iktsadi istikrann sağlanmasına matuf, sık sık değişmeyen kaideler tonmas/"nın önemi belirtiliyor. Özellıkle ithalatta kısmi liberasyonla birlikte önem kazanan fon uygulamasını yasayanlar, bu ilkenin ne ölçüde kağıt üzerinde kaldığını, devletın sık sık değişen ve çelişen kararlarla firmaları nasıl güç durumlara düşürdüğünü biliyorlar. Benzer şekilde döviz mevzuatında ve uygulamasında atılan acele adımlardan sonra zorunlu hale gelen geri dönüşlerin istikrarla ne ölçüde bağdaştığı tartışmaya değer bir konu olarak dikkati çekiyor. Hükümet programında yer alan "iktidar dönemi içerisinde konvertibiliteye geçilecektir" cümlesinin de bu koşullar altında bir temenniden öteye geçmesi zor görünüyor. : KİT'lerin özelleştirilmesi yolundaki çalışmalann ise henüz sönuç verme aşamasına gelmediğı ve bu konuda sonuç almanın kolay olmadığı anlaşılıyor. Sonuç olarak Ûzal iktidarının Türkiye'ye rekabete dayalı piyasa ekonomisini getirdiğini, "karma ekonomi"den "liberal ekonomi"ye geçişi sağladığını ileri sürüp bu nedenle Özal'a alkış tutanlann, iktidann yaptıklarına değil söylediklenne bakarak bu hükme vardıklarını söylemek mümkün. Üç yıl içinde "ortadireğe" yaptığı vaatleri tutamayan özal iktidarının liberal, rekabetçi, piyasa ekonomisine geçiş konusunda da vaatlerinin çok gerisinde kaldığı görülüyor. Beyaz eşya ve halıya zam Ekonomi Servisi Televizyon, video ve müzik setinden sonra dayanıkh tüketim mallanndan çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve halıya da zam yapıldı. Arçelik çamaşır makinesi yüzde 15, bulaşık makinesi yüzde 11 ve Arçelik ARF/4 fırın yüzde 14.7 zam görürken, AEG Lavamat 550 çamaşır makinesinin fiyatı yüzde 10.3 arttınldı. Halıya ise sezonun ilk zammı Gümüşsuyu tarafından yapıldı. Gümüssuyu'nun yüzde 1015 arasında değişen yeni zammından sonra diğer hah üretici firmalann da urünlerinde yeni fiyat artışına gidecekleri belirtiHyor. 20 eylülde uygulamaya konulan Arçelik ve dün uygulamaya konulan AEG zammıyla, Arçelik merdaneli çamaşır makinesinin fiyatı 165 bin liradan 190 bin liraya, Arçelik bulaşık makinesinin fiyatı 450 bin liradan 500 bin liraya, Arçelik ARF/4 fınnın fiyatı 170 bin liradan 195 bin liraya ve AEG Lavamat 550'nin fiyatı ise 340 bin liradan 376 bin liraya yükseldi. İSUUn CONCMDE İLK KİZ TÛRKİYE'DE Danyanm en hızlı uçağı Concorde, 30 ekimde ilk kez Ankara'ya gelecek. Air France'ın 26 ekim gtinü baslayacak tarifeli Paris Ankara Paris seferleri çerçevesinde Tilrkiye'ye ilk kez yolcu taşıyacak olan Fransız Ingiliz ortak yapımı Concorde saattt 2 bin 200 kilomelre hız yapıyor. Ankara Paris arasında 5 bin $00 Fransız Frangı 'na (yaklasık 600 bin lira) yolcu taşıyacak Co.ıcordelar, 100 yolcu kapasilesine sahip. Sts duvanm ilk asan yolcu uçağı olarak bilinen Concorde, Paris Ankara arasını yaklasık l saatte alacak. Paris Ankara Paris seferleri haftada iki kezyapılacak. Coskıat lslam ülkeleri arasında, tkartti serbestlestirme adımmdan çekinilmemesi gerektiğini belirtereK "Bununla ptyasa en ucuza doğru yönelecek ve tüketici korunmus olacaknr " dedl DPT Müstesan Yusuf Ozal ise lslam ülktUrl özel sektörlerinin iyi IUskUer içine girmesiyie Ofküertn artık poUtik çevrtkrde suren dalgalanmautrdan doAa « etkileneceiini söyledi. tslam Ülkeleri Ticaret Sanayi Odalan ve Ticaret Bonalan Birüti 6. Genel Kurulu dün Sheraton OteWnde basladu Tbplantıyt bir konusma ile açan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardıması Kaya Erdem gerek tslam Kalkmma Bankası, gerekse lslam ülkelermin çabastyla olusturuum 600 milyon dolarUk fanun faaliyete geçmesiyle isUrlik kazanacak mekaniımanm önemini vurgulaytuvk, "Bunun lslam ülkeleri arasmdaki geleneksel ticari mallann dısındaki ticareti teşvik etmede son derece önemli bir rol oynayacağı inancmdayız" dedl TOB Baskant 4li Cofkun da tslam ülkeleri arasmdaki ticaret hacminin, bu ülkelerin tüm dıs ticaret hacmi içindtki paylannda son üç yılda bir durgunluk noktasma geldiğini hatırlatarak şöylt konustu: "Sanayilesmis ülktler arasmdaki ticaret oronı tüm dıs ticaret hacimlerinin yuz.de 70tni oluşturmaktadır. En önemli olan tslam ülkeleri arasında gümrük duvarianmn, miktar sınırlamalanntn ve diğer svurlayıcı yasaklann gerçekçi ve hızla sonuca ulastıracak bir program dahilinde kaldınlmasıdır. Böylece, kaynakkv israf edümeyeeek, tüketici korunmus olacakttr." tUnSIBrUie ÇOŞ^ynaklannbııMbir&adekaldmlmMİstendLTOBBaskanıAti ldlİdLTOBBkAti uOrferi arasmdaki gümrük duvarianmn ve svurlayıcı Bakanlığın öngördüğü % 1020 arasında değişen kâr oranları gülünç bulundu KSk... KBA... ÜCİ ARMAIÜR Pekin Buan ve Semih Sohtorik, ortaklaşa Tununco isimli yeni bir turizm firması kurdular. Finnanın kuruluş tanıüm yazısında "Turamco, ülke tanıtımının ücari kârdan önce geldigini, Ulkemizi tanımaya gelmiş kişUerc Türkiyemizi unutulmaz anılar, en olumlu inıibalar ile hatırlatmanın birinci ilkesi oldugunu unuımayacakur" denildi. YÖNETtM, ÜRETtM, VERİMlİLtK isimli yeni bü dergi piyasaya çıkıyor. Ekim başında yayın hayatına girecek derginin iki aylık olacağı ve ilk baskısının 5 bin adet bastfacağı bildirildi. Can Limited firması tarafından çıkanlacak dergjde yönetim, Urecim ve verimlüigi artuncı komılar üzerinde bilgjler verilecegı ve üniversitelcrde yapılan imalat sanayüne yönelik çalışmalann tanıtılacagı kaydedildi. Esnaf kâr oranlarından şikâyetçi Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın belirleyip yürürlüğe koyduğu "ortalama kâr hadleri" perakendeci esnaf arasında şaşkmlık yarattı. Çoğu esnafm kendileri için belirlenen kâr oranlarından haberi bile olmadığı ortaya çıkarken öğrendiklerinde, "Böyle gülünç şey olmaz. Anahtarları verelim, kendileri çalıştırsınlar" dediler. Elektrik malzemecisi Halim Tütüncü de ancak yüzde 50 kârın geçerli olabileceğini ifade ederek, "Piyasada genellikle bu uygulanıyor" dedi. Kendileri için yüzde 13 kâı ongörülduğünu belirttiğimiz Tütüncü, "Bu gülünç degil mi? Bazı malzemeler yüzde 50'nin üsiünde zam gördü şimdiden. Aldığımız malı ertesi gün satamıyoruz ki" şeklinde konuştu. Tütüncü, elektrik malzemesinin fire vermediği için yüzde 50 kâr gerektirdiğini, fireli mallar için daha yüksek kâr uygulanmakta oldugunu savundu. Ancak yüzde 25 kârı yeterli bulan kasap Ahmet Arabacı ise, "Şu sjralarda uygulayabildiğimiz oran budur. Ancak bunu zorunluktan uyguluyoruz. Çunkü fiyalı biraz artırsak satışlar hemen azalıyor" dedi. Kasaplara yuzde 11 kânn uygun görüldüğünü ilettiğjmiz Arabacı, "Giderintiz çok. Yüzde 11 yetersizdir. Fiyatlar üstünde baskı olmasa ette kâr marjlan daha da yukseur ve yükselmesi gerekir" şeklinde konuştu. DEFTERDAR: GELSİNLER TARTIŞALIM Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın "ortalama kâr hadlerini" esnafa danışarak belirlediğini ifade eden lstanbul Defterdarı Kemal Civelek'e esnafın tepkilerini ilettiğimizde, "Hâlâ şikayeti olan varsa gelsinler tartışalım, ortak noktayı bulalım" dedi. DUNYA'dan Japonya'nın yeni ekonomik paketine temkinli yaklaşım Ekonomi Servfai Japonya Başbakam Yasuhiro Nakasone^ nin geçen hafta sonu açıkladıgı 24 milyar dolarhk yeni ekonomik paket iş çevrelerince "ancak uzun vadede etkili olabilecek program" olarak nitelendirildi. Japon işadamları ve ekonomistleri yeni paketin bu yıl için öngöriilen yüzde 41ük büyüme hızının gerçekleştinlmesinde etkili olacağı konusunda kuşkulannı dile getirirken, halkın alım gücünü arttırarak ülkeyi ihracata dayalı ekonomiye bağımlıhktan "bir ölçüde" kurtarmaya yardımcı olacağını ifade ettiler. Japonya'daki bazı ekonomistlerin "tamamen ABD baslooyta" aundığmı savunduğu yeni önlemlere göre 20 milyar dolar kamu harcamalan ve konut yapımı, 4 milyar dolan da iç talebi arttırmak amaayla daha önce alınan önlemler için kullanılacak. OSMAN ŞENKUL Esnaf, Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın kendileri için öngördüğü "ortalama kâr hadleri'ni gülünç buldu. Mal gruplanna göre yüzde 10 ile 20 arasında değişen kâr oranlarmı "kâğıt iistünde kalacak rakamlar" olarak nitelendiren perakendeci esnaf, yüzde 50'lik kâr için "ancak kurtanr" diyor. Istanbul Defterdarı Kemal Civelek ise, oranlann belirlenmesinde tüm meslek gruplanna damşıldığını ifade ederek, "Eğer şikayeti olan varsa, gelsinler tartışalım" dedi. Maliye ve Gümrük Bakanlığı1 nın belirleyip yürürlüğe koyduğu "ortalama kâr hadleri". perakendeci esnaf arasında şaşkmlık yarattı. Çeşitli alanlarda faaliyet gösteren esnafla yaptığımız gorüşmelerde, hiçbirinin kendileri Osman Önol (kırtasiyeci) Yüzde 1520'lik kâr, masraflarımızı bile karşılamaz. için belirlenen kâr oranlannı bilmediği ortaya çıkarken, bu kâr oranlarını öğrendiklerinde ilk tepkileri "Böyle gülünç şey olmaz. Anahtarlan verelim kendileri çalıştırsınlar" oldu. Kendileri için yüzde 18 kâr öngörüldüğünü öğrenince, "Bu oranla kimse çalışmaz" diyen manav Mehmet Katmeroğlu, genellikle yüzde 3040 ile calıştıklannı söyledi. Katmeroglu, gunün koşullanna göre en uygun kârın yüzde 50 olması gerektiğini ifade ederek, "Firelerimizi de hesaba katarsak bu oran daha da yüksek olmalı" şeklinde konuştu. Bakanlığı "kâr hadleri" için "Onlar belirier. bakma sen" diyen bakkal HUsnü Kemal Yalçın da, "Şimdi bize yüzde 1215 kâr Mehmet Katmeroglu (manav) Bugunku koşullarda kânn yuzde 50 olması gerekir. öngörüyorlarmış gördüğüm kadanyla. Kendisi yüzde 20 vergi alan Maliye bizden yüzde 20'nin altında kâr yapmamızı istiyorsa bu haksızlıktır" dedi. Yalçın, "Bizi ancak yüzde 50 kâr kurtarır" diyerek, "Zaten belirlenen oranlan kimse uygulanıaz" şeklinde konuştu. Kitap kırtasiye piyasasında yüzde 50'nin üzerinde kâr uygulamasının gerekti^ni savunan kırtasiyeci Osman Önol da, kendileri için öngörülen yüzde 1520'lik kâr oranlarının "masraflan bile karşılamayacagını" söyledi. Önol, hükumetin yuzde 25'lik enflasyondan soz ettiğini hatırlatarak, "Bu koşullarda yüzde 20'li rakamlardan söz etmek bir yana, yüzde 50 bile yetersiz kalır" dedi. Pepsi Cola, uzun uğraşılardan sonra, "Hindistan'a bir geçil" buldu. 1.5 milyar şişelik alkolsüz içki pazarına girmeyi başaran dünya alkolsüz içki devlerinden Pepsi, yüzde 39'una sahip olacağı ortak yatınm için ilk beş yılda 180 milyon rupi (yaklasık 14.2 milyon dolar) harcayacak. 780 milyon kişilik alkolsüz içki tüketicisinin bulunduğu Hindistan pazannda, 1977 yılına kadar Coca Cola pay almış, ancak aynı yıl yabancı sermaye aleyhinde alınan kararlar sonucunda ülkeyi terk etmişti. Pepsi'nin yılda yüzde 12 büyüyen bu pazara ginne çalışmalan ise, 1984'te iktidara gelen Rajiv Gandi'nin yabancı sermayeye yeşil ışık yakmasından sonra yoğunlaşmıştı. PEPSİ HİNDİSTMI PAZARHHM DÖVİZ KURLARI Dövizın Cinsi 1 ABD Dolan 1 Avustralya Dolan 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Betçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 İsvaç Kronu 1 isviçre Frangı 100 İtalyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kuveyt Dinarı 1 Sterlin 1 S.Arabistan Riyali Döviz Ahş 688.40 433.83 48 31 339.35 16.39 89.87 103.74 300.55 99.91 420.86 49.21 448.18 2357.91 1001.76 183.62 Döviz Satış 702.17 442.51 49.28 346.14 16.72 91.67 105.81 306.56 101.91 429.28 50.19 457.14 2405.07 1021.80 187.29 Efektıf Efektıf Ahş Satış 688.40 709.05 412.14 446.84 4831 49.76 339.35 349.53 15.57 16.88 89.87 92.57 103.74 106.85 300.55 309.57 99.91 102.91 420.86 433.49 46.75 50.69 425.77 461.63 2240.01 2428.65 1001.76 1031.81 174.44 189.13 K O N U K YAZAR Prof. Dr. CEM ALPAR Doğu ve Batı Avrupa ülkeleri ticareti 7985 yıhnda Doğu Avrupa ülkeleri İle Batı Avrupa ülkeleri arasmdaki tlcaretln 83 milyar dolar olduğu hesaplanmıştır. Gerçekten bu değer, Batı Avrupa ülkelerlnln toplam ticaret hacminin ancak yüzde 3'unü oluşturmaktadır. 1970 yılından bu yana Ikl grup ülke arasındakl tlcaretln gellşme hızında yavaşlama görülmektedlr. İi S? 23 EYLÛL 1986 TARİHİNDEKİ DÖVİZ KURLARI \V T.C. ZtRJUIT BANKASI DÖVİZ ALJŞTL SATtŞTL 695.28 709.18 433.83 442.50 48.79 49.76 342.74 349.59 16.55 16.88 90.76 92.58 104.77 106.87 303.56 309.62 99.91 10190 425.06 433.56 49.21 50.19 448.18 457.14 496.29 506.21 2357.91 2405.06 94.11 95.99 1011.77 1032.01 183.62 187.29 bg DÖVİZİN CİNSİ 1M0B0UM 1 AVUSTIUU.VA D0URI YftVUSTWYAŞkM 1 M T I ALMM MAMI 1KLCİKAFMMI 1 DAMMAMU KMMU 1 HURSS FRAMI 1H0LUMMFLMM 1 İSVEÇ UHNNI ibVKMHUUNI 100 İTALTAJI Ü K T İ 100JANİVEMİ 1KAMA0A D0URI IKHVETTDİNAn 1MRVEÇKR0NU 1STEMJN 1 1 MUUMSTAI MYMJ EFEKTİF MJŞTL SATIfTL. 695.28 730.04 412.13 455.52 48.79 51.23 342.74 359.88 15.72 17.38 90.76 95.30 104.77 110.01 303.55 318.73 99.91 104.90 425.06 446.32 46.74 51.67 425.77 470.58 471.47 521.10 2240.01 2475.80 8940 98.81 1011.77 1062.36 174.43 192.80 ÇAPRAZKUR 1 ABD DOLARI 2.0285 6.6358 2.2904 1.6356 1398.90 153.59 3 749 1 Sterlin B Alman Markı Fransız Frangı Hollanda Fiorını İsviçre Frangı İtalyan Lireti Japon Yeni S.Arabistan Rıyalı \ .4552 ABD Dolan AUIN GÜMÜŞ Cumhuriyel Resat 24 ayar külçe 22 ayar bılezik 900 ayar gCmuş AUŞ 71.500 90.000 10.150 9090 147 SATIŞ 73 000 95.000 10.20O 10.060 149 KAYIP CÜZDAN 17.9.1986 günü Galata Köprüsü altında bir restoranda bordo renkli bir cuzdan kaybedilmiştir. Söz konusu cüzdanın içindeki resımler ve diğer dokümanlar özellikle manevi değerleri açısından önemlidir. Bulan kişi ödullendirilecektir. Tel: 163 21 15 lstanbul Nüfus MüdUrlüğü'nden aldığı m nüfus cüzdaıumı kaybettim. Hükümsüzdür. ASUMAN MISIRLI Pasomu, okul şebekemi, kredi kanımı kaybettim. Hükümsüzdür. SERAL ÖZZEYBEK T.C. ZtRAAT BANKASI "Gncunc eriynnez" Sovyetler Biriiği'nin Batı ile olan tıcaretinde Avrupa'nm sosyalıst ve kapitaiıst ülkeleri arasındaki ticareti geliştirmeyi amaçlayan ve Birleş 19871990 yıllan arasında ulaşacağı toplam 4 yılmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (ara lık dış açık 3.3 milyar, 6 Doğu Avrupa ülkesinin ise ftndan 30 ütkaden 150 tematanınfcaö/mas/ytedü 17.6 milyar dolardır. zenlenen "DoğuBatı Ticaretindeki Gehşmeler" Sovyetler Biriiği'nin dış ticaret açığı iki nedene konulu sempozyum 811 eylül tarihleri arasında bağlanmaktadır. Bırincisi, Batıya petrol ihracatSelanikts yapıldı. Bu yazının amacı sempozyum çısı olan Sovyetler, petrol tiyattanmn duşmesi ile sonucu ortaya çıkan sonuçlann genel bir değer ihracat gelırierinde önemli bir gerileme ile karşılendirmesıni yapmaktır. laşmışlardır. ömeğın 19851990 yıllan arasında 1985 yıiında Doğu Avrupa ülkeleh ile Batı Av ya/mzca Avrupa Ekooom* Topluluğu'na yapılan rupa ülkeleri arasmdaki ticaretin 83 milyar dolar petrol satışından Sovyetier'ın, üyaüann yüksek ololduğu hesaplanmıştır. Gerçekte bu değer, Batı duğu döneme nazaran, bokJedBteri kayıp 17.6 milAvrupa ulketerinin toplam ticaret hacm'min ancak yar Avrupa Ekonomik Para Binmfne ulaşacakto. yüzde 3'ünü oluşturmaktadır. Diğer yandan (1 Avrupa Para Bıhmı "ECU"=131$) Diğer yandan 1970'ten bu yana ıkı grup ülke arasmdaki ticare beş yıthk planda SovyetSer'in,toplamendüstri maltin gettşme hızında da yavaslama gözlenmekte lan uretimini yüzde 21,5 dayanıkh tüketim mallan üretimını ise yuzde 22 oranında arttırmalan öndir. Önümüzöeki yıllarda Avrupa ekonomisinin gün görülmektedir. Bu art/şlar ve özellikle Batıdan dademindeki en önemli konulardan biri Avrupa'nın ha fazla teknoloji satın alınması. petrol gelirierinsosyalist ve kapitaiıst ülkeleri arasmdaki ticare deki azalmaya rağmen ithalatın kısılmasını mümkün kılamayacaktır tin ve ekonomik ılişkilerin geliştihlmesidir. B. M. Avrupa Ekonomik Komisyonu'nun Doğu Doğu Avrupa ülkelennden yalnızca Romanya Avrupa ülkelermin 5 yıllık planlannı, dış borç öde ve Potonyaînın Batı ile olan tıcaretinde gelecek 5 me tSLkvimlerinı ve petrol fiyatlarındaki gelişme yılda fazlahk vereceği tahmin edilmektedir. Bunun leri de dikkate alıp ilerıye yönelik olarak yaptığı temel nedenı, her iki ülkenın de dış borçlannı ödetahminlere göre Sovyetler Birliği ve altı Doğu Av mek için ithalatı kısmış olmalarıdır. Omeğin Rorupa ülkesinin (Macanstan, Romanya, Çetosto manya 14 milyar dolariık dış borcunu son 3 yılda vakya, Doğu Almanya, Bulganstan, Polonya) 4 milyar dolara kadar düşurmuştür. 19861990 yıllan arasında Bah Avrupa'ya olan ihOnümüzdekı yıllarda Batı • Doğuticaretiniolumracatian 46 milyardan 64 milyara çıkacak ve böy lu yönde etkileyecek bir başka faktâr de iki grup lece 1990 yıhnda Baü Avrupa lehine /aklaşık 6 ulkenin birlikte gerçekleştıreceklen ortak yatınm* Prof. Dr. C r a Alp»r Dış Tkarel Derneftl Gemilyartık bir dış açık behrecektır. lar, knowhow anlaşmalan, anahtar teslimı manel Sekreteri. kıne montajı, lisans devredilmesi gibi hususlar, özellikle Batı Avrupa'dan Doğu Avrupa'ya yOne(en bu teknokffi satışlan nedeniyte 1986 hazkah itibarryla 972 adet sözleşme yaptidtğı saptanmşbr. Bu anlaşmalann ülkelere göre dağıiımı incelendiğindo yuzde 39'unun Macanstan, yüzde 29'unun ise Sovyetler Birliği tarafından gerçekleştınldiği görülmektedir. Diğer Doğu Avrupa ülkelerine nazaran daha liberal bir ithalat politikası sürdüren Doğu Almanya, Macanstan ve Çekoslovakya'nm, Batı Avrupa ile olan dış ticarette en fazla açık veren ülker ter olacaklan tahmin edilmektedir. Omeğin yalnızca Doğu Almanya'mn 5 yı//ı*c dış açığmın toplamı 7.5 milyar dolar olarak öngörulmektedır. Sempozyum boyunca ilen sürülen görüsier ve tartışmalar, dünysda zaman zaman göztenen olumsuz ekonomik ve pol'rttk gelişmeiem rağmen, gerek Batı ve gerekse Doğu Avrupa ülkelermin uluslararası ticaretin sağlayacağı ortak yarariardan faydaianma eğılıminde olduktannı kanıtiamıştır. Doğu Batı ticantini konu alan Selanik Sempozyumu'nda, Türkiye açısından üzerinde duruL ması gereken nokta, bu toplantıda ev sahibi Yunanistan'ın oynadtğı özel rokiür. Sempozyumun açıhş konuşmasında gerek Başbakan Andreas Papandreu ve gerekse Ticaret Bakanı G. Katsriaras, Yunanıstan'ın bir Batı Avrupa ülkesi olmasına rağmen Doğu Avrupa ütkeleri ile en iyi ilişkileri sürdürdüklerini ve bunu da 12 yıldır izlenen çok taraflt dış politikaya borçlu otduklannı ifade etmislerdır. Kanımaca Türkjyefnm Avrupa Ekonomik Komisyonu'nun gelecek yıl istanbul'da Avrupa • Üçüncü Dunya ülkeleri dtş ticaretini konu alan bir sempozyumun düzenlenmesi için öncülük etmesi, komisyonda daha etkin bir rol oynaması açısından çok yararh bir girişim olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle