28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 27 NİSAN 1986 herkes istediği partide istediği görevle sandığa gitmeli ve sonucu sandıktan millet belirlemeli. Bu ilke, sadece "eskiyeni tartışmasını" sonuçlandırmakla kalmaz, asıl önemlisi demokrasinin gerçek ilkelerinin de rayına oturmasını sağlar. Solda durum: Antalya ve Isparta çevresinde görüp konuştuğumuz, uzun uzun sohbet ettiğimiz, ayaküstü iki laf ettiğimiz. sosyal demokrasiye inanmış ne kadar vatandaş varsa, hepsi aynı sorunun peşinde: "Demokratik Sol Parti ile SHP neden aynlar? DSP ile SHP neden ayn kamplardaymış gibi birbirleriyle mücadele ediyorlar? DSP ile SHP neden birleşmiyorlar? DSP ile SHP ne zaman birleşebilirler?" Sosyal demokrasiye inanmış insanlar bir yandan Başbakan özal'ın icraatını merakla izleyip onu hoşgörüyle değerlendirirken, bir yandan da kendi içlerine dönüyor ve yukarıdaki sorulan arka arkaya sıralamadan edemiyor. Güvenlik soruşturmast: Yine üç gündür gezdiğimiz yörelerde vatandaşların günlük yaşamında kendilerini en çok bıktıran konulardan birinin de güvenlik soruşturması olduğunu gördük. Herhangi bir göreve atanan ya da görev değiştiren kamu kuruluşunda çalışan bir vatandaş, çok sıkı bir güvenlik soruşturmasmdan geçmek zorunda. 12 Eylül'den sonra daha da yoğunlaştınlan bu yöntem, bir kişinin göreve başlamasında haftalar ve aylar alıyor. İnsanlar büyük zaman kaybediyor. önemli gelir kaybına uğruyor. Siniri bozuluyor, çevresi kendine kuşkulu bakmaya başlıyor, daha da önemlisi devletin baskısını anlamsız bir biçimde ensesinde hissediyor. Üç günlük gezi için çok şey söylendi. Bize göre Özal geziden umduğunu belki bulamadı. Ama kendine sorarsanız. 'işler buralarda iyi gidiyor. Siz tabii farklı gözlemde bulunuyorsunuz Ama bize göre iyidir." •• (Baştarafi 1. Sayfada) tik telefon santralını açan Başbakan, sosyal adaletçilik anlayışlarını şöyle anlattı: "Başkalan sosyal adaletçiligi masa başında, kokteyl salonlannda, oturduklan yazıhanelerde veya Meclis koridorlannda şu veya bu şekilde anlatmaya devam etsinler. Hakiki sosyal adaletçilik, vatandaşa her noktada, hatta en zor olan yerde hizmet götürebilmektir." Özal, konuşmasının son bölüm0nde""9iş polîtîîcaya değinmek istediğini belirtti. Kıbrıs sorununun 1974 yılından bu yana, bir düzene girdiğini ve 1983 yılında KKTC'nin kurulduğunu ve halk tarafından seçilen bir idarenin yönetime geçtiğini anımsatan Özal, sözlerini şöyle sürdürdü: I "Bu arada dikkat ederseniz, ' BM Genel Sekreteri'nin banş çabalan.iyi niyet gayretleri oldu. O gayretlere biz de iyi niyetle karşılık verelim dedik. 17 Ocak 1985le BM Genel Sekreteri'nin ortaya attığı teklifini Rumlar reddettiler. Kendiniz bilirsiniz. Aradan bir ntüddet geçti. BM Genel Sekreteri şimdi bir teklif daha ortaya koydu. Bizim anladığımıza göre, Rumlar bunu da reddettiler. Yunan Başbakam ve Rum tarafı, hâlâ bir F.nosis peşindedir. Enosis nedir? Adanın Yunanistan'la birleşmesidir. Bizim buna müsaade etmemiz mumkün degüdir, Önemli bir şey daha söyleyeyim. Adada Türkiye'nin garantisi, hem de kuvvetli bir garantisi olmayan bir şekli Türkiye kabul etmez. Çünkü tecrübeler göstermiştir ki, bu şekilde vakliyle Türk yurdu olan birtakım adalan, biz Yunanlıya kaptırmışız. Bu sefer bu iş burada kalır. Enosis'i hayal olarak görsünler. Muhterem Gelendosüular, işimîz kolay değil. Yalnız Türkiye, gitgide güçlenen bir ülke. Bunu herkes görüyor. biliyor. Biz 10 seneye kalmaz 60 milyonu geçeriz. 60 milyon, ama an gibi çalışan 60 milyon." (Baştarafi 1. Sayfada) edinme konusundaki arzulannı ifade ettiler. Suudi isadamlannm büyük bir kısmtnm Türkiye'de mulk sJamedıklannı, başka yerierden aldıklannı belirttiler. Geçen sene sadece Londra'dan 60 milyon dolariık mülk aldıklannı söylediler. Biz de bir kanun tasansı hazıriadığımızı, önümüzdeki günlerde bunu Meclisten çıkaracağımızı ifade ettik. Arap dostianmıza bu konuda yardımcı olarak ilişkilerimizi daha da geliştirmek istediğimiz söyledik. Onlar da memnun oldular.. özal, dedigi gibi yaptı. Anayasa Mahkemesi'nce daha örv ce iptal edilen yabancılara mülk satılmasını sağlayan yasa, ANAP oylarıyla kabul edildi. Böylece Arap dostlarımızı hoşnut etmiş olduk.. "Arap" dediğiniz, artık o eski Arap değil ki? Başbakan'ın kardeşi ile ortak, İstanbul Belediye Başkanı ile ortak, istanbul ANAP il başkanı ile ortak, İzmir ANAP il başkanı ile ortak.. Et ile tırnak gibi yakınız birbirimize.. Birtakım beyierin sözlüklerinde "MiMyetçi, eşittir: Arap muhipliği ve Amerika dostluğu ve ticari ortakltğı" olmuştur. Ne demiş Reagan'ın danışmanı Clayton: Türkiye'de kapitalizmi guçlendirmeye çaltşıyoruz... iyi hoş da Sovyet Devlet Başkam'nın danışmanı da çıkıp "Türkiye'de sosyalizmi güçtendirmeye çalışıyoruz" deseydi, < neler olurdu? Neler olmazdı ki? Eh, Amerika dostumuz, olacak o kadar... Türkiye'de sol eğilimli bir başbakan, partisi Sosyalist Enternasyonal'e üye bir ülke başbakanına "Size toprak satacağız; bunun için yasa da çıkaracağız, yasa Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilirse aynı yasayı bir daha çıkaracağız" dese ne olurdu. Vallahi ipe çekilirdil özal'ın her konuda dokunulmazJtğı vardır. Yann, öbür gün, yabancılara mülk satmanın "Atatürkçulük" olduğunu söyleyenler çıkarsa, sakın şaşırmayın. Sayın Başbakan da en büyük Ataturkçü oldu ya! Biliyorsunuz, ANAP daha önce tapu ve köy yasalannda değışiklik yaparak "mütekabiliyet şartT aranmaksızın yabancılara taşınmaz mal satılmasını sağlayan yasayı çıkarmıştı. O zamanki adıyla HP, Genel Başkanı Necdet Calp imzası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak yasanın iptalini istedi. Anayasa Mahkemesi de "değişik iktisadi politikaiar ve kendi olanaklanmızla gerçekleştirebileceğimiz konut sorununda önemsiz bir kaynak sağlamak maksadıyla ülke topraklannın yabanct unsuıiarın eiine geçmesine imkân sağlayan" diye nitelediği yasayı iptal etti. Bu karara, Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Semih özmert ve üç sayın üye karşı çıktılar. Anayasa Mahkemesi, yabancılann Türkiye'de mal edinmeleri için Türklerin de yabancı ülkelerde mal edinmeleri hakkına sahip olmalan biçiminde tanımlayabileceğimiz "mütekabiliyet şartı"n\ "Uluslararası ilişkilerde eşitliği sağlayan bir denge" olarak görmüş ve bu koşul aranmaksızın yabancıların Türkiye'de mülk edinmelerini anayasaya aykırı bulmuştur. Anayasanın 153'üncü maddesi şöyle diyor: Anayasa Mahkemesi kararfan... y&sama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlannı ve gerçek ve tüzel kişileri bağlar... Aynı maddede Anayasa Mahkemesi kararlannın "kesin" oidıiğu da yazılıdır. "Arap muhipliği" mi önemlidir. Yoksa anayasa mı? ANAP, "Arap muhipliği önemlidir" diye düşündüğü için Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği yasa yeniden çıkanlmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin ipial ettiği yasalar yeniden çı• kantacaksa, o zaman, Anayasa Mahkemesi kararlarının ne '«nemi kalıyor? Niçin karar veriyor Anayasa Mahkemesi öyr leyse? Anayasa, niçin bu kararlar için "kBsindir" diyor, "herkesi bağlar" diyor? Bu kadar kızmayalım, belki Korkut biraderimizin, Sarı Bedri Bey kardeşimizin, İstanbul ve izmir ANAP il başkanı kardeşlerimizirt aziz ve muhterem Arap ortakları, Bogaziçi'nde alacakları yalılan, koruları ve tepeleri gülsuyu ile yıkayacaklardır. Her şey "şehitler yurdu" bu vatan içindir ve "her şey bu cennet vatan" uğruna! UĞUR MUMCU GOZLEM Ecevit: A B D d e v l e t t e r ö r ü (Baştarafi I. Sayfada) bem ulusal bem kişisel nedenleri vardır. Ulnsal nedenleri şunlardın Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kunıluşuna olanak saglajan siv^sal yetenegini ilk kez, genç bir subay olarak, Libya'daki birinci görevinde kanıtlamıştır. Mustafa Kemal'e Libya'da verflen bu görev. onun askeri mesleğini ve siyasal yaşamını daha ilk adımda sona erdirmek için verilmiş, başanlması olanaksız gibi göriinen bir görevdi. Libya'dakj bazı egemen gücler, orada bulunan Osmanlı subaylanndan çoğu ile işbirliğj halinde, Istanbul'daki yeni Osmanlı rejimine başkaldırnıışiardı. Genç bir subsy olarak, Mustafa Kemal, bu başkaldırmayı bastınna göreviyle, kendisini saf dışı bırakmak isteyenlerce Libya'ya gönderilmlşti. Elinde bavulnyla Libya kıyılanna ayak basOğında, Mustafa Kemal'i ne karşılayan ne de ona yatacak yer gösteren kimse vardı. Bir genç subay haline üziilüp de kendisini evine götürmeseydi, Mustafa Kemal bannacak yer bile bulamayacaktı. Fakat birkaç gün içinde, Mustafa Kemal, etnrinde hiçbir askeri birlik olmaksızın ve silah kullanmaksızın, tek basına, tüm Libya'daki başkaldırmayı sona erdirdi. Atatürk'ün si>asal yaşamında çok önemli yer tutan bu ilk Libya görevindeki basansının tarihde bir örnegi daha bulunduğunu sanmıyonım. Libya'nın gönlümde özel bir yeri bulunmasmjn nedenlerinden biri, Mustafa kemal'le ilgili bir Libya anısıdır. HALKIN YAKINLlGl tkinci neden şudun Bazı Arap toplumlannda. Osmanlı dönemi dolayısıyla Türklere karşı. haklı veya haksız, olumsuz duygular besleyen kesimler ve kişiler olagelmistir. Oysa Libya halkı, Türklere her zaman, içten sevgi göstermiştir. Libya balkının, Türklere, Osmanlı döneminden, bildigim kadar, tek kırgıniığı, yabancı egemenligine düşmekten kendilerini kurtaramamış olmamızdı. Türkleri kendilerine yabancı gibi görmezlerdi. BARIŞ HAREKÂT1 Libya'ya baglılıgımın siyasal nedenlerinden üçüncüsü. Kıbns'taki Türk banş harekâtı sırasında, sayın Kaddafi liderliginde, Libya balkının, Türkiye'ye ve Kıbns Türklerine gösterdigi içten yakıniıktır ve sagladıgı degerli destektir. Tüm bu nedenlerin ve kişisel duygulanmın etkisi altında, Libya'nın son günlerde uğradığı Amerikan saldmsı dolayısıyla geçmiş olsun dileklerimi sunmak ve Libya halkuıa bu saldırıda uğradıgı can kayıplan için başsaglıgı dilemek üzere, Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi Ankara Temsilcisi Sayın Abdüimalik'i ziyaret ettim. Sayın temsikiye, Mustafa Kemal'in ilk Libya deneyiminden SEiENDOSTtan YHÇ» CK*AN Boğaziçi'ne yenî çehre (Baştarafi 1. Sayfada) larlık iş makinelerinin yüzde 80"inin Türkiye'ye geldiğini belirterek, şu anda tüm şantiyelerde 2 bin işçinin çalıştığını, tam kapasite çalışma durumunda ise işçi sayısının 5 bin 600'e çıkarılacağını kaydetti. Dünyada şimdiye dek en çok 2050 kilometrelik, otoyol projelerinin yapıldığını belirten Ağaoğlu, 217 kilometrelik KınalıSakarya otoyolunun daha sonra mevcut GebzeIzmit otoyolu ile birleştirileceğini kaydetti. Yolun Kanlıca'dan başlayıp Gebze'ye kadar olan bölümünü İtalyan firması IGL'nin (Impresit Girola Lodigiani) gerçekleştireceğini belirten Ağaoğlu, IGL ile yan yanya ortaklık kuran STFA'run da (Sezai TürkeşFevzi Akkaya) otoyolun Izmit'ten başlayarak Sakarya'ya kadar olan bölümünü yapacağını belirtti. KınalıSakarya arasında toplam 11 milyon metre karelik yol yapılacağını kaydeden Halim Ağaoğlu, köprü temel kazıları ve beton işlerinin de STFA tarâfından gerçekJeştirileceğini, köprünün üstyapısı, kule ve çelik halatlarının da Japonlar tarafından yapılacağını kaydetti. Kohsorsiyumda 3 Japon firması bulunuyor. Bunlar Ishikovvajima Horima Heavy Industries C a Ltd, Mitsubishi Heavy Industries Ltd. ve Nippon Kokon K.K. 551 milyon 261 bin 600 dolara 1100 gün içinde tamamlanacak olan otoyol ve köprü için tüm kredilerin tamamlandığım kaydeden Ağaoğlu, ilk kredi alımının bu ayın sonunda gerçekleşeceğini, Merkez Bankası'na gelen kredilerin Karayolları Genel Müdürlüğü'nce müteahhit firmalara ödeneceğini kaydetti. Ağaoğlu, ödemelerin köprü için Japon Yeni, çevre yollan için yüzde 52.5'u Türk Lirası, yüzde 47.5'u da dolar olmak üzere STFA ve IGLfirmalannaödeneceğini bildirdi. Çalışmalar sonucunda bazı problemlerle karşılaştıklarını öne süren Ağaoğlu, Karayolları'nın istimlakleri bitirip zarrianında teslim etmesinin de pröjenin yürütülmesi açısından gerekli olduğunu vurguladı. Köprünün kule donanımı ve halatlarının imalatına Japonya1 da başlandığını belirten Ağaoğlu, '(> şantiyede başlatılan yol inşaatlanmn da devam ettiğini vurguladı. Ağaoğlu, 1. şantiyenin Kınalı ayrımından Çatalca'ya giden yol üzerinde, 2 No'lu şantiyenin Hastal'da çahşmalannı sürdürdüğünü, Rumelihisarüstü'nde bulunan 3 No'lu şantiyede temel kazılannın sürdürüldüğünü, aynca gişe yerlerinin de bu bölgede yapılacağını kaydetti. Ağaoğlu, Kavacık'taki 4 No'lu şantiyenin köprünün Anadolu ayağından Çamlıca'ya kadar olan bölümü, Maşukiye'deki 6 No'lu şantiyenin de tzmitSakarya arasındaki otoyolu gerçekleştireceğini bildirdi. İstanbul Boğazı'nı BaltalimanıKanlıca mevkiilerinde aşacak olan 2. Boğaziçi Köprüsü 8 trafik şeritli bir karayolu köprüsü olacak. Yapısı itibarıyla ilk köprüye benzemesine karşı n yan açıklıklannın bulunmayışı, çelik kulelerinin tabliye seviyesinden başlaması tabliyesinin 8 trafik şeridini içermesi nedeniyle daha geniş oluşu, askı halatlarının eğik yerine düşey konumda oluşturuluşu gibi farklılıklar gösteriyor. Denizden yüksekliği 64 metre olan köprünün kule yükseklikleri denizden itibaren 165 metre olacak. Genişliği 39 metre 40 santimi bulacak olan köprüde tek yönde yapılacak 15 para toplama gişesinden saatte 7 bin 500 araç geçebilecek. Köprünün iki ayağı arasındaki mesafe ise 1090 metre olacak. KINALISAKARYA 2. Boğaziçi Köprüsü'nün de içinde yer aldığı KınalıSakarya otoyolu, Avrupa yakasında Kınalı (TekirdağEdime yol aynmı) noktasından başlayıp İstanbul, lzmit ve Sakarya il sınırlarıru geçerek Adapazarı'nın 20 kilometre doğusundaki Kazancı mevkiinde son buluyor. Pröjenin toplam boyu 2. Boğaziçi Köprüsü de dahil olmak üzere 227 kilometre ve aşağıdaki bölümlerden oluşuyor: KınalıMahmutbey kesimi: 69 kilometrelik bu bölümün Kınah'dan itibaren ilk 51 kilometresi 4, son 18 kilometresi ise 6 şeritli olacak. Bu bölümde 6 adet köprülü kavşak, 3 adet hemzemin kavşak, 5 adet E5 bağlantı yolu, 1994 metre uzunluğunda 3 adet viyadük, 115 adet değişik açıklıkta alt ve üstgeçit köprüleri ve 1 adet işletme tesisi bulunacak. İstanbul Bogazı 2. karayolu gecisi (MahmutbeyÇamlıca): 37 kilometrelik bu bölümde 2. çevreyolu, Trakya otoyolu ile Anadolu otoyolu arasında ikinci bağlantıyı oîuşturacak. 2. çevreyolu, inşası halen sUrdürülmekte olan Trakya otoyolundan başlayacak ve tstanbul'un kuzeyinde "bypass" olarak dolandıktan sonra Boğaziçi'nin doğusunda Ankara ekspres yoluna kavuşacak. Otoyolda her biri 3.5 metre genişlikli 4 şeritten meydana gelen iki taşıma yolu bulunacak. Her taşıma yolunda 1 metre genişlikli bir iç güvenlik şeridi, 2.5 metre genişlikli bir dış duraklama şeridi yer aiacak. Pröjenin bu kesiminde 10 adet köprülü kavşak, toplam 3 bin 315 metre boyunda 6 adet viyadük, 425 metre boyunda 2 adet tünel ve 20 adet değişik açıklıkta köprü yapılacak. ÇamlıcaGebze kesimi: Çamlıca mevkiinde İstanbul 1. çevreyolundan başlayacak, 2. çevreyolu ile bağlantı kurduktan sonra genellikle batıdoğu yönünde bir güzergâh izleyerek Gebze'nin doğusunda, Gebzeİzmit otoyoluna bağlanacak. Otoyolda her biri 3 metre 75 santim genişlikte iki trafik şeridi, 1 metrelik bir iç güvenlik şeridi, 3 metrelik bir dış duraklama şeridinden olusan iki taşıma yolu bulunuyor. Pröjenin bu kesiminde 4 adet köprülü kavşak, 2 adet ekspres yol bağlantı kolu, toplam 2 bin 472 metre boyunda 9 adet viyadük, 32 adet değişik açıklıkta köprü yer aiacak. Bu kesimin uzunluğu 45 kilometre. tzmitSakarya kesimi: 73 kilometrelik bu kesim İzmit kent geçişi ve İzmitSakaryaKazancj otoyolu olarak ikiye aynhyor. İzmit kent geçişi, Gebzeİzmit otoyolunun, İzmitSakaryaKazancı otoyoluna bağlantısını oluşturuyor. Bu kesirnin uzunluğu 16 kilometre. İzmitSakaryaKazancı otoyolunda her biri 3 metre 75 santim genişlikte 2 trafik şeridinden meydana gelen 2 taşıma yolu bulunuyor. Her bir taşıma yolunda 1 metre genişliğinde bir iç güvenlik şeridi, 3 metre genişliğinde bir dış duraklama şeridi ve 1 metre genişliğinde otokorkuluk bulunuyor. Bu proje içinde 5 adet köprülü kavşak, toplam 2 bin 550 metre boyunda 7 adet viyadük, toplam 2 bin 50 metre boyunda 3 adet tünel, 4 adeı değişik açıklıkta köprü bulunuyor. söz ederek, bu deneyimi örnek (Baştarafi 1. Sayfada) göstererek, büyük güçlere ve lış yapan, çeşitli hiynetlerin ragüçlüklere karşı, bazen, silabsu yına oturması için ilgili kuruluşmücadde ile, banşçı yöntemlerie larla temas kuran Başbakan çok başanlı sonuçlar elde edile özal'ın bu gezisinde ilgi ve tansiyona ilişkin gerçeği bir kez dabilecefini söyledim. ha gördük. Bunu elbette özal da ABD NASIL YENİLEBİLİR? ABD, dünyamn iki büyük dev biliyor. Bilerek, amaçlı sürdürületinden biridir. Bu devletin silah yor geziyi Isparta ve çevresinde. gücüne ve devlet terörüne baş Çünkü Isparta'dan başını kaldıvunnası karşısında, aynı yön rıp açık ve net bir biçimde Türtemleri ve araçian kullanarak ba kiye'ye efelenmek istiyor. Eğridir Gölü'nün kıyısından san sağlamak çok zordur. Gelendost'a doğru uzamyoruz. Ama Mustafa KemaJ'in ilk Göl bugün, hırçın ve dalgalı. OyLibya görevinde başardığı gibi, sa karadariizgârhafif. Gölün kıbazen bir kişi bile. aklıyla, insan ruhiyvtı konusundaki anlayışıy yısını yalayarak Gelendost'a yaklaşıyoruz. Evet, ilgiaz. Ancak illa ve haJka güveniyle. yenilmez sanılan güçleri, tek başına, silab ginç bir olay var. Özal'ı bekleKimi kullanmadan ve cana kıymadan, yenlere yaklaşıyorz. DYP'li, kimi SHPIi, kimi de elyenebilir. bette ASAP'lı. DYP'li ve Tarib bugün Libya balkına SHP'lilere yaklaşıyoruz. Hiç böyle bir olanak sağlamıştır. ABD'nin, her türlü de\letler ara beklemeden aynı karşılığı verisı hukuk kuralını çiğneyerek IJb yorlar. "Biz başka partiden olabiliriz. ya'ya yvptığı saidın, dünya kaKendi partimîz için her zaman muoyunda, Libya'ya karşı yaygın bir sempati ve dayanışma orta çahşınz. Şimdi Başbakanımız bimı oluşturmuştur. Libya, banş zim ilçeye gelmiş, karşılamasak çı yöntemlerie bu ortamı iyi de ayıp olur." Tabanda belli bir hoşgörü yergeıiendirebilirse, pek çok engeli leşiyor. Kavgadan uzak, ama siaşabilir. ABD'yi, dünya kamuoyu önünde. uluslararası teroriz yasal mücadeleyi inatla sürdüremin sonımluluğuyla başbasa bı rek, kendi inancı doğrultusunda, kendi partisinin iktidarını sağlarakabiiir. Bırakmalıdır. mak için herkes canla başla kavSayın temsilciye bu göriışleriga ediyor. Ama bu arada, bazı ismi sundum. tisnalar dışmda, birbirine hoşgöLİBYA BİR İSTtSNADIR rü göstermeyi de ihmal etmiyor. Sayın Kaddafi liderliğindeki Siyasal erginliğin ilginç örnekleLibya yönetimi, petrol zengini rini her zaman sergilemiş olan taArap ülkelerinin yönetimleri araban, bugün de sanki Ankara'ya sında, bazı bakımlardan, bir isbağırırcasma, kendi gösterdiği tisna oluşturmaktadır. Libya'da, hoşgörüyü kanıtlamak istiyor. petrol zenginligi, ayncalıklı bir özal'ın gezilerinde farklı siyazümrenin refabı ve keyfi için desal partilcrin, başbakam karşılağil, çölde yoksulluk çeken halkın malanna tanık olurken, bir başmutluluğu, kalkınması ve geleceka gelişmeye daha tanık oluyoği için kullanılmıştır. ruv özal'ı karşılamaya gelenler Günün birinde petrol varlıgıarasında hep çocuklar var, çonjn tükenecegini veya değerini yicuklar, çocuklar, ilkokul öğrentirebilecegini gözönünde tutan cileri.» Bu âdet de yeni çıktı anLibya yönetimi, halkın gelecegilaşılan. Bundan önceki bir gezini düşünerek ve Libya'nın bade Başbakan 'a "Çocuklar sizi negımsızJıgını güvence altına almak den karşılamaya getiriliyor" soüzere, yer yer çölleri tanm toprusunu yönelttiğimizde özal, raklanna dönüştürmüştür. Libbize aynen ''Çocuklar başbakaya'yı. yiyecek bakımından, bünı meruk ediyor, görmek istiyor" yük ölçüde kendi kendine yeter karşılığını vermişıl Biz de şunu dunıma getirmistir. Öte vandan, merak ediyoruz: Sendikalarda, Libya'da büyük sanayi atılımladerneklerde ve hatta üniversitenna girişilmiştir. lerde siyasetin "S"sini bile yasakBunun çok akıllıca bir tutum lamak isteyen bugünkü iktidar, oldugu, dünya petrol fiyatlannbaşbakanın siyasal amaçlı gezidaki büyük dösüşte ortaya çıklerinde kendisini karşılamaya gemıştır. len ilkokul çocuklarına neden Bu düşüş nedeniyle, şimdi, göz yumuyor? Her zaman "topLibya'nın geliri önemli ölçüde lumda siyaseti arka plana itmek azalmıştır; ama, bugünkü gelir isteyen" ANAP iktidarı, küçüdüzeyiyle bile Libya, gelişme atıcük öğrencileri saatlerce yol bolımlannı sürdürebilir. Yeter ki yuna dikmekten nasıl bir kazatüm gelirini kendi gelişme gereknım elde ediyor? sinmeleri için harcasın! Başbakan özal'ın Isparta geSİLAHA KARŞI SİLAH zisinde beklenmedik bir mesaj DEGİL vermesi, Türk ve Yunan başkentPetrol gelirindeki büyük diişülerini allak bullak etti. HeleAıişe karşın, ve bir dev ülkeden gena, önceki gün birbirine girdi. len tehditlere, baskılara karşın, Özal, Isparta'da yaptığı konuşgelişme atılımlannı sürdürmekmada Papandreu 'ya yanıt verinle vereceği örnek, tüm insanlık ce, sözleri yarım saat içinde için Libya deneyimini ilginç kılajanslarca Yunan gazetelerine makta, silaha karşı silahla, şidiletilmiş oldu. Özal'ın hiç alışıldete karşı şiddetle tepki göstermamış üsluptaki sözleri, Yunan mekten, \ey» başka bazı ülkelergazetecilerini önce şaşırttı. Sondeki eylemlere maddi destek sağra da Atina'daki Türk Büyükellamaktan daha etkili olacaktır çiliği'ne telefonlar yağmaya başkanısındayım. ladı Atina'daki Büyükelçiliğimiz Libya halkını yabancı gibi görde konuşmadan haberdar değilmeyen bir dost olarak, bu inandi. Bu sefer Atina'dan Ankara'cımı belirttim. ya Ankara'dan Isparta'ya bir teAziz ve kardeş Libya balkına, lef on yağmuru bâşladı. özal, nabanş içinde mutluluk ve refah sıl dedi ne dedi, neden dedi, ne dilerim. zaman dedi, gibisorular arka arBanşçı yöntemlerinin kaba kaya önce Ankara'dan soruldu, kuvvetten daha etkili olabilecesonra da karşılıklar Atina'ya ileğini tüm dünyaya kanıtlamakta tildi. Atina Büyükelçiliğimizden Libya halkına başanlar dilerim." de Yunan gazetelerine. PapandBARIŞ HAREKÂTI İLE ABD reu'nun Türkiye tarafından uzaSALDUUSIMN FARKI tılan zeytin dalımn ve bu yöndeÖğrenildiğine göre, görüşme ki her öneriyi sürekli geri çevirsırasında Bülent Ecevit, Libya mesi, Özal'ı kızdırmış ve onu, temsilcisine 1974'teki banş hare"artık şu Papandreu 'ya bir cevap kâtı sırasında Kıbns'ta turizm severmek gerekir" düşüncesine gezonu ohnasuıa rağmen Türk Hatirmişti. Dün gazetelerde yayımva Kuvvetleri'nin yaptıkları halanan sözleri işte bu düşüncenin va taarruzlannda sivil halk ve tubir ürünü. ristİCT arasında can kaybına yo] Üç günlük yurt gezisinde edinaçmayarak örnek bir harekât diğimiz izlenimleri alt alta topgerçekleştirdiklerini de hatırlatlarsak, şu noktaların vurgulantı. Ecevit, bu örneğin ışığında ması gereği ortaya çıkıyor: ABD'li yetkililerin Libya saldın Siyasal yasaklar kalkmalı: sında sivil halktan ölümleri Antalya ve Isparta yöresinde "talihsizlik" olarak değerlendirhangi partiden ve hangi meslekmelerini kabul edemeyeceğini beten olursa olsun, sohbet ettiğimiz lirtti. vatandaşların tümii aynı noktada birleşiyor. "Siyasal yasaklar ABDÜLMALİK'İN SÖZLERİ Muhammed Abdülmalik de kalkmalı". Vatandaşların bu görüşmenin başında yaptığı kı noktada birleşmelerinde egemen sa konuşmada Ecevit'ten olan mantık da şöyle özetlenebi"kardeşimiz" diye söz ederek, lir. Şimdi Türkiye'de bir 'ViA/"Sayın Ecevit'in ziyareti Türk yeni tartışması" var. Yasaklar demilletinin bize gösterdiği yakın vam ettiği sürece, yenipartiler ve lıgı ve destegi kanıtlıyor. Türki yeni politikacılar hiç de haklı olye ile Libya arasındaki ilişkiler mayan bir biçimde puan kaybeyalnızca ekonomik açıdan görii diyorlar. Haksız biçimde puan lemez. llişkMerimiz her şeyden kaybediyorlar, çünkü yasaklann önce kan bağına dayanmakta sorumlusu kendileri değil. Buııa karşılık kimliği ve ü'lkeye yaptıdır" dedi ve şunları ekledi: ğı hizmetler ne olursa olsun ve "ABD'nin saldınsı, Müslü o kimlikler ve hizmetler asla manlıga yöneltilen bir saldındır. unutulmaksızın, eski politikacıSiyonizm ve haçlı seferierine kar lar, "yasaklardan siyasal rant elşı mücadelemiz devam edecek. de ediyorlar". Bu da boşu boşuBiz küçük ve barışsever bir iilna "eski politikacıyeni politikacı keyiz. Akdeniz'in bir banş gölü tartısmasmı" gündeme getiriyor. haline gelmesini istiyoruz". Oysa siyasal yasaklar kalkmalı. AISKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Yalınayak... ' Ozal: Enonis Fuat Doğu anılarını mı yazıyormuş? İyi iyi, yazsın. Okuruzl Annneeee! İzmir'den bir genç telefon etti eve; "Beni tanımazsınız, dedi. Ben teşekkür için aradım. Mamak'tan yeni çıktım. 1982 yn lında, bizim oradaki sorunlanmızla ilgili yazılar yazdınız. Kitap gvmiyordu içeri, yazmızdan sonra kitap okuyabHdik. Aynca, satranç oynayamıyorduk, sizin yazmızdan sonra satranç da oynadıkl". Genç heyecanlıydı: Sizi, büronuza gelip görmek istfyordum olmadı. Randevu alıp gelebilir miyim Ankara'ya gelince? Ne randevusu? Doğruca çıkıp geiin, yanıtını verdim. Hay Allah, ben yazdıklarımı bile unutup gitmişim. O, bir gazete, kitap, satranç olayını yıllarca unutamamış. Teşekküre gelmek istiyormuş... Bir gün de, bir genç geldi büroya; oda kalabalıktı: Sizinle özel görüşmek istiyorum, dedi. Hay hay, o zaman siz biraz bekleyeceksiniz... BeUerim... Konuklar gittiler. Gence, şöyle dedim: İstersen, çıkalım. Hem biraz yürürüz, hem konuşuruz. Çıktık. Kızılay'da tur atıyoruz. O anlatmaya başladı: Ben, dedi, Metris'ten geiiyorum. Sonınlanmıza eğildiğiniz için size teşekküre getdim. Arkadaşlanm, bana bu görevi verdiler. özel göruşeceğim, dediğiniz bu mu? Evet. Canım, ben de kimsenin bilmesini istemediğiniz bir sorun var sandım. Sağol, ama, biz bir şey yapmadık ki... Sonra içeride, gençlerin dışarıdaki olaylan nasıl değeriendirdiklerini konuştuk. Geçmişteki yanlışlar üzerinde durduk. Düşüncemi açıkça söyledim. Güldü: Biz de, dedi, 12 Eylül öncesinde Cumhuriyet'e boykotilan eden kişilerdik... Metris'ten çıkmıştı ama, yeniden arkadaşlanm görecekti. Selam yolladım. Ertuğrul Kürkçü geldi büroya, konuştuk. Ertesi günü Oktay Etiman geldi. 12 Mart'tan bu yana 14 yıl yatmışlardı içeride. Onlar çıkar çıkmaz, gazeteler üzerlerine çullanmışlar, görüşmeler, röportajlar yapmak istemişlerdi. İkisi de gelmemişti bu oyuna. Ellerirte üçbeş lira sıkıştınp "Anarşistfer anlatyor!" diye yayına başlayacaklardı, kim bilir? Onlar, cezaevindeyken de toplumun içindeydiler. Olayların hiçbirine çıkarian için kanşmamışlardı. Kendilerini, ülkenin bir kesiminde olayların içinde bulmuşlardı. Konuşmamız sırasında, yanımızda Haldun Özen ile Mustafa Coşturoğlu da vardı. Coşturoğlu'nun "Sosyal Şizofreni ve Ataturk" yaprtını, Kürkçü, duyduğunu, ancak okuyamadığını söyledi. Cezaevinde nereden bulup okuyacak? Muzaffer Oruçoğlu, cezaeyinden çıkar çıkmaz askere alınmış. Aydın Çubukçu, daha bir süre yatacak mıymış, neymiş? Dokuz ay denemeye mi kalmış? Ecevit'in koruma polislerinden Ayhan Erdoğan on beş gün emniyette gözaltında kaldı. Birinin ifadesinde adı geçmiş de... 17 nisan kuttamalanmn ardından 23 Nisan geldi. Meclis Başkanı Necmettin Karaduman, 23 Nisan kokteyline çağırmadı. Ben de gitmedim. Çağrılmadığım yere niye gideyim? Okuıiara, kendi gözümle orada olup bitenleri anlatmak isterdim, olmadı! Sovyet Elçisi V. Laww'la eşinin, elçilikteki çağrısına gittim. Sovyet televizyonunda çalışan çocuklar, 23 Nisan dolayısıyla Ankara'daydılar. Elçilik, Sovyet çocuklarının oyunlarını göstermek istemişti. TRT Genel Müdürü Tunca Toskay, Sovyet çocuklannı konuk alan ana babalar oradaydılar. Büyüketçi Lavrov konuklara "hoş geldiniz" konuşması yaptı. Bu yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın "Banş Y7//"na da rastladığını söyledi. "116 yıl önce, Sovyet devletinin kurucusu olan Lenin doğmuştu" dedi. "Türkiye halkının büyük önderi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Ataturk ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin kurucusu Lenin'in attıklan dostluğun temellerini anımsarız" diye ekledi... Açış konuşmasından sonra, Sovyet çocukları halk danslapna, gösterilerine başladılar. İlkin "Lenin şan\ısı"n\ söylediler. İzlencenin sonunda Sovyet çocukları Türkçe şarkı söylediler, oraya gelen Türk cocuklarıyla biriikte dans ettiler. Hasan CemaTm günlüğünü okudum. 12 Eylül döneminde Türk basını görevini yaptı mı diye düşündüm. Bir eski gazeteci arkadaşım: Türk basmı görevini yapmıştır! dedi. Bu görevi yapışını tüylerim ürpererek gözledim. Basın, tüyler ürpertecek derecede görev yapmıştır. Bu görevi 27 Mayıs öncesinde, 12 Mart'ta da yapmıştır. Herkes üstüne düşeni yapmıştır. Hasan Cemal'in kitabı için, Orsan öymen'm, "özür dilekçesi" yargısına katılma olanağı yok. Hasan Cemal'in yapıtı, biraz da bizim öykümüz. Her tümcesini yaşamışım gibi geliyor. "Satır araları" öyle dönemlerin ürünü. Aydın Emeç öldü. Ne saygılı, ne sessiz bir kişiydi. Bu yaşta göçüp gitmesinin bir nedeni olmalı diye düşünürüm. Bilmediğimiz, açıklamadığı stresleri mi vardı? İstanbul'a gidişlerimde, olayların perde arkalarını sorardı. Fikret Ünlü anlattı fıkrayı, çatıyı çatarken. İki deli konuşuyorlarmış. Biri: Dün gece, demiş, düşümde ayağıma diken battı, ayağım çok acıdı... Obürü karşılık vermiş: Sen de ne diye yalınayak yatağa girdin? ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLABI YILMAZ ŞtPAL " O ğ r e t m e n l e r i n Göstergeleri" Soru: . Ögretmenlik mesleginden 30 yıl 3 ay hizmetten sonra emekli oldum. Emekli ayugım 2. derecenin 5. kademesinden baglandı. Ancak, yaptıgım besaplarla işin içinden çıkamıyorum. Acaba 2. dereceden emekli aylığı alan öğretmetdere de ek gösterge veriliyor mu? Bir süre önce veriktigi söylendi. Daha önceleri ek göstergeler yanlu 1. derecenin 4. kademesine uygulanıyordu. Emekli aylıguna uyguianacak gösterge nedir ve aylıgım ne kadardır? S.F. İSTANBUL Kipriyanu: Özal şantaj yapıyor 10 dolara petrol aldık (Baştarafi I. Sayfada) yük bir kirizin eşiginde oldugu yazılıyor. ABD Başkan Yardımcısı Bush da ham petrol fiyatlannın birkaç dolar yükselebilecegini söyledi. Bu dunımda ham petrol fiyatları yeniden yükselişe geçebilir. Böylesine fiyatlann dalgalandığı bir ortamda akaryakıt fiyatlannın ucuzlaldması beklenemez. HUkümetin böyle bir çalışması yoktur" dedi. 6. FİLOYA AKARV AKIT Basın toplannsında Oksay Akdeniz'deki Amerikan 6. Filosu'nun akaryakıt ihtiyaçlannın karşılanması için Türkiye'nin bölgedeki pazarlamacı ülkelerle girişimlerde bulunduğunu söyledi. ÖZALIN SÖZLERİ Başbakan Turgut Özal da Isparta gezisi sırasında gazetecilerle sohbet ederken, bir ara petrol konusuna değindi ve fiyatların düşmesi nedeniyle elde edilen yaklaşık 1 milyar doların yarısının akaryakıt fıyatına zam yapılmaması yoluyla halkla paylaşıldığını söyledi. "Petrolün her an daha da ucuzlamasını beklivoruz. Şu anda varilini 11 dolara aldığımız Ulkeler de var" dedi. ATİNA, (Cumhuriyet) Başbakan Özal'ın Isparta'da Yunanistan ve Kıbrıs konusundaki sözleri, Yunan basınında yorumsuz ama "Türkiye'nin yeni bir tehdidi" gibi başlıklarla yeraldı. İktidar olsun, muhalefet olsun Özal'ın konuşmasıyla ilgili yoruma rastlanmadı. Yunanistan hükümetinin de bu konuda bir açıklaması olmadı. Rum lideri Kipriyanu, Türkiye'yi Kıbrıs sorunuyla ilgili bir •çözümü zorla kabul ettirmek için "şantaj" yapmakla suçladı. a.a.'nın haberine göre, Kipriyanu, dün yayımladığı bildiride, Başbakan Turgut Özal'ın önceki gün Isparta'da yaptığı konuşmada "Kıbns konusunda bir noktaya kadar ya geliriz ya geliriz. Yoksa hesabı değistiririz" şeklindeki sözlerinj eliştirdi. Kipriyanu, "işgaJcinin, kurbanına kabul edilemez şartlarını empoze etmeye çalıştıgım" iddia ederek, Türkiye'yi şantajcılıkla suçladı. YAMT: 241 ve 243 sayıh Kanun Hükmünde Kararnameler ile ek göstergeler yeniden düzenlenmiştir. Düzenleme geleceğe de dönük olarak yapılmış ve ek göstergeler 1984 yılı sonu itibariyle, 1985, 1986 ve 1987 yılı için saptanmıştır. Bu düzenlemeye göre 1984 yılı sonu itibariyle "Kadrolan Efitim ve Ögretim Hizmetleri Sınıfına dahil bulunaniardan 4'üncü derecenin kademelerinden aylık alaniara 100, 3'üncü derecenin kademelerinden aylık alaniara 200, 2'nci derecenin kademeierinden ayük alaniara 300 ve l'inci derecenin kademelerinden ayhk alaniara 400 rakamının" gösterge tablosundaki sayılara eklenmesi öngörülmuştür. Buna göre de, kadrosu Eğitim ve ögretim Hizmetleri Sınıfına dabil 2. derecenin 5. kademesinden emekli olan bir öğretmenin 1984 yüı sonundaki toplam göstergesi 1.580, 1985 yıh toplam göstergesi 1.730, 1986 yılı toplam göstergesi 1.880 ve 1986 yılı toplam göstergesi ise 2.180 sayısıdır. Eğitim ve ögretim Hizmetleri Sınıfının 1., 2., 3. ve 4. dereceleri için 1986 toplam gösterge tablosu; (Göstergeler: Ek Göstergeler) j KAKM&ER DERECE 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 . 0 2 0 2 . 0 8 0 ? « 4 ? 2.200 2 3 4 1.015 1.050 1.085 1.120 1.165 1.210 1.255 1.310 1.365 1986 yılı gösterge tablosuna göre de 30 yıl 3 ay hizmetiniz karşılığı emekli aylığınız 1.880 (1986 yılı toplam gösterge) x 56 katsayı: 105.280 aylığa esas x % 70: 73.696 (30 hizmet yılı için) : 263 (3ay için): 73.959 TL. emekli aylığı : 18.500 Sosyal Yardım Zammı): 92.459 TL. toplam emekli aylığı 1.633 1710 1.765 1.820 1.880 1.940 1.320 1.365 1.410 1.455 1.510 1.565 1.620 1.680
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle