16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Asgari ücretli ayakkabı için 124 saat çahşıyor Demiryolu îşçileri Sendikası'nm Istanbul Şubesi, 1980'den bu yana işçinin sürekli gerilediğini ve 1963'ten bu yana asgari ücretin 89 kat artmasına karşılık, enflasyonun 280 katlık artışa ulaştığını savundu. Sendika'nm araştırmasma göre, işçiler 1980 yılında 1 kilo ekmek için 18 dakika çahşırken, bu süre 1986'da 32 dakikaya çıktı. Asgari ücretli bir işçinin ise, bir kilo ekmek için 1 saat 6 dakika çalışmak zorunda olduğu kaydedildi. İşSendlka Servisi Emeğİ ile geçinenleri doğrudan ilgilendiren hiçbir ekonomik göstergenin, iyiye gidiş doğrultusunda umut vermediği belli oldu. Demiryolu îşçileri Sendikası tstanbul şubesinin dün yapılan genel kurulu için hazırlanan çalıştna raporunda 1963 yılından bu yana 89 kat artan asgari ücretin aynı dönemde 280 kat artan enflasyon karşısında çok büyük gerileme kaydettiği belirtildi. Üretim maliyeti içinde 1978 yılında < % 23.8 pay alan işçilik giderleri 1984 yılında yüzde 8.2'ye düştü. Oelir dağılımı eşitsizliği hızla bozularak tarım dışı gelir içinde maaş ve ücretlilerin payı 1979'daki yüzde 43.33'ten 1984 yılında yüzde 26.89'a indi. Demiryoltş Istanbul Şube Başkanı Zafer Boyar genel kurulu açış konuşmasında demokrasinin kaderi ile özgür sendikacılığın kaderi arasında vazgeçilmez bir bağ olduğuna işaret etti. Işçilerin, siyasal tercihlerini, polilikaları emekten yana olmayan güçler için kullanıp, iktidar gücünü teslim etmelerinin, işçi haklarının kaybedilmesi ile ilişkisi üzerinde durdu. 6 kasım seçimlerinin halkın özgür iradesitıi yansıtmaktan çok, seçilmişlerin seçilmesi olduğuna işaret etti. üzal iktidarının, çalışan kesimin 1980 sonrası zorlandığı zorunlu özveriyi önümüzdeki on yılda da geçerli kılmanın, pekiştirmenin peşinde olduğunu söyledi. Ulkemiz insanının, calışan kesimin bu sonuçlara layık olmadıklarını, bunalımı aşacaklannı belirterek, "Çiinkii bugiin diinden daha tecriibeliyiz. 1963 sonrasında 17 yıl kazanmanın kıvancını yaşayan bu topluluk, son altı yılda elde eltiklerfnin, kural dışı yollarla elinden alınmasının acısıyla olgunlaştı. Dün ııelerc sahip olduğumuzu, işçi ve demokrasi karşıtı giiçlerin ise nelere kadir olduğunu bugiin daha iyi tespit ve takdir edebiliyoruz. önümüzdeki dönem hem demokrasinin tüm kurumları ve kurallanyla kökleşmesi, hem işçi, insan hak ve özgürlüklerinin yeniden tek tek kazanılmasının mücadelesini, ıstırabını, hazzını yaşayacagıı" dedi. Sendikanın çalışma raporunda Türkiye'nin ekonomik gelişmesi ve işçi haklarına ilişkin araştırmalara dayalı çeşitli veriler yer alıyor. özal iktidarı uygulamalan ile kaybedilen işçi hakları anlatılıyor. tşçinin 1 kilo ekmek için 1980'de 18 dakika çalışması gerekirken 1986'da 32 dakika çalışmak zorunda olduğu, aynı şekilde bir kilo şeker için çalışma süresinin 21 dakikadan 54 dakikaya, 1 kilo ct için 4 sat 30 dakikadan 6 saat 4 dakikaya, bir çift ayakkabı için 32 saat 34 dakikadan 59 saat 40 dakikaya çıktığı açıklanıyor. Asgari ücretle çalışan işçinin 1963 yılını arar hale geldiğini, 1963 yılında 1 kilo ekmek için 44 dakika çalışan asgari ücretli işçinin, 1986 nisanında 1 saat 6 dakika çalışmak zorunda olduğu, 1 kilo et için 6 saat 18 dakika olan çalışma zorunluluğunun 12 saat 37 dakikaya çıktığı, ayakkabı için 42 saat 29 dakika yerine 124 saat 12 dakika çalışmak zorunda kaldığı belirtiliyor. Raporda işçi yoksullaşırken sanayicinin altın yıllarını yaşadığı, 1985 yılında 100 büyük firmanın kârlılıklarında ° / o 100'leri aşan artışlar görüldüğü, bu firmaların işçi başına yıllık net kârlarının işçilere yıl boyunca ödedikleri ücretler düzeyine ulaştığı vurgulanıyor. Sahıbı Cumhuriytl MalbaaıılıL ve (ia/etrcılıh Turk Aııonım Şırkcıı aJm.ı Nadir Nadi, 0 Cıenel Yayııı Muduıu Hasan Crmal, Muessese Muduru Fmine Uşaklıgil, Va/ı l$lerı MuJurıı Okay (»onrn«ln, O Haher Merke/ı Muduru Yalcın Bavrr, Savla Uu/eııı Yonelmenı Ali Ac»r, # lemulııler ANKARA Y»lcın Dugan. I/MİR llıkmrl (, rcınkay». ADANA Mrhmrl Mercan. Istanbul Haherlen: Rrha (h, Dıj Haberler Ergun Bakı, hkonomı: (Mrnın Ultgay, Küllür: Cclll Uslcr, Magarın Yalcın Pckjc". Spor Danısmanı: Abdülkadlr Vucrlman, Duzeltme: Reflk Durtmş, Arajlırma $»Mıı Alp«y, IşSendıka ŞUkran Ketrnd. Habcı Aıajlırma: Ufuk GıUdemir, # KoordınalOr. Ahmcl konılun, • Malı l;lcr hro! Erkul, Reklânı ve Halkla llışkılcr: GıUderm Koşar, Idaıc: Httatyfn (.uırr, Işlefmc öııdrr Ç*Uk. Bilgıljlem: Nall laal. Basan ve Yayan. Cumhuriyel Malbaacılık ve Ga/elecıhk T.A.Ş. fürk Ocagı Cad. 39/41 Cağaloglu J4334 Isl., PK 246lsıanbul, Tel. SI2«)S 0M20 h.ıı)Telex. 212A6 • Burolur Ankara: Zıya üökalp Hulvarı Inkılap Sokak No. 19/4 Tel: 33 II 4147, Tclex 42)44 • tımlr H Zıya Bulvan 1352 Sok. 2/3. Tel: 25 47 0913 12 30Telex: Adana: Çakmak Cad No 134 Kaı 3, Tel: 1455019731 Telex: 62155. TAKVİM 20 TEMMUZ 1986 lmsak: 3.49 Guneş: 3.41 ögle: 13.15 tkindi: 17.13 Akşam: 20.39 Yatsı: 22.22 îsmet tnönü Gazeteci Cebriaria göne, öldürmemeyi öğrenmek için ölmek gerekmezdi laiktik ve 'Vahşet şart değüdi' 3 "Evel" diyor iç savaşı yakından yaşayan yaşlı komünist lider Santiago Carrillo ve devam ediyor: "Bizim siyasi kültüriimüz korkuya dayanıyor. Bunun nedeni dc loplumdaki tüm degişmelere ragmen, iç savaşın siyasi yaşamı şartlamış olması. Bu anlamda iç savaş travrnası hâlâ bııgüniin Ispanyası'nda etkilerini siirdiiriiyor. İç savaş üzerinde hiç konuşulmaması da bunu gösteriyor. Bu iilkede insanların başlıca iki kaygısı var. Bunlardan birisi iç savasın (ekrarını önlemek, digeri de kazanılan özgürlükleri korumak." Santiago Carrillo sözünü ettiği "korku" unsurunu açıklayabilmek için 1981'de düzenlenen darbe girişimi sırasında tspanyolların tepkisini hatırlatıyor. Gerçekten de Yarbay Tejero'nun parlamentoya düzenlediği baskın sırasında Ispanyolların önemli bir çoğunluğunun, içgüdüsel ya da ideolojik olarak hemen iç savaşı düşündüğü pek çok gözlemci tarafından kabul ediliyor. Carrillo gene darbe girişimi karşısında halkın tepki göstermek yerine pasif bir bekleyiş içine girmesini, iç savaşın anısından kaynaklanan korkuya bağlıyor. "Ûnutmayın ki" diyor Carrillo "1981 darbe girişiminin sonucunu tek bir kişi belirledi: O da Kraldı." İç Savaşı j UnuttUjüTiu? ÎŞPANYA NÎLGÜN CERRAHOĞLU Ispanyollar için artık anlamını yitirdiğini söylüyor. "Meşruiyetini tamamen iç savaşı kazanmış olmaktan alan Frankizm" diyor Morodo, "Bu .savaşı kazanan Katolik, monarşist, falanjist ideolojilere dayanan kapalı bir rejim kurmuştur. Fakat zamanla zorunlu bir ekonomik liberalizasyon, Avrupa'ya yapılan göçmen işçi akımı, fspanya'ya akan turizm bu kapalı devreyi kırmıştır. Kkonomlk liberalizasyonun ardından ister istemez siyasi liberalizasyon gelmiştir. 1950'lerin sonunda hız kazanan bu değişimler neticesinde Frankist dev Carrillo anlatıyor: Bizim siyasi kültüriimüz korkuya dayanıyor. Bunun nedeni iç savaşın yaşamı şartlamış olması. İç savaş travması hâlâ bugünün tspanya'sında etkilerini sürdürüyor. Siyasi uzman Morodoı İç savaş efsanesi artık tükenmiştir. Korku, yerini umursamazlığa ve unutkanlığa bırakmıştır. Frankistlerin kurduğu kapalı rejim, göçmen işçi akımı ve turizm sayesinde kırıldı. Ekonomik liberalizasyon ister istemez siyasi liberalizasyon getirdi. İç savaş kompleksinin yerini Avrupa idealialdı. El Pais Genel Y ayın Mttdttrü Cebrian: İç savaşın lspanyolların tarihsel belleğindeki izi hâlâ çok canlıdır. tspanya 'yı yöneten bizim kuşak, savaş sonrası bir kuşaktır. Fiziksel ve entelektüel açltğı yaşadık. İç savaş Franko 'nun ölümüne dek 40 yıl sürdü. rodo, uzun Frankizm yıllarının ve 10 yıllık genç demokrasinin iç savaş travmasını tamamen yok ettiğini iddia ediyor. lüyor. "Bu ülkeyi yöneten kuşak, yani benim kuşağım" diyor "El Pais'Mn Genel Yayın Müdürü, "Savaş sonrası bir kuşaktır. Biz de savaş sonrasının zorluklannı yaşadık. Sadece fiziki açlığı değil, entellektüel açlıgı, diinyadan kopuklugu yaşadık. Zaten iç savaş üç yıl değil, Franko'nun ölümüne dek 40 yıl sürdü. 'Sag'ın 'sol'a karşı savaşı Franko son nefesini verene dek sürmüştür. Asıl iç savaş budur, bunu hiç birimizin unutmasına olanak yoktur. Bu bir 'geçmişin tekrarını yaşamaktansa her şeye razıyım' psikolojisi yaralmıştu. Bunu görmeden, fspanya'da demokrasiye geçiş sürecini kavramanın imkânı yoktur. İç savaş anısının korkusu, İspanya'da demokrasiye geçiş sürecine yardım etmistir. Bu çok önemli bir izdir. GünlUk ilişkilerimizde sergilenmese de, oyle bir vahşeti yaşamış olmamızın blllnci daima, daima kendini hissettirmektedlr." ANKARA, (a.a.) İnönü Vakfı tarafından açılan "tsmet İnönü ve Laiklik"konulu araştırma yanşmasına katılma süresi, 31 Ekim 1986 da sona erecek. tsmet tnönü'ntin görüş ve düşüncelerinin ve yaşadığı dönemin daha iyi tanıtılmasını, anlaşılmasını ve gelecek kuşaklara aklarılmasını amaçlayan bilimsel araştırma yarışması, yurtiçindeki ve dısındaki tüm arastırmaalara açık. En az 100, en çok 300sayfa olması istenen çalısmaların, daha önce yayımlanmamış ve başka bir yarışmaya katılmamış olması gerekiyor. Yapıtların dili Türkçe olacak. Zao tstanbuVda Istanbul Haber Servisi Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Zao Ziyang, Ankaradaki temaslarmdan sonra dün saat 16.45'te tstanbul'a geldi. Atatürk Havalimanı'nda Kültür ve TUrizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, Jstanbul Valisi Nevzat Ayaz ve Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan tarafından karşılanan Ziyang, havaalanı şeref salonunda bir süre dinlendi ve kendisine Türk kahvesi sunuldu. Konuk Başbakan, burada vali ve belediye başkanıyla tanıştırılmca, "Vali ve belediye başkanı slzde ne lş yaparlar?" diye sordu. Valinin üstünde eyalet valiliği gibi bir kurumun olup olmadığını merak etti. Ziyang, söyleşi sırasında Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ı Çin'e davet etti. kizm, Franco'nun biyolojik 6lümünden çok önce ölmüştür. Aksi takdirde Franco'nun ölümünün hemen ardından gerçekleşen barısçı demokrasiye geçişi izah etmeye olanak yoktur. Franco ölmeden toplumda gerçekleşen dönüşüm, şiddetsiz bir biçimde gerçekleşen demokrasiye geçişi garantilemiştir." Frankizm'in ağır taşı sağın üzerinde Cebrian'a göre, Franco'nun Ispanya'yı "sag" ve "sol" olarak ikiye bölerek iç savaş ruhunu ölene dek yaşatması, bugünkü politikayı hâlâ şartlıyor. "Bugün ülkeyi, savaşta yenilen cepheye ait bir parti yönetiyor. tstediginiz kadar sosyal demokrat, ya da Tarihsel bellekte kalan iz "El Pais" gazetesinin 41 yaşındaki genç Genel Yayın Müdürjl Juan Luis Cebrian ise, bu iki görüş arasında bir konumu temsil ediyor. Başbakan Felipe Gonzalez ile aynı kuşaktan gelen ve Ispanyol demokrasisi ile yaşıt olan gazeteyi yöneten Cebrian, "İç savaş artık İspanyollar için \ ç Savaş efsanesi bitti mi? Oysa Ispanya'nın önde gelen Carrillo için anılar hâlâ canlı Carrillo ve Morodo Ispanya'nın vicdanında ve yakın tarihinde iç savaşın taşıdığı ağırlığı ta t s p a n y a geçmişin hortlaklanndan yeni yeni kurtuluyor. Yeni kazanılmış demokratik değerlere diğer Avrupa ülkelerindeki hemcinslerinden çok daha fazla sahip çıkan Ispanyol gençliği iç savaşın korkusunu yaşlı kuşaklardan daha az duyuyor. ılımlı deyin, İspanyollar için sosyulistler savaşta yenilmiş olan bir cepheyi simgelemektedir. Bu, iç savaş Iravınasının yenildiğini gösteriyor. Fakat şimdi sag bu iktldara bir alternııtif oluşturamıyor. Niye? Çünkü Frankizm sağın Üzerinde mermer bir taş gibi agırlıgını hissettiriyor. Bugün sağ koalisyonıın başında olan ana muhalefet lideri Fraga Iribarne, Frankist polisin komünisl lider Julian Grimau'yu işkencclerden sonra öldurdügunde, Franko'nun Enformasyon Bakam'ydı. Belki şimdi bu konular üzerinde her gün yazıp çizmiyoruz ama, bu bilgiler kamuoyunun belleginde bir yerlerde duruyor. Bu anlamda iç savaşın anısı çok canlı işte" diyor Cebrian. lspanyolların çoğu, bundan böyle bir iç savaşın tekrarını yaşamayacaklannı biliyorlar. Fakat bu hâlâ, iç>avaşın anısının bıraktığı korkuyu silmeye yetmiyor. Batık gemide incelemeler KAŞ/ANTALYA, (UBA) Antalya'nm Kaş ilçesi açıklarında bulunan veMillattan önce 14'üncü yüzyıla ait olduğu iddia edilen batık gemide, sualtı arkeolojik araştırmalarma üç yılda beri devam ediliyor. Amerika Birleşik Devletleri Sualtı Arkeolojisi Enstitüsü nden Profesör George Bass üç yıldan beri devam eden çalışmalarla ilgili olarak bilgi verirken, gemideki malzemelerin Afganistan, Suudi Arabistan, Mısır, Suriye ve Filistin yörelerinden toplandığınm sanıldığını söyledi. Tinancial Times* Istanbul ekiyayımladv Istanbul yeniden "İstanbul" oluyor EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA lş ve maliye çevrelerince izlenen "Financial Times" gazetesi, dört sayfalık bir Istanbul eki yayımladı. Bol fotoğraf eşliğinde sunulan yazıda, başta kentteki bayındırhk faaliyetleri olmak üzere, Haliç'in temizlenmesi, belediye hizmetlerinin ve su, kanalizasyon, telefon şebekelerinin yenileştirilmesi üzerinde duruluyor. Ekin giriş yazısında gazetenin Türkiye muhabiri David Barchard, tstanbul'un Türkiye nüfusunun sekizde birini barındırdığını, vergi gelirlerinin yüzde 40'ını ödediğini, özel sektör yatırımlarının yüzde 60'ına sahip olduğunu belirtiyor. "Ancak" diyor, "Kent, geçmişte ticaret merkeziyken, bu özelliğini son 50 yılda kaybetmişlir." Barchard'a göre uzun yıllar bir çöküş ve bozulma yaşayan Istanbul, bir ara tıpkı Kahire, Bombay, Kalküta gibi, "yönetimi olanaksız" bir 3. Dünya kenti olmaya aday görünüyordu. Bu nedenle de son üç yıldır gözlenen bayındırhk faaliyetlerinin hem Türk, hem de yabancıları şaşırttığını yazan Barchard, Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın, halka verdiği sözleri tuttuğunu vurguluyor. Dalan'ın bunu yaparken, emrinde çalışanları iyi seçtiğini ve Başbakan özal L ın desteğine sahip olduğunu belirtiyor. Barchard, Dalan'dan "sakin bir pazarlamacı" diye söz ederek, geçen hafta Haliç'te yapılan kürek yanşını hatırlatıyor ve Dalan'ın olimpiyatların 2000 veya 2004 yılında Istanbul'da yapılabileceği ümidinde olduğunu kaydediyor. Ekteki diğer yazarlardan Alan Friedman ise ISKİ Genel Müdürü Atom Damairnın işinin "bayağı zor" olduğu görüşünde. 1989'da görev süresi bitene kadar bir milyar dolar harcamış olacağına işaret ediyor. Friedman, tstanbul'daki inşaat faaliyeti için "Teksas boyullarında patlama" diyor Gerek inşaat, gcrek temel atmalar sırasında eski eser kalıntılarına rastlanması ve eski eserlerin korunması hakkında diğer yazılarda ise belediye ve Türk Turing Kurumu'nun çabalarına, Çellk Gülersoy'un girişimlerine yer veriliyor. Belediye Başkanı Dalan'ın bayındırhk f'aaliyetleri, 19. yüzyılda Paris veya Londra'da gözlenen şehircilik faaliyetlerine benzetilmekte. Durmadan yeni semtlerin kurulduğu, kentin sosyal yapısının hızla değiştiği vurgulanıyor. özellikle de Haliç kıyılarııım halka açılmasıyla "en mütevazı vatandaş"a hizmet götürüldüğü kaydediliyor. Ancak aynı çabanın Boğaziçi'nde "milyonerler" diye tanımlanan sakinlerin engeli ile karşılaştığına da dikkat çekilmiş. Ekte son söz yine Daian'ın: "Beş yıl içinde Istanbul, sııyu akan, denizi lemiz, çamur yerine asfalt yollarda gidcn sıkısmayan trafikli bir kent olacak." İSTANBÜL (a.a.) Dünya turuna çıkan 1932 yapımı tarihi yat "Sea Cloud", 32 ABD'li milyoneri tstanbul'a getirdi. Pasifık Okyanusu'ndaki Grand Canyon Adası 'ndan yola çıkan Sea Cloud (Deniz Bulutu) yatı, sabah geldiği tstanbul limanında ilginç ve tarihi görünümüyle dikkat çekti. Sea Cloud Karaköy rıhtımında yakıt ikmali yaparken, getirdiği milyoner yolcuları da, tarihi ve turistik yerleri gezdiler, alışveriş yaptılar. Cloud" unu okııla gonaerene yardım Aragon, 7 Kasım 1938. Cumhuriyetçiler Rio Segre boyunca taarruzda. siyasi analistlerindcn Kaul Morodo, bu "Ispanyol demokrasisinin ardındaki korku" tezini tamamen yadsıyor. "İç savaş efsanesi artık tükenmiştir" diyor Morodo, "korku, yerini umursamazlığa, unutkanlığa bırakmıştır." Morodo'nun tezini paylaşanlar, toplam nüfusun sadece yüzde 20'sinden az bir kesiminin doğrudan doğruya iç savaşı yaşadığına işaret ediyorlar. Ispanyol iç savaşı sırasında doğan Raul Morodo kuşaksal değişim ve 50 yıldan bu yana gerçekleşen toplumsal değişim ile iç savaşın let, toplumun arka.sında kalmıştır. lşte Frankizme ragmen gerçekleşen toplumsal değişme yavaş yavaş iç savaş travmasını yok etmistir. İç savaş kompleksinin yerini zamanla Avrupa ideali alınıştır. Avrupa, Avrupa kamııoyunu giderek dikkate almak zorunda kalan Franco fasizmini frenleyen güç olmuştur. Ispanya ve Avrupa arasında önlenemeyen bir diyalektik başlamıştır. Avrupa geçmişten kopuşu, özgürlükleri, çogulculugu, hoşgörüyü, sağduyuyu simgelemiştir. Bu arada, ideolojiler anlamlarını yitirmiştir. Işte bu nedenlerle Franmamen farklı biçimde yorumluyorlar. İç savaş sırasında Madrid yakınlarındaki Paracuellos köyünde binlerce milliyetçiyi öldürdüğii söylenen yaşlı komünist Carrillo'ya iç savaşın anısı hâlâ canlı görünüyor. Carillo için iç savaş, deşilmek istenmeyen acıları ve olası bir çatışma korkusunu simgeliyor. Morodo gibi savaş sonrası kuşaktan gelen biri içinse iç savaş, tarihi bir veri olmaktan öteye fazla bir anlam taşımıyor. Eski bir sosyalist lider olan ve şimdi Adolfo Suarez'in merkezdeki partisinin ileri gelen uyelerinden biri olan Raul Modehşet saçan bir travına olmaktan çıkmıştır, artık iki cephe arasında nefret yoktur, ama savaşın anısının belleklerden silindiğini söyleyemeyiz" diyor. "Bilakis" diye devam ediyor Cebrian, "İç savaşın İspanyollann tarihsel belleğinde bıraktıgı iz, hâlâ çok canlıdır." Savaşı kazanan Milliyetçi Cephe'ye mensup faşist bir aileden gelen ve tüm yetişkin yaşamı boyunca demokrasiye olan bağlılığını kanıtlamaya çalışan Cebrian'ın, iç savaşı doğrudan yaşamamakla beraber, bu savaşın çelişkilerini yaşadığı apaçık görü Bodrum'da bir caddeye "Zeki Müren" adı verilmesi tepkiyle karşılandı ENDER USLU BODRUM Bodrum BeleUiye Başkanı Cevat Bilkiç'ın önerisiyle, belediye mcclisinin aldığı karar uyarınca, Cumhuriyet Caddesi'nin Zeki Mürenin evinden sonraki bölümüne "Zeki Müren Caddesi" adı verildi. önceki gUn Bodrum Kaymakamı Şükrü Tuncer, Belediye Başkanı Cevaı Bilkiç ve Zeki MUren'in de bulunduğu bir törenle "Zeki Müren Caddesi"ne plaket çakıldı. Halikarnas Oteli'nde de Zeki Müren'in onuruna verilen kokteylde, belediye medisinin kararıyla kendisine fahri hemşerilik beratı sunuldu. SHP tlçe Başkanı Musa Gökber önceki gUn yapılan plaket töreni dolayısıyla Belediye Başkanı Bilkiç'e bir lelgraf gönderdi. Telgrafın metni şöyle: "Cumhuriyel Caddesi'nin bir bölümüne Zeki Müren Caddesi adının verilmesinden dolayı, adı geven caddeye tabela asma programı dü/enlediginizi ögrendik. Müren adına düzenlenen program, sizin de nice MUrenİestlginizin en somut ömegldir. Bunca önem verdiginiz, Müren ilkelerini sununa kadar uygulamanızı dilerken, bugun törenle astıgınız tabelayı munasip yerini/e de asmanızı dfler, saygılar snnanm." Cebrian: Geçmişe dönüp baktığım zaman, faşizme karşı aşılanmak için böyle bir iç savaş vahşetinden geçmemiz şart değüdi diye düşünüyorum. öldürmemeyi öğrenmek için önce ölmek gerekmiyor... Çok genç olan Ispanyol demokrasisi bu korkunun etkisinden kendini kurtaramıyor. 1981'de yapılan darbe girişimi sırasında bu dehşetin somut bir biçimde yaşandığını görüştüğüm herkes yineliyor. Sosyalistlerin son yıllarda, demokrasinin yerleştirilmesine öncelik veren politikası, geçmişten kaynaklanan korkuları dağıtmakta etkili oluyor. Fakat bu da, Cebrian gibi aydınların tanımına göre, 40 yıl süren bir iç savaşın ve bunun öncesindeki 150 yıllık sivil toplumordu karşılaşmasının etkilerini bertaraf etmeye yetmiyor. örneğin ETA terorizmi, demokrasiyi tehdit eden bir olgu olarak hâlâ dehşet saçıyor. T, (a.a.) Kocaeli Valisi thsan Dede, tzmit'e bağlı Kaynarca Köyü 'nde çevre köy muhtarları ve halkla yaptığt toplantıda, "Çocuklarını ilkokuldan sonra ortaokula göndermeyen köylere yardım yapmayacağız" dedi. Vali Dede, Kocaeli'dek i köy ilkokullanndan mezun olan çocuklarm yüzde 95'inin ortaokula gönderilmediğini belirterek, "Hangi köy, çocuklarını ortaokula gönderlyorsa, yatmmlarda o köye ağırlık vereceğiz. Sorunlannı çözeceğiz ve gerekiyorsa ortaokul yaptıracağız" şeklinde konuştu. Tiırizm canlanmayu başladı Dövizle fiyat veren Marmaris Martı Motel yöneticilerinden Haldun Onuç, ekim sonuna dek yüzde 90 kapasite ile dolu olduklarım belirterek, yabana turistlerin çoğunlukta olduğunu söyledi. HANDAN ŞENKÖKEN İZMİRGeçen yıla oranla daha düşük kapasite ile çalışan Ege ve Akdeniz kıyı şeridindeki otel, motel ve pansiyonlar 15 temmuzdan itibaren dolmaya başladılar. Şu anda konaklama tesislerinde büyük çoğunluğu acentelerle yapılan anlaşmalarla yerli ve yabancı turist gruplan ağırlanıyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu'nun önerisine uyarak yüzde 20 indirim uygulamasına 21 temmuzda başlayacak olan Turban otelleri dışında otel, motel ve pansiyonlarda indirim söz konusu degil. Yöneticilerin bir kısmı acenteler aracıhğıyla gelen gruplann ucuza geldiklerini belirtirken, yerli turistlere de zaten yüzde 20 indirim yapıldığını açıkladılar. Çeşme Altınyunus tesislerinde 18 temmuzdan itibaren doluluk oranının yüzde 85 olduğunu belirten yetkililer, bu oranın geçen ay yüzde 90'a ulaştığını ve bu orandan daha fazlasını beklemediklerini ifade ettiler. Bakanlığın verdiği taban fiyatların ve pazarlama gereği 1984 fiyatlarının yüzde 40 altında olduklarına değinen yetkililer, yabancı turist oranının yüzde 85 olduğunu, indirimin söz konusu olmadığını sözlerine eklediler. Dövizle fiyat veren Marmaris Martı Motel yöneticilerinden Haldun Onuç, ekim sonuna dek yüzde 90 kapasite ile dolu olduklarım belirtirken, acentelerle yapılan bağlantılar aracıhğıyla, yabancı turistlerin çoğunlukta olduğunu söyledi. Lidya Oteli'nde ise yerli turistlerin daha fazla olduğunu dikkat çekilerek, doluluk oranı yüzde 45 olarak belirtildi. Yuzde 20 indirim uygulayacak Turban oteller dizisinden Marmaris Turban ve Antalya Adalya Oteli yetkilileri, doluluk oranı ve rczervasyonlar konusunda bakanlıktan gelen talimat gereği bilgi vermekten kaçındılar. Talya Oteli'nin konuk ettiği turistler ise yüzde 65 dolayında. Yeni hizmete açılan Antalya Club Sera Oteli'nin doluluk oranı, yetkilüere göre yüzde 60 dolayında. Aslan Tukel 15 temmuzdan başlayarak yabancı acentelerin devreye girdiğini söyleyerek, " Avrupa'dan acenteler, otelimizin pazarlamasını yapmaya başladılar. Otelin satışları gayet iyi gidiyor. Şu anda yerli turistler çok. Yabancılar arasında da Italyanlar başta geliyor. Sezon sonuna dek dolu olacağımızı tahmin ediyoruz" biçiminde konuştu. tndirim uygulayacak Çeşme Turban Oteli yetkilileri, acentelerle çalıştıklan için tamamiyle yabancı turistlere hizmet verdiklerini vurguladılar. Geçen yıl temmuz ayında yüzde 98 olan doluluk oranının bu yıl yüzde 85 olduğunu belirten yöneticilerden Serak Atagündüz, "Bu yıl sezon sonuna degin yüzde 90 oranında rezervasyonumuz var. Geçen yıl agustos ayında yuzde 9V'a ulaşan kapasiteye gelecegimizi sanıyoruz. Otelimizde hem gruplara, hem de diğer müşterilere yüzde 20 indirim uyguluyoruz" dedi. Geçen yıla oranla yüzde 10 dola>ında bir duşüşün söz konusu olduğunu açıklayan Fethiye Meri Motel yetkilileri ise, temmuzun 10'undan sonra yerli turistlerde gözle görülür bir kıpırdanma olduğuna değindiler. Bodrum Torba Tatil Köyü yöneticilerinden Yaşar Sunal, doluluk oranımn yüzde 60 dolayında olduğunu söyleyerek, bu oranın umdukları gibi olmadığını belirtti. Sunal, indirimi bir çözüm olarak görmediğini de öne sürerek, dılşüncelerini şöyle açıkladı: "İndirim doğrudan müşteriye yansımıyor. Araduki acenteler kazanıyor. Biz aracısız gelen müşterilere zaten indirim uyguluyoruz. Gelecek sezon hiçbir sıkınümız yok. Tüm rezervasyonlarımızı şimdiden yaptık. Kuzey ülkeleriyle 1987 yılını tamamiyle doldurduk." bodrum Baraz Oteli işletmecisi Mehmet Gökber, fiyatlarda indirime gerek görmediğini belirterek, THY'nin Türk turizminin en büyük engelleyicisi olduğunu öne sürdü. Yüzde 90 kapasite ile çalıştıklarını da sözlerine ekledi. Once ölmek gerekmezdi Yeni kazanılmış demokratik değerlere diğer Avrupa ülkeleri gençliğinden çok daha fazla sahip çıkan Ispanyol gençliği ise bu korkuyu, kendilerinden yaşlı kusaklardan daha az duyuyor. Ispanya geçmişin hortlaklanndan ancak yeni yeni kurtuluyor. Bu noktaya ulaşabilmek için büyük bir bedel ödeyen Ispanya örneği için "El Pais"in Genel Yayın Müdürü Cebrian son bir yorum daha yapıyor: "Geçmişe dönüp baktığım zaman, faşizme karşı aşılanmak için böyle bir iç savaş vahşetinden geçmemiz şart değildi, diye düşünüyorum. öldürmemeyi öğrenmek için once ölmek gerekmiyor." John Kennedy'nin kızı evlendi HYANN1S I'ORT, (a.a.) Bir suikast sonucu öldürülen Amerika Birleşik Devletleri Başkanı John F. Kennedy'nin kızı Caroline Kennedy, kendisinden 13 yaş büyük olan New Yorklu isadamı ve ressam Edwin Schlossberg ile evlendi. Dün TSt 16.00'da evlenen Caroline Kennedy'nin düğünU, birçok tanınmış simanın yanı sıra, Kennedy döneminin önde gelen politikacılart, devlet adamları ve yöneticilerini de bir araya getirdi. Amerikalılar için kraliyet ailesi yerini tutan Kennedy'lerin bu düğününün, ülke çapında geniş ilgi topladığı bildıriliyor. Caroline Kennedynin şahitliğini amcası senatör Edward Kennedy (sağda) yaptı. BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle