16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 4 HAZÎRAN 1986 TELEVİZYON 07.00 Açılış 07.01 Sabahın Getirdikleri Program, seyircılerin tstekierı doğrultusunda bugunden baştayarak yayını bazı köylerden sürdürecek. tlk olarak program, Ankara'nm Haymana ilçesine bağlı Yeşilkdy'de gerçeklefiyor. ömek bır köy olan YeşitkOy'ün, onak çabalar sortucv bugünkü durumuna nasıl geldiğı görunlülerle ekrana geliyor. "Erikçıgıller" ve "Altm Nehir" dtzilermden sonra, Canan BaşkayaZekeriya Ünlü, tsmet Danyıldız, Emm Yağcı, Nureıtın Uslu yer alıyor. Progmmda aynca, halk oyunlanmızdan Omeklere de yer verilıyor. TRT, müzikte düzey düşüklüğünden sorumlu ÜNER BtRKAN İZMİR Bilge Konfüçyüs, günümüzden 2500 yıl önce öğrencilerine, "Devleti yöDetenlerin ahlakça kusursuz insanlar olması gerektiğini" öğretirken, bunun sağlanmasında müziğin çok önemli bir etken olduğunu vurgulamakta, bir ülkede (dolayısıyla dünyada) muzik yoluyla genel ahengin kurulabileceğine olan inananı dile getinnektedir. Bu büyük filozofa göre, bir toplumda müzik bozulursa, onunla birlikte çok şeyin de bozulması, çürümesi kaçırulmaz sonuçtur (1). Bu ilginç görüşün bir benzeri, 1934 yılında büyük Atatiirk'ün ağzından, TBMM kürsüsünde şöylece belirtilmiştir: "Bir ulusun yeni değişikliginde ölçtt, musikide degişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir." Müziğin "bozTilmaması", ulusun yeni değişikliğinde gerçek "ölçii" olma değerine kavuşabilmesi, ilgili bütün kişiler ve kurumlarca ortaklaşa yürütülecek, programh, etkili çabaları gerektirir. Cumhuriyetle birlikte ülke yönetimine egemen olan atılımcı, devrimci politika, konservatuvarlan, operalan, orkestraları, sanatçıyı koruyan özel yasaları ile, bu çabayı uzun yıllar boyu en uygun düzeyde tutabilmiştir. Gene aynı ilerici düşüncenin, "Onuncu Yıl" atılımı ile uygulanması sorrucu, devletin radyosunda tek sesli müzik yayınlan bir süre için durdurulmuştur. "Riyaseticumhur Fasıl Heyeti"nin kaldırılması, buna karşılık "Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası"nın yıllar içinde daha da güçlendirilerek yaşamakta olması, aynı sağduyu sahibi yöneticilerin, aydın, ilerici kişilerin eseridir. konservatuvarlanmızda, orkestralarımızda derece derece egemendir. Her biri üzerinde ayrı ayrı durulmaü, düşünülmelidir. Ama, bütün bu bozuk düzenin üzerine tüy diken bir kurumumuz vardır ki, onun adı TRTdir. TV ekranlanndan, radyo hoparlörlerinden günün yirmi dört saati boyunca ülkeye seslenen, asıl görevi yaşhgenç bütün yurttaşlara iyiyi, güzeli gösterip dinletmek, onları eğitmek, toplumsal beğeni düzeyini yükseltmek olan, 1950'lerden bu yana, gazino müziğini baştacı edip ülkeye yayan, bu kurumdur. Çoksesli müziği bilmezden gelen, Uluslararası Istanbul Festivali gibi çok önemli bir sanat olayına sırt çeviren, bu kurumdur. Yayınlarını tek sesli müziğin, hafif müziğin (Rakamları 29 Mayıs 1986 perşembe gününün programından çıkarıyorum.) Stereo yayınların ytizde 80,4'ü (492 dakika) her çeşit hafif müziğe, şarkı ve türkülere ayrılmakta, çoksesli evrensel müzik ise yalnızca, kalan yüzde 19,6 (120 dakika) içine sığdınlmaktadır. Bunun dışındaki yayın saatlerinin yüzde 21,6'sı (75 dakika) gene hafif müziğe, şarkı ve türkülere verilmiştir. Toplam yayın saatlerinin yüzde 40,9'unu (393 dakika) oluşturuyormuş gibi görünen çoksesli müzik yayınları, aslında, ilkel teknikler içinde, genelde tekdüze, hep aynı teraneleri yineleyen bir program düzeniyle, üstelik, sabahın ilk, gecenin en son saatleri gibi, dinleyicinin radyo yaymlarından uzak olduğu saatlerde verilmek Ozetle 11.5 gün güar çaldı ABD'nin Şikago kentindeki bir müzik mağazasımn vitrininde 11.5 gün durup dinlenmeden gitar çalan ABD 7/ müzisyen Michael Buckley, yeni bir dünya rekoru kırarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeyi başardı. Buckley, rekoru elde ettikten sonra "11.5 gün sürekli uyumazsam imkânı yok kendime gelemem" dedi. Bu alandaki eski rekoru 12 saat farkla kıran ABD'li müzisyene denemesinin sonunda bir adet birinci sınıf sampanya ve ei yaptmı bir elektro gitar hediye edildi. Buckley, rekor denemesi boyunca 196086 yıUan arasında piyasaya çıkmış hemen hemen bütün rock parçalannı seslendirdi. (a.a.) 16.24 Açılış 16.25 Eğitim ve Önlisans Programı 17.00 Açık Oğretim 18.30 Dtinya Kupası Maçlan: (Özet Yayın) 19.00 Haberler 19.10 SmurfŞirinler 19.35 Dtinya Çevre Günü Özel Programı 19.50 İftara Dognı 'Kuranı Kerim Hac Suresı 7378. ayellen Celal Yılmaz okuyor Türkçe açıkiamasından sonra Diyanel tşleri Başkan Yardımcm Halıd Oüler "Kadır Gecesi" üzerme bır konuşma yapıyor. Turk Tasavvuf Musikisinden bir esen Uıkiben "tsiam Tarihinden Sayfalar" bölümu yer alıyor. Seçme şiirierle devam t eden program, ezan ve ı/ıar duası ıle son buluyor. MURATHAS MUNGAN Biz önelenmiş bir kuşağız. Tartışan bir gençUği amaçladık DİKMEN GÜRÜN UÇARER Mayıs başından sonuna dek, günün hemen her saatinde Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nun önündeki yoğun trafik gözden kaçacak gibi değildi. Tiyatro olayının ötesinde ilginç, hoş, önemli başka şeyler de yaşandı Şehir Tiyatrolan bünyesinde: "Gençlik Günleri..." Murathan Mungan, Türkiyede gençliğe ait bir şeyler yapılmadığı kanısında. Yapılanlan da orta kuşağın yönlendirdiği görüşünde. "Büyiıkler kendi tasanmladıldan gençtik imgesi kadar bir şeyler yapıyorlar" diyor. Gençlik Günleri'nin amacına yönelik soru>Tj da şöyle yanıtlıyor: "Gendde gençlik parçalanmış olarak ele ahmyor. Siyasetl« ilgilenen gençlik, sporlamiizikle vs. ilgilenen gençlik gibi. Biz bunu bütünlemeyi amaçladık. Amacımıza varabildiysek, bu tespit doğrultusunda bir çalışma >apmamızdan kaynaklanıyor. Hayatın biitün alanlarında ortak bir söylem oluşturulabilir ve bunu bir tek gençlik yapabilir. Müzikten, spordan, politikadan. felsefeden, edebiyattan eşit oranda yararlanabilen bir gençlik." Sohbetimizi Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nun önümüzdeki mevsirnde Oda Tiyatrosu'na dönüşebilecek üst kat fuayesinde sürdürüyoruz. Çevremizde renkli bidonlar içine yerleştirilmiş kır çiçekleri, az ötemizde genç sanatçıların oluşturduğu dekor sergisi, arkamızda James Dean film gösterisi için hazırlanan rengârenk tabureler... Öylesine değişmiş ki herşey... Ve hepsinden önemlisi, her köşede bir şeyi izleyen, bir şeyler tartışan gençler. Gençlik Günleri'nin bir numaralı adamı Murathan Mungan anlatıyor: "Bu projenin ilk elde ilgi toplaması için bir takım üst başlıklar belirledik. tlk yılımız olduğu için popülerlik şansı yüksek konulara yöneldik. Birinci başlığımız 'Genç Şairler' oldu. Şiir, gençlerin daha çok ilgi duyduğu bir alan. Genç şairler seçtik, bunlara imza günleri yaptık. Ardından, günümüzde Türk şiirini belirleyen bir panel düzenledik... îkinci üst başlığımız 'Genç Kadın' da çok ilgi gördü. Türkiye"de bu konuda ciddi söylemler gelişiyor. Gençliğin kadın sorununa bakışını ele aldık ve bu bağlamda kadın filmleri toplu gösterisi düzenledik. Bu arada, Atıf Yılmaz, Türk filmlerinde kadın sorununa ilişkin bir söyleşi yaptı. 'Bilimkurguda Kadın İmgesi', 'Magazin ve Pornografide Kadının Konumu', diğer söyleşi alanlarımızdı... 'Gençlik ve Sinema' üst başlığı altında genç yönetmenleri bir araya getirdik. Türk sinemasına yönelik ilginç tartışmalara zemin hazırladık. 'Genç Yaratıalar' başlığı altında resim, kukla, dekor sergileri düzenledik. Gençlik sonınlannın tartışıldı Gençlik Günleri yöneticisi Mungan: ÇernobiFe 90 bin ruble Sovyet rock gruplannm geçen cuma akşarru Moskova 'daki Olimpiyat spor salonunda Çernobil kazazedeleri yararma verdikleri konserde 90 bin ruble toplandı. Sovyet resmi haber ajansı TASS, 22 bin kişinin izlediği konserin getirinin Çernobil Nükleer Santrab 'ndaki kazadan etkilenenler yararma kurulan yardım fonuna aktanldığını duyurdu. (a.a.) 20.30 Haberler 21.00 Hava Durumu 21.15 Kadir Gecesi "Mevlid" Konya Mevlana Meydanı'ndaki Sultan Selim Camii'nden çekilen program, bartıtan yayımlanacak. Gençlik sorunlarının tartışıldığı bir dizi program, üniversite gençliğinin sorunlarının ciddi boyutlarda olduğunu gösterdi. 80 spnrası gençliği bizlere oranla daha önyargısız. hıedik ki, gençler en ağır sorunları bile hazla tartışsın. ğı bir dizi program, diyalog ve demokratiklik konusunda üniversite gençliğinin sorunlarının çok ciddi boyutlarda olduğunu gösterdi. 80 sonrası gençliği bizlere oranla daha önyargısız. Daha az kalıplan var. Sunulanı kavrayıp gündeme getirmeye hazır. Oİaylara daha açık bakabiliyor. Tabii birtakım yanlış angaje kişiler var, ama genelinde önyargısızlar. Biz örselenmiş bir kuşağız. Bu program çerçevesinde istedik ki, gençlik en ağır sorunları bile hazla tartışsın, öğrensin... Genelde başkalanmn yaptığı güzel şeylerden zevk almıyoruz. Gençlik Günleri'nin amaçlarından biri buydu. İnsanlann ferahladığı, içlerinin açıldığı bir ortamda üzerine eğilinmesi gereken konuların uygar bir biçimde tartışılması, sergilenmesi, açıklık kazanması.." Murathan Mungan yapılan bu işin, bazı çevrelerin şaşılacak derecede kayıtsız kalmalarına karşın, yenileyici bir çalışma olduğu kanısında. Harcanan çabanın ne olursa olsun değerlendirilmesi gerektiği inancında.. Bu gorüşünde de pek haksız olduğu söylenemez. 22.35 Bekir Sıtkı Sezgin 23.05 HkretUl Resul ' tbrahim Ammara'mn hem yönelmenlik yaptıgı, hem dt rol aldığı Mtsır yaptmı • /Umde, Muslümanltğın yayüifi ve Hz. Muhammed'm Mekke'den Medine'ye kıcretı anlalılıyor. Filmde diğer rolien Ibham Nafı, Muhammed Abaza, Alı RUsıu ve Ahmet Şevki paylaşvyortar. 1934'te Aîatürk şöyle diyordu: "Bir ulusun yeni değişikliğinde ö'lçü, musikide değişikliği kavrayabilmesidir." Cumhuriyetin 63. yılında Türk toplumunun müzikte sağlıklı ilerlemesine öncülük eden temel kurumlarımızın tümünde açıkça geriye gidiş söz konusudur. en yavan, düzeysiz örnekleriyle dolduran, bu davranışını da "halk bunlan tutuyor" bahanesine dayandıran, bu kurumdur. "Devlef'in adını taşıma onuru yalnız başına "klasik Türk müzigi korosu"na verilmişçesine, bu toplulugu devletin operalarına, orkestralanna, sanatçılanna yeğleyen, ona sürekli, düzenli programlar içinde yer veren, bu kurumdur. TRT'nin çoksesli evrensel, uygar müziğe karşı açıktan açığa ilan ettiği savaşın belli başlı göstergeleridir bunlar. istenmektedir. Bunun yanı sıra, sabahın ilk saatlerinden gece yarılarına kadar, "Pop"un, "Rock"un akıl almayacak sayıda çeşidi, "dünya listelerinde hangi şarkıcının dokuzunculuktan sekizinciliğe yiikseldiği" yolunda, pek yararlı (!) bilgiler birbirini izlemektedir. Stereo yayınlann tek sesli müziğe aynlmış bölümlerindeyse, radyo alıcılannın bir yanından ud, öte yanından kanun sesi dinlemenin ayrı bir keyif verdiği kuşkusuzdur! Açıkçası, TRT3, "Pop"çu, "disc jockey"lerin, fasılaların oyuncağı durumuna getirilmiştir. Bütün uyarılara, eleştirilere meydan okurcasına sürüp gitmektedir bu düzen. Toplumda müziğin bozulmasının en büyük sorumlusu, hiç kuşku yok, TRT'dir. Vurdumduymazlığı sürüp gittikçe, sorumluluktan doğan vebali de artmaktadır. (1) Büyuk BilgiMüzik Hakkında Notlar Çev. Dr. M. N. özerdim, M.E.B. Yayınlan, 1945. 00.50 Haberler > 01.00 İskoçyaDanimarka Dünya Kupası: Naklen (Ayrmlılı bılgi Spor'da) 02.45 Kapanış İZLEYİCİ GÖZÜYLE Sinema Günleri böyle mi verilir? TV'de gOsterilen "Sbuma Cunleri 16" programı tam bir fıyaskoydu. Programa ayrüan 45 dakika azdı. Bol bol sinema salonlan ve insan yiüzleri, yetti bu sürenın dolmasma Altm Lak OdülOnü alan "Ytsttrday" filmi oiduğv gibi gosıerilemez mıydı? Ya yılm en iyi Ttirk fılmleri, sadece isimleriyle mı geçistinlmeliydu Umanz, yabancı yönetmenlerin, Turk fılmlermın kalııelı yapıılar olduğunu vurgulamalan, TRTyöneucilerini cumanesi gecelen kalıteye ve sevıyeye yuneltir. MUHAMMET CAN SAMSUN Rakamsal döküm TRT3 Radyo Postası'ndaki karmaşa ise, büsbütün içler acısıdır. Günlük yayın saatlerinin rakamsal dökümü, durumu bütün açıklığıyla gözler önüne sermektedir: TRT3'teki müzik yayınlannm toplam süresi, 960 dakikadır (16 saat). Yayınların 612 dakikalık bölümü "stereo" tekniğiyle, 348 dakikası ise "mono" olarak gerçekleştirilmektedir. RADYO ~ Bozuk düzene dikilen tüy Cumhuriyetin altmış üçüncü yılında, Konfüçjüs'ten yirmi beş yüzyıl sonra, Türk toplumunun müzikte sağlıklı ilerlemesine öncülük eden temel kurumlarımızın tümünde, açıkça geriye gidiş söz konusudur. Bu üzücü olgu, Einstein hn pasaportu T R T I 05.00 Açılış, program ve kısa haberler. 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Solıstlerden birer şarkı. 06.00 Köve haberler. 06.10 Günaydın. 07J0 Haberler. 07.40 Günün rçınden. 09.40 Arkası yarın. 10.00 Kısa haberler. 10.95 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Hafıf muzik. 11JB Turkuler ve oyun havaları. 11.45 Şarkılar. 12.00 Kısa haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 Türkçe sözlu hafıf müzik. 12J0 Turk halk müzigi özel programı. 12.55 Reklamlar ve radyo programı. 13.80 Haberler. 13.15 Müzik. 13J0 Bölgesel >ayın ve reklamlar. 14.45 Ekonomi dünyası. 15.00 Kısa haberler. 15.05 Öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Çeşitli müzik. 16.20 Turküler. 16.40 Türkçe sözlü hafif müzik. 17.00 Kısa haberler. 17.05 Köyumüz köylümuz. 17.25 Bölgesel yayın ve reklamlar. 18.00 Çocuk bahçesı. 18.15 Haftanın çocuk şarkısı. 18.20 Bölgesel yayın. iftar programı ve reklamlar. 21X0 Haberler 2130 Mevlidyıyım 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün haberlerinden özetler. OIJOO 05.00 Gece yayını. (02.15 03.45 Sahur programı) T R T I I 07.00 Açılış ve program. 07.02 Haberler. 07.30 Haberler. 07.40 Turküler ve oyun havalan. 18.00 tki solistten şarkılar. 08J0 Sabah konserı. 09JM Turküler 09.15 Çocuk bahçesı. » J O Çeşitli muzik. 10.00 Şarkılar. 10.20 Turküler geçıdi. 10.40 Çeşitli müzik 11.00 KadınJar toplulugu. 1150 Hafif muzik. 11.45 Türküler. 12.00 Şarkılar. 12M Çeşitli sololar. 12.45 Tlirkçe sözlu hafif müzik. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif müzik. 13.30 Küçuk koro. 14.00 Bir albüm. 14J» Yabancı dil dersi. 15.30 TRT Ankara Oda Orkestrası. 16.00 Şarkılar. 16.20 Arkası yarın. 17.00 Bayati Araban fash. 17.30 Kuçük konser. 18.00 Turküler ve oyun havalan. 18J0 Bilim ve teknolojide yenı ufuklar. 18.50 Çocuklar şarkı söyluyor. 19.00 Haberler. 19.10 Şarkılar. 19.30 Yabancı dil dersı. Î0J0 Yurttan sesler. 21.00 Haberler. 21JO Çeşitli müzik. 21.45 Eğitim önlisans programı. 22.20 Hafif muzik. 22.30 Bır roman bır / yazardan hikâyeler. 22.45 Turküler. 23.00 Haberler. 23.15 Beraber ve solo şarkılar. 23.40 Hafif müzik. 2335 Çarşamba konserı. 00.55 Program ve kapanış. T R T I I I 07.00 Açılış ve program. 07.02 Hafif müzik. 0730 Sabah konserı. 08.00 Sabah için müzik. 09.00 Haberler. 09.12 Müzikli dakikalar. 10.00 Tempo. 11.00 Ögleye doğru. 12.00 Haberler. 12.12 Gunün konseri. 13.30 Türk halk muzigi toplu programı. 14.00 Konser saaıi. 15J0 Caz müzigi. 1555 Hafıanın çocuk şarkısı. 14.00 Türk halk muzigi toplu programı. 16.30 tkı solistıen şarkılar. 17.00 Haberler. 17.12 Sızler için. 18.00 Stüdyo FM. 19.00 Haberler. 19.12 Muzik dünyasından. 20.00 Her hafta sizlerle. 20.30 Caz dunyası. 21.00 Dünden bugüne Batı sanai muzigi. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri 23.00 Bir konser. OOJfl Gece ve muzik. 01.00 Program ve kapanış. YARISÎ Gazetemızin kurucusu Yunus Nadi adına düzenlenen Yunus Nadi Armağanı Yartşması, bu yıl "\fizah öyküsü" dalında düzenlendi. Yarışmaya katılan öykülerin ilk elemesini yapacak olan Kiiçük Jüri, Aydtn Emeç, Yaiçm Pekfen, Vurai Sözer ve Reflk Durbaj'ıan oiuşuyordu. Ancak gozetemtz Kültur Servisi Şefı Emeç'i yitirmemiz sonucunda üç kişi kalan Ktiçük Jüri, yanşmaya gönderilen 579 öykü 198586 1955'te ölen ünlü bilim adamı Albert Einstein'ın pasaportu, Londra'daki "Sotheby's" müzayede salonunda düzenlenen açık arttırmada 6270 dolara altcı buldu. Einstein'a 1923 yümda Berlin 'deki Isviçre büyükelçisi tarafmdan veriien pasaportta Bavarya, Brezilya ve Çekoslovakya vizeleri ve Dover mülteci bürosunun 1930 tarihli damgası bulunuyor. tngiliz Kültür Demeği'nde 19 haziran perşembe günü saat 19.00'da, Yeşua Aroyo tarafmdan 1982 yılında kurulan ve büyük bölümünü üniversite öğrencilerinin oluşturduğu "Aroyo Oda Korosu "nun konseri gerçeklesecek. Amatör bir kilise korosu olan, ancak repertuannda Rönesans madrigallerinin yanı sıra klasik ve çağdaş koro yapülarına da yer veren topluluk, başta Di Lasso, Jones, Monteverdi, Bach, Orff, Saygun, Sitnon and Garfunkel olmak üzere birçok sanatçının yapıtlanm seslendirecek. arasından 21'ini Büyük Jüri'ye surtulmaya değer gördü. Yarışmaya katılma strasıyla bugunden başlayarak yayımlayacağımız 21 öykü, Haktun Taner'ı yitirmemiz sonucu Metth Cevdtt Anday, Rıfat Jlgaz, Sabahattbt Kuttrel AksaU Salâh Btnel ve Vural Sözer'den oluşan Büyük Jüri tarafmdan değerlendirilecek ve sonuçlar 29 Haziran 1986 günü gazetemizde açıklanacak. Aroyo Oda Korosu Alegori örgiitü SULHÎDÖLEK /No: 90 Akhm ba$ka yerdeydi, yedi bin liralık çekin karjüığını yeımiş bin olarak ödedim. Hâlâ dürüst insanlar çıkıyor. Adam paranın fazlasını geri verdi. Verrneden önce, enayiliğiylc dalga gecrneyeceğim konusunda imzalı kâğıt istedi tabii. Kafaraın kanşık olmasırun nedeni, sabah işe gelirken gördüğüra yazıydı. Uykulu gözlerimi umutla ovuşturmuştum, arna posta kutularının V'ukansındaki bakla harfler değişmemişti: "Pabuçlar, paspasa önden arkaya dogıu sürtülecektir:1 ^ Pabuçlanmı ne yönde süntügum şöyle dursun, evin girişinde bir paspas olduğunun bile farkında değildim. Gün boyunca kafamı kurcaladı: Neden önden arkaya da arkadan öne değil? Akşam apartmana girerken, tuhaf bir sa.gıyla, paspasa basmadan kenardan geçmeyi yeğledım. O arada, kapırun camındaki, henılz tutkalı kurumamış yeni duyuru ilişti gözüme. Yöneticimiz Cemil Bey, bu sefer de hayvan beslemeyi yasaklıyordu. Omuz silkip yürüdüm. Üçüncü kaıta sığır yetiştirecek değildim nasıl olsa. Yemekten kalkarken, üst kattan gürültüler geldi. "Ha öne sürtmuşsün kopasıca ayağını, ha arkaya!" diye çınlıyordu Metin Usta'nın sesi: "Sabah sabah elimi prese kaptınyordum senin yüzünden!" Kapıyn aralayıp kulak kabarttık. Paspas kıllarının doğal eğimlerine ilişkin bilimsel açıklamalarda bulunuyordu Cernil Bey. Metin Usta'ysa burüan dinleyip bir şeyler ögrenecegi yerde, ağız dolusu sövüyordu. Altımızdaki Pervin Harum, terüklerini ukırdatarak yukan koştu. Sonra başkalan katıldı. Dayanamayıp ben de çıktım. "Bu apartmanda bunca yıl sadece, 'Kapıyı ya^ş kapayınız' yazısıyla yasayabilrniş olmamız bir mucize!" dedi biri. "Ona yaşamak rru denir?" diye karşılık verdi Cemil Bey. Gerçekten de, yönetici olduğundan beri sahanlık ve merdiven duvarlanru emir levhası gibi kullanıyordu, ama herhalde bir bildiği vardı. Pervin Hanım nihaventten söyleniyordu: "Artık yeter!.. Duvarlara yapıştırdığıruz paçavralardan da, sinsice kapı altlarından attığıruz kâgıtlardan da gına geldi! Şarkı söylemek gibi doğal bir zevkı bile insanlara çok görüyorsunuz." "Siz de söylemeyiveriniz, olsun bitsin!" dedi Doktor, ev ceketinin püsküllü kuşağını çekişürerek. "Burada daha mühim meselelerimiz var. Şarkı yasagı beni hiç alakâdar etmiyorr "Etmez tabii. O karga gibi ses kimde olsa.." "Gürültücü zillü." diye söylendi Doktor. Onun 'mühim mesele'sinin hafifmeşrep ziyaretçilerle ilgili yasaklama olduğunu daha baştan anlayan Pervin Hanım'sa, "Kart zampara!" diye üsladı. "Baytar emeklisi olduğu halde kendine doktor süsü veren birinden her şey beklenir zaten!" Paurtıya, yüz kilo sırunna yaklasan Neriman Hamm'la, apartmanımızın efendilik simgesi Akif Bey de geldi. Her kafadan başka ses çıkıyordu. Yöneticimiz, yardımcısı Ibrahım Bey'e, bizim anlayamadığımız bir işaret yaptı. Beriki başını sallayıp giui. "Sanki bizim kafamız çalışmaz!" diyordu Neriman Hanım. "Sanki biz neyin doğru olduğunu kendi basımıza kestiremeyiz. Butün bu yasaklamalar..:' "Yakınmayı bırakın" dedi biri. "Henüz yatak odalarımıza karışmıyor;' "Kaloriferleriniz yanıyor ya, ona bakın!" diye homurdandı Cemil Bey. "Hidrofor onanlmadı mı? Merdiven ampulleri de çahnmıyor artık. Bütün bunlar kimin sayesinde oldu?" "Elbette ki Cemil Bey'in sayesinde" diye mınldandım ötekilere dönüp. "Adamcagıza haksızlık etmeyelim. Bizim iyiliğımiz için çırpınıyor" "Bu nankörlere yaranılmaz!*' dedi Cemil Bey küskünce. "Kapıcı kadar olamıyorlar. O cahil adam bile kıravat takmayı kabul «ti. Neden? Çünkü bunun kendi yararma olduğunu biliyor!" "Elbet yararma!" dedi Metin Usu, muhalifçe sırıtarak. "Adam kıravatına yakışmadığı gerekçesiyle cöp indirmiyor artık. Bakkala gönderebilmek için de yalvarmamız gerekiyor;' "Bütün yaptıklanm gözunüze dursun!" dedi Cemil Bey. "Eski gunlere dönmek isüyorsunuz galiba. Ortalık pislikten geçilmiyordu. Apartmana giren çıkan belli değildi, unuttunuz mu? Htrlısı hırsızı..!' Y e d ı numara Mehmet Bey atıldı. "Hırsızdan geçtik, kendimiz bile girip çıkamıyoruz şimdi. Kapıyı her gece onda zincirlemeniz şan mı?" Cemil Bey, "Merdivenlere çöp atmak kesinlikle yasaktır" yazısıru göstererek ayıpladi onu. Haluk Bey başını salladı. Kâğıdı yerden aldı, Cemil Bey'in ağzına tıkmaya kalktı. Zor engelledik. "Yöneticimiz bu konuda hakh" dedi biri. "Aylak yeğeniniz artık burdan demir alsa iyi olacak. Kızlanmıza göz süzüp duruyor" Haluk Bey, büsbütün morardı. "Çocukcağızı sokağa aıamam. Memlekette işsizlik varsa ben ne yapayım?" Parmağıru dudaklanna götürerek, "Hişşt!" yaptı Cemil Bey. "Bize düşen, işsizliği bu apartmarun dışında tutmakur Epeydir görünmeyen yönetici yardıması lbrahim Bey, hazırladığı "Merdivenlerde tartışmak yasakur" yansıyla pkageldi. Cemil Bey'in onaylayan bakışlan altında duvara yapıştırdı bunu. Ama gerilim öyle yükselmişti ki, dağılacak yerde hep birlikte sel gibi akarak, Cemil Bey'in dairesine doluştuk. Böylelikle yeni yasağa da uymuş oluyorduk. Pervin Hanım burnundan soluyordu. "Hepinize yazıklar olsun! Her biriniz sırf kendinizi ilgüendiren yasaklara karş\ çıkıyorsunuz" "Kendinız de şarkı konusunda aynı şeyi yapıınız" diyerek taşı gediğine koydum. Cemil Bey birden bana döndü. "Siz de şu gürültücü muhabbet kuşlarınızın çaresine bakın. Biliyorsunuz, apartmanda hayvan beslemek yasak!' "Bu kadan da fazla!" diye kukredim. "Kuş hay\'an sayılmaz ki..!' "İnsan mı sayılır?" dedi Cemil Bey. "Utanç duyuyorum!" dedi Akif Bey. "Sonınlanmızı kaba duyurular ve zorlamalarla çözümlemeye kalkışmak yerine, uygar insanlar olarak..:' "Siz burada kiracısınız" diye tersledi onu Cemil Bey. "Bırakın da önce kat sahiplerinin göruşlerinı alalım." Akif Bey'le birlikte bütün kiracılan çok kızdırdı bu sözler. Hele Neriman Hanım düpedüz çıldırdı. Yürürlükteki yasalara aykın ve sakıncalı sayılabilecek sözler ettikten sonra, yılz kiloluk bir serçe çevikliğiyle yemek masasının üstüne sıçradı. Iskemlelerden birini kapıp havaya kaldırdı. "Bunun ne sakıncası var? Etoğum, ağır hastalık, yangın ve ölüm gibi durumlarda eski kilidi açacağıma söz verdim!' Doğru" dedim. "Hem bu sayede sıkıcı konuklardan da kurtulduk" Pervin Hanım aklınca bana taş attı: "Aman, herkes de size gelmeye bayılıyordu sanki!" "Konuşacaksak uygarca konuşalım" dedi Akif Bey. "Bendeniz genelde Cemil Bey'e hak vermekle birlikte, durmadan yeni yeni ve bölük pörçük kurallann onaya çıkmasını doğru bulmuyorum. Cemil Bey lütfedip görçvi kabullendiğinde yapuğımız özel yönetraeliğe bunlan koymuş olsaydık.." "O zaman unutulmuş işte" dedi Cemil Bey. "Akhmıza geldikçe açıklan kapatıyoruz. Hem özel yönetmelik bana bu yetkiyi veriyor:' "Hukuksal açıdan hakh olduğunuzu itiraf ederim" dedi Akif Bey. "Herkes avukat kesıldı!" diye homurdandı beş numara Haluk Bey. "Aptalca işlerle uğraşıyoruz!" Sonra gitti, işsiz akrabaların apartmarumızda üç günden fazla konuk edilemeyecekleri yolundaki duyuruyu duvardan söküp buruşturdu, yere attı. "Yaz Cemil Bey!" diye bağırdı. "Şöyle yaz: Zın pırt yasak koymak yasaktır!.. Altını da imzala" Iskemleyi hızla çeviriyordu. "Çabuk ol, yoksa dağıtınm burayı! önce büfeyi tuz buz ederim, sonra avizeyi, sonra da.." Cemil Bey, teslim olmak zorunda kaldı. Ertesi gün, kâğıdı çoğaltıp duvarlara asmak istemiş Neriman Harum. lşgüzar fotokopici yazıdan kuşkulanıp onu ihbar edince, hepimiz soluğu karakolda aldık. Komiser biri sabırla dinledi. "örgüt müsünüz siz?" dedi sonra. "Söyleyin bakalım!.. Apanman neyi simgeliyor? Asıl eleştirmeye çahştığınız yöneticiler kim? Çıkarın dilinizin altındakinü." Ahmaklığınız kafama dank ediverdi. "Bir şeyin bir şeyi simgelediği yok" dedim. "Hepimiz her şeyden etkileniyoruz, hepsi bu. Bizim apartmandaki antikahklar, olsa olsa daha büyük anıikalıklann bir yansımasıdır;' "örgütsünüz işte!" diye başını salladı komiser. "Aklınızca olayı adliyeye intikal ettireceğim, sonra bu dedikleriniz mahkeme tutanaklarına geçecek, böylece gazetelerde çıkabilecek... Avucunuzu yalayın!.. Ben kül yutmam. Yıkılın karşımdan, bir daha da gözüme gonlnmeyın!" BULMACA SOLDAN SAÛA. 1/ Aranjman. 1/ Eski yapı ya da kent kalıntısı... "Heykel, a b i d e " anlamında kullanılan yerel bir sözcük. 3/ Rutubet... Resmi belgelerin kaydedildiği kütük. 4/ İlaç... Çıplak vücut resmi... Arapça'da "ben". 5/ Kömürleştirilecek ağaç ya da pisinlecek tuğlâlarla dolu olan ve dışı çamur ile sıvanan kümbet. 6/ Yurdumuzun bir bölgesi... Su... Bir hayvan. 7/ Suudi Arabistan'da bir kent... Orhan Hançertioğlu'nun bir romanı. 8/ ltalya 1 da bir yanardağ... Belirtiler. 9/ Tiroit bezinin kana yeterince salgı vermemesi sonucu oluşan bir hastalık. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Dolaşıp durmak. 2/ Faiz... Ayakkabının fistünü orten kumaş ya da köseleden yapılmış tozluk. 3/ Yerme... Deniz taşıtı. 4/ Hayvanlara vurutan damga... Numaranın kısa yazılışı... Makam, mevki. 5/ Rastık da denilen bir ekin hastalığı. 6/ "ttalyan HavayoUan"run kısa yazılışı... Bir haber ajansınm simgesi... Lahza. 7/ ICedi ya da köpek yavrusu.. Hintlran dil grubuna verilen ad. «/ Eşkenar dörtgen... Alev. 9/ Çeşitli felsefe öğretilerinden seçilmiş düşunceleri toplayan yöntem. BİLSAK Tiyatro'nun oyunu iptal BlLSAK Tiyatro Atölyesi'nin Istanbul Festivali kapsamında Aya Irini'de sahneleyeceği oyun iptal edildi. BlLSAK 18, 19 ve 20 temmuzda Beklan Algan'ın yönetip oynadığı "Labirent IKarar Anı"nı sergileyecekti. Beklan Algan'ın rahatsızuğı nedeniyle iptal edilen BİLSAK Tiyatro Atölyesi'nin oyunu yerine başka bir etkinliğin konulmayacağı bildirildi. Avusturya'da başarı HAVA DURUMU MUM İ I M R BMJ MM* tfUCHk HBNM 1MBM •MU lhMM« BMK IIMi MM* MU •nt Yıfrmırkı BuhırJu Bulutlu Bulutlu Bulutlu Bülullu Bulutlu BuluOu Bulutlu BlD uu u Bujuttu Bduthı YtOmurtu Y^murtu 2T Çağdaş Sanat Fuarı'na 140 galeri katıldı 4MSTEKMM >CİN» a*ö047 SOMM SAÛK5£1. CEMEVR£ CJOOf FMNKFUttT OtftHE KÂHİK KÖLN LONDRA UOSKOVA MÜNİH . Ssli :*.« ir «• tr tr ,r V tr BEIÛMD BERÜN :Seıı .Sislı :BuJu«u :«çık .'Sıslı .•Açık : Yjjmurtu : YsCmunu .'Sislı : Yıjmurtu : Yagmurlu :8ututkı a* M* r «• «• «• ir uir w w tr tr ır M* tr tr tr OSLO PAftiS RtYAD ROMA .Buhılb SOFVA .Açık ŞAM :Aç* TELMtiV . VSJmurlu • TOKYO TRABUISOARP .Açık . YjOmurh, ZÛRİH 18° 29» 37» 26" 20» 16° 18° 22° 40° 18° 33° 35» 17° 22° 23° 25° 18° 23° 20° 36» 24° 21» 32° 32° 25° 29° 22° RAGIP DURAN LONDRA Londra'nın ünlü Olympia Sergi Salonu'nda 29 mayıs 1 haziran tarihleri arasında Üçüncü Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı düzenlendi. Yirmi beş ülkeden 140 galerinin katıldığı fuarda resimden heykele, fotoğraftan video fılme, hemen her türlü sanat ürünü sergilendi. Dört gün boyunca binlerce sanat koleksiyoncusu, tüccar, sanatçı ve sanatsever tarafından gezilen Çağdaş Sanat Fuan'nda bazı galerilerin standlarıru Miro ve Henry Moore gibi ünlülerin yapıtları süsledi. Katılımın buyük ölçüde Amerikan, İngiliz, İtalyan ve Fransız galerilerinden geldiği gözlemlendi. Ancak tsrail, Demokratik Almanya ve Zimbabvve'den de birkaç galerinin değişik rüzgârlar estirdiği gözden kaçmadı. Dört gün süreyle galeri sahipleri, sanatçılar siparişler aldılar, satışlar yaptılar ve "Gelecek fuara" diyerek Olympia Sergi Salonu'ndan aynldılar. Fotoğraf sanatçılanmız Avusturya'nın Graz kentinde düzenlenen 2. Uluslararası Yarışmada çeşitli yapıtlarıyla sergiye kabul edilerek başarı kazandılar. Graz1 daki yanşmada, siyah beyaz baskı dalında Merih Akoğul, Mustafa Kocabaşı, Husnü Atasoy ve Sinan Koçaslan'm, renkli baskı dalında İzzet Kenbar'ın yapıtları, saydam dalında Merih Akoğul, Yaşar Saraçoğlu ve İzzet Keribar'm yapıtlan sergiye almdı. Yarışmaya 1047 sanatçı 4172 fotoğrafla katıldı. Geçen yıl İngiliz "rock" grubu "Wham"in konserinden sonra Çin Halk CumhuriyetVnin başkenti Pekin'de ikinci "rock" konserini veren Batı toplulugu "Strax" oldu, İzlandah müzisyenlerden oluşan topluluğun konseri sırasında, gençler el çırpıp bağtnrken, yaşlı görevliler kulaklarını tıkamak zorunda kaldılar. 1300 kadar dinleyicinin doldurduğu salonda, güvenlik görevlilerinin, zaman zaman sıraların aralannda dans etmek isteyen gençleri yerlerme oturttukları gözlendi. Pekin'de konseri "rock" Mtoorololt O*ntl MücturfO0u"nd«n thntn bUçly 96n, «torman'mn ctojtnu, ba<g»<»ri bulutlu, dlğar tvimr tçık gifctı HMA SICAKUĞI: Öntmll bir tgt, 06/ter BHçtl, k AntoolununfcunyM btm N* 8*ö v» Ortı Kandcnb Dtlttfrd» JDM» r, gOnbuhmtOmt 35, ıwrM WM dwıJı m/« Aızto *nc*k. DBaZ: lâarmtn'ntn dofutv fl* Batı v Ort» KındMlı ıntfış'ı, (M0«r y*r(«r *çık p*ç*e**. Mnlı mıM/l cttfgalı < u g M f uutrk0ı W *m rtn iumf 35 »m Wp dodymd* otoıa*. Samsun Kitap Fuarı Samsun Üçüncü Sanat, Kitap, Kültür ve Turizm Fuarı açddu 10 hazirana kadar açık kalacak fuara 24 yaymevi katılıyor. Fuar kapsamında bir de, amatör sanatçılann yapıtlanndan oluşan bir fotoğraf sergisi açıldı. (a.a.) doMymd* oto<M* Mm giiund* hmrm Âçtk g*ç»c^k. Ruzgtr gıirmt «• 6*0 rOnlvtHn ona kun»n» M«c«*. 061 kuçUk Oiçth oHtp göruş uaJrMı M km
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle