16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 9 NtSAN 1986 En çok alkışı Çanakkale türküsü alıyor 15 Temmuz 1981 'de 'Berliner Ensemble' Irodion Antik Tiyatrosu'nda temsil veriyor. Brecht'in kın Barbara Brecht ve kocası Berliner Ensemble'ın yıldız oyuncusu Echehart Schall ile tanışıyoruz. Ikisi de Maria'nın arkadaşlan. ~ Barbara Brecht'in Stuttgart'ta oynanacak 'Üç Kuruşluk Opera'ya izın vermemesi üzerine Alman basınında kıyamet koptu. Berlin'de bir yazar 'eski kavimlerde erkek ölunce kanlan ve çocukları da birlikte gömülürdü. Guzel bir âdet. Sanat dünyasında bu mirasçı ve dulları yok etmeli' diye çirkin bir saldırıda bulundu. Barbara ise kendi açısından haklı bir açıklama getiriyor. "Stuttgart'taki yönetmen" diyor. "oyundaki dolandırıcı>ı Yahudi olarak sunuyor. Yahudilerin zulum gordugu bir çaga tanıklık eden babam bunu istemezdi." Bir bu yorumu yasaklamış Barbara Brecht, bir de 'Kafkas Tebeşir Dairesi'nde Paul Dessau'nun müziğini değıştirme onerisini. "Babamın arkadaşlan" diyor. "Dessau, Kurt Weil, Hans Eisler... Oyunlann miiziklerini birlikte yazmışlar. Bir vefa borcu belki ama Berliner Ensemble babamın havasını siırdürecek." 18 temmuz... Maria ve orkestra, Teodorakis'le bir Yunanistan'da, Yunan mitolojisine, kahramanhk destanlarına, yurtseverlik temalarına ve eski kültüre ilgi çok büyük... Ege'nin Öte Yakası ZÜLFÜ LÎVANELÎ, de 'Aman Efem' diye söylenmiştı). Butün Yunan sanatçılan, ülkelerine sevgilerini, bağlıbklannı belirten ürunler veriyorlar. Teodorakis'in şarkılannda 'Ellada Ellada' (Yunanistan) sözlerini surekli duyabiliyorsunuz. Ne Yunan bayrağı, ne Yunan mitolojisi, kahramanhk destanlan, eski kultürleri.. Hiçbiri onlara yabancı değil (Benün de konserde söylediğim türkuler içinde en çok alkış alanlardan biri Çanakkale türküsü). Bütün bu sözler, benı ister istemez Türkiye ile karşılaştırmalara zorluyor. Mümtaz Soysal'ın haklı olarak belirttiği gibi, Yunan aydinlannın ülkelerine tutkunlukları yanında, bizim aydınlann bir bölumünün kendi ulkesi ve kendi değerleriyle ilişkisinde bir kopukluk var. Yurdunu, ağaçlarını, insanlarını, efsanelerini, destanlarmı, gelenek göreneklerini sevmek, ayıp bir şeymiş gibi saklanıyor neredeyse. Yalnız Yunanlılar değil, dünyada tanıdığım deği Oscar Peterson bir müzik devi. Koca zenci o akıcı inceliği nereden bulup çıkanyor bilinmez. Piyano kimi zaman yaylı sazlar gibi uzayan, yankılanan, birdenbire çavlan gibi fışkınveren seslerle dolu. însan hütıerinin doruğu ve yaptığı müzik çok sıcak. Çünkü kökü blues ve ' gospellara uzamyor... likte Küba'ya gittiler. Castro'nun çağrısı üzerine Havana'da 'Canto General'i icra edecekler. Bızim yaz turnesinin ikinci bölümiinü Atina'da Maria'nın evinde bekliyoruz. 19 temmuz... Barbara Brecht ve Schall, Ekali'ye Maria'nın evine geldiler. Kavurucu Atina sıcağında, yuzme havuzunda serinlemek ve bir sure sonra hepimizi saran top oyunu guzel bir şey. Schall elli yaşında ama inanılmayacak bir canlılığa sahip. Kaçırdığımız toplar için en az elli kere çıktı havuzdan. Tek bir hareketle zıplayıp çıkıyor. Her gün üç saat beden eğitimi yaparmış. Barbara Brecht orta yaslı Amerikan kadınlanna benziyor ve muthiş bir İngilizce konuşuyor. Faranduri ve Zülfü Livaneli, Yunanistan'da ortak yaptıklan plağm kayıt çatifmalan sırasında. taşıyormuş ama gıttikçe Joan Baez'den Roberta Flack'a, Berliner Ensemble'dan Maria'yla bizim konserlere dek genişletmişler alanı. Böylece kitlenin daha çok ilgilendiği bir sanat şöleni olabilmiş Atina Festivali. Geçen yıl bizim de konscr verdiğimiz Lycabettus Açık HavaTiyatrosu'ndaki SarahVaughn konseribunlardan biriydi. 1924 doğumlu şarkıcı, bir enstruman gibi kullandığı sesinin bütun hunerlerini dokturdu. Bana biraz garip geliyor bu müzik. Tam caz değil, eğlendirici şarkılarla (entertainment) caz arası bir yerde. En çok alkışı her zaman olduğu gibi 'Summer Time' aldı. Gershvvin'in bir büyüsu var. Konserin sonunda Vaughn Yunanlıları ortaya, sahneye çağırdı. Grup Zorba dansını çalmaya koyuldu. Çok ucuz bir numaraydı bu. Kimse gitmedi tabii. Vaughn kızdı ve çekilip gitti. Ertesi akşam Oscar Peterson konserine gittik. zel bir çift kara gözün bakışıysa, modern caz yuvarlak beyaz camlann ardından sızı süzen, uzak ve eleştirici bir aydın bakışı. Ama Peterson kanlı canlı bir muzik yapıyor. Bazen bir ezginin a ve b bölumlerini iki eline ayrı ayrı veriyor, sonra birleştirip yepyeni makamlara gidiyor. lç içe geçen helezoni makamlar diyalektiği. Konser boyunca salt kulak kesilerek Peterson'u dınlerken aklıma hep Proust geliyordu. Bir temden yola çıkan, çağrışımlarla zenginleşen, çoğalan, içiçe geçip yeni kompozisyonlar yaratan bir çeşitleme, aynntılar şöleni. Peterson sanki Proust'un.içinde rengârenk biçimlerin elvan elvan karıştığı, dağıldığı cam dürbününu sallayıp duruyordu. verişlerini kırmak için bulabildikleri yöntem. Üç Kuruşluk Opera'nın unutulmaz şarkısını, Lois Armstrong'un 'Mac the Knife' diye söylemesi de doğruluyor bunu. Kitech'in dtişmanı iyi caz Bu dunyada ucuz duyguya yer vermeyen, "kitsch" düşmanı tek şey iyi caz. Garbarek'in, buzlu, karanIık Norveç ormanları melankolisinden süzüp getirdiği seslere oryantal susler katıvermesi, Jarret'le kurduğu uyum, inanılmaz ustalıklar. Bu dünyada ucuz duyguya yer vermeyen, "kitsch" düşmanı tek şey iyi caz Garbarek'in buzlu, karanlık Norveç ormanları melankolisinden süzüp getirdiği seslere oryantal süsler katıvermesi, Jarret'le kurduğu uyum, inanılmaz ustalıklar. şik uluslardan aydınlann çoğu, kendi Ülkelerine ve kültürlenne bağnazhk derecesinde bağlılar. Solcuları için de aynen geçerli bu. Berliner Ensemble bir müze lki gece onceydi, gece yansını çok geçiyordu, bir tavernanın bahçesindeydik. Saz bir dam vardı üstumüzde. SchalPe antik tiyatrodaki gösterilerden hoşnut olup olmadığmı sordum. Üç Kuruşluk Opera'da mikrofon kullanmak zorunda kaldıklarını ve bunu sevmediğini söyledi. Hakhydı. Berliner Ensemble bir oıüze ama iyi bir müze. Ancak küçük salonlara göre. Orkestrarun volumü bile buna göre ayarlanmış. On bin kişilik Irodion'da Kurt VVeil'in ve Dessau'nun müzikleri harcandı gitti. Mimikler için de gecerli bu. 24/25 temmuz... Her yıl yapılan Atina Festivali, çok değişik ve zengin bir progranı uyguluyor. llk yıllarında, bizdeki gibi klasik müzik konserleri ağırlık Bir çift kara göz ve soguk canılar Bir muzik devi Peterson. Koca zenci o akıcı inceliği nereden bulup çıkanyor bilinmez. Piyano kimi zaman yaylı sazlar gibi uzayan, yankılanan, birdenbire çavlan gibi fışkınveren seslerle dolu. Insan hünerinin doruğu ve yaptığı muzik çok sıcak. Çünkü köku blues ve gospel'lara uzanıyor. Son yıllarda caz muziğinin soğuk ve aydınca türleri tutuluyor Batıda. Karar vermeye çağırmayan bir müzik. Katılmak zorunda değil dinleyici.HaJk müziği, eğer çok sıcak ve gu Kavafis'in şiirleri n e d e n beeteye gelmiyor 'tndim havuz başına' • 27 temmuz... Kaç gundur Kavafis'in bir şiiriyle uğKonserden sonra bir gecekondu bahçesine kurul raşıyorum. Kavafis, bu karanlıklar prensi, narsist, !smuş, salaş bir tavernaya gittik. Geceyansını geçiyor tanbul'da kalmış lskenderiyeli... Durmadan okuyodu, kalabalıktık. Kadınlı erkekli bir masa yükünü tut rum onu ve şiirinden ayrıldığım zaman başka bir şamuş olmalı ki, biz geldiğimizde avaz avaz "Indim ha ire geçmek ıçın beklemem, soluklanmam ge"rekıyor. Şîmdiye dek Yunanistan'da hiç Kavafis bestelenmevuz başma"yı söyluyorlardı. Hem de Turkçe. Taverna sahibi göbekli, bol bıyıklı ihtiyar da lzmirliymiş. miş. 'Çunku şiirinin kendi ritmi var' diyorlar. 'BesBir rebetika akşamı daha. Oysa ben Peterson'a do telemek çok zor! Bana bu ritm, divan şiirine çok yakınmış gibi geliyamamıştım. Aklım o müzikteydi. Ertesi sabah o duyguyu tazelemek için Keith Jarret, Jan Garberek ve yor. Osmanlı muziğinin makam içi inceltilmiş çağrıStuttgart Senfoni'nin 'Arbour Zena'sını dinledim ust şımlarını denemek gerek. üste. 29 temmuz. Brecht'in Weill, Eisler ve Dessau ıle birlikte gerMaria'nın sahnede söylediği şarkılar arasında yurtçekleştirdıği müzik bu nedenle caza çok yakın. Hat severlik duygusunu işleyenier de var. Girit üstüne Hata dupeduz bir caz türü. Ucuz, üstünkörü duygu alış cıdakis'in, Kazancakis'ten bestelediği şarkı gibi (Biz Aydınlann nlusal mirası inkârı Turkiye'de bir kısım aydın, Tanzimat geleneğinin devamı olarak köksüzluk ve özenti içinde butun değerlerini teker teker inkâr etti. Bütün ulusal kültür mirasıyla birlikte, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu kadar Karacaoğlan da bizimdi, Itri de, Ergenekon Destanı da, Hezarfen Ahmet Çelebi de, Şeyh Galip de, Mevlana da... Bu mirası işiememiz, yazmamız, şarkı, sahne oyunu, resim, heykel haline dökmemiz gerekiyordu. ömeğin 'Bozkurt' motifi, eski bir Turk efsanesi olarak belli bir ıdeoloji tarafından kullanıldı. Oysa Anadolu Turklerınin kutsal simgesel hayvanı kurt değil, geyiktı. Hiçbirimiz işlemedik bunu. Bugun bile duşunduğumuz zaman, akhmıza, o akıl almaz uçuşu ve trajik sonu ile Hezarfen Ahmet Çelebı değil de tkarus geliyor. SÜRECEK Kurtböke: ANAP, işçi denünden anlasa tıkanan yolları açar TGS Genel Başkanı Oktay Kurtböke, ANAP'ın gazeıeciliği basın işkoluyla birleştirme çalışmalanna değinerek, "Tüztiğü değiştirip bizi ayırarak gucümüzu kırmak istediler, sesimizi kesemediler. Dün niye ayrıldt, bugtin niye birleşecek?" diye sordu. Haber Merkezi Turkıye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Oktay Kurtböke, gazeteciliğin basın iş koluyla birleştirilmesini öngören tuzukle ilgilı olarak, "ANAP iktidarı ücrellinin derdinden anlasa, hur sendikacılık hareketinin tıkanan yollarını açmak için yasalarda degiştirilecek çok madde bulur" dedi. Oktay Kurtböke, onumuzdeki günlerde TBMM Sağlık ve Sosyal lşler Komisyonu'nda ele alıı;ması beklenen tasanyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: "ANAP iktidarının basına ofkesi gittikçe artıyor. Sayın Özal ne derse desin, işlerin iyi gitmediginin gostergesidir bu. Şiradi de işkolları tuzuğunde gazeteciJi^i, basın yayınla birleştirraek için önerge vermişler. Tabii, başkanlarının izni olmadan parmak bile kaldıramayan Sayın Burhan Kara ve 21 arkadaşı boyle istetnis. Bununla bizi korkulacağını mı sanıyorlar? Sendikalar, isci sınıfının örguileridir. Sınıf bilincine sahip her emekçi, bir diğeriyle zaten kardeştir. Sayın ANAP'lı milletvekiUerine hatırlatalım. Biz basın iş kolu ile zaten birlikte idik. Tiizügu değiştirdiler, bizleri ayırdılar. Gücumıizu kırmak istediler, sesimizi kesemediler. Şimdi sormak gerekmiyor mu dun niye aynldı, bugun niye birleştirilecek? ANAP iktidarı. ucretlinin derdinden anlasa, hur sendikacılık hareketinin tıkanan yollarını açmak için 2821 ve 2822 sayılı yasalarda değiştirilecek çok madde bulur. İse boyle başlamak, kulağı ters elle gostermeye benziyor." İsUnbul Haber Servisi DİSK davasında mahkeme heyetı, "Sanıkların esas hakkındaki göruşteki sıralarına gore savunma yapmalan" kararından vazgeçtı. Heyet, bundan sonraki oturumlara katılan sanıkların sıra göz önunde bulundurulmadan savunmalarını yapabileceklerine ve mesai saati içinde duruşma salonunda savunma yapacak sanık kalmazsa, avukatlann savunmasına geçileceğine karar verdi. Duruşma, savunmalara devam edilmek uzere 29 nısan gunu saat 10.00'a ertelendi. Metris Baştabya duruşma salonunda yapılan dunku oturuma 8 sanık ile 3 avukat katıldı. Savunma için kendisine söz verilen DtSK Yurutme Kurulu uyesi Kemal Nebioğlu, 4 nisan tarihli oturumda mahkemenın savunmalarda 2. tura geçildiğine karar verdiğini, bu karann kendisine cuma gunü akşam bildirildiğini belirterek, "3 gün içinde yazılı savunmamı hazırlayamadım. Bu davada dunyaya gelişim hariç tum yaşamım boyunca suçlanıyonım. Aynntılı bir savunma DlSK'te 'turnîke savunma' DİSK davasında mahkeme heyetinin dün verdiği karar a göre, "Sendika ve sıra gözetilmeksizin duruşmada hazır bulunan sanıkların savunmaları alınacak, mesai saati sona ermeden savunma yapacak sanık kalmamışsa, sanık vekili avukatlara söz verilecek." DİSK Yürütme Kurulu üyesi Kemal Nebioğlu, "Dünyaya gelişim hariç tüm yaşamım boyunca suçlanıyorum" diyerek, aynntılı bir savunma yapabilmesi için süre istedi. yapmak istiyorum" dedi. Nebioğlu savunmasını hazırlayabilmek için kendisine sure verilmesini istedi. Bundan onceki oturumda verilen kararda bulunmadığını, kararı tutanaklardan okuduğunu belirten duruşma yargıcı Hâkim Yarbay Aydın kalpakçı, daha once esas hakkındaki göruşte yer alan sıraya gore savunmaların yapılması kararının sanıklar ve avukatlar lehine olduğunu belırtti. Kalpakçı, "Bizim iyi niyetle aldığımız bu karar işlemiyor. Eğer bu karan geri alırsak daha yoğun kaldıralım. Bizim amacımız savunmaya elden geldiğince özgiir yer vermektir. Aldıgımız karann kısıtlama getirdiğini öne surüyorsunuz. Bu karanmızı gozden geçiririz hiç onemli değil." Söz alan avukat Rasim Öz de sendika davalarının sanıklarının savunmalarını kendilerine bir ay sonra sıra gelecek diye hazırlamadıklarını belirterek tum sanıklara savunma için bir ay süre verilmesini istedi. Savunmasım hanrlamış sanıkların olabileceğini vurgulayan bir katılım mı olacak?" şeklinKalpakçı, "DİSK Genel Başkade konuştu. nı S hafta sürede 470 sayfalık saDİSK Genel Başkanı Abdul vunma hazırladıktan sonra bu lah Başturk'un "Belli bir takvim gune kadar sendikal davada buiçinde sa>unmaların yapılması lunan sanıkların savunmalarını yonünde karar alınırsa daba iyi hazırlamamalan mumkun degil. olur" demesi üzerine duruşma Tümuyle bir aylık erteleme söz yargıcı Hâkim Yarbay Kalpakçı, konusu olmaz. Karan gozden ge"Eğer daha önceki karanmızı çiririz, hazır olanlar öne gelerek gozden geçirirsek, duruşma gıın savunma yaparlar" dedi. lerinde saat 10.00'dan 13.00'e kaDaha sonra duruşmaya 10 dadar savunma yapacak kişiyi ha kika ara verildi. Aradan sonra zır edebilecek misiniz?" dedi. soz alan Abdullah Başturk, saKalpakçı daha sonra şunları soy nıklar yönunden daha once alıledi: nan karann geri alınması halin"Biz aldıgımız kararı ortadan de duruşmalarda savunma yapacak kişilerin hazır bulunmasında yardımcı olacaklannı belirtti. Duruşma yargıcının "Şu anda savunmaya hazır sanık var mı?" sorusuna hiçbir sanığın yanıt vermemesi üzerine mahkeme kararını açıkladı. Yargıç 20 Ocak 1986 tarihli dak'a goturulduğunu öğrenince oturumda savunmalann tespiti şaşırdılar. Toren için yurt mu işlemiyle ilgili olarak alınan kadurluğüne başvuruda bulunduk rann sanık sayısı 1477'ye ulaşan larını belirten öğrenciler şoyle davada sanıkların ve avukatlann dediler: hangi oturum kendilerine savun"Arkadaşımız Altan Durmuş1 ma sırasının geleceğini oğrenmeun cenaze töreni için loplandık. leri yonunden alındığını belirteDaha once başvuru yapmıştık. rek bu uygulamanın gerekli biYurt mıiduru, başvurunun aile çimde yapılamadığını açıkladı. si tarafından yapılması gerekti Buna uygun olarak mahkeme veğini söylemişti. Polis tarafından rilen kararda, mesai saati sona arkadaşımızın ailesine baskı ya ermeden evvel savunma yapacak pıldığından. onlar da bu töreni sanık bulunamadığı, oturumlarapmaya cesarel edemediler. Ar rın da erken kapatıldığı bildirilkadaşımızın cenazesi adeta kaçı di. Önceki karann amacına uynlmıştır. Yurt revirinde hâlâ dok gun biçimde işletilmediğini vurtor v e ambulans yok. Bu olaydan gulayan mahkeme bu nedenler< sonra bari gereken ilgiyi goster le yeni bir yonteme giderek sinler." "Bundan böyle sendika ve sıra Bornova Oğrenci Yurdu Mu gözetilmeksizin duruşmada haduru Mehmet Sin ise, oğrencile zır bulunan sanıklann savunmarin vaptığı başvurunun yeterli ol larının ahnacağına, mesai saati madığını ilerı surerek şoyle ko sona ermeden savunma yapacak nuştu: sanık kalmamışsa sanık vekılle"Ölen öğrencinin ailesinden rıne soz verileceğine" karar verbize bir başvuru olmadı. Eğer di. Sanıklara savunma haarlayaboyle bir başvuru olsaydı. biz de bilmeleri için bir kez daha sure gereken ilgiyi gosterirdik. Ben iki verilmesine karar veren mahkeay once göreve geldiğimde, dok me, duruşmayı 29 Nisan 1986 gutor >e ambulans için başvuruda nu saat 10.00'a erteledi. bulundum, ama gerçekleşmedi. Ölen oğrenci de, olay akşamı 021792001 Nolu SSk emeklı ambulans olmadığından BMC cuzdanımı ka>beltim bir kamyoneile hastaneye goluGev'ersızdır. rulmek zorunda kalındı." GÛS'L'L ESERŞUHEDAR Yurtta ölen öğrencinin cenaze töreni yupılamadı lesine baskı yapıldığını ve cenazenın adeta kaçırıldığını one surerlerken, yurt muduru Mehmel Sin, yurdun en buyuk eksiklığı olan doktor ve ambulans sorununun ikı av once yaptığı başvuruya karşın çozumlenemediğinı soyledi. Olen arkadaşlan icin dun cenaze torenı duzenlemek amacıyla Bornova Oğrenci Yurdu onunde toplanan oğrenciler, cenazenin sabah erken saatlerde Zongul İZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ege Üniversıtesi Tıp Fakultesi Hastanesi Acil Servisi'nde "Hiçbir şeyin yok" denıldikten sonra olen Maden Fakultesi öğrencisi Altan Durmus'un cenazesi, dun sabah erken saatlerde memleketi Zonguldak'a goturuldu. "^ Cenaze töreni için Bornova Oğrenci Yurdu'nun onunde toplanan oğrencıler, törerı >apılmaması için olen arkadaşlarının ai Türk Hukuk Kurumu: Bursa topkmüsuun iptalinin gerçek nedeni açıklansın ANKARA, (Cumhuriyel Bıirosu) Marmara illeri barolarının Bursa toplantısının iptaline ilişkin tepkiler surüyor. Turk 50 k e n t t t n Selen ** başanlı polis, Se/akoy BeşyoVdaki Polis Eği Hukuk Kurumu'nun olağan Genel Kurulu'nca kabul edilen bir t i m Merketfnde bir ay süreyle "operasyon duzenleme kursu"gökararla, Duzenleme Komıtesi'nın ruyor. Emniyet Genel Mudürii Saffet Ankan Bedük, kursun amacını, "Adli olaylarda ve terörle mücaiptal deiede görev yapacak bir tür operasyon dedektifiyetiftiriyoruz " diye açıkladL Uygulama ağırtıkb kursta, kararına karşı çıkıldığı açıklandı. uçak kaçırma, soygun, otobus, otomobil ve binalarda rehin alma ve terör gruplanmn kuşatılması gibi konular yer ahyor. 1983 'te kurulan özel timlerden gelen polisler, kursta eğitmenlik yapıyorlar. 88 kursiTurk Hukuk KurumuYonetim yer polis, illerine dönunce kendi ekiplerini kuracaklar. Kurs sırasında uzun menzUli, dürbunliı Ştayer, Kurulu adına, Başkan Muamtüfek, Kalasnikov, 1 cm. çapında bilyalı mermi atan Şatkan tüfek gibi birçok değişik turdeki silahınmer Aksoy imzasıyla yayımlanan kuüanüması da oğretiüyor. Fotoğraflarda kurs çalısmalanndan çeşitli göruntüler. açıklamada şö>Ie denıldi: (Fotoğraflar: HALÎL NEBtLER) "Bursa'daki Hukuk Açısından Ulusal Barış Sempozyumunu duzenleyen Bursa, Balıkesir, Kskişehir. Rocaeli ve Sakann barosunda gorevli Duzenleme Komitesi uyelerinin, toplantının erlelenmesindeki nedenleri açıkça basına ve kamuoyuna bildirmeleri gerekirken, bunu yapmamış olmaları buyuk eksikliktir. Boyle bir açıklama yapmadıkları lakdirde olayın lek sorumlusunun toplantıyı düzenleyenler olarak kabul edileceğinin kendilerine bildirilmesine karar verildi." Gençler! ALKOL ve SİGARA gibi dostunuz varsa, başka düşmana lüzum yoktur. YEŞİLAY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle