18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 5 MA YIS 1986 'Hamzakoy'dan konuşmama şartıyla bırakılmayı Demirel'le reddettik' 2 CHP Genel Merkezi'ndeki belgeler ve eşya üzerinde yapüan incelemeler üzerine de, savalık karannda, "Sonuç olarak" şu husus beliniliyordu: "CHP Genel Merkezi'nde gerek yukanda açıklanıp tartışması yapılan gerekse belirtilmesinde gerek ve yarar görülmeyen dokümanlarda, kovuşturma konusu olabilecek herhangi bir hususun tespit edilemediği; CHP yetkililerinin taşrada veya merkezde işlenmiş veya işlenecek bir suç ile ilgilerini gösterecek, akla getirecek, bunun şüphesini oluşturacak bir belge ve kaydın gönilmediğ] anlaşılmış olmaktadır." "Sayın Demirel ve eşi ile bizim dairemiz arasında bir daire daha vardu Böylece aramızda bir bağlantı olmaması sağlanmıştı" "Oyun bitti herkes evine"... Kimileri de cezaevine... 6 Eylül 1980 gunü, yani 12 Eylul mudahaiesindenTJîr hafta önce, Istanbul'da PetrolIş Sendikası kongresinde yaptığı konuşmayla ilgili olarak da, 12 Eylıil'den sonra, Ecevit hakkında soruşturma açıldı. Ecevit bu ünlü konuşmasında, Türkiye'de sanki bir "maç", bir "seyirlik oyun" oynandığından söz etmiş; sahada siyasal partilerie siyaset adamlannın yer aldığını, toplumun büyuk kesiminin ıse, tribünlerde seyirci durumunda bulunduğunu söylemiş; yanlışlığın sahada, takımlarda, kaptanlarda, kurallarda arandığını belirtmişti. Oysa, Ecevit'e göre asıl yanlışlık, demokratik siyasal mucadelenin bir tUr "seyirlik oyun" sarulmasında, o hale getirilmiş olmasındaydı. Ecevit, PetrolIş kongresindeki konuşmasında şunlan ekliyordu: "Demokrasinin böyle samidıgı, böyie nygulandıgı bir ülkede, siyaset, giderek, çirkin ve anlamsız bir oyuna döniışür... Sonuç verme>en kavgalı gurultulu bir çekişmeye, toplumun sabrını tiiketen bir iç kavgaya dönuşur; ve sonunda, korkanm ki, biri çıkar. diidügıi çâlar, "oyun bitti, herkes evine' der, ve... demokrasi de böylece sona erer." Ordu müdahalesinden bir hafta önce yapılan bu konuşma, o günlerde çeşıtli yorumlara ve sert tepkilere yoi açmıştı. Bir yandan sağcı basın, bu konuşması nederuyle Ecevit'e saldınyor, onu işçileri kışkırtmakla suçluyor; bir yandan da bazı sol kesimler, Ecevit'in Polonya'daki dayanışma hareketine ilişkin değerlendirmesinden rahatsız oluyordu. Hatta, Turkİş'in o zamanki Genel Başkanı tbrahim Denizciler de, bu konuşması nedeniyle Ecevit'i kınayan bir demeç vermişti. Kongre sırasında, konuklar arasında bulunan bir "sosyal demokrat" sendikacı bile, Ecevit'in bu konuşmasını eleştirmişti. 11 eylül gecesi, yani 12 Eylül müdahalesinden altı saat önce, televizyonda yayımlanan konuşmasında, zamanın Başbakanı Demirel'den de, Ecevit'e, bu konuşması nedeniyle, ağır saldırılar geldi. ret: Maddi bakımdan Oyun bitti: Ecevit, 12 EylüVden Öneriye rahattık. Nezaketle muamele bir hafta önce PetrolIş ediyordu görevliler. Bir ara Kongresinde şöyle diyordu: Demokrasinin böyle sanıldığı, böyle komutan, Ankara'dan aldığı talimat gereğince Sayın Demirel'le bana bir uygulandığı bir ülkede siyaset öneride bulundu, 'Eğer buradan giderek çirkin ve anlamsız bir çıkınca konuşmayacağınıza, oyuna dönüşür. Sonunda yazmayacağınıza söz verirseniz, korkanm biri çıkar düdüğü çalar, f hemen bırakılmanız olasılığı var* 'oyun bitti, herkes evine der ve diye. Ikimiz de reddettik. demokrasi böylece sona erer... Ecevit'in yargılanmasıyla ilgili söyleşimiz sürerken, dikkat ettim, kapatılan CHP'nin son Genel Başkanı, iki kez hapse girdiğini, bir kez tutuklandığını ayrıntılanyla anlatıyor, ama Hamzakoy'daki "zonınlu ikameti"ne ilişkin hiçbir şey söylemiyordu. Oysa, Ecevit ve Demirel, 12 Eylül sabahı evlerinden alınmış, Çanakkale'nin Hamzakoy'unda Turk Silahlı Kuvvetleri'nin konuğu olarak "güvence altında" bulundurulmuşlardı. tki parti önderinin bu "zorunlu ikameti" 11 Ekim 1980 gunüne dek, bir ay kadar surmüştü. Ecevit'e, "Bir de Hamzakoy'daki tutukluluğunuz var, ondan hiç söz etmiyorsunuz?" dedim.. Ecevit, hafîfçe gülümsedi, "Orada Silahlı Kuvvetler'in 'konuğu' idik" dedi. "Yine de hapistiniz'" diye direndim. Ses çıkarmadı, fakat Hamzakoy'u da yaşamınm önemli bir bölümü olarak gözardı edemeyeceğimizi kabul etmiş olacak ki, oradaki gunleri anlatmaya başladı. Ecevit, 11 Eylul günu, geceyansına kadar, ertesi gün, yani 12 Eylül Ecevit'in Hapishane Dönemi CÜNEYT ARCAYÜREK Ecevit: "Programımıza göre ben, 12 eylül sabahı 77.3O*da kalkacak uçakla İstanbul üzerinden Trabzon'a, Trabzon'daki parti toplantısına gidecektim. Fakat aynı gün aynı saatlerde İstanbul üzerinden Hamzakoy'a göturülme durumu çıktı" dedi. Yazgının getirdiği bu tersliği Ecevit, durağan bir sesle söyledi. Yuzündeki bütun çizgiler dingındi Acaba, Ecevit ordu müdahalesini bekliyor muydu?.. Kuşku yok, "gidış"in bir noktada "müdahaleye" yol açabileceğini görüyordu. Bir başka söyleşimizde söylediği gibi, 2 Ocak 1980'de Cumhurbaşkanı Korutürk'ün önlerine uzattığı "Ordu uyan mektubunu" gördükten sonra "Silahlı Kuvvetierin 'işin' peşini bırakmayacağı" yargısına varmıştı. 24 Ocak kararlarının Guney Amerika "modeli" getireceğinı surekli vurgulaması, belki de gelecekte bir müdahale olabileceğini başka yoldan anlatmaya yönelikti. Fakat, Ecevit, herhalde müdahaienin "giınünu" bilmiyordu. Askeri uçak, evvela Erbakan'ı bırakmak uzere tzmir'e, oradan Istanbul'a gitti. Istanbul'da, Ecevitlerle Demireller, Hamzakoy'a gö zin 'Arayış' dergisindeki yazılarınıza karşı da bu tebligat çıkarıldı, taahhüt ettiğiniz halde yazıyorsunuz diye..." "Evet" dedi Ecevit. "Hamzakoy'da sızden ve Demirel'den TV'den 12 Eylül'ü onayiayan birer konuşma yapmanız istendi mi?" "...Havır. Onaylayan bir konuşma istemediler; ancak bizim oradaki durumumuzu saptajıcı bir televizvon çekimi yaptırdılar. Fakat bu çekimde siyasal konulara girilmedi. Günlük yaşantımız, ne yaptığımız. nasıl yaşadıgımız şeklinde birçekim... Bu çekimi yayımlamadılar. Fakat tabii, askerler her olayın belgesini saklarlar, ber olayı filme ahrlar, resimlerler. geniş arşivleri vardır. Bu çekim de o arşivde verini alraış olsa gerek. BCB bir ara bu filmi acaba yurtdısında mi knllaaacaklar diye dttşündüm, işte bakmız maddi bakımdan bir sıkıntılan yok, yaşama koşullan bakımından sıkınbları yok diyebilmek için. Fakat dışanda da kuilanılmadı." "Sanırım eşiniz TV çekimine katılmamış?" " O çıkmadı, katılmadı." "lletışim araçları var mıydı?" "Vardı, ikinci gün telefon bağiadılar. Gerek radyo, televizyon, gerek okuma bakımından bir sıkıntımız olmuyordu. Teiefonlar, biliyordum ki, tabii teype alınıvordu. Ben de söylemek istediklerimi o vesile ile söylemiş oluyordum." "Yani 12 Eylül'le ilgili düşüncelerinizi dısanya böylece yansıtıyordunuz, hatta duyulmasmı istediklerınizi bu yoldan duyuruyordunuz?" <• i Sohahtahi tanh: 12 Eylül günü sabaha karşı Ecevit, Üstündağ'dan bir telefon aldı. CHP Genel Merkezi'ne askerlerce el konmuştu. Pencereden baktığında OrAn'da kendi eviyle Türkeş'in evi arasındaki daracık sokağa bir tankın yerleşmiş olduğunu gördü. Genellikle bu saldırılar, eleştiriler, Ecevit'in işçilere yaptığı, "tribıinierden sahaya inmeleri" yolundaki çağnnın, yanlış yorumlarup, bir yasadışı eylem cağrısı gibi görulmesinden kaynaklanıyordu. Oysa Ecevit, demokratik katıhmın gereklerini anlatmıştı konuşmasında... Ecevit de Hamzakoy'u anlattyor: Dairemizden çıkmamıza bile izin verilmiyordu. Dairelerin önünde taraça vardı. Buraya çıkabiliyorduk. Sayın Demirel'le kendi irademizle görüşmemiz olanaksızdı... 1982 başlannda Türkiye'ye gelen bir Avrupa Parlamentosu heyeti, Devlet Başkanı Kenan Evren'i ziyareti sırasında, Ecevit hakkında açılan davalar ve verilen mahkumiyet kararları konusuna da değinmişti. Bunun uzerine, Devlet Başkanı Evren, hiçbiri Türkçe bilmeyen Avrupa Parlamentosu uyelerine, Turkçe bir metin gosterdi. Metnin altında, bir köşede Bulent Ecevit'le Süleyman Demirel'in ımzalan yer ahyordu. Devlet Başkanı Evren, Ecevit'le Demirel'in, 11 Ekim 1980 günü "Silahü Kuvvetierin konugu" olarak bir ay tutuldukları Hamzakoy'dan Ankara'ya dönuşlerinde, siyasal demeç vermeyecekleri ve siyasal konuşma yapmayacakları konusunda söz verdiklenni, taahhütte bulunduklarını söyluyor ve gösterdiği belgeyi bu amaçla imzaladıklarını one süruyordu. Türkçe bilmedikleri için, heyet uyeleri, belgeyi okuyamamış ve devlet başkanının soyledikleriyle yetinmişlerdi. Heyet üyelerinden, Avrupa Parlamentosu uyesi Von Hassd, devlet başkanınından aldığı bu bilgilere dayanarak, Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı bir konuşmada: "..Demirel ve Ecevit, siyasal demeç vermeyecekleri, siyasal konuşma yapmayacaklan volunda belge imzaladılar. Demirel sozünii tuttu. Ecevit tutmadı ve 52 Sayılı Bildiri gereğince mahkum oldu..." dedi. Bulent Ecevit'e göre, "oysa, Ecevit'le Demirel, kimseye öyle bir soz vermemis, öyle bir taahhüt altına ginnemişlerdi." thbar kampanyası 12 Eylül'den sonra, sağcı kesimin bu konuşmaya yönelik eleştiri ENDER CÖRÜNTÜTarih 27 Mayts 1980. Amtkabir'dekl tören arasmda Ecevit ve Demirel tokataşırken. leri ve saldınları anarak surdü ve yargı organlannı harekete geçitüriilmek uzere bir helikoptere bindınldiler. ren bir ihbar kampanyasuia donüştu. Onun üzerinedır ki, soruşturma 1980 günu Trabzon'da yapacağı konuşmanın hazırlıkları üzerinde "...Hamzakoy'da bir a> kaldık" diye sürdürdu Ecevit: açıldı. İstanbul savcılığının istemiyle Ankara'da, Ecevit'in ifadesi çalıştı. Trabzon'da bir parti toplantısında konuşacaktı. Ecevit bu "Hamzakoy'da bize a>nlan yer, küçiîk bir motel dairesi biçiminahndı. Fakat konuşmada suç unsuru görulmediğı ıçin dava açılmaçalışmalan yaparken, Genelkurmay'da olağanustü hazırlıklar vardeydi. Sayın Demirel >e eşi ile, bizim kaldığımız daireler arasında dı. Kısacası, Bulent Ecevit, 12 Eylül oncesi tutumu ve konuşmalan dı. Hele oğleden sonra kımi kuvvetlere "lurmızı alarm" verildiği bir daire daha vardı, boyielikle aramızda herhangi bir bağlantı olnedeniyle hakkında açılan (toplantı saatinden geç konuşmayla ilgisöylentileri yaygınlaşmıştı. Olaya yüzeyden bakıhrsa, başkentte her maması sağlanmıştı." li davalar dışındaki) tum davalardan aklandı; ve yine 12 Eylül ön şey olağandı, TBMM'de kulis süruyor, gazete bürolarında günlük Arayagırdim, "Oysa" dedim Ecevit'e: "...daha once olduğu gicesiyle ılgılı olarak hakkında açılan soruşturmalann da hepsi tahaberler üzerinde çalışıhyordu. Kentte olağanüstu herhangi bir göbi Hamzakoy'da da 'bir araya gelmemeye' ozen gosterdiğinız söykipsizlik kararıyla, kovuşturmaya neden olmadığı kararıyla sonuçrüntu yoktu. lentileri çıktı.." landı. CHP önderi gece geç vakit OrAn'daki evine geldi. "Hayır" dedi Ecevit, "dairelerimizden çıkmamıza bile izin veEcevit'in iki kez hapse girmesine, bir kez tutuklanmasına, iki kez Sabaha karşı Genel Sekreteri Mustafa Üstundağ'ın, CHP Genel rilmiyordu." de gözaltına aJınmasına, böylece toplam aJtı ay hapiste veya tutu Merkezi'ne askerlerce el konulduğu haberini ileten telefonunu ai"..Ben, gittigim ilk akşam biraz ha\a almak için kapının onüne kevinde kalmasına neden olan davalar ise, Ecevit'in, 12 Eylül'den dı. Sonra.. Olaylar hızla gelıştı. Pencereden baktığında Ecevit, Orsonra askeri yönetime karşı verdiği demeçlere ve yazdığı bir yazıya An'da kendi eviyle Türkeş'in evi arasındaki daracık sokağa bir tan çıktım.. Bir iki adım atttm. Derbal uyan geldi. Gıivenligimiz açısından yasakmış..." ilişkindir. kın yerleşmiş olduğunu gordu. Genelkurmay Başkanını aradı, teleGulmeye başladım, Ecevit de katıldı: fona çıkan emir subayına durumu sordu. Ordunun yönetime el koyBunlar şovle ozetlenebılır. "..Oysa onunde taraça vardı dairelerin, buraya çıkabiliyorduk. duğunu öğrendi. Içişleri eski bakanı emekli orgeneral Irfan özay1. Siyasal partilerin kapaüldıgı gun Devtet Başkanı Kenan Evren'in Karşı kı>ıdan... Karşı kı>ı dediğim korfezin karşı kıyısından bir gadınlı sabaha karşı elinde bir zarfla geldi. yaptığı konuşmadaki kimi itham ve isnatlar uzerine. Ecevit, anayaÖzaydınlı, Genelkurmaya çağrılmış, Ecevit'e gönderüecek bu ya zeteci, taraçadaki resimlerimizi çekebiliyordu. Dışarı yılnnamiT güsal ve yasal "yanıt ve duzeltme" bakkını kullanarak bir demeç verzının aracılığını yapması kendisinden istenmişti. Ecevit ve eşi, bu venlik açısından yasaklanmış olsaydı; taraçanın da vasaklanması gemiş ve o yuzden hapse mahkum edilmiştir. görevin bıldiklerı \ e guvendıkleri kimseye verilmiş olmasından ra rekirdi. Kısacası Savın Denıirel'le kendi irademizle gonişebilmemiz 2. Bir Holianda televizyonuna, ilk mabpusluk ddneminden çıkar olanaksızdı.. Ancak Komutan Husnu Çelenkler bizi bir ay suhatlık duyduiar. çıkmaz verdiği mıilâkat dolayısıyla mahkum edilmiştir. resince, biri, "Hoşgeldin" demek uzere, ikincisi Sayın Evren'in TV'de 3. Alman "Der Spiegei" dergisine Atatıirk konusunda yazdığı bir yapacağı bir konuşmaya rastgetirilen bir akşam yemeği dolayısıy•Hamzakoy'da silahlı kuvvetierin konugu idik' yazıyla, Milli Gıivenlik Konseyi'nin 52 sayılı bildirisine aykın davİa, iiçuncüsü a>rılacağımıza >akın bir arava getirdi.... randıgı gerekçesiyle mahkum edilmiştir. ..Maddi bakımdan rahattık. Nezaketle muamele ediyordu görevYazı, sade ve kısaydı: 4. Bir Norvec gazetesinde yayımlanan yazıdaki kendisine ait olliler. Bir ara Komutan, Ankara'dan aldığı talimat gereğince Savın Silahlı Kuvvetler'in yönetime el koyduğu büdiriliyor, guvence sağmayan sözler dolayısıyla tutuklanıp yargüanmıştır. YargtlanmasıDemirel'le bana bir öneride bulundu. 'Eğer buradan çıkınca konuşlamak için Ecevit'in Hamzakoy'da bir sure TSK'nin "komıgu" olana neden olan sozlerin kendisine ait olmadığı. bizzat yazar tarafınmayacağınıza, yazmayacağınıza soz verirseniz hemen bırakılmanız cağı "tebliğ" ediliyordu. Isterse eşi de kendisiyle birlikte Hamzadan birçok kez belirtilip belgelenmesine karşın sürdurülen bu dakoy'a gidebilecekti. olasılığı var' diye. İkimiz de bu öneriyi kabul etmedik..." va, Ecevit'i en çok uğraştıran da\a olmuştur. Eger bu davada hii"Herhalde bu onen akşam yemeğınde geldi?" Eşi Rahşan Ecevıt'le küçük valizlerini topladılar. kiim giyseydi, Ecevit, Turk Ceza Yasası'nm 140. maddesine göre, "Hayır, birlikte çay içiyorduk, o sırada geldi. Fakat, bu öneriUçağa binmek uzere Etımesgut Askeri Havaalanı'na goturüldüen az beş yıl hapiste yatacaktı. Buna, aynca, 52 sayılı bildiri uyaden bir sure sonra Ankara'va getirildik. \nlaşılan serbest bırakıller. Havaalarunda, Hamzakoy'a götürülecek olan Süleyman Demirel nnca \erilecek hapis cezası da eklenecekti. mamız kararlaştınlmış, fakat bir koşuta bağlanmak istenmişti. Anve eşiyle birlikte, başka bir yere götürülecek olan Necmettin Erba5. Hiçbir siyasal yönu olmayan bir ozei raektubu "siyasal demeç" kara'ya gelince Etimesgut Havaalanı'nda bir 'tebligat' yapıldı. Kokan da vardı. sayüarak da, Ecevit gözaltına alınmıştır. nuşamazsınız, yazamazsınız, toplantı vapamazsınız niteliginde bir tebiigat! TebUgaü aldığımıza dair imza verdik. Sonradan Sayın Evren, be tebligaU bizim bir taahbütte bulundugumuz şeklinde gösterdi ymbaacılara." Tebligat HAPİS KARAR1Ecevit, 12 Eylül'den sonra 2 ay 27gun hapis cezasuun açıklandığı mahkeme karanm dinlerken. Sonradan bu "tebligat", başlatılan soruşturma ve kovuşturmalarda Ecevit'in önune çıkacaktı. Hatta, Ankara Sıkıyonetim Komutanı Ecevit'i makamına çağırıp "üst düzeyin" istediği bir "uyan"da bulunacaktı. Oysa Ecev it, bu tebligattan bir sure sonra CHP Genel Başkanlığf ndan ıstifa etmiş, sade bir vatandaş gibi "haklannı" kullanmayı yeğlemışti. Ecevit'in yargılanması olaylannda önemli yeri olan bu 'tebligat' beş maddeden ibaretti. "Bay Süleyman Demirel ile Bay Bulent Ecevit"e diye başlıyor, Milli Güvenlik Konseyi'nin SANIKEcevit bir durusmada "sanık" kartıyla.. emriyle, MGK Genel Sekreteri Orgeneral Haydar Saltık'ın imzasım tasıyordu: Ecevit'in anlatımına göre, Devlet Başkanı Evren'in gösterdiği bel" 1 . Silahlı Kuvvetkrce, belli bir yerde güvence altında bulundugedeki imzaların içyuzü şuydu: nılmanu sona ermistir. "...Bir aylık zoraki konukluktan sonra, Hamzakoy'dan alınıp An2. Ikjunetgikınızda da gerekli konıma ve emniyet tedbirieri 12 Ey kara'daki Etimesgut Askeri Havaalanı'na getirildiklerinde, serbest lalden e w d olduğu gibi alınacakür. bırakılmadan once, kendilerine, Milli Güvenlik Konseyi'nin bir ka3. Siyasi parti faaliyeüeri yasaklanmış oidugundan; rarı gösterilmişti. Bu kararda ikisinin de, siyasal toplantı veya koA. Siyasi unaçta ve yönlendirici faaliyetlerde buiunmayacak ve benuşma yapmalarının ve demeç vermelerinin yasak olduğu bildiriyanat vermeyecek, liyordu." B. Evinlzde bu amaca yöneük toplanttlar tertip etmeyccek, Yasak kararını kendilerine okutan subay, kararı okuyup tebelC Bu amaçlı toplaatüara katümayacak, luğ ettiklerim belgelemek uzere, metnin altını imzalamalarını isteD. Sehir içinde lehte veya aleyhte toplantı ve gösterilere neden oladi. Demirel'le Ecevit de boyle bir işlemi doğal saydıklan için, imzabilecek faaliyetlerde buiunmayacak, larını attılar. Böylece, kararı okumuş olduklarını imzalarıyla belirE. Banlann baricinde normal ziyaretierinizi yapabilecek ve ma lemiş oldular. Bununla, karardaki yasağa uyacaklanna dair herhangi kal öicöler içinde ziyaretçi kabul edebileceksiniz. bir taahhutte bulunmuş olmuyorlardı. 4. Ankara dışı, yurtiçi seyataatlerinizi güvenlik önlemieri için SıGunün birinde bu metnin, Türkçe bilmeyen yabancılara, bamkıyönetim Komutanına bildiriniz. başka bir amaçla gosterileceğinı; demeç vermeyeceklerine ve siya5. Ytui yönedmin bugiine kadar yayımlamıs olduğu karar ve bil sal konuşma yapmayacaklanna dair taahhutte bulunduklannı kadirilerdeki esasiara uymanızı ve yeni yonetimin politikasını veya k nıtlayan bir belge gibi kullanılacağını, akıllanndan bile geçirmeraaünı etkileyebilecek ber tiırlii davranıs ve beyandan sakınmanızı mişlerdi. önenüe rica ederim..." "Sayın Evren bu tebligatı yabancılara gosterdi ve sonradan, si StRECEK ~ ~
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle