Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 NÎSAN 1986 EKONOMİ Geçen hatta HANS W. SINGER mumkun değıldir. Sanayileşnuş ülkelerde büyüme hızlan tahmin edildiği gibi yüzde 3'lerde kalırken, teknoloji alamndaki hızlı gelişme de sürerse işsizlik ciddi bir sorun olmaya devam edecek ve korumacüjk eğilimlerini beraberinde getirecektir.. Bu da Ubii yeni sanayileşen ulkelerin aleyhine olacak, gelişme olanaklannı sınırlayacak.. SİNGER Tabii. îşte o zaman yeni sanayileşen ülkderin, "gfiney" ttlkelerinin kendi aralanndaki ticareti geliştirmeleri büyuk önem kazanacaktır. örneğin Çin gibi, Hindistan gibi buyuk potansiyel pazarlann dışa açılmaya basiadığı bir ortamda bu pazarlara yönelmek büyük önem taşıyacaktır... "Gettame yohudakT ülkeler teknoloji alanındaki son gelişmeteri izteaMkte ve a]Pf«lanakta yetersiz kalıriarsa bunun da sanayilefflüş Mtelcffc aralamdaki mesâfeyi kapatma konusonda olumsnz Mr ettdd otnaz au? SİNGER Tabii sanayileşmiş ülkeler yeni sanayileşen ülkelere teknoloji transferi konusunda cömert davranmazlarsa bu da çok ciddi bir sorun olabilir. örneğin Türkiye"nın ihracatının büyük bir kısmı hâlâ tekstil urünlerine dayalı. Şimdi Türkiye tekstil alamndaki yeni teknolojik gelişmelere ayak uydurmakta gecikirse bu alandakı ihracat şansı da büyük ölçude tehlikeye girer. Çünkü yeni teknolojiler, yeni sanayileşen ulkelerin en önemli üstunlüğü olan göreceli olarak düşük ücretli işçilik avantajını ortadan kaldınyor.. Sayın Singer, Türkiye gibi bir ulkenin hula degişen bir dunyada keadisne iyi bir yer balabilmesi, kalkınmasını rayına oturtabil CUMHURÎYET/11 EKONOMDE DIYALOG 1910 yılında doğan Hans W. Singer, anavatam olan Almanya'da doktora öğrencisi iken Hitler'in iktidara gelmesi üzere ülkesini terk ettu Doktora tezini ünlü iktisatçı Keynes'in yanmda tamamlayan Hans Singer, daha sonra Dünya Bankası'nda ve Birieşmiş Milletler'de görev aldu Çeşitli üniversitelerde öğretim üyeliği de yapan Prof. Singer, kalkınma ekonomisi alamndaki çalışmalarıyla üne kavuşmuş Batıh iktisatçılardan biri. Hans W. Singer, halen Ingiltere'de Sussex Üniversitesi Kalkınma Etütleri Bölümü Başkanı. Dolar yeniden 2.20 mark smtnnda Amenkan Dolan iki haftadır rekor düşüşlere tanık oluyor. Alman Markı karşısında yaklaşık 10 fenik değer kaybederek 2.21 marka gerileyen dolar, Ingiliz Sterlini karşısında son üç yüın en düşük düzeyine inerken, Japon parası karşısında da haftanın son gününde 174 yenle İkinci Dunya Savaşı sonrasmdaki en düşük değerinden işlem gördü. Dolann bu rekorlar düşüşünün en temel nedeni ABD'de faiz oranlarırun aşağı çekileceği beklentisinin hafta boyunca büyük yoğunluk kazanmasıydı. Oyle ki ABD ile Libya arasında savaş rüzgârlarının estiği salı, çarşamba günteri bile dolar hafıf bir yükselmeden sonra geri çekilmeye başladı. Uluslararası gerginhğin şiddetlendiği anlarda rekor duzeyde tırmaruşa geçen Amenkan parası bu kez tam tersine aşağı sürüklendi. Daha da ötesi ABD ekonomisinin yılın ilk ceyreğinde umulanın çok ustünde 3.2 gibi yüksek bir büyüme oranını elde etmesi bile dolara güç veremedi. Sonuçta uluslararası piyasalar faiz oranı düşmesi kesinleşen dolara prim vermeyince sterlin, mark, yen, Isviçre Frangı, Hollanda Florini hafta boyunca değer kazandılar. Avrupa borsalannın kapanmasından birkaç saat sonra ABD Merkez Bankası FED, piyasalannın beklentisine yanıt venr biçimde reeskont faiz oranını yüzde 7'den yüzde 6.5'a indirdiğini açıkladı. Bankaların ve diğer finans kuruluşlannın borçlanna uygulanan faiz oranı olan reeskont faizinin indirilmesi, bankalara da dolara verilen faizleri de yanndan itiba Dolar (döfizalış) 17 ren aşağı çekmeleri yolunu açmış oldu. Dolann bir önceki hafta gibi, geçen hafta içinde de sert paralar karşısında kendine bir yer bulamaması, uluslararası döviz borsalannda döviz ahm satımcılannın ve bankalann hesaplarını altüst ediyor. Dolann hızlı iniş çıkışı sırasında iyi oynayan ve zamanlamasını iyi yapan bankalar ve döviz tüccarlannın önemli arbitraj kân yaptıklan söyleniyor. Dolann icerdeki değeri de hafta boyunca buyük duşuşe uğradı. Merkez Bankası bir ara 668.15 TL.'ye çıkardığı dolan tek bir günde 8 lira gibi önemli değer kaybına uğratırken, hafta boyunca inişi de yaklaşık 13 lira oldu. Bu arada haftanın en değerli parası Alman Markı idi. Mark resmi kurda yaklaşık 7 lira yükselirken, serbest piyasa Tahtakale'de 310 liraya yaklaştı. Dolar ise Tahtakale'de 688 liraya gerikdi. Başarılı ithal ikamesi hem döviz tasarrufu lıenı lıızlı büyüme sağlar "Ekonomide Diyalog"un bu haftaki konuğu "kalkınma sındaki farkın önumuzdeki yirmiyirmibeş yıl içinde azalacağına inaekonomisi" konusuna eğilen Batıh iktisatçüann en ünlülerinden bırinıyorum. Ancak bir şartla, yeniden dünya ekonomisinde genişleme olan Prof. Sınger. İlk kez 1933 yılında Hitler'in hısmından kaçan ortamını yaratabilmemiz şartıyla. Eğer biz sanayileşmiş ülkeler topbır genç bilim adamı olarak Türkiye'ye gelen Hans Singer, Türkiluluğu olarak dünya ekonomisini genişletecek ortak çabalar konuye'nin o dönemde ünlu ve kıdemlı Alman bılım adamlarına kucak sunda anlaşamazsak ve bu ortamı yaratamazsak o zaman "geUşmc açtığım, kendısı gıbi gençlerin Turkiye'de ış bulma olanaklarının ıse yolundaki" ulkelerin hızlı gelişmelerini sürdurme ve aradaki mesasınırlı kaldığını, bu nedenle Türkiye'ye yaptığı bu ilk ziyaretin kısafevi kapatma şanslan da azalır. Böyle bır durumda benim "getişme stirdüğunü anlatıyor. Daha sonra Dünya Bankası ve Birieşmiş Milyolundaki" ülkelere, yeni sanayileşen ülkelere tavsıyem, kendi iç paletler adına Turkiye'de görev yapan Prof. Singer'le 3. Dünya ülkelezarlanna daha fazla ağırkk veren ekonomi poliükalarma yönelmerinin geleceğini ve kalkınma sorunlarım konuştuk. leri ve kendi aralanndaki ticareti gelişurmeleri yönünde olacaktır. Bu alanda önemli bir potansiyel olduguna inamyorsunnz an Sayın Prof. Singer, siz ydlardan beri bu konuyla ngraştıkUn sonra bugiın vanlan noktada 3. Dünya ülkelerinin, genel olarak "ge ladıgım kadar.. lişme volundaki ülkeler" diye adlandmlan ulkelerin gelecegini nasıl SİNGER Bakın bugünkü durum çok anormal: Sanayileşmiş göruyorsunuz? İyimser misiniz, yoksa kotumser misiniz? SİNGER "Gettşme yolundaki" ülkelcri bir butün olarak ele alıp bu soruyu yanıtlamak kolay değil, çünkü bu deyim çok farklı Piyasa güçlerini nitelikteki ülkeleri kapsıyor. Bir yandan hızla gelişmekte olan "orta başıboş bırakarak gelir" gmbundaki ülkeier var, diğer yanda insanlann açhktan öldübir yere varamazsınız. ğü, son derece yoksul Afrika ülkeleri var. Bu en yoksul ülkelere geHükümetlerin görevi, niş kapsamh bir yardım programı ivedi olarak devreye sokulmaz, bu Ulagay sordu, Prof. Singer yanıtladv Oelişme yolundaki bir ülkenin döviz darboğazına düşmesi doğal, hatta belki de gereklidir. Gelişme yolundaki bir ülkenin birinci amaciy yatınm düzeyini yükseltebildiği ölçüde yükseltmek olmalıdır. Bu ise tabii döviz gerektirecektir. Bunun çaresi yatırımlan kısmak değil, gerekli dövizi temine çalışmaktır. maâ Içtafcerfeyi piymsa gtçfcrit* bmkaa bir anlayış yeterü mi «Uec 9oka> ptaalı Mr yaklâsun BU gereldi? SİNGER Benim bu konudaki görüşüm şu: Piyasa güçlerini başıboş bırakarak hiçbir yere varamazsınız. Hükümetlerin görevi piyasa güçlerini doğru sinyaller verecek şekilde yönlendırmek, düzeltmektir. Aynca ithal ikamesi ya da ihracatın teşviği gibi araçlan gerekli anda, gerekli sektörlerde, gerekli şekilde kullanarak dengeli ve sürekli kalkınmayı sağlamak da, hükümetlerin görevidir. Ben 1MF ve Dünya Bankası gibi ihracata yönelik buyume yaniısı olmamama karşın ülkeye döviz kazandıracak tum olanaklann seferber edilmesini de hükümete düşen görevler arasında sayıyorum.. darbogazı, kalkınma cabasındaki pek çok ülkede en önemli sorunlardan biri olmaya devam ediyor, değil mi? SİNGER "Gelişme yolundaki" bır ülkenin döviz kıtlığı yaşaması doğal, hatta belkı gereklidir. "Gelişme yolundaki" bir ülkenin birinci amacı teknolojik olanaklarının elverdiği ölçüde yatırımlarını artırmak, yatınm düzeyini azamiye çıkartmak olmalıdır. Bu databii döviz gerektirecektir. Bu durumda söz konusu ulke cesaretini kaybetmemeli, döviz kazanmanın yollannı aramalıdır. Yani döviz darboğazı ekonominin kötu yönetilmesinin sonucu olabileceği gibi, çok ileri gönlşlü ve başanlı bir kalkınma polıtikasımn sonucu da olabilir... KiÜçe altında hızlı iniş Hafta boyunca genellikk düşüş egiliminde görülen altın, dış borsalarda haftanın son gününde ani bir atak yaparak onsu* 340 dolardan 345 dolara çıktı. Son gündeki hızlı değer artışı bir yana bırakılırsa altın, haftanın büyük bir bölumünde birbirine yakın değerlerde kaldı. Sadece dolann Akdeniz'deki gerginlik nedeniyle kısa ömürlü yukselişinin yaşandığı salı günü, altın fiyatlan 34 dolarhk bir düşüş gösterdi. Aynca dolann, bu kısa ömurlü çıkışından sonra sürekli değer kaybına uğramasına karşın altın fiyatlannda önemli bir hareket olmaması dikkati çekti. Haftanın büyiık bölumünde sessiz giden altın fiyatlan Japonya'nın 200 ton altın alacağını açıklamasıyla cuma günü aniden tırmanışa geçti. New York'ta altın 345 dolara fırlarken, Londra'da da 344 dolardan îşlem gördü. Altının hafta sonundaki hızlı yükselişi içeriyi etkilemedi. Kapalıçarşı'da Cumhuriyet Altını haftayı 53 bin 250 liradan acmasına karşıuk, haftanın geriye kalan bölumünde 53 bin lirada takıldı kaldı. Cumhuriyet Altım'ndaki bu dura Sanayileşmiş ulkelerin bencil tutumu nedeniyle dünya ekonomisinin yeniden bir genişleme dönemine girmesi sağlanamazsa gelişme yolundaki ülkeier için çıkış yolu, kendi aralanndaki ticareti artırmak olabilir. Bugün dünya nüfusunun dörtte üçü gelişme yolundaki ülkelerde yaşarken bu ulkelerin kendi aralannda yaptıklan ticaret dünya ticaretinin onda biri. konuda gereken yapılmazsa, bu ulkelerin geleceğini çok karanbk göruyorum. Uluslararası kuruluşlann hem insani nedenlerle hem de açhğa terk edilen insanlann yaratabueceği politik tehlikekri göz önünde bulundurarak bu ülkelere yöneük "Marstaall Pianı" tipi bir uygulamayı, geniş kapsamlı bir yardım programını başlatmalan gerekiyor. Gelişmiş, sanayileşmiş ulkelerdeki kamuoyu da böyle bir uygulamayı olumlu karşılamaya hazır benccBen böyle biradımın Birieşmiş Mılletler'in önumuzdeki toplantılannda gündeme geleceğini ve onaylanacağını umuyorum. Boyle bir adımın atılamaması halinde ise yoksulluk kısır döngüsüne girmiş bulunan bu ulkelerin geleceğini çok karanhk göruyonım, bir çıkış yolu bulabileceklerini sanmıyorum.. Peki s&nayikame yohuda bdU adımlar atms "orta geUr" pnbudaki ttketerta getecetini MSÜ gorttyorsunu? SİNGER Bu ülkeier için çok daha iyimserim. Bu ülkeier 1960'larda ve 1970Terin başlannda gördüğümüz şekikk, dünya ekonomisinin genişlediği bir ortamda hızlı gelişme gösterebilecekkrini kanıtlamışlardır. Bazen Türkiye gibi bu konuda gecikmelere uğrayan ülkeier de olmuştur ama ben bu grupta yer alan ulkelerin gelismis sanayileşmiş ülkelerle aralanndaki mesâfeyi kapatabikceklerine, sanayileşmiş ülkelerle "ye«i saaagrileşoMkte olan" ülkeler ara piyasa güçlerini doğru sinyaller verecek şekilde yönlendirmek ve düzeltmek, ithal ikamesi ve ıhracatın teşviği gibi araçlan gerekli sektörlerde, gerekli şekilde kullanarak dengeli ve sürekli kalkınmayı sağlamaktır. Sanayileşmiş ülkeler yeni sanayileşen ülkelere teknoloji transferinde cömert davranmazlarsa ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. örneğin Türkiye, tekstil alamndaki teknolojik gelişmelere ayak uydurmakta gecikirse bu alandaki ihracat şansı da büyük ölçüde tehlikeye girer. Herhalde döviz darboğazına düşulmesini ithal ikamesi poUtikasının kaçındmaz bir sonucu saymak da dognı değil.. SİNGER Tam tersine. İthal ikamesi başanlı şekilde uygulandığında döviz tasarrufu sağlar ve bu sağlanan tasarrufun kullanış biçimi nihai sonucu belirler. Tasarruf ettiğiniz bu dövizle planladığınız yeni yaünmlan gerçekleştirecek yatırım mallanm alırsanız sonuçta büyüme hızmı artırmış olursunuz. Bu da yabancı sermaye kaynaklanm devreye sokmanızı kolaylaştırır. Buyuyen bir pazar her zaman çekicidir... "Gelişroe yolnndaki" ülkelerde gelir dagıbmının çok bozuk olması kalkınma sürecini nasıl etkiliyor? Özellikle doviz kaynaklannın çarçur edilmesinde ya da sermaye kaçışı yoluyla kaybedilmesinde bu olgunun önemli etkisi yok mu sizce? SİNGER Bir kere bu Ulkelerdeki varlıklı insanlar kendi ülkelerinde kalkınma olacağına inanmıyorlarsa paralanm dışa kaçınyorlar. Ikincisi çoğu kez model ulke olarak alman Güney Kore asıl gelir dağüımı açısından model Ulke bence. Güney Kore zamanında kapsamlı bir toprak reformu gerçekleşürerek çiftçilerın gelirlerini kentlilerin gelırleri düzeyine çıkarttığı için ve tanmsal üretimi teşvik ettiği için başansı daha büyük oldu. Gelir dağılımının daha adaletli olması lUks mallara, luks ithal mallarına olan talebi de azaltır ve bu açıdan bir döviz darbogazı doğmasını önler.. U Batı ülkeleri dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20'sine sahip olmalarına karşın dünya ticaretinin yüzde 70'ini kendi aralannda gerçekleştiriyorlar. "Gelişme yolundaki" ülkeler ise dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 75'ine sahip olduklan halde dünya ticaretinin yalruzca yuzde 10*u bu ülkeler arasındakı gerçekleşiyor. Bu nedenle "giıııey" ulkelerinın, yani genel olarak "gelişme yolundaki" ulkelerin kendi aralanndaki ticareti geliştirme konusunda katedebilecekleri önemli bir mesafe var. "Gelişme yolundaki" ülkeler bu olanağı gereğince değerlendirebildikleri takdirde hızlı gelişme şanslanm da arUrmış olacaklar, bu ulkelerin hızlı gelişmesi dünya ekonomisindeki ve sanayileşmiş ulkelerdeki genişlemeye daha az bağımlı hale gelebilecek.. Sayın Singer, dunya ekonomisinin gelişme ve genişleme şansını nasıl göniyorsunuz önumuzdeki dönemde? Bazı çevıekrdeld iyimseıiiğe katılıyor musunuz? SİNGER 1%0'h yıllarda ve 1970*li yülarda Avrupa'da ve Japonya'da elde edilen büyüme hızlanm ölçü alarak 'dünya ekonomisi yeniden hızlı genişleme ortamına girer mi' diye sonıyorsanız bunun cevabı hayır olacaktır. Bugunku şartlar ikiuç yıl öncesıne göre iyidir ama o 1960'larda sağlanan büyüme hızlanmn tekrarlanması ğanhğa karşıhk 24 ayar külçenin fiyatlan sürekli geriledi. Diğer altın fıyatlanmn belirlenmesinde ölçü olan külçenin gramında hafta boyunca 100 lirayı aşkın gerileme görülürken, Cumhurivet ve Reşat'm aynı duzeyde tutulmaa Kapalıçarşı'da bu ikı altın cinsine talep olduğu şeklinde değerlendirildi. Kapahçarşı'da dün Cumhuriyet 53 bin lira civannda işlem görürken, 24 ayar külçenin gramı 7740 liraya kadar geriledi. NELEROLDU? Emigyon hacmi 34 milyar daraldı Nisan ayı başında maaş vettcretödemelerini desteklemek üzert artırılarak 1 trilyon 463.7 milyar liraya yükseltilen emisyon hacmi, 11 nisanda 34.5 milyar liralık bir azalmayla 1 trilyon A292 milyar liraya indirüdi. Emisyon harm'nin darahnasında, mart ayı sonunda 1 trilyon 15.6 milyar liraya çıkmış olan Hazine'nin kısa vadeli avans kullanımlannın, 11 nisanda 957.7 milyar liraya kadar inmesi etkili oldu. Hazine'nin yılbaşından bu yana nakit ihtiyacını karşüamak üzere başvurduğu Merkez Bankası kaynağından nisan ayı başında kısmen elini çekmesi, mart ayı sonunda gerçekleşen gelir vergisi tahsüaü sayesinde gerçekkşü. (ANKA) Ihracat panelinde ikinci gün Ihracatın geleceği yeni yatıruıılara bağlı Ekonomi Servisi lstanbul thracatçı Birlikleri tarafından düzenlenen "thracatın Sorunlan" konulu panelin son gününde Türkiye'de üretim kapasitelerinin zorlanma noktasına geldiği belirtildi ve hızla yeni yatırımlara gitmeden ihracatı ileri götürmenin ınumkün olmayacağı, çünkü satılacak mal kalmayacağı gorüşü savunuldu. DPT Teşvik ve Uygulama Başkanı Fahrettin Kunak, "thracatı gelecek ydlarda arttırabilmek için yaünmlan bugünden hızlandırmak gerekir. Çünkü kapasite kuDanımlan çok yiıksddi" dedi. Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Husniı Özyegin ise, konuşmastnda, Turkiye'de iç tüketimin hareketlenmeye başladığın), hatta buzdolabı ve otomobil fabrikalarının yerli tüketiciye mal yetiştiremediğini dile getirerek şöyle konuştu: "Anadolu'da bir buzdolabı ANKARA (UBA) SHP Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Fırat, demir çelik ihracatında ANAP tzmir ll Başkam'nın sahibi olduğu tzdaş şirketine 1.5 milyar lira haksız kazanç sağlandmldığını öne sürdü. SHP Genel Başkan Yardımcısı Fırat, konuyla ilgili olarak dün bir basın toplantısı düzenleyerek Ereğli Demir Çelik (Erdemir) Yönetim Kurulu'nun, tzdaş'a demir çelik ihracat izni verdiğini anlattı. Ayhan Fırat, Erdemir Yönetim Kurulu'nda Sovyetler Birlifabrikasının genel mudüru olan bir arkadaşun bana 'Cezayir'e ihracat için teklif vermiştik, inşallah cevap gelmez. Çünkü burada ancak günde 1300 buzdolabı üretebiliyoruz ve iç pazara buzdolabı yetiştiremiyoruz' dedi. Canlı iç talebin ihracaü caydıncı etki yapmaması için enflasyonun diişmekte oldugu, doiayısıyla mevduat ve kredi faizJerinin de düşecegi bugunku ortamda yatınmlann canlanması için çok uygun koşullar oluşmuştur." TÜSIAD Yonetım Kurulu Başkan Vekili Şinasi Ertan da önceki konuşmacüara katılarak, "thracatta yavaşlama kaçınılmaz, çünkii ekonomiye hareketlilik geJdi, iç talep şasübcı bir şekflde arttı. Birçok işkolunda kapasiteierin son sınınna vanldı" dedi. Konuşmacılardan Ali Koçman, aynı konuyla ilgili uyanda bulundu. ği'ne yapılacak demir çelik asgari ihracat fiyatının 270 dolar olarak benimsendiğini, ancak İzdaş'ın bu ihracatı 225 dolardan gerçekleştirdiğini ilen sürdu. Fırat, Erdemir'in ilk yönetim kurulu toplantısında tzdaş'a ihracat izninin 4'e karşı 5 oyla reddedildiğini, ancak bu toplantıdan 23 gün sonra ret oyu veren üyelerden 3'unun çeşitli nedenlerle oylamaya katılmadığı ikınci toplantıda ihracat onayının 2'ye karşı 4 oyla kabul edildiğini sövledi. LİK Otomoi Bankalarara§ı işlem vergisi dtiştü Bakanlar Kurulu, bankalararası mevduat işlemlerinde yüzde 3 olarak uygulanan Banka ve Sigortalar Muameksi Vcrgisi'ni yüzde l'e düşürdü. Bakanlar Kurulu'nun Banka ve Sigorla Muameleleri Vergisi'nde yaptığı indirimin bankalararası para piyasasının geuştirümesini amaçladığı bildirildi. Merkez Bankası, bir süre önce, bankalararası borçlanma piyasasıru düzenleme görevi üstlenmişti. Merkez Bankası aracılığıyla yapılan borçlanma işlemlerinde de yüzde 3 olarak uygulanan Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi oranı, verginin sistemin gelişmesini engellemesi ihtimali dikkate alınarak indirildi. tzdaş'a haksız kazanç iddiası Batı Alman Technischer . Uberwachşunas Verein (T.Ü.V.) Elonay damgasını taşıyan çelik radyal BN200^ görün. Teknik broşürünü isteyin, inceleyin. tngiltere'de bir ayda ikinci faiz düşüşü tngiltere'nin en büyük dört ticari bankası faiz oranlamu bir ay içinde ikinci kez duşurdüler. Böylece nisan başında yüzde 11.5 olan seçkin müşteri kredi faizleri yüzde 10.5'e düşmüş oldu. tngiliz bankalannın faizleri aşağı çekmeleri ulusal para birimi sterlinin uluslararası döviz piyasalannda dolar karşısında güçlenişine bağlamyor. ö t e yandan Ingiltere'de enflasyon oranı da hızla düşüyor, şubat ayında yılbk enflasyon oranı yüzde 5.1 iken, bu oran martta 4.2'ye indi. Perakende fıyatlardaki düşüş sayesinde Thatcher hükümeünin enflasyon oranını bu ay yüzde 3.5'e çekebileceği belimliyor. Bu Ingiltere'de 1960*11 yıllardan sonraki en düşük enflasyon oranı olacak. Fındık ihraç fiyatmda düzenleme y i r> İSTANBUL ERKEK LİSESİ'NİN GELENEKSEL AŞURE GÜNÜ 4 MAYIS 1986 PAZAR GÜNU SAAT: 10.00'DA OKULDA YAP1LACAKTIR. TÜM MEZUN VE MENSUPLARIMIZJ BİR ARADA GÖRMEKTEN K1VANÇ DUYACAĞ1Z. ÎSTANBUL ERKEK LİSELİLER EĞİTIM VAKFI oo RJtDVIIL S A r* 1 İSTANBUL ERKEK LİSELİLER EĞİTÎM VAKFI BN200'ün tekntk ^ustunlüktennı anlatan bu ozel broşuru, butun Lossa boyılennde^ buhbılırsına T Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası ihracatın fınansmanında kullanılmak üzere 20 milyon dolar dış kredi sağladı. ABD 1 nin en büyük bankalanndan Morgan Guaranty Tnıst'ın önderliğinde yürütülen konsorsiyuma aralannda Irving Trust Company*nin de bulunduğu 9 Batılı banka katıldı. 20 milyon dolar dış kredi Asgari 330 dolar olan fındık ihraç fiyatının, 312 dolara in rilmesi için Karadeniz Bölgesi Fmdık thracatcılan Birliği tarafından çalışmalara başlandı. Karadeniz Bölgesi Fındık thracatcılan Birliği Başkanı Coşkna Koksal, Avrupa'da halen kentali 305 dolar üzerinden alıcı bulan fındığın 312 dolardan ihraç edilebilmesi için tstanbul Bölgesi Fındık thracatçüan Birliği ile görüşmelerin devam ettiğini söyledi. KöksaL iki birUğin anlaşmaya varması halinde karann Hazine ve Dış Ticaret MüsteşarlığYnın onayına sunulacağını beurterek, karann böylece kesinlik kazanabileceği bildirildi. Avrupa piyasasımn elde tutulabilmesi için her ay belirlenen fındık ihraç fiyatı, dönüşümlü olarak lstanbul ve Karadeniz thracatçüan Birliği tarafından tespit ediliyor.