22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 HABERLERİN DEVAMI 23 EYLÜL 1986 Ecevifte Değişen, Değişmeyen... (Baftarçfı 1. sayfada) olan Ecevit artık gitmiş, yerine kimi zaman "nhellk" değil "mahiyef, "tanm" değil, "ztaaT diyen DSP'nin "doğaT değil "tabii" IkJeri gelmişti. "Tabti" sözcüğünü kendi ağzından işitmedik; şöyte oldu: Dun öğlen vakti, Bergama^ nın İstiklal Meydanı'nda bekleşiyoruz. ilçenin pazan, çarşı hayli kalabalık, hava sıcak. Güneş yakıyor. Hoparlörden yayılan bir sesle meydandaki kalabalık şöyle bir dalgalandı: ••Demokratik Sol PartTnln tabii Itderi sizbrle kucaktasmaya gekH." "Tabii lider" Ecevit, ses duzeni hazıriandıktan sonra bir bacağını Rahşan Ecevrt'in sıkı sıkıya tuttuğu bir masanın ustüne çıkarak kr> nuşmasina başlıyor. Sesi kısılmış, zaman zaman öksürüyor. "Attah" sözcüğünü eskiden bu denli sık geçirmezdi konuşmalannda. "Allah nasip ederse" dedi; günesten "AUaffın verdiği enenT olarak söz etti. "Arkadaşlar ezan başladı, ara venyorum" dedi ve sustu. Bu arada kendisine verilen bir kasketi başına geçirdi; yanımızdaki bir köylü, "Yakjştı, bize benzedi" dedi arkadaşına... Sayın Ecevrt'in tam 65 dakika süren konuşması, bilmem yanılıyor muyum, ama bana doğrusu çok "benci" gözüktü; biraz fazla "kendine dönuk" geldi. Sayın Ecevit, örneğin, bir zamanlar seçim meydanlannda kendine dönük olarak Kıbrıs1 tan ne söz ederdi, ne de söz edilmesine izin verirdi. Oysa dun Bergama'nın İstiklal Meydanı'nda her ikisine de tanık olduk. İkincisi, bizim bildiğimiz Ecevit bu kadar "ben" demezdi: "Ben ve halk", "ben ve demokrasi..." Bunlar Ecevit'in Bergama konuşmasının ağıriık noktalanydı. Konuşmayı dinlerken çok açık olarak edinilebilecek izienim şöyle özetlenebilir: Demokrasi mücadelesi "yurek" isterdi, o "yurek" yalnız Sayın Ecevit'te, vardı; 12 Eylül'de "yüreklilik sınavı" veren oydu; asker "sus deyince susmayan, dur deyince durmayan" bir tek o olmuştu; tam üç kere de hapse giren o olmuştu... Sayın Ecevit'in 12 Eylül döneminde demokrasi ve inançlan uğruna vermiş olduğu mücadeleye kuşkusuz saygı duyulur; yadsınamaz. Ama bu konuda benimsemiş olduğu "benci" üslubu gercekten yadırgıyoruz. Demokrasi için mücadelesi ne her zaman saygı duyduğumuz Ecevit'in, bu mücadeleyi adeta tekeline almasını, başka kimseleri gözünün görmemesini saşırtıcı bulduğumuzu soylemeliyiz. Demokratik hak ve özgürlükler icin son attı yılda da çok a n çekildi ülkemizde. Hâlâ da çekiliyor; hapishaneterden, işkencehanelerden geçenlerin çetelesini tutmak olanaksız.Böyiesi bir ortamda. Sayın Ecevit'in sürekJi olarak,girdiği hapisnanelerden, gösterdiği yüreklilikten söz etmesi bize pek ölcülü gelmiyor. Yineleyelim, Ecevit'in demokratik direnişine saygı duyanz, ama bunun takdirini biraz da başkalarına bırakmasının çok daha yerinde bir davranış olacağına da inanınz. Bir başka nokta da şu: İsteyen, istediği partiyi kurabilmelidirdiye düşünüyoruz. Demokrasilerde siyasal farklılaşmanın doğal ve sağlıklı bir gelişme olduğu inancındayız. DSP'ye bakışımız da bu açıdan kaynaklanıyor. Sayın Ecevitler'in bu çerçevedeki mücadelesini de garipsemiyoruz. Garibimize giden noktaları şöyle özetleyebiliriz: 1. Sayın Ecevit, SHP'yi "beş generalin vetosuna bcynunu uzatarak kurulan parti" diye niteliyor sürekli olarak. Haksız ve yersiz bir suçlama. Bu suçlamayı yapan Ecevitler, DSP'ye genel sekreter olarak 12 Eylül'de Adana Belediye Başkanı olan emekli kurmay albayı, kurucu olarak da "onaydan geçen" HP milletvekillerini alabilmişlerdir.Çifte standart değil de nedir bu? Geçelim. 2. Çalıdan değil tabandan... "Fakir halkm fakir partisi" olarak DSP •tabandan", SHP "çatıdan" kurulmuşlar... Sayın Ecevitler'in dün Bergama'da yineledikleri bu iddiaları da bize bastan beri inandıncı gelmemiştir. Her iki parti de bir bakıma önce bal gibi "çatr" dan kurulmuştur. Hele DSP, Ortodoks komünist partilerini bile geride bırakacak ölçüde, olağanüstü gizli kapaklı yöntemlerle tam bir kapalı kutu gibi "çatı"dan kurulmuştur. Bu özelliğini hâlâ da sürdürmektedir. Her yerde SHP örgütüne rastlanıyor. Ama DSP örgütü henüz yok ortalıkta. Anlaşılan çatıdan tabana henüz inebilmiş değil. Sayın Ecevit, Bergama'nın İstiklal Meydanı'ndaki konuşmasını şöyle bağladı: "Duzen değiştirmek güç iştir, yürek ister. Hak ve özgüriükter tepeden gümüş tepsiyie verilemez; hiçbir zaman da verilmemiştir. Birtakım yerii yabancı güçlerin, uydurma demokraside, uydurma sosyal demokraside çıkanan vardırf' Doğrudur. Düzen değiştirmek, gerçek demokrasiyi kurmak kolay değitdir. Kolay oimadığı, 12 Eylül öncesinde ve sonrasında apaçık ortaya çıkmıştır. Sayın Ecevit kendi başbakanlığı döneminde herhalde o üstesinden gelinemeyen güçlükleri bizzat görmüş olmalıdır. Fakat bugün o guçlüklerin bilincinde olanlar, eğer o acı tecrübelerden gereklı dersleri çıkarabilmislerse, yapacakian işlerden biri de güçlerini dağıtmamaktır; birbirleri arasındaki duvarian yıkarak diyalog kurabilmektır, ei ele verebilmektir. Farklı düşünebilirler, farklı örgüt sahibi olabilirier, ama güçlerini birieştirmeyi köstekleyecek tutum ve davranışlardan kaçınmalıdırlar. Sayın Ecevit bu açılardan hırçın bir havadadır; yer yer duygusal olduğu için de çok itici olabilmektedir.Gerçekçi ve serinkanlı yanının ağır bastığı dönemleri de çok iyi hatıriıyoruz. Dün İstiklal Meydam'nda kendisıni dinlerken, o eski günleri anımsamadan edemedık.Ama artık çok açık, "eskı Ecevit" yok, "yeni Ecevit" var; değişim saygıyla karşılanır, fakat daha ortada demokrasi ha var ha yok. Eğer "demokrasi" isteniyorsa, kimse onu "tek başına" gerçekleştiremez, daha "ortaklaşa" yapılacak çok şey var. Genellikle unuttuğumuz, işte bu son nokta gibi geliyor bize. ÖNCE DEMİREL SONRA İNÖNÜ SHP Genel Başkanı Erdal Inönü üe kapatılan AP'nin Genel Başkanı Süleyman Demirel, birerbuçuk saat arayla Karabük'ün Atatürk Meydanı'nda konuştular. Demirel, saat lT.OO'ye doğru Karabük'e girerken ilgigördü. Özal'm topladığından daha büyük bir kalabalığa hitap etti. Demirel, heUkopterle stadyuma inerken burada 300 bin lirası DemirÇelik isfilerinin kendi ara lannda topladıklan para olmak üzere 400 bin liraya ahnan bir deve kurban edüdt înönü ise aynı alanda daha az bir topluluğa hitap etti. Daha önceki miüngi izieyen kalabahk bir grubun alanda kalarak Inönu'yü beklemeleri, DemireH dtnleyenler arasında SHPTiierin kalabahk bir grup ohışturduklannı ortaya çıkardu Alanm, Denüreltn solundan, Inönü'nün sağ arkasmdan durumu. (Fotoğraf: RIZA EZER) Istikrar, halkm muüuluğu (Baştarafı 1. Sayfada) Istanbul'dan özel bir otomobille dün sabah Zonguldak'a hareket eden Înönü, Bolu'nun Yeniçağ kasabasında Ankara'dan gelen Aydın Güven Gürkan başkanlığındaki SHP heyetiyle buluştu. Înönü beraberindeki araç konvoyuyla birlikte geldiği Devrek'te SHP ilçe binasından yaptığı konuşmada, Türkiye'nin artık sorunlarını çözecek iktidar çağırdığını belirterek, Başbakan Özal'ın artık hiçbir soruna önem vermediğini ve insanlara "Başınızın çaresine bakın" dediğini söyledi. Înönü, Özal'ın kandırmacalarla halkı oyaladığıru belirterek, Başbakan Özal'ın "Her şey degişir sosyal demokratlar degişmez" biçimindeki sözlerini hatırlattı. Inönu konuşmasını şöyle sürdürdü: "SHP kökleri çok ilerilere giden bir partidir. Biz yenilikçi bir partiyiz. Onun için Sayın Özal'ın bu sözü tamamen bir iftiradır. Sosyal demokratlar iktidara gelince karışıklık çıkar diyorlar. Hiç çıkraaz. Kimse korkmasın. Asıl o zaman ulkeye istikrar gelecektir. Başbakanın sozlerine aldırmayın. Bunlar sadece korkutmaca ve kandırmacadır. Bizden korkmayın. SHP'nin dini duygulara saygısızlık ettiğini soylüyorlar. Hiç alakası yok. İktidara geldiğimizde din dersleri kalkmavacaktır. Kimse merak etmesin. Laiklik, dinsizlik demek degildir" Înönü, Devrek'te konuşurken kendisini dinleyenlerin arasından, "Esmer adamdan da bahset" diye laf atıldı. Ancak Înönü, "Şimdi ondan bahsetmeyelim" diyerek, Bülent Ecevit'le spekülasyona yol açacak konuşma yapmaktan kaçındı. Devrek'te Erdal lnönü'nün toplantısına ilginin oldukça az olması dikkati çekti. SHP'liler organizasyon bozukluğu nedeniyle lnönü'nün Devrek'e gelişinin halka duyunılamadığını belirttiler. Înönü, konuşmasının bir bolümünde fırsatın kaçırılıp oyların dağıtılması halinde Özal'ın yeniden tele\izyona çıkıp, "Teşekkür ederim sevgili vatandaşlanm" diyeceğini ve kalemini göstererek, yeni zamlar getireceğini anlattı. tnönü'nün konuşmasından önce SHP'nin eski Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan da konuştu. Gürkan, Devrek ve Bartın'da yaptığı konuşmalarda, askeri darbelerin hep sağ iktidarlar döneminde olduğunu hatırlatarak, artık demokrasinin ihtilal ya da askeri darbelerle kesilmesini istemediklerini söyledi. Gürkan, Bartın'da yaptığı konuşmada da özal iktidarı döneminde Türkiye'nin gerilediğini belirtti, "Halkm başbakana oy vermesi için sebep ne?" diye sordu. İnönü, daha sonra Bartın'a geldi ve burada duzenlenen mitingte konuştu. Bartın girişinde arabadan inen ve miting meydanına kadar yurüyerek gelen înönu'ye yol boyunca tezahuratlarda bulunuldu. Bartın'da, "Çalışan sensin, mühür sendedir", "Eli sopalı devlet olmaz" pankartlarının çevrelediği alanda konuşan tnonü, burada da oyların en güçlü muhalefet partisinde toplanmasını istedi. Inonü, çoğunluğun ANAP yönetiminden memmun olmadığını belirterek, şöyle konuştu: "Bu seçime birçok parti katılıyor. Kardeş partiler de var. tnsanlann sevdiği kişilere oy vermelerinden daha tabii bir şey olamaz. Ama bu seçimde önemli olan ANAP'a dur demektir. Düşünün ve butun liderleri dinleyin ama kazanacak olan muhalefet adayına oy verin" tNÖNÜDEMİREL KARŞILAŞTI Inönu, Eflani ve Safranbolu'ndan Karabük'e geçerken, Karabuk'ten ayrılan Demirel ve konvoyu ile karşılaştı. înönü ve Gürkan, DemirePi "Merhaba, merhaba" diye eliyle selamlarken, Demirel de bulunduğu Mercedes otomobihn içinden şapkasını çıkararak SHP lideri ve konvoyunu selamladı. SHP konvoyu daha sonra Karabük'e «eldi. Açıkhava mitinginde ilk olarak konuşan Aydın Güven Gürkan, "Hatamız, eksigimiz neyse giderelim. Bizi çıkar çevrelerinin önünde küçük düşürmeyin, oylannızı SHP'de birieştirin" dedi. özal'ın yakın çevresinde bazı eski solculann da yer aldığjnı savunan Gürkan, "Bunlar Özal'ı ve düşüncelerini çağdaş bulduklannı soylüyorlar. Olmaz boyle şey. Boyle kişilerden sosyal demokrasi adına utanç duyuyonım" dedi. Devrek'te Înönü ve Gürkanın konuşması sırasında alanda kapatılan CHP'nin "Altı oklu" amblemıni taşıyan bir bayrağın sallanması dikkati çekti. IZMtR KONUŞMASI SHP Genel Başkanı önceki akşam Istanbul'a gitmeden önce Bornova mitinginde coşkulu ve kalabalık bir topluluğa seslendi. Handan Şenköken'in haberine göre, "Banş içinde istikran bozmadan vaallerimizi gerçekleştirecegiz. Sayın Özal, 'SHP'ye oy verirseniz istikrar bozulur. Dışarıdan kredi alamazsımz' diyor. Bunların hepsi hikâye, kandırmaca" diyen Înönü şöyle devam etti. "İstikrar denilen şey, ancak balkın mutlulugu üzerine kunılur. Eğer tüm varlıklılarla yoksullar arasındaki uçurum, şimdi olduğu gibi gittikçe artarsa, o zaman istikrar bozulur. Ve şimdiki durum işte böyle gitmektedir. Eğer Özal'ın politikası degiştirilmezse, istikrar o zaman bozulur. SHP'nin gelmesiyle istikrar tam manasıyla kurulacaktır. Sayın Özal'm bizim için söylediklerinin hiçbirinin aslı yoktur." OzaPın hesabında insan haysiyeti yok (Baştarafı 1. Sayfada) diği bugünkü iktidarın alkışlanması durumunda, "Başınıza gelecek vardır" dedi. özal'ın "denenmişleri denemeyin" çağnsını "boş l»r' olarak niteleyen Demirel, denenmerruşlerin fos çıkabileceğini söyledi. Demirel, özal'ın "Geriye değil, üeriye bakalım" sozlerine de, "Tamam. ileriye bakıyorum. Önümde bulut var. Dert ve gamdan onumüzü göremiyoruz" yanıtını verdi. lktidann, "Oy verirsen yapanm" şeklindeki hizmet anlayışını da eleştiren Demirel, bu anlayışın yakışıksız ve ayıp bir tehdit olduğunu bildirerek, "Allah'tan korkmak lazımdır. Bu gidiş iyi degildir. lcraatınız bu işte" dedi. Süleyman Demirel, dun sabah Aydın Menderes ve DYP'nin Ankara adayı Turgut Toker'le birlikte helikopterle Ankara'dan Polatlı'ya geldi. Polatb'da bir süre DYP'nin seçim otobüsü "Snvari"nin gelmesini bekleyen Demirel, kalabalık bir topluluğa hitap etti. DYP'nin mitingi SHP'nin sırasını vermesi ile oldu. Demirel, "Siıvari"nin uzerinden yaptığı konuşmada, kendisinden az sonra Polatb'ya gelerek aynı alanda ANAP'ın mitingine katılacak Özal'ı kastederek, "Bir memleketin iyi idare edilmesiyle kötü idare edilraesi arasında fark vardır. Meseleler çoğalarak gidiyorsa memleket kötü idare ediliyor demektir. Biraz sonra, memleketin iyi idare edildiğini gelip size söyieyeceklerdir" dedi. Demirerin bu.sozleri, "Ona inanmıyoruz" bağrışlan ile kesildi. Demirel, halka ÖzaPa sorulmak üzere bir dizi soru verdi. Demirel, "Borçlarla ne yapünız? Nereye koydunuz? Hangi fabrikalan yapünız? Ülkeyi 1983'ten başlatanlar; bir kuruşluk ihracat kalemi üreten fabrika vaptınız mı?" sorulannı sordu. ANAPın dağıtüğı Uanlarda kuyruklann kaldınldığından söz edildiğini belirten Demirel yine soru sorarak, "Ne zaman kaldırdınız? 1979'da. Memleketi 1983'te başlaüyoriar. Siz, 1979'da neciydiniz?" dedi. "Bir ayağınız ateşte, bunlara oy verirseniz öbürünü de ateşe atmış olacaksınız" şeklinde konuşan Demirel, "Oy verin, yolu tamamlayalım" diyenlerin milletin namusunu grayderle çiğnemeye kalktığını tekrarladı ve şöyle dedi: "FJiniTi vicdanınıza koyun. Bunlardan oyunuzu esirgerseniz, kurtuluşun yolunu bulursunuz. Kimse, milletin nzası olmadan miDetin tepestae oturamaz. Kimseden korkmayın. Kimse milleti hizaya sokamaz. Millet herkesi hizaya getirir. Bunlan hizaya getirin. Keşke memleket iyi idare edilseydi, bunlan söylemeseydik." Demirel, DYP'nin amblemini göstererek, "İşte kırat. Yol, su, iş, fabrika, köpriı. baraj yine bu atın heybesinde. Gelin, 28 eylülde bunun hakkını verin, arkasına düşıin. Bu, sizi aydınlığa götürecek" dedi. Ankara'nın seçim bölgesindeki ilçelere helikopterle giden Demirel, Haymana, Kızıkahamam ve Çamlıdere'de de konuştuktan sonra yanma bu kez DYP'nin Zonguldak adayı Köksal Toptan'ı alarak Karabük'e geçti. Demirel, dünkü gezisinin son durağı olan Karabük'te sendikal haklar ve özgürlükler konusuna ağırhk verdi. Herkesin alınteri ve el emeğinin karşılığını mutlaka alması gerektiğini söyleyen Demirel, "tşçi haklan ancak demokraside vardır. tşçi haklannı yaşatabilmek için demokrasiye sıkı sıkı sanlmak lazımdır" dedi. Büyüme olmadan gelirde bölüşme olamayacagırtı, bölüşmenin ülkeyi yönetenlerin merhametine bırakılamayacağını bildiren Süleyman Demirel, sosyal devletten uzaklaşıldığım, enflasyonun hayatı çekiimez hale getirdiğini, pahalılığın vatandaşı hayatından bezdirdiğini, işsizliğin bü>*ük boyutlara ulaştığını anlattı. Demirel, yoksuüuk, fukarahk ve açhğın ekonomideki düzgünlüğün belirtileri olmadığını vurgulayarak, "Bundan kötü bir ulke yönetimi düşüniUemez" dedi. Süleyman Demirel, ANAP iktidarına yönelik en ağır eleştirisini ise şöyle yaptı: "Siyasi iktidann hedefınde ve hesabında insan ve insan haysiyeti yok. Bu hazin bir olaydır." Kendisini dinleyenlere "Hanginizin başındaki kasket yeni?" diye soran Demirel, iktidann Türk köylüsünü unuttuğunu, ürüne para değil iane verijdiğini, ürün gelirinden vergi kesildiğini söyledi ve "Sizi unutanlan siz unutmayacak mısmız? Gelin kaderinize sahip çıkın. Bunlara bir şey soylemez, alkışlarsanu başınıza gelecek vardır" dedi. Demirel daha sonra karayolu ile Safranbolu'ya geçti. Demirere yüzlerce konuğun katıldığı bir kır yemeği verildi. Geceyi Eflani'de geçirecek olan Demirel bugün de Ulus, Kumluca, Bartın, Yenice ve Devrek'te konuşmalar yaptıktan sonra Ankara'ya döndü. Yunanistan bizden korkıııasın Eleftheros Tıpos gazetesine bir demeç veren Başbakan özal, 'AETye gireceğiz, çünkü Yunanistan dışındaki AET üyeleri Türkiye'nin üyeliğini istiyor' dedL STELYO BERBERAKİS ATİNA Başbakan Turgut Özal, Yunanistan'da yayımlanan sağ eğilimli "Eleftheros Tipos" gazetesine verdiği özel demeçte, "AETye gireceğiz. Çünkü Yunanlstan'ın dışındaki AET üyeleri, Türkiye'nin üyeliğini istiyor" dedi. özal, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlan çözmenin tek yolunun iki Ulke arasında diyaloğu başlatmak olduğunu da vurgulayarak, Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'ya yeniden buluşma çağrısında bulundu. EDU toplantısı için gittiği Viyana'da, Yunan gazetesine verdiği demeçte, "Papandreu, Kıbns sorununun çözümünü istemiyor. Çünkü, böyle bir sorun var oldukça Türkiye'ye karşı elinde büyük bir koz bulunacaklır" şeklinde konuşan Ozal, Kıbrıs'taki Türk birliklerinin çekilmesi konusundaki bir soruyu yanıtlarken, "Görüşmelerin, ancak belli kosullar sağlandığı takdirde gerçekieşebilecegini, ancak bunu bile tartışmaya hazır olduğunu" soyledi. Turgut Özal, sorunlan çözmenin tek yerinin görüşme masası olduğuna da değinerek, "Yunanistan'ın Tıirkiye'den korkması için hiçbir neden yoktur" dedi. Eleftheros Tipos gazetesi muhabirinin, Istanbullu Rumların mülk edinmelerini yasaklayan kararname konusundaki bir sorusuna da, "Şimdilik vizeyi kaldırdık. Büyıik bir hızla başka şeyler de yapacağız" yanıtım veren Özal, Türk hukümetinin bugune dek tek taraflı da olsa Yunanıstan'a gereken iyi niyeti gösterdiğini, bu iyi niyet çerçevesinde Turk ve Yunan aydınlanndan oluşacak bir heyetin Turkiye'de ve Yunanistan'da okutulan ders kıtaplarını incelemelerinı önerdı. Özal, "Turkiye'de okululan kitaplarda göreceksiniz ki, Yunanistan aleyhinde hiçbir şey yoktur" dedi. Başbakan Özal, AETTurkiye Ortaklık Konseyi toplantısının sonuçlarına da değinirken, "Yunanistan dışındaki 11 üye, Türkiye'nin durumunu çok iyi anlamaktadır ve bu konuda anlayış göstermekledir" diyerek, iki ulke arasındaki sorunlann TürkiyeAET üişkilerini etkilemeyeceğine inandığını belirtti. ÖzflVın Yunan basınına demect Bileziğin [Uaştarafı 1. Sayfada} kez 10 bin Uranm üzennde ışlem görmesiydi. 24 ayar külçe altının 10 bin 250 liradan satıldığı Kapalıçarşı'da bilezik fiyatları da gram başına 10 bin 10 Uradan değerlendi. Uluslararası döviz ve altın borsalarında yeniden hareketlilik getiren gelişmelerin başında, AET ülkelerinin dolann hızh inişine "müdahale" karan almalan geliyor. Amerikan parasının çeşitli Avrupa paraları karşısında kabul edilemeyecek düzeylere inmesi, başta Almanya ve Ingiltere olmak üzere AET ülkelerinin şimşeklerini çekti. AET'ye üye ülkelerin maliye bakanlannın toplantısında, ABD Maliye Bakanı James Baker'ın dolann daha da düşeceği yolundaki sozlerine tepkiler dile getirildi. Dolann Avrupa paraları karşısında düşüşüne dur demek amacıyla "birleşik cephe" oluşturulduğu haberinin alınmasıyla, Avrupa borsalannda altm fiyatlan çok kısa bir zamanda 430 dolardan 442 dolara fırladı. Altın alım satımcılan dünkü ticaretin çok hareketli ve gerilimli geçtiğini belirttiler. Dış piyasalardaki gelişmelerin Türkiye'ye yansıması daha çok altın açısından hissedildi. Kapalıçarşı'da her cins altının fiyatı, tarihinin en yüksek değerlerinden işlem gördü. Hafta sonunda en fazla 72 bin lira civannda alıcı bulan Cumhuriyet Altını, dün 1.500 lira birden yükselerek, 73 bin 500 liraya ulaştı. Reşat Altını da ilk kez 95 bin lira düzeyini vurdu. 24 ayar külçe altından sonra 22 ayar bileziğin gramının da 10 bin liranın üzerine cıkması, dünkü gelişmeleri daha anlamlı kıldı. Kapalıçarşı'da altın fıyatlan tırmanış kaydetmesine karşın, serbest piyasa diye bilinen Tahtakale, dün pek bir yoğunluk gösteremedi. Dış piyasalarda yükselen dolar, Tahtakale'de ancak 718 ile 720 lira arasında alıcı bulabildi. Alman Markı ise 356 ile 358 lira arasında değerlendi. Öte yandan Merkez Bankası, dolann döviz alış kurunu 6 lira 10 kuruş arttırarak 682 lira 30 kuruştan 688 lira 40 kuruşa yükseltti. Alman Markı'nın doviz alış kuru ise 342 lira 95 kuruştan 339 lira 35 kuruşa düşurdu. ABD, KKTC'yi tanımalı Makalede ayrıca, Turk askerlerinin adadaki konumunu 1979'da bir Yunan mahkemesi tutanağından alınan şu alıntıyla anlatmakta: "Türkiye, garantörierden biri olarak üstune düşen sorumluluklan yerine getinnek zorundadır. Ancak gerçek suçlular bir darbe hazırlayarak, bu işgalin koşullannı yaratan Yunan yetkilUerdir." Makalenin girişinde, Rauf Denktaş'ın ABD ziyaretine değinilerek, ABD'ye gelişinde kendisine verilen vize damgasında "Devletsiz kişi" ifadesinden söz edilmekte ve ABD'nin bu politikasını yeniden gözden geçirmesi gerektiğine değiniliyor. Nufus kâğıdımı ve sigorta kartımı kaybettim. Hukumsuzdur. • COŞKU\' KOCADAĞ (Baştarafı 1. Sayfada) ns Rumlannı Papandreu°dan aynlmak için desteklerken, Denktaş hükümetini de tanımalıdır. Bu, Atina'yı, kıbns'ı Kıbns yapabilmek için tek sıkıştırma yoİu olacaktır." ABD'nin belli başh muhafazakâr gazetelerinden biri olan Wall Street .lournal'a göre, Yunanistan, Kıbns'ta adanın bölunmesine Uişkin çözümler önermekte. Buna karşılık Denktaş, "Yalmzca Türkiye tarafından tanınmaku olan şimdiki hükümetini, adadaki Türk haklannı koruyan bir sistem kunılduğunda terketmeye hazır." Makalede şu satırlar yer almakta: "Zamammızın en önemli mitlerinden biri, sonınlann arkasında Türkiye'nin görülmekte oluşudur. Halbuki Kıbnsui diişraanı Ankara değil, Atina'dır." 100 KOYUN KESİLDİ Süleyman Demirel, Zonguldak gezisinin ilk gününü, Eflani'de AP'nin eski ilçe başkarunın evinde geçirdi. Zonguldak gezisinin ilk gününden memnun kalan Demirel onurunaDYP Karabük ilçe Başkanı, Safranbohı 'nun Kirküle tepesmde büyük bir çadtr yemeği verdi. (Fotoğraf: a. a.) İLN LR ^ 1 ^ ^ B ZE İ E M Sini siııi kızamıış kuzular FÜSUN ÖZBİLGEN KARABÜK Safranbolu'nun girişinde bir tepenin üzerine cadırdan tenteler kurulinuş. Tentelerin altında yuvarlak tahta yer masalannın etrafına itiş kakış 1015 kişi oturmuş. Kocaman yuvarlak sinilerde iç pilavlar, üstlerinde yanmşar kuzu, fırmdan çıkmış yağları aka aka, çevreye iştah açıcı kokular sacıyor. Daha büyük bir tenteli çadırın orta yerinde yine bir yer sofrası. Yer sofrasının en başında Siileyman Demirel bağdaş kurup oturmuş. Bir yanında Aydın Menderes, öbür yanında thsan Sabri ÇağlayangU, Mönif tslamogln ve diğer eski AP kodamanları. Hep birlikte pilava kaşık salbyor, etleri elleriyle ayınp yiyorlar. Bir yandan Karabük'ün özel çayuş üzümü tepsi tepsi geliyor. Kalabahk Demirerin yer sofrasının etrafına dizilmiş, bu yemeği seyrediyor. Fotoğrafçılar itiş kakış resim çekmeye çalışıyor. Güvenlik Kuvvetleri sofraya hücum edenleri önlemeye çalışıyorlar. Toz toprak birbirine kanşmış. Demirei'in DYP toplantılannda yaptığı konuşmalann ardmdan Safranbolu'da verilen kır yemeğinden görüntüler bunlar. Demirel, doğrusu bu yemeği fazlasıyla hak etmiş durumda. Çünkü sabah başladığı gezisini helikopterle Önce Ankara'nm seçim olan ilcelerinde oradan oraya konarak yaptığı konuşmalarla sürdürmus, sonra da Karabük'te muhteşem bir finalle günü noktalamış. Karabük'te Demirel ile tnönü bir saat arayla aynı meydanda halka hitap ettiler. Her ikisini de izledik. Demirel'i dinleyen kalabahk, SHP mitingine gelenlerin yaklaşık bir kat fazlasıydı. Meydan hıncahınç dolmuş, Demirel söyledikçe, gülüyor, bağınyor, alkışhyordu. Demirel de doğrusu kalabalığın hakkını veriyordu. Herkesin gayet iyi anlayacağı dille zaman zaman fıkralarla susleyerek, hükümeti yerden yere vurdu ve 3 yıllık "muazzam başannın balkı fukaralaştırmak, iy»ıriigi artırmak, parayı pula çevinnek" olduğunu vurguladı. Bir yanına Zonguldak DYP adayı Köksal Toptan'ı almış, "Kıratın böğriiııe vurun mührii, vunın möhrü, sizin eUniz abşıktır zaten, Köksal Toptan'ı Meclise gönderin. Bu Uk adımdır" diye hükümetten kurtuhnanın yollannı da gösteriyordu. Demirel izlediğimiz kadanyla tstanbul'da olduğu gibi Ankara ve Zonguldak'ta da, Aydın Menderes'i bir adnn yanından ayırmıyor. Çok özenle seçip dikkat ettiği protokolünde kendi yanında, Aydın Menderes, ikinci sıraya yükselmiş durumda. Üçüncü olarak da hangi ile gittiyse o ilin milletvekili adayını yanına ahyor ve miting alanına helikopterden gelesiye kadar bindiği üstü açık Mercedes arabada bu üç kişi ayakta halka birlikte görünüyorlar. Ancak konuşma sadece ve sadece Demirerin. Başka kimse konuşmuyor. SHP mitinginde ise, önce Hızır Ekşi, ardından Zonguldak miUetvekili adayı Muzaffer Saraç ardından Aydın Güven Gürkan ve en sonra Erdal tnönü konuştu. Bu Uk üç konuşma bitene kadar hava kararmış ve dinlemeye gelenler lnönü'yü göremez olmuşlardı. SHP'nin konuşmacüan da hükümeti fena halde eleştiriyor. Ancak dikkat ettik, onlann konuşmalan Demirel'inki kadar, "halktan" yani halkm çok iyi anlayacağı sözcüklerden ve deyişlerden kurulu değil. Biraz daha akademik, bu nedenle biraz daha zor anlaşıhr. Karabük'te Demirel, Gürkan ve Înönü konuşurkan, dikkatimizi çeken nokta, halkın "rmsvet ve vurgun düzeni" konulan ele almdığı zaman çok daha hassas olduğu ve tepki gösterdiği idi. Anlaşılan ANAP iktidannın halkm gözünde en fazla yıprandığı noktalar, hayali ihracat türü, belediyelerde yolsuzluk türü haberlerle rüşvet olaylanydı. Bir de kuşkusuz, SHP'lilerin deyişiyle "enflasyon oranı" Demirei'in deyişiyle "halkın fakaralasması." TURKIYE ELEKTRİK KURUMU S.S. DOĞUKARADENİZ ELEKTRİK DAGlTIM .. MyESŞEŞESİ MUDURLUGU'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR 1 Muessese Müdurlüğumüzün ihtiyacı olan Teknik Şartnamesinde özellıklen belirtilen 1283 adet Civa Buharlı Armatür, 1250 adet llbank tipi Armatür, 350 adet Civa Buharlı Ampul 125 W., 700 adet Akkor Filamalı Ampul 100 W., 6 adet Primer Role 10 A., 6 adet Pnmer Role 20 A. kapalı zarf usulü teklif almak suretiyle satın alınacaktır. 2 Bu işe ait şartname ve teknik sartnameler 25 EYLUL 1986 tarıhinden itibaren TEK S.S. Doğukaradeniz Elektrik Dağıtım Muessesesi MudürlUğü Kemerkaya Mah. Curahuriyet Cad. Adem Sok. Ebru Apt. No: 7 TRABZON adresindeki yerleşik Makıne Ikmal ve Satmalma Müdürlügü'nden 10.000. TL. bedel karşılığında temın edılecektir. 3 lhale ile ilgili geçici güvence: 1.300.000. TLMır. 4 thaleye iştirak edecek rırmalar teklif mektuplannı en geç 6 EKlM 1986 günü saat 14.00'e kadar Müdürlüğümüz Muhaberat servısine vermiş olacaklardtr. Teklif mektupları aynı gün saat 14 30'da lhale Komisyonumuzca firma yetkilileri huzurunda alenen açılacaktır. 5 Posta ile şartname gönderilmez Postadakı gecikmeler dikkate alınmaz. 6 Muessese Müdurlüğümuz 2886 sayılı lhale Kanunu'na tabi degildir. Basın: 28017 1987'de yeni (Baştarafı 1. Sayfada) Yatırımcı bakanlıkların projelerinin ele alındığı toplantılara ilişkin olarak Başbakanlık'tan bir yetkili şu bilgiyi verdi: "Yatınmcı kuruluşlara yönelik olarak daha önce yayımlanan bir yönerge ile, gelecek yıla ilişkin ödenek taleplerinin en fazla yüzde 50 artış ongormesi istenmişti. Kuruluşlar boylece öncelikle kendi kendilerini kısıtladılar. YPK de ödeneklere, ortalama yüzde 30 bir artış verdi. Sadece egitimde bir istisna tanınarak, yüzde 53 dolayında bir ödenek artışı verildi" 1987 yıh yatırım programında genel hedefler çerçevesinde enerji, madencilik ve ulaştırmahaberleşme sektörlerine ilişkin projelere öncelik tanınacak. Gelecek yıl bütçeden fınanse edilecek yatmm tutannın 1.52 trilyon lira arasında kalacağı, bazı önemli projelerin Kamu Ortakhğı Fonu'ndan desteklenmesi uygulamasının sureceği belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle