17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
v CUMHURİYET/10 HABERLERİN DEVAMI 23 EYLÜL 1986 Ifeni ders yılı sorun yumağı öğretmenler ve veliler dertli: Bazı kitaplar yok, okul araç gereçleri el yakıyor, sr okul ve derslikler yetersiz, devlet okullarına ^öğretmen bulunamıyor, öğretmenler ekonomik •.sıkıntı içinde. Ve bir ders yılı daha başladı. Haber Merkezi Ilkveortaöğretim kurumlarındaki lOmilr;.yona yakın öğrenciyle 350 bin ^iiolayındaki öğretmen dün "ders B ;başı" yaparken, sorunlarla yük,,lü bir ders yılı daha başlamış rloidu. .. 19861987 oğretim yılı başlarken, oğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin, "Bazı kitaplann bu,'lunamayışı", "Defter, kitap ve 'okul araç gereçlerinin pahalı olu"şu", "Okul ve derslik yetersiztîiği", "Devlet okullanna oğret^jnen bulunamayışı" ve "Oğre• 4im kadrolarının ekonomik sı.çkıntı içinde bulunuşu" gibi so..•runlarla yüz yüze oldukları or..jtaya çıktı. Çeşitli ,;maddi ya da manevi olanaksızlıklar nedeniyle, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde öğretmen yokluğu, bölfgedeki eğıtimde buyük aksaklık•dara yol açacak. Bu arada, bırlibiri ardına açılıp, yüksek maaşt 10 milyon öğrenciye 350 bin öğretmen MUSIAFA EKMEKÇt AJNKARA NOTLARI Bir Yıl Sonra Ruhi Su... n larla devlet okullarından öğretmen transfer eden özel okullar yuzunden, buyuk kentlerin devlet okullarında da çeşitli sıkıntıların başgöstereceği sanılıyor. Yetkililer, Doğu ve Guneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde, özellikle ilçe ve koylerdeki öğretmen sıkıntısı yuzunden çok sayıda ilkokulun oğretime başlayamama sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirtiyorlar. Ögrencilerle veliler, öğretmen sıkıntısı çekerken, öğretmenlerin karşı karşıya bulunduğu en önemli sorunu ise ekonomik sıkıntı oluşturuyor... 30 bin lira ile 70 bin lira arasında maaş alan öğretmenler, her geçen gün daha da güçleşen yaşam koşullarına ayak uydurmada büyük guçluklerle karşılaşıyorlar. Büyük kentlerde birbıri ardına açılan özel okullann, yetişmiş oğretmenleri dolgun maaşlarla transfer etmesi, devlet okullarında öğretmenlik yapmanın giderek cazibesini yitirmesine yol açıyor. Milli Eğitirn Bakanlığı'ndan bir yetkili, "Öğretmenlik mesleğinin, özellikle ekonomik açıdan daha cazip hale getirilmesi konusunda bir an önce onlem alınmazsa, onümiizdeki yıllarda öğretmen bulma konusunda çok daha bıiyük sıkıntılara dıişüleceğini" söyledi. Yeni başlayan ders yılının ilk goze çarpan soruniarından biri de, hemen her yıl yinelenen kitap sıkıntısı. Ders kitaplarının satış merkezi konumundaki Cağaloğlu'ndaki kitapçılarda bazı okul kitapları bulunamazken, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın Cağaloğlu'ndaki Devlet Kitapları Satış Merkezi onunde oğrenci velileriyle yakınlarının uzun kuyruklar oluşturduğu görülüyor. Kuyruktaki yurttaşlar daha çok ortaokul 1. ve 2. sınıf matematik kitaplarının bulunamamasından yakınıyorlar. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın verdiği bilgıye gore, 19861987 oğretim yılında, toplam 57 bin 52 okulda yaklaşık 10 milyon oğrenci eğitim go recek, 351 bin 14 öğretmen de cek. Turizm ve ticaret liselerinoğretim hizmeti verecek. deki öğretmen sayısı 6 bin 094. Alınan bilgileregöre, Turkiye 376 imam hatip lisesinde de, genelindeki 49 bin 200 ilkokula 19861987 oğretim yılında, 11 bu yıl bir buçuk milyon dolayın 048 öğretmen, 92 bin 431 oğrenda oğrenci kayıt yaptırdı. Ilko ciyi eğitecek. kullarda öğrenim gören 7 milyon Istanbul'da ılk ve orta dereceli dolayındaki oğrenciyi 218 bin okullann açılmasıyla birlikte, öğretmen eğitecek. özellikle sabah ve akşam saatleBu oğretim yılında genel orta rinde kent trafıği tam bir keşmeokullar ile mesleki ve teknik keş halini aldı. Öğrenciler nedeokullann sayısı ise 5 bin 690 olaniyle otobüsler tıklım tıklım serak belirlendi. 4 bin 598 ortaofer yapmak zorunda kalırlarken, kulda 1 milyon 700 bin oğrenci, okul önlerindeki araç trafıği de, 42 bin 951 öğretmen tarafından okullara giren ya da dağılan öğeğitilecek. 592 mesleki teknik ortaokullarda ise 180 bin 437 öğ renciler nedeniyle sıkıntılı anlar yaşadı. Istanbul Trafik Şube renciye 1324 öğretmen hizmet Müdurlüğu yetkilileri de dün saverecek. bahtan itibaren kent trafiğinde1349 genel lisede ise, 627 bin ki yoğunlaşmanın önemli boyut869 oğrenci oğrenim görecek. Bu lara ulas.tığını, bu konudaki zorokullardaki öğretmen sayısınm lukların daha en az bir hafta süda 50 bin 577 olduğu bildirildi. receğini belirttiler. Trafik şube Toplam 447 endustri meslek yetkilileri, konuya ilişkin olarak lisesinde 187 bin 320 oğrenci, 12 şunları söylediler: bin 423 öğretmen bulunuyor. 268 kız meslek lisesinde ise 38 "Türkiye'nin öteki kentlerine bin 029 öğrenciye, 9 bin 197 öğgöre okul ve oğrenci sayısı en retmen düşüyor. fazla olan kent Istanbul. Böyle olunca, on binlerce öğrencinin, Turizm ve ticaret liselerinin özellikle belirii saatler içinde eğisayısı ise, 222 olarak belirtiliyor. tim amaçlı taşınması için trafiBu liselerde yeni oğretim yılında 95 bin 482 oğrenci eğitim göre ğe giren araçlar, trafik akışını iyice zorlaştınyor. Kentin birçok bölgesinde saat 09.0010.00'a kadar bu zorlama siirdü. Kısa bir süre sonra ünivrsite ve yüksekokullarda da eğitim başlayacağı için önlemlerimizi çok kısa bir zaman aralığına sığdırmak zorundayız. Bu amaçla, bugıinden (diinden) itibaren motorlu ve yaya trafik ekiplerimizi alanna geçirdik. Istanbul'da >eni açılan okullann yerlerini, tüm oğrenci ve okul sayısını, tek tek yerlerini istedik. Ayrıca okul geçit görevlilerinin devreye sokulması için de çalışmalanmız sürüyor. Bu şişkinliğin daha bir hafta kadar sureceğini sanıyoruz. Ondan sonra duzene girmeye başlayacaktır." Nüfusun yansmı 019 yaş grubunun oluşturduğu Turkiye'de, ilköğretimde okullaşma oranı yuzde 98 dolayında bulunuyor. Ilkokullardan mezun olanlann yuzde 52'si üst öğrenime devam edebiliyor. Ortaöğretim çağındaki gençlerin ancak yüzde 30'u örgün oğretime alınabiliyor. Bu gençlerin yüzde 18'i genel liselerde, yuzde 12'si de mesleki ve teknik liselerde öğretim görüyor. ilslam Ülkeleri Diş Hekimliği Haftasrna tepki: BUimde din farkı ohnaz lerindeki KKTC Suudi Arabistan, Iran, Irak, BAE, Mısır, Suriye, Katar, Kuveyt, tngiltere, Almanya, Amerika bayraklanyla sahnedeki yerlerini aldı. İstiklal Marşı söylendikten sonra açılış konuşmasını yapmak üzer Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. tlban Çuhadaroğlu, sırtındaki akademik cübbeyle birlikte kürsüye geldi. Böylece Çuhadaroğlu, bilimsel toplantılar ve kültürel şenliklerde tıpkı üniversite akademik yülann başlangıç ve bitiş törenlerinde olduğu gibi "cüppe" giyme geleneğini de başlatmış oldu. Çuhadaroğlu konuşmaşında, tslam Birliği'nin diş hekimliği yönünden büyük amaçları olduğunu belirterek, "Bbc eUmizde bir dflim ekmek olsa, bunu tslam ülkeleriyle lokma lokma bölüşmeye hazınz" dedi. Dekan ayrıca, Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Vakfı'nın fuel oil bayiliği ve bir tanker aldığını, yakında benzin istasyonu da açacaklarını bildirdi ve bu haftanın maddi kaynağının vakıf tarafından saglandığını, vakfın öğrencilere burs vermek gibi benzer çalışmalan sürdüreceğini anlattı. Rektör Prof. Dr. Orhan Oğuz da konuşmaşında, açılışını yaptığı toplantının bir "sentez toplantısı" olduğunu belirterek, bunun bir Türkîslam sentezi olduğunu söyledi. Marmara Üniversitesi'nin uluslararası bir niteliği olduğunu, 300 yabancı öğrencinin bulunduğunu kaydeden Oğuz, önümüzdeki yıllar için 2 bin yabancı öğrenciye daha öğrenim olanağı sağlamayı hedeflediklerini, şimdiden talebin vilksek olduğunu bildirdi. "Önümüzdeki yıllar bu tip bilimsel toplanblara degişik ülkeierin öğrencileri katılarak, bu bilimsel toplantılan teneffüs edecekler, ölkelerine memnun donecekler" dedi. Oğuz'un kürsüye cuppesiz çıktığı görüldü. Kürsüye cüppeli çıkan Prof. Dr. Selçuk Yılmaz da, Marmara " Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde Ingilizce öğrenim için çalışmaların tamamlandığını, böylece diş ülkelerden gelen oğrencilerin bu olanaktan yararlanacağını söyledi. 46 bildirinin sunulmasının planlandığı ve 280 diş hekiminin katıldığı açılış töreninde ayrıca, Arap Diş Hekimliği Federasyonu Başkanı Dr. Abdullah AlSibahi, tslam Ülkeleri Diş Hekimliği Birliği Konseyi üyesi Ahmet Niyazi ile 6 lngiliz, Alman ve Amerikalı bilim adamına başanlarından dolayı birer plaket verildi. DİŞ HEKtMLERİNİN TEPKİSt öte yandan Istanbul'da düzenlenen "Islam MilleÜeri Diş Hekimliği Haftası"nı kınayan bir grup diş hekimi bir imza kampanyası başlatarak, "Bilim tektir. Hıristiyanınki ayn, İslamınki ayrı degildir" dediler. 83 diş hekiminin imzaladığı duyuruda ayrıca şu görüşlere yer verildi: "Ağız ve diş yapısında dinlere göre bir fark olmadığı gibi, tedavide de farklı bir uygulama yoktur ve olamaz. Biz aşağıda imzalan bulnnan diş hekimkri olarak, 'din, mflUyet, ırk, parti ve toplumsal konulan mesleğimle hastam arasına girmesine izin venneyeceğim' diyerek ertigimiz Hekimlik Andı'na bağlı kalarak bekimieri dinlere göre bölmeye çalışan bu düşünceye karşı çıkıyor ve kamuoyunun da bu düşünceyi mahkum etmesini bekliyoniit." ..grup diş hekimi, îstanbul'da düzenlenen \tslam Ülkeleri Diş Hekimliği Haftası'nı Ikınayarak, 'Bilim tektir. Hıristiyanınki ayrı, ^îslamınki ayrı değildir' dediler. tstanbul Haber Servisi "Ikinci Islam Ülkeleri Diş Hekim"Tiği Haftası, dün Atatürk Kültür "Merkezi'nde mehter takımımn çalıp söylediği, "kahramanlık farkılanyla" çahşmalarına başJadı. "Agudiş yapısının ve tedarisüıin dinlere göre bir farklılıgı phnadığını" belirten 83 tstanbul,Ju diş hekimi, söz konusu haftayla ilgili olarak imza kampanyası .düzenleyerek Islam Ülkeleri Diş ^Hekimliği Haftası'nı kınadılar. ^afta'nın açılışını yapan Marmara Universitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Oğuz, halen üniversitelerinde 300'ü aşkın Ortador ğulu, Afrikaü öğrencinin bulunduğunu, üniversite yönetimi olarak bu sayıyı 2 bine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. ., tlk günü çeşitli kültürel ve sa.oatsal etkinlildere öteki dört günü ise ağız ve diş sağlığı ile diş hekimliği üzerine bilimsel otu*umlara aynlan Ikinci tslam Ülkeleri Diş Hekimliği Haftası, .mehter takımı gösterisinden sonra AKM'nin büyük salonunda yapılan konuşmalarla devam etti. •^ önce gençlik marşı eşliğinde bir gnıp folkrolik giysili genç, el Tarlabaşı 'nda yıkımlar surerken, yıkımcılar, bir belediye görevlisinin yolsuzluk yaptığını ileri sürüyor. Tarlabaşı yıkunında yolsuzluk iddiası LEVENT ÇAĞLAR oldu. Polisler geldi. Sen burada hırsızlık y^pıyormuşsun, binalann malzemelerini çalıyormuşsun. dediler. Bizi alıp gotürdüler. Ni>e >"alan söyleyeyim nezarette üç gün kaldım. Ben burada işçiyim dedim paçayı kurtardım. An» bu adamın adını söylemedim. Bir a> bekledim, iki ay bekledim, ne resmiyet var, ne de iş. Belediye Başkanı, Tariabaşı kaptıkaçtılann dine geçmiş. Artık ihaleye çıkaracagız, demiş. Bu lafın üzerine ihaleyi bekledim. Fakat bu seferde ihaleye vermeden, Hacı Erdem ve Osman adlı iki yıkıcıya 10 büıayı sattılar. O da diğer yıkıcüara parayla sattı. Herif iki aracı bulmuş, istimlâk parası ödenen binalan tekrar satıyor. Buna bir makbuz alınsa, hem biz dUrttst çalışmış olunız hem devlet kazanır. Bir binadan en az 500 bin liralık kâr sağlanır. Bazı binalar var ki. 34 milyon liralık malzeme çıkar. Buradaki binaların molozları ile bile buraların istimlâk bedelleri ödenir." Cemil Sağlam adlı yıkıcı ise, Fevzi Aydın'a 50 bin lira yıkım parası verdiğini ve makbuz istediği zaman da kendisine bir daha iş verilmediğini belirterek şunları söylüyor: "Resmi belgelerin olmaması vuzünden surekli başımız belaya girdiği için makbuz istedim, vermedi. Diretti. Şimdi de bize ev vermiyor. Hacı Erdem ile Osman Bulut adlı iki yıkıcıya satmış. Onlart da bize belediye görevlisi diyerek tanıtıyor. Tarlabaşı'nda yıkılan binalan sorun, kimden aldınız deyin, ya Hacı'dan ya da Osman'dan almışlardır." Konuya ilişkin görüşlerini aldığımız Beyoğlu Belediye Başkanı Haluk Öztürkatalay ise "Böyle bir olay olduğunu sanmıyorum" diyerek şunlan söylüyor: "Fevzi Aydın şimdiye kadar 1 görevini dürüst yürüttü. Haliç teki görevini başarıyla yapmıştı. Bu nedenle Taıiabaşı'ndaki gorevi de ona verdik. Hem yıkılan binalar, malzeme özelliği olmay^n binalar. Bunlar aslında satın aldığımız 1015 bina. Eski eser olmayanlannı yıkın, enkazı sizin olsun denildi. Şu anda yıkım yapılmıyor. Anıtîar Yüksek Kurulu'nun karannı bekliyoruz. Arada para doneceğine ihtimal vermiyorum. Sanıyorum, bu yıkıcıların çıkar meseleleridir." Yıkımcılar, belediye amirinden şikâyetçi Ktunpus yurtları üniversitelere jdevredüdi '' ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Üniversite kampüsleri %çinde yer alan yurtlar idari kad%olanyla birlikte üniversitelere devredildi. Yukseköğrenim Kre• i ve Yurtlar Kurumu'na ait ild pli kadroları iptal ederek, üniversite yönetimleri bunyesinde yeni kadrolar acan Bakanlar Kurulu kararı dünku Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, YurtKur Genel Müdürlüğü'nün taşra teşkilatına *it 448 kadro iptal edildi ve 190 sayılı Kanun Hukmündeki Kaearnameye ekli III sayüı cetvel de ilgili bölümden çıkarıldı. İptal edilen 448 kadro üniversitelere jrerilerek, söz konusu kararnameye ait ilgili bölume eklendi. . Sözleşme ile yurtların devre^ildiği üniversiteler ve "ihdas edilen" kadrolar şöyle: "Akdeniz Üniversitesi 31, Anadolu Üniversitesi 30, Ankara Üniversitesi 14, Atatürk Üniversitesi 17, Boğaziçi Üniversitesi 17, Çukurova Üniversitesi 45, Dkle Universitesi 14, Doknz Eylül Üniversitesi 51, Erciyes Üniversitesi 14, Fırat Üniversitesi 30, Gazi Üniversitesi 18, Hacettepe Üniversitesi 28, Istanbul Teknik Üniversitesi 36, Orta Dogu Teknik Üniversitesi 36, Şelçuk Üniversitesi 17, Trakya Üniversitesi 14, Yıldız Üniversitesi 19, Yüzüncü Yıl Üniversitesi 17". • Üniversite içindeki yurtların YurtKur bünyesinden alınarak üniversite rektörluklerine bağfanması çalışmalan Milli Eğitim Gençlik ve Spor eski Bakanı Vehbi Dinçerler döneminde başlatılmıştı. Sağlanan bilgilere göre geçen günlerde YurtKur ile üniversiteler arasında sözleşme yapılarak bu yurtların rektörlüklere bağlanması kararlaştınldı. Uygulama önümüzdeki öğretim yılından itibaren başlayacak. KAYIP tTÜ İnşaat Mühendisliği Fakültesi'nden aldığım 1967 tarihli diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. NECLA KADIOĞLU Tarlabaşı'nda Beyoğlu Belediyesi tarafından yurütülen yıkımlar surerken, "yıkımcılar", belediye görevlilerinin kendilerinden haksız kazanç sağladıklarını one surüyorlar. Beyoğiu Belediyesi'nde Trafik Müdurü olarak çalışırken, Haliç ve çevresinde yaptığı "başanlı yıkımlar" nedeniyle, Tarlabaşı'ndaki yıkımlara "Amir" atanan Fevzi Aydm'ın yıkımcılardan, binaların molozlarından elde ettikleri kazançtan pay istediği, kendisine pay vermeyen yıkımcılara ise, bir daha yıkım işi vermediği ileri surülüyor. Tarlabaşı'nda yıkımcı olarak çalışırken, Yazıcı Sokak'ta bulunan bir binanın yıkımı için Fevzi Aydın'a 265 bin lira verdiğini ve karşılığında makbuz istemesi üzerine, bir daha kendisine iş verilmeyerek "Git istediğin yere şiTlcİ \N>nİ / l € 4 > Cumhurbaskanhğı Konseyi üyesi Nejat Tümer dün, biri Bostana'da, öteki Kü kâyet et" denildiğini belirten Kemal Yıldız şunları anlatıyor: ±M J/tZlt'l' •*&*> çükyah'da bulunan ikilisenin açıhsınıyaptı. "Kendiokulunu kendinyaptır" kampanyası doğrultusunda Hayrulîah Kefoğlu ve Kadir Has tarafından yaptınlan liselerin toplam 4 "Fevzi Aydın bana Persembebin 100 oğrenci kapasiteli ve 42 derslikli olduklan bildirildi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından pazarı'nda yer vermişti. 'Bu bitemeli 28.11.1984 tarihinde atılan Kadir Has Lisesi 'nin 530 milyon liraya, 6 ayda tamamlanan Hayrul nayı al yık" dedi. Her zaman beîah Kefoğlu Lisesi'nin ise 160 milyon liraya mal olduğu açıklandı. Istanbul Valisi Nevzat Ayaz, Milli lediyelerden binalan böyle aldıEğitim Gençlik ve Spor Müdürü Şener Birsö'ı, Kartal Belediye Başkanı Ali Duranoğlu 'nun da katıldığı ğımız için, resmiyet istemek aktörenlerde Nejat Tümer, Hayrulîah Kefoğlu 'na, Milli Eğitim Müdürlüğü 'nün bir plaketini verdi. (Fo lıma bile gelmedi. Ben vıkıma toğraf: FÎLÎZ ÖZKAN) başladım, bir süre sonra şikâyet 1981'de Ruhi Su, Avustralya'ya gidecekti. Ankara'da konuşuyorduk: Ben gideyim de, öyle yaz! dedi, gitmeden yazma... Son dakikada uçaktan indirilebileceğini düşünüyordu. Pazar günü İstanbul'da "Dostlar Tiyatrosu"nöa, o gezisi ile ilgili video film gösterildi. Küçük tiyatro salonu, hamam gibi. Gelenlerin çoğu gençler. Tıklım tıklım. Bu ülkenin sanatçısına gösterilen bu sevgi ne güzel. 1970'li yıllann ortaiarında Macaristan'a gkjiyordum. Giderken, Macahara Ruhi Su'nun plaklannı götürmek istedim. Ruhi Su'ya telefon ettim: Götür, çok sevinirim, dedi. Benim armağanım olarak götur... Plaklanndan verdi, götürdüm. Budapeşte Radyosu na grttigimde, radyo çalışanlanna, Ruhi Su'nun plaklannı verdim. Oyle sevindiler ki, anlatamam... Bunlar bizde yoktu, dediler, ne iyi ettiniz de getirdinizl Adını şimdi unuttum, radyoda çalışan bayanlardan biri Abdi İpekçi'nin, İstanbul'dan sınıf arkadaşıymış, evinde yemek verdi, ağırladı. Dönüşte Ruht Su'ya anlattım, nasılağırtandığımı; 'Sizinplaklarasevindiler, ondanbeniböyleağırladılarf"dedim. O yıllar, Ruhi Su, yurtdışına çıkamıyordu: Ekmekçi, herkes grtti, bir ben gidemiyorum! diyordu. Sonra, çıktı. "Dostfar"daki toplantıda. Genco Erkal, Ruhi Sudan şiirler okuyordu: "Almanya'da topraklar/Aynı bizimki gibi/Ağaçlan gtrgusüz cahil/Ne Beethoven'i bilen var ne Spartakistferi/Nerdedünya durdukça duran/Çmariar bizimki gibi Bir adam gördum Frankfurt'ta/Noel ağacının dibiıde/Kasketini açmıştı gözleri yerde/ybksulluğun utancı aynı bizimki gibi Memieketim diye kucaktadı ışçilerimiz bizi/Biri ağladı usul usul boynumda durdu/Uykuda kaymış da sanki yüzleri/Bryıkları aynı bizimki gibi Ellerim, ayaklarım gibi buldum/Hiçbir şeye şaşmaĞm da/Neden takılıp kaldı aklım/Bizım bebelere Almanya'da/Adan kalmış ancak/Söylenen bizimki gibi." Genco Erkal'ın, çoğunu ezberden okuduğu "Ezğli Yürek" şiiri şöyle: "Hangi taşı kakhrsam/Anamla babam/Hangi dala uzaısam/Htsım akrabam/Ne güzel bir dunya bu/İyi ki geldim/Süldolu bir torbayia/Şöylece çıkageldim/KJme elimi verdimse/DöndJrüp yuzümü baktımsa/Kısmet kapıyı çaldı/Kör pınara su geldlBen şakıyıp durdukça öyle/Gülün kokusu geldi/Bebesi olmaytna/Bunalıp da kalmışa/Acılaria yuklü/Dargın yüreklem/Yetişim geldim/İyi ki geldim." "Gekjik" şiirini de aktarmalryım: "Hepimiz bir yerierdeydik/Başka bir yere geldik/Değiştn dunyanın sürecinde/Karanlık bir sudan geldik Ne gül eski güldür şimdi/Ne beygir eski beygirlKırmaian incitmeden/Maymundan insana geldik Bakmayın sız bu bencii/Bu hayvansal kavgaya/Değişeı dünyanın içinde/lnsana biz yeni geldik" Genco Erkal, "Seferberlik" türküsünden sonra, Hasai Hüseyin'in, Ruhi Su ile ilgili şiirini söyledi. Konuşmacılar, Zeynep Oral ile Onat Kutlar, güzel koıuştular. Ruhi Su'dan anılar anlattılar. Sıdıka Su, Reha İsvanla ön sıradaydılar. llgın da oradaydı kuşkusuz, ben karanlıktapöremedim. Konuşmaları not alabilmek güçtü. Adım atma oltnağı yok. Çoklan gibi, sınlsıklam ter içindeyim. Ama birbirleriniiten, konuşanları, filmi görmeye çalışan gençler haklı. En sevcikleri bir ozan, bir halk sanatçısı anılıyor. Bu, onların günü. 3ıkışıklıkta, gençlere yer veriyorum. Zeynep Oral konuşuyordu. bir yerinde konuşmasının şöyle diyordu: O, Anadolu toprağından aldıklannı, kendi dunya görişüyle, sonsuz bilgi, kültür birikimiyie yoğurup yeniden bize \erdi. İnatla, sabırla, umutla en çok, en çok sevgıyle yaptı. Çok sevdiği, canından çok sevdiği ülkesini ona zindan etmeye kalanlar oldu... Onat Kutlar, konuşmasına "Her yaştan genç arkadaşhnm" diye başladı. Salonun küçükjüğünü, sıkışıklığını anlattı. luraya bile izin güçlükle alınabilmişti, billyordum. İzin son güı çıkmıştı. Onat Kutlar, Ruhi Su'nun insancıl yanını, anılardan örneklerle anlattı. Şöyle dedi: 79707/ yıllarda, TİPin sanat kurullannda, toplantılardı birlikte görev almıştık. Biri, Ruhi Su'ya, "Hafif batı müziği kmusunda ne düşünüyorsunuz?" diye sordu. Ruhi Su, "Çok ktlitelisi yapılırsa hiçbir itirazım yok" dedi. O, hangi türden olursı olsun, kaliteli müziğe karşı çıkmıyordu. Ruhi Su'nun o yanıtıçok kimseyı şaşırttı... Ruhi Su için, ölüm yıldönümünde, Almanya'da, Avustrılya1 da da toplantılar düzenlenmiş. "Ekin idim oldum harman"p\ağı, yakında Turkiye'de çıkacağı gibi, Paris'te de çıkacakmış Almanya'da "El Kapılan" ile "Seferberlik Türküleri" çıkıyorrruş. Ankara'dan uçakla gelmeme karşın, sabah Ruhi Su nun Zirv cirlikuyu'daki gömütünde yapılan törene katılamamıştım. Burada, Adnan Cemgil konuşmuş, özetle şöyle demiş: "Ruhi Su, müzisyen olarak elbette büyük bir müzisyen, büyük bir müzik ustası. Türküler, çocukluğundan beri, hava su kadar gereksinmesi olmuştur. Bu, bilinen bir şey. Ruhi Su'nun kişiliği sadece bundan ibaret değil. Onun yaşamı acılarla başlamış, acılarla sürmüş, acılarla sona ermiş. Ama o hiçbir zaman acıya yenılmemiş, çalışma, sanat umudunu yitirmemiş. Onun ömrünü uzun engelli bir koşuya benzetebilirız. insanlann çıkardığı engellere yenilmedi. Doganın engelıne yenildi. Ruhi Su, inançlan için haksızlıklara, zulümlere, çilelere katlanarak daima eylem adamı olarak kalmıştr. Çok sevdiği sazından bile uzun süreier aynlmayı göze alabilmiştir. Ruhi Su, yaşamının sonlartnda çok acılar çekti. Olümünden dört beş ay önce, mutluluğu yaşadı. 1 Mayıs günüydü. Sabahtan, gecenin geç saatlerine kadar, genç, yaşlı, kadın, erkek insanlar, ellerinde birer kırmızı karanfille ona "Geçmiş olsun!" dediler. Birkaç gün sonra, bir konuşmamızda "Çok mutluyum. Bütün acılarımı unuttum!" dedi. Ruhi Su, halk türkülennin içindeki açılan dile getirdi. Ruhi Su, bütün yaşamında acılara, çilelere yenilmedi. Ağzından bir şikâyet sözü işitmedim. Yalnız öfkelendiğini çok gördüm. Haksızlıklara, zulümlere, bir de dönek, inançlanndan sapmış insanlara öfkelendiğini gördüm. Ruhi Su, bütün yaşamıyla, Nazım'ın dile getirdiği şu gerçeği kanıtladı. "Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?" • * • Ruhi Su için düzenlenen törenden sonra, üst kata "Çaf/"ya çıktım. Hadi Olca, orada bekliyordu. Çatı'da, Ruhi Su için kadeh kaldırdık. Daha sonra, Aksaray'a, Süleyman Bey'in konuşmasını izlemeye gittik. Vardığımızda toplantı dağılıyordu. Binlerin dağılışını gördük. Çoğu kravatsızdı. Bindiğimiz arabanın şoförü, Fatih'e oturuyordu. Daha önce oyunu ANAP'a vermişti; ancak bu kez Turgut Bey'e değil; Süleyman Bey'e verecekti... ACI KAYBBMIZ Üyemiz, gazeteci YABANCI DIL KURSLARI INGILIZCE/FnANSIZCA/ALMANCA KAYjTLAR AÇILDI GECİKMEDEN BAŞVURUN OZEL MET YABANCI DIL KURSLARI Modern Eğitim Tesısleri A.Ş Abacılatıf Sokak 11. ValideçeşmeMaçka Tel: 161 61 96 160 22 61 160 37 79 İLHAN BAŞARI 22.9.1986 günü vefat etmiştir. 1918 yılında doğan Başarı, 1972 yılında Yayın Planlama Koordinasyon Dairesi Başkanı olarak TRT Genel Müdürlüğü'nde göreve başlamış, daha sonra Istanbul Radyosu Müdürlüğü ve Istanbul Bölge Müdürlüğü yapmıştır. Vefatı camiamızda üzüntü yaratan Başan'nın cenazesi 23 Eylul 1986 salıgünü (bugün) öğle namaandan sonra Söğütlüçeşme Camisi'nden kaldırılarak, Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. Başan'ya Tanrıdan mağfıret, ailesine ve üyelerimize başsağlığı dileriz. GAZETECİLER CEMİYETİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle