17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 19 EYLÜL 1986 OLAYLAREV BEYRUT ARDENDAKI (Baştarafi 1. Sayfada) durdurulamaz. Türkıye'den Fransa'ya bakıldığında ise olay daha değişık ve ilginç yorumlara yol açabıhr. . Batı'da Türk dıplomatlarına yönelik Ermeni terörunden şikâyetçı Turkiye, vaktıyle Fransa1 sın bu konudakı gevşek, hatta terönstleri yüreklendırıcı tutumunu anımsamaktadır. Gerçekten Frunsa bugun kendı kazdığı kuyuya düşmuş gibidir; olayın ağırlığını ancak şimdi anlamakta ve ayaklan suya ermektedır. • Ancakyine Turkiye açısmdan meraklı birsoru işaretı gundemdedir. Paris'tekı terör patlamasının sonucunda ne olacaktır? Bır askeri mudahaleye mı yol açılaeaktır? Demokratık rejım rafa kaldınlacak mıdır? ÖzgurlükleK paydos denilecek mıdir? A nayasa askıya alınıp, askerı yönetjm kurulacak mıdır? Kuşknsuz butun bunlar gulümsemeye yol açan acı sorulardır; ama ıster istemez insanm akftna lakılıyor. ., *•• Fransız GERÇEK Fransız Askeri Ataşesiaskeri ataşesi öldürüldü dün sabah Beyrut'un Hıristiyan kesiminde, otomobilinden inerkent başına sıkılan 3 kurşunla öldürüldü. Olayı Öç ve Adalet Cephesi isimli bir örgüt üstlendi. Dış Haberler Senisi Fransa bir zamanlar kayıtsız kaldığı, dahası göz yumduğu terörun hedefi olmaya devam ediyor. Son sıralaHa Fransa içınde birçok can alan patlamalardan sonra dün sabah da Beyrut'taki Fransız askeri ataşesi terorun kurbanı oldu. a.a.'nın Fransız Basın Ajansına dayanarak geçtiği habere göre, askeri ataşe TSt 08.30'da otomobilinden inerken başına sıkılan uç kurşunla olduruldu. Iyı haber alan kaynaklar, olayın Beyrut'un Hıristiyanlann yaşadığı banlıyo kesiminde ve buyukelçilik yakınında meydana geldığinı behrttıler. Soz konusu bolge Fransız ve Lubnan askerlerının dıplomatik binalar çevresinde oluşturduğu guvenhk kuşağının dışında bulunuyor. AP Ajansı'nın haberine gore, cinayeti daha once adı geçmemiş, "Öç ve Adalet Cephesi" adlı bir örgut üstlendi Bu orgut adına Batılı haber ajanslarına telefon eden bin şunları soyledı: "Chirac, şunu bilsin ki bundan sonraki darbemiz çok daha ağır olacaktır." Bu olayın duyulması uzerıne bir demeç veren Fransız Savunma Bakanı Andre Girand, Lubnan'da gorev yapan Fransız askerlerını "cesaret ve serinkanlılıklannı korumaya" çağırdı. Bu arada Surıye hukumetı yayımladığı bır bildin>le saldırıyı "buyük bir üzuntuyle \e tepkijle" karşıladığını duyurdu. Ote yandan bugun Fransa Cumhurbaşkanı Frençois Mitterrand'ın Endonezya'dan dönerken Kuveyt'te konaklayacağı ve Kuveyt Emiri Şe>h Cabir El Ahmet El Sabah ıle goruşeceği bıldirildi. Mıtterrand'ın zıyareti son saldınlardan sonra özel bır onem kazandı. Mıtterrand'ın Kuveytteki temasları sırasında oncelıkle teror konusu ve Lubnan'dakı rehinelerin kurtarılması konusu üzerinde duracağı kaydediliyor. Bılindiğı gibı, Lubnan'da Iran yanlısı Islami Cihad orgutu 3 Amerıkalı ıle 3 Fransızı rehin tutuyor. Rehinelere karşılık İslami Cihad tutuklu 17 militanının salınmasını ıstıyor. ABD'YE TEHDİT Fransa'dakı son bombalı saldırıları ustlenen "Arap ve Ortadogu Devrimcileriyle Dayanışma Komitesi" adlı orgut bu kez de tehdıtlerini ABD'ye yonelttı. Beyrut'ta yayımlanan "An Nahar" gazetesıne bir bildirı gonderen orgut, ABD'yı Fransa hukumetini teröristlere karşı uzlaşmaz davranması için sıkıştırmakla suçlayarak şunları yazdı: "Yakında sizin de buyuk ketıtlerinizde, gokdelenlerinizde, Özgurluk Anıtı'nızda boy gostereceğiz. Sizin buraya gelmenizi beklemeyecegiz. Sokaklannız yakında bizi tanıyacaktır." Fındıkta yasağa sert tepki (Baştarafi 1. Sayfada) Çunku hukumet, diger tanm örünlerini abyor. ancak zamanında ödeme yapmı>or. Bu dunım devam eder ve duzelmezse bepünizi iflasa surukler. Yok olup olmamakla karşı karşıyayız. Eğer bizim bolgemizde radyasvon fındıkta gonılduyse, >ine bolgemizde yetışen tum sebze, meyve ve deniz unınlerinde deradyasyonvardır. Bunlar ne olacak? Yalnızca Ordu'da 60 tane olmak uzere bolgede 120 tane fındık işleyen fabrika var. Bunlann da yan kunıluslan var. Binlerce isci işsizlikle karsı karsıya kalacaktır" Karadeniz Fındık lhracatçılan Birlığı Genel Sekreteri Ahmel Tunavelioglu da Cumhurıyet'e yaptığı açıklamasında şunları söyledı "Turkiye'de fındık işleyen kırma fabrikalan ve işJeme lesislerinin buyuk bir bölucnu Dogu Karadeniz Bolgesi'nde bulunuyor. Bunlann sayea 120'den fazia. Bu da demektir ki. Turkiye'nin 3/4'uau bu tesisler işliyor. Bu teslsJerin ihtiyacı olan fındıklann bu>nk bir bolumu Batı Karadeniz'den geliyordu. Şimdi alınan karara gore, Dogu Karadeniz'de il sınırlan dışına fındık çıkanlması mumkun değil. Bi/ım bolgemizdeki tesisler bos dunnayacağı içın Batı bolgesinden fındık akımı devam ediyor. Akçakoca bolgesinden fındıklar Ordu'ya girdikten sonra bu fındıklar Ordu'dan Giresun'a. Trabzon'a girebilecek mi, bu belli değil ve bu fındıklar Tıabzon, Giresun ve Ordu'dan Kapıkule uzerinden alıcı ulkelere gidebilecek mi? Bu noklanın açıklı&a kavuştunılması gerekmektedir. lstanbullu fındık dışsatımcısı Lokraan Kondakçı, konu ıle ilgılı olarak, "Karadeniz'de ne pouükacı ne de fındıkçı var. \lman bu kararla resmen fındık ihracatı devtetleştirilmışlir. Karar tamamen politika kokuyor. Hukumet bem radyasyon yok biçiminde açıklama yapıyor, bem de uretim alanİannı ikiye ayırarak bir taıaf ıadyasyonlu. bir taıaf radyasyonsuz diyor. Dunyanın hiçbir yerinde bu kadar sacma bir karar alınmaz. Devtel 1986 »ılında uretilen fındığın hepsini ben alacagım ve imha edecegim dese bu karan saygı ile karşılanm, ama bunu demıyor. Şimdi karar nasıl uygulanacak? Bolgedeki 5060 fabrika ne olacak? Bolgedeki iki ujgulamanın mumkun olamayacagı onumuzdeki gunlerde ortaya çıkacaktır. Radyasyon olan Ordu'da fındıgın kilosu 600 lira. radyasyon olmayan Akçakoca'da 1.200 lira. Bunun neresi adaleUi?" dedı. Ordu Ticaret ve Sanayı Odası Başkanı Cemal Cengiz, bu uygulamadan sağbkb bır sonuç elde edıleceğmı sanmadığını söyleycrek, "Fiskobirlik bu kadar fındıgı nasıl alacak, parasını nasıl verecek, izdibamı nasıl onleye Kanlı pusıı {Baştarafi 1. Sayfada) flı söyledıler. ' Bu arada, Mardın'ın Midyal ve Gercuş ilçeleri arasındakı karayolunda otomatık silahlarla ikı kamyonu durduran kımlıkleri belirsLz kışıler, kamyon suruculerın 170 bın lirası ıle çeşitli eşyalannı aJarak kaçtılar. 3 kışı olduklan belırlenen silahlı soyguncular, Zahir Bsşdinç yonetimındeki 65 AY 417 plakalı kamyon ile Mehmet Adanacıoğlu yonetımindeki 56 AR 856 plakalı canlı hayvan yuklu kamyonu durdurdular. GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) razının olmaması lazım. Gelınız şimdı yönetıme bakınız Eğer demokrası ıle ıdare edıliyorsak, demokrası de çoğunluğun devletı ıdare etmesı ıse bugün ıktıdarda çoğuntuk yok, azınlık olan zengtnler var. Işte re/ımin çarpıklığı buradan ılen gelıyor Yanı mılletın çoğunluğu, fakır köylu, ışçı, memur, esnafın iktidan yok ama yırmı beş ya da otuz holdingın kurduğu bir iktidar var. Bu ıktıdar seçımle ortaya çıkmış olamaz arkadaşlar. Bır demokratık seçımde, mılletın çoğunluğu, yanı gucü henuz ekonomık yonden bellı bır noktaya gelmemış mıllet çoğunluğu böyle bır ıktıdar çıkarmaz Evet şaşırdınız değıl mı? Ne Aybar, ne Behıce Boran ne de Çetın Altan'dan alınmadır bu sözler Ya nedır? DYP Genel Başkanı HusamettınCındoruk'un izmırın Altındağsemtinde yaptığı konuşmadır bu Cindoruk, Izmır'ın Şernıkler Mahallesı'nde yaptığı konuşmadadakendilerinın "*bera/b//'dt/zene"ınandıktarını, "once devlet" dedıklerını anlatıyor Işçılerın, köylulerın geçım sıkıntılarından söz ediyor. Ve ANAP ıktidarının lıberallık anlayışını eleştırdıkten sonra şöyle konuşuyor Bu Atilla Yurtçu'nun kârı uç yılda 56 kat artmış, hangınizın gelırı uç yılda 56 kat arttP Eğer Izmırlıier, ışçıler, emekliler, dullar, yetımler, esnaf, bu zatı mılletvekılı seçersenız ne yapmış olursunuz, bılıyor musunuz? Işyennızdekı sendıkaya patronu sendıka başkanı seçmış olursunuz Eğer patrondan sendıka başkanı olursa, bu Atilla Yurtçu'dan da Izmıfe milletvekilı olur. Bu, 56 mıslı kârı nasıl artırmış? Sıyasette arttırmış Nasıl arttırmış? Ekrem Pakdemırli'yı ortak alıp da artırmış? Nasıl arttırmış? O da gitmış Turgut Ozal'a ortak olup oyle arttırmış... Cindoruk. kavgalarının bır "sistemle" olduğunu, bu sıstemde ışadamlarının "daha çok kudret elde etmek ıçın" sıyasete gırdıklerını, ANAP'ın "sıyaseti ticaret ıle ortak hale getirdığim" anlatıyor Bu ticaret ve sıyaset ortaklığının ışadamlarının "daha çokpara kazanmalanna" yaradığını soylüyor "Mıllet ıktıdar olacak, ozel sektor değıl" dıyor ve eklı FİSKOBİRLİK NE DİYOR? Tüccar fındıgı bize aldıgı fiyattan verecek GİRESLN, (a.a.) Fıskobirlık Genel Muduru Bulent Özesen, tuccara yapılacak odemede uretici makbuzu aranması gerektiğini belirterek, "Tuccar ureticiden fındıgı kaça almışsa bize de o fiyattan satmalı" dedi. Doğu Karadeniz Bolgesi'nde uretilen fındığın Fiskobirlik tarafından alınmasının kararlaştırılmasının ardından dun bir basın toplantısı duzenleyen Genel Mudur Özesen, ılgili genelgenın henuz kendılerine ulaşmadığını belirtti. Özesen, "Kararda. tüccann da konınması yonune gidiliyor. Ancak tüccar daha once 300400 liradan aldığı fındıgı bize aynı fiyattan vermelidir. 700 liradan satması Hazinenin zaranna çalışmak anlamına gelir" şeklinde konuştu. Bu karardan sonra, Fiskobirlık'in Batı Karadeniz Bölgesi'nden alım vapamayacağını kaydeden Özesen, "Şu ana kadar 20.6 bin ton fındık aldık. Bunun 12 bin tonu Batı bolgesindendir" dedi. Üreticıye, bugune kadar 14 milyar lıralık urıin karşılığı 7 milyar lira odeme yaptıklarını anlatan Özesen, geriye kalan bölumun ödenmesine de%am edıldiğini söyledi. ONCE ÜRETtCt Fiskobirlik Genel Muduru özesen, ödemelerde tuccara mı yoksa ureticıye mi öncelik tanınacağı yolundakı bir soruya ise şu karşılığı verdı: "Once uretıcıyı düşunurum. Daha sonra tuccara sırasına gore para verırim. Ba*ka turlu davranmak Fiskobırhk'ın amacına ters duşer!' SOVYETLER'DEN TALEP Genel Mudur Ozesen, Sovyetler Birlıği'nden 3 bın ton kabuklu fındık talebi alındığını, bunun ilke olarak kabul edıldiğinı, koşulların bildirildığini ve yanıt beklendığinı sozlerine ekledı. DEPOLAR Fiskobirlik'in bin ton kapasıtelı 247 deposu ve tek vardıyada 608 ton iç fındık ışleyebilecek 19 fındık kırma fabrikası bulunuyor. Radyasyon yok, ama cann, geçmış yıllardan kalan kekık rezervlerımızı göz gore göre kapatılmasına manı olunamamış, bu yılkı kekık mahsulunun çoğunlukla gume gnmesıne,uretıcınm de yer yer ıhracalçınm da ağıtyakar hale duşmesıyle beraber, seyırcı kalınmıştır . Benzer ornekler çoğalmakladır.. A\rupa'dakı yenı olçuler ıtıbarıyla "çok radyasyonlu" sayılan urunlerın, radyasyon duzeyı daha duşuk aynı mahsulle harmanlamalaryapılarak; dolayısıyla da radyasyon mıktarı seyreltıterek "muteber" nıtelığe kavuştunılması mumkundur. Atom enerjısi yonetımı, maıyetme on uzerinden sekız lermıştır tnanırız daha fazlasına 7 da layık olmaktadırlar Yayonetım Acaba geçer numara almakta mıdır? (Baştarafi 1. Sayfada) masıdır. Halk kendısme, atom enerjısi yo Once siyasetı ticaret ile ortak hale getirirseniz altından netımıntn bır nevı "tmkanaz" muakalkamazsınız. Özel sektor iktidar olmayacak, millet ıktıdar melesı yapılmasından haklı olarak olacak . Ona verdiğımiz ımkânlar, milli yararlar, kamu yarar hıç mı hıç hazzetmemıştır. lan smırlan ıçinde ancak faalıyet gösterecek Once devlet, Ne kadar radyasyona maruz bulunduğumuzu, bunun ne ölçude tehsonra mıllet, sonra onlar Ama şımdı tersıne donuyor ış, hollıke arzedıp arzetmedığım ıfade etdingler hükümet oluyor, holdingler iktidar oluyor İktidar olmek uzere, haikın nıye, bırtakım tekdukları zaman da mılletın hasılatını ve sızın ekmeklerınızın nık bılgılerle donatılmaya ıhlıyacı olbir bölümünü kendılenne çevırıyorlar sun kı? Söylenecek soz, alt tarafı, doCindoruk, hıç şüphesız, çok parlak bır konuşmacı Kenğada şu kadar bırım radyasyon dı adına konuştuğu zaman daha ınandırıcı oluyor, ancak vardır Şu kadar bırım radyasyon uluslararası sağtık kunıluşlan ve "müvekkıli Demırel" adına konuştuğu zaman hıç de öyle deAtom Enerjısi Ajansı tarafından muğıü. saade edılebılır bır radyasyon mıkDYP Genel Başkanı bütün duşuncelere saygılı olduğutan olarak kabul edılmektedır. Bız 9 nu soylüyor "Muvekkıl Demirel" acaba boyle mı O da buÇernobıl facıası uzantısında şu katün duşuncelere ve ıdeolojılere saygılı mı 7 "Yasaklar kalksın" dar bırım radyasyona maruz kalmıderken başkalarının da yasaklarını duşunüyor mu? 141 ve şızdır. Dolayısıyla da, sağlıksal açı142. maddelerden mahkum olanların da yasakları kalksın dan uluslararası ölçeklerde, guvenılır kabul edılen duzeyın hâlâ daha şu diyor mu? Evet ne duşunüyor "müvekkıli Demırel" bu kokadar altında bulunmaktayızdır, denularda? nılmek çok çok yeterlı olurdu.. Bu1974 affı görüşülürken duşunce suçundan mahkum olanradakı, "birim"sözcuğu yenne, herların daha beşer yıl, onar yıl hapıs yatmaları ıçın neler yaphangı bır teknık bır nueleme kullantı "müvekkilı Demirel?" Cindoruk bunları anımsıyor m u ' ma zorunluluğu da pek tabıı kı, Cındoruk'un Izmır'de yaptığı konuşmaya benzer sözlen yoktur. söyleyenlerın başlarına neler geldığını bılıyor mu DYP GeGörecelt olarak durumun, kaza nel Başkanı? 12 Mart gunlerınde Bakı Tuğ adındakı savcıöncesmde, kaza esnasında ve kaza 1 nın düzenledığı ıddıanamelen okudu mu hıç Cındoruk ? Busonrasmda ne olduğunu beyan etmek, teknık olarak "meramımızı" günün DYP Genel Başkan Yardımcısı'nın hangı duşunceanlatmaya, çok çok yelmektedır leri suç saydığını bır avukat olarak mcelemış mıdır Sayın Bunu yapmayarak halkımız çok ılCindoruk? gmç bıryönden, sıvıl savunma açısınGuzel konuşuyor Parlak ve etkılı konuşmacı Cindoruk dan da yuksek derecede onem taşıMenderes'in avukatı olarak 27 Mayıs ıhtılalıne de çatıyor yan bır eğıtımden mahrum bırakılVe anarşıden 61 Anayasası'nı sorumlu tutuyor mış olmaktadır Cındoruk'un bu eleştinlerını elbette haksız buluyorum Ulkemızm Çernobıl kazası uzanAma 27 Mayıs 1960 ihtılalinden sonra "Kardeş kardeşı vutısında çok yerel ve arızı olarak bır radyasyon bulaşığı gormuş olmakhrur mu, dıye soran gençliğe Turk Ordusu sılah çekerek değil, o gençlıği bağrına basarak cevap vermıştır Onun ıçın hur ğma karşın bu konuda bır tehhkeye nyet ısteyenlere sılah çekecek kahpe eller bulunduğunda Turk maruz bulunmadığına daır genel kanaatımız mahfuzdur. Ordusu hürrıyet mucadelesıne ön safta katılmıştır" dıye yaTanısmak ıstedığımız konu bu dezılar yazan, "27 Mayıs devnmının yucelığı ve güzellığınden' ğıldır söz edip bugun 27 Mayıs'a karşı soylenmedık soz bırakmaBelırlmek ıstedığımız nokta şudur yan Ecevit gibı "hazın bır çelışkı" içınde değıl Cindoruk1 kı, Turkiye "yeminbUlahla" hıç radyasyon almamış değıldır Bazı urunCındoruk'a duşunce ve ınançlarından ötüru hapsedılen, lerımızm, yabancı ulkelerm doğru dövulen, ışkenceden geçen ınsanlar ıçın neler düşündüğu' bulalım ya da bulmayalım sağlıklı nü sormak isterdım "Kendisı adına" vereceğı yanıtları bılıolarak saptadıkları duzeyden daha rim Ya "müvekkıli Demırel" adına da aynı sozlerı yıneleyefazla mıktarlarda radyasyon loplabilecek mi 9 Kendi adına söyledıklerını "müvekkıli adına" soydıkları da maalesef bır vakıadır 9 lerse hıç ınandırıcı olacak mı Hal böyleyken, ıhracatçılann, başSöz gelışı Cındoruk, "müvekkıli Demırel"\n "Arkamda kan langıçta uyarıimamış olması bır yave göz yaşları bırakmadım" sozlerını yeteneklı ve hunerlı bır na; "yeminkasem" urunlenmızm tertemız olduğunu bağır bağır ılan etavukat ve etkılı bır konuşmacı olarak bılmem nasıl savunamek, yalnız gayrı cıddı bır davranış cak? Ve Demırel'ın duşunce yasakları konusunda sorulan değıl.. Aynı zamandadayönetımde sorulara karşı verdığı "Ben lıberal falan değılım" yanıtını bılbasıretsızlığın, dunya kadar ulusal mem nasıl yorumlayacak'? zararımız pahasma tescılı demektir. Cındoruk'un konuşmaları ozgurlukcu ve lıberal, ya partıAırupa'dan fmdığımız gerı dönsı? Ya arkadaşlan'' Ya "müvekkıli Demırel". mustur Arabıstan'dan etlerımız geYa onlar? Ya onlarl. rı dönmuştur Açıkgöz vabar.a tuc cek, merak ediyoruz. Bence olay seçim oncesi politik bir oyundur" dedi. Ordu Ticaret Borsası Başkanı Osman Ozyurt da alınan karan normal karşıladığını söyledı ve şöyle konuştu "Karar normaldir. Zaten başka çare de yoktu. Fiskobirlik'in alımlannda bir izdiham olabüir. Bu normaldir. Bu uygulamayı hukumelın fındık ureticısine sabip çıkması seklinde yorumluyonız". Ordu Zıraat Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, karann uretıcı açısından zararlı olduğunu vurgulayarak, "Fiskobiriik peşin odeme yapmazsa bazı artnijetli kişiler fındıgı 300400 liraya kapatıp depolama suretiyle daha sonra Fiskobirlik'e 700 liradan salabilirler. Bu da, yeni bir çıkar gnıbuna fırsal vetınek anlamına gelir" şeklinde konuştu. DYP Giresun MiUetvekıli Turgut Sera Tirali de dün düzenledığı basın toplantısında, Ünye ve doğusunda kalan bölgedekı fındığın ıl smırlan dışına çıkanılmasının yasaklanması ve alımların yalnızca Fiskobirlik tarafından yapılmasına ılişkın karan eleştırerek, karann bölge fındığında radyasyon olduğunun hukümetçe resmen kabulu olduğunu söyledı. Tıralı, hükumetin, geçimını fındıktan sağlayan onbınlerce ailenin geleceğini tehlıkeye attığını belirterek, "Bugun ve gdecekte meydana getecek ner <urlu zannn ve fetaketin mesulu, hukumet ve onun Ticaret Bakanıdır. Doğu Karadeniz'de tedbir alınmadıgı ve buyuk hata duzeltilmediği takdırde millel bir felaketin e$i£inde demektir. Açlık, sefalet ve go« başlayacaktır" şeklinde konuştu Türkıye Radyasyon Guvenliği Komıtesı'nın fındık ihracatı konusunda aldığı bır dızı karar, çeşıtlı çevrelerde başka başka yorumlanırken, Turkiye Atom Enerjısi Kurumu yetkılılerı. Turkiye'nin hıçbır yennde ve hıçbir urunOnde, tehlıke boy utlanna varacak bır radyasyon olmadığını yineledıler. Kurum Başkanı Prof Dr Ahmel Yuksel Ozemre, Çemobıl olayından bu yana kendilerının "Radyasyon jok" demedıklerım, kaza dolavısıyla "herseyde radyasyonun bır miktar yukseldiğinden soz ettiklerini ve bunun tehlike boyutlanna varmadıgını vurguladıklanm" arumsattı Özemre, son kararlarla ilgılı olarak konuşmak ıstemedığıni, çunku kurumun büımsel venlen gereklı yerlere bıldırmekle yukumlu olduğunu ve sıyasal kararlann ıktıdarı ılgılendırdiğmı bıldirerek, "Yalnızca bir şeyi habrtatmak istiyonım. Dunya Saglık Örgntu'nce tespit edilen kabul edilebilir radyasyon miktan 2 bin berekd kilogramdır. Çeşitli ulkeler, kendi siyasai ve ekonomik tercihlerine gore çeşıtlı rakamlar tespit etmışlerdir ve bu tespitlenn siyası, iktisadı ve rekabetten dogan sebepleri olduğu unutulmamalıdır" dedi TRT Haber Daıresı Başkanı Cafer Demiral konuyla ılgdı sonımuzu yanıtlarken, kendılerine böyle bır baskı ya da telkınde bulunulmadığını, buna karşın, haben, çok aynntılı bıçimde duşunerek hazırladıklarını soyledı. Radyasyon Guvenliği Komıtesi'nce alınan kararlann venlış biçimının çok ınce bir çızgı uzennde seyretmesı gereğinı vurgulayan Demiral, "Altı tane tedbir vardı kararlann sonunda. oldukca hassas bir konu>du, bize hukumetten ya da parlamenterierden herhangi bir telkin ya da baskı gelmedi ama ben boyle ihtimalleri hesaba katarak dikkatli davrandım" dedi (Baştarafi 1. Sayfada) olu, ondokuzu ağır olmak uzere 50 kadar yaralı. Önceki akşam 17.30 sulannda Rennes sokağının insan kaynayan kaldınmlannda gerçekleşen patlamamn acıklı bilançosu tum Fransız basınında "katliam", "vahşet ", "tahamrnul edilmez manzaralar", gibi baslıklarla yansıtıldı. Parçalanmış, uzuvlan kopmuş vücutlann, acı çeken insan suratlannın fotoğrafları gazetelerin birınci sayfalarını boydan boya kaphyor. Gunlerdir guvenlik güçlerinin tum önlemleri aldığını açıklayan, halkı paniğe kapılmamaya çağıran yetkilıler, bu son patlamadan sonra sessizliği yeğlediler. Akşam toplanan ilgıli bakanların oluşturduğu " l ç Guvenlik Konseyi" hiçbir açıklama yapmadan dağıldı. Başbakan Chirac'ın, Endonezya'nın başkenti Jakarta'da bulunan Devlet Başkanı Mitterrand'la çok uzun suren bır telefon görüşmesi yaptığı öğrenildi. Dun akşam televızyonlann haber bultenlennde Fransızlara hitap eden Başbakan Chırac, Fransız halkının daha önce de bu tür sınavlarla karşı karşıya kaldığını ve hepsinden alnımn akıyla çıktığını soyledı. Chırac, "Teroristleri yakaiarsak, ki mutlaka yakaiayacağız. Arkalarındaki guçlerin katkısını kesin olarak saptadıgımız anda cevabunız çok şiddetli olacaktır" dedi. Başbakan, Cumhurbaşkanı Mitterrand'la alınan önlemler konusunda en ufak bir görüş ayrılığı olmadığını ve bugun Mitterrand'ı havaalanında karşılayacağını, Başkanlık Sarayı'na gıderek bir araya geleceklerini söyledi. Olaylann bu kadar hızlanması karşısında Fransa'daki si>asi partiler, olayı iç politik istismar meselesi olmaktan çıkarmış gözukuyorlar. Genellikle ulusal bırlik çağrılan ağır basıyor. IS gun kadar önce sağ koalisyon partisine mensup milletvekilleri, sosyalist hukümetin Jorj lbrahim'in serbest bırakılması konusunda örgütune söz verdiğini ve bu nedenle patlamaJann sorumluluğunun eski iktidara ait olduğunu söyluyorlardı. Gıivenilir kaynaklardan aldığımız bilgilere göre, gerçekten de sosyalist hükümet, Jorj Abdullah'ı serbest bırakmayı duşünmuş, bu konuda Lubnanlı örgutlere söz vererek ellerınde rehin tuttukları Fransa'mn Trablus Kültür Ataşesi Gilks PeyToJes'in bırakılmasını sağlamışlardı. Ancak Abdullahın bırakılacağı gun, Fransız Karşı Casusluk Örgutu DST, haben başına sızdırmış ve serbest bırakılmayı engellemişti. Saldınların, FARL (Lubnan Silahlı Devrimci Fraksiyonu) adlı orgutun uyesi Jorj tbrahim Aptuilah'ın serbest bırakılmasıru ısteyen "Anıp ve Ortadogulu Si>asal Tutuklularla Dayanışma Komilesi"nın eylemi olduğundan kımsenın kuşkusu yok... Buna rağmen dün akşam geç saatlere kadar söz konusu komite son eylemi üstlenmedi. Eylemde kullanılan patlayıcının da daha oncekı dört eylemde kullanılanla aynı olmadığı, polis laboratuvar ıncelemelerinden sonra belirlendi. Komite Aptullah'la birlikte, Orly. katliamı sorumlusu ASALA uyesı Varujan Garbisyan ve Enis Nakkas adlı başka bir mılitanın da bırakıhnasını istiyor. Garbıs>an'ın "Ermeni Tutuklulan Destekleme Komitesi" başkanı Papaz Helvacıyan'a bir mektup gönderdiği, bu mektupta, "Eğer intihar ettiğim haberi gelirse, Fransız gizti servisleri tarafından katiedikliğiın sonucunu çıkann " dediği ogrenildi. Garbisyan muebbet hapse mahkum edilmişti. Öte yandan, onceki gune kadar belli ıpuçları ele geçirdiğine inanan ve iz üzerinde olduğunu belırten Fransız polisinin, yeni gelişmelerden sonra Ortadogulu eylemci orgutler bılmecesi içınde pusulayı ıyice şasırdığı ifade edıliyor. Rennes Sokağı'nda gerçekleştırılen saldırının yapılış biçimi hakkında iki farklı tanıkhk mevcut. Bu tanıklardan bir tanesine gore patlama, olay yerının yakınında bir çöp sepetınde meydana geldi. Ikincı ve polisçe daha geçerli kabul edilen tanıklara gore ise, bomba, sıyah BMW marka bır arabadan atıldı. Bu tanıklar, Jorj lbrahim'in ağabeyı Emil lbrahim'in bombayı atan kışilere çok benzedığini söylediler. Bunun uzerine dun öğleden sonra çıkan Le Monde gazetesi, "Polis olayın faillerini ortaya çıkarttı" başhğını attı. Ancak daha sonra AFT'nin ıkı Lubnan muhabırı, dun Errul İbrahim Abdullah'ı Trablus yakırundaki koyunde zıyaret ederek kendisıyie göruştuler. Geçen hafta sonu Defense semtindekı bir kafeteryada meydana gelen patlamadan önce bir kışinin çantasını bırakarak tuvalete gıttiğı ve bir iki dakika sonra bombanın patladığı, bir gorgu tanığı tarafından belirtiliyordu. Gorgu tanığı, masadan kalkan kışinin, İbrahim Aptuilah'ın kuçuk kardeşi Moris'e tıpatıp benzediğını de iddia etmiştı. ABDULLAH: MASUMUM Lubnan'ın kuzeyindeki Kebayat koyunde Reuters Ajansı'na açıklama yapan Emile İbrahim Abdullah, masum olduğunu ve saldınlara karışmadığını söyledi. Fransa ANKARA...AİNKA MUŞERREF HEKİMOĞLU İstanbul Çıkarması Başkent sahneterinde İstanbul rüzgân esiyor kaç gündür. Şehir Tiyatroları sanatçılarını alkışlryor tiyatroseverler. Güzel bir tiyatro olayı yaşanıyor. Buna "İstanbul Çtkarmasf'da denebilir. GazeteGazete, Misafir, ardından Lüküs Hayat'ı seyredenter eskiyen, yozlaşan kuruluşjann da yenilendiğini düşündüler. Ayrtca sevginin üretkenliğini.. Güzel ürünler ortak çabayla oluşur değil mi? Şehir Tiyatroları bu gerçeği bir kez daha kanıtladı. Dün neredeydiler, bugün başkerrtteler. Bakanlar, milletvekılleri seçim sahnesindeler, ama başkentlilerden çok seçkin bir kalabalık alkışladı İstanbullu sanatçıları. Yalnız alkışlamadı, tempo tuttu, şarkılan birlikte söyledi. Misafir'de sıcak bir tiyatro olayı yaşandı. Gazete Gazete'yi Cumhurbaşkanı Evren ile birlikte izledim. Böylece onun tepkilerini de seyrettim uzaktan, perde arkasında kısa bır söyteştde oyunu begendiğini, çok ilginç bukjuğunu soyledı Sayın Evren. Sanatçıları kutlamak istedı. Devlet Başkanı1 ndan ilgi gormek tüm sanatçıları sevindirır değil mi? Gazete Gazete'yi bizim yokuştan çağnşımlar yapan sahneleriyle tüm seyirciler ilgi ile izlediler. Yalnız izlemediler, tepkilerini de belirttiler. Büyük basın patronu, Güney Afrikalı Le Roux, "Sizter ingHtere'de asJa savaşamazsmız, hiçbiıinız neye inan dığınızı bilmiyorsunuz" derken, yükselen alkışlar oyun boyunca surdü. Bence o alkışlara da bir yorum gerekir. O alkışlar başkentli tiyatroseverierin düzeyini, birikimini de kanrtlıyor. Aynca özlemini, çünkü güzel bir oyun seyretmek başkentimizde de bir özlem oldu artıkl Seyirciler arasında Devlet Tiyatroları sanatçıları da vardı, Gencay Gürün'ü kutlarken Şehir Tıyatroları'nın Devlet Tiyatrolan sahnesıne gol attığını söyluyorlardı. Konuşmayı izleyenler de bir beraberlik maçı diliyordu. Şehir Tıyatrolan kaç yıl olmuş Ankara'ya gelmeyeli, kimi seyirciler adını sanını bilmiyor, şimdi oğrendiler, yer bulamayanlar ayakta seyrettiler... Lüküs Hayat'm esirrtisi daha başkaydı, kimi seyirciler çocukluk, gençlık anılarryia seyrettı bu oyunu. Belleklerinde Şehir Tiyalrosu'nun dev sanatçıları, sahnede genç sanatçılar.. Şimdi belleklerıne o genç sanatçılar yerleşmiş bulunuyor, Hazım ile Zıhni Göktay bütünleşiyor sahnede. Zihni Göktay bu rolü aldığı zaman çok kişı kuşku duymuş kuliste, ama perde açılınca kuşkular dağılıvermiş.. Şimdi kuşkucular da başansını alkışlıyoriar. Bir gece, Şehir Tiyatrolan sanatçılanyia buluştum, kuşkuların nasıl dağıldığını içtenlikle anlartılar bana. Hepsi özenle, sevgiyle çalışıyorlar. Rolünü basarmak, güzel bir oyun çıkarmak umuduyta, seyirciye saygıyla, alkışa, kuttamaya, eîeştiriye değer venyorlar, bir yazı içın uykuları kaçıyor, belli düzeyi tutturamadıkları bır oyundan sonra mutsuzluk duyuyorlar. Onlan dinlerken gülümsedim. Siyasai sahnedeki kimi oyunculan anımsadım. Kimi zaman başroldekıler bıle nasıl başarısız, nasıl umursamaz değil mi? Nasıl yapay, nasıl düzeysız, sevgisiz, saygısız, inanmadan, hatta utanmadan sahneye çıkıyoriar. Kimi eski oyunlan yineliyor, kimi insan sevgısınden soz ederken nefret saçıyor o yapay oyuncular, sevgiden söz ederken nefretle bakanlar, bırteştiricı bır rol yenne, ayırıcı, bölücü rolleri benimseyenler için halkımız ne duşunüyor, yakında göreceğiz. Bizim göremediğimizi de gelecek kuşaklar görecek. Demokrasi oyununa kimler, hangi rollerde katkıda bulunmuş, kimler kurallan bozmuş, seyircıleri nasıl şaşırtmışlar, tarih yazacak elbet. Yazacak ve de affetmeyecek. * • • İstanbul çıkarmasına rastlayan gunlerde bir akşam, Çankaya'dan geçiyorduk, arkadaşım kolumu tuttu. Bak iki Necdetler yüruyor Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ ile Orgeneral Necdet öztorun'u gördüm kaldırımda. Yanlarında eşleri, ayaklarında lastık pabuçlar, kısa kollu gömleklerle hızla yürüyorlar. Yollar kalabalık, ama kımse tanımıyor onlan, Genelkurmay Başkanı TV'de ve gazetelerde çok az görünüyor, görünmemeye özen gösteriyor nerdeyse. Belki de o nedenle böylesine rahat yürüyor. Silahlı Kuvvetlenn politikadan çekilmesi yalnız komutanları değil herkesi rahatlatır değıl m i 7 Böyle bır aşamaya gelınce demokratık yaşamda büyük güvence duyulur. Genelkurmay Başkanı'nın devlet protokolunde başbakanın yanında, gerisinde değil, sokakta rahat yürümesı önemli bence. Arabada biri sordu: Laiklik ilkesinden sapanlar için komutanlar ne duşunüyor acaba? İlginç bir soru, ama bu soruyu onlara sormak demokrasiye ters bir davranış değil mı acaba? Her soruyu onlar mı yanıtlayacak? Tersine onların görüşü, kaygısı, tepkisı gündemden silinmeli artık. Demokratik sürece sağlıklı bir geçiş için başka bir yöntem düşünülemez. Demokrasiye geçiş sürecmı anayasai kuruluşlar tümüyle ışlertiğe kavuşursa kısaltabiliriz ancak. Laiklik ilkesinden sapanlar karşısında yalnız Silahlı Kuvvetlerden mi davranış bekliyor, tüm kuruluşların, savcıların, yargıçların, öğretmenlerin, yazarlann, çızerierin, sizin, benim birgörevimiz, sorumluluğumuz, duyarlılığımız yok mu? 28 eylülde verilecek oylar bu soruyu da yanıtlayacak bence. * • * Gazete Gazete oyununun perde arasında Cumhurbaşkanı Sayın Evren'e Misafir oyununu da seyretmesini önerdık. Ama vakıt bulamadı. Bulabilseydi neler düşünürdü kimbilir? Başörtülü genç kızlar, turbanlılar, sıkma başlılar, kızlar manastınnın karanlığına gömülenler, Kuran kursuna gidenler arasında kimi kadınlar da "Misafir" oyununu yazıyor, el kapılanna giden vatandaşlarımızın öyküsünü düşünmeye, özeleştiriye açık piçimde yüreklice yansıtıyor, diye düşünür ve sevınirdı belkı.. İstanbul çıkarmasının güzel yanı burada bence. Basörtüleri arasından bır bılge Erenus çıkıyor karşımıza, bir Gencay Gurün çıkıyor, ölü toprağı yeşerten bir bahçıvan gibı, yozlaşmış, fosilleşmış bır ortamda taze kan fışkırıyor, güzel oyunlar çıkıyor, çağdışı olaylara karşın çağdaş bir eylemi vurguluyorlar, iyiye, güzeie, doğruya yönelmek yolunda güzel bir soluk duyuruyorlar. Fermanlar gün ışığma (Baştarafi 1. Sayfada) ni uygulanmaya başlanan bir sistem ile aydınlatıldığını soyledı. Orhan Gazi'den son padışah Vahdettın'e kadar tuğrah belge ve fermanlann yer aldığı, dunyada bu boyutta duzenlenen ilk sergınin tum harcamaları Ayşegul Nadır tarafından karşılandı. Harcama tutarını açıklamaktan kaçınan Nadir, 150200 mılyon lira arasında olduğunu belırten bir iddiayı yalanlamadı, bu arada harcamaları "Eşim Asil'in hoş bir armağanı" dı>e niteledi Ayşegul Nadir, ferman toplamaya 10 yıl once başladığını söyledi. "Ferman topbmak aynı zamanda çok iyi bir yatırım. Ama ben zevk için yapıyorum. Ancak fermanlann altından hızlı değer kazandıklarını da unutmamak gerek" diyen Nadir, sergı açma duşüncesine Turk Islam Eserleri Muzesı'nde geçen yıl yaptığı bir çalışma sonrasmda karar verdiğinı açıkladı. Londra'dakı e\ınde 25, Istanbul'dakı yalısında da 6 ferman bulunduğunu belırten Ayşegul Nadir, yurt dışında sergi açma duşuncesının karşılaştığı engellerden yakınarak, "Beş dakikalık bir yol olduğu halde Topkapı Sara> ı'ndakileri bile zor alabildik. Hatta bazıiannı alamadık bile. Kâğıt belgelerin daha hassas olduğunu, kolay zarar gorebileceğini iddia ediyorlar. 600 yıla dayanan beljjeler bir aylık bir geziye neden dayanamasın?" dedi. Bu arada serginın bır katalog kıtabı da hazırlandı. Londra'da basılan ve metinleri Tim Stanley, Ayşegul Nadir, Şule A. Kutlukan, Zarıf Ongun tarafından yazılan kitabın 35 bin liradan satılacağı açıklandı. A>TII zamanda Ingıltere'de de satışa çıkarılacak kitabın metınlenne katkıda bulunan Ayşegul Nadır, "Kitap yazarken, aynı zamanda da uzmanlaştım. 14 ekimde Londra Üniversitesi'nde fermanlar hakkında bir konferans vereceğim. Konferansta Oxford Üniversitesi'nden falan da profesorler bulunacak" dedi Vakfı\e, ılam, mulkname, sınırname, berat ve ferman turündekı 70 yapıttan oluşan sergının dun akşam yapılan açıhş törenine Kültur ve Tunzm Bakanı Mükerrem Taşcıoğlu da katıldı. Sergı 34 padişah ve Cem Sultan'ı kapsarken, Orhan Gazi'den Fatih Sultan Mehmet'e kadar olan fermanlara değer biçılemıyor. Dığerlerınin değerlerı ise 5 milyar lıraya kadar ulaşıyor. Ortaokul 2. sınıf tasdıknamemi kaybettim. Hükumsuzdür. HAMt ÖMEROĞLU TEST dergı yazan, deneyımlı oğretmenden OSSOYS matcmatık 33656653454174 ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN gelmiyorsunuz" dıye dıretıyor. O sırada otobus termınale yanaşıyor. Herkes bavulunu almak uzere bagaj yenne yonelirken, Ecevıtler ıle Inonu karşılaşıyor: Merhaba Bulent, nasılsm?.. Teşekkur ederim, Erdal. Sen nasılsın?.. "Senli benli" konuşma Ecevit ıle tnonu arasında eskı gunAnkara'dan Istanbul'a hava lerı andınyor. Her ıktsı de lanan uçak, buyuk ve genış "birbirlerine dostça" yaklaşı"Airbus. " Yani, ınsanlar birbir yor, bırbırlerım "dostça" ve de lerını gormeyebiltrler aynı uçak "dikkatlice" suzuyor. ta olmalarına rağmen. Rahşan Ecevit bu havaya pek Birbırlennın "aynı uçakta katılmıyor. Inonu 'ye bıraz durolduklannı"belkı biliyorlar, an gun", bunun da oıesinde bıraz cak uçakta "kimin nereye "uzak" bakıyor. Pek "sıcak oloturduğunu" pek fark etmı mayan bir el sıkma" Rahşan yorlar. Ecevıt'ten Erdal Inonu'ye: Üçak Istanbul'a ınıyor. Yol Erdal nereye gidiyorsun?.. culart çıkış terminalıne doğru ta Sevinçnasıl?.. (Inonu'nun eşını şıyan otobusler yanaşıyor. kastediyor) Ecevıtler ıle Inonuyıne aynı oıo Teşekkur ederim, iyi. Bibuste. Ama, otobuste deyan ya zim İstanbuVda seçim mitingi na gelmıyor/ar. Hatta, durumu var, ona geldim. gozleyen yolculardan bın Erdal Bizim Burdur 'da seçim koInonu'ye donuyor ve aynen şoy nuşmamız var yann. Biz de şimle dıyor: di Antalya'ya devam edeceğiz. "Bakın, siz iki genel başkanBu kısa ve kuçuk konuşma susınız, ikiniz de sosyal demokrat rerken bavullar gelıyor. sınız. Neden birbirinizle Bulent Ecevit de Erdal Inonu konuşmuyorsunuz?'' de birbirlerine "Karşılaştığımıza Inonu "Konuşmuyoruz diye memmun oldum"dıyor ve herbir şey yok " karşılığını verıyor. kes ' 'kendi yonune'' doğru gidıYolcu ısrarla: yor Ayrılıyorlar. "Aynı yone "Neden bir araya bakanlar ayrı yonlere'' gıdıyor. amacıyla. Aynı uçakta Bulent Ecevit ıle eşı Rahşan Ecevit de var Antalya uzerinden Burdur'a geçmek uzere. "Seçim propagandası" amacıyla tnonu SHP ıçın tsıanbul'da "seçim propagandasına", Ecevıtler DSP ıçın Burdur'da "seçim propagandasına" hazırlık yapıyorlar. (Baştarafi 1. Savfada)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle