15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 TEMMUZ 1986 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Lubnan ÇernobiVde radyoaktif su sızıntısı Sovyetler BirliğVndeki Çernobil Nükleer Santralı'nda geçen nisan ayında meydana gelen kazadan sonra bu kez önemli bir radyoaktif su sızıntısı olduğu açıklandL Sovyet Komünist Gençlik Organı Komsomolskaya Pravda'ya göre, "birkaç gün önce" meydana gelen radyoaktif su sızmtısına, 26 nisanda kazaya uğrayan dört numarah reaktörde biriken suyu boşaltmaya yarayan bir borunun tıkanması neden oldu. Pompalanmış suyun saniyede 110 Utrellk "müthiş bir güçle" fışkırdığını ve boruyu tıkamak için uzun bir siire geçtiğini belirten gazete, çevreye yaytlan zehirli suyun miktarı hakkında bilgi vermedi. Bu arada patlayan boruyu tıkamak için çalışan itfaiye görevlllerinin büyük çapta radyoaktiviteye mantz kaldıklan ifade edildi. (a.a.) Ozetle Iran'ın hedefi Kerbela Mehran kentini geri alan Iranlılar, yeni hedeflerinin Şiilerin kutsal kenti Kerbela olduğunu saklamıyorlar. Dış Haberler Servisi Altı yıldır süren savaşı bu yıl içinde mutlaka sona erdirmek amacında olan tran, Irak Uzerindeki askeri baskısını arttırarak sürdürüyor. Cephede meydana gelen son gelişmelerin Irak ordusunda moral bozukluğuna da yol açtığı, çok sayıda Iraklı subayın darbe gerekçesiyle idam edildiği öne sürüldü. AP Ajansı'nın haberine göre, Mehran kenti çevresinde Irak birliklerinin bir karşı saldırısını püskürten lran birlikleri ilerlemelerini sürdürerek bölgenin en yüksek tepesi olan ve stratejik öneme sahip Gonavizan Tepesi'ni ele geçirdiler. tran radyosunun yayınına dayanarak verilen haberdc Iran'ın "Kerbela1" kod MEHRAN CEPHESt Yülardır süren savaş bu kez Mehran kentinin çevreslndekl stratejik tepelerde yoğunlaştı. adını taşıyan harekâtının bundan sonraki hedefinin Bağdat'ın güneyindeki, Şiilerce kutsal Kerbela kenti olduğu belirtildi. Başbakan Hüseyin Musavi de yaptığı bir konuşmada bu hafta başından beri sürdürülen harekâtın yeni aşaması olarak "Kutsal Kerbela kentinin alınmasf'nı gösterdi. Bağdat'ın 80 km. .güneyinde bulunan Kerbela'da 40 bin kadar Şii Iraklı yaşıyor. Kent lran sını İsrail: Casus binbaşı yargılanıyor tsrail Askeri lstlhbaratında görevli bir blnbasınm, Suriye adına casusluk yaptığı gerekçestyle yargılandığı bildirildi. Haaretz gazetesinin habertne göre, kimliği açıklanmayan Israilli blnbasınm Suriye ile ilişkist, ele geçirilen bir Lübnanlı gerilla grubunun tsraU'dekl soruşturması sonucu ortaya çıkanldı. hrailli btnbaşının Hayfa liman kentindeki bir cezaevinde bulunduğunu yazan gazete, yargılamaya illskin ayrıntılı bilgi yayımlamanın mahkeme kararıyla yasaklandığını belirtti. (a.a.) rına 192 km. mesafede bulunuyor. Tahran radyosu ayrıca lran birliklerinin Mehran sınır bölgesinde toplam 250 km1 genişliğinde bir toprak parçasını aldıklarını, harekâtın çarşamba ve perşembe gunku bölümünde 700 Irakh askerin öldürüldüğunü iddia ctti. tran açıklamasına göre, "Kerbela1" harekâtının başlamasından beri Irak kayıpları 4500'e yükseldi. 1100 kadar da Iraklı esir alındı. Bağdat kaynakları ise bu konuda herhangi bir açıklama yapmadılar. Öte yandan, tran haber ajansı İRNA, Irak 6. Kolordusu ile Kerkük hava üssünde görevli çok sayıda pilotun darbe girişiminde bulundukları gerekçesiyle idam edildiğini öne sürdü. a.ainın haberine göre, cephcnin orta kesimlerindeki Mehran'da meydana gelen çarpışmalarda esir alınan bir Iraklı subayı kaynak gösteren ajans, güneydeki Fao Yarımadası'nın tran'ın eline düşmesinden beri Irak birliklerinin moralinin bozuk olduğunu kaydetti. Suriye Ordusu Batı Beyruth girdi BEYRUT, (AP) Suriye ordusuna bağlı birlikler dört yıldan beri ilk kez Batı Beyrut'a girdiler. Uniformalı Suriye askerlerinin yanı sıra, sivil giyinmiş istihbarat görevlileri de Lübnan başkentinin Müslünıan' batı kesiminde boy gösterdiler. Tüfek, roketatar ve elbombalanyla silahlı birlikler özellikle Amerikan Üniversitesi'nde mevzilendiler. Suriye birliklerinin Beyrut'un Müstüman batı kesiminde asayişi sağlamakla yUkümlU oldukları ve lübnan ordusuylaişbirliği yapacağı açıklandı. Suriye istihbaratından bir görevli basın muhabirlerine verdiği demeçte, "yeni giivenlik planı uyannca Lübnan ordusu birlikleriyle Suriye istihburat gorevlilerinin ve Suriye ordusuna baglı özel birliklerin iiniversiteyi kuruyaeaklarını" söyledi. Batı Beyrut'a giren Suriye birliklerinin kesin mevcudu henüz belli olmadı. Suriyeliler 1976'dan beri Lübnan'ın kuzey ve doğu bölgelerinde 25 bin asker tutuyorlar. Batı Beyrut'ta bulunan Suriye birlikleri ise 1982 yılında tsraiPin müdahalesi sırasında geri çekilerek FKÖ kuvvetlerini İsrail karşısında yalnız bırakmışlar, daha sonra da Filistinlilere kendileri saldırmışlardı. DUNYADA BUGUN ALt StRMEN Doğru Ama... Çınılerle bezenmiş duvarın ortasındaki eski şark stili pencereden Eminönü Meydanı'nın karmakarışık trafiğine her yıl biraz daha artan kalabalığına kayıyor gözüm arada. Onceleri yaprak kıpırdamıyordu Sonra poyraza döndü hava. Boğazdan kopup gelen bir rüzgâr, açtığımız pencereden içeri doluyor, biraz önce terden yapış yapış olmuş bağrımızı serinletiyor. Içerinin dinginliği, masanın üstündeki Osmanlı mutfağı tatlılarıyla çelişiyor dışarının motor seslerı ve uğuUusu. Dingin geçmişten, karmakarışık bugüne bakıyoruz sanki, olacağı bilinmeyen yarınları konuşarak... Pandelli'deyiz, Kıbrıslı Rum parlamenter, görevliler, bir Yunan gazeteci arkadaş ve üç Türk gazetecisi. Turgut özal ise KKTC toprakları üzerinde bulunuyor o Sırada, masadakı yabancı konukların Kuzey Kıbrıs olarak a'Jlandırdıkları bölgede. Söz dönüp dolaşıp Denktaş ile Klerides'e geliyor. Mrasadakilerden biri, Evet diyor, Denktaş ile Klerides birblrlerini kolayca anlarlardı, karşılıklı konuşur Içer, şakalaşır çekişir, zaman zaman küfürleşirlerdi ama, iki dosttular, aynı toprağın İki çocuğuydular. Ama şimdi öyle mi? Şimdiki gençler, bizim çocuklarımız birbirlerini hiç tanımıyorlar ve gelecekte nasıl tanıyıp anlaşacaklar ki? Bu görüşlere katılmamak olanaksız. Kıbrıs'ta uzayıp giden çözümsüzlük, gittikçe büyüyen bir tehlikeyi de bağrında taşımakta, iki toplumun bir arada ya da yan yana yaşamalarını sağlayacak yakınlığı yaratmak gittikçe güçleşiyor. Küçücük bir ada üstünde yan yana yaşayan iki toplum birbirinden öylesine uzaklar ki. Bugün 16 yaşında olan bir Türk çocuğu Rumları, aynı yaşta olan bir Rum çocuğu ise Türkleri hiç tanımıyor, belki olsa olsa hayal meyal anımsıyordur. Konuşmamızın üstünden 48 saat geçmeyecek ki, Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Vekili ve bir zamanların EOKA'cısı, sosyalist etiketli Vassos Lissarides, "KKTC'nin başka ülkelerce tanınması halinde çitte ENOSİS olur" diyecekti. Lissarides'in geçmiş girişimlerini ve özlemlerini bilenler, bu açıklamaya acı acı gülmüşlerdir. Nereden nereye! Bir zamanlar düpedüz ENOSİS çığlığı atanlar, şimdi yarım ENOSİS'e razı oluyorlar. Lissarides'in gerçekten talihsiz bulduğumuz, ama kendisine yakıştırdığımız, bizi de hiç şaşırtmayan açıklaması karşısında bazıları "Evet ama" dıyebilirler, "özal da Kıbrıs'ta fazla ileri gitti, karşı tarafı kışkırttı" Acaba öyle mi dersiniz? Başbakan Özal'ın KKTC'ye getirmeye çalıştığı ekonomik mo1 del kanımızca ne denli tutarsız ise, yani gezinin KKTC'nin iç yapısına yönelik bölümü ne denli olumsuzsa, aynı gezinin dışa yönelik amaçları da o denli haklı bir gayeye yönelik gö> rünüyor. Yıllar yılı, çözümün yollarını bir türlü açmayıp, adanın kuzeyindeki toplumu uluslararası alanda bir yalnızlık çemberi için. de tutmak, onların gelişme olanaklarını sınırlamak, sonra da bu tutuma karşı çıkılınca bağırmak hiç kuşku yok ki, kabul edilebilir bir davranış değildir. Sayın Özal'ın politikasını birçok kez, birçok alanda eleştlr" miş olanlar bile, onun Ege'nin üzerinden Yunanistan'a zeytin dalı uzatan tutumunu yadsıyıp, küçümseyip eleştirebilirler mi? Uzlaşmazlıkların görüşmelerle. barışçı yöntemlerle çözülmesi için yapılması gereken de Özal'ın attığı ilk adımlar değil miydi? Türkiye'nin Başbakanı Ege'de ve Kıbrıs'ta bu girlşimlerine ne karşılık aldı ki? Ege'de yeni tırmanışlar, yeni tehditler ve Kıbrıs'ta hep uzlaşmaz ve Türkleri izole etmeye yönelik girişimler değil mi? Türkiye Ege'de ve Kıbrıs'ta bu durumun daha uzun sürmesine neden göz yumsun ki? Nitekim şimdi hem Ege'de hem Kıbrıs'ta uzatılan zeytin dalı geri çekilmiş, Türkiye'pin politikasını kararlı bir biçimde yürütebileceğinin kanıtlanması aşamasına geçilmiş ve KKTC'nin yalnızlık çemberinin kırılması girişimleri başlamıştır. Bu politika özünde doğrudur. Doğrudur ama, ayrıntılarında bazı noktalara özen göstermek] de zorunludur. Hiç kuşku yok ki, Lissarides'in, çıfte ENOSİS tehdidinin yanıtı "hodrı meydan" olacaktır. Kıbrıs'ta artık çözümsüzlüğün, Türk tarafından yanıtsız bırakılmayacağı da, adada girişilecek her oyunun çok tehlikeli sonuçlar vereceği de açıktır Ancak, Ege'<nin garantlsinin Kıbrıs olduğu gibı bir düşünceye çok dikkatle yaklaşmak gerekmektedir. Hiç kuşku yok ki, Ege'nin güvencesinin Ege'de olduğu ve bu güvencenin anahtarının bizim elimizde bulunduğu sırada bu tarihi fırsatı kaçıranların vebali çok büyüktür. Ve ne yazık kı, akıl almaz bir tutumla bir tren kaçırılmış gibi görünmektedir. Ama unutmamak gerekir ki, Ege'nin anahtarı yine Ege'dedir. Başka türlü çözümlerin, üstesinden gelinmesi çok güç so"' runlar doğuracağını biz de" biliyoruz, karşımızdakiler de. B u • > tür sorunları göğüslemeye cesaret edip edemeyeceğimiz konusunda, karşı tarafta ciddi kuşkular varsa, hatta onlar busonuçlara katlanamayacağımızı düşünürlerse, uyarımızın cay'' dırıcılığının ortadan kalkacağını' hiç gözden uzak tutmamakta yarar vardır. Bilmem anlatabiliyor muyuz? Sayın özal'ın dış politika ala \ nında özünü desteklediğimiz son girişimlerinin bize çok ters görünen bir yanı da, zaman zaman topluluklar karşısında kullandığı dıl olmuştur. "Onlar ürür kervan yürür", "Aptallar",'. "Ahmaklar" gibi sözleri onayla • madığımızı belirtmeliyiz. Bu gibi sözler, haklı politika • ları bile zaman zaman unutturan haksız ve tehlikeli görüntüler oluştururlar. Unutmayalım ki, bu gibı söz • lerı ne 1920'lerde Yunanlıları yurdumuzdan atan Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa, ne de 1974 Barış Harekâtı'nın mimarı Ecevit söylemişlerdi. Bu gibı sözler cumhuriyet dış polıtikasında yer almamalıdır. Sayın Özal'ın zaman zaman topluluklar karşısında bu tür amiyane çıkışların kendisine de puan kazandırmadığını bilmesi gerek. Sayın özal unutmamalıdır ki, politika sahnesindeki en " büyük kozu, diyaloğa yatkın, * yumuşakbaşlı görüntüsüdür. Bu göruntunun kararsızlık olmadığını göstermek başka şeydir, onu zedeleyip, yerine hiç yakışmayan bir görüntü koymak başka bir şey. İşte özünde çok haklı gördüğümüz davranışın, üzerinde özenle durulması gereken iki ayrıntısı bunlardır. "Kıbrıs Dosyası"nın ilk ifadesi alındı STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan'da "Kıbrıs Dosyası" olarak tanınan 1974 Kıbrıs olaylarındaki Yunan sorumluluğunu gün ışığına kavuşturmakla görevli soruşturma heyeti, önceki gün 1974 temmuz ayında Kıbrıs'ta görevli binbaşı Mihalis Georgitsis'in ifadesini aldı. Halen emekli subaylardan Georgitsis, 15 Temmuz 1974 tarihinde Makarios'a yapılan darbeyi hazırlayanların arasında bırlunmaktan suçlanıyor. Yunan parlamentosunun özel salonunda ve kapalı kapılar ardında tam 4 saat süren soruşturmada, 1974 yılında Yunan ordusunda binbaşı olan Mihalis Georgitsis, Atina'da cunta lideri Yuannides'in talimatı üzerine, Makarios'a darbe yapıldığını söyledi. Georgitsis, Yunanistan'ın demokrasiye geçişiyle (1974) açılan "cunta dııruşmasında" da aynı şeyleri yinelemiş ve kendisinin bir asker olarak "üstlerinin emirlerini yerine getirdiğini" söylemişti. Ancak 30 üyelik soruşturma heyetinin Georgitsis'in bu yoldaki ifadesini tutarsı? bulduğu belirtiliyor. Partiler arasında oluşturulan soruşturma heyetinin üyeleri, Georgitsis'm bu tezini, "Bir devletln resmi h'aşbakanına karşı darbe yapılmasını kabul etmekle" (vatan hainliğiyle) eş anlamlı olarak görüyorlar. Soruşturma heyetinin araştırma ve soruşturmaları kamuoyuna açıklanmıyor. Bu nedenle Georgitsis'in konu ile ilgili sorulara hangi yanıtları getirdiği bilinmiyor. Georgitsis'ten sonra, dönemin Kıbrıs'taki Muhafız Birliği'nin Yunanlı Komutanı Yeorgios Denissis'in ifadesi alınacak. Nikaragua Çpntralar ölüm saçıyor Contraların yerleştirdiği bir mayının patlaması sonucu 32 kişi öldü. Gelişmekte olan ülkelere silah satışı son 8 yılın en düşük düzeyine indi Uçüncü Dtinya silah bile alamıyor J 9 8 4 yılında 34.3 milyar dolara ulaşan Üçüncü Dünya'mn silah alımları geçen yıl yüzde 13 oranında gerileyerek 29.9 milyar dolara düştü. VVASHINGTON, (ANKA) Üçüncü Dünya ülkelerinin silah alımlarının, 1985 yılında önemli bir azalma göstererek, son 8 yılın en düşük düzeyine indiği bildirildi. Birleşik Amerika Kongresi Kütüphanesi tarafından yayımlanan bir rapora göre, 1984 yılında 34.3 milyar dolara ulaşan Üçüncü Dünya ülkelerinin silah alımları, geçen yıl yüzde 13 oranındaki bir düşüş ile 29.9 milyar dolara geriledi. Üçüncü Dünya ülkelerinin silah alımları, 1980 yılında en yüksek düzeye ulaşarak 53.7 milyar doları bulmuştu. Bu arada rapora göre, Üçüncü Dünya ülkelerine en çok silah satan ülkeler durumundaki Sovyetler Birliği ve Birleşik Amerika'nın satışlarında da gerileme oldu. Üçüncü Dünya'ya yapılan silah satışlarındaki payı yüzde 37.4'ten yüzde 30'a inen Sovyetler Birliği, geçen yıl çeşitli ülkelere 9.1 milyar dolarlık satış yaptı. Geçen yıl satış hacmi itibanyla ikinci ve üçüncü sırada yer alan lngiltere ve Birleşik Amerika, sırasıyla 6.5 milyar dolar ve 5.3 milyar dolar silah satışı gerçekleştirdiler. Raporda silah satışlarında Birleşik Amerika'nın ikinciliği Ingiltere'ye kaptırması, bu ülkenin Suudi Arabistan'la yaptığı milyarlarca dolarlık savaş uçağı anlaşmasına bağlanıyor. Kongre Kütüphanesi raporunda, bölgeler itibanyla en çok silahı Ortadoğu ve Güney Asya ülkelerinin aldıkları belirleniyor. Bu ülkelerin toplam silah alımlarındaki payının yüzde 75'e ulaştığı kaydediliyor. Doğu Asya Pasifik bölgesinin payı, yüzde 11.3 olarak gerçekleşirken, Latin Amerika ve Sahra Çölü'nün güneyindeki ülkelerin payı ise sırasıyla yüzde 9.8 ve yüzde 6.7 oldu. Ortadoğu ve Güney Asya ülkelerine silah ihraç eden ülkeler arasında yüzde 27.3'lik bir payla Batı Avrjıpa ulkeleri önde gidiyor. • m Genel grev sona erdi; 6 ölü, 36 yaıuh, 600 tutuklu SANTtAGO, (a.a.) Şili'de işbaşında bulunan askeri rejimi protesto amacıyla düzenlenen iki günlük genel grev, 6 kişinin ölümü, 36 kişinin de yaralanmasıyla sona erdi. Çarşamba günü başlayan genel grevin ilk gününde göstericilerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda Uç kişi ölmüştü. İkinci gün çıkan çatışmalarda da, ölenlerin sayısı altıya yükseldi. 13 yıldan beri işbaşında bulunan General Augusto Pinochet rejimine karşı düzenlenen gösterilerde 36 kişi de tabancayla yaralandı. 75 bombalı saldırının düzenlendiği genel grev sırasında güvenlik güçleri 600 kişiyi tutukladılar. Rcjim aleyhtarı sendikaların oluşturduğu grubun yetkililcrinden Osvaldo Verdugo, iki günlük grev sırasında uygulanan şiddetli baskmın, askeri rejimin zayıflığını ortaya koyduğunu söyledi. Verdugo, grevin Augusto Pinochet yönetimine karşı düzenlenen en büyük gösteri olduğunu kaydetti. Hıristiyan Demokrat Parti de Kolombiya'yı ziyaret etmekte olan Papa 2. Jean Paul'ün, Pinochet hükümetinin halkın uzerindeki baskıya son vermesi için girişimlerde bulunmasını istedi. Jackson: Güney Afrika''ya askeri eylem 1984'teyapılan ABD Başkanlık seçimlerine adaylığını koyan siyah lider Jesse Jackson, ırkçı Güney Afrika Cumhuriyeti'ne karşı ahnan çeşitli öntemlerin sonuç vermemesi halinde son çare olarak askeri eyleme girişilmesi gerektiğini söyledi. Jesse Jackson, Cezayir'de yayımlanan haftalık "Algerle Actuallties" dergisine yaptığı açıklamada Güney Afrika'daki ırkçı sistemln ortadan kaldırılması için ekonomlk ve styasal baskı uygulamalannın arttırılmasım istedi. Batı A vrupa ülkelerinin Güney Afrika yönetimine karşı ekonomik yaptınm konusundakl kararsızlıklarına da değinen Jackson, bazı A vrupa ülkelerinin Güney Afrika ilegirdiği dolaylı ekonomik ve ticari llişkileri "ahlaksızhk ve Ikiyüzlülük " olarak nitelendlrdi. (UBA) MANAGUA, (ANKA) Örta Amerika ülkelerinden Nikaragua'da yönetime karşı silahlı mücadele veren ABD'nin desteğindeki sağcı gerillalar (Contralar) sivil halkı hedef alan saldırılarını sürdürüyorlar. Son olarak Nikaragua'nın kuzeyinde Jinoteka bölgesinde sağcı gerillalarca yerlcştirilen bir mayının patlaması sonucu 32 kişi yaşamını yitirdi. Nikaragua hükümetince bu konuda yapılan açıklamada, saldırıda ölenlerin 12'sinin çocuk, 12'sinin de kadın olduğu belirtildi. Olayın Contralarca yerleştirilen tanksavar mayının bir kamyona çarpması sonucu meydana geldiği de kaydedildi. Uzun bir süreden beri VVashington'dan destek sağlayan "Contralar"a 70 milyon doları askeri, toplam 100 milyon dolarlık yardım yapılması Reagan yönetiminin yoğun kulislerı sonucu geçen günlerde Kongre tarafından kabul edildi. Japonyctda yarın seçim TOKVO, (AP) Japonya'da yarın genel seçim var. Bunun yanı «ıra, seçmenler senato Uyelerinin yarısının yenilenmesi için de oy kullanacaklar. Kamuovu yoklamaları şimdiki Başbakan Yunhlro Nakuooc'njn Liberal Demokrat Partisi'nin (LDP) iktıdarda kalacağını gösteriyor. 512 sandalyeli meclislc LDP'nin 260280 sandalye edinebilece£i sanılıyor. Seçim sonucunda LDP'nin başansının boyutları şımdiki bajbakanın sıyasal geleceğıni de belirleyecek. ÇünkU LDP'nin tüzügüne göre parti lideri ve başbakan, ancak 2 yıl görevde kalabiliyor ve bu sürerun sonunda yerini bir başkasına bırakıyor. LDP'nin parlak bir başarısı Nakasone'ye 2 yıl daha görevde kalma şansı verebilecek. LDP'nin içindeki çeşitli gruplann guç dcngesi de Nakasone'nın lehine rol oynayabilir. Parti içinde en büyük grubun liden durumundaki şimdiki Maliye Bakanı Nabonı Takeflta'nın ise, başbakan olma jansını büyük öl(Ude yitirdigi ve eski başbakanlardan Kakuei Taoaka grubuna karjı ister istsmcz Nakasone'yi destekleyecejı söyleniyor. Başbakanlıgın bir gUclü adayı da şimdiki Dışişleri Bakaıu Şinlaro Abe. Eğer LDP küçük bir bajarı kazanırsa Şintaro Abe'nin bajbakan olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Ziya ülHak: Pakistan 'a şeriat düzeni Pakistan 'da Devlet Başkanı Ziya ülHak 'ın ülkeye şeriat düzene getirmeye kararlı olduğu görülüyor. Ziya ülHak, Mansehra kentlne yakın Khavari kasabasında yaptığı bir konuşmada, bir süre önce senatoya sunulan şeriat yasalarının parlamento tarafından en kısa zamanda onaylanmasmı sağlamak için halktan destek istedi. Ziya ülHak, halkın bu konuda parlamento üzerine baskı yapması halinde yasalartn zırhlı bir blçlmde onaylanacağını savundu. Islam yasalarının bir gecede çıkartılan bir kararname ile uygulamaya konulamayacağını da belirten Ziya ülHak, ülkenln gerçek bir "Islam refah devleti" haline gelmesl için şeriat düzeni uygulumasının şart olduğunu öne sürdü. Şeriat yasalarının senatoda görüşülüp onaylanmasından sonra mecliste ele almması öngörülüyor. (ANKA) ChiracMitterrand gerginliği Fransa 'da 16 martta yapılan genel seçimler sonucu oluşturulan sağ eğilimli koalisyon hükümetinin Başkanı Jacques Chirac ile sosyalist Devlet Başkanı François Mitterrand arasmdaki gerginlik artıyor. îlk olarak Sosyalist Parti hükümeti tarafından devletleştirilen şirketlerin yeniden özelleştirilmest konusunda ortaya çıkan MitterrandChirac sürtüşmesiFransa'nın Tunus Büyükelçisi'nin görevden alınmasına neden oldu. Fransa Dışişleri Bakanlığı 'nca yapılan açıklamada Eric Rouleau'nun diplomatik kariyere sahip olmadığı gerekçeslyle görevden alındığı, Mitterrand'ın yakın arkadaşı olduğu ve asıl mesleği gazetecilik olmasına rağmen 1982'den beri çeşitli ülkelerde büyükelçilik yaptığı bildirildi. (UBA) A İmtihana katılacaklarda aşağıdaki şartlar aranacaktır. 1. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinde belirtilen şartları taşımak, 2. Ortaokul mezunu (yeterli müracaat olmadığı takdirde ilkokul mezunu) olmak, 3. 1 Ocak 1986 tarihi itibanyla otuz beş yaşından büyük olmamak, 4. Şoförlük için müracaat edeceklerde en az beş yıllık tecrübe aranacaktır. (Ağır vasıta ehliyetli olanlar tercih edilir) B İmtihan yazılı ve sözlü olmak üzere iki safhada yapılacaktır. ( 1. Yazılı imtihan konuları; a Temel yurttaşlık bilgisi, b Türkiye coğrafyası, c Türk kültür ve medeniyeti, d Matematik. 2. Yazılı imtihanlar 19 Temmuz 1986 Cumartesi günu saat 09.00'da Ankara'da Başbakanhk'ta, lstanbul'da Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde yapılacaktır. Yazılı imtihanda başarılı olanlar 29.7.1986 tarihinde sözlü imtihana çağrılacaktır. Şoförler ayrıca uygulamalı mesleki imtihana tabi tutulacak, kaloriferciler için Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanhğı'nca verilen ateşcilik kursu bitirme belgesi aranacaktır. C İmtihana katılmak isteyenler iki fotoğraf ve bir dilekçe ile en geç 18 Temmuz 1986 tarihine kadar Ankara'da Basbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü'ne veya lstanbul'da Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne şahsen müracaat ederek imtihana giriş belgesi almaları gerekmektedir. İmtihan giriş belgesi olmayanlar hiçbir surette imtihana alınmayacaklardır. Duyurulur. Basın: A9083 BAŞBAKANLIKTA (ANKARA VE İSTANBUL) İŞTİHDAM EDİLMEK ÜZERE İMTİHANLA YETERÜ SAYIDA ŞOFÖR, ODACI, BEKÇİ VE KALORİFERCİ ALINACAKTIR tLAN KARTAL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Mahkemenin 1986/96 esas 1986/425 karar sayılı ilamı ile nufus külüğundekı Kcnmc ısmınm iplaline ve isminin hsra olarak tashihine karar verilmiştır. llan olunur. 18.6.1986 Basın: 7602 1986/96 Mimar Sinan Üniversitesi Giizel Sanatlar Fakültesi yetenek sınavına hazırlık için 169 02 80 161 58 51 Basbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde istihdam edilmek ve arşiv uzmanı olarak yurt içinde ve yurt dışında yetiştirilmek üzere imtihanla sözleşmeli arşiv uzman yardımcısı alınacaktır. A İmtihana katılacaklarda aşağıdaki şartlar aranır. 1. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesindeki şartları taşımak, 2. Üniversitelerin Edebiyat veya Sosyal ve Idari tlimler Fakültelerinin Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı, Türkoloji, Klasik Şark Dilleri, Arap ve Fars Dilleri ve Edebiyatları, ArapFars Dili ve Edebiyatı, Kütüphanecilik ana bilim dalları ile İlahiyat Fakülteleri veya denkliği kabul edilmiş yuıtdışındaki fakülte veya yüksek okullardan mezun olmak, 1 3. 1 Ocak 1986 tarihi itibanyle otuz yaşından gün almamış olmak, 4. Görev yapmasına mani herhangi bir özürü bulunmamak, B İmtihan yazılı ve sözlü olmak üzere iki safhada yapılacaktır. 1. Yazılı imtihan konuları; a. Genel kabiliyet testi, b. Türk kültür ve medeniyetleri, c. Osmanlı ve inkılap tarihi, d. Osmanlıca bilgisi, e. Yabancı dil (tercih sebebidir). 2. Yazılı imtihan, 26 Temmuz 1986 Cumartesi saat 09.00'da İstanbul Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde yapılacaktır. Yazılı imtihanda başarılı olanlar 11 Ağustos 1986 tarihinde sözlü imtihana çağrılacaktır. C Arşiv uzman yardımcısı imtihanına katılmak isteyenler iki fotoğraf ve bir dilekçe ile en geç 23 Temmuz 1986 Çarşamba günü mesai saati sonuna kadar lstanbul'da Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne şahsen müracaat ederek giriş belgesi almaları gerekmektedir. İmtihana giriş belgesi olmayanlar hiçbir surette imtihana alınmayacaklardır. D İmtihanda başarılı olanlarla sözleşme yapılacaktır. Duyurulur. Basın: A9084 BAŞBAKAMJĞA İMTİHANLA ARŞİV UZMAN \ARDHVICISI ALINACAKTIR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle