28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET / W 27 NİSAN 1986 Ptaisten Strasbourg'dan Meslek sım ve gazeteciye gözalti cezası SABETAY VAROL PARİS Somut bır olayı ele alarak dennlığıne araştırmayı, bellı ıpuçlanndan hareketle bır skandalı veya ruşvetı ortaya çıkarmayı en önemlı görev sayan Anglosakson basınına karşılık Fransız basını, genel tahlıl ve de ğerlendırme yazılannı ön planda tutar Bu yuzden Fransa'da gazetelerle ıktıdarlar arasında beUrlı bır uzlaşma göze çarpar Resmı görev lıler gazetecılen tehlıkelı yaratıklar olarak görmez ler Onlara rahathkla ıçlennı dökerler Basın mensuplarının, ufak tefek volsuzluklan bılseler de, haber kaynaklannı kurutmamak endışesıyle bunlan yazmayacaklanndan emın olabıiırler Gazetecı hakkında Fransızların genel duşuncesı, duzenın genel gıdışıne ayak uyduran, sıyası ve sıyası olmayan gelışmeler hakkında ahkâm kesen, ancak zevahıre dokunmayan kışıler olduklan bıçımındedır Bılınmeyen dosyalan aylarca ınceleyen, ortaya çıkaran ve haberı bomba gıbı patlatan gazetecı tıpı, genellıkle macera fılmlerıne konu olmaktan öte>e gıtmez "Bana bak göçmen; bir keUme daha edersen sana da gazeteciye yaptığtmı yapanm, haberin olsun!" (Libâratıon) olaylarının, basın veya mahkemeler tarafından sonuna kadar ızlenmesı ve suçlulann ortaya çı kanlarak cezalandınlması Geçmışte ıkı cumhurbaşkanının adian şu veva bu bıçımde skandal lara karıştı Georges Pompıdou, aktör Alain Delon'un şoföru Markoviç'ın öldurulmesıne bulaşmıştı Genel kanı eskı devlet başkanının kendı kampı ıçındekı sıyasal rakıplen tarafından bu olaya bulaştınldığı şeklındeydı Ancak olay aydınlanmadığı gıbı ustune gıden de olmadı rısız suıkast gırışımı nedenıyle sorgu yargıcı kararıyla gozaltın da tutulup sorguya çekılmelerı, yönetımle basın arasındakı bu yanlı olmayan anlaşmayı bozdu Suıkast gınşımı nedenıyle tutuklanan ve aylardır polısçe ızlendığı aniaşılan bır kışının bu gazetecılerle bırlıkte polısçe çekılmış fotoğrafları, sorgu yargıcının, Fransa yakın tarıhınde eşıne rast lanmayan, gazetecı>ı meslekı çelışmalanndan öturu sorguya çekme karanna neden oldu Fransız yasalarında basın mensupları ıçın, meslek sırrı koruma Ozgüıiüft) bıçımınde bır kural yok Ama dığer mesleklerden farklı olarak, yasadışı da olsa bırçok kışıyle göruşme ve bılgı toplama gıbı bır görevı olan basın mensubuna, şımdıye kadar yasalarda yazılı olmayan bu hak, fhlen tanınıyordu Yenı huküme tun, terorızme ve asayışsızlığe karşı hazırladığı vasa tasarılan nı kamuoyuna açıkladığı gun meydana gelen bu olayda, muhalefet partılerı, hukümetın parmağı olduğunu ıddıa ettıler Hükumet ıse yargı erkınm özerklığı ılkesme sığınıyor ve yargıç karannı one suru>or Bakahm bu olay da, yukarıda sözunu ettığımız skandallar gıbı unutulup gıdecek mı, yoksa kendı guvencelennı ılgılendıren bır konuda basın mensupları sonuna kadar ustune gıdecek gucü kendılennde görebılecek mı0 Böyledir taşra manzaraları Taşra, seda olarak estetik bir kelimedir. Çağrışımları subjektiftir. Ve Strasbourg bir taşra şehridir. A vrupa Sarayt buraaa olsa da, Strasbourglular, kendileri de inanmadıkları halae, "Artık biz de Avrupa'nın ikinci başkenti olduk" desefer de, bu böyledir. Strasbourg'dan Paris'e hiç "inilmez", hep "çıkılır." H A D t ULUENGİN STRASBOURG "Taşra" seda olarak estetik bır kelimedir Çağnşımlan subjektiftir Kelıme, Kafka'nın "Taşrada Dugun Hazırlıklan" hıkâyesını, akşanı kahvelennde zaman ölduren kasaba oğretmenlennı, genç sevgı lılere âşık olan erdemlı kadınlan, lacıvert kostumlerle pazar ayınıne gıden eşraftan noterlerı hatırlatabılır Strasbourg, bır taşra şehndır Avrupa Parlamentosu oturumlarının her ay burada yapılması, Avrupa Konseyı'nın yılda ıkı de fa kentte toplanması, Strasbourgluların kendileri de hıç ınanmadan "artık biz de Avrupa'nın ıkıncı başkenti olduk" şeklınde konuşmalan, bu gerçeğı değıştırmez Kuzeyde bıîe oturulsa, Parıs'e hıç "inllmeyen" ve hep "çıkılan" bır Fransa'da Strasbourg en âlâsından taşra şehndır Kleber Meydanı cıvarmın tek merkezı oluşturması, taksı şoforlerınm muşterılerı kahvelere hıç yanılmadan göturmesı, sakınlerının metropol lehçesıyle konuşmaması, unıversıteh kızların ya bancı flörtler edınıp sonra Strasbourglu erkeklerle evlenmesı, başkentten gelen tren saatlerının ezbere bılınmesı, pazar oğle yemeklennın "Orangene" de yenılmesı, konsolosların hep emeklıye ayrılacak dıplomatlardan seçılmesı ve Strasbourgluların taşraJı olmadıklarını ıddıa etmelerı, Strasbourg'u taşra şehrı yapan özellıklerden bazılandır Robert, Strasbourglu bır gazetecıdır ve arkadaşımdır Robert'e "Şehirde şimdı ne konuşuluyor?" dıye sordum, uç konu soyİedı Bırıncısı, Prusya Imparatoru Guillaume'nın ınşa cttırdığı "Kıentzheın" şatosunda bır Japon kolejının açılması ve yaşları 8 ıle 17 arasında değışen 148 Japon öfrencının şatoda eğıtıme başlaması îkıncısı, gotık kated raldekı onarım ıskelelerının kaldınlması ve mımarının heybetı nın daha çok ortaya çıkması Bır de, orgun sesının daha akustık yankılanması Uçuncusu ıse bölgenın medar ı ıftıharı kuşkonmazların, bu yıl havalann soğuk gıtmesınden dolayı donma tehlıkesı geçırmesı ve rekoltenın az olacağının tahmın edılmesı Robert, Japon kolejı ve katedral ıçın sevınçh, kuşkonmazlar ıçın kaygıhydı Bölgenın gazetesı 'Alzas Haberieri"nı aldım Olum ılanlan taşra şehırlerı hakkında ıpuçları verdığınden, önce ölüm ılanlannı okudum llanlardakı ısımler hep taşra adlanydı ve Metzger doğumlu bayan Caroline Schwartz'ın 90 yaşında vefat ettığını, cenazesının sınagogta kaldırılacağını, Vıctorıne Stey doğumlu dul bayan Henn Becker'ın 73 yaşında ılahı kuvvet tarafından çağnldığını, cenazesının "Cronenbourg" Katolık kılısesınde kaldırılacağmı öğrendım Sınema sayfasına baktım Depardieu'nün son filnu "Orospu" filmımn Capıtole ve Vox smemalarında oynadığını, "Akrep Busesi" fîlmımn Star sınemasında gösterıldığını okudum "Charlie's" klubunde de dans yarışmasının olduğunu okudum. Bölge haberlerı sayfasına baktım Israıl Başbakanı Şimon Peres'ın şehırdekı Musevı cemaatının altın defterını ımzaladığını, akıl hastası bır gencın banyosuna javel döktuğu ıçın boğulduğunu, ıstasyondakı şımendıfer mUzesının resmı küşadının Strasbourg Beledıye Başkanı ta rafından yapıldığmı, Colmar'dakı cmayette karısını olduren kocanın, cesedı sekız gün sonra Ren Nehn'ne attığını ve bır gönul macerasından şüphelenıldığını öğrendım "Taşra", seda olarak estetik bır kelimedir ve Strasbourg taşra şehrıdır Taşra şehırlerınde lacıvert kostumlu eşraftan noterler, genç sevgıhlere âşık olan erdemlı kadınlar, muşterılerı kahvelere hıç yanılmadan götüren taksı soförlen, resmı küşadını beledıye başkanlannın yaptığı şımendıfer muzelerı vardır îaşra şehırlerınde metropol lehçelerı konuşulmaz ve bahar panayınnda laterna çok guzel çalar Taşra şehırlerı cazıbelı de olabıiırler ve "taşra" kelımesının çağrışımları subjektiftir DrabhısHan Savaş ve ertelenen rekabet Geçen hafta boyunca uluslararası basının istilasına uğrayan Libya başkentinde, mesleğin doğası olan rekabet, hemen hiç işlemedi. Birbirlerine sıra ikram eden, fılm, kaset, kalem, bloknot değiştokuşu yapan gazetecilerin sayısı epeyceydi. Ama büyük televizyon şirketleri ve haber ajanslan yine de çok avantajlıydı. naklannın kısıtlı olması ve Lıbya makamlarının gazetecılere ko>duğu engeller, zaman zaman geTRABLUS Lıbva basken tı, geçen hafta boyunca ulusla rıhmın artmasma yol actı Ama vıne de karşılaşılan zorluklar, rarası basının istilasına uğradı ABC, CBS ve NBC gıbı Amerı mesleğin doğası olan rekabet kukan televızyonları, BBC, ZDF, rallannı ışletmedı Telekstekı Fransız Televızyonu ıle AP, Re kuyruğun sonunda sıra bekleyen uter, AFP, UPI gıbı büyük ulus bır ltalyan gazetecı, kuyruğun lararası haber ajanslarının yanı başındakı bır Avusturyalı gazetecıden sırasını rıca edıp rahatsıra tum dünya basınından yak lıkla alabılıyordu Yeter kı hatlar laşık 300 gazetecı, ABD saldırı meşgul olmasın Haber ve fotoğ sı sonrasında Lıbva'da olup bı tenlen, dünya kamuoyuna duyu raf konusunda da aynı yardımlaşma, belırgın bır bıçımde göze rabılmek amacıyla buyuk bır çaba gösterdıler Haberleşme ola çarpıyordu Fılmler, kasetler, kalemler, bloknotlar zaman zaman havada uçuşup, gazetecıler arasında odunç alışverışı sergı hyordu Trablus'takı basın ıçınde en avantajlı olanlar, büyuk televız>on şırketlerı ve haber ajanslanydı Fılmlerını ve fotoğraflarını merkeze ulaştınrken Trablus'a taşıdıkları gelışmış teknık olanaklarını kullanan ABC, CBS, NBC, BBC, AP, AFP ve Reuter haber ajanslan, ElKebır'dekı odalarıyla merkezlerı arasında, 24 saat açık olan telefon hattına sahıptıler Trablus'takı gazetecı ler arasında en çok konuşulan konulardan bın de saldırıdan ız lenımlerdı Örneğın New York'tan aldığı talımat uzenne son 20 gunu Trablus'ta geçıren AP foto muhabırı John Redman, saldırı gecesı 00 30 dolaylarında New York'takı merkezı tarafından aranıp şu soruyla karşılaşıyordu "Şu sıralarda ABD saMınsınm başlamış olması gerekir. Basladı mı?" Saldırının başlamasından ya rım saat önce ABD'dekı merkezı tarafından alarma geçırılen CBS televizyon ekıbı, Trablus'takı tüm Amerıkalı gazetecılen saldırıdan önce uyarmıştı Giscard d'Estaing hakkında ortaya atılan ıddıa ıse, eskı Orta Afnka Imparatoru Bokassa'dan çeşıtlı buyüklukte elmasları hedıye olarak kabul ettığı ıdı Gerçı suçlama Gıscard'ı büyuk ölçude yıpratmış, kımı yorumculara göre 1981 seçımlennı yıtırmesınde büyük rol oynamıştı Bu konu da daha nıcelen gıbı unutuldu gıttı Gazetecılerle sıyaset ve devlet adamlan arasındakı sürtuşmeler Geçen eylül ayında patlak ve daha çok hakaret davaları şeklın ren, Greenpeace örgutune aıt Ra de cereyan eder Tazmmat davaınbow Warrıor gemısının Fran ları, şu veya bu bıçımde sonuç sız gızlı ajanlarınca baıınlması lanır, ama sürtuşmeler bundan bunaJımı sırasında Le Monde ga öteye gıtmez zctesının yaptığı yayınlar ve açıkGeçen günJerde, Liberation lamalar da Fransız gazetecılık gazetesımn ve VSD dergısının tegeleneklerıne aykın sayılıp yadırrör olay lanyla ılgılenen muhabır ganmıştı \ennın, Patron Sendıkalan Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Fransızlann alışık olmadığı Guy Brana'ya duzenlenen başabaşka bır husus da yolsuzluk NtLAV KARMAN VVashıngton Post'tan Christopher Dıckey ıse, edıtöru tarafından bılgılendınlmış, saldırıya hazır durumda beklemıştı Dıckey'ın ılk yaptığı ış, Trablus'takı meslektası News*eek dergısı muhabırı Ruth Marshall'a haber vermek olmuştu New York Tımes ve Tıme dergısı ekıplerı de saldında tetıkte beklemıştı ABD saldınsının ılk heyecanını yaşamış olan bırçok yabancı gazetecı ıçın yenı bır sıkıntılı bekleyış donemı başladı Oysa Trab lus'a saldırıdan sonra gelen gazetecıler, aynı beklentıdevdı ABD bombardımanını yenı gelen meslektaşlarına ballandıra ballandıra anlatan gazetecıler, "Sız geç kaldınız, onemli olan ilk gunlerdı, artık hıçbır şev yok" şeklınde konuşuyorlardı Gerçı geçen çarşlamba gunu Lıbya makamlarının ABD'lı \e AET uyesı ulke uyruklu gazetecılen sınır dışı etme kararı almasından sonra, buyuk bır panık havası yaşandı ve yenı bır ABD saldırısı yenıden gundeme geldı Şu anda kalan gazetecilerin beklentısı, ıkıncı bır saldırı ve buyuk haber Bu buvuk pastadan herkes ıstedığı kadar pav alabılecektı Gonzalez'le yenı bir dönenıe doğru Bütün göstergelerin, erken seçimin başarı getireceğini ortaya koyması üzerine, Başbakan Felıpe Gonzalez, gerekli kararnameyi hazırladı: Seçimler L> 22 hazirandayapılacak. • *'" NİLGÜN CERRAHOĞLU I Madrid'den MADRİDFelipe Goozakz ve yanından hıç aynlmayan Başbakan Yardımcısı Alfonso Guerra, gazetecıler tarafından seçimler konusunda sıkıştınldıklannda hep aynı yarutı verıyorlardı "Seçimler donem sonunda, ekimde olacak..." Felıpe Gon zalez, bır seçım dönemını tamamlayacak ilk hükümet başkanı olarak, seçunlerın ekimde yapılmasına önem verdığmı ılen sürüyordu Her ne kadar dığer sıyası partıler, hukümetın bu konudakı ıyınıyetıne peV. ınanmıyorlarsa da gehşmelenn böyle olmasını temennı edıyorlardı örneğın NATO refc andumunda Londra'dan Akdenizlden öyle bîr gece ve Tbdor RAGIP DURAN LONDRA Onoeden sozkjmısuk. Yemek yıyeceğız, sonra da şarapla bırlıkte geçmısten ve surden söz edıp sabahı bekleyeceğız Feyyaz Kayaou yülardır burada yaşar RuhuTUrkce. Şurieruu, öykülerinı, romanlannı dıl gezuine çıkanyor " ABAdfldcn u a k o h ı c t daka Wr otayonua. M ı kotay keUme yaraüyoniffl" dıyor. 1946'da Pans'te Aadrt B n t M ve Afltoain ArtMmd üe aynı dergıde şurı yayımiannus Fransızca, tngiüzccsı de derya. Can Dundar da Nokta dergısınden, staja gelmış Erol Çaniuıya'yı da çağırdık İkı şaır, ıkı gazetecı laklak etsın dıye Erol'un ısı çıktı Kalktık 'Akdenız Bahçesi' lokantastna konduk Patron Kjbrıslı Rum, 'efeadiler' dıye hıtap edıyor bıze. Bılditın lokantaya gıtmenın yararı çok "Oglum fınndan ne çıkarsa geÖr, yavaş yavaş. . " Kayacan guzel sıfınak hjkâyderı anlatıyordu Hiçoglu'nun Senıvenleri"nı domuz pırzolasına buladı Uç masa ötede bır baktık, bızım Todor, yanında da bır adam "Bob'tur adı be.. tstanbul'a gitmiştir" Todor, 194749 yılları arasında Fatıh Sultan'ın yedı tepelı kentınde yaşamış Sırkecı, Kumkapı A\Mcunun ıçı "Konyalı Lokantasına kaymak yapardım." Bulgar göcmenı Todor, lakerda tutkunu Bob sa Zeki Mıiren hayranı Bırleştırdık masaları Turkce, lngılızce ve Bulgarca konuşuyoruz Ama egemen dıl İstanbulluca Yarulmıyorsam 8 şışe durağındaydık Söz Todor'da Kıymetiı btr hanımefendıye 'Caaım nkıfayor' demek ıstemış !şte damak teşkılatı, ışte şıvenın cılvesı Türkçenın anadıiı olmamasının bahtsız kurbanı 'Pek utandım be'. Feyyaz Abı, 'Çocuktakı Babçe"run çıçeklennı tasvır ederken Todor ıçlenıverdı Şımdı bas banton rolünde 'Volga'lı btr uzun havaya başladı Lokanta tısss Sıla, mumkıinsuz aşktan beter Bır kente gıdemeyınce bır başkasına bağlanamıyorsun kı1 Todor, şımdı ne Istanbul'da ne Londra'da, vurmuş gözlerını, elkol ve ense hareketlenyle bır yerlere göturdu bızı Bıtışığımızdekı masada 45'ıne merdıven dayarnış uç lady hayran Todor bıtırdı şarkıyı, alkışlar, kalktı, ladylerı bır bır kutladı, sonra bıze gözsel zevkın (oplıc pleasure) yararları uzenne bır nutuk attı Bayağı da munevver 'Freud w Jnag bp konoyu pek incdememifterdir.' ' Akdeniz Bahçesi' kapanmak uzere, vurduk yağmurlu so kaklara Kendımıze gelır gıbı olduk Sonra da ışyenne yer festık Munır Nurettin eşlık edıyor şımdı Feyyaz Abı, Cabit Sıtlu ıle Parıs yıllannı, sonra şaırlerm, yazarlann söylenmemış yanlarını kesık bır bıçemle anımsıyor Todor'un y>necanı sjkılıyor gaiıba 'Can be . Çok laf be..' dıyerek, tartışmanın dışında kalmasından yakınıyor Feyyaz Abı sağlamcı Plastık musluklu, bçş lıtrehk Ingılız şarabım zuladan çık.ardı Erkek mılJetının dus haznesıne alkolü boca ettın mı , lıbıdo dınamosu han! hanl Avrınu yazmak ıçın poset gerek Sultan Murat'ın Sırbıstan sefennı pehlıvan tefnkası dılıyle dınledıkten sonra konulann ucu bucajb. k*ça. Bob da Avustralya çolleruun vahsct sehvetine uüuidı kaldı. Sabah geldı Biz gıttık sosyalıst olmayan solla bırlıkte 7 mılyon oyu bır araya getırme yı başaran komürustler, ekıme dek solda bır bırhk yaratarak seçıme güçlu gırmek ıstıyorlardı Saâda ana muhaiefet lıden Fraga Iribarne'nın partısı ise, partı ıçındekı Hınstıyan Demokrat kanat ıle hberalhğe soyunan kanat arasındakı göruş aynlıklannı çözümlemek ıçın zaman kazanmak ıstıyordu. Lıbya'ya karşı yapılan Amerıkan saldınsını savunan tek lıder olma özellığırıı koruyan Fraga Inbarne'nın, bu gafla da ıyıce yıpranan ımajını düzeltmek ıçın, enı konu zamana ıhtıyacı vardı Merkezdekı dığer kuçük partıler de toparlanabılmek ıçın zaman ıstıyorlardı Işte tam bu sırada çok aynntıh bır kamuoyu yoklaması yaptıran Febpe Gonzalez ıçın sonuçlar baş döndurecek kadar parlaktı Bugün seçım olsa Fehpe Gonzalez'ın sosyalıstlerı, yıne mutlak çoğunlukla ıktıdarı alacakiardı Bunun Uze nne, gızlıce en yakın bakanları ve uzmanlarını bır araya toplayan Gonzalez, tıtız bır gızJılık ıçınde yapılan bu toplantmın sonunda, bır an önce seçımlere gıtmenın yararlı olacağına kanaat getırdı* Ekonomı alanındakı bakanlar, seçimler üzerınde ısrar edıyorlardı AET'ye gırılmıştı, ekonomık konjönktür çok olumluydu Katma değer vergısı uygulamasına rağmen enflasyon oranının bu yıl yüzde 8'ı geçmesı bekJenmıyordu ve büyüme hızının da yüzde 3'ün ustunde olacağı tahrrun edılıyordu Bu durum, 100 bın kışıye ış yaratmak olanağını da verıyordu öte yandan bankacılık kesınu ve ış çevrelen de uzun bır seçım kampanyası dönemını ekonomı ıçın zararlı göruyor, bunun burokrasıyı felce uğratacağını ılen sürüyorlardı Bütun bunları göz önune alan Felıpe Gonzalez, geçen hafta sonu, beklendığı gıbı Endulus'tekı Bahar Fuarı'na gıımek yerıne, Moncloa Sarayı'na kapanmayı yeğledı Kansı, dostlanyla Sevüla'da, tum SevıllalıIar gıbı flamenko gıysılerı ıçmde dans ederek, bahan kutlarken, Felıpe GonzaJez, buyuk bugızJılık ıçınde, medısın, erken seçımlere gıtmek üzere kendı kendısıru lağvetmesı ıçın gerekli kararnameyi hazırladı Seçimler, dönem sonundan tam 4 ay ön ce, 22 haziranda yapılacaktı Boylece bır kez daha Gonzalez, sıyaset oyunundakı yetkınlığını göstermış oluyor, ana muhaiefet lıden Fraga Inbarne, ıktıdar trenını ıkıncı kez kaçırmanın telaşma düşüyordu Genç, fakat Ispanyol sıyaset sahnesının en banal lıden olan Gerardo Iglesias'ın arkasında bırleşmeye çalışan komunıstler ıse dağmıkhklanyla yıne gafil avlanmışlardı Tüm sıyası gözlemcılere göre Ispanyol sosyalıstlennm bır 4 yıl daha hükumette kalacağı açıktı Hatta sosyahstlerın mutlak çoğunluğu alacağından da kımse şuphe etmıyordu Merak edılen en büyük konu ıse, Gonzalez'ın bu kez sola kınp kırmayacağı ıdı Gonzalez'ın seçım programı bugunku gıbı rasyonel ve pragmatık mı kalacaktı, yoksa bu kez sosyalızme mı yönelecektı? Gonzalez'ı ıyı tanıyanlar, lspanyol başbakanımn, seçım zafennı garantılemeden, kartlarını tum açıklığı ıle ortaya koymayacağı görüşundeydıler Buzafenn garantısı merkezdekı oylardan geçıyordu ve Gonzalez'ın sosyalıstlen ne pahasına olursa olsun bu oylan ürkütmek ıstemıyordu Atinaldan Mykonos ve pelikan Grigoris STELYO BERBERAKİS ATİNA Denızler Tannsı Poseıdon'un devlere karşı attığı buyuk kaya parçasına "Mykonos" denırmış Antık Yunan tanhıne göre, "Titanlar" arasındakı savvasta önemlı bır rol oynayan Mkvonos adasına Ijonlar, IO 1000 yıllannda verleşmışler Venedıklılerın ışgalı sırasında komşu adalar Naksos ve Tınos'un he gemonvası altındakı bu kuçuk ada, Osmaniı yönetımı dönemınde de onemli bır stratejık konumdaymış Ege denızındekı Sıklet takımadalannın bır parçası olan Mykonos, bugun Yunamstan'ın en çok turıst çeken adası Her yıl Yunanıstan"a gelen vaklaşık 7 mılyon tunstın en az dortte uçu, Mykonos'a uğramadan yapamaz , Pıre Iımanından gemıvle yola ııktığınızda 6 saatte gıdebıleceğmız Mykonos adasma, eğer uçaktan korkmak gıbı huyunuz voksa. 25 dakıkada da varabılırsınız Ancak adava gösterı len yoğun ılgıden olsa gerek, uçmaktan kork masanız bıle, her gun yapılan Atına Vhkonos seferlerınde yer bulabılmek ıçın a>lar oncesın den yer ayırtmak zorundasınız. Ver bulamavanlar, gunde 3 defa Pıre Iımanından kalkan de\ volcu gemılenne bınerek denız yolculuğunun zevkını çıkarabılırler Turıstlerın "cennel adası" dedıklerı Vfvko nos'u ılk gordüğunuzde sakın haval kırıklığına uğramayın Çorak bıtkı örtusu ve ıssız go runumuyle gemmın guvertesınden görduğunuz adanın neresuun icennel" olduğunu kendı ken dınıze sormanız çok doğal Ancak cennetın sır larını keşfetmenız îvın, 6 saatın sonunda bıraz sıkıntıya döndşmüs olan denız yoiculuğunu so na erdırıp karaya ayak basmanız gerek Lımandakı olağan kargaşadan bıraz uzaklastıiınızda kendınızı tırabzanlan ve kapılan mavıve hoyalı, bembevazevlerın çevreledıöı daracık sokaklarda, nereye gıttığınızı bılmeden >urür bulursunuz Ver yer mozaık ta>lar do<;en mış en genış sokağı ıkı metreyı aşmavan ada. tıpık Akdenız havası ıle, ılk anlardakı ızlenımlennızı değı>tırme>'e başlamıştır bıle adanın yerlılerıne geunce, yerlılerı dıyoruz, çunku ^530 nufuslu ada haikı, hıç kımsenın Mykonos'a yerleserek gelırlerıne orıak olmasına ızın vermıvor, Yunamstan'ın en vuksek ortalama yıltık gelırıne (vaklaşık 4 mılyon lıra) sahıp Mykonosluiarın tek uğraşı, nısankasım ayları arasında adalanna jjekn mılvonlarca tu rıstı evlerınde "para karşıhgında" mısafir etmek ve buiün gereksınmelerını karşılamak Kış ay larını yaza hazırlıkla geçıren adalıların "hobı'sı ıse balıkçılık Mvkonos, vaza hazırlığını şımdıden tamam lamış gıbı görunuyor Adava nısan ayında bu kadar çok turıstle karşılaşacağımızı tahmın etmedengeldık Mykonos, kıs uvkusundan u>an mış ulmalı kı, adadakı dukkânların, pansıvonlann, restoranların bır kısmı, daha şımdıden hızmete açılmış Ama asıl teiaşm \az avlarındakı "canhlık" ıçın yapıldığı sık sık karşımıza çıkan "Tadılat dolajısnla kapalıdır" \azilann dan \e hanl hanl <,alışmalardan açık«,a anla şıiıyor Mykonos adasının bır de maskotu \ar Bır pelikan kuşu Gngorıs. Bundan öncekı Petros. çok feLi bır şekılde "vefat" etmış Petros'un olumu. sadece Yunanhları değil Mvkonos'u \akından tanıyan butun turıstlerın tuvlennı dı ken dıken etmı> UyuşturuLU madde kuilandığı saptanan bır Arap turıst, bır gece, daha doğ rusu sabaha karşı zavallı Petros'un trzına geı, mış Zavallı pelikan, aulen sevk «Jıldığı Sela nık hastanesınde can verırken Arap tunst de Vunan makamlarınıa suçlu bulunarak hapsı boylamış Adanın venı maskotu Gngorıs, Mykonoslu bahkçıların tıtız koruması altında sahılde tur atarak Petros'un boş bıraktığı \<?rı doldurmaya valışıvor Dunvanın hıçbır verınde gorulmesı mumkun olmava«.ak kadar çok uiustan msanın bırbırn !e kaynaştığı yaz dönemınde tekrar gelmek uzere adadan ajnlırken, >ağmur \e ruzgâra rağmen Mvkonos'un yarı ı.anlanmış halıvle bıle ı,ak cu zet olduğunu duşunu\orti7 İVashington'dan Flüt ustası ve Japon ıııutfağı TANJU AKERSON WASHINGTON Ünlu flüt ustası Jean Pierre Rampal, hakkında çıkan eleştınye uzulmedı. Üzüntüsu, çok sevdığı Japon yemeklen yılzunden kılo almasıydı Rampal, ıkı hafta ıçın Washıngton'da.. Ulusal Senforu Orkestrası'nı yönetıyor Hakkında çıkan eleştınde, Jean Pıerre Rampal'ın özellıkle Mozart'ın "Jupiter" senfonısım belleğuıden, nota kuUanmadan yönetmede büyük başarı gösterdığı vurgulanırken, "acaba" denıyordu, "Bu kadar şöhretü bir flotço olmasaydı kendisine ulusal senfoni orkestrasuu yönetme olanagı verilir miydi?.." Jean Pıerre Rampal, bu tur ığnelı sözlere aldırmadan VVashıngton'dakı günlennın önemü bölümunü Japon Iokantalannda geçınyor. Kılo alma derdını çeke çeke En sevdığı Japon lokantası Georgetown"dakı SushiKo.. Burayı seçmesının nedenı, ötekı Japon lokantaları gıbı mutfağının Amenkanıze oünaması Şefi, Amerıka'dakı bazı Japon lokantalanrun başındakıler gıbı hamburgercı McDonald'dan yetışme değıl Rampal, Japon yemeklen yüzünden kılo almasının nedenını Japonlann flüt sevgısıne bağlamakta "Japonlar, dunyada flut çalan ne kadar muzisyen varsa da•e( ediyoıiar.. Aşagı yukan ber yıl Japoeya'ya gidip iki ay kadar orada kalıyorum.. Dönünce de Amerika'da oisun, Avrupa'da olsun Japon lokantalanndan çıkamıyonım" dıyor Pınncı az, balıklan çığ yemeye özeiükle dıkkat ettığını, yıne de kılo aldığını söylüyor Flüt ustasırun Japon mutfağına özel ugısı, bu konuda yazılan bır kıtaba önsöz yazmaya kadar varmış Japon yemeklennı tanıtan kıtapta Jean Pıerre Rampal, sırkeye yatırılrruş pınnç ve çığ balık türlen arasında en çok "susbi"yı sevdığını belırtmekte Rampal'a göre "susbi" lezzet ve görüntunün olağanüstu bır senfomsını yaratıyor Rampal, SushıKo Restoran'ında parmaklannın arasına flüt yerıne yerleştırdığı tahta çubukları tabaklar üzerınde ıştahla dolaştırırken, "Lokanta Japoncası bılmek çok onemlidir" dıyor, "Tum yemeklenn ozel ısmarlama biçimi vardır.. Bunlan Japonca soylersen servis daha iyi yapınr.. Japon dilini çok az bilirim, ama lokanta Japoncasını konaşurum".. O sırada yaruna yakiaşarak bır ısteğı olup olmadığını soran sefe, Japonca "okini" dıyerek teşekkür edıyor Japon şefanadılınde teşekkür edılmesınden son derece memnun ıkı büklüm uzaklaşıyor Rampal, somon balığının yanındakı çığ güvercın yumurtalannı tahta çubuklarla kaydırmadan yakalamaya çalışırken, hakkında yaalanlan şöyle yanıtlıyor "Amenka'da bemeo ber orkestrayı yonettım.. Özel bir repertnanm yok.. Ne isterierse çaldınnm.. Ama Bartok ya da Stravinski olursa biraz duşiinunım.. Tek yapmadıgıın sey, beste.. Haçaturyan'ın keman konçertosunu nute uyarladım.. Ama o beste saydnuyor.. Buna karşdık bestedler yapıuan kimin tarafından çalınırsa çalınsıa, bosnut oluyorlar.. Siz bir kemao kooçertosunu flut Ue icra etseniz btte, hosnut kaJırlar.. Geçen yuzydda besteciler, aynı zamanda icracıymıs.. Şimdi uzmaniaşma çagındayız.. Ne yapalım. Muzikte de aerkesin alanı ayn artık.." Rampal en çok Caykovski'nın flüt konçertosu olmamasma hayıflanıyor Aslında Caykovskı, bır flüt konçertosuna başlamış Ancak bıtırememış. "Moskova'da iki kez UsUklannı görmek istedün. tzin vennedüer.. Çaykovski gibi orkestra için çok guzel flut sesleri yazan bir bestecinin bir flot konçertosu oJmaması çok yazık" dıyor Jean Pıerre, konuşmasıru kesıp "matsu" ısmarlayarak Japon ıçkılerı konusundakı uzmanlığını da sergılıyor "Matsu", geleneksel Japon ıçkısı sakinın, soğutulmuş olarak, seramık yerıne ınce tahta kadehlerle servıs edılen bıçımıne denıyor . Dört köşe tahta kadehın kenarlanndan yalnız bırıne tuz sürülmüş "Önce dilinle bıraz tuz yalayacaksın, sonra uzerine bir yudum içki alacaksın.. Ama ıçerken kadehin koşeierinden birini kullanmalısın.. Kenannı oldugu gibi agzına goturursen, ıçkı dokulur" dıye uyarıyor Rampal Caykovski'nın flut konçertosu olmamasının yüzünde estırdığı hüzün rüzgân, "matsu "nun nasıl ıçüeceğını anlatırken sılınıyor... 1MAYIS I977 KATLIAMININ FAİLLERJ HÂLÂ MEÇHUL Abdullah Baştürk: Demokrasi Olacaksa, 1 Mayıs da Olacaktır. Adnan Menderes: 1 Mayıs İşçı Bayramınız Kutlu Olsun. Eski Yıkjcı Faaliyetler Şube Müdüru: Sol Provokasyona İhfimal Vermiyorum. Ahmet İsvan: Devlet, Guvenliği Sağlamamaktan Suçludur. Murat Belge: Bugunku Depolitizasyon 1 Mayıs 77'de Başlamış Olmasın? Cezaevi Koşulları Yaşamak Mucize Davıd Robınson, Can Yücel, Rıfat llgaz, Yunan Başkonsolosu Chrysanthopoulos, Foucault, Dassault, Waldheım. Avrupa Kupa maçlan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle