Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 TELEVİZYON 19.00 Açılış 19.01 Haberler 19.15 Edison Kardeşler 9 TV'ÜE SİNEMA KÜLTÜRYAŞAM 29 TEMMUZ 1986 TKTNIN IÇINDEN MAHMUT T. ÖNGOREN Ozetle tm ve Tom uzayla ılgılı bır reklam filmı çekmek ıslerler. Bunun için de hazırlık yuparlar. Bu (ulı^mulurdan haberı olmayan Pagi uzoydan birıakım cisimlerin geldığını zanneder. TUrizm Bankası Tıtrk Saııal Müziği Topluluğu, sırasıyla }u eserlerı seslendirıyor: Peşrtv, Gilıin bırakıp benı. Yorgun duştüm koklamaktan hayalım, Sahılde o hos buseterı, Geçlı hayal ıçınde, GUzel bır g/lz henı allı bu derin sevdava, Havada bulul yok bu ne dumandır ve Sınemde hır tutuşmu) yanmış ucak olavdı AST Örneği... Küttür ve Turizm Bakanlığı, Ankara Sanat Tiyatrosu'na bu yıl parasal yardım yapmaktan vazgeçmeslnin nedenlerini hfllâ açıklamış değil. O Kültür ve Turizm Bakanlığı ki, ülkemizin kultur sorunlanndan hiçbirine en kOçük bir çözüm getiremedl. O Kültür ve Hırlzm Bakanlığı ki, ülkemlzin kendi yolunu kendi bulmaya çalışan ve her yıl patlayacağı açıklanan turizm pdttikasını da sonunda karaya oturttu. Şlmdi kalkıyor 24 yıldan beri salt Izleyicllerinin ve sanatçılarının desteği İle yaşayan AST'a iki Qç kuruşluk yardımı esirgiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda kimler alıyor bu kararlan? Kültür işlerine son yıllarda salt politika sonucunda girip bu konuları kavradıklarını sananlar mı? AST, 1963 yılında kurulduğunda ortada olmayanlar, bu sevgili tiyatromuz politik ve ekonomik dar geçitierden geçerken burunlarını kıvıranlar, bu sehneden gelip geçmiş Asaf Çiğiltepe, Sermet Çağan, Güner Sümer, Erkan Yücel gibi en seçkin sanatçıları ve bugün AST'ı yasatma mücadelesi veren diğerlerlni tanımayanlar, şimdi kalkmışlar AST'ı akıllarınca cezalandırıyorlar mı? AST bugüne dek hep çağdaş oyunlar sergiledi ve sahnesinde sürekli olarak en çağdaş kültürel etkinlikiere yer verdi diye mi? AST, Kültür ve Turizm Bakanltgı'nın politikası ile uyum içinde çalışan TRT tarafından da cezalandınlmıştır bugüne dek. TRT tarafından hiç "haber" yapılmayarak, tiyatro ile ilgili TV izlencelerinde hiç anılmayarak... Son dönemin en büyük kültür yasaklarından biri de bu yıl AST'a uygun görülen bu parasal engellemedir. Bu engellemeden de en büyük dersi filmcilerimiz çıkarmalıdır. Çünkü içinde bulunduğumuz yıl çıkanlan sinema yasasına göre, Kültür ve Hırizm Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni yönetmelikler yakında açıklanacak ve bu yönetmeliklerden birine göre oluşturulacak "sinema fonu"ndan hangi filmcilerin yararlanabileceği de anlaşılacaktır. AST'a yapılan yardımın nedenleri açıklanmadan kesildiğine bakarsak, "sinema fonu"ndan hangi filmcilerin para alacağını da kestirmek güç olmasa gerek. ANAP'ın liberal bile olmayan dar görüşlu polltikasına uygun senaryolar, çağdışı fllmler ve sinema sanatını görmezliğe gelen yapıtlar ve aynı durumdaki yapımcılar, devlet desteğl İle günlerini gün etmeyecekler mi? Bugun, "sinema fonu"ndan önce, slnemamıza uzun ve pahalı TV dizileri yaptırarak parasal destek sağlayan bir başka kurum daha var: TRT Tetevizyonu. O da bugüne dek yaptırdığı ve yayımladığı Yeşilçam dizileriyle, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın aynı amaçla izleyeceği politikayı desteklediğini çoktan kanıtladı. En son örnek, tam 1 milyara çıkacağı ve gerekirse bu yapım bütçesinin ikiye katlanabileceği TRT Genel Müdürü tarafından açıklanan "Osmancık" ya da "Kuruluş" (Yoksa "Kurtuluş " mu? Hangi adla yapılsa, ne fark eder?) adlı TV dizisldlr. İyi sinema yapmak isteyen filmcilerimlzin ve iyi sinema isteyen izleyicilerin, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından AST'a uygulanan "ceza"yı ve "parasal yasağı" göz önünde tutarak, TRT Televizyonu'nun bugün Yeşilçam'a sağladığı ve anılan bakanlığın da çok yakın bir gelecekte "sinema fonu"ndan sağlayacağı keyfi para desteğini çok yakından gözlemeleri gerekiyor. 19.40 Tıırizm Bankası Tiirk Sanat Müziği Topluluğu" Clear ile Dennıse bırllkle seramık kurslarına kalılırlar. Kurslarda Denıuse Clear'u göre daha başanlıdır. Yıl sonunda düzenlenecek hır kampanya içın Cliffden yardım ısterler. Clıff başına bıt\uk ış gelecegını bıle bıle bu tekhjt kabul eder. Dünyaca tinlu Mariyacilerden söz edılıyor. Meksıka'da her şeytn pazarlıkla ahnmasma deginiliyor. Kapalı ve açık çarşılar görıtntulenıyor. Meksıkulılurlu evlenmış TUrklerden, köylerde yüzyıllar boyu süregelen âdetlerden sOz edıliyor Ayrıca Meksika'dakı Venedık, Meksıka'mn kuyu kebabı ve Meksika dansları gOrUnlUleniyor. 20.30 Haberler 21.00 Hava Durumu 21.15 Cosby Ailesi 21.45 Haber Program: "tşte Meksika" 2 Dünyaca ünlü Yugoslav r*ssam Marko Celebonovic Fransa'nın St. Tropez kentinde öldü. Sanatçı seksen dörl yaşmdaydı. önce Oxford ve Paris 'te hukuk okuyan Celebonovic, daha sonra Paris 'te Emile A nloine Bourdelle ile yontu çalıştı. 1923'ten başlayarak da resme yöneldi. 1930'Iarda geliştirdiği cengin renge dayalı tekniği, daha sonraki Yugoslav ressam kuşağım derinden etkiledi. Ikinci Dünya Savaşı yıllannda Fransız direntşlnde etkin bir rol oynayan Celebonovic, 194546 yıllannda Eisenhovver'ın Avrupa karargâhında irtibat subaylığı yaptı. 1949'dan 1960'a kadar Yugoslavya 'nın Paris büyükelçiliğinde görev aldı. Ressam Celebonovic öldü 22.15 TV'de Sinema: Pamuk İpliği (Aynntıh bılgı yandakı sütunlarda) "SENİ YAŞATACAĞIM" ADIYLA OYNAMIŞT1 OscorU yıldızlardan Anne Bancroffun başrolde oynadığı "Pamuk ipUği", iUkemizde daha önce uSmi Yaşatacagım" adıyla gösteribniştL TRT'nln bu adı neden korumadığı anlafthr gibi değiL 23.50 Haberler 24.00 Kapanış RADYO T R X I 05.00 Açılış, program ve kısa haberler. 05.05 Lzgı kervanı. 05.30 Şarkılur ve oyun havaları. 06.00 Köye haberler. 06.10 Günaydın. 07.30 Haberler. 07.40 GUnUıı içinden. 09.40 Arkası yarın. 10.00 Kısa haberler. 10.05 Keklanılar. 11.00 Kısa huberleı 11.05 Türküler. 11.25 Çeşilli sololar. 11.45 Şarkılar. 12.00 Kısa haberleı. 12.05 Reklam lar. 12.10 ögle Uzeri. 12.55 Rcklamlar ve radyo programları. 13.00 Hnberler. 13.15 Muzik. 13.30 Bölgesel yayın ve rekiamlar. 14.45 Hukuk köşesı. 15.00 Kısa haberler. 15.05 öğleden sonra 16.00 Kısa haberler. 16.05 TUrküler vc oyun havaları. 16.30 Çejiıli mıl7ik. 17.00 Kısa haberler. 17.05 KöyUmüz köylümu7. 17.25 Bölgesel yayın ve rekiamlar 18.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın çocuk şarkısı. 18.20 Besteıııgâr laslı. 18.50 Halıl rnil/ik ve rekiamlar. 19.00 Haberler vc olayların içinden. 20.00 Şarkılar. 20.20 I üı kıılcı geçidi 20.40 TUrkçe sözlü hafif mUzik. 21.00 Kısa haberlcr. 21.05 Konularııı içinden 21.35 TUrk Halk Mn/iği dınleyici istekleri. 22.00 Caz müziği. 22.30 Solisllerden seçmeler. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 GUnun haberlerınden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 01.05 • 05.00 Gecc yayını. T R T I I 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 07.30 Haberler. 07. 40 TUrktller ve oyun havaları. 08.00 lkı solıstten şarkılar 08.30 Sabah konseri. 09.00 rurküler. 09.15 Çocuk bahçesi. 09JO Çeşıtlı müzık. 10.00 Şarkılar 10.20 Turkulcr gcçıdi. 10.40 Kllllllr kaynaklanmız. 11.00 Küçük koro. 11.30 TurkUlcr 11.45 Halıl müzık. 12.00 Beraber ve solo şarkılar. 12.30 Yurttan sesler kadınlar [oplıılıığıı 13.00 Haberler. 13.15 Hafıf mllzik. 13.30 Beraber ve solo şarkılaı. 14.00 IUrküler geçidi. 14.30 Yabancı dıl der,1. 15.30 Erkekler topluluğu. 16.00 Çeşıtli nıü/ık. 16.20 Arkası yarın 16.40 GüldeMc. 17.00 Barok müzik. 17.30 Nihavend faslı. 18.00 Yurtlan sesler 18.30 Dın ve ahlâk. 19.00 Haberlcr ve olayların içinden. 20.00 Turkuler geçıdı. 20.30 Yabancı dil. 21.30 Çeşıtli mllzık. 21.45 F.ğılim ön lısans programı. 22.20 Halıl müzık 22.30 Bır ronıaıı / bır yazardan hikâycler. 22.45 Türkuler. 23.00 Haberler 23.15 Solıstlcr geçidi. 23.40 Hafıf nıll/ik 23.55 DOrt mcvsimden. 00.55 Program ve kapanış. T R T I I I 07.00 Açıhş vc program. 07.02 Hafif mllzik. 07.30 Sabah konseri. 08.00 Sabah ıçın ıım/ik 09.00 Hubcrler 09.12 Muzikli dakikalar. 10.00 Plaklar arasında. 11.00 Oğleye dogru. 12.00 Haberleı. 12.12 Ciünün konseri. 13.00 Solisllcr geçidi. 13.30 Turk halk mu/ığı toplıı programı 14.00 Konser saali. 15.00 Türkçe sözlll hafif müzik. 15.25 Ca7 sanatı. 15.5S Haflanın çncıık şarkısı 16.00 Solıstlcr geçidi. 16.30 Türkuler geçidi 17.00 Habeılcr. 17.12 Sı/leı ıçın 18.IK) lkı solıstıkı albüm. 18.45 I'KI Ankara Radyo su Çokseslı Korosu. 19.00 Haberler 19.12 Muzık ve yorumcular. 20.00 Muzik demetı. 21.00 Senfonık ınu/ık. 22.00 Haberler. 22.12 Gcccnin gclirdiklcri. 23.00 Salı konseri. 24.00 Gcce müzik. 01.00 Program ve kapanış. Dd başoyuncusunun yan yaııa gelmediği fîlm Yönetmen: Sidney Pollack / Oyuncular: Anne Bancroft, Sidney Poitier, Steven Hill, Telly Savalas / 1966 yapımı / 95 dakika. Kültiir Servisi Amerika'da her yıl binleri bulan intiharlan önlemek için kurulmuş bürolar ve buralarda çalışan sosyal yardım gönüllüleri vardır. Bu bürolardan birindc görevli olan bir zenci, telefon ederek intihar edeceğini bildiren bir kadını, girişiminden vazgeçirmeye çalışır... Ancak elinde yalnızca konuşarak ikna etme olanağı vardır... "Telefonlu" filmlerin en ilginçlerinden biri.. Gerçek bir toplumsa! olaydan yola çıkan Turgut Savaş istifa etti İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Turgut Savaş, görevinden istffa etti. Savaş'ın, 22 Temmuz 1986'da Devlet Tiyatrolan Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği ve sağlık nedenlerini ileri sürdüğü istifası kabul edildi. 5.4.1983 'te İstanbul Devlet Tiyatrolan Müdür Yardımcısı olan Turgut Savaş, Müdür Can Gürzap 'ın istifasından sonra 3.1.1985'te bu gbreve atanmıştı. Savaş'ın yerine kimin atanacağı henüı belirlenmedi. Pamuk İpliği (The Slender Thread) / 'Barbiana'da Bir OkuF Adalar Kültiir Şentiği'nde Kültiir Servisi Anadolu Çocuk Oyunları Kolu (AÇOK), yetişkinler için hazırladığı "Barhiana'da Bir Okul" adlı gençlik oyunuyla, Adalar Belediyesi'nin duzenlediği 2. Kultür ve Sanat Şenliği'ne katıhyor. Adalar Belediyesi'nin desteklediği ve dünya prömiyeriyle seyirciye sunulacak oyun, ltalya'daki değişik bir eğitim denemesinden kaynaklanıyor. Floransa kentine bağlı Barbiana köyünde kilisc papazı "Lorenzo Milani tarafından başlatılan Barbiana Okulu, Italya'daki eleyici eğitim sistemine akılcı bir cleştiri getirmişti. Bu okula, ttalyan milli eğitiminin "okumaya yelenegi yok" kararıyla belge verip "sokakluru, tarlalara, fabrikalara" salıverdiği çocuklar alınıyordu. Dersler bir tören gibi topluca yapılıyor, konular hayatın içinde hayat için öğreniliyordu. Barbiana'da not almak, karne altnak, belge almak, sınıfta kalınak, kovulmak ve terk ctmek yoktu. Yıllar sonra Barbiana öğrencilerinin ve Peder Milani'nin yazdığı kitaplar pek çok dile çevrildi, büyük ilgi gördü. "Barbiana Okulu", bütün dünyada bir "pedagoji olayı" olarak kabul edildi. AÇOK'un Adalar Şenliği'nde sahneleyeceği oyun, bu eğitim denemesini konu alıyor. Turgul Denizer'in yazıp yönettiği "Barbiana'da Bir Okul", 3 ağustosta Heybeliada'da, 7 ağustosta Burgazada'da, 8 ağustosta Kınalıada'da, 9 ağustosta da Büyükada'da sergilenecek. AÇOK, "Yetişkinler için bir çocııkgençlik oyunu" olarak nitelediği "Barbiana'da Bir O k u l ' u önümü/deki mevsim İstanbul sahnelerinde de sergilemeyi tasarlıyor. film, tanınmış senaryo yazarı Stirling Silliphant'ın senaryosu nedeniyle oldukça yapay ve melodramatik bir yapıya da kaymıyor değil. Günümüzün önemli yönetmeni, "Atları da Vururlar", " J e remiah Johnson", "Akbabanın 3 Günü", "Yanlış Karar", "Tootsie" ve en son "Afrika'nınDışında" gibi filmlerin yaratıcısı Sidney Pollack'ın ilk filmi olan bu siyahbeyaz yapım, yonetmenin sonradan belirginlesccek olan özelliklerinin de ilk habercisi. Anne Bancroft ve Sidney Poitier gibi yetenekli ve Oscarlı 2 oyuncunun varlığından da alabildiğine yararlanıyor film. llginç bir nokta: Başoyuncularının hiç yan yana gelmediği sayılı filmlerden biri bu.. Pek iç açıcı sayılnıaz, ama seyredilmesi gereken bir film... Ülkemizde oynadığı güzelim adın, "Seni Yaşatacagım "ın TRT tarafından niye korunmadığı ise, bizim için (bir kez daha) bir meçhul! "Cennetin Öbür Fansı" Federal Almanya'nın Duisburg kentindeki "Exile Kulturkoordination'' (Sürgünde Kültür Koordinasyonu) adlı kuruluşça düzenlenen "Cennetin öbür Yarısı'' adlı kartkatür yarışması sonuçlandı. 29 ülkeden karîkatür sanatçılarının 509 yapıtla katıldıklan yarışmada Türkiye 'den Cumhur Gazioglu da jürt ödülü kazandı. " * . BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ "Moruk, herif, kopil" gibi, ycrici bir özelliği bulunan sözcük. 2/ Yardım istendiğini belirten bir sözcük... Fcderal Almanya'da bir sanayi bölgesı. 3/ Yer katmanlan kıvrımlarının lümsek bölümu... Evin bir bölUınü. 4/ Dinsel tören... tlave. 5/ Eski dilde on sayısı... Sert, kalı. 6/ Bır göslerme sıfatı... Politik. 7/ Dişi Geyik... Ziyafet, yemekli eğlence. 8/ Pirinç ve şekerkamışından elde edilen bir tur rakı... Paltoya benzcr bir tür üstlük. 9/ Sazan familyasından küçUk bir balık. YLKARIUAN AŞAGlYA: 1/ Bölüşmek, üleşmek. 2/ AvuMralya'da yaşayan bir cins devekuşu... Şairler. 3/ Ayııı adlı tezgâhta dokunmıış karnıaşık desenli bir kumaş... Tanrı. 4/ "lasdik... OUzcl ötüşlü küçük bir kuş. 5/ Gözleri ağrılı ve kirpikleri dökulmüş kimse. 6/ Bır kıırk hayvanı... Üfiemclı bıı tfalgı... Başlıcu ıçeceğımiz. 7/ Eski Çın felsefcsindc cvrcnin birliğiııi yapan düzcn ilkesi... Asya'da bir ülke. 8/ Cierı verme... Tas dibek. 9/ Bır örgül ya da topluluk içındekı lurklı görüş ve yaklaşımlann, ideolojik düzeyde bır kımlık kazanması sonucu orlaya çıkan gruplardan hcr biri. FRANCECULTURE RADYOSU'NUN NEDİM GÜRSELTE SÖYLEŞİSİ Paris'te bir çatı katı odası ı MEHMET BASUTÇU PARİS Bazı radyo programlarını izlemek için şöyle bir kulak kabartmak yetmez, tum dikkatinizi toplamanız gerekır. Değişik duşuncelerle yeni göruşlere açık, duyarlı ve meraklı bir dinleyici için, bilgiler, yorumlar ve duygular arasında gidip gelen, doyurucu, dengeli, güzel, nerdeyse "renkli" radyo programlarına doyum olmaz. "FranceCulture" işte bu tur yayınlara sık sık yer veren bir radyo; adından da anlaşılacağı gibi, edebiyattan sinemaya, tiyatrodan bilimsel ve teknik gelişmelere, müzikten tarihe dek kültürün değişik alanlanndaki etkinliklere değinen ve özcllikle aydınlara seslenen reklamsız bir devlet radyosu... "FranceCulture" yaklaşık yarım milyon dinleyicisi ve bu çok yonlü program örgüsüyle, Fransa'daki kültür ve sanat yaşamının artık kurumsallaşmış, vazgeçilmez bir parçası sayılmakta. yor... İlk soru Nedim GürseFin çocukluk yaşamı, üzerine. GÜRSEl^Çocukluk dünyası sınırları olmayan bir dünyaydı. Caddenin obur yanına geçmek yasaklannıış olsa bile, benim için evin önünde oynamak, sınırsız bir dünyayı keşfetmekti. Sonra, büyudükçe dünya kuçulmeye başladı; birçok yolculuk yaptım, yeni kıtalar tanıdım, ama taşradaki çocukluğumun guven verici mekânı benim için sınırsız bir dunya olarak kaldı. mit ıdi, benim içın vc bu mitin oluşmasına Fransız Edebiyatının yol açtığını söyleyebilirim. Sonunda bu istek gerçekleşti; Paris'e geldim, ama bu kez Türk Edebiyatına yöneldim. Daha önceden de Turk Edebiyatını izliyordum; ne var ki, Paris'te doktora tezimi bitirdikten sonra bilimsel araştırmalarımı Türk Edebiyatı alanında surdürmeyi seçtim. mu tuttuın, hem de yazmayı sürdürdüm. Babanızı nasıl anımsıyorsunuz? GÜRSELEvini bırakıp Paris'e giden ve bir daha geriye dönmeyen aile reisi gibi düşlüyorum onu; oysa, evine çok bağlı olduğunu söyler annem; demek ki, babamın erken ölümü bende böyle bir imgeye yol açmış. Şu sira, Paris'te yitirdiği babasını aramaya çıkan bir kahramanın öyküsünu yazıyorum; bir çeşit "TeWriia<)ue", benim "Te1emaque"ım. İslanbul'a geldiğinizde on iki yaşındaydınız. GÜRSELEvet, çocukluktan yeniyetmeliğe geçişi Istanbul'da, bir yatılı okulda yaşadım. Bu gerçek bir kopmaydı; çocukluğumun güven verici mekânından, annemin yakınlığından gerçek bir kopma... lstanbul'u ilk kez gördüğüm sabahı anımsıyorum: Vapurda Nabokov SSCB'de yayımlanaeak Sovyetler Birliği'ndeki bir edebiyat dergisinin yayın yönetmeni, çok önceleri ülkeden ayrılan Vladimir Nabokov'un bir romanını yayımlamaya çalıştığını açıkladı. Yayın yönetmeninin tasarısı gerçekleşirse, Nabokov'un Sovyetler Birliği'nde ilk kez bir yapıtı yayımlanmış olacak. "Moskova'' adlı derginin yayın yönetmeni Mıhail Alekseyev, Sovyet yazarlannın haftalık dergisi "Literaturnaya Gazeta"ya verdiği demeçte, "Bence Nabokov 'u okurlanmıza geri geürmenin vakti geldi de geçiyor bile" dedl. Anne ve anadil Annenizin yaşamınızda önemli bir yeri var, biraz da ondan söz eder misiniz? GİJRSELAnnemi anadilimden ayrı düşünemiyorum ve her ikisinden de uzağım şu anda. Belki Türkçe yazmakta direnmemde, bu iki yönlü uzaklığın da payı vardır. Fransızcayı bilimsel çalışmalarımda kullanıyorum. Anneniz de Fransızca biliyor muydu? Babayı yaşatmak Babanız kimdi? GÜRSEL Babam Fransızca öğretnieniydi; Fransız edebiyatından bazı çeviriler yapıyordu. Ama çok genç yaşta, otuz sekiz yaşında, bir otobüs kazasında oldu. Bu yaşamımın ilk oııemli >okuydu. Şimdi düşunüyorum da, babamın yarım kalan çalışmalarını surdıııınek • • & .M LA 12. IM AMSTERDAM ATİNA BAĞDAT : Açık N 1 i N L. •E A [A T2L İ Z N İ HAVA DURUMÜ ANKAJU Açık Glazımov'un Moskova sergisi olay oldıı MOSKOVA, (AP) Bu yaz binlerce Moskovalı, Sovyet ressam llya Glazunov'un haziran ayında açtığı sergisine akın ediyor. Bir zamanlar yaptığı " n ü " ler ve siyasal (utuınu dolayısıyla Sovyet yetkililerinin öfkesini çeken ve 1970'lerde açtığı sergiler, yöneticiler tarafından kapatılan Glazunov, bugün artık yetkililerden büyuk destck grtrüyor ve birçok Sovyet ressanun sahip olmadığı ayrıcalıkları elde etmis. bulunuyor. Çok ilrun veren bir sanatçı olarak tanınan ve dunyanın birçok Ulkesini gezerek liderlerin portrelerini yapan Glazunov'u, hayranlan, "anavatanın ruhunu avcunda tutan yetenekli bir yurtsever" olarak niteliyorlar. Kimileri de, ünlü ressamı, "sosyalist temaları ve aşın duygusal cski Rusya konularını işleyen yeteneksiz bir sanatçı" olarak tanımlıyorlar. Eleştirmenler ise Glazunov'un popülerliğinin, hükümet yetkilileriyle iyi geçinmesinden ve bürokratik desteklerden yararlanmasından kaynaklandığını belirtiyorlar. llya Glazunov'un dev resim sergisi 11 haziranda Kremlin'de bir zamanlar çarların ahırı olarak kullanılan ve bugün Sovyetler Birliği'nin en büyük sanat galerisi sayılan binada açıldı. Bu galeride tek başına sergi açmak, Sovyetler Birliği'nde az rastlanır bir onur olarak kabul ediliyor. Glazunov, aynı yerde 1978'de dc bir sergi açmıştı. Glazunov'un sergisinin yer aldığı binanın önunde her gun 1 kilometre uzunluğunda kuyruklar oluşuyor. Mo.skovalılar, her zamanki sabırlarıyla, kuyrukta kitap ya da gazete okuyarak, içeri girme sırasının kendilerine gelmesini bekliyorlar. Gösterilen buyük ilgi karşısında Glazunovun sergisi bu ay sonuna kadar uzatıldı. Norman Bvthune üzerine film 1930 'larda Japonya 'ya karşı savaş doneminde Çin birlikleri arasında hekim olarak görev yapan Kanadalt Doktor Norman Bethune'un yaşamını konu alan bir film yapılacak. Yeni Çin Haber Ajansı 'nın verdiği habere göre, film Çin, Kanada ve Fransa tarafından ortaklaşa gerçekleştirilecek. Filmin senaryosunu, tspanya iç savaşı sırasında İspanya'da Bethune'la birlikte çalışan Ted Allen yazdı. Filmin yönetmenliğini Ted Kotcheff üstlenecek. vr tr sr JS* 14* W ır ır ır *r 10* 10* : YaOmurlu : Açık 24° 31° 4<" tmiMR İZMİR «MNA AHUn EUURUM TRUHM MUtU OİYARIAKIR EOtRNE ttMSUN MIRtt MUI «MYA Bulutlu Açık Açık Açık Yajmurlu YaOmurlu Açık Açık Bulullu Bulutlu Bulutlu Bulutlu Bulutlu ır w M* 30° U* 11* ır ır «• ır ır ır ır ır ır M* BELORAD : Bulutlu BERLİN : Bulullu BONN : Bulullu BRÜKSEL : Bulutlu CENBVRE : Açık CİDDE : Açık FRANKFURT : Bulutlu OİRNE : Açık KAHİRE : Açık KÖLN : Bulutlu LONDRA : YaOmurlu UADRİD : Açık MOSKOVA : Açık MÜNİH : Bulutlu NEW YORK : Bulutlu OSLO : YaOmurlu PARİS : Bulutlu RİVAD : Açık ROMA : Açık SOFYA : Açık $4M : Açık TEL AVİV : Açık TOKYO : Bulutlu TRABLUSBARP: Bulutlu ZÜRİH : Açık 25° 22° 20° 23° 26° 40° 24° 33° 37° 20° 23° 27° 28° 21° 22° 16° 24° 39° 29° 27» 34° 36° 27° 37° 21° i abancı sanatçılara açık Yapısı ve amaçları gereği, "FranceCulture"un yabancı sanatçılann seslerine açık olması çok doğal; nitekim bugune dek, Turk sanatçılarla yapılan konu^malarda, Türkiye'nin kültürel, toplumsal ve politik konumuna değinen birçok yayın dinledik. Ancak bu kez, on beş yıldır Fransa'da yaşayan Nedim Gürsel'le yapılan uzun bir söyleşi, beş gun boyunca arka arkaya on beş dakikalık bölumler biçiminde antenc geliyor; Gurscl Türk ve Fransız edebiyatlarından, kendisinden, kitaplarından, çalışmalarından söz ediyor... "Bilgiye Giden Yollar" (Chemins de la connaissance) programı kapsamındaki bu yayın, hafta içi günlerin sabahları saat on bire on kala başlıyor; sanat dunyasının çevresinde ddnenlerin kuşkusuz rahatlıkla ahcılannın başına geçebilecekleri bir zaman dilimi... Evinde çalışmayanlar ya da işyerinde radyo dinleyenler ise, merakhysalar, sonradan programın kasetlerini istetebiİirler. Nedim Gürsel için, yani bir bakıma "babayı yaşalmak" için edebiyata onun ölümünden hemen sonra yönelmiş olduğumu anlıyorum. Fransız edebiyatı öğrenimi yapıp ben dc babam gibi Fransızca öğretmeni oldum. Çok genç yaşta yayımlamamın ve çeviriye başlamamın nedeni de, herhalde bu dram olsa gerek. Aslıııda, Türkiye'de Fransız Edebiyatını Fransa'da da Türk Edebiyatını keşfettiniz. GÜRSEL F.vet, ortaöğrenimiıni îstanbul'da, Fransızca öğretim yapan Galatasaray Lisesi'nde tamamladım. Okuduğum ilk kitaplar, Fransız yazarların yapıtlarıydı. "Lanetli Şairler"i severek okuyordum: Nerval, Baudelaire ve çok az anladığım Rimbaud gibi. Daha sonraları Sartre ve C'amusyü de okudum... Yavaş yavaş, içimde bir yazma projesı olııştu. Paris'te bir çatı katı odasında yazmak, boylece dış dünyadan kendimi soyutlamak istiyordum; bu istek neredeyse bir FranceCulture, özellikle aydınlara seslenen reklamsız bir devlet radyosu. Yaklaşık yarım milyon dinleyicisiyle Fransa'daki kültür ve sanat yaşamının vazgeçilmez bir parçası. Yazar Charles Juliet'nin 15 yıldır Fransa'da yaşayan Nedim Gürsel'le yaptığı söyleşi, beş gün boyunca FranceCulture'ün antenlerine geldi. Gürsel: tstanbul'u ilk kez gördüğüm sabahı anımsıyorum: Vapurda güvertedeydim; hava sisliydi, sis dağılınca, karşımda beni yutmaya hazır bir ejder gördüm. 16 yaşı îstanbul'da yaşamak, ayrı bir I sorundu. GÜRSEL Annem matematik öğretmenidir. Babamın öldüğü yıl, 1962'de, Fransızca öğrenmek için Paris'te bulunuyordu; hemen dönmek zorunda kaldı. Diyebilirim ki, Ftansızcayı İstanbul'da, kendi çabasıyla oğrendi. Fransız Edebıyatındançevirileryapmaya başladı. O da bir bakıma, öleni, yani kocasını yaşatma uğraşı içine girdi. Marguerite Duras'tan, Andre Gide'den ve Asturias'tan çeviriler yaptı. Asturias'ın "Guatemala'da Hafta Tatili" adlı kitabının çevirisine babamın adını koyduğunu anımsıyorum. Yazma istegi, sanıyorum çok erken başladı sizdc. GÜRSELEvet, dokuz yaşında "roman"lar yazıyordum; üçdört sayfadan öteye gcçmeyen "roman"lardı bunlar. Bir tür serüven öyküleri... Babam, bunlardan birini, gerçeklerle uyuşmadığı için eleştirince derin bir uzüntuye kapılıp, yazmamaya karar verdim. Sonradan şiirler yazarak hem sozügüvertedeydim; hava sisliydi; sis dağılınca, karşımda beni yutmaya hazır bir ejder gördüm.. On altı yaşı îstanbul'da yaşamak ayrı bir sorundu. Bu kentteki ve lisedeki yalnızlığım beni edebiyata iyiden yakınlaştırdı. Paris'teki çatı katı miti yazdıklarınıı yayımlamaya başlamadan heyecan vcriciydi, güzeldi. Ama yayımlamaya başladıkça bu mit yıkıldı ve yazmak bir işe, bir mesleğe dönüştu. Ve erişilmezliğini yitirdi... Çok erken yayımlamaya başladınız değil mi? GÜRSEI^Evet, ilk öykülerim edebiyat dergilerinde on sekiz yaşındayken çıkmaya başladı. Bu oykülerin bazılarım okudum, yapıları kusursuz. Yazmadan önce bir düşünme siirecinden gecmiş miydiniz? GÜRSELHayır, yazmak o dönemde benim için buyuk bir heyecandı... CardinSovyet çatışması IVİBtaorololt Oanal Mudurlüjundan tlmtn bllgly gön, yurdun kuzay kmalmltrl bulutlu, DoQu Kandtnlz, n Doğu Antdolu'nun kuuydoğutu II» Trtky fğışlı, dlö»r r»'l*r ıçık g*ç»c»k. HAVA SICAKUĞI: öntmll bir d»ğlşlkllk olm»yctk RÜZOAR: Kuzty i» doğu fönlmrdtn ort* kuvntt* *t»c»k. D*nlıl»rd* yıldıı n gündoğuBundın 35, ••«((• »027 dtnlı mlll hııl» »ı»c»k. DENİZ Ktndmlı bulutlu, Ooğu Kındmnlı y»ğı%lı dlğtr dtnlıltrlmlı açık g*çac*k. Danlz mufdll dâlgıh olup, göruş uuklıgı 1015 km, doltfmdl olacak Van Gölund» hava açık g»ç»c»k. Rüıgtr kuımy n doğu yunlardtn orta kuvvtttt aaacak 00/ kuçuk dalgalı olup, gönlf uzmklıjı 1$ km, dolayında olaçak. Ünlü Fransız modacı Pierre Cardin "ın basın sözcüsü, Sovyet yetkililerin Cardin 'in Rus mankenleri Paris'teki defilesine götürmesine izin vermediğini açıkladı. Bilindiği gibi, Cardin geçen yıl Sovyetler Birliği'yle bir anlaşma yapmış ve Sovyetler Birliği'nde bir fabrika açmıştı. Kocaeü eğlence fiıa rı kervanı Kocaeli Eğlence Fuarı 'nın eğlence kervanı bugün İstanbul'da' gösteri yürüyüşü yapacak. Istanhul'a trenle gelecek ekipte Pamuk Prenses ve Yedl Cüceler, Sıpalar orkestrası, Kızıldertliler, çeşitli çizgi roman kahramanlan ve Nasreddin Hoca yer alıyor. Kervan, Karaköyden Sultanahmet'e kadar yürüdükten sonra Taksim 'e giderek Atatürk Anıtı'na çelenk koyacak. (a.a.) ÎLAN ÜSKÜDAR ASLİYE 2. HUKUK HÂKİMLİĞtNDEN 1986/43 Davacı Hatice Kuzulu (Erdal) vekili tarafından davalı Şakir Erdal aleyhinc açılan bojanma davasının yapılan duruşmasında: Davacı vekili 16.1.1986 tarihli dava dilekçesi ile davacı müvekkılı ile davalının 1981 yılında evlendiklerini, müjlerek evliliklerinden çocukları olmadığını, evlcndikten çok kısa süre sonra taranar arasında başlayan arüaşmazlıkların giderek siddetli geçimsizlik durumuna dönüştüğünü, bu sebeple davacı müvekkili ile davalının boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi ile günlü davetiyenin Yağmurlu köyu 2, Sürmene Trabzon adresinde ikamet eden davalı ŞAKİR ERDALA gönderildiği, bila iade edildiği ve adresini de tespit edilemedığinden kendisine dava dilekçesi ile günlü davetiyenin Uanen tebliğine karar verilmişıır. Duruşmanın bırakıldığı 19.9.1986 günü saat 11.25'te durusmaya gelmeniz veya kendinizi bir vekil ile temsil ettirmeniz, aksi halde durusmaya HUMK'nun 213377. maddeleri gerejince yokluğunuzda devam ediieceği, dava dilekçesi, günlü davetiye yerine kaım olmak üzcre ılanen tebliğ olunur. 25.6.1986 Basın: 8552 Sınırsız bir dünya tşime bir süre ara vererek, park yerindeki otomobilirnin radyosunda "FranceGultuıe" ün düğmesine basıyorum: Pazartesi günkü ilk yayının ara başlığı "öğrenme Yılları!' "France Culture" radyosu için programı hazırlayan yazar Charles Juliet ile Nedim Gürsel arasındaki söyleşi, oznel bir görüşme olarak başlıyor ve hemen içten bir ton tutturuveri "Karikatürlerle Atatürk" Ağrı'da Siireeek Ağrı'da "Karikatürlerle Atalurk" sergisi açıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Kültür, Sanat ve Yayın Komtsyonu 'nca düzenlenen sergi bir hafta süreyle gezilebilecek. Sergide, ayrıca çeşitli ilierdeki ilkokul öğrencilerinin yaptığı "Millı Egemenlik" konulu resimler de yer alıyor. (a.a.)