29 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 NİSAN 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 ISMAİL GÜLGEÇ Fotoğrafçı Leyson, Greta Garbcfnun gölgesi Hawaii doğumlu fotoğrafçı Ted Leyson, sinemanın efsane yıldızı Greta Garbo'nun her gün peşinde. Yaşlı ve yalnız Greta, Leyson'ın tutkusu. "Greta bütünüyle bana ait" diyor Leyson, "Seviyorum onu." Kültür Servisi Fotoğrafçı, makinesini uzaktaki uzun boy'u, yaşlıca kadının yüzüne göre iyarlıyor. Kadın sıradan birine benziyor uzaktan. Sırtında kahverengi bir manto var, geniş çerçeveli bir güneş gözlüğü takmış. Kadın sokağın köşesini dönerken, fotoğrafçı Ted Leyson coşkuyla arabalann arasından geçerek, arada bir kapı eşiklerine gizlenerek izliyor kadını. Havvaiı doğumlu fotoğrafçı Leyson, kendini Greta Garbo'nun fotoğraflannı çekmeye adamış. "Greta benim yakınında bir yerlerde oidugumun bep farkındadır", diyor Leyson, "Çok dikkatli olmalıyım, çünku beni göriirse yüzünu kapı>or hemen. Camekânlara yansıvan göriintümden bile fark ediyor beni. Çok zeki. Fotogrsfladıgım ünlüler arasında Greta'nın ayn bir yeri var. Beni en çok zorlayan o. Kendisini film yıldızı yapan biiyiilü çekiciliğini hâlâ yitirmemiş. Her filmini birkaç kez izledim, yaşamıyla ilgili bir siirii kitap okudnm. Greta'yla ilgili anlatılanlar, onun bir giz perdesi ardında yaşaması, düşgücümü kamçdadı." yonım. Her gün sokağa çıkmıyor. Zayıf düşmiiş gibi sanki. Çok canlı, çok güçliiydü. Oysa şimdi yonılduğu zaman, mafsal iltihabından dolayı hafif aksı>or" HAYYANLAR Kafaya inen şemsiye Greta Garbo, oturduğu mahallede birçok insanla köşebaşlannda çene çalıyor, dostluk ediyor. İtalyan manav Sylvio da bunlar arasında. Garbo, fotoğrafçı Leyson'ın kendisini izlediğini yeni fark ettiğinde, "Adamın biri beni izliyor. Canımı sıkıyor" demiş Sytvio'ya. Sylvio da, "Size nasıl yardım edebilirinı? tsterseniz, herifin peşine mafya>ı sala>ım. Bir beyzbol sopasıyla sakatlasınlar bir tarafını" diyecek olmuş. "Aman, sakın ha!" diye yanıtlamış Garbo. Leyson, Garbo'nun oturduğu dairenin içini de avcunun içi gibi biliyor. Dairenin yarısı boş ve kullanılmadan duruyor. Duvarlarda hiç kendi resmi yok. Yalnızca Picasso ve Renoir'ın pahalı tabloları süslüyor duvarlan. Leyson, üç yıl kadar önce apartmandaki bir hırsızlık olayı dolayısıyla Garbo'nun dairesine giren bir polisten öğrenmiş bunu. Ted Leyton, zaman zaman, yakın takibinden Greta Garbo'nun hoşlandığı sanısına kapılıyor. "Peşinden aynlmamakla onu tedirgin etmem, üzıicii bir durum" diyor, "Ama benim de bazı kurallanm var. Sözgelimi, hiçbir zaman dogrudan karşısına çıkmıyorum. Hep uzaktan çekiyonım fotografları. Bir keresinde, bir kapı eşigınde fotografını çekerken yakaladı beni. Dosdogru iistüme yiirüdü ve şemsiyesini kaldınp hafîfçe kafama dokundurdu. Ama Greta biitüniıyle bana ait, seviyorum onu." PIKNIK PtYALE \L4DK4 BJİIK3R MUSUM, BEN SENIN \ İCİHDE MİUİCİK. ANLAB Wi SANIPDIM. FOTOĞRAFÇI VE TUTKUSU Greta Garbo, fotoğrafçı Ted Leyson için nerdeyse bir tutku. Garbo natye gttse, Leyson ardtnda. Çarşı pazar Garbo'yla birükte dolafiyor. şeyden kopmuş olarak yaşıyor. Nitekim, 1941'de beyazperdeden ayrıldığında, "Yalnız kalmak istiyonım," demişti. Bütun dünyanın kendisini unutacağını umarak New York'ta sessiz sakin bir yaşama gömülmüştü. Ama sinemaseverler Garbo'yu unutmadılar; "Anna Christie" (1929), "Grand HoteT (1932), "Kraliçe Christina" (1933), "Anna Karenina" (1935), "Kamelyalı Kadın" ve "Ninotchka" (1939) insanlan hâlâ büyülüyor. Bu yüzden de, sinemayı bıraktığından bu yana Greta Garbo'nun gizemli yalnızlığının yarattığı merak bir türlü yok olmuyor. "Önceleri Greta'nın fotoğrafını çekebilmek için oturduğu çevrede haflada birkaç kez dolaşmaya başladım. Ama bir siire sonra bu, bir tutkuya döniiştii bende" diyor, Garbo'yla karşılaşabilmek için her gün birkaç saat veren Leyson, "Mercegimden bakıp da onu gördiiğümde tedirgin oluyonım. Hiçbir fotoğrafçı benim kadar peşinde degil Garbo'nun. Ama son zamanlarda onda bir duraklama fark edi HIZLI GAZETECİ yECDET ıSTE O ZA>VWJ YE(?E INIP CESETIN BuŞINA GrTTIĞIMDE , O A4ANZ4RAYI eO(?ÜMCE 8İR TUUAF OLPUA1 ... BU NASIL ANLATILlR 61LEMIYORUM O AM /MUTUİ5 14AZ DUYDUSUA1UM ^ler gün izliyor Greta Garbo kırk yıldan fazla bir zamandır spot ışıklanndan uzakta, Hollywood'la ilgili her AFAD Uhısal Fotoğraf Yamşması sonuçkmdı Kültür Servisi Adana Fotoğraf Amatörleri Derneği AFAD'm düzenlediği 1. Ulusal Fotoğraf Yarışması sonuçlandı. Yarışmaya 113 sanatçı 589 yapıtla katıldı. Yarışmaya katılan yapıtlan Sabit Kalfagil, tsa Çelik, Cengiz Kariıova, Kemal Cengizkan ve Sina Coşkun'dan oluşan seçici kurul değerlendirdi. Siyahbeyaz baskı bölümünde Mustafa Kocabaşı birinci, Kâmil Fırat ikinci, Meün Gören üçüncü oldular. Renkli baskı bölümünde ise birinciliği Sedat Uzaras.ikinciliğıMüfit Çırpanh.üçüncülüğu Izzet Keribar aldılar Siyahbeyaz baskı bölümünde ayncaAbdullahHekimhan Mustafa Kocabaşı ve Kâmil Fıratr renkli baskı bölümünde de Alberto Modiano, Yusuf Tuvi ve Adnan Ataç mansiyona değer görüldüler. Adana Valiliği ödülü'nü si/ahbeyaz baskıda Fırat Erez, renkli baskıda İzzet Keribar, Çukurova Üniversitesi Ödülu1 nü siyahbeyaz baskıda Mehmet Ali Cida, renkli baskıda Çengiz Büyükünsal; İFSAK Ödulü'nü siyahbeyaz baskıda Serhan AtukalpÂFSAD ödüiünu siyahbeyaz baskıdaİlyas Göçraen; en genç yanşmacıya verilen AFSAD Fotoğraf Dergisi Ödülü'nü Yakup Kütük aldılar. Ayrıca KASK Ödulu Mustafa Kocabaşı'ya; BÜFOK Ödülü Semih Yolaçan'a; Color 82 odülü Mustafa Kocabaşı'ya; Foto Funda Ödülü Sedat Uzaras'a verildi. Eleşüride çifte ölçüt ohnamah MEHMET AKİF Sinemaseverleri on dört gün sinemadan sinemaya koşturan Uluslararası tstanbul Sinema Günleri süresince dünyaca ünlü sinemacılar da ülkemizin konuğu oldular. Bu ünlü konuklardan biri de İngiltere'nin Times" gazetesi sinema yazarı David Robinson'du. Altın Lale ödülü Seçici Kurulu'nda yer alan Robinson, Cambridge Üniversitesi'nde eğitim gördükten sonra, film yapmayı düşlerken kendini film eleştirileri yapar bulmuştu. "Eleştiri yapmak ciddi iştir. Nasıl yazılacagını, sesin nasıl olması gereklardan, buyuk izleyici kitlelerinden söz etmektir. Resim ya da başka bir şey hakkında eleştiriler yapıyor olsaydım, kolaylıkla, görün ya da görmeyin diyebilirdim. Ama sinemada bu sözcüğü kolaylıkla kullanamıyorsunuz. Görevlerimden biri festivalleri izlemek. Eleştirmenin bir görevinin de kitlesini yeni düşunceler, yeni yonetmenler konusunda bilgilendirmek olduğuna inanıyorum. Yenilerin en büyük yardımcısı eleştirmenlerdir. Örneğin, Silvester Stallone'nin film eleştirilerine gereksinimi yoktur. Çünkü eleştiriler yapıtlannı etkilemez. Ama ilk filmini yapan bir Türk yönetmen, eleştiriler, Film eleştirmeni David Robinson da, Sinema Günleri'ndeydi anlamada ve daha iyi yaşamada yardımcı olmalıdır. Sakın asık suratlı ya da anlatıma dayalı yapımlardan söz ettiğim sanılmasın. Bence bu söylediklerimi en iyi gerçekleştirenler başarılı komedilerdir. Woody Allen'ı çok seviyorum. Onun zekice hazırlanmış güldürüleri, güldürürken size kendinizi ya da başka birini anlatmayı da başanyor. Görüşlerinizle çatışan bir filmi, estetik acıdan yeterli olsa bile yerebileceğiniz sonucu çıkabilir mi bu konuşmanızdan? D.R.Hayır, hayır. Sinema tarihinde Leni Riefenstahl diye bir bayan vardır. Bu bayan yapıtlannı 1930'larda vermiştir. Erkekçe ve yiğitlik duygularının dışavurumu olan büyük ve mükemmel filmler yapmıştır. Ancak bu başyapıtlan, Hitler hayranlığı ile gerçekleştirmiştir. Filmlerini izlediğinizde estetik açıdan mükemmel olduklarını söyîeyebilirsiniz. Fakat politik ve kişisel açıdan yanlış filmlerdi bence. Bir de çifte standart sorunu var. Bir sanat yapıtının kendi ülkesinde ayn, dünyada ayn ölçütler içinde degerlendirilmesini siz nasıl karşılıyorsunuz? D.R.Biliyorum, gelişmekte olan sinemalar için böyle bir sorun var. Türkiye'nin en iyi filmi dünyanın en kötü filmlerinden biri olabilir mi? Türkiye'nin en iyi filmi, dünyanın en kötü filmi midir? Değildir ve böyle olmamalıdır. tyi filminiz, dünya için de iyidir. Elbette Cannes'ta birincilik alan "Yol" gibi bir film, üstelik Cannes'ta ödül almak kolay bir iş değildir, bir Türk filmi olarak değerlendirilemez, uluslararası düzeye erişmiştir. Bu film gerçekten çok iyi bir filmdi ve tek başına ayakta kalmayı başarıyordu. "Yol" en fazla 50 bin dolara mal olmuştu ve 50 milyona yapılan fılmlerden daha iyiydi. ÇIZGILIK KÂMİL MASAK4CI 4GAÇ YAŞKEN EGILIR KEMAL <;ÖKIU\ David Robinson. tigini, görüntüyii, tarihi ve kuramını iyi bilmelisiniz" diyen Robinson, bu nedenle tngiliz Film Enstitüsü'ne gitti, önce "Financial Times"da yazdı, daha sonra "Times"a geçti. "Film yapmak ciddi iştir" demiştiniz. Peki, bir film eleştirmeninin sorumluluklan nelerdir? D.R.Bir İngiliz film yapımcısının söylediklerini anımsıyorum. "Bir eleştirmen, papaz gibi koruyucu olmalı. Sanat ve insanlar arasında yorumlarıyla açıklamalar getirmeli, iletişim aracı görevi yapmalıdır" demişti. Sinema konuşmak, endüstriden söz etmektir. Büyük para İtyi bir Türk filmi, dünya için de iyidir. Elbette Cannes'da büyük ödülü alan "Yol", uluslararası düzeye erişmiştir. Bu film 50 bin dolara mal olmuştu ve 50 milyona yapılan fılmlerden iyiydi. festivaller, gazeteler olmadan Türkiye'nin dışına çıkamaz. Film eieştirisi yaparken knllandıgınız belli ölçütler var mı? D.R.Nikolay Gubenko'nun bir toplantıda söylediklerine inanıyorum: "Ölçüt olarak, berhangi bir şekilde. herkesten kendini ayıracak bazı özellikleri taşıması, alınmalıdır" demişti. Sanırım ben de yeni, bölgesel unsurların kullanıldığı çekici şeyler arıyorum. Üretilen, sanatı ve sanatçıyı bir yere götürebilmeli; herkese ulaşabilecek bir anlatımı olmalı. Film ve diğer sanatlar insana yaşamlarını daha iyi TARİHTE BUGUN ULMTAZ UIIKA\ 27 Nisan 18ZO'PE SUGÜM, İN&IÜZ PiLOZOFU /I££££ZT j j S S SPEMCER (SPEUSlR.) DOĞPU. BlS. Ö6R£TM£fW ~Z~ O6LU OLAN SPENCE/5, OUZENLI Btü. 5 5 ? ÖĞRENİM GÖZMEMESlUE KAefW, KEMDİ ™ KEMDlMl YET7ŞTıgECEKTİIZ. DAR.VJIM 'DEfJ ÖNCE, EVISıMDEN SÖZ EDEKl YAPiTLAR. I/SJSECEK, DAHA SONRA DA DAJS.WIN 7AHAFIMDAN 0R•SSSSSSSSSSF^ TAYA KOUAN EI/&M TEOZISlUI "İYİYi MC3 5 5 5 * ^ " " OHUN SAVUNPUĞU 8/g. DİGE/S OÜfUAJCS SON 8İÇITUOEM AYıgAN ÖLÇÜ FAYDAblR." DİYEM M/A// VE/ZDIĞİ "FA YOA CILIK. " OLA CA/C Tf. UEf>BEf2T SPEMCES, GlDEISEK KENDİ FELSEFES/AJ/ MEYPAUA 'SECEtC VE BUKlA " SEMTETHc FELSEFE" ŞtKACj FELSEFE) ADltJI 50 YIL OıNCE Cıımhııriyet Panama kanalı Nevyork 26 (a.a.) Sevyork Times gazetesi Bırleşik Amerika ile Panama arasında imzaianacak olan yeni muahede projesinin metnini neşretmektedir. Bu muahede mucibince Birleşik Amerika, kanal mıntıkası methalini muhafaza etmek taahhüdunden kaıi suretre feragat elmektedir. Muahede mucibince tecavuz vukuunda her iki memleketın menfaatlerini korumak iizere Birleşik Amerika tarafından ıttihazı icab eden tedbirleri tayin eımek için her iki hükumeı arasında evvelden bir istişare yapılacaktır. Dış İşlerı encümeni bu yeni muahedenin metnini tetkik etmekte olup tetkikatını ağlebi ihtimal hafta nihayetinde bitirecektir. 27 Msan 1936 19361986 Ankara satranç müsabakaları Ankara 26 (Telefonla) Ankarada satranç kulübii Ankaranın 10 kuvvetli satranç oyuncusunu tespit için müsabakalar açmıştır. Musabakalara mayısın dokuzunda saat 15 'te başlanacak ve her hafta çarsamba ve cumartesi günleri devam edilecektir. Sami Paşazade Sezai Memleketimizin nadir yetıştırdıği ediblerden Sami Paşazade Sezai dün gece saat 9.30 da gözlerini hayata kapamıştır. Bu kıymetli edib, uzun zamandan beri hasta bulunuyordu. Fakat yapılan butün tedaviiere rağmen kendisini kurtarmak mıimkün olmaınıştır. Merhumun cenazesi yarın büyük törenle kaldırılacaktır. 1977'den bu yana karanlıkta kalan soruların yanıtlarını ilk kez açıklıyoruz: 1 Mayıs'ın ünlü otosunun esrarı çözüldü: "Beyaz Renault'dakiler bizdik. Tomsonu pencereden uzattık ve..."»lnter Continental'in katlarına kimler gizlenmişti? "Otelin dedektifiyim. O gün 510 ve 713 no'lu odalarda kalanlar..."» Olay yerinde kaydedilen polis telsiz konuşmaları: "Panzerler meydana doğru yürüsün..." "Müdürüm mermim bitti," "430 sağsol yaparak gir, gaz bombası at kardesim" MnönüGürkan kavgasının icyüzü Gürkan: "İnönü ve MKYK beni istemedi" >Kime ne kadar borçluyuz? Hazine'nin açıklanmayan dış borç rakamları I Karbon kopya çocuklar... Spernnsiz döllenme... Genetik mühendisliği mucizeler peşinde I Sinema Günleri jürisinin üç birincili seçim öyküsü N o k t a jürisi, yılın filmini seçti KANLI 1 MAYIS T.C ANKARA l.SULH CEZA MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETİ Esas: 1985/532 Karar: 1985/794 Hâkim: Tuncay TAN Kâtip: Aysel ÇlFTÇl Sanık: ISMAlL ÇİÇEK ' ALİAYŞE OĞLU / 1954 D.LU < ANKARA ILİ ŞEREFLİKOÇH1SAR ILÇESI NÜFUSUNA KAYITLI / HALEN ANKARA'DA ÇEK1RGE SOK. NO: 44/9'DA IKÂMET EDER. Suç: Gıda maddelerı nizamnamesine muhalefet etmek. Suç tarihi: 4.4.1985 Sanığın Gıda Maddeleri Nizamnamesine muhalefet etmek suçundan TCYtnın 3%, 402 mad. gereğince uç ay curme vasıta kıldığı meslek ve sanatımn tatılıne ve takdıren YEDI GÜN iş yerinin kapatılmasına, hukum ozetınin kapatma ^uresi kadar goze çarpan bir yenne asılmasına, kararın kesinleşmesıni muteakıp. hukum özetinin Ankara'da tırajı yuzbinin üzerinde bulunan bir gazeıede derhal ilan olunmasına, 680r lira yargılama giderının almmasına, sanığın, YÜZUNE KARŞ1 Yargııay yolu açık olmak uzere karar verildi. 14/10/1985 Basın: 18078 İLAN KIRŞEHİR ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ Dosya No; Esas No: 1984/451 Karar No: 1986'125 Davacı Pamukbank T.A.Ş. vekili Av. Z.Erol Keleş tarafından davalılar Nurettin Yılmaz ve Hüseyin Aytuna ale>hine açtığı faizi ilebirlikte 475.849 lira lira alacağın tahsili için açtığı davanın yapılan yargılaması sırasında dava dilekçesı ve gıyap kararının davalı Nurettin Yılmaz'a ilanen tebliğ edildiği ve 18.3.1986 tarihli kararın da ilanen leblığine karar verilmekle, HÜKÜM: Feshedilen kredi sözlcşmesi gereğince davalı Nurettin Yılmaz'a kullandırtılıp odenmeyen 250.000 lira kredi ve bunun dava tanhıne kadar tahakkuk ettirilen faızi karşılığı 475.849 lira alacağın dava tarihi olan 31.8.1984 tarihinden itibaren yürütulecek olan "o 63 faiziyle birlikte muştereken ve muteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, alınması gereken 14.275.50 lira ilam harcından peşin alınan 3570 liranın mahsubuna, bakiye 10.705.50 lira harcın davalılardan muştereken ve muteselsilen tahsiline, davacı vekilinin lakdir olunan 40.540 lira ucretı vekalet ile davacı tarafından sarf olunan 22040 lira yargılama giderının davalılardan muştereken ve muteselsilen alınıp davacıya verılmesıne dair Yargıtay yolu açık olmak uzere verilen karar da\acı vekilinin yuzune karşı davalıların gıyaplarında açıkça okunup anlatıldı, hukmu Kırşehir ili Sanayi Çarşısı 1. Blok No: 14'te mukim davalı NLRETT1N YILMAZ'ın yayın tarihinden iıibaren 15 gun içerismde ıtırazlarır.ı yukarıda yazıh dosyamıza muracaaı etmelen, KARAR yerine kaim olmak uzere ilan olunur. Basın: 18132 fhı/lalık ffuher Dcr^ısı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle