Katalog

CUMHURtYET/9 anırsınız, bizim ağır suç masası ri, çay lafını duyunca takıldım onun Ben sanıyorum ki, bu kahvehane hmet'te filan. Halbuki git git. yolun LÜM, NEREYE Bülent Ecevit Burdur gezisinde: 'Demokrasi deıien narîn vazoyu halk kırmadı' K i m ktrdt?:Bu, demokrasi denilen narin vazo düşer kırılır, fakat hiçbir zaman halkın elinden düşüp kırılmış değildir. Demokrasiyi daima toplumun üst katlannda bulunanlar, halkı hor görenler, halkımızı demokrasiye layık değildir sananlar, kendileri hoyratça kullanarak kırmışlardır. CELAL BAŞLANGIÇ ANTALVA/BURDUR Büknt Ecevit, eşi DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit'le birlikte çıktığı Burdur gezisinde, demokrasiyi narin bir vazoya benzeterek "Bu demokrasi denilen narin vazo, düşer kınlır, fakat hiçbir zaman halkın elinden düşüp kınlmış değildir" dedi. Bülent Ecevit, narin bir vazoya benzettiği demokraânin kimler tarafından kınldığını ise şöyle açıkladı: "Demokrasiyi, daima toplumnn üst katlannda bulunanlar, halkı hor görenler, halkımızı demokrasiye layık değildir sananlar, kendileri boyratça kullanarak kırmışlardır." Bülent Ecevit, demokrasiye ara verildiği zaman bunun acısını köylülerin, işçilerin, emekçilerin çektiğini belirterek "Toplumun Ust katındakilere, okumuş yazmışlara, varhknlara, güçlüiere hiçbir zarer gelmez" dedi. Ecevit, meselentn bir özal ya da bugttnkü iktidar meselesi olmadıgını, bu özal'ın gidip başka özal'ın geleceğmi vurgulayarak, önemli olmanın bu düzenı değiştirmek olduğunu söyledi. COŞKUN KARŞILAMA Ecevitler, önceki gece tstanbul'dan uçakla Antalya'ya geldiler. Havaalanında partililer tarafından "Ecevit yalnu degilsin", "Halkçı Ecevit" sloganları ve "Sehun özgür insana", "Zor günlerde susmadın, halk seni unutmaz yiğit Ecevit", "Toprak suya iusret, halk Ecevit'e" pankartlan ile karşılanan Ecevitler, DSP'lilerin coşkusu yüzünden otomobile güçlükle binebildiler. önceki gece Konyaaltı mevkiinde bir restoranda DSP'nin yemeğine katılan Ecevitler, dün sabah Antalya'dan Burdur'a geçtiler. Burdur il merkezi ile Bucak, Yeşilova, Tefenni, Gölhisar ilçelerinde ve Karamanlı, Çavdır kasabalannda DSP'nin miting ve salon toplantılarına katıldılar. StYASETTE ARACILAR Ekonomide araaların halkı sömürdügü gibi siyasette de aracılann halkı sömürdüğünü belirten Ecevit, hem ekonomide hem de siyasette aracılann ortadan kaldınlmasını istedi. Bucak mitingi sırasında DSP'lilerin "Cep boş, raflar dolu", "Hoşgeldin KaraogJan" pankartlarının yanı sıra Cumhuriyet'in başbğının yapıştırıldığı ve "C" ile " T ' harfİerinin karalanarak altına "Basın tarafsızlığıyla saygınlık kazanır. DSPTi Cnmhuriyet okurian" yazılmış bir pankartm bulunduğu da dikkati çekti. Burdur mitinginde de "Cumhuriyet okuduğumuz için yedigimiz tokat degil, Cumhuriyet'ten yedigimiz tokat gücümüze gjdiyor" pankartı taşındı. Bucak'tan Burdur'a geçerken yemek molasında gazetecüerle sohbet eden Bülent Ecev it, seçim tahminlerine ilişkin görüşlerini açıklamadı ve kamuoyu yoklamaları ile anketlere itibar etmediğini bildirerek, gerçek kamu oylamasımn 28 eylülde belli olacağını sdyledi. Ecevit, sohbet sırasında, "tki partili sistemi toplum bünyesi reddedince, 12 Eylülden sonra böyie bir sistem geliştirildi. tki partili sistem kutuplaşmayı gerektirir. Türkiye'de koalisyonlardan neler çektik, diyorlar. Koalisyonlardan degil, cepheierden çektik. Koalisyon uzlaştınr, cephe kutuplaştınr" dedi. Burdur'da coşkulu bir kalabalık tarafından karşılanan Bülent Ecevit, Türkiye'de şimdiye kadar halka tepeden verilip, tepeden ahnan demokrasiyi bugün halkın kendi gücüyle yaşatacağını savundu. Ecevit, Başbakan Turgut özal'a yönelik eleştirisinde, "Amerika'dan ögrenmiş galiba, kalemini vatandaşın gözüne sokarak o tatlı. yumuşak sesiyle vatandaşı açken tok, fakirken zengin olduğuna inandırabilecegini sanıyor'^dedi. CHPNtN MtRASl Bir yurttaşın CHP'nin mirasının kime ait olduğunu sorması üzerine Ecevit, egemen çevrelerin ve büyük iş çevrelerinin kendi isteklerine uygun bir sosyal demokrat parti imal ederek CHP'yi bir başka yola sürüklemek istediğini anlattı ve kendisinin buna direndiğini bildirerek "Direndik ve kazandık. Şimdi sonıyorum, Alatürk'ün partisi kapatüırken, konuşmaktan korkanlar, SHP kapanırsa konuşabilirler mi, AUtürk'ün partisine sahip çıkmayanlar, işçinin, köylüniin hakkına sahip çıkabüir mi?" dedi. Konuşması sırasında bir ara öksürünce, "Yaşlandıgımı sanmayın, son 2 ^ aydır sürekli konuştugum için sesimin kısıldıgı oluyor. Zaten başka türlü de kısmak istediler biliyorsnnaz, kısamadılar" dedi. Başbakan için önlemler NİĞDE ve Aksaray'da konuşmalar yapan Başbakan Turgut Özal'ın gelmesinden bir gün önce olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Sivil ve resmi polisler kahve, lokanta, otel ve motelleri, yotdan geçen araçları didik didik aradılar. Aranan yerierin arasında o gece Aksaray'da bulunan SHP Genel Başkanı İnönü ile milletvekillerinin kaldığı oteller de vardı. Geceyansı otel resepsiyonuna yaklaşan sivil giyiml'ı, elleri telsizli polisler SHP yoneticilerinin konakladığı otelde kimlerin kaldığını sordular. Dikkatle listeyi inceledikten sonra sivil görevli "Bunlann kimlUderini aldınız mr?" diye sordu. Otel görevlisi almadığını söyleyince, "Tümünün Idmliğini alın, sabah gklerken verirsinlz" talimatını verdikten sonra, listeye yeniden göz atıp bir soru daha sordu: "Otelde hiç Arap, tuyübozuk falan var mr?" Olaya tanık olanlar birbirlerine bakarken "Tüyübozuk neyin nesidir ki?" diye birbirlerine sordular. Ama otelci sivil görevlilerinin lisanından anlıyor olmalıydı ki "Yoktur" yanıtı verdi. Ancak basın mensupları "tüyübozuk"un ne anlama geldiğini tam bulamadılar. a beee'.. Istanbul bu kadar buyuk ıüş 7 Halbuki ben İstanbut il sınınrv ay'da fa!an bıtiyo sanıyordum. îerken. ensesi kulağı yerinde bı grup ıcam sökun ettı. Onlar gelince .ahvedekiler sıvışmaya kalktıysa da j3;qramad!!ar Kapılar tutulmusîu U BuKüK .. KMŞAR VgfcD(« l KÜCÜ< Hükümet ve TRT HÜKÜMET yetkilileri hemen her fırsatta TRT'nin yönetimine karışmadıklarını açıklıyorlar. Fakat, Başbakan Turgut özal, ara seçim propaganda gezisi sırasında Nigde'nin Ortaköy kasabasında bu açıklamanın doğru olmadığını gösterdi. Özal.Uğur Dündar'm yine TRT'de program yapacağını açıkladı. Ama, nasıl? Ortaköy de konuşurken, yan tarafında duran ve gezisini şimdilerde çalıştığı gazete adına izleyen Uğur Dündar'ı goren Özal, kendisini dinleyenlere "Bakın bakın kimi getirdim size, tanıdınız mr?" diye sordu. Yanındakinin TRT'nin eski program yapımcısı Uğur Dündar olduğunu da kendisi belirten Özal, daha sonra "Ister misiniz yeniden program yapsın?" sorusunu yöneltti alandakilere. Kalabalıktan oiumlu yanıt gelince de başbakan önemli bir ülke ve devlet sorununu cözmenin rahatlığı içinde, "Pekala, madem Istlyorsunuz, Uğur Dündar'a TRT'de yeniden program yaptıralım" diye konuştu. Başbakan Özal bu sözünden sonra şimdi ne yapacak acaba? Uğur Dündar'm TRT'ye dönmesini sağlasa, kurum yönetimine kanşmadıklan yolundaki eski acıklamaları anımsatılacak Oündar'ın program yapmasını sağlamasa da seçim öncesi vatandaşlara oy için boş vaatlerde bulunmuş olacak. pttticvs (Fotoğraf RIZA EZER) SHP'de program aksamaları ARA seçim döneminde oradan oraya koşturan partililerden daha da çok yorulanlar, her zamanki gibi basın mensuplan oluyor. Parti liderleri ile birlikte oradan oraya koşturan basın mensupları bir yandan da parti liderterinin söylediklerini not edip, ardmdan bir telefon bulma derdine düşüp haberini gazetesine geçmek zorunda. Daha sonra da yeniden parti liderini bulup yetişmek durumunda... Üstelik kendilerine oy isteme derdi olmadığı için, parti liderlerini karşılayan kalabalıkların alkışlanyla basın mensuplarına doping yapmaları da söz konusu değil. Ara seçim döneminde bu kadar çok yorulan basın mensuplarını, gittikleri partinin otobüsünün rahat olup olmaması, yemek yenilen yerler ve gece konakladıklan yerin kalitesi son derece ilgilendiriyor. Bu sayılan olanaklardan yararlanmanın hemen hiç mümkün olmadığı parti ise SHP. Yıllar önce, ıskartaya çıktığı için uzun süre Hacettepe Üniversitesi öğrencilerini taşıyan servis otobüsü şimdi SHP'lilerin seçim arabası olmuş. Düz yolda bile zelzeleye tutulmuş gibi içindekileri titreten, koltukları yatmayan, oturduğunuz döşemesi ters bir harekette altınızdan kayıveren, havalandırması olmayan ve en önemlisi, tozlu yollarda tüm tozu bir anda içine çekiveren otobüs, basın mensuplarını canından bezdirmiş durumda. Program aksaması, SHPnin adeta geleneği haline gelmiş durumda. Bu nedenle basın mensupları SHP'ye, "Saatlnde Hareketetmezler Partisi" adım taktılar. Aksaray gezisi için sabah 07.00 olarak verilen hareket saati nedeniyle yataklarından 06.00'da kaU kıp SHP önüne giden gazeteciler önce kimseyi bulamadılar. Ardmdan kapıdaki not gözlerine ilişti: "Sayın basın mensupları... Niğde'ye hareket saati 07.00den 11.00'ealınmıştır". Basın mensuplannın protesto edip gidecek hatleri yok ya, çaresiz beklediler. Otobüs saat 11.30'da hızla, Aksaray'da saat 12.00'de yapılması gereken mitinge hareket ederken, saat 10.00'da yapılması gereken Ortaköy mitingi programdan çıkarılıverecekti. Saat 15.00'de yapılacak Niğde mitingi ise saat 19.00'da gerçekleştirilecekti."Program nlye sarkryor?" sorusuna ise, bir gün önceki program aksaklıği gerekçe gösteriliyordu: ; "Efendim Zonguldak'tan gece en geç 22.00'de dönülecekti. Ama program sarktığından ancak sabah 05.00te dönebildik. Bu nedenle 07.00 olan hareket saatini 11.00'e aldık". CHP'Nty MİRASI Bülent Ecevit 'in Burdur 'daki konuşması sırasında bir yurttaş CHP'nin mirasının kime ait olduğunu sordu. Ecevit de egemen çevrelerin sosyal demokrat bir parti imal etmek istediğini ve kendisinin buna karsı direndiğini anlatarak, "sonunda kazandık" dedi. DSP mitiginde, Cumhuriyet Y eleştiren pankartlar da taşındı. G ZA T F E İ L NM E A İ NET N ZE İ LR ^ ^ ^ TOPL&tOTlSl VACfhomnum) Antep usulü sevgi masına vesile olacağını düşünüyor. "Beni bilirsiniz. Ben hep mutedü, AP çizgisinde bir eleman oldunu" Hasan Celal Guzel doğru söylıiyor. Onu SBF öğrencıliğinden biliriz. Biz birinci sınıftayken, o son sımftaydı ve solun kalesi olarak ün yapmış bir okulda Sosyalist Fikir Kulübu'ne (daha sonra DevGenç) karşı APyanlısı öğrencilerin kurduğu Hür Düşünce Kulübü'nün başkamydı. Hasan Celal Guzel lipik bir ANAP"ü değiL Kimi ANAP'lılar için bu arada Gazıantep'te özellikle Genel Sekreter Mustafa Taşar için söylenen "küpünü dolduran" ANAP'lı türüne tümüyle aykın. Hatta, ola ki seçimi kaybederse, başbakanlık musteşarlığına yeniden dönüp dönmeyeceğmi sorduğumuzda, "iilabilir" diyor. "Ben parti isleriyle devlet işlerini her zaman birbirinden ayırdım, Tarafsızlıktan aynlmadım. Beni lamyan herkes bunu bilir!" Hasan Celal Güzel ismiyle, kişiliğiyle kampanyayı sürüklüyor. Pek az ANAP adayı Gaziantep'te onun kadar etkili olabilirdı. • • • CENGtZ ÇANDAR GAZtANTEP Tam bir curcuna Gaziantep. Aynı anda DYP'nin mehter marşı ve serhat türkülerine, MÇP'nin kahramanhk türküleri kansıyor. ANAP'ın ANAP yazısmdan daha in yazıh Hasan Celal Güıel ismini taşıyan afışlerle süslü ve adım başı rastlanan seçim bürolannda ise aralıksız bir biçımde çalan, insana yeter diye bağırma ihtiyacı veren "Sana Selam Getirmifem" turküsü ile "Anm, balım peteğim" şarkısı. DSP'nin Zülfü Lhaneli ile AtiRıza Btnboğaya itibar ettiğini, Ecevttler'ı miting alanında beklerken öğrendik. Tabii, bir an ANAP'ın o aralıksız süren, nakarat halindeki "Sana Selam Getirmifem" yayımnı bir yana bırakırsamz. en şamataa parti DYP. "Gazi sehre milliyttçi miUetvekili" diye oy istenen adayları Ayvaz Gökdemir, namı diğer "Komando Ayvaz"ın fotoğraflarının yanı sıra Adnan Menderes, "Büyük Lider"ya da "Yasaksız Türkiye" ait yazıh Süleyman Demirel ve Hüsamettin Cin ımı mahkemenin karan buz ttzerine uş gibiydi. Ne gerek vardı siyasi ara Ne gerek vardı siyasi yasaklaıhmetli, şimdi yaşasaydı milii kahı olacaktı. Onunla birlikte idama um edilen Bayur'ın defın merasibakın. Onu ipe götürmek isteyeniloraelrelerce arkasından yüriidünlar, hissidirler, tanfkirdirier, ikn önündeki engelleri aşmak için avranıriar. Onlar, ihtüalleri yapanönüDÜ açmak için öyle davranır ANAP il merkezinde, Hasan Celal Güzel ayak bastığı andan itibaren ortalık an kovanına dönüyor. Basit bir ehliyet işinden, bir yerde işe yerleştirilmeye dek uzanan talepler manzumesi, sayısız elden gönderilen tavsiye kartlanyla birlikte Hasan Celal Güzel'e uzatılıyor. Keyvanbey Lokantası 'nın sahibi ıılan haksızlıklan milletin unutmayedi kuşaktan Antepli. Ecevit ını anlatan Cindoruk, Adnan konusunda muhalifleri ne eres'in, Celal Bayar'ın çocuklansöylüyorsa aynını söylüyor ve Demirel'e on yıl siyaset yasagı konardmdan yumruğunu böğriine ıu söyledi. 8u arada aianın karşı bastırarak, "Ecevit'i ta buradan nda kunıhı olan ANAP seçim büseverim ben" diye ekliyor. dan "Size selam getirmisem" türGaziantep'e çok öfkeli. "Koca tün yüksek sesle açıldığı duyuldu. TÜREY KÖSE Ecevit, dünya çapında lider, böyle rnjk, sözlerini kesmeden konuşmaZONGULDAK HDP Gemi karsılanmahyâı Antep'te. Irdürürken, "Biz Dognı Yol olanel Başkanı Mehmet Yazar, 12 ılnızca siyasi yasaklann kalkmasıAntepli ölmüş" diyor. Eylül öncesi politikacılan eleşti Yazar: 34 kişi yüzünden 10 yutmvz heba oldu rağmen oylann SHP'de toplanacağı. Yani "Göniümüz Ecevit'te, oyUmmız SHP'de" tavrı hâkim gözükuyor. SHP'liler bile Ecevit'e bağlılık ile kendi varlık nedenleri, SHP'Iilikleri arasındaki açmazdalar. Nizip'in Fırat kenanndaki köylerinden binnae SHP'lilerle konuşuyoruz SHP'nin Gaziantep adayı Mustafa Yılmaz ve arkadaşlan için köyde bir şölen hazırlanmış. Biz iki köyü Mustafa Yılmaz'la dolaşhklan sonra aynlıp ondan önce Fırat kıyısına ulaşmış, SHP'lilerle sohbet ediyoruz. Aralannda tartışmışlar, oylann SHP'de toplanmasma karar vermişler. Ecevit sevgisini konıyarak... 1988'e dek ne olacağı belli olmaz ınancındalar. 'Hele şu seçimler geçsin, Ecevit'in önderliği altında toplanmak mtimkündür' gibi bir anlayışı da savunuyorlar. Aday Mustafa Yılmaz, CHP Gençlik Kollan'ndanyetişme, Oğuzelili bir köy çocuğu. Karadeniz Teknik Üniversitesi mezunu. Büyük rakibi Hasan Celal Güzel'e zıt bir gönintü sergilıyor. Güzel'in oturaklı bürokrat havası Yılmaz'da hiç yok. Gaziantep'in en yoksul ilçelerinden biri Oğuzeli ve Nizip'le komşu. Mustafa Yılmaz. '''Gaziantep halkını, altı ayhkken Antep'ten aynlan Hasan Celal GüzeVden çok daha iyi temsil edeceğine" inamyor. Söz Ecevit'e gelınce o da dikkatli. Seçim sonrası bir birleşme umudunu dile getiriyor. Yılmaz da, "Ecevit 1 çok severim. Çocuğuma nasıl bir sevgi duyuyorsam öyle" diyor. Kadın ve Secim'86 miyonız, çünktt yasaklar falancaya size konmuştor. MOIete yasak konır. Bnnlann kallunasuıı istiyoruz" doruk, 6 Kasım 1983'te hür ve sereçimler yapılmış okaydı, özal'ın, n arkasından nal toplamış olacaöyledi. ı seçimin " a n rejimi tasfiye i" olduğunu belirten Cindoruk, milletinin ara seçknde ağırlığını ısını istedi. "tktidar üç yüdır ne jtir ki, ne yüzle oy isteyecektir. ugnnden iyiydi" diyen Cindoruk, ıün gün geçtikçe fakirleştiğini soyütünde, Türk tekelinin belinin kını öne süren Cindoruk, iktidara lerinde tekeli yeniden canlandıraını, ABD tekelini kıracaklannı be\J«lAP'ın, 6 Kasım seçiminde «koitnlek çitileye çitileye buruşmuş | e " döndürdüğünü kaydeden Cin, "Özal, kendine güveniyorsa, çıtelevizyona, tartışalım" dedi. îri DYP'ye çağıran Cindoruk, daıra şöyle konuştu: kamızda holdingler yok. MUyaryok. Bıralun ideolojiyi, şunu butünleşmiş Türkiye için bize gelin. nilletinin birligi için bizi kucakbir daha matem tutmayaJım. Ti siyaseti birbirine kanştıranlan * göndermeyelim. Allah aşkına, t artık namuslu adamlar kazan rerek, "34 kişinin ihtirası yiizünden 10 yılın heba edildigini" söyledi. Zonguldak'taki seçim çalışmalarını sürdüren Yazar, dün Eflani, Ulus ve Bartın'ı gezdi. Eflani'de DYP ilçe başkanınca da karşılanan Yazar, Ulus ilçesine "Geleceğin başbakam" pankartı ile girdi. Konuşmalarında halkı, meydanlan şamata, para ve holding desteği ile dolduranlara karşı uyaran Mehmet Yazar, ülkede yeni bir politika anlayışı oluşturmaya çalıştıklarıru vurguladı. Bugüne kadar politikacılann vaat ettikleri yerine getirilseydi, Türkiye'nin cenneti âlâ olması gerektiğini belirten Yazar, "Ihtiraslan ugruna sizi birbirmize kırdıranlara oy vermeyin. Kimseye diyeti olmayan yeni kişilere oy verin" dedi. Yazar, hükümetin uyguladığı skonomik politikanın ülkeyi kalkındırmaya değil, soymaya yaradığını da öne sürerek, asgari ücretin 70 bin lira olmasını ve vergiden muaf tutulmasını istedi. Yazar, öteki siyasileri de konuşma üsluplan nedeniyle "sokak bebeleri"ne benzetti. Ecevit sevg'ısinm Antep'e özgü yanları olsa gerek. örneğin şehrin merkezindeki üntü Keyvanbey Lokantası'nın sahibi yedi kuşaktan Antepli Ecevit konusundaki muhalifleri ne söylüyorsa, aynını söylüyor ve ardmdan yumruğuyla böğrünü bastırarak, "EcevitH ta buradan severim ben" diye ekliyor. O, koyu bir DSP'li. Ecevit DSP'li olduğu için. Yedi kuşaktan Antepli lokanta sahibi, Gaziantep'e çok öfkeli. "Koca Ecevit, dünya çapındaki lider Ecevit böyle mi H. karşıUmmahydı Antep'te? Antepli ölmüş" diyerek tepkısini belirtiyor. Anketlerde pek gözükmeyen Re Bundan DSP örgütunün beceriksizdoruk Jotoğraflanm taşıyan araçlar, fah Partisi ile Mılliyetçi Çalışma Par lığini de sontmlu tutuyor. DSP'lileri DYP bayraklan ile Ayvaz Gökdemir tisi Gaziantep'te ıddialı guçler arasm memnun eden ama 1977'de aynı yerposterleri kuşanmış, uç doru atlı sude yapılan mitinge oranla epey tenda. MÇP'nin Genel Başkanı Ali Koç varinin arkasına lakılıp, akşam üstü ha sayılan topluluk onu hiç memnun Gaziantep adayı. Ali Koç bize korna ve serhat türküleri eşliğinde 1977'de MHP'mn Gaziantep'te aldı etmemiş. Gaziantep sokaklannı arşmlıyorlar. Bunca şamataya rağmen, DYP'nin ğı oylann fazlasmı toplayacağını söyDSP'ye Antep'te şans tanıyana rastlüyor. O tarihlerdekı ulkucu delikan lamak pek zor. Ancak, çok kişi Gaziantep'te ne kadar şanslı olduğu tartışılır. Nizip'i Gaziantep'e bağlayan lıların şimdi evli, çoluk çocuk sahiSHP'liler ve diğerleri, Ecevit'in Aneski karayolunda An! Köyu var. Bu bı insanlar halıne geldiklerini ama tep'e özgü sevilmesınden ötürü oy davadan aynlmadıklannı, şimdi o köy Ayvaz Gökdemır'in köyü. sandığına bunun yansıyabileceği üzezamanki sayılan iki ile çarpmak geDYP'nin burada dahi birinci partı rinde de dunıyor. Aşiret töreleri, airektiğini bildiriyor. olacağı kuskulu. Bazı Arıllılar, "Ayle buyüklerine saygı gibi örfülkenin Eski MHP, bugünkü MÇP'de vaz Gökdemir seçilirse Anl bir kao yöresinde geçerli olduğundan, aile önemli değişiklikler yok mu? Orne meclislerinde ağzını açmayanlann zanırsa, Hasan Celal Güzel seçilirse ğin MHP Gaziantep MiUetvekili ve sandıkla baş başa kalmca ne yapacağı iki kazanır" diyorlar. Hemşeriliğe tkınci MC hükümetinin bakanlannbelli olmaz diye düşünenler var. Eceçok değer verilen Gaziantep gibi bir dan Cengiz Gökçek, ANAP adayı vit'in Antep'e gelip konuşma yapmayörede bile, kimi vatandaşlar iktidar Hasan Celal Güzel'i destekliyor. Ga sı, DSP oylannı belirli ölçülerde etnimetleri elde etmeye daha çok önem ziantep'm faal MHP'lilerinden Muskilemış görunüyor. venyor olmalılar. tafa Taşar, bugün ANAP'ın Genel UZANAN KARTVtZÎTLER Zaten bu etki nedeniyle Mustafa Sekreteri. "Komando Ayvaz", DYP Yılmaz da Ankara'dan, SHP Genel Nitekim, ANAPll Merkezi'ne Haadayı. Merkezi'nden yardım istemeyi düsan Celal Güzel ayak bastığı andan Ali Koç, "Rırtinin arabalannda şünmuş, Erdal Inönü ile Aydın Güitibaren an kovanına donen manzahoparlörle anonslannızı yapan Taven Gürkan'ın birlikte Gaziantep'e rayı görünce iktidar olmanın seçim şar^ yeğeni. Ayvaz Gökdemir'in gelmelerini ıstemış. Cüneyt Canver döneminde ne kadar etkili olduğunu amca oğlu bizimle beraber. Cengiz gibi ağzı laf yapan SHP'lilerden yagöruyoruz. Bir basit ehliyet işinden, Gökçek in Araban taraflannda oyrarlanmayı tasarlamış. Bütun bunlar bir yerde ışe yerleştirilmeye dek uzalanna dayandığı M. Ali MÇP için aslında Ecevit'in konuşmalanna karşı nan bir talepler manzumesi, sayısız çaüsıyor" diyerek soz konusu isımÖnlem. Ama Ecevit'in Antep'e bir kez elden gönderilen tavsiye kartvizitlelerin aynlmasıyla guç kaybedılmedidaha gelmeyecek olmasmdan rariyle birlikte Hasan Celal Guzel'e ğıni ızaha gayret ediyor. hallamış. uzatılıyor. Hasan Celal Güzel seçımlerdekı Bu durumda tüm göslergeler, şimBülent Ecevıt'ın, ANAP ile sıkı bir şansmı sadece buna bağlamıyor. Ken seçim mücadelesı ıçinde bulunan dilık Hasan Celal Guzel ile SHP'nin disinin DYP akımı için de kabul edıSHP'nın oylannı ne derece etkileyeMustafa Yılmaz'ı arasında omuz lebilir bir isim olmasırun, DYP'ye ka ceği tam bir muamma. Genel kanı, omuza biryanşın cereyan ettiğini orGaziantep'tekı buyuk Ecevit sevgisine yacak oytann da ANAP'ta toplantaya koyuyor. 5lltıparmakçı" Zehra Teyze iki partiye nasıl şaşırdı? \ Zeytinburnu'nda bir gecekondu mahallesi. Kadın kadırıa sohbet ediyoruz. önce gelininden yakınan 60 yaşlarındaki Zehra Teyze, öteden beri Halk Partili (yani Altıparmakçı). Şimdi oy vereceği partiyi "lşte Halk Partisi, Ecevit'in partisi" diye açıklıyor. Ecevit'in partisinde altı ok değil de güvercin bulunduğunu duyunca şaşırıp soruyor: "Ecevit ile Halk Partisi aynı değil mi ?" FÜSUN ÖZBİLGEN "Kim şimdi Halk Partisi'nin başkanı, Ecevit degil mi? Ecevit'in partisi eski Halk Partisi değil mi? Altı parmak baynüdı parti Ecevit'in partisi degil mi?" Bu soruyu Zeytinburnu'nda bir gecekondu mahallesinde konuştuğumuz 60 yaşlarında saçları kırmızı kınalı, başı yaşmaklı kadın soruyor. Başörtüsünu şöylesine bir bağlaynermiş uzun saçlarının arkasındaki topuzu tutturacak biçimde. Başı yan açık, saçlan ağarmış, ustüne kına yakmış. Dipleri beyaz, üstü kırmızı saçlı. Ağzında bir altın diş. Üstü başı yoksul, ama tertemiz. Elleri iş yapmaktan, sulardan, sabunlardan, deterjanlardan sertleşmiş. Ağzı kalabalık mı kalabahk. Trabzon'dan gelmiş vaktiyle. Yıllardır lstanbul'da oıururmuş. Okuma yazması yok. Kocası ölmuş. Oğlunun biri hapishanede, öbur oğlunun yanında oturuyor. Gelininden şikâyetçi. (Bütün kaynanalar gibi) "Şimdi buraya gelmeden önce kızdım geline kızım. Çamaşın basmış üç saattir Iegende. Çocugu çişe tutacagım, legen orta yerde. Olur mu, söylüyorsun kabahal olu\or söylemezsen için dayanmıyor" diye anlatıyor. Oğlunun yanında kendini sığıntı gibi görüyor, kim bılir dağarcığında ne söıler var işittiği ki bu yakınma ile birlikte gözleri de dolu dolu oluyor. Seçimi konuştuğumuzu fılan unutup hemen dertlerini sıralamaya başlıyor. Komşu gecekondu evinde sohbet ediyoruz. Komşu kadınlar teselli ediyorlar teyzeyi. Sonra yeniden siyasi konulara geçiliyor. Mahalleli kadınlann önemli bir bölumü okuma yazma bümiyor. Bu nedenle gazeteleri de okumuyorlar. Partileri televizyondan bildikleri ve eskiden bildikleri liderlerin ve partilerin şimdiki devamı konusunda öteden beriden duyduklan kadarıyla tanıyorlar. Özal'ı hepsi tanıyor. "Erdal Inonu'yu tanıyor musunuz?" diye soruyorum. (Adına Zehra diyelim). Zehra teyze kınalı saçlı, başım iki yana salhyor. Duymamış. "tsmet Inönü'yü tanıyor rnosnn peki?" diye soru*' yorum. "Evet, onu tanıyorum, ama öldü." "Peki hiç doymadın mı? tsmet tnönii'nün oln ErL' dal Inönü siyasi parti kurdu, SHP, Sosyal Demokrat', Halkçı Parti?" diye ısrar ediyorum. Oy verirken ki1». me muhür vuracağını sorunca, "Altı parmak" dedigi* için eski CHP'nin altı oku ile şimdiki SHP'nin 6 oklu£ ve de zeytinli bayrağını biliyor mu, diye soruşum. ». "İste Halk Partisi, Ecevit'in partisi" diyor bu kez.^ Ben de Ecevit'in partisinde kendisinin "alü parmak">dedigi altı ok değil bir güvercin resmi bulunduğunu an^ latıyorum. Çok şaşınyor. > "Ecevit De Halk Partisi aynı degil mi iste?" diye soruyor. Komşu kadınlardan bamı daha iyi biliyor Zehra Teyze'den. Ona anlatıyorlar. Ismet Pasa'mn oğlunun partisi ile Ecevit'in partisinin aynı olmadığını. İ Politika uzak, dertler yakm Seçımlere iki hafta kala Istanbul gibi en büyük kentin, Zeytinburnu gibi uyanık işçi mahallesi olarak bilinen bir yöresinde öteden beri Halk Partili olan bir Zehra Teyze bu konulan ilk kez bizden duyduğu için kafası iyice kanşıyor. Ben de hayret ediyorum, bunca çekişme gazetelerden taşarken, Zehra teyzem bunları nasıl duymamış diye? Sonra mesele arüaşılıyor. Zehra teyzenin tüm bil; gis akşamlan seyrettiği TV'den, o da pek yorgun olmayıp uyumadan tesadüfen seyredip öğrendikleri ile sınırlı. Bu da çevresinden, konu komşusundan, oğlu, kızı, gelininden duyduklan ile. Anlaşılan TV'yi ele geçirmek ve başka görüşlere kapatmak iktidarlar için bundan dolayı o kadar önemli. Tek tanınan olursan tek oy alan olursun, okur yazar çevrelerdeki tartısmalar ise hattcm bir bOiümUnden uzak mı uzak kalır.