17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER uygun olarak kullamlacağı kayıtlamasına da ayrıca yer verilmiştir (madde: 7). YASAMAYÜRÜTME İLİŞKİLERİ: 1924 Anayasamızın yasama ve yürütmeyi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde topladığı, güçler birliği esasını benimsediği genellikle ileri surulurdü. Oysa yurutme yetkisi o zaman da Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu'na bırakıldığına göre, hiç değilse yürütme yetkisinin doğrudan Meclisçe kullanılmaması ile sonuçlanan bir yetki devri (delegasyon) söz konusu idi. 1961 Anayasası, Anayasa Komisyonu raporunda belirtildiği biçimde "yumuşak bir kuvvetler aynmı" ilkesini benimsemiştir. Anayasa o tarihte, yasamanın yTirütmeye yetki devrine izin vermemiştir. Başansız iktidarlar, gecikmelerini ve hatalı tutumlarını yünitmeye yetki tanınmamasına bağlamışlardır. Oysa Anayasa Mahkememiz çalışmaya başladıktan altı ay kadar sonra çoğunlukla verdiği bir kararda "yasama yetkisinin devredilemeyeceği" savına önemli bir yumuşakhk getirmekte idi. 28.3.1963 gün, 1963/471 sayılı bu kararda Anayasa Mahkemesi, 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki Kanun'da, hükümete duzenleme yetkisi tanınmasını, yasama yetkisinin yürütmeye devri olarak nitelemiyordu. Mahkeme kararına göre: "Yasama orgammn yapısı bakımından ağır işlemesi ve gunluk olaylan izleyerek zamanında önlem almasının güçlüğu karşısında ESASLI HÜKUMLERİ TESPİT ETTİKTEN SONRA ihtisasa ve idare tekniğıne taalluk eden hususların duzenlenmesi için HÜKÜMETİ GÖREVLENDtRMESÎ de yasama yetkisini kullanmaktan başka bir şey değildir." 12 Mart döneminde, 1488 sayılı yasayla anayasanın 64. maddesi değiştirüerek, Bakanlar Kurulu'nun YASAL YETKİYE DAYALI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME çıkarması benimsendi. Bu kural, 12 Eylül dönemindeki. çalışmalarda yeni anayasanın 91. maddesini oluşturdu. Temel haklar, kişi hak ve ödevleri ve siyasal haklar kanun hükmunde kararname dışında tutuluyodu. Ancak bununla yetinilmedi. Doğal afetleri, sajgın hastalıklan ve ekonomik bunalımlan da içeren OLAĞANÜSTÜ HALLERLE SIKIYÖNETİM HALİNDE, Cumhurbaşkanı başkanlığında bakanlar kurulu, bu "halın gerekli kıldığı (her) konuda" DOĞRUDAN kanun hükmunde kararname çıkarabilecekti. Daha açık bir anlatımla: Bu hallerde yasama organının amaç, kapsam, ilke bakımından sırurlamaJar koyan bir YETKİ YASASI çıkarması beklenmeyecekti. Bakanlar Kurulu'na, yasama organına dahi tanınmamış boyutta bir yetki alam çiziliyordu. Yani bu kararnamelerle TEMEL HAKLARI ve SİYASAL HAKLARI büe bakanlar kurulu kısıtlayabilecekti. Kanun hükmunde kararnameler de yasalar gibi Anayasa Mahkemesi'nin yargısal denetimine bağlı olduğu halde anayasanın 148. maddesinin ilk fıkrasına konulan bir tümce gereği, yukanda sözü geçen kararnamefere karşı ANAYASA MAHKEMESİ'NE BAŞVURULAMAYACAKTI. Böylece yürütme doğrudan yasamanın yerine geçmekte; onun yetkilerini çok daha kapsamlı biçimde kullanabilmektedir. Yasal nitelikli bu tasamıflara karşı yargıya da gidilemeyecektir. Çağdaş demokratik düzenle ve açıklamaya çalıştığımız hukuk devleti anlayışıyla bu düzenlemenin bağdaşmadığı açıktır. Kanun hükmunde kararname sınırlannın geniş tutulması YÜRÜTMEYİ GÜÇLENDİRSE DE, uygulamada bu yetkinin kötüye kullanılması yasama organına zarar verir; üçlü dengeyi beklenmedik biçimde sarsar. Hukuk devleti olma özelliği tartışılır hale gelir. YASAL DUZENLEME VE UYGULAMA Hukuk devletinde, yasal düzenlemeye verilen önem ve buna tanınan ağırlık tartışılamaz. Bununla amaçlanan, salt organik yasal prosedürün çalıştınlmış olması da değildir. Yasalar genelsoyut nitelikli, nesnel yaklaşımlı, eşitlikçi, içerikleri çağın uygar görüşleri ile çelişmeyen, yapıcı, insancıl ve adil olmalıdır. Yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişkilerde tek yanlı keyfi güç, yerini hukuka bırakmalıdır. Yönetenler de yönetilenler kadar kendilerini yasalara bağlı saymalıdırlar. Kamu yönetimi, yasalann (gerçek anlamda hukukun) aynmsız, ayncalıksız izleyicisi ve uygulayıcısı olduğu güvencesini vermelidir. Hukuk devletinde yazılı kurallara, oturmuş sözcükler, donmuş kahplar gözüyle bakılamaz. Kurallann artık gerilerde kalmış gerekçelerinin yerini, uygulama aşamasmda somutlaşan, toplumsal beklentilere uygun nesnel gereksinmelerin alacağı kabul edilmelidir. Ancak ÇAĞDAŞ YORUMLAR, normlara genişlik ve yasamsal süreklilik kazandırabilir. Idarelere TAKDİR HAKKI tantnması doğrudur. Yaşamın sürekli yaratıalığı ve olayların kendine özgun farklıhkları, daha iyi ve adil hizmet için "BAĞLI YETKİ" yerine idari takdiri gerektirebilir. Şu var ki idari takdirde geçerlilik; ölçülü olmasına, kişisel değerlendirmelere dönüşmemesine bağlıdır. Alman İdare Usul Yasası (VwVfG) bunun güzel bir tanımlamasını yapar. Yasanın 40. paragrafına göre: "Bir idari merci, takdiri içinde hareket etmeye yetkili kılınmışsa idare, bu takdiri kendisine takdir yetkisi verilmekle GÜDÜLEN AMACA UYGUN biçimde kullanmakla ve TAKDİRİN YASAL SIN1RLARI İÇİNDE kalmakla yükümlüdür!' Alman İdari Yargı Usul Yasası da (VwGO), takdirin yasal sınırlarını asan veya idareye yetki verilirken gudülen amaçla bağdaşmayacak biçimde kullanılan takdır yetkisini HUKUKA AYKIRI saymaktadır (paragraf: 144). Hukuk devleti konusundakı gönışlerimi bir başka yazımda sürdüreceğim. 18 EYLÜL 1986 • Hukuk devletinde, yasal düzenlemeye verilen önem ve buna tanınan ağırlık tartışılamaz. Bununla amaçlanan, salt organik yasal prosedürün çalıştırılmış olması da değildir. Yasalar genelsoyut nitelikli, nesnel yaklaşımlı, eşitlikçi, içerikleri çağın uygar görüşleri ile çelişmeyen, yapıcı, insancıl ve adil olmalıdır. Yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişkilerde tek yanlı keyfi güç, yerini hukuka bırakmalıdır. Yönetenler de yönetilenler kadar kendilerini yasalara bağlı saymalıdırlar. Kamu yönetimi, yasaların (gerçek anlamda hukukun) ayrımstz, ayrıcalıksız •jzleyicisi ve uygulayıcısı olduğu güvencesini vermelidir. Hep O Özlem: Hukuk Devleti PENCERE Ahmet Yıldız ve Halkevi Davası... KÂZIM YENİCE Hukukçu '• 1961 ve 1982 anayasalarında Türkiye Cumhuriyeti'nin rütelikleri sayüırken "HUKUK DEVLETl"ne de yer verümiştir. özgürlükçü demokrasilerin vazgeçemeyeceği koşulların başında •hukuk devleti gelmektedir. Ne var ki, bir ülke salt anayasasında yazılı diye de hukuk devleti .olmaz. Anayasasında yaalı olmadığı halde Batıda hukuk dev•letine en iyi örnekleri veren demokrasiler de vardır. 1949tarihli Batı Alman Anayasası'nın (Grundgesetz) 20 ve 28. maddelerinde, gerek federal devletin, gerekse eyalet ve belediyelerin "cumhuriyetçi, demokratik, sosyal" nitelikleri belirtilirken, bunlara "hukuk devleti"nin eklenmesine gerek duyulmamıştır. Ama kimsenin bu devletin hukuk devleti olduğundan kuşkusu da yoktur. Önemli olan, belli bir hukuk düzeni içinde ulkenin demokratik sosyal yaşantısında, devletinsan ilişkilerinde ve tüm uygulamalannda yönetenlerin, kurum ve kurallan ile hukuk devletini içine sindirmiş olması, gereklerini eksiksiz yerine getirmesidir. UYANIŞ: Magna Carta'dan bu yana (1215) Batıda bireyler, kralların sulcasından kurtulmanın peşinde idiler. Yine de 17 ve 18. yüzyıUardaki mutlak otorite, vurttaşlannın her işine kanşmayı, haklannı dilediği gibi kısıtlamayı toplumsal bir gereksinme sayjyordu. O dönemlerde "Kralın gucunün hukuksal sınırı vardır" demek kolay değildi. tngüiz hukukçusu Lord Coke"un (15521634) belki Uk kez, krallığın egemenlik savına karşı "HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ" tezini savunduğu görülür. John Pym (15841643), "Kralın öncelikü sınır tanımaz haklan ile halkın özgürlüklerinin sınır çizgisi yasalardır" diyebilen bir politikacı liderdir. Hak ve özgürlüklere uyanış, karşı konulabilecek bir güç değildir. Nitekim Avrupa ve Kuzey Amerika'da "DCMJAL, VAZGEÇİLEMEZ, DOKUNULMAZ" insan haklanndan söz edilmeye başlanmıştır bile. Artık egemenlik gücü, hukuksal güvenceye bağlı kişisel özgürlükle sınırlanmak isteniyordu. 19. yüzyıl anayasacüık hareketlerinde, monarşik otoritenin egemenlik savına karşı, yazıh anayasal kural olarak hep kralın gücünün sınırlandınlmasına çalışılmıştır. "POLtS DEVLETİ" anlayışından kaynaklanan üstün yetkilere, devlet gücünün denetimsiz uygulanışına karşı insanların bilinçlenmesi, hukuk devleti içinde bireylerin hak ve özgürlüklerinin güvenceye bağlanması, uzun bir savaşımın, tarihsel bir birikiminin ürünüdür. Anayasa Mahkememiz 29.11.1966 gün, 1966/1144 sayılı karannda, hukuk devletini şöyle tanımlamıştı: "Hukuk devleti demek İNSAN HAKLARINA SAYGI GÖSTEREN ve bu haklan koruyucu ADİL BİR HUKUK DÜZENİ kuran, bunu devam ettirmeye kendisini yükümlü sayan, bütün DAVRANIŞLARINDA HUKUKA ve ANAYASAYA UYAN, bütün İŞLEM ve EYLEMLERI YARGI DENETİMİNE BAĞLI bulunan devlet demektirî' Bu tanımlama sınırlı bir açıklamadan öteye gitmemektedir. Konu irdelenmelidir. DEVLET YETKİLERI: Hukuk devletinden söz edilirken devlet yetkilerinin (egemenlik hakkını n) genellikle benimsenen üçlü aynmı, bunlar arasında kurulmak istenen DENGE ve gücün kötuye kullanılmaması için KARŞILIKLI DENETİM hemen akla gelir. 1982 Anayasası da bu guçleri; yasama yetkisi, yünitme yetkisi ve görevi, yargı yetkisi diye art arda sıralar (madde: 79). Kamusal çalışmalar, kural olarak genel nitelikli yasalardan güç alır. Özgurlüğe ve mülkiyete el atma herhalde bir yasal yetkiyi zorunlu kılar. Alman Federal Anayasası; yasa koyucunun anayasal düzene, yuriitme ve yargının YASAYA ve HUKUKA bağlı olduğunu belirtmektedir (GG madde: 20/3). Bizim anayasamız, anayasa hükümlerinin tum organlan bağladığı genel kuralını koyma>ı yeğlemiştir (madde: 11). Yurutme yetki ve görevinin ANAYASA ve KANUNLARA ARADA BİR GÜRTAN DEMİRER Hatay Barosu Avukatlarından II. ULUSLARARASI "BİLSAK" Yeni Adalet Yılında Savunmanın Sav savunma yargı, adaletın sacayağını oluşturur Adalet bunladan bınsınin ya da ıkısının uzennde duramaz Mutlaka üç ayağın bulunması gerekir Bu bakımdan bu ayakların eşıt sağlamlıkta olması koşuldur Adalet terazısının dengelı olması ıçın bu zorunludur Söz savunmanındır Çünkü, bir ülkede ınsan hak ve özgürlüklerınin yılmaz savunucusu ve koruyucusu "savunma makamı"dır Insanlığa ve topluma değgın tüm ortak değerlerın ve demokrası arayışındakı tüm çabaların odak noktası savunmadır Sokaktakı yurttaştan cumhurbaşkanına değın herkes savunmanın hukuksal hımayesı ve şemsıyesı altındadır Hakkını arayan ya da haksızlığa uğrayan ya da ışledığı suçun bazı nedenlerle hafıfletılmesını ısteyen her kışı ve kuruluş, savunma makamının hımayesine muhtaçtır Nasıl kı, sağhğımızı korumak ıçın hastalıklarla mucadelede tıbbın ve tıp doktorlarının yardımına gerekseme duyuyorsak, mulkün (ulkenin) temelı olan adaletı gerçekleştırmek ıçın savunma makamının yardım ve hımayesine gerekseme duymalıyız Yüzyılımız uzmanlığa değer verır Hukuku ve yasaları çağdaş bir yorumla hayata geçıren ve uygulamasını sağlayan savunma makamıdır Halkın kendı yararına kendinı yonetmesı drye tanımladığımız demokrasılerde, anayasal haklan, temel hak ve ozgürlüklen yaşama geçıren savunma makamı, demokrasının de oncusudur Cumhurıyetı korumak ve kollamak nasıl sılahlı kuvvetlere verılmış bir görev ise, (ıç ve dış düşmanlara karşı) ınsan hak ve özgurluklerını, toplumun retah ve mutluluğunu korumak ve savunmak da savunma makamı"na verılmış bir görevdır Savunma makamı, yargı organına yardımcı ve onu destekleyen bir makamdır Bu bakımdan yasama. yurülme ve yargı organlarından bağımsız, serbest meslek bıçımınde kamu hızmetı veren yargı kuruluşlarıdır Demokrasıye yakınlıkları ve demokrası arayışında oncu olmaları da buradan kaynaklanmaktadır Söz savunmanındır Çünkü, sıradan yurttaş, başına bir ış getdiğınde nasıl savunman arıyorsa, cumhurbaşkanları "vatana hıyanet" suçu ışledıklerınde ya da Bakanlar Kurulu uyelerı yolsuzluk ve ruşvet söylentilerı ayyuka çıktığı zaman 'Yüce Dıvan" sıfatıyta Anayasa Mahkemesı'nde yargılandıklarında savunmanlann yardımmı ve hukuksal hımayesıni aramak durumundadırlar Söz savunmanındır Çunkü, baskı ve zulum rejımlerınde anayasal haklan ve temel hak ve ozgürlüklen savunan ve korumaya çalışan savunmanlardır. Savunma, zayıf olanı koruma, guçlunun gıjçsuzu, haksızın haklıyı, parahnın parasızı ezmesıne karşı çıkan, egemen guçlenn, dışa bağımlı sömurüculenn halkı uyutmasına ve somurmesıne karşı çıkan örgütlu bir guçtur Yargı ulus adına ıse savunma tüm ınsanlık adınadır Bir savunman, kendı ülkesı dışında o ülkenın dılme ve hukuksal mevzuatına vakıfsa savunmanlık yapabılır. Oysa kı bir yargıç ancak atandığı ılçe ya da ıl yargı çevresirtde görev yapabilır Sokakta, ışyerlerınde, devlet daırelermde haksız ve kötü muamele gören, baskı, zulum ve ışkenceye maruz bırakılan, horlanan. ezılen her yerde savunma makamının yurttaşın yanında yer alması gerekir Fakat gerçek boyle mıdır? Biraz ilerı gerı konuşan, suya sabuna dokunan savunmana, "senı de içerı alırız" dıye gözdağı verırler Savunmanlann da evlennde çoluk çocukları ekmek beklemektedır Savunmanlar, devlet memuru olmayıp, serbest meslek mensubu olduklarından, öncelikle geçımlennı sağlamayı ön planda tutup, yoksuldan az ücret alacaklarına varsıldan çok ucret almak suretıyle. parasal yonden guçlu olanların adaletını gerçekleştırmeyı amaçlamaktadırlar Bozuk düzende, hak güçlülerın olabılmektedır. Hıç emek vermeden milyarlara hak kazanan kışı (vergı kaçırma, hayalı ıhracatla vergı 1adesı, kaçakçılık, karaborsacılık, spekülasyon vb ile) haksız da olsa, yasalar tarafından korunmakta. boylece adalet ozde boş ve temelsız olmasına karşın, bıçımsel yonden gerçekleşebılmektedır Savunmanlık kamu hızmetı nıtelığınde bağımsız bir gorev olmasına karşın, geçım kaygısı yüzünden maddı çıkarlara bağımlı hale donüşebıldığınden bağımsızlık nıtelığını yıtırmekte, bir azınlığın haksız çıkarlarını sağlamaya yonelık duruma duşurulmek ıstenmektedır Oianaklar, yasam koşulları. kazanç yolları arasında sadece 'alın terı ve "zekâ gücu'yle kapatılamayacak denlı korkunç uçurumlar vardır Savunma bunlara ışaret ederek kaldırılmaları ve gıdenlmelerı yonünde çaba gosterebılır Ne var kı tum devlet organlarmın orgutsel ve eşgüdumsel çalışmaları olmadan tum adaletsızlıklerı "mahkeme kararları"ndan beklemek, havanda su dövmek olur Bazı varsılların yaşamöykulerını süsleyen "boyacı sandığı" ve ' hamal kufesı'nın mılyarları kazanan araçlar olarak gosterılmesı aldatıcıdır Bu mılyarların kökeninde duzenın dengesızlığınden doğan, fırsat ve olanak eşıtsızlıklerının yarattığı somüru ortamı yatmaktadır Boyle bir ortamda, sömurmek, becerı ve kurnazlıktır Sömurulmek ıse, alın yazgısıdır Oysa, ıyı ınsan yetıştırebılmenın ılk koşulu, iyi bir toplum oluşturabılmektır Bunun ıçın öncelikle, ekonomık yapının sağlam temellere dayanması, herkesin emeğının karşılığını tam olarak alabılmesı ve haksız kazanç kapılarının kesınkes kapatılması gerekir Asıl sorun. gecım derdını çözumleyerek, namuslu bir dunyada, ınsanca ve özgurce yaşanmasını, herturlü baskıdan uzak, kışılığını gelıştırebılmesını sağlamak. kışısel çıkar hırsını, yaşamın temel oğesı olmaktan çıkarıp daha yuksek bir ahlâk ve hukuk duzenı kurabılmek. kışıye, kımseye boyun eğmeden, ekmeğını kendı emeğıyle kazanabıleceğı bir ortam sağlayabılmektır. FESTİVALİ 9 grupta 33 yabancı sanatçının katılımıyla Halkevlerı 19 Şubat 1932'de kuruldu. Amaç, halkın kültürünü geliştirmek, eğitim düzeyini yükseltmekti. Bizde Halkevlerı'nin kurulduğu yıllarda Batı'da aynı adla ve benzer amaçla çalışan kummlar vardı. Atatürk, Halkevlen'ne ılişkin konuşmasında, bu gırişimın yeni kuşaklara yonelık olduğunu vurguladı: Gençlık, gelısen ve yetiştiren bir çalışma içinde yasatılmalıdır Ulus, bihnçli, birbınni anlayan, bırbinnı seven ve ıdeale bağ halk kitlesı halınde orgütlendirilmelidır. En kuvvetli ders araçlarına ve yetişkin öğretmen ordulanna sahıp olmak yeterli değildir Halkı yetıştirmek, halkı bir kitle durumuna dönüşturmek için ayrıca ulusal bir halk çalışmasının düzeninı ihmal etmemelıyiz." Dıl, edebıyat, kültur, sanat, folklor, spor ve sosyal yardım alanlannda etkınlık gosteren Halkevlerı'nin dersliklerı, kursları, kitaplıklan vardı. lllerde 470'e yükselen Halkevlerı, 4332 halkodası da açtı; kıtaplık sayısı 330'a ulaştı. Demokrat Partı ıktidara geçince ve Bayar Cumhurbaşkam olunca, Halkevlerı kapatıldı; 27 Mayıs 1960'ta Bayar devrilince, Halkevlerı yenıden açıldı. • Ve geldık 12 Eylul'e.. 12 Eylul'den sonra, Atatürk'ün fikirlerine ve Kemalizmin kurumlarına büyük bir saldırı başlatıldı. Türk Dıl Kurumu ve Türk Tarıh Kurumu gibi Halkevlen'ne de kara çalanlar başarıya ulaştılar. Ankara Sıkıyönetim Komutanhğı 2 No.lu Askeri Mahkemesı'nde, Halkevierı'ne yönelik dava açıldı. Başta Ahmet Yıldız olmak uzere yöneticıler tutuklandılar. Sonuç ne oldu? Uzun süren davanın bitiminde Halkevi yönetıcileri aklandılar, Halkevlerı'nin kapatılmasına ilişkın savcılık ıstemı reddedildı, Halkevlerı davasının "beraaf'le noktalanan sonucu kesınleştı. Ne var kı bu köşede üçbeş satırla özetledığim bu sureç, nice ınsanın hayatında bir ölümkalım savaşı gibi yaşandı. Çünku yargılamanın ardındaki uygulamalar. sanıkları dıze getirme amacına yonelıktı Gozaltına alınmalar, tutuklamalar. sorgular, baskılar, görünür görünmez ışkenceler sürdu gıtti Bu süreçte Ahmet Yıldız ve arkadaşları insan onurunun ne demek olduğunu ve nasıl savunulunacağını dosta düşmana kanıtladılar * Ahmet Yıldız, yargılamadaki savunmasında Halkevlerı davasındakı uygulamaları şöyle değerlendırdi: "Hâlâ inanmakta güçlük çekıyorum. Hem çoğulcu, özgürtükçu, Batılı demokrası'; hem de böyle bir ıddıanameyı bir arada düşünmek bile çok güçtür Kapıtalıst ülkelerde yerilmesı bile akla gelmeyen ve hatta komunızmın dikta aşamasını yasayan ülkelerde bile yapılabılenlerin Türkiye'de yapılamayacağı bir gunun geleceğıne ınanmazdım Hele iddıanamede geçen ve hıçbır çağdaş demokrasıde yerilmesı akla gelmeyen, üstelik tüzüğümüze ve yüce kurucumuzun (Atatürk'ün) duşünsel kalıtına en uygun, hatta onun deyımlerını kullanarak yazdıklanmdan ötürü, katıllerın, canılerin, kaçakçıların dolandırıcıların arasında, soğukta, beton uzennde, hucrelerde günler geçıreceğımı, hıçbır zaman düşümden geçıremezdım. ( ) Aslında Ataturk'le birtıkte, Kemalizmin de 1938' olduğunu varsayan ve en azından o aşamada dondurulmasını ısteyenlerle, Ataturk'u ve onun asıl yaşatılmasını ıstedığı Kemalızmı yaşatmak ısteyenlerin yıllardır sürüp gelen savaşımı bugun de yeni yontemlerle sürdurulmektedir. Birincilerın tüm hırslarıyla eyleme geçtıklerının kanıtlan da yankılanmaktadır" * Ahmet Yıldız, 27 Mayıs'ın oncülerinden, Millı Bırlik Komıtesi uyelermdendır Şımdı kımilerı 27 Mayıs'la 12 Eylül'ü bir tutmak, eşanlamda saymak hevesındedırler Dıyorum kı televızyonda bir açıkoturum duzenlense, 27 Mayıs adına Ahmet Yıldız, 12 Eylül adına da Tahsın Şahınkaya veya Nejat Tümer oturuma katılsa da, bu ikı eylem aynı mıdır, değıl mıdır, anlasak . İSTANBUL 26, 27, 28 EYLÜL 1986 ŞAN TİYATROSU ANKARA BAŞSAGLIGI Samsun Terme eşrafından 29, 30 EYLÜL ve 1 EKİM 1986 AKÜN SİNEMASI BİLETLER İstaibul'da: BİLSAK Cıhangir 1432879, 1432899 AUUĞ MÜZİK ALETLERİ Nişantaşı 1402139. Suadıye 3584662 TELETEKNİK Teşvikiye 1311549 RAMESA Bağdat Caddesi 311/4. 3501114 R0M BİLGİ İŞLEM Barbaros Bulvarı 29/2 1601324 ŞAN TİYATROSU Taksim 1406792 Ankara'da: DOST KİTABEVİ Kızılay AKUSTİK ELEKTRONİK Izmir Caddesi, Sönmezer Pasajı 306578 ÖNEL ELEKTRONİK Selanik Caddesi 6/B 337609 AKÜN SİNEMASI Kavaklıdere Bu lestıval. bir BİLSAK ve COMM0D0RE BilgisjyarlarıTELETEKNİK isbırliğidir CELAL ÖKSÜZ'ü BILET SATIŞ YERLERI • BEŞIKTAS J1MNASTIK Kl'Ll'BU • MİLLI PIYANGO B\YILERI • SPOR TOTO n\VILERI • HALK EKMEK S\TIŞ BL!ROL\RI • SEMT FIRINLARI. MAĞAZ^LARDA \E HER YERDE 19601986 yaşamının en verimli çağında kaybetmenin derın uzuntusu içindeyız. Kederli ailesıne ve yakınlanna başsağlığı dilerız. ARKADAŞLARI ADINA NECMİ ÇELİK BEŞİKTAŞ Ş/\MPİ\ONLAR PİYi\NGOSU .FKH tS I * UfUJK 1 Im< ' TEŞEKKUR Can Hastanesi'nde Rızımız Gamze'nin doğumunu en rahat şekilde sağlayan Nisaiye Uzmanı ADMIMSTRAnVE POSTS The Office of the Counsellor for British Council and Cultural Affairs vvishes to recruit members of staff to administrative posts in its offices in Gaziosmanpaşa. All posts require fluent vvritten and spoken English as well as the ability to type in English. The first post involves the administration of academic and cultural exchanges between British and Turkish organisations. Experience of vvorking vvith academic institutions and foreign organisations \vould be an advantage. The post holder vvill be expected to use a word processor/computer. Salary in the range TL 219213TL343783(gross). The second post will be in the library and will involve dealing vvith members of the public. Library qualitifications are not essential as training vvill be given on the job, but applicants are expected to ha\e a genuine love of books. Salary in the range TL155326TL209530 (gross). The preferred starting dates for both these posts is early October. The third post is likely to involve a general range of administrative duties. Salary in the range TL 180529TL263221 (gross). Starting date for this post has yet to be decided. Salaries for all these posts are under review. NVritten applications in English stating qualifications and previous experience, and giving the names of two referees, should be sent by (26 September to:The Second Secretary (Cultural) The British Embassy Office of the Counsellor for British Council and Cultural Affairs Kırlangıç Sokak No.9 Gaziosmanpaşa/Ankara Dr. METİN NURLUOĞLU \e Nisaiye Uzmanı Dr. Bahattin Avunduk ile Anestezist Dr. L'lviye Ceylan'a içten şukranlar sunarız. HÜYLA VE OKAN ÇAĞLAR incekum ALANYA Club Inoek jutm Kulubunuz Incekum'da Şahane bir tatıl Geleneksel konukseverlığımız ve dostça hizmet anlayışımız ile Her turlu eğlence ve spor olanağı • Fıyatlara yemek ve ŞARAP dahıldır • Yabancı hocalardan wınd surf ve tenıs derslerı harıc olmak uzere sunulan tum hızmetler ucretsizdir. TÜRK HAVA KUVVETLERİNİ GÜÇLENDİRME VAKFI ÜNİVERSİTE LİSANS VE YÜKSEK LİSANS BURSLARI Turk Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nca; Havacılık ve / veya Uzay, ElektrikElektronik, Makıne ve Metalurjı Mühendısliklerı Oğretim programlarının birincı, ikinci ve uçuncu sınıflarında ve Yuksek Lisans programlarında kayıtlı oğrencilerden başvuracaklara yapslacak değerlendırme sonunda burslar verilecektir. Başvuru koşulları ilgili Fakulte Dekanlıklarındaki duyurulardan ve Vakıf Genel Müdurluğü'nden oğrenılebilir. Başvurular 3 Ekim 1986 günü sona erecektir. Duyurulur Eylul 1986 FOLKLOR SANAT MERKEZİ Halk Oyunları ve Halk Musikisi Kurs Kayıtlan Başlamıştır. Telefonlar: 166 84 84 172 32 14 ANİMASY0N PR0GRAMLARI • AEROBİK ÇOCUK KULÜBÜ • BASKETBOL AÇIK BÛFE • VOLEYBOL WINDSURF • MİNİ FUTBOL SU KAYAĞI •SUT0PU OKÇULUK • HEMTBOL YELKEN • MASATENİSİ TENİS • DOKTOR JİMNASTİK • ÖZEL SH0W PROGRAMLARI SERGİLERİ 1828 EYLÜL 1986 BEYOGU) NASIL KURTULUR MERKEZ BÜRO: Soysal Sitesı İşhanı Kat A, No: 404409ANKARA TEL 31 18 19 31 69 69 Tlx: 46945 tiatr. Fax 314682 Alanya Tel: (3231) 1420 1421 Tlx 56605 ırkmtr CLUB İNCEKUM AÇIK HAVA SERGİSİ Mımar Sınan ÜnıversitesiFındıklı KAPALI SALON SERGİSİ Fransız Konsolosluğu Önu Taksim TMMOB Mımarlar Odası Istanbul Şubesı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle