17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/8 HABERLER 29 TEMMUZ 1986 Nikaragualı yoksul köylülerin toprak işgallerini, Sandinistler yasal çerçeveye oturtmaya çalışıyor 'Macheteler'in özgürlük yolu Nikaragua gezi notları Gülnur SavranSungur Savran 3 ÇALl^ANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Bu kesinti zorunlu mudur?" 1Kat Mülkiyeti Yasası'na göre yönetilen apartman veya hanlarda çalışan kapıcılar sigortalı olarak asgari ücret üzerinden sigortalı olarak çalışıyorlar. Normal 8 saatlik mesaileri dışında, aynı işyerinde ek bir iş yaptırılıp, bir miktar para verilirse alacakları bu paralar, sigorta kapsamına girecek mi? 2Bir apartman veya handa yöneticilik yapıp, bunun karşılığında ücret alan, aynı zamanda da Emekli Sandığı'ndan emekli maaşı alan bir emekli mcmurdan yasal olarak aldığı yöneticilik ücretinden sigortaya kesilecek prim nedir? Bu kesinti zorunlu mudur? Başka bir Gelir Vergisi de kesilecek mi? A.Y.İSTANBUL YANIT: 12184 sayılı yasa uyannca 1979 yılında "kaloriferli konut kapıcıları ile çalışmasını aynı işverene veya konuta hasreden" konut kapıcıları da İş Yasası kapsamına alınmıştır. tş Yasası uyarınca " İ ş Süresi" de " t ş Süreleri Tüzügü"nde belirlenmiştir. "Günlük iş süresi: a) Haftanın 6 iş gününde çalışılan işyerlerinde 7.5 saati, b) Cumartesi günleri de tatil edilmek suretiyle haftada 5 iş günü çalışılan işyerlerinde 9 saati" geçemeyecektir. Ayrıca günlük olağan iş süresinin dışında yapılacak " H e r bir fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktannın yüzde elli yükselmesi suretiyle ödenir." Sosyal Sigortalar Yasası'nın "Prime esas ücretler"e ilişkin 77. maddesinde "yolluklar, çocuk ve aile zamları, ölüm, doğum ve evlenme yardımlan ile ayni yardımlar" dışında kalan her türlü ücret ve ücret sayılabilir nitelikteki ödemeler sigorta primlerinin hesaplanmasında göz önüne alınacaktır. 2Yasa ile kurulu Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, BağKur ve Sosyal Sigortalar Kurumu'nun geçici 20. maddesine göre kurulmuş "Bankalar, sigorta şirketleri, ticaret ve sanayi odaları ve borsalar"ın personeli için kurulmuş emekli sandıkları gibi, "Sosyal güvenlik kurumlarından malullük veya emekli aylıgı almakta olanlar", Sosyal Sigortalar Yasası kapsamına "labi olmayı gerektiren bir iste çalışraaya başladıklan takdirde, 6.5.1986 tarihindcn itibaren zorunlu olarak Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyeceklerdir." Sosyal GUvenlik Destek Primi oranı ise "prime esas kazançlar üzerinden % 24 olup, bunun 1/4'ü (% 6'sı) sigortalı hissesi, 3/4'ü (% 18) işveren hissesidir." Gelir Vergisi Yasası'nın 23. maddesi uyarınca "özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde" çalıştırılanlara ödenen ücretler Gelir Vergisi kapsamı dışında bırakılmıştır. Ancak sizin konumunuz, Gelir Vergisi ödemenizi gerektirmektedir. Soru Sandino'nun Meşalesi Bir çiftlik binasının az ötesinde, sundurmanın yanıbaşında, çıplak ayaklı, kara gözlü, koyu tenli küçük köylü çocuklarının şaşkın ve ürkek bakışları altında, cayır cayır yanan bir güneşten kaçıp dev bir agacın gölgesine sığınmış, Carmelo'yu dinliyoruz. Bizi yeşil milis Uniforması ile karşıhyor. Muhtemelen en iyi giysisi bu; " y a n k i " misafirleri için bayramlıklarını giymiş sanki. Elliellibeş yaşlarında, kısa boylu, hep gülümseyen, gülümsediği zaman gözleri ince bir ufuk çizgisi gibi kısılan, dişleri dökülmüş bir köylü Carmelo. Yıllanmış, yaman bir hatip edasıyla bize, başkanı olduğu Ulises Rodriguez Uretim kooperatifinin tarihini ve bugUnünü anlatıyor. Çarpıcı bir rahatlık ve özgüvenle konuşan bu hatip, biraz sonra, kendisine armağan olarak verilen Ispanyolca derginin kapağını iri puntolarla boydan boya kaplayan "Solldaridad con Nicaragua" (Nikaragua ile Dayanışma) başlığını, heceleyerek, dudaklarını oynatarak, büyük güçlükle okuyacak. O kısa an bize Nikaragua köylUsUnun dününü ve bugününü, bu ikisi arasındaki büyük kopuşu özetliyor: Dün bir borç kölesi olarak mevsimlik işçilikle hayatını tüketen, sayısız küçük çocuğunun ölümünü eli kolu bağlı seyreden, okuma yazma bilmeyen, boynu bukuk yaşayan bu adam, bugün kendi kaderini kendi mücadelesiyle belirlemenin gururu ve özgüveni ile başı dik, doğaya ve düşmanına karşı, aynı koşullarda yaşayan binlerce başka köylü ile birlikte kollektif bir savaş veriyor. ÖZYÖNETtM ÖNEMLÎ Masaya'da "Alejandro Marenco" kooperatiflnde çardak altında köylülerle toprak mülkiyetikonusunda sohbet ederken, Carmelo b'ıyönettmi vurguluyor ve kooperatifte kararlan "bütün ortakların katıldığı genel kurulun verdlğtni" söylüyor. yönetim kurulu var. Bu kurul, ortaklarca seçilen bir başkan ve üretim, savunma, mali işler ve siyasi işlerle uğraşan dört sekreterden oluşuyor. Kurul haftada bir toplanıyor. Ama esas karar organı, Carmelo'ya bakılırsa, bütün ortakların katıldığı genel kurul. Yönetim sadece öneriler yapıyor, kararlan ortaklar topluca alıyor. "Çiinkii" diyor Carmelo, kafasının içinde Reagan'a cevap vererek, "Nikaragua'da demokrasi var. Son söz halkın!" Esteli yakınındaki bu kooperatiften birkaç gün sonra Masaya'da ziyaret ettiğimiz Allejandro Marenco kooperatifinde, öğle sıcağında bizi karşılamaya çardak altına koşan köylülerden biri Carmelo'nun bu sözlerini, "özyönetlm" ilkesinin kendileri için taşıdığı önemi vurgulayarak yankılayacaktı. şullara sahip. 1984 sonu itibanyla, ekilebilir topraklann % 18'i UPE'lerde, < 7 o 8'i CAS'larda ve < % l l ' i CSS'lerde toplanmış. Büyük özel ve kollektif mülkiyet biçimlerinin dışında kalan ise klasik küçük ve orta mülkiyet. "Şimdi o MiamTde, biz buradayız!" lnsan boyunun iki misli dev altın rengi başaklara benzeyen şeker kamışları, sanki sevmediklerine geçit vermemek için birbirlerine sokulmuş, masmavi bir göğe doğru yükselir. Şeker kamışınm bu gizemli çangılına giden yolu ancak bölge köylüsünün keskin bıçağı machete açar. On yıllar boyunca yakıcı güneşin altında büyük toprak sahibi için machele sallayan Carmelo ve arkadaşları, bugün diledikleri anda bir kamış keserek gezdirdikleri konuklarına ikram ede Köylü Mücadeleleri öyle görünüyor ki, Sandinist yönetimin zaman içinde toprak reformunu derinleştirmesinde tabandan gelen basıncın rolü büyük. Başka tarihsel örneklerde de görüldüğü gibi, devrimin yarattığı ortam topraksız ve yoksul köylülere cesaret ve özgüven kazandırarak, umutlarını yükselterek kırsal bölgede sınıf mücadelelerini hızlandırmış. Bizim orada bulunduğumuz on beş gün içinde, çeşitli bölgelerde köylülerin toprak talebiyle gösteriler düzenledikleri, hatta bu bırakılmış toprakları kendiliklerinden işgal ettikleri gazetelerde sık sık yer alan haberlerdendi. Birçok durumda, Tarım Reformu Bakanlığı (M1DINRA), yeni yönetimin kurduğu yasal çerçeveyi zorlayan bu işgal vb. hareketler karşısında zor durumda kalıyor, köylüleri temsil eden kitle örgütleri ve FSLN'nin yerel örgütleri aracılığıyla eylemcileri yasal kanallara sevketmeye çalışıyordu. Yönctim, tnbandan gclcn hıı bnsınç knrşısındn ilginç yöntemlere başvurmak zorunda kalıyor. Bunun bir örneği son dönemde Masaya yakınında yaşanmış. O çevrede bir yörenin Eduardo Boleanos adında, zenginliği dillere destan bir toprak ağası var. Yörenin topraklarının üçte ikisi devrim öncesinde Boleanos'a ait. Reformun ilk dalgasıyla birlikte, Boleanos'un topraklarının bir bölümü yasal yollardan kamulaştırılıyor. Şimdi bu topraklarda, orta boyda dokuz kooperatifte bir araya gelmiş yüzlerce aile geçimlerini sağlıyor. Ne var ki, Boleanos'un hâlâ uçsuz bucaksız toprağı var. Ve Masaya bölgesinde binlerce topraksız köylü. Eskiden son derece normal gorunen bu durum, devrim sonrasında köylülere kabul edilmez geliyor. Mucadeleler, işgaller başlıyor. Boleanos yasal yollara başvuruyor. Sandinist yönetim araya giriyor ve Boleanos'la, toprağının bir bölümünü karşılığını ödeyerek kamulaştırmak üzere pazarlığa oturuyor. Ama Boleanos son derece katı. " S a t m a m " diye tutturuyor. Hikâyeyi bize anlatan köylü sendikacı Vladamir sözünü şöyle bağlıyor: "Böylece Boleanos 'yurtsever' bir toprak sahibi olmadıgını kanıllamış oldu. Şimdi topragının elinden alınmaması için hiçbir neden kalmadı!" Zenginliği dillere destan Boleanos'un topraklarına köylüler el koydu. Sandinist yönetim araya girip, toprakları kamulaştırmak için pazarlığa oturdu. Toprak ağası katı tutum alıp "satmam" deyince, köylü sendikaalara göre yurtsver olmadığını kamtladı. Toprağın elinden alınmaması için neden kalmadı. biliyorlar. Orta Amerika'nın ve Karayip adalarının ünlü içkisi rom, bu şeker kamışından elde ediliyor. Onun için, anında kesilmiş şeker kamışını emdiğinizde de, alkollenmemiş olsa bile, neredeyse rom tadı bırakıyor damağınızda. Ama insanı asıl sarhoş eden Carmelo'nun ağzından dinlediğimiz tarihçe. Nikaragua 1978 yılından itibaren, köylüsü ve kentlisiyle elli yıllık Somoza istibdadına karşı ayaklanmaya başladığında, Carmelo ve arkadaşları da, aynı zamanda bölgenin Somocista önderi olan büyük toprak sahibine karşı mücadeleye girişmişler. Mücadelenin sonucunu şöyle özetliyor Carmelo: "Biz kendimiz, dataa Somoza devrilmeden çok önce topraklara el koyduk ve Zafer'den üç hafta önce ilk şekeri kestik. Eski toprak sahibi kaçtı tabii. Şimdi o Miami'de, biz ise buradayız!" Vaktiyle tek bir toprak sahibinin gücünü ve debdebesini yaratan bu topraklardan şimdi 40 aile geçimini sağlıyor. Kooperatif komünal mülkiyete dayalı. Hukuki mülkiyet kooperatife ait, her aile kooperatife üye. Bu yüzden çalışma süreci de, ürünün bölüşümü de, karar süreci de kollektif bir temelde, düzenleniyor. Kooperatifin bir Toprak reformu: Devrimin en önemli kazanımı Devrim sonrasında toprak reformu aşama aşama derinleşmiş. önce Somoza ve yakınlarının toprakları dağıtılmış. Daha sonra çıkarılan toprak reformu yasasında büyük toprak sahiplerinin elinde kaIabilecek toprak miktarı oldukça yüksek tutulmuş. Bunun nedeni, Sandinistaların "yurtsever" olarak niteledikleri mülksahiplerini (bunlar ister kentsel burjuvazinin üyeleri, isterse toprak sahibi olsun) tarafsızlaştırma siyaseti. Ama sahibi iilko dışınn knçnn ya dn aylak bırakılan topraklann, miktardan bağımsız olarak dağıtımı öngörülmüş. 1984 başında, hukuki mülkiyetine sahip olmadıkları toprakları işletmekte olan küçük köylülerin durumları yasallaştırılmış. Son olarak, bu yılın başında çıkarılan yeni bir yasa ile sahip olunabilecek topraklann üst sınırı ciddi biçimde düşürülmüş ve toprak dağıtımı yeniden hız kazanmış. Kuşkusuz, toprak raformu tarımda büyük özel mülkiyctin tümüyle ortadan kalktığı anlamınagelmiyor. Ekilebilir topraklann % 1112'si büyük toprak sahiplerinin elinde. Üretimin üçte biri de onlardan kaynaklanıyor. Toprak reformunun sonucunda ortaya çıkmış kollektif örgütlenme biçimleri ise çeşitli. Bir yanda, Area de Propiedad Popular (Halk Mülkiyeti Alanı) olarak anılan devlet kesiminın tanmdaki ifadesi UPE'ler (Uniön de Producciön Estatal Devlet Üretim Birimleri) var. öte yandan ise göniillii temelde kurulan kooperatifler. Bunlar da ikiye ayrılıyor: Ortak mülkiyete dayanan üretim kooperatifleri (CAS'lar) ve küçük mülk sahibi köylüleri bir araya getiren hizmet kooperatifleri (CSS'ler). UPE'ler ve kooperatifler, gerek kredi, gerek tarım girdileri, gerekse pazarlama olanaklan bakımından önceliğe ve ayrıcalıklı ko UĞUR MUMCU (Raştarafı I Sayfada) GÖZLEM SÜRECEK Şahinkaya mal varlığını Dişişleri: Bulgaristan olayinın (Baştarafı 1. Sayfada) 1986'da yapılan genel kurulu lıabaşkanının da girisimde bulunsiyasi hiçbir yanı yok /dran cetvelinde Tahsin Şahinkamasını beklivorum." ANKARA, (a.a.) Dişişleri Bakanhğı Sözcüsü Yalım Eralp, Bulgar Havayollan'nın uçağına 20 temmuz günü mahkeme kararıyla tedbir konulması konusunda, "Olay tamamen yargı giiciinün yetkisi dahilinde cereyan etmlştir' dedi. Yalım Eralp, olayın özel hukuk ilişkileri çerçevesinde vuku bulduğunu, hiçbir siyasi yönü olmadığını bildirdi. Eralp, gazetecilerin, "Bulgaristan Telgraf Ajansı yayımladıgı bildiride, olayı siyasi tahrik olarak niteliyor. Bu konudaki görüşünüz nedir?" şcklindeki sorularına şu karşıhğı verdi: "Bu olay tamamen özel hukuk ilişkileri çerçevesinde vuku bulmuş olup bunun hiçbir siyasi yönü yoktur. Türkiye demokratlk bir ttlkedir. Bütün Batı demokrasilerinde oldugu gibi ülkemizde de kuvvetlerin ayrılıgı ilkesi uygulanmaktadır. Bu ilkeye göre idarenin yargı gücüne müdahalesi söz konusu olamaz. Olay, tamamen yargı gücünün yetkisi dahilinde cereyan etmiştir ve Balkan Havayollan'nın tstanhul'daki lemsilciligine Bulgar uçağının üzerine tedbir konulmasıyla neticelenen dava ile ilgili bilgiler zamanında intikal etmiştir. Nitekim, iıra hâkimligi, Bulgar Havayolları şirketi temsilcilerinin miiracaatı üzerine teminat yatırabilmek için kendilerine 15 günliik bir süre tanımıştır. Istanbul'daki Bulgar Baskonsolosluğu da bu durunıdan haberdardı. TUrk resmi makamları, olaya muttali oldııldan andan itibaren, Bulgar tarafına sorunun özel hukuk çerçevesinde halline yardımcı olacak bütün bUgileri iletmişAynca idare, meselenin bir an evvel halli ve uçağın havaalanından ayrılması için ınüınkıın olan her tıirlıı gayreti göstermiştir. Bu itibarla olayın siyasi bir tahrik olduğu yolundaki Bulgar iddiası her türlü mesnetten yoksundur." C'anver, "Anayasanın geçici 15. maddesinin, yolsuzluklarla ilgili girişimleri önleyip önlemeyeceğine" ilişkin soruya ise, şu karşılığı verdi: "Anayasanın geçici 15. maddesinin, eger bir hırsı/lık, bir yolsuzluk, bir uğursuzluk yapılmışsa, bunu yapanları korumak için çıkartümış oldugunu kabul elmiyorum. Bence bu mudde, anarşiyi önlemek, illegal örgütlerle mucadelc, kurumlarda düzenleme için birtakım radikal ve acil önlem almak dıırumunda kalıp, yasaların çignenmesi sonucu ortaya çıkınca, bu işleme başvurmak durumunda kalan yöneticilerin zarar görmesini önlemek için çıktı. Bunu dogru buldugum için söylemiyorum, 15. madde baflıbasına tuhaf ve yuadışı bir maddedir. Bir gerçeği vurgulatnak için söylüyorum". ANKA muhabiri Muslal'a Sönmez'in haberine göre, Tahsin Şahinkaya'nııı eşi, kızı ve oğlunun ba/ı şirketlerdeortaklığı bulunuyor. Bağfaş'ın 28 Marl ya'nın cşi Sema Şahinkaya da ortak olarak yer alıyor ve adıes olarak "Altıpark Caddesi, 1/6 AydınlıkevlerAnkara" gösteriliyor. Öte yandan I976'da kurulan ve I983'te iflas cdcrek önce Denizcilik Bankası'na, oradan da Bağfaş'a satılan İşkur'da da Sema Şahinkaya'nın kurucu ortak olduğu saptandı. Çok ortaklı Bağfaş, 1985'te 65,7 ınilyar liralık cirosuyla Türkiyc'nin en buyük ll'inci ozel sektor kurulusu oldu. 1985'te 5 ınilyar 587 milyon lira kâr eden Bağfaş'ın 33 milyar liralık nei aktifi ve 19,1 milyar liralık özkaynağı bulunuyor. 9 CECE/10 CUN/YARIM PANSIYON 1 0 9 . 0 0 0 . " T L CLUB KUŞADASI MARMARIS 9 CECE/10 CUN/YARIM PANSİVON 8 7 . 0 0 0 . " T L EFEM FE/V TATIL KOYU # a KLSKİN OTEI. KLSKIİNUItl Ö R E N "# •• 7 CECE/ 8 CUN/YARIM PANSİYON 7 2 . 0 0 0 . " T L Yine ANKA'nın yaptığı araştırmaya göre, Tahsin Şahinkayanın kızı Sevgi Şahinkaya ile oğlu Serdar Şahinkaya'nın da Çanakkale Seramik'e ortak olduklan rtğrenildi. Çanakkale Seramikle 5000'er hissesı bulunan Sevgi ve Serdar Şahinkaya'nın son genel kurulda adres olarak vıkelın buyıık ortaklarından Kemal So/en eliyle ibaresini kullandıkları görüldu. ALANYA # 9 GECE/10 CUN/YARIM PANSIYON 87.000. TL ÖMER TATİL KÖVÜ 9 CECE/10 CUN/YARIM PANSIYON KUŞADASI 32 yıldan beri, DAKTİLO ve MUHASEBE kurlarımızı bitiren Orta ve İlkokul mezunlarına bile I Ş ÇOK \ ELEIVIAN Y O K . 119.000. T L HER CUMA KESİN HAREKET Ozel otobuslerlp gırlışdonıış / Merkeı. Barbaros Buh/an 35/5 Bcşlktas . » • / T e l : 161 10 7 4 161 82 26 161 22 81 türlü kuşku geliyor. Basının kendi kendisini denetlemesl, Ingiltere ve Norveç gibi düşünce yasaklarının olmadığı ülkelerde sağlıklı sonuçlar vermesi doğaldır. Bunlar doğaldır. Doğaldır da Türkiye gibi basının binblr türlü yasakla kısıtlandığı bir ülkede, bu türgirişimler acaba olumsuz sonuçlar vermez mi? işte endişeler bu noktadan kaynaklanmaktadır Hükümetin 1985 yılında "Basın Konseyi" kurmak için kollarını sıvadığını, bu amaçla, eski Basın Yayın Genel Müdürü, Büyükelçi Sayın Turgut Tülümen'in, Doç. Dr. Sayın Korkmaz Atemdara "Baaının Kendi Kendini Kontrolü, Dunyadakt Bazı Uygulamalar ve Türkiye'deki Durum" başlığı ile bir inceleme yaptırdığını biliyoruz. Bazı gazeteci arkadaşlarımızın "Aman hükümet kötüsünü hazırlamadan biz Iyisini hazırlayalım" diye düşünerek iyi niyetle bu işe koyulduklan da anlaşılıyor. Bu çalışmaları yürüten arkadaşlarımıza, 1938 yılında yürürlüğe konulan "Basın Birliği Kanunu"nun 1946 yılında hangi gerekçeyle kaldırıldığını anlatırsak, belki bizlere hak verirler diye düşünüyoruz. 28 Temmuz 1938 yılında TBMM'ce kabul edilen "Basın Birliği Kanunu"nur\ 15. maddesi şöyleydi; okuyalım: Birlik mensupları arasında çıkacak şahsi anlaşmazlıklarla, haysiyet ve şerefe taalluk eden maddeleri ve birliğin bu kanun ile tesbit olunan maksatlanna aykırı hareketleri iddia olunan birlik mensuplarının vaziyetlerini tetkik ederek icap eden kararlan vermek üzere, her mıntıkada bırer 'Mıntıka Haysiyet Divanı' ve Ankara'da bir 'Yüksek Haysiyet Divanı' kurulur... Yasanın 5. maddesinde de birliğin gazetecilerin "maddi, manevi, ferdi ve müşterek menfaatlerini müdafaa ve temin etmek, mesleğin şeref ve vakarını korumak, meslekte inzibat ve intizamı idame etmek, tesanüd duygulannı kuvvetlendirmek.." gibi amaçları olduğu belirtilmekteydi. Tek partili dönemde çıkarılan bu yasa çok partili yaşama adımımızı attığımız 1946 yılında Saraçofllu hükümeti tarafından kaldırılmıştır. Gerekçesi mi? Gerekçesi çok ilginç. Başbakan Şükrü Saraçoğlu, "Basın Birliği Kanunu"nun kaldırılması hakkındaki yasa tasarısının gerekçesinde "...son yılların uygulamaları neticesinde; bu kanunla basın mesleğinin serbestçe inkisafı bakımından bugünkü inkisafları karşılamayacak bazı kayıtların bulunduğu" görüşüne yer veriyor ve "Cemiyetler Kanunu'nda yapılması tekllf olunan değişikliğln kabulünden sonra" kurulacak "serbest derneklerle" basının kendi gereksinmelerinı karşılayacağını belirtiyor. Aynı konuya ilişkin Adalet Komisyonu raporu da çok ilginçtir. Bu rapordan da küçük bir alıntı yapalım. Dernekler Kanunu'nun değiştirllen bir maddesinde derneklerin, tüzüklerinde dernek olarak kurulması isteği açığa vurmakla tüzel kişilik iktisab edecekleri ve bu itibarla kurulmuş sayılacaklan esası kabul edilmiş olduğundan basın mensuplarına kendi meslek kaideleri bizzat tayin ve tesbit ve mesleki teşkilatlarını diledikleri gibi kurmak imkânını bahşeden (asarının aynen kabulüne oy birliği ile karar verilmiştir... 1946 yılında Istanbul'da kurulan "Gazeteciler Cemiyeti" tüzüğünde başında onur kırıcı davranışlarda bulunanları cezalandırmak amacıyla oluşan "Onur Kurulu"r\a yer verilmiştir. Gazeteci, meslek kurallarını çiğnerse, Onur Kurulu'nca cezalandınlacaktır Öyleyse Basın Konseyi'ne ne gerek vardır? Geçen hafta basına açıklanan "Basın Meslek llkeleri"n\n nasıl uygulanacağı ise bir başka tartışma konusudur. Örneğin, artık başında bir "yeni yapı" oluşturan holdinglerin varlığı karşısında, "Bir kamu muessesesi olan gazetecilik mesleğı, bu mesleğin dışında kalan özel ve ahlakı amaç ve çıkarlara alet edilemez" hükmü nasıl uygulama alanı bulacaktır? Dışsatım şirketleri ve müteahhitlik firmaları olan gazete sahıplerıne, bu madde söyler misiniz nasıl uygulanacaktır? LİSE MEZUNLARI! Aylar, yıllar geçiyor; Siz hâlâ BOŞ MU BEKLİYORSUNUZ ? turizm '• I Tel: 336 16 60 / Şube .AItıyolSevrnlllshanıBBIokClrt5katı Kadıkuy Hiç olmazsa BİLGİSAYAR ÖGRENİN . BİLGİSAYARLI M U H A S E B E ÖGRENİN. T.C SARIYER İCRA MEMURLUĞU MENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLAINI Dosya No: 986/708 T. ~ ~ Uir borçıan dolayı hacizli ve aşajıda cins, mıkıar ve kıymeilerı ya /ılı ıııallar sulışcı vıkaıılıııışlıı Hırıncı artırıııa 4/8/986 Pazartesi gunü saai 17I7.15'te Ycniköy Köyba^ı t'ad 334/1'de yapılacak ve o gunu kıymetlerinin °/o 75'inc isleklı bıılıınmadığı lakdirde 5/8/986 gunü aynı yer ve saalle 2. arlırma yapılarak en cok tıyat verene salılacağı ve salı^ >arınumeııırı ıcra dosyusından görulebıleceği, masrafı verildiği takdirde jarlnanıenın biı örneğinin isteyene gOnderilcbileceği, fazla bilgi almak ısıeyenlenıı yukarıda ya/ılı dosya numarasıyla icra mcmurluğuna ba^vumıa laıı ılan oluııuı. Muhumnıen kıymeli Adedi Cinsi (Mahiyeti ve önemli nitelikkri) I.ira Krş. 10.000 000r 34 IİU 880 Plakalı 75 Modcl 350 SL Merscdcs Benz m a r k a oıo. Basın: 8634 ELEKTRONİK DAKTİLOGRAFİ ÖGRENİN. İŞSİZ KALMAYIN AMPİYONI ÖZEL DAKTİLO SEKRETER VE BİLGİSAYAR KURSLARI Merkezi : Beyazıt , Mıthat Paşa Cad., 14/1 Tel: Beyoğlu Şubesi : istıklal Cad., Yonca Han, 87/7 Tel Kadıköy Şubesi : Allıyol, Ku$dılı Caddesi. 6/3 Tel. DIKKAT Bu uç şubemızden başka, ŞAMPIYON adıyla çalışan Bılgısayar Kursu şubemiz değildır. 527 55 25 527 49 03 522 21 06 149 7993 149 8106144 9011 338 08 42 336 11 50 hiçbir Daktılo, Sekreter ve üüzcl Saııatlar Yeteııek Sınavları i<;i11 ha^lattığımız lıafta içi kıııslarımı/.a ek olarak Ouıııarl«*i Pazar K.ıırslarıını/.<la Soğanlı Sk. No.7 T. TEL : 143 28 79 143 28 99 Nufus cuzdanımı kaybeıtim. Hükümsuzdur. REMZİ UYSAL 7 yaşıma bastığımı tüm sevenlerıme müjdelerim. 28.7.1986 MERT GİRGİN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle