17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER tırılma zorunluluğu duyulan hizmetler ise: 1 Cerrahi müdahale gerektıren hastalıklar ve yakın sonrası, 2 Reanimasyon, 3 Sürekli ve yoğun izleme gerektiren hastalıklar (Koroner bakım, zehırlenmeler gibi), 4 Çok özel radyolojık veya laboratuvar incelemelerdır. Bu tür hizmetı verecek insan gücü ve hizmet zincirinin ise en az 1015 uzmanlık dalından oluşması gereği açiktır. Salgın, bulaşıcı hastalıklar denetim altına alındığına göre, bugün sıklik bakımından yaşamı tehdıt eden sağlık sorunlarının a) Trafik ve iş kazaları, b) Damar sertliği grubu hastalıkları, c) Kanser olduğu bıhnmektedır. Buna göre çağdaş yataklı kurumlarda sinir cerrahisi, ortopedi, nörolojı, kardiyoloji, genel cerrahi, radyoterapı, radyoloji, biyokimya, anestezı, patolojı uzmanlarının bulunması gereği açıktır. Bu uzmanlar zincırı olmayan yataklı kurumlar gunun gereği sağlık hizmetini veremez ve hastane ışlevı yapamaz. Olsa olsa bir barınak, otel işlevı yerıne getirebilir ki, amacın bu olmadığı bellıdir. Vatandaşın "ilçemize hastane yapılsın" istekleri, küçuk hastane karannın gerekçesi sayılamaz. Herhalde Sağlık Bakanlığı bu sözlerle vatandaşın gerçekte "ıyi sağlık hizmeti" istedığini bilmektedir. Haberin daha da şaşırtıcı yanı, ayrıntısında sıralanan hizmetler dizisidir. Bu bilgilerde yukarıda belirttiğimiz gerçek hastane ışlevlerinden pek azı varken; tümü ayaktan verilebilecek hizraetler ve çevre sağlığı, beslenme uzmanlığı gibi ancak dolaylı olan sağlık hizmetleri ön plana çıkarılmıştır. Bu tür yataklı kurum sistemınde hızmette hıçbir gelışme olmaz; yalnız aşçısı, bulaşıkçısı, çamaşırcısı, bahçıvanı, şoförüyle, eczacısı ve sekreterleriyle şişkın bordro listeleri oluşur. Buna karşın tüm sözü edilen hizmetleri yataksız poliklinik hizmeti şeklinde vermek mümkündür. Bu ayaktan hizmetler, salgın hastalık hali gibi özel durumlarda mobıl hizmetlerle desteklenebılır Bugun ulkenin saglık planı bile yoktur: Esasen bu yazımızın odak konusunu oluşturan yataklı kurum ışlevi; bir bütun olan sağlık planının bir parçasıdır. Ancak üzülerek ıtıraf etmek gerekır kı, ülkemizde halen bir sağlık planı yoktur. öyleyse belki de bu gerekçesi, amacı belirsiz, bölük pörçük kararlara bu denli şaşmamak gerekir. Planı, programı belirsiz, sık sık yön ve karar değiştiren bir konuda tartışmak hem zor, hem sonuçsuz kalmaktadır. Zaman zaman bazı ciddi çalışmalar yapılmış, ama hepsi de rafa kaldırılmıştır. örneğın, 1974'te ülkemizin nüfus yoğunluğu ve ulaşım koşullarına göre hastane yerleştırilmesı bir TUBİTAK projesi olarak yapılmıştır (1). Yine, 1981'de Milli Guvenlik Konseyi ıhtısas komisyonları aylarca çalışarak bir sağlık planı taslağı (2) hazırlamış, ancak Danışma Kurulu dönemine geçiş sonucu bu da tartışılmadan bir köşeye kaldırılmıştır. Hıç oünazsa geriye dönülmesi zor ve çok pahalı kararlar verılirken bir köşede kalmış bu çalışmalara bir göz atmak, oradakı göruşlerden yararlanmak gerekir. İlgili kurumlara danışmak ayıp değil: Sağlık Bakanlığımız kendi personeli gerçekçi bir sağlık planı oluşturmak için yeterlı bilgi ve beceriye sahip olamayabilir. Bugüne kadar sağlam bir plan oluşturamamalan da bunu göstermektedir. Ancak bunda gocunacak bir şey yoktur, çünkü başka birçok ülkede de bu durum böyledir ve ülke sağlık planı Devlet Planlama Teşkılatı, Unıversite, sigorta, tabip odası, iktısat uzmanlarıyla birlikte ve danışılarak hazırlanır. Ilgılı kurumların konunun uzmanı temsilcileriyle açıkça tartışılmayan bir program ve planın muhakkak yanlış ve eksikleri olacaktır. Bir konuyu tek başına planlayamamak değil, ama öbür bılenlerle danışmadan yapmaya çalışmak hatadır. Dikkat çeken bir başka eksiklik de birçok başka konuda basın olsun, TRT olsun, açık, kapalı oturumlar, söyleşiler düzenlerken, sağlık konusunda yalnız hastalıklardan söz eden okuyucu mektuplan sütunlar doldurmakta, ya da yayın konusu olmaktadır. Sağlık planı ve düzeni konusu, nadir hastalık belırtıleri ya da kişisel şikâyetlerden çok daha temel ve önemliyken basında hıç rağbet görmemiştir. Bu nçdenle kamuda sağlık kurumları konusundaki bilgiler ek sık ve bazen yanlıştır; yapılması gerekenler içın de doğru bir fikir birliği oluşamamıştır. 1 Hasan ÖZDEMİR, Yataklı Tedavı Kurumlar Master Planı 19721982 TUBİTAK Yapı Araştırma Enstltusü, 1974 Ankara 2 Millı Guvenlik Konseyi Sağlık Ihtısas Komlsyonu Raporları 198182 3 TEMMUZ 1986 Hizmet Veremeyecek Hastane Aldatmacadır Prof. Dr. UĞUR DERMAN Cerrahpaşa Tıp Fak. öğr. Üyesi Ülkemizde sağlık konusunun bir türlü rayına oturmadığı, çözüm bekleyen birçok sorun olduğu bir gerçektir. lşin daha da zor yanı çözüm konusunda bir fikir birliği, dolayısıyla bir plan ve programın da olmayışıdır. Gün geçmiyor ki çözüm diye, plan anlayışından yoksun, tek yönlü, kopuk kopuk öneriler getırilmesin. Orneğîn, büyük reform diye başlatılan mecburi hizmet uygulatnası daha beşinci yılını doldurmadan tıkandı. Bu uygulamanın özellikle hemen mezuniyet sonrası bölümünün ne denli hesapkitaptan yoksun olduğu daha başlamadan ortadaydı ama, dinlcyen kim? örneğın Sağlık Bakanlığı, tıp fakültelerinin verdiği eğitim yetersizliğini belirterek, üç ay içinde universitelerin 6 yılda yapamadığını tamamlayacağını duyurdu. Şimdı de bakanlığın, "Sağlık sorununa yeni bir çözüm: Küçıik hastaneler" müjdesi, basında ayrıntılı bıçimde yayımlandı. Bu haber karşısında konunun içinde olmayanlar "gayret devletten, hayırlısı Tanrı'dan" diye düşünmüş olabilirler. Ancak kıyısından köşesinden bile olsa, sağtık konusu ile ilgili kişiler: "Yanlış mı okuyorum, bugUn şikâyetçi olduğumuz sistem zaten 'küçük hastaneler' sistem i değil mi ki?" demekten kendilerini alamadılar. Bugünku durum: < % 80'i 100 yntaktan az yaUklı kurumlan Istenen sağlık hizmetini veremediğınden yakındığımız bugunkü sistemde de yataklı kurumlarımızın (hastanelcrimizin) % 80'ı 100 yataktan küfüktür. Ülkemizde yerleşim bölgelerinin coğrafi dağılım ve nüfus yoğunluğu bakımından homojen olmadığı doğrudur. Ancak çözüm, tüm bu yerleşim odaklarına isteğe dayalı, politik yatırım amacıyla yataklı kurum açmak değildir. Çünkü bu merkezler, gerçek amaç olan sağlık hizmetini verememektedir. Işte bu nedenle Türkiye'de hastanelerin genelde yatak doluluk oranı ancak "7o 50'dir. Büyük illerdeki tıklım tıklım hastaneleri ayrı tutarsak, 100 yataktan küçük hastanelerin yatak doluluk oranının ise daha da düşük; <% 2030 düzeyinde olduğu görülecektir. Bu birim değeri, bu kurumların ne kadar verimsiz olduklarını göstermektedir. Durum böyleyken sorunun çözümü olarak 283 tane yeni küçük hastane yapmanın hangi akla hizmetle kararlaştırıldığını anlamak mümkün değildir. Bu karar olsa olsa bu hastaneyi kuracak müteahhitlere yeni bir iş alanı ve bu bölgelerdeki halka karşı yeni bir politik aldatmaca yatırım sağlar. Genel uzman degil, ozel uzman (kalpçi, kancı) Basında kararın gerekçelerinden biri olarak edilen büyük il hastanelerindekı yığılma bu şekilde önlenemez. Kısa bir süre sonra istediği hizmetin küçuk hastanelerde sağlanamadığını gören halk, yine büyük merkeze yığılacaktır. Çağdaş sağlık hızmetinde uzmanlık, hatta özel uzmanlık dallannın gereğini halkımız anladı; ama galiba Sağlık Bakanlığımız hâlâ anlayamadı. Sağlık konusu herkesin en iyisini hak ettiğı ve istedıği bir hizmettir. Kimse daha az iyı ile yetinemez ve buna zorlanamaz. Bugün halkımız genel iç hastalıkları uzmanını bile yetersiz sayıp; kalpçi, böbrekçi, kancı(!) diye yüksek ihtisas sahibi hekim aramaktadır. Bu talep önlenemez. Sağlık Bakanhğı'nın birinci görevi, sağlık insan gucündeki pratisyen uzman uzmanlık dalları arasındaki korkunç dengesizliği ve eksikleri tamamlayacak sayısal program ve planı bir an önce hazırlamaktır. Türkiye'de topu topu 10 adli tıp uzmanı, 20 radyoterapist, 200 patolog var iken; 283 küçük hastane kurmayı sağlık sorununa çözüm saymanın ne kadar doğru olduğunu takdirinize sunarım. Çagdaş yataklı sağlık kurumların ın amacı, yalnı/ barınak olmak değildir: Sağlık hızmetlenni sunuş açısından A) Ayakta, B) Yatırılarak yapılabilen hizmetler olarak iki gruba ayırabiliriz. Ya PENCERE Kural, Toplum, İnsan... Nerede bir toplum varsa, orada kural vardır Doğa yasası mı diyelım? Insanlar birlikte yaşarken kurallar oluşuyor: Dın, ahlak, hukuk, görgu... Ne var ki zamanla kurallar değişıyor. Uygarlık bugunkü aşamasına değışen kuralların açtığı yolda yurüyerek ulaştı. Eğer evrenın değışımını durdurabılseydık, kurallar donardı Oysa değişıyor kurallar, dönüşüyor. Eskiden ınsan dört ayağı uzerine emekleyen bir yaratık gıbıyken, sonradan dıkıldı Cava'da fosılı bulunan Pıtekantropus Erectus, iki ayağı üzerine kalkan ılk atamız sayılıyor O gune değın ınsan sürusü içinde kimsenın aklına "dikılmek" gelmemış. Pıtekantropus Erectus ıkı ayağı uzerine dikılınce, çevresındekıler kımbilir ne kadar şaşırmışlardır? Ya iki ayaklının üstune atılıp parçalamışlardır ya da şaşırıp buyruğuna gırmişlerdir. Pıtekantropus Erectus, insanoğlunun o dönemdekı yürüme kuralını bozmuş, değıştırmıştır •k EVET/HAYIR OKTAY AKBAL OKURLARDAN Anayol varken tali yol kullanılıyor Bizler, Atakoy 1. 2. ve S. kısım sakinleri olarak, ÎETT'nin semtimizdeki son uygulamasından çok rahatsız olmaktayız. Şoyle ki, Taksim, EminönüYeşilköy, Atakoy hattında çalışan tüm otobusler, anayol olan yolundan geçmekte iken, şimdi son uygulama ile Ataköy'ün iç kısımları olan tali yoldan, yani blok apartmanlarm arasmdan geçmektedir. Otobüs hattım izleyen tum minibusler de aynı guzergâhı izlemeye başlamış, boylece trafik uç katına çıkmıştır. Bu tür bir uygulamanın çevre sağlığını hiçe sayarak otobuslerin çıkardığı gurultuyle beraber, egsoz ve tozun hava kirliliğini arttırması biz çevre sakinlerinin ruhsal ve bedensel sağlığını tehdit etmektedir. Ayrıca gereksiz yere trafiğin yoğunlaşması otobuslerin ve minibuslerin hemen onünden çok sık aralıklarla geçtiği Atakoy llkokulu'nda okumakta olan çocuklarımız için büyuk tehllke oluşturmak tadır. Bu şikâyetimizin İETT yetkililerince en kısa zamanda dikkate almarak çevre sağlığı kurallarının bu derece hiçe sayıldığı, Atakoy gibi bir banliyöyü şehir içine donüşturen, bizlere hiçbir yaran olmayıp, zararı olan bu uygulamanın durdurularak, eski uygulamanın yururluğe girmesini, Atakoyumuzun eskiden olduğu gibi gürultüsüz, temiz ve bakımlı bir hale dönuştürülmesini arzu etmekteyiz. A TAKöY SAKtNLERl tSTANBUL verilmemektedir. Ortaokuldaki basket potalarınm okul müdürü tarafından sokturulmesi ile çoğumuz spor yapmak yerine sigara dumanı içindeki kahvehanelere itiliyoruz. Okul müdurunun bu uygulaması toplumu spordan uzaklaştırmakta, kahve kulturunun zenginleşmesinden başka bir ise yaramamaktadır. Haymana gençliği olarak bu uygulamanın kaldırılmasını ve potaların yeniden konulmasını bekliyoruz. HAYMANALI BİR GRUP GENÇ çunku afişlerde estetik vardır). öyle kl, lstanbul Kultur ve Sanat Vakfı'nın kentteki kulturel ve sanatsal etkinlikleri duyurmak amacı ile hazırladığı panolarda bile, mantar gibi biten Uzakdoğu spor (l)larmı oğreten merkezlerin, yabancı dil kurslarının, overlokçu, mak'mecl arayan atölyelerin, bekârlara ev klralayanların... oldukça bozuk Türkçeyle yazdıkları kâğıtlar kat kat yapıştırılmış. Hiç kimsenin, 14. Uluslararası lstanbul Festivali'nin o guzelim aflşlerintn üzerine bir şey yapıştırmaya hakkı yoktur. Sayın belediye başkanımız Haliç'in bulanık ve sığ sulanndan kurtulup, hemen yanı basında suregelen bu olayla ilgileme diyorum. Kamu mallannın elli milyon sahibinden biri olarak bunu istemek hakkım olsa gerek. Neden kamu mallannın özel kiştlerin kârlarını arttırma aracı olarak kullamlmasına izin veriliyor? Yoksa bunlar da mı "serbest piyasa ekonomisi" adına yapılıyor? FENNİ ÖZALP IV SBF ÖĞRENCtSl Demokrasi Eğitim İşidir... Millı Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Cemıl Kıvanç bakın ne demış"Kitap yazma seferberliği iyi niyetle başlatılmış, ancak metotlaryanlış seçilmiş ve biraz acele edılmış. Kitap, komısyon tarafından hazırlanmaz, tek kışı tarafından hazırlanır Kitap, sadece bilgllerin aktarıldığı sayfalar yığını değil, yazarın bütün duygulannın aktığı bir yerdir. Kitabın komısyon tarafından hazırlanması, bu işi zorlaştırmış ve gecıkmeye sebep olmuş, bunların hepsi düzeltiliyor." Bu sözlere, eski Mılli Eğitim, şimdiki Devlet Bakanı Bay Vehbi Dınçerler ne dıyecek acaba? Eğıtımcılerı, müfettışlerı, öğretmenlerı üç ay süreyle Ankara'da surunduren, yaz sıcağında odalara kapattırıp kitap yazdırtan, bu tutuma karşı çıkanları, "böyle kitap yazılmaz" diyenlerı hakaretle toplantı salonundan kovan Bay Dinçerler, devlet butçesıne verdığı mılyarlık zararı nasıl ödeyecek? Bu yanlışlığın cezasını çekmeyecek mı? Bu garıp kişınin şimdi de Devlet Bakanı olarak yeni açmazlar, çıkmazlar yaratmasına seyırcı mı kalacağız? Gazetemızde bu konuda yazdığımız yazıları anımsatmaya bılmem gerek var mı? Ders kitabı böyle yazılmaz diye hepımız az mı uyardık Bay Dınçerler'i? Ama dinleyen kım? Okul kıtaplarını mıllıleştırme diye bir şey tutturdular, Eyfel Kulesi'ni Galata Kulesı'ne çevirmeye kalkışarak "milli"leştirme yaptıklarını sandılarl Sonunda ışe yarar bir tek ders kitabı çıkmadı Bakanlık bütün bu kitapları yenıden bu kez kışılere yazdırtmaktadır. Okul kitabı dedım de anımsadım. Berlin Kültür Senatörlüğü'nün Türk öğrencıleri içın hazırlattığı "Dıl ve Okuma Kitabı" nı bilmem gördünüz mü? incila Özhan ve Adnan Bınyazar'ın düzenledığı Türkçe ders kitaplarının yenısı '10.' sınıflarda okutuluyor. Öğrencıyı çağdaş uygarlığın, kültürün, sanatın, polıtikanın bıreyi yapmak amacıyla en ilginç yazılar, şıirler bir araya getırılmış. Kitaptakı bölumlerın adlarını okumak bile aydınlatıcı: 'Toplulukları Etkıleme', 'Mutluluk ve özgürlük', 'Umut', 'Dostluk', 'Erdem', 'Güzellik ve Sevgi', 'Sonsuzluk Duygusu', 'Utopya', 'Savaş ve Barış', 'Direnme, 'Açlık ve Şıddet', Tnsan ve Doğa', 'Yaşlılar, Babalar, Oğullar', 'Yaratıcılık'... Bacon'dan, Aragon'a; Cervantes'ten Bırsel'e, Goethe'den Külebı'ye; Thomas More'dan Sabahattin Eyuboğlu'na; Sofokles'den Kafka'ya, daha nıce geçmışın ve bugunun Türk ve yabancı yazarlarından seçilmiş yazılar, şiirler... Bacon 'Öğrenım Ustüne' bakın ne dıyor: "Okuyorsan, ne karşındakilen susturmak, bilgiçlik satmak ıçin, ne her okuduğuna körü körune ınanmak, ne de konuşmalarına konu olmak için, ama incelemek, düşünmek için oku." Sabahattin Eyuboğlu'nun 'Dostluk' yazısından "Dostlukolmayan yerde hiçbır insanca değerın gelışebıleceğıne ınanmıyorum. Hiçbır dın, hiçbır duzen dostluğa dayanmadıkça mutluluk getirmez insana. Dostluğa inanmayan, hiçbır dostuna guvenmeyen ınsanlar vardır ya, asıl inanılmayacak, guvenilmeyecek ınsanlar onlardır belkt de. Haklı haksız duştuklen bu acı yalnızlık onları ıster istemez bencilliğe ve ınsanları kuçumserlığe, seymezliğe göturür." İşte Nurullah Ataç'ın 'özgürlük' üstüne görüşleri"öyle ise özgür kişi kimsenın kolesı, tutsağı olmadığı gıbı kendı kendisinin de kölesi, tutsağı olmayan kışı, duşüncelerıne bırer tutku gücu verebilmiş olan kışıdır. Demek kı özgürlük istemek, ancak düşünen, duygularına kapılmadan çıkarını aramadan duşünebılen kişınin ışidır, ancak onun hakkıdır.. Bir düşüncenin gerçekten doğru olup olmadığının anlaşılabilmesi ıçin de söylenebılmesı gerektır. Bir şeyler duşunuyorsunuz, ama kimseye açılıp tartışmaya gıremiyorsunuz kı, 'Yanıldığınızı sıze kım anlatacak?" Albert Camus'nün 1957'dekı 'Nobel Söylevı' de şu sözlerle biter: "Soylu yazarlık sanatı, korunması güç olan şu iki ödeve bağlı kalacaktır: Bile bile yalan söylememek ve ınsanın ınsanı ezmesine karşı koymak " Berlin'deki Türk çocukları işte böyle yazılarla dolu bir 'Okuma Kitabı'na sahıp olmuşlar. Ne mutlu onlara... Bizdeki okuma kıtaplarından birim alın bununla karşılaştırın Ne kadar geri, ilkel, çağdışı kaldığımız ortaya çıkacaktır. Bız gençlere ınsan olmanın erdemıni; özgür düşünmenin öneminı, gerçek demokrasının, doğanın, guzellıklerın, sevgının, yaratıcılığın, haksızlığa direnmenin değerını anlatmak ıstemıyoruz; onları karanlık bir dünyanm gerilikleriyle baş başa bırakmaktan garip bir tat alıyoruz! Ülkemizde gerçek bir demokratık yaşam neden bir türlü kurulamıyor'? Bunun yanıtını eğitim ve öğretımdekı bozuklukta, gerilikte aramalıyız. . Eskiden kölelık hukuku geçerlıydı Bınlerce yıl sürdü bu kural; kimilerı kurala başkaldırdılar; öldürüldüler, öldürdüler. Ardından Ortaçağ başladı. Kölelik hukuku değişıyor muydu? Hem kurallara karşı çıkanlar yalnız köleler değildı kı. Nıce okumuş, bılgın, erdemlı kışı bu yuzden cellatın elıne verildi, kellesı baltayla vuruldu, kemıklerı kırıldı, odun ateşınde yakıldi Sonuç ne oldu? Kuralları dondurmak ısteyenler her şeye karşın başarı kazanamadılar Denebılır kı nerede bir toplum varsa, orada kural vardır; ama kuralların değışımı temel kuraldıj Yakın çağlarda bu temel kuralı daha etkilı biçimde duyumsuyor ınsanoğlu .. Fransız devrımınden bu yana kuralların değışımı başdöndürucu bir ıvme kazanmıştır. Burjuva devrımlerıyle proleter devrımlerı dünyanın dört bir yanında birbirıyle bağıntılı olarak ıçıçe yaşanmakta, ınsanlığın paylaştığı yeni kurallar "Helslnki Sonuç Belgesı" ile yeryüzünde büyük çapta onaylanırken, toplumlar yeni ufuklara açılmaktadır. • Çağımızın her toplumunda kuralların değişmesini isteyen önculer ortaya çıkmaktadır Her toplumda yururlukte olan kuralları değıştırmek isteyen ınsanlar başlangıçta azınlıkta kalmakta ve bu yüzden acı çekmektedırler. Doğaldır kı kurulu düzenl korumak ısteyenler, çoğunluğa dayanarak tutuculuklarını sürdürmekte dırenırler, kuralların değişmesini ısteyenlere büyük acılar çektırırler Kımı zaman bir devrim patlaması olduğunda bu kez kurulu düzenın egemenlerı büyük acılar çeker. "Kural, toplum ve ınsan" arasındaki ihşkileri kavrayan kımı uygar toplumlarda acıları azaltmak içın demokrasi ıcat edilmiştir. Böyle toplumlarda, yenılikçilerın, öncülerin, devrimcilerin ozgürlükleri ve hakları guvenceye bağlanmıştır. Batı demokrasisının ıçeriğindekı öz, kuralları değıştırmek ısteyenlerın hukuk güvencesıne bağlanması kurahdır Böyle bir hukuk guvencesının olmadığı yerde demokraslnın varhğından söz edilemez • Nerede kural varsa, orada kuralı değıştırmek ısteyenler ıster istemez oluşacaktır Tarıh bu gerçeğı kanıtlamıştır Kuralları değıştırmek isteyen öncüler, çağımızda aydınlardır Aydınlarına duşmanlaşan bir yönetımın ne ınsanlığa hayrı dokunur, ne de ulkeye lyılığı Reklam kâğıtUırı Çevre guzelliği ve temizllğl denince usa ilk gelen yeşillendirmedir, yeşil alanlardır. Evet bu gereklidir. Tek tek bakıldıklarmda göze batmayan bozuk görüntüler, art arda sıralandığında her yanı yeşillendirmenin bile ortemeyeceği çirkinlikler yaratıyor ne yazık ki. Bunların en önemlisi de özellikle ana caddelerde gelişiguzel ve sorumsuzça her yere yapıştırümış reklam kâğıtları. (Afiş diyemiyorum Haymanalı gençlerin isteği Başkenttn 75 kilometre uzağında Havmana ilçesinin gençleriyiz. llçemizde mevcut 2 basket sahası vardır. Bunlardan birinin gerek potasının eksik gerekse zeminin bozuk oiması oyunumuzu engellemektedir. Diğer potada ise basketbol oynanmasına izin Zamansı? ölümu ile tüm sevenlerını acıya boğan canım ağabeyım, değerlı ınsan Olasalı ACI KAYBIMIZ kaybetmenın acısı ıçındeyım Tanrıdan rahmel dılerım EYÜBOĞLU'nu TUNCAY AKIN ÖSSÖYS KURSLARMDA GÖREVLENOİRİLMEK ÜZERE oğretmenler alınacaktır Konusunda uzmanlaşmış, genç, dınç, dınamık Çok guzel bir anlatıma, oğretımyeteneğınesahıp lıseoğretmenlerı uzunsurelı sozleşmeler ve çok tatmınkâr maaşlarla kadrolu olarak alınacaktır Nıtelıklı, ustun vasıflı bu tur oğretım üyelerıne buyuk ımkânlar tanınacaktır. Muracaatların, cumartesıpazar harıç her gun şahsen; Manifaturacılar Çarşısı, S.BIok No:5662 adresıne yapılması Unkapamİstanbul MATEMATİKFİZİK BİYOLOJİTÜRKÇE KKİM SVNM t• VI I H l s l ACI KAYBIMIZ emekli öğretmen, yazar, I ıııııl I it\s<> \ıl>jııı (.1 M.dll \ ı . ı/ı I I I I ' I D I ' I I \ h II. h ı " ı \l M/l IK I HOKAK NO M I YUANII HAMDİ OLCAY 2 Temmuz 1986 tarihınde tzmıt Karamursel'de hak'kın rahmetıne kavuşmuştur Cenazesı 3 Temmuz 1986 Perşembe (bugün), öğle namazını muteakıp lzmıt Karamursel'de toprağa verılecektır. EŞİ: RAHŞAN OLCAY ÇOCUKLARI: DR VURAL OLCAY ARAL OLCAY ÇİĞDEM ALTAY TÜRK ÇOCUGU ALDANMA HAFİF ALKOLLÜ İÇKİLER ALKOLİZMİN, MASUM ZANNEDİLEN VEYA ÖYLE GÖSTERİLEN KANLI OLTASIDIR. Baso UVGULAMALI RESİM SERGİSİ 28 Hazıran SUTÇU « I I SOIIIIII DHrıalımt ! lıkı* M«,d*« I OHU10T EKİM SJINAT GAUHISI Geçırdığı ıratık kazası nedenıyle Demzlı Devlet Hastanesı'ne kaldınlan oğlum Ekın Tekelıoğlu'nun ilk bakımını yapan, teşhıs ve tedavı eden TEŞEKKÜR Y EŞİ L A Y Kuleli Askerı Lısesfnden aldığım dıplomamı kaybettım Hukumsüzdür. EMİN TAYFUN ARLI BAŞBAKANLIĞA İMTİHANLA ARŞİV UZMAN YARDIMCISI ALINACAKTIR Başbakanlık Devlet Arşıvlerı Gcnel Müdürlügü'nde ıstıhdam edılmek ve arşıv uzmanı olarak yurı ıvınde ve yurt dışında yeııştırılmek üzere ımtıhanla arşıv uzman yardımcısı alınacaktır A tmtıhana katılacaklarda aşağıdakı şartlar aranır 1 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddcsındekı şartlan taşımak, 2 Ünıversııelerın fcdebıyat veya Sosyal ve ldarı llımler FakUltelerının Tarıh, Türk Dılı ve Edebıyatı, Türkolojı, Klasık Şark Dıllerı, Arap ve Fars Dıllerı ve Edebıyaılan, ArapFaıs Dılı ve Edebıyatı, KUtUphanecılık ana bılım dalları ile llahıyat Fakültelen veya denklıği kabul edılmış yurtdışındakı fakülıe veya yuksck okullardan me zun olmak, 3 I Ocak 1986 tarıhı ıtıbarıyle otuz yaşından gün almamış olmak, 4 Görev yapmasına manı herhangı bir özürü bulunmamak, B Imlıhan yazılı ve sözlü olmak uzere ıkı safhada yapılacaktır. I. Yazılı ımtıhan konuları, a. Genel kabıhyet teslı, b Türk kültur ve medenıyeılen, c Osmanlı ve ınkılap tarıhı, d. Osmanlıca bılgısı, e Yabantı dıl (tercıh sebebıdır). 2 Yazılı ımtıhan, 26 Temmuz 1986 Cumartesı saat 09 00'da Islanbul Devlet Arşıvlerı Genel Mudürluğü'nde yapılacaktır. Yazılı ımtıhanda başanlı olanlar 11 Ağusıos 1986 larıhınde sözlü ımtıhana çağrılacaktır C Arşıv uzman yardımubi ıımılıaııına katılmak ısteyenler ıkı fotoğraf ve bir dılekçe ile en geç 23 Temmuz 1986 Çarşamba günü mesaı saatı sonıuıa kadar Ankara'da Başbakanlık Pcrsonel ve Prensıpler Genel Müdürlüğü'ne veya Istanbul'da Devlel Arşıvlerı Genel Müdürlüğü'ne şahsen muracaat ederek gırış belgesı almaları gerekmektedır. tmtıhana gınş belgesı olmayanlar hiçbır surette ımtıhana alınmayacaklardır D Imtıhanda başanlı olanlarla sözleşme yapılacaktır. Duyurulur. Basın A9084 BAŞBAKANLIKTA (ANKARA VE İSTANBUL) İSTİHDAM EDİLMEK ÜZERE İMTİHANLA YETERLİ SAYIDA ŞOFÖR, ODACI, BEKÇİ VE KALORİFERCİ ALINACAKTIR A lmııhanu katılacaklarda aşağıdakı şartlar aranacaktır 1 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48 maddesınde belırtılen şartlan taşımak, 2 Ortaokul mezunu (yeterli müracaal olmadığı takdırde ılkokul mezunu) olmak, 3 1 Ocak 1986 tarıhı ıtıbarıyla otuz beş yaşından büyük olmamak, 4 Şoförluk içın müracaat edeceklerde en az beş yıllık tecrübe aranacakıır (Ağır vasıla ehlıyetlı olanlar tercıh edılır) B Imtıhan yazılı ve sözlu olmak uzere ıkı safhada yapılacaktır 1 Ya/ılı ımtıhan konuları; a Temcl yurttaşlık bılgısı, b Turkıye toğrafyası, 1 Turk kültür ve medenıyelı, d Mdtemaıık 2 Yd/ılı ımtıhanlar 19 Temmuz 1986 Cumartesı günu saat 09 00'da Ankara'da Başbakanlık'ta, Istanbul'da Devlet Arşivlerı Genel Mü dürlügü'nde yapılaeaktır Yd7ilı ımtıhanda başanlı olanlar 29 7 1986 tarihınde sözlü ımtıhana çağnlacaklır Şülorler ayrıı.a uygulamalı meslekı ımtıhana tabı tutulacak, kalorıferciler içın Millı Eğitim Gençlık ve Spor Bakanlığı'nca verılen ateşcılık kursu bıtırme belgesı aranacaktır C Imtıhana katılmak ısteyenler ıkı fotoğral ve bir dılekçe ile en gec 18 Temmuz 1986 tarıhıne kadar Ankara'da Başbakanlık Personel ve Prensıpler Genel Müdürluğü'ne veya Istanbul'da Devlel Ar şıvlerı Genel Mudurlüğü'ne şahsen müracaat ederek ımtıhana gırış belgesı almaları gerekmekıedır lıntıhdn gırış belgesı olmayanlar hiçbır suretıe ımtıhana alınmayacaklardır Duyurulur Basın a9083 ıle başhemşıre yardımcısı HANlFE DlLEMRE'ye ve üçüncü ortopedi bölümunün görevsevcr personelıne yüreklen teşekkür ederım Ayrıca, Yapı Kredı Bankası Denızlı Merkez Şubesı'nın personeli ıle çok yakın ılgı gördüğümüz TALAT GÜVEN'e, ılgısını eksık etmeyen SHP Denızlı İl Başkanı ADNAN KESKİN'e teşekkürü borç bılırım Dr. AHMET PAYZANOĞLU MEMDUH TEKELlOĞLU EVRENSEL YENİDEN AÇILDI Sovyet kıtaplannın Turkiye mümessilliği Ingilizce: Rus klasıklerı ve teknık kıtaplar Matemetıkfızıkkımyaelektrikısıtıpbiyolojımetalurjimakıne ve maden mühendisliği Ayrıca, yerlı ve yabancı seçkin "cazfolkklasik" plak ve kaset çeşitlerı Enguru Pasajı Ataturk Bul. 107/42 KızılayAnkara Tel: 17 29 89 ALANYA 9 GECE 10 GUN YARIM PANSİYON Q 7 (\r\C\ T l özal otobu»lerte ADALET BAKANLAĞINDAN MÜNHAL NOTERLİK 1985 vılı gavrısalı gelırı 26 248 686 lııa 80 kuruş bırıncı sınıf Hatay IkıiKi Nmerlıgı, yaş tahdıdı sebebıyle 30 Ağustos 1986 tarihınde boşalacıktır 1512 sayılı Noterlık Kanununun 22 ve mute.ıkıp maddelen gereğınce bırıncı sınıl ııolerler ıle ıkıncı sınıf noterler arasından bu noterlıgc atanmaya ısteklı olanların, ıl.ııı laııhınden ıtıbaren bir ay içinde bakanlığıım/a veya bıılundukları yer Cumhurıyet Savcılıklarına başvıırmjları lazımdır Posta ıle doğrudan doğruya bakanlıga gönderılmış olan dilekçeler, bdşvurnid süıcsı K,ınde Bakanlığa gelmediğı takdırde atama ı$lemııule ıı.ı/.ua alınmaz keytıyet Noterlık Kanununun 22 nıaddesının 2 fıkrası uyarınca ılan olunur. B a s ı n . 2 2915 »tur « Tel 161 10 74 161 82 26 161 22 81 <ı. lUdıkty Tel 3^6 16 60 SÖĞÜTLÜÇEŞME CADDESİNDE KİRALIK BÜRO KATI KİRALIK Mür: 586 52 22
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle