16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 TEMMUZ 1986 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 1 yıl önce, İ yıl sonra (Baştaraft Spor'da) vanın son nefesini vermesiyle sona ermiş. Daha sonra da bu iki pehlivan arkadaşları tarafından buraya gömülmüş. Geride kalan 38 yiğit savaştan geri dönüp arkadaşlarının mezarlarını taştan yapmak istemişler, ama pehlivanın gömüldüğü incir altından ve etrafından billur gibi bir kırkpınarın zümrül çayırlığa akıp gittiğini görmüşler. Ayağ'a göre bu bir efsane. Böyle duymuş, böyle yazmış. Ama şu gerçek var ki Rumeii'ye ayak basan bu kırk yiğit Türk, geleneklerine ölmez bir eser bırakıp Kırkpınar'ı yaratmışlar. Işte Edirne'de yapılan güreşleri izlediğimiz zaman sanki bu kırk yiğidin fısıltılarını işitip, güreş tutan iki yiğidin yorgunluktan inleyen vUcutlarını görür gibi oluyorsunuz. Kırkpınar'a defalarca gelen yaşlı güreşseverler bu efsaneyi duyduğu zaman gözleri yaşarıyor. Boğazları düğümleniyor. Tüm çabamıza rağmen buranın gizemli havasını anlatmayı başaracağımızı hiç zannetmiyoruz. Gelmek, görmek ve o havayı insanın içine çekmesi gerekir. Ama şu var ki bizden önceki yıllarda güreşleri izleyenlerin anlattığına göre çok şeyin değiştiği bir gerçek. Geçen yıllarda her yılın Hıdırellez zamanı yapılan güreşlerin, artık televizyondaki dünya kupası ve olimpiyat gibi büyük spor organizasyonları yüzünden sık sık tarihinin değişmesi yaşlılan bir hayli üzüyor. Buraya geldiğimiz zaman aklımızda bir soru vardı. O da pehlivanların neden kispet giydiği ve kispetlerin neden diz boyuna kadar uzandığı idi. Ama birkaç kişiye sorduğumuz zaman bunun yanıtını hemen alıverdik. Kispet erkeklerin göbekle dizler arasında kalan kısımları mahrem olduğu için diz boyuna kadar uzanıyormuş... Ve bu gerekçe günümüze kadar sürüp gelmiş. Bursasporlu Erdinç: Şike iddiaeüannı ispata çağırıyorum BURSA (Cumhuriyet Bürsu) Bursasporlu yöneticiler tarafından Sakaryaspor ile oynanan son lig maçında, "şike yaptıgı" gerekçesiyle suçlanan Erdinç, dün patladı. Sönmez Filament ile dün sözleşme imzalayan Bursaspor'ıın eski futbolcusuna "Hakkımda çıkartılan dedikudular yüzünden çarşıda gezemez oldum. Herkes bana degişik gözlerle bakıyor. Ben bir kentin lakımını satacak kadar şerefsiz biri degilim. Bana bu çamuru atanları ispata çagınyorum" dedi. Bursaspor'da uzun yıllar futbol oynayan Erdinç Kayan YeşilBeyazlı yöneticilerin kendisini elden çıkarmak için her türlü oyunu yaptıklarını, ancak yeni takımında oynayacağı futbol ile herkesî mahçup edeceğini de sözlerirıe ekledi. UĞUR MUMCU GOZLEM Imzalar (Baştarafı Spor'da) Sarıyer Ligde geçen sezonun flaş takımı Sarıyer, iç transferde B.Hakan ile de anlaştı. B.Hakan bir daire karşılığında dün iki yıllık sözleşmeye imza attı. tç transfcri, "Im/anı at daire sahibi ol" formülüyle çözen Sarıyer Kuliibü, dün de B.Hakan'ı bir daire karşılığı iki yıl daha renklcrinc bağladı. B.Hakan'a transfer ücreti olarak Kadıköyde bir daire alınacak. M a r m a r a tfİrt>nİ Ümversitesi Sosyal Bilimler Enstltüsü'nde mastır ve ğ 1%JI Kıll doktorasını tamamlayan 77 öğrenci diplomalarını aldı. Marmara Ümversitesi Rektörlüğü 'nde düzenlenen diploma töreninde konuşma yapan Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Oğuz, akademik faaliyetlertn en yoğun biçimde Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde toplandığını belirterek üniversitenin yurtdtşı ilişkilerinin gün geçtikçe yoğunlaştığını vurguladı. Prof. Dr. Oğuz, üniversitenin kamuoyu önünde itibarlı biryere geldlğine değinerek "Kendi kabuğumuz içinde yaşayarak gelişmemiz mümkün değildir. Ülkeyi geliştirmek, kalkındırmak için dış ulemlerle işbirliğine ihtiyaç vardır. Dış âlemde de ümidin toplandığı kesim, genç kuşaktır" dedi. Daha sonra doktora yapan 22, mastır yapan 50 öğrenciye diplomaları verildi. (Fotoğraf: DENtZ TEZTEL) Bursaspor 15 temmuzda yeni sezon çalışmalarına başlayacak olan Bursaspor dün 12 genç futbolcu ile profcsyonel mukayele imzaladı. Altyapidaki çeşitli takımlardan yetişen ve bu yı! Amatör Takımlar Şampiyonu olarak 3. Lige çıkan takımdan alınan gençlerden 12'sinin isimleri şöye: Kaleci Mehmel, K.Taner, Talip, Yükscl, Turan, Adnan, Sabri, Gürsel, tbrahim, Cengiz, Tayfun, Ahmet. Ozetle Şanlıurfa'da toprak telaşı (Baştarafı I. Sayfada) nın çıkışı ile dağıtılacak toprak normlannın açıklandığı kararnameflin yayımlanış tarihi arasındaki 19 aylık sürenin toprak sahiplerinin kamulaştırılan topraklarını geri almak için tüm hazırlıklannı tamamlamalarına yeterli olduğu yolunda. Yeni yasa ile 1187 ailenin kamulaştırılan 1 milyon 690 bin dekarlık arazisinin büyük bir bölümünün iade edilmesi bekleniyor. Bu beklenti nedeniyle 3083 sayılı yasanın çıkışından itibaren geçen 6 aylık süre içinde iade istemiyle Tarım Reformır Ş.Urfa Bölge Müdürlüğü'ne başvurmayan büyük toprak sahibi kalmadı. Hatta bazı toprak sahiplerinin de mirasçıları, iade isteminde bulundu. En iyimser tahminde bıılunan Bölge Müdürlüğü yetkilisi ise kamulaştırılan toprakların 900 bin dekarının iade edilebileceğini söyledi. TOPRAK KURTARMANIN YOLLARI Bakanlar Kıırulu toprak sahiplerine sulu araziler için 600 dekar, kuru araziler için ise 2 bin dekar toprak bırakıyor. Ama bununla yetinmeyen büyük toprak sahipleıi yasanın çıkışından çok önccleri yürüttükleri yoğun kulis faaliyeti yasada yankısını bulduğundan kamulaştırılan toprakların kurtarılması eylemleri de 1984 yılından önce başlatıldı. Kararnamenin yürürlüğe girdiği 16 Haziran 1986 tarihine kadar büyük çiftçilerin kamulaştırılan topraklarını geri almak vc yeni kamulaştırmadan kurtulmak için gerçekleştirdikleri hazırlıklar şöyle: • Bag, bahçe, agaçlık yöntemi: Özal hükümetinin 1984'dc çıkardığı yasanın 10. maddesi, bağ, bahçe ve ağaçlık arazileri dağıtım alanı dışında bırakıyor. Bu nedenle bölgede başta fıstık ve kavak olmak üzere ağaç dikimi yoğunlaştı, ayrıca sulama için özel çaba ile kuyular açılarak bahçeler yapılmaya çalışıldı. 1980'lerden bu yana bağ, bahçe vc ağaçlık arazinin hariç tutulmasına çalışırken bir yandan da ağaç dikimine başlamış olan büyük çiftçilerin bu yolla kurtardıkları toprak miktarı reform çalışmalarının başlamasından sonra önümüzdeki günlcrdc saptanabilecek. • Örnek çifllik yöntemi: Yasa uyarınca örnek çiftlikleı de reform alanı dışında tutulacak. Bölgede örnek çiftlik olmaya aday tek arazinin Ceylanpınar Devlet Uretme Çiftliği'nde olduğu belirtiliyor. Ar^cak yasanın bu hükmünden yararlanmak için birçok büyük çiftçinin kendi olanakları ile sulamaya başlaması ve yeni bazı teknikler kullanmaları da örnek çiftlik olması için Bakanlar Kurulu'na başvuru hazırlığı olarak değerlendiriliyor. Tarım Rcformu Ş.Urfa Bölge Müdürü Ünal Hartoga da örnek çiftlik olma koşullarının yeniden belirleneceğini vc Bakanlar Kurulu'na çok sayıda çiftçinin başvurmasını beklediklerini söyledi. • Evlenip boşanma yöntemi: Yeni yasa eskisine oranla aile kavramında da önemli bir yenilik getirdi. Dul kadınlar da hak sahibi kabul ediliyor. Bu nedenle örneğin biri dini, diğeri resmi nikâhlı olmak üzere iki eşi bulunan bir büyük çiftçi resmi nikâhlı eşini boşayarak dini nikâhlı eşi ile resmen evleniyor. Yine iki eşi ile de birlikte oturmasına karşın böylece resmen evlenip boşanarak dul statüsüne giren eş de toprak sahibi olmaya hak kazanmış duruma geçiyor. Toprak Dağıtım Normları Kararnamesi'nin yayımlandığı 16 Haziran 1986 tarihinden itibaren Ş.Urfa'da Nüfus Müdürlüğüne yapılan evlenme bildirimlerinde ani bir artış oldu. Ş.Urfa'da daha önceki yıllarda üç ayda 400 dolayında evlenme gerçeklcşmesine karşın son bir hafta içinde 30'u aşkın çocuklu evlenme, müdürlüğe bildirildi. Nüfus Müdürlüğü yetkilileri Cumhuriyet muhabirine "Son bir haftada işler birdenbire artlı. Böyle giderse bu işin altında kalırız. Hatta tarım reformuna telefon edip, 'Ne oluyor?' diye sormayı bile düşündük. Köylümüz akıllı" dediler. Bazı toprak sahipleri bu yöntemin uygulandığını kabul etmekle birlikte "Bunu serefine yedirip de yapan adamın sayısı 20'yi geçmez" dcmekle yetiniyorlar. Ancak bu tür evlenrne boşanmalar gizli tutuluyor. Daha çok Viranşehir yöresinde rastlanan bu yönteme az topraklı ya da topraksız çiftçiler de dağıtımda fazla toprak alabilmek kaygısıyla yapıyor. • Küçük çocugun evlendirilmesi yöntemi: Yeni yasa ailenin reşit olan çocuklarına da toprak sahibi olma hakkı tanıyor. Yasanın çocuklar için açık bıraktığı bu kapı 18 yaşından küçük olan 1617 yaşındaki erkek çocukların alelacele evlendirilmesi yoluyla daha da açılıyor. Evlenen küçük çocuklar müıneyyiz hale geldiklerinden bunların toprakları hakkında da "sahibine bırakılacak arazi" işlemi yapılıyor. • Uanışıklı saiıslar: Kamulaştırılan toprakların kurtarılması için gerçekleştirilen en yaygın yöntem danışıklı satışlar. Büyük toprak sahipleri 18 yaşından büyük çocukların toprak sahibi olmalarına eski yasadan farklı olarak izin verilmiş olduğundan topraklarını uygun parçalar halinde çocuklarına devrediyorlar. Büyük paralarla gerçekleştirilmiş gibi gösterilen bu danışıklı salışlar eş çocuklara ve yakın akrabalara yapılıyor. Tarım Reformu Bölge Müdürii Ünal Hartoga "Malik degisiklikleri çok fazla. Bu nedenle eski bildirim döneminde yapılan bildirimleri geçersiz kabul ediyoruz. Tek tek tapu kayıtlarıııa bakılarak durum tespit edilecek" biçiminde konuştu. Tapu Müdürlüğü yetkilileri de toprak satışlarında geçen yıl bir hareketlcnmc olduğunu doğruladılar, ancak danışıklı satışların miktarının belirlenmesinin henüz mümkün olmadığını kaydettiler. • Farklı bölgede toprak alma yöntemi: Yine eski yasadan farklı olarak toprak sahiplerine getirilen olanaklardan biri de reform bölgesi dışındaki topraklarına dokunulmaması. Oysa daha önceki yasa kamulaştırma sırasında toprak sahibine tüm tarım arazisi miktarını gözönünde bulunduruyordu. Yeni yasa uyarınca büyük toprak sahipleri sadece Ş.Urfa bölgesindeki arazilerini bıldirecekler ve örneğin Çukurova gibi bir yörede binlerce dönüm arazisi bulunan bir çiftçinin bu arazisi hakkında bildirimi istenmeyeeek. Ayrıca Toprak Reformu Ş.Urfa Bölge Müdürlüğü ve Genel Müdürlüğünde de bilgisayar sistemi kullanılmadığından aynı kişinin Ş.Urfanın başka ilçelerindeki topraklarının saptanmasında da güçlük çekilecek. SEÇİM YAT1RIMI Ote yandan Başbakan Turgut Özal'ın bir süre önce GAP çerçevesinde bazı tesislerin temelini atmak ve bazılannı da hizmete açmak üzere Güneydoğu illerini kapsayan üç günlük gezisini değerlcndiren parti başkanları, bu gezinin seçim propaganda gezisi niteliği taşıdığını belirttiler. Uzunköprüspor Kayserisporlu Hakan, Uzunköprüspor ile iki yıllığına sözleşme imzaladı. Kayserispor'un Sarıyer'den satın aldığı Hakan, geçen dönem Sıvasspor'da kiralık olarak oynuyordu. Ltileburgazspor önümüzdeki dönem Türkiye 3. liginde mücadele edecek olan Lüleburgazspor iç transferde Musa, Mahmut, Adnan ve Yavuz ile sözleşme yeniledi. Erkan, Murat, Şener, Ibrahim vc B. Hüseyin'i satış listesine koyan yöneticiler kaleci Melih'i de Uzunköprüspor'a verdiler. Malatyaspor • Iç transferde Cavit ile 30 milyon, Levent ile 20 milyon, Metin ve Oktay ile 25 milyon, Malik ile 25 milyon, Ibrahim ile 15 milyon ve Eren ile 20 milyon lira karşılığında sözleşme yenileyen Malatyaspor, Selim, Tümer, Recep ve Ali Rıza'yı satış listesine koydu. Dış transfer çalışmalarına da başlayan Malatyaspor, Konyaspor'dan Zeynel, Bafraspor'dan K. TUrgay ve Zonguldakspor'dan Sinan ile görüşüyor. Bu arada Adanasporlu Feyzullah ile de anlaşan yöheticiler, bu futbolcuyu 70 milyon karşılığı renklerine kattılar. Takımı gelecek sezon, Romen Patescu çalıştıracak. Yöneticiler Patescu'ya ödenen transfer ücretini açıklamazken, "Ayda 1 milyon ,250 bin lira maaş vereceğiz" dediler. (Baştarafı Spor'da) Ama yetkililer, yaptıkları açıklaınada yağmurun dinmesiyle birlikte kent halkının Kırkpınar canlılığına tekrar kavuşacağı görüşünde. • Organizasyon yetkilileri için bu yılki Kırkpınar bambaşka bir anlam taşıyor. Çünkü Başbakan özal ile diğer kabine üyeleri Edirne'de iki gün geçirecekler. Onları ağırlamak ve memnun etmek için harıl harıl çalı$an Valilik ve Belediye, iyi bir izlenim bırakmak için büyük bir çaba harcıyor. Tabii bu arada Kırkpınarın demirbaşlan olan pehlivanların sorunlarını unutuyorlar. Bu yılki Kırkpınar'da yapılan bir değişiklik de, hafta içindeki şenliklerin ilk kez Sarayiçi'nde düzenlenecek olınası. Sarayiçi'nde hazırlanan büyük bir podyum üzerinde gürbüz çocuk ve güzellik yarışmalarının yanı sııa folklor gjSsterileri de yapılacak. Ama Edirne'deki şiddetli yağmur devam ederse bunların hiçbirisi gerçekleşmeyecek. Bu nedenle Edirne Belediyesi'nin başta Başkan Ibrahim Ay olmak üzere diğer tüm çalışanları "yagmur dursun" duasına çıkmalarına neden oluyor. Edirne'de CocaCola Futbol Turnuvası grup birincilikleri sonuçlandı TSYD/CocaCola Semt ve Mahalle Takımları Futbol TUmuvası Ümitler ve Gençler Grup Birinciliğl maçları toplu sonuçları şöyle: Vefa Stadı: Altmayaklar Kalender (A) Grubu (Ümit) 01, Kabataş Bayburtgücü (B) Grubu (Ümit) 53 penaltıtarla, Kartal Doğan Çayırbaşı (C) Grubu (Ümit) 41, Boğazgücü Balkan Pendik (A) Grubu (Genç) 56 penaltılarla, Mecidiye Tayfun Erkamspor (B) Grubu (Genç) 10, Şengençler Sulargücü (C) Grubu (Genç) 01. Maltepe Stadı: Çağlayangücü Eryaldız (D) Grubu (Ümit) 45 penaltılarla, Zeytinburnu Emirefendi (E) Grubu (Ümit) 65 penaltılarla, Yeniyol Çamoluk (F) Grubu (Ümit) 010, Çamoluk Oğuzhan (D) Grubu (Genç) 46 penaltılarla, Ocakspor Kabataş (E) Grubu (Genç) 64 penaltılarla, Bulvarspor Korukent (F) Grubu (Genç) 30. Yıldızlar, Türkiye Ferdi Atletı'zm Birinciliği hmir'de başladı. Antalya bölgesi sporcularından Sevgül Torbah, 1500 metre yıldız bayanlarda 4.36.9'luk derecesi ile yenl Türkiye rekorunun sahibi oldu. Atatürk Stadı atletizm pistînde yapılan yarışlarda, branşlarında birinci olan diğer sporcuların isimleri ve dereceleri şöyle oldu: Bayanlar: 100 metre engelli: Fethiye Sarper (Istanbul) 16.1, 100 metre: Gülnur Telcioğlu (tstanbul) 12.9, 400 metre: Hanife Yılmaz (Istanbul) 58.0. Erkekler: Yükaek atlama: Murat Şener (tstanbul) 1.95 metre. Atletizmde rekor Milutinoviç (Baştarafı Spor 'da) tesine konacağı bildirilirken, Yugoslav bir kaleci için teknik direktör Milutunoviç'e tam yetki verildiği de açıklandı. Beşiktaşla iki yıllığına sözleşme imzalayan, Yugoslav Miloş Milutunoviç, "eski dostların arasındayım' dedi. Beşiktaş'ı daha önce çalıştırdığj bu nedenle zorluk çekmeyeceğini belirten Milutunoviç, "Önce takımı tanımaya calışacagım. Ama şampiyon bir kadro ile başarıya ulaşacagımıza inanıyorum. Duyduğuna göre Beşiktaş çok genç bir ekipmiş bu da her çalışlırıcı için avantajdır" dedi. Seyir defteri (Baştarafı 1. Sayfada) 3. UM, "Hilda"ya alıcı oluyor ancak Kıbrıs Rum bandırası salısı engelliyor. 4. "Hilda"nın UM tarafından alınması için bandırası değiştiriliyor. Adı tersten yazılıyor ve Adlih" oluyor. 5. UM, "Adlih"i, Macheke Shipping Ltd'den 10 milyon 750 bin dolara satın alıyor. 6. "Adlih"in adı "Büyük Selçuklu" olarak değiştiriliyor ve tstanbul Linıanı 'na 5324 sicil numarası ile kaydettirüip Türk bayrağı çekiliyor. 7. "Büyük Selçuklu" için 29 Ağustos 1984'le 12426 numaralı leşvik belgesi almıyor. 8. "Büyük Selçuklu" Dubaide leslirn alınıp Türk bayrağı çekildiklen sonra ilk seferini yapıyor ve araltk 1984 'le Yarımca 'ya geliyor. 9. 20 Aralık 1984 günü getirilen hum petrolün boşaltılmasından sonra Uğur Mengenecioğlu basm mensuplarını "Büyük Selçuklu"ya davel edip, gezdiriyor ve "büyük sorununu" anlatıyor. 10. Bu olaydan birkaç gün sonra Devlet Bakanı tsmail Özdağlar'a 25 milyon lira rüşvet veriliyor 11. "BüyükSelçuklu"24Ocak 1985 günü Har? Adası 'na gitınek üzere yola çıkıyor ve Süveyş Kanalı'ndan geçiyor. 12. Harg Adası'ndan yüklediği ham petrolü getiren "Büyük Selçuklu" 14 Mayıs 1985 günü Zeytinburnu açıklarına demirliyor. 13. Türkiye Liman tşletmeleri, UM Denizcilik Şirketi'nden olan 399 milyon liralık ulacağı nedeniyle "Büyük Selçuklu"ya haciz koydurup, seferden men etlirivor. 14. UM Denizcilik "Büyük Selçuklu" için 7 Mart 1986 günü sefer izni istiyor. tstenen izin seferden men kararı nedeniyle verilmiyor. 15. UM Denizcilik 10 Nisan 1985 günü 399 milyon lirayı ödeyip haciz ve seferden men karannı kaldırıyor. (Baştarafı I. Sayfada) Peru halkının demokrasiye sahip çıkmasını istedi. Olay ile ilgili olarak yirmi subay ile seksen er ve erbaş tutuklandı. Görevinden çekilen Adalet Bakanının açıklaması ise şöyle: Uygar toplumlarda otorite, barbariıkla değil, hukukun üstünlüğü ile sağlanır. Buna benzer bir haber de israıl'den geliyor. 1984 yılında tutuklu iki Filistinlinın dövülerek öldürülmesi olayı ile ilgili soruşturma, İsrail iç güvenlik örgütü "Sit Bet'r\ karıştırdı. Orgütün başı Abraham Şalom görevinden çekilmek zorunda kaldı. Neydi olay? 1984 yılında bir yolcu otobüsünü kaçırmışlar; otobüsteki yolcular israilli komandolarca düzenlenen bir operasyon ile kurtarılmışlar; otobüsü kaçıran iki Filistinli gerilla da yakalandıktan sonra dövülerek öldürülmüşlerdi. Muhalefet, bu olaydan o zamanki Başbakan ve şimdiki Dışişleri Bakanı izak Şamir'in haberi olduğu ve olayı örtbas ettiğini ileri sürmekteydi. Başbakan Şimon Peres'in bu şavların araştırılması için soruşturma açtırması ile olaylar israil'de bir siyasal bunalım yaratacak boyutlara varmış bulunuyor. Buna benzer bir örnek de geçen yıllarda İtalya'da yaşandı. NeoNazist örgütler, 1980 yılının ağustos ayında Bologna'da tren istâsyonunu bombalayarak seksen kişinin ölümüne yol açmışlardı. İtalyan askeri istihbarat örgütü "SİSMİ"n\n başkan yardımcısı General Pietro Musumeci, bu soruşturmayı saptırarak NeoNazist örgütü korumak ve bu amaçla kanıt uydurma suçundan dört çalışma arkadaşı ile birlikte tutuklandı ve ağır hepis cezasına çarptırıldı. Bu üç örnek de gösteriyor ki, "devlef dediğimiz, ülke içindeki en büyük tüzel kişilik, kendi onurunu koruyarak cinayetlerin üstüne gidiyor. "Devlet geleneği" de böyle oluşur. Devlet otoritesi, Peru Adalet Bakanı'nın görevinden ayrılırken yayımladığı demeçte belirttiğı gibi ancak "hukukun üstünlüğü" ile kanıtlanır. Kaba kuvvet, işkence ve "devlet terörü", önce devlete zarar verir; devletin saygınlığını azaltır. işkenceye arka çıkmak, cinayetleri örtbas etmek, devlet kavramı ile bağdaşmaz. Peru Devlet Başkanı, üç yüz tutukluyu öldüren subay ve askerler hakkında soruşturma açarken, bütün yurttaşların olduğu kadar bu mahkumların da cumhurbaşkanı olduğunu göstermiştir. İsrail'de iki Filistinlinin dövülerek öldürülmesi olayı için açılan soruşturma, devlet saygısını kanıtlamıştır. italya'da General Musumeci'ye verilenceza istihbarat örgütlerinin arkasına gizlenerek yasadışı Örgütlere destek sağlanamayacağını ortaya koymuştur. Bu üç olayda da "devlet" kavramı yücelmiş; devlete ve demokrasiye gösterilen saygı kendıliğinden artmıştır. Yakın tarihimizde "Mustafa Muğlalı Olayı" diye bilinen olayda "devlet" kendi varlığını kanıtlamış; 1943 yılında Van'ın özalp ılçesinde kaçakçılık nedeniyle yakalanan otuz kişinin sorgusuz sualsiz kurşuna dizilmesi olayından sorumlu görülen zamanın 3. Ordu Komutanı Orgeneral Mustafa Muğlalı, 1950'den sonra Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nce yargılanarak, 7 yıl hapse mahkum olmuştu. Konu 1956 yılında Mecliste yoğun tartışmalara yol açtı. Devrin iktidarı, Muğlalı'yı "Emri Ismet Paşa verdi" itirafını almaya zorluyordu; belki bu yargılamanın ardında böyle bir siyasal amaç vardı. Fakat ne olursa olsun, "Muğlalı Olayı", en güçlü kışilerın bile günü gelince yargılanacaklarını gostermekteydi. Peki 70'li yıllarda ne oldu? istanbul'un orta yerinde kurulan Ziverbey işkence köşkünde yüzlerce kişi işkenceden geçirildi ve devrin sıkıyönetim komutanı emekliye ayrıldıktan sonra AP'den önce milletvekili, sonra da cumhurbaşkanı adayı oldu. Bu generali cumhurbaşkanı adayı gösterenler de, 80'li yıllarda "demokraşi kahramanlığına" soyundular. işkence evinde gözleri bağlı sanıkların sorgularını izlediğini övünçle anlatan bir başka generale de, 12 Eylül döneminden sonra parti kurduruldu: Buyurun işte; nereden nereye? Peru'dan, İsraıl'den, İtalya'dan ve "Mustafa Muğlalı Olay/"ndan alınacak o kadar çok ders var ki!.. Hakemlere (Baştarafı Spor'da) Bir gazetede çıkan "MHK üyelerine bir kulüp 450 bin liralık halı hediye etti" haberiyle ilgili olarak da Akbay şunları söyledi: "450 bin liralık halı hediye edildi haberi yanlıstır. Hiç kimsenin bu işlerle ilgisi yoktıır. Haberin yayımlandığı gazeteye, yasanın bize verdiği hakka dayana(Baştarafı Spor'da) rak bir tekzip lelgrafı ynlladık. kilo kalori civarındadır. Yine uzmanlar diyorlar ki "heyecan ve ruh Haberi verenin olayı temizlemesi lazım. Eger böyle bir olay varsa sal baskılar bu kalori gereksinimını %2030 arttınr." su yüzüne çıkarılmalıdır. Herkes Adam gibi bir merserize çorabın 1800 TL.'ye satıldığı günümüz namusıı için yaşar. Kiırıscnin ııaTürkiye'sinde, asgari ücretle imzalananfutbolcu mukavelesi ile tribünlere şampıyonluk sözü veren yönetıcı ve antrenör tipi ülkemi ınusunu bu sekilde kirletmemek gerek. Bunu kim yaptıysa, ya da ze örnek aldatmacadır. haber yanlış ise bunun bedelini Çok çok detayına inmeye gerek yok. Bir basamak yukarı çıkaçok agır ödeyeceklerdir." lım ve "Sayın serbest piyasa ekonomisi uzmanlarına" soralım. "Arz Bursa Uludağ'da 13 ağustos ve talep" sistemde ağırlığı değişmeyen bir ilke, bir olgu ise, haftalık 3035 bin kilo kalori + giyecek + barınak + geleceğe ait ümit tarihlerinde uluslaraıası bir selerin karşılığı ve asgari ücretle imzalanan mukavelelerin çelişkisi miner düzenleneceğini ve bu seminere 2 FIFA hocası ile 5 ülkene ne buyuruluyor ? En basit bir hesaplamayla en alt basamakta bütçesi yüz milyo den 6 yöneticinin katılacağını nun üstündeki profesyonel kulüp, tek HEDEF şampiyonluk, as söyleyen Akbay, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Uludağ'da dügari ücretleri bile bazen ödenemeyen futbolcu, 1520 bin liralık zenlenecek olan seminerde Reno hakem tazminatlarının ekonomik dengesizliği, nasıl bir çağrışım Mathier ve Anpon Boenli adlı iki yapıyor dersiniz? FIFA hocası ile Tunus'lan, IlalBir elin parmaklan kadar az futbol okulu, ödünç ayakkabı ile ya'dan, Macaristan'dan, Folonmaça çıkan amatör kulüp gerçeğinde, altyapı organizasyonu ko ya'dan I, Almanya'dan da I hocaman bir SIFIR olan, elli milyon ülke nüfusuna karşılık sporcu ca görev alacaklar. Seminerde üretimi % 0 ile 1 arasında ölçülürken, aynı kasabadan iki takımı FIFA'nın etkinlikleri, sorumluprofesyonel lige almak ekonomik bir sistemin mi, yoksa politik bir lukları, hakemlerin yaşantısıve sistemin mi GEREĞİDİR ? davranışı, futbol kurallarının Türk futbolunda "serbest piyasa ekonomisi" öylesine ideal bo uygulanması, hakemlik psikoloyutlara ulaştı ki, 56 tane kupayı bütün kulüplere hedef gösteren jisi, hakemin ceza verme yetkilerin sayesinde, spor mağaz'alarında en kalitelisi '4050 bin liraya si, kasti ve gayrikasti hareketler, satılan kupaların tanesi" söylendiğine göre" yüz milyona alıcı bu kasıtlı ve spor dışı zaman çalmalar. Avantaj uygulanması, luyormuş! Otuz metre uzağa pas atamayanlar transferde milyonları ko hakemyan hakem işbirligi ile gözlemciler için bir maçın ananuşuyor, lizi yapılacak. Klasman belirle Vergi rekortmeni kulüp başkanları gemilerini terk ediyor, Sporumuzun çoğalan müneccimleri, bazı müsabakaların so me ve degerlendirmeyi ise 810 agustoü tarihleri arasında yapanuçlarını haftalar öncesinden haber veriyorlar, cagız." "Şeytan işe karışmaz, sadece katırın ipini çözermiş". Geçen yıl Bursaspor'dan kiralanan B. Yalçın, 25 milyon lira karşılığında İnegölsporla iki yıllık sözleşme imzaladı. Futbol ve Ekonomi 70 milyon liralık banka (Haştarafı I. Sayfada) liği belirsiz kişileıin, üst kata çıkan merdivenlcrin yakınında bulunan havalarıdırma pcnccrcsini kırarak bankaya girdikleri öğrcnildi. Bankamn içinc gircn hırsızlar, yan yanatluran iki kasadan birini kilidin bıılunduğu yerden matkapla deldileı. Daha sonra matkap dcliğini keskiyle büyütüp lcvyeyle kasayı açan hırsızlar, bir bölümii ABD Doları ve Federal Alnıan Markı'ndan oluşan 70 milyon lirayı aldılar. İkinci kasayla da kısa bir süre uğraşan hırsızların, zaman yetmediği için 100 milyon lira bulunan kastıyı açamadan kaçtıkları öğrenildi. Sabahın erken saatlerinde bankamn temizliği için şubeye gelen temizlikçi kadının durumu görmcsi üzerine öğrenilen soygunla ilgili soruşturmayı yürüten Bakırköy Jandarma Komutanlığı yetkilileri, yapılan incelenıeler sonunda kasada ve bazı eşyaların üzerinde bir kişinin parmak izlerinc rastlandığını söylediler. Soygunun yöntem olarak altı ay kadar önce Türkiye Halk Bankası'nııı Güngören'deki şubesinin soyulması olayıyla büyük benzerlik gösterdiği belirtildi. Kasayı jandarma merkezine götüren yelkililer, parmak izleri saptanan bir kişinin her yerde arandığmı, ikinci kişinin kimliğinin ise henüz beliılenemediğini açıkladılar. lianka müdürü Bilgi Soysal ise soyguncuların ikinci kasayı açamanıalarının kendileri için büyük bir şans olduğunu söyledi. Son 9 ay içerisinde aynı yöntenıle soyulan 6 banka şubesi arasında en büyük paranın kaçırıldığı son soygundaki yöntemle diğer olaylar arasında büyük benzerlikleı bulımuyor. Bankamn duvarını veya tavanını delerek ya da havalandırma pcnccrclerini kullanarak kasanın bıılunduğu ycıe giren banka soyguncularının 1986'daki ilk olayı 10 ocakta meydana geldi. Türkiye Halk Bankası'nın Güngören Şubesi'nin yemekhane penceresindcki demirleri oksijen kaynağı ile keserek içeri giren soyguncular, yarısı döviz olmak üzere 50 milyon lira alarak kaçmışlardı. İkinci büyük olay ise geçtiğimiz salı gecesi Yapı ve Kredi Bankası Kunıkapı Şubesi'nde meydana gelmiş, tavandan giren soyguncular keser ve levyeyle açtıkları kasadaıı 31 milyon lira nakit para ve 2,5 milyon'lira değerinde döviz alıp kaçmışlardı. Lukovcan'a güveniyoruz (Baştarafı Spor'da) kiye'ye uyum saglaması gerek. Türkiye'ye de uyum sagladıktan sonra önündeki savunmanın da yardımı ile kolay kolay gol yemez" şeklinde konuştu. Fenerbahçe Kulübü Baskanı Tahsin Kaya, Lukovcan'ın yeteneğinden kuşkularının olmadığını, ancak sözleşme öncesi kendilerini çok uğraştırdığını söyleyerek, "Bizi bu kalecilere muhtaç eden Türk kaleciler utansın. Ama inşallah hayırlı olur ve kalemizi başarı ile korur" dedi. Fenerbahçe ile sözleşme imzalamadan önce "ne olur, ne olmaz" diyerek, değil konuşmak, fotoğraf bile çektirmekten kaçınan Yugoslav kaleci Lukovcan ise im/adan sonra "Beni siz degerlendirin" dedi. bon yıllarda gösterdiği üstün formla Yugoslav Milli Takımı'nın kalesini devraldığını söyleyen Lukovcan, özellikle hava toplarına çok hâkim olduğunu belirterek, "Boyum 1.91. Hava toplarına hâkim bir kaleci sayılırım, ama zayıf tareflarımı soylemem. Yoksa rakip forvet gol atar" dedi vc "Yoksa siz Galatasaraylı, Besiktaşlı, Irabzonlu musunuz?" şeklinde espri yaptı. Ailesini getirmek üzere Yugoslavya'ya giden Lukovcan, iki kız çocuğu olduğunu ve eşi ile kızlarına çok düşkün bir insan olduğunu söyleyerek, "Fenerbahçe ile uzun süren görüşmelerimizin bir nedeni de ailemin benimle beraber oturmasıydı. Ama o konuyu da hallettik" dedi. (Baştarafı I. Sayfada) pedalı ve frene komuta ediyor. Uzun sözün kısası sürücüye bu arabada hiç bir iş düşmüyor. Üstüne üstlük yolda gittiğinizde önünüzdeki araçla aranızdaki cn güvenli mesafeyi de yine bu lazer radar sistemi mikrobilgisayar aracılığıyla ayarlıyoı. Uzun uzun sözünü ettiğimiz bu arabayı Japon Nissan firması CueX adı altında üretti. Aracın reklamları dünya çapındaki bütün gazete ve dergilerde son bir haftadır yayımlanıyor. Lazer sına girmişti. Ve Büyük Selçuklu'nun taşıyacağı petrolün bir kısmı Cerrahoğlu'na verilmişti. Koca tanker tam kapasite ile doldurulamıyordu. Bu da birkaç milyarlira daha kârın uçup gitmesi demekti... Mengenecioğlu, bu derdini o gün basın mensuplarına anlatamadı. Derdini anlattığı zaman da sonucu Turgut özal hükümetini sarsacak boyutlarda oldu. Dönemin Devlet Bakanı tsmail Özdaglar, görevinden oldu, rüşvet almakla suçlandı, görevi kötüye kullanmaktan hapis cezasına mahkum oldu. Ve Özdaglar cezacvine girdi. Bu sırada Mengenecioğlu'nun da işleri ters gitmeye başladı. Büyük Selçuklu'ya hiç yük bulamadı. Borçlar kabardı ve süper tankere haciz kondu, seferden men kararı verildi. "Büyük Selçuklu" tutuklandı. lstanbul Limanına demirledi. Ve biı gün, sessiz bir "operasyon" sonucu her şey yasal olarak Istanbul'dan demir aldı, Çanakkale Boğazı'nı geçip Ege'nin uluslararası sularına çıktı. Basra Körfe/.i'ne Harg Adası'ndan petrol almaya gidiyordu. Fakat Çanakkale'yi geçince gcmi "kazan arızası" yaptı. Uluslararası sularda 17 gün demirledi. Derken koca tanker rotasını Yunanistan'a çevirdi ve Pirc limanında satıldı. Haber satıştan 27 gün sonra dııyııldu. "Operasyon" tamamlanmıştı. Mengenecioğlu 11 ay limanda boş bekleyen koca tankeri için, "Ne yani" diyecekti, "Ben Büyük Selçuklu'yu lstanbul limanının süsıı olsun diye almadım." Büyük Selçuklu, İstanbul'un süsü olsun diye alınmamıştı. Koca tankerin evrakları arasında "leşvik belgesi" de vardı. Ama Mengenecioğlu sorularımızı yanıtlarken "Teşvik belgesinden yanırlanmadım" dedi, "Orta vadeli kredi de kullandırmadılar. Yalnız dış kredi ınüsaadesi aldım." 29 Ağustos I984'de 12.426 numaralı teşvik belgesini unutan Mengenecioğlu ile aramızdaki konuşma şöyle devam etti. Yararlanmadım diyorsıınuz, ama teşvik belgesinden yararlandını/. MENGENECİOĞLU Na sıl yararlandım? Büyük Selçuklu'yu aldıktan sonra Türkiye'ye iki sefer yaptınız. MENtJENECİOCLU Yaptık. Dev tankere sessiz satış (Baştarafı I. Sayfada) Bu iki seferden aldıgınız navlun ücretini şirket kârına geçirmediniz mi? MENGENECİOCLU Evet, şirket kârına geçirdik. Şirket kârına geçirdikten sonra teşvik belgesinden yararlanıp vergiyi düşük ödediniz. Böylece dolaylı da olsa teşvik belgesinden yararlanmış oldunuz. MENGENECİOĞLU Evet, dolaylı yoldan yararlandım ama ben bir hizmet verdim. Yabancılara navlun ücreti dolar karşılığı ödenirken ben Türk parası aldım. Vergi ödedim, adam yetiştirdim. Dışarıya bir kuruş borç ödeyemedim. 8 ay uğraştım, tankerin kalkışına müsaade etmediler. Daha sonra iadesine müsaade cttiler. Gönderine Türk bayrağı çekilmesine rağmen ithalatı çeşitli nedenlerlc yapılamayan Büyük Selçuklu'nun Zeytinburnu açıklarında II ay süren beklemesi, Türkiye Liman lşletmeleri'ne olan 399 milyon liralık borcunun ödenmesi ve haciz kararı nın kaldırılarak sefere çıkmasına izin verilmesi ile noktalandı. Harg Adası'na petrol almaya gitmek üzere lstanbul Limanı'ndan ayrılan Büyük Selçuklu'nun Iran yerine Yunanistan'a gitmesi ve burada satılmasından sonra gümrük yetkilileri, "Tankerin satılacagını bilseydik, el koyardık. Çıkış işlemini durdurur, araştırma yapardık" dediler. Çünkü, yurtdışınuan gctirilen bir "mal"ın bir yıl içinde ithal edilmesi gerekiyordu ve bu "mal" Büyük Selçuklu'nun ithalatı yapılamamıştı. Gümrük yetkilileri konuya ilişkin şöyle konuştular "UM Denizcilik, Büyük Selçuklu'nun ithali için banka işlemlerinin sürdügünü, banka ithalat miisaadesi vermedigini öne sürerek bizden tekrar tekrar izin islediler. İstedikleri süreler uzatıldı ve sonunda ithalat yapılmadı. Tankerin çıkışı bize bildirildi. Hazine ve Dış Ticaret Müsleşarlıgına sorduk, 'engel yok' cevabını alınca izin verdik. Tankeri satacakları ihbar edilseydi, el koyar çıkış işlemini durdurur, geniş çaplı araşlırma yapardık. Galata Vergi Dairesi'ne ve başka yerlere borçları var." 378 metre boyunda, 69 metre eninde, 423 bin tonluk süper tanker, nasıl olmuştu da lstanbul Limanı'ndan çıkıp, Harg Adasına giderken Ege'de arıza yapınış ve daha sonra Iran yerine Yunanistan'a gidip satılmıştı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle