Katalog

19 EYLÜL 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 İSMAIL GÜLGEÇ SÎNEMA AT1LLA DORSAY HAYVANLAR İşfilmlerinden"Mona üsa"ya Yenı sinema döneminın bir başka listesmde "Komando"lann, "Bond"ların boy gösterdiği çokluk iş fılmleri egemen. Listenın en ilginç fılmi ıse, son Cannes Şenliği'nden. Neil Jordan'ın "Mona Lisa"sında Nat King Cole'un ünlü şarkısı eşliğinde, Cannes'da en iyi oyuncu seçılen Bob Hoskins'i izieyeceğiz. Istanbul'da kabank sayıda sinemayUSite, Kent, Sinepop, Şafak, tp«k, vs.) işleten özen Film şirketinin listesi, her yıl olduğu gibi çokluk iş filmlerine yer veren, gerçek sinemaseverler için çekiciliği sınırlı bir üste... Listenin başında, son yıllann gözde türlerinden biri olan egzotizmle bezenmiş ve eski seriyal filmlerden esinlenmiş bir "açık hava fantastiğf'nin örnekleri olan (ve Türkçe adlan henuz konmamış) "Romancing the Stone" ve onun devamı olan"Jewel of the Nile" var. llki Robert Zemeckis, ikincisi Lewis Teague ırazalı bu filmler, uzak ulkelerde geçen dur durak bilmeyen kaçıp kovalamaca öyküleri anlatıyor ve doğrusu ya oldukça eğlendirici birer niteük taşıyor. Aynı oyuncular, Michael Donglas ve Kathleen Turner ikilisi, filmleri alıp götüruyor... Kathleen Tumer'ın bu yıl iyice tanıyacağınnz, son derece yeteneklı bir guzel sarışın olduğunu anımsatalım.. (Videolarda "Prizri'Terin Onunı" ve "Body Heat" fılmlerinde de izlenen...) Yeni sinema mevsimi başlarken 2 KİM KİME DUM DUMA Ofonla a topfamsal lana BEHİÇ AK 7oplum5al olarak, kadınm 2. p/anda gorutmesı v6 Egerpen P«BO£RKlt bır vygun / yenı<ten urtih. 8ı de. beikı, kadmm tv ışknnde l cıkmam .. ) Topbmda CRACEJONES "BOND" FlLMİı\DE Vnlu "show" sanatçısı ve sarkıcı Grace Jones, Roger Moore'un son James Bond filminde sinemaseverlerin karşısma çıkacak. liği kazanan "James BondA VV'iew to Kill" de bu yıl izleyeceğımiz firnler arasında... Scott'un kuçuk kardeşi Tony Scott'un yönettiği ve Amerikada hasılat rekorlan kırmış çok yenı bir film olan "Top Gun"da da izieyeceğiz. film: Avustralyalı yönetmen Bruce Beresford'un "Hazreti Davnt" adlı ustun yapımında, gözde oyuncu Richard Gere, kutsal kitaplardan ve bir zamanların Cecil B. de Mille filmlerinden esinüler taşıyan bir filmde karşımıza gelecek... Zenci oyuncu Eddie Murphy ve "Cazcı Kardeşler'in (John Bdushi'nin ölümunden sonra) hayatta kalanı Dan Ackroyd'u perdeye getiren "Zengin ve Sefil" ıse John Landis'in ımzasını taşıyor. Bu ikiliyi zaten "Cazcı Kardeşler" fümiyle ianse eüniş' olan Landis, anlaşılan yine Amerikan toplumunu tatlı tatlı taşlayan bir "gırgır" kotarmış... Ülkemizde "Mukaddes VazifeDas Boot" adlı gösterişli savaş filmıni ızlemiş olduğumuz Alman yönetmen VVolfgang Petersen'in "DüşmanEnemy Mine"fılminde ise, usta zencı oyuncu, Oscar ödüllü Louis Gossett ve Dennis Quaid oynuyor... fyknn / ^ 000 Ne konofoyorsoffui boo/e h N, onauTa yarak yatadıdını farzedenek onun gen Zalan 'Al , i m e gır medıjım ioyieebh OZ£L çok ÖZet Kardeş Scott'lann filmleri Listede yeni yönetmenler ve yeni, yepyenı oyuncular çoğunlukta... Türkiye'de gösterilmeyen "Ghostbusters" filmıyle buyuk ilgi toplayan İvan Ritman'ın son fılmi "Legal Eagles", başrollennde Robert Redford ve Debra Winger'in oynadığı yepyeni bir Amenkan yapımı... Kanada kokenlı iş filmleri yönetmeni Bob Clark, "Turk 182" filminde, "Sıradan tnsanlarOrdinary People"daki sorunlu genç çocuk rolünden beri sinemada yükselen Timothy Hutton'ı karşımıza getirecek... "YaratıkAlien" ve "Blade Runner" gibi filmlerin yönetmeni Ridley Scott, öncekı yıl Venedik Şenliği'nin açış fîlmı olan EfsaneLegend"da nefis görsel nitelıkler taşıyan bir bilim kurgusal masalla karşımıza çıkıyor... Bu fümin başrolunde oynayan ve ABD sinemasının en çabuk yükselen genç oyuncusu olan Tom Cruise'u, Ridley Diğer genç adlar Duncan Gibbins'in "Ateşe Karşı AteşFıre with Fire" filminde Virginia Matsen ve Craig Sheffer var.. Paul Lynch'in yeni bir "Flashdance" olduğu söylenen "UçuşFlying" filminde, genç oyunculann arasında tanıdık bir yıiz, Ingiliz sinemasının emektar oyuncusu Rita Tushingham var... Douglas Day Stewartın "Aşk HırsınThief of Hearts"ı, Steven Bauer'i ilk kez başrolde karşımıza getiriyor.. Yine gençler için bir film: Jim Goddardın yönettiği "Shanghai Surprise"da günumuzun "ilahe" katına yukseltilen şarkıası Madonnayı, gerçek hayatta da eşi olan yetenekli oyuncu Sean Penn'le birlikte izieyeceğiz... PİKNİK PtYALE MADRA FMCJ KAD/MIN DEDl'ĞINE GÖPE, ÇOC Ze^iGIN BİRiyLE HÖ DE ÇDCUGUM OLACAKMIŞ.. MASIL OIUR ? BEŞ ÇOCÜĞUM Komando" ve son "Bond" Bir dönemın çocuk oyuncusu, günumuzun tıcari fılmler yönetmeni Mark Lester'in "Komando"su, dünya vücut sampiyonluğundan oyunculuğa geçen ve mermer bir sütun kadar ıfadeli(!) yuzüyle doruklara tırmanan Arnold Schwarzenegger'i perdeye getirecek... Perdenın "Conan"ı, bu kez uluslararası örgutlere karşı "ozgiır dunya "adına mucadele veriyor... Şimdilık son Bond filmi olan ve Roger Moore*un artık bu rolü ustlenmeyeceğinı açıklamasından sonra, Moore^ un "Bond'luğa veda filmi" nite HIZU GAZETECİ 8ÜTÜNJ 8U ANLATTJ<LAR/M SECDET ŞE/V BELIO^İ Geçen yıldan kalan Daha bildik adlar da var listede... Geçen yıldan kalma iki Sürpriz bir "Mona Lisa" Bu listenin belki en ilginç filmi, son Cannes Şenliği'nden listeye sızmış... Ingiliz yönetmen Neil Jordan'ın "Mona Llsa"sı, "Kmtbtr ŞifketiCompany of the Wolfes"la ilginç bir çıkış yapan bu yetenekli sinemacının oldukça biçimci, parlak, ama kendini soluk soluğa izleten bir "gece serüveni" fılmi... Nat King Cole'un "Mona Lisa" şarkısının "nostaljik" bir boyut kazandırdığı fümin bir diğer kozu da, son Cannes Şenüği'nde bu rolüyle en iyi oyuncu seçilen Bob Hoskinsin ilgiye değer kompozisyonu... SIZE MA5AL 6l'B( 6EUY0RDUR 5EV6İLI OKU2LAR . AfAA IKJAMIN Dlll B(J * OykTU DE JİKLETÇİ ÇOCUK OYlCüSÜ ölBl SffTII?! SATIgfKJA S£l?CEI<r. TEK FuRICI, JlKLETÇl OlAYI h yiL OKJCE Ş BıTMIŞTİ . Oy5â BU OYKU Bu oykuye başiamodan once ve çızerken kendıme Surekiı şu sorjyu sorup aurdum nscnJflrın buyuk t<rpanlar yeöik\€r\, ınonılrnaz boyatîarda rnağdur edıidı'Kİen bı lopioTiaa bır kapı k S S ya da jıklgtÇ' çocuğun Kronık hırtlKiannı hıkaye etrnek ne Ğereceöe. elzemdır ° y konuıarn bı var mı Bi'erniyorum V£Z\P Y&ZIP AAM 01 YAMiT EM İVlSl GEÜM SlRLlKlE HOŞĞORU5Ü2 , FRIJIP ve NEVKOZLU İİLE OETAMLASl 14Eİ? ÖUM YEMl UA5TA 5AL0İ6I 5URECE, UAMĞI VA5AL DUZEhJLEME 'MSANLAWM TEMDfT YA5AAM UAK'uKlN! 6UVEMCE TORONTO ŞENLİĞİ Gündemde Küba sineması vardı GÖNÜL DÖNMEZ TORONTO 11. Toronto Şenlikler Şenliği'nde Quebec'li yönetmen Denys Arcand'ın "Amerikan tmparatorlugunun Çökttşü" adlı fılmi şenliğın en popüler filmi seçılirken, En İyi Kanada Filmi ödülü'nü de aldı. Gnıebec'li kadın ve erkeklerin çeşiti ilışkilerini açık seçik ele alan film, bu yıl ki Cannes Film Şenliği'nde de Eleştirmenler Ödülune değer görülmuştü. Öte yandan, Kanada'mn Toronto kentinde bir araya gelen 450'yi aşkın film eleştirmenı, oylannı, Arjantinli yönetmen Elıso Subiela'nm ikincı uzun metrajh filmi "Guneydoğu'ya Bakan Adam"a verdi. Filmde, başka bir gezegenden geldiğinı sanan bir adamın öykusu anlatılıyor. Kırk iki yaşmdaki Subida, aldığı odule ilişkin duşuncelerini şöyle dile getirdi: "Filmden çıkanlann üzgün bir hali >oktu. Mutluydular, çunku film umut veriyordu. Daha iyi bir evren için umut. Bu ödul Arjantinli film yonetmenleri için bir umut demektir." Kübalılar ıse Toronto Şenlikler ŞenliğYne özel bir önem vermişti. Şenliğe 23 filmle katılan Kubalılann şenliğe katılmaktaki amaçlarından biri ABD de dahıl olmak uzere butun Kuzey Amerika'ya Kuba fümlerini tanıtmak, bırı de aralık ayında Kuba'nın başkentı Havana'da yapılacak Havana Film Şenliğı'ni ve yine başkentte açılacak Latin Amerıka Film Okulu'nu duyurmaktı. Havana'da açılacak yeni film okuluna butun Latin Amerıkadan 120 öğrenci alınacak. Uç yıllık öğretim suresince okulda uygulama yöntemlerine ağırlık verilecek. Latin Amerıka Film Okulu'na en buyuk parasal desteği, yönetım kurulu başkanlığını Kolombiyalı >uzar Gabriel Garcia Marquez'in yaptığı Uluslararası Fon sağlıyor. Okulun ilk müdurü ıse, Arjantinli yönetmen Fernando Birri olacak. AĞAÇ \AŞKEN EĞÎLİR KEMAL GÖKHAN ÇIZGILIK KÂMtL MASARACI KAPRİSKYDEKURTARAMIYOR "Çingenenin Aşkı", sıradanlığıaşıpyönetmeniBroca'yıeski yerine oturtacak ozgunluğe ulaşamıyor. Filmi, butun çekiciliğine karşın Kaprisky de kurtaramıyor. Sinemanın egzotizm körfezinde Yönetmen: Philippe de Broca / Oyuncular: Claude Brasseur, Valerie Kaprisky, Stephane Audran, Robert Duheux, Mona / Bir Fransız filmi / Emek, Renk, Sur, Kristal, vs. HİNGİLİ Çingenenin Aşkı (La Gitane) / "Çingene" mitosu, sanatın, özellikle de sinemanın sıkça sığındığı egzotizm körfezlerinden bıridir... Dünyanın birçok yerine dağümış, özgür, "serazat" biçimde yaşayan çingeneler üstüne yansız, akılcı, mitolojik özeUiklerden sıyrılıp, akla sığınmış bir film yapıldığını hiç anımsamıyorum. Marlene Dietrich, Jane Russel, veya Melina Mercouri'nin "çingeneligi", bu " s u r " l a r ı n perdedeki değişik kişilik arayışına yeni bir boyut eklemekten öteye gitmediğı gibi Yugoslav Aleksander Petroviç'in unlu "An Bu Çingeneler' ("Mutlu Çingeneler de Gördüm") adlı ödüller almış ünlü filmi bile, Hollywood'dan biraz farklı da olsa, konuya pek ciddi ve özgün bir yaklaşım getiriyordu denemez... Alain Delon'u çingene kökenli bir "çete reisi" rolunde perdeye getiren "ÇingeneLe Gitan" adlı 1970'lerin filminden sonra, Fransız sineması da bu kez çingenelere, bir güldüru fılmi çerçevesinde yaklaşmayı deniyor. Güldürünün, özellikle Fransız işi güldürünün gözde bir teması vardır: Kendi halinde, sıradan, tipik aile babası bir erkeğin, kural dışı yaşayan, çekici, serbest, "frapan" bir kadına tutulması ve bunun getirdikleri... "Çingenenin Aşkı", bu kalıbın sınırlarını pek aşamıyor. Bir banka müdürü, yasamı 10 yıl önce boşanmış olduğu karısı, her şeyi dert eden yetişkin kızı ve isterik metresi arasında olanca tekdüzeliğı ile geçen kendi halinde bir adam, Paris banliyösünde yaşayan bir grup çingene ve çekici bir çin gene kmyla tanışıyor. Her şeyin ayırdığı bu iki insan, "atlar birbirini ceker" kuralı uyannca bir surü serüvenden sonra bir araya geliyor... "Çingenenin Aşkı" sinemanın çingenelere yaklaşımını hemen hiçbır temel yenilık getirmeden yıneliyor. Yaşamın, toplumun, kurallann ve kadınların iyicene sıkıştırdığı kendi halındekı bankacı için, çingene yaşamı ve onu simgeleyen kadın, kuşkusuz, tam anlamıyla bir kaçış, bir başkaldın, bır çemberi kırma eylemine çağrıdır.. Ancak asıl ilginç olanı şu ki, tum "avareligi" ıçinde, Valerie Kaprisky'nın butün çekicihğini taşıyan kadın da, kendi soyundan ve çevresinden kıvırcık saçlı, kupelı bır yakışıklı bulmak yerine, Claude Brasseur'un hiçbır çekiciliği olmayan sıradan kışilığine kapılıyor. Anlaşılan o da, fılmm eleştirir gıbı gözuktuğu "duzen"in, "burjuva >aşamı"nın, kuraliçı ve "saygm" bır yaşamın peşındedır Böylece ozlemler çakışıyor, herkes karşı kamptakı yaşama kapağı atmak ıstıyor ve hangı kampın, hangi yaşamın, kuralıçınin mi, yoksa kuraldışılığın mı seçildiği pek belli olmadan film bitıyor... Nerede eski Broca? Philippe de Broca'yı bir zamanlar YenıDalga'nın hemen sonrasındakı sıcak, yumuşak, incelıkli gulduruleriyle, JeanPaul Belmondo'lu "Sevünli HaydutCartouche", "Rio Macerası", "Çin Macerası" gıbı filmlerıyle anımsıyoruz. Broca, kuşkusuz, başansını surdurememış, Fransız usulu guldurunun alt değilse de ortalarında gezinen fılmlerle yetınmeye başlamış bır yönetmen artık. "Çingenenin Aşkı", belli bir duzeyı olan, hele ulkemıze birkaç yıldır pek az gelen Fransız filmlerinin ozlenen havasını taşıdığı ıçın belli bir seyircinin ilgisini çekmesı gereken bir film .. Yine de sıradanlığı aşıp, Broca'yı eski yerine oturtacak güçte ve özgunlukte bır filme dönuşemıyor... TARİHTE BLGÜN MVMTAZ ARIKAH CEK LOKOMOTİFİL 1922 'DE BUSÜti, ÜtiLÜ ÇEKOSLOl/AK. ATLBTt BMIL •ZATOPEK, PZAG'DA DOĞ0L1. f948 LONDRA OLlMPl' YAT OYUULA&J'NA İCATILAPAK 1Og/N METt?EPE Bi&MCı OLACAK V£ AD/Ht TÜM DÜUYAYA t>UYue/*CAKT!R. ANCAIC, 8U 8ı# SAŞLAHGiÇTrR. PÖR.T Y!L SONfZA YAPIL4CAK OLAN OUMPIYATLAGJ ONUN SÜYÜK ZAPERlNE MtkOJK epecEeTİ&. ZATOPEK; SBIN 1O BlN KAET&B VE MAGATDN KOÇULAR.I <J/ A2ANARAK, UZUN GELM/f GEÇM/f £N YBdlN! ALACAKTtK.. ğ Ç e k Lofcorr>obfı*clıyç. adlaniırnarı Za•Lope.L, 13S2. O/ıı^pıyciffar'i'nın S'bm ryıefre l d görüfayor. 19 Eylül 78 50 YIL ONCE CUMHURİYET Sinema âleminin büyük kaybı Holıvudun en buyuk sinema kumpanyası olan Meiro Goldn>ın Mayerın muduru Irving Thalberg olmuştur. Thalberg, sinema âleminin en meşhur sıması olup Holıvudun laçsız kralı dıye anılmakta ıdi. Thalberg 1899 senesınde Brooklynde doğmuştur. Cılız, marız fakat son derecede zekı bır çocuktu. Bır ıhracat muessesesıne gırmek ıstedığı ıçın, mektebde ıken ve boş vakıtlerınde Ispanyolca 19 Eylul 1936 oğrenmıştı. Maruf sınemacı Carl Laemle, kendısını bu muessesede tanımış ve ona Unıversal Film Kumpanyasında bır ış teklıf etmıştır, Thalberg bu teklıfi evvelce reddetmek ıstemış, fakat çalıştığı muessesede terakı umıdı olmadığını 19361986 gorunce Holıvuda gıtmiş ve Laemle haber vermeden ü'nnersal Film kumpanyasına gırmıştı. Bu kumpanyada bır müddeı haftada 15 dolar ucretle çalıştı. Sonra Laemle onu kendi hususı kâtıblığine layin etti.