18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/8 HABERLERÎN DEVAMI 21 MART 1986 MDP'nin Güneydoğu raporu: Anarşist kılığına gîren polisler muhtar öldiirdü, benzînci soydu ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) MDP, İçişleri Bakanı Yıkünm Akboiut'un istifasını isteyerek, Akbulut'un istifa etmemesi halinde SHP ile birlikte Meclis araştırmasına gidileceğini açıkladı. MDP GenelBaşkan Yardımcısı Mehmet Kocabaş, İçişleri Bakanı Akbulut için "Kendisi zavallıdır. Sorun bakahm, tek valiyi kendisi mi atarruştır? Olan bitenlerin baş müsebbipteri ehliyetsiz ve bilgisiz Bakanhk Müsteşan ile Emniyet Genel Müdttıü'dâr" diyerek, Bingöl'de anarşistler tarafından vurulduğu açıklanan bir köy muhtan ile köy koruyucusunun, Elazığ Emniyet Müdürlüğu'nde çahşan ve anarşist kılığına girmiş sivil polislerce öldürüldüğünü, aynı sivil polislerin yöredeki bir benzin istasyonunu da soyduğunu ileri sürdü. MDP Genel Merkezi'nce Doğu Anadolu bölgesinde incelemelerde bulunmak üzere görevlendirilen 4 kişilik heyet dün Ankara'da bir basın toplantısı düzenkyerek gözlemlerini ve belgelerini açıkladılar. Basın toplantısını yapan MDP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Kocabaş ve MDP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Aydar, İçişleri Bakanı Yıldınm Akbulut'u "autidemokratik uygulamalara, işkencelere, baskı ve sürgünlere, adaletsiziik ve haksızlıklara, keyfiliklere" sahip çıkmakla suçlayarak, derhaJ istifa etmesini istedüer. "Hde ertigimiz bOgüer ve belgeler sonucu söylenecek çok şey var. Ancak hassas konular diye söylenecek çok şeyi şimdi açıklamayacağız" diyen Kocabaş, anarşistler tarafından öldüruldüğü ileri sürülen iki kisinin sivil polislerce öldürüldüğünü, aym sivil polislerin bir benzin istasyonunu da soyduklarını ifade etti. Elaağ Emniyet Müdürlüğü'ne bağh polislerden oluşan bir sivil polis ekibinin çeşitli köylerde, "Dısandan gdenlere yardım «denleri tespit" amacıyla anarşist kılığında dolaşarak köylüler üzerinde terör esıirdiklerini anlatan MDP yöneticileri, kendüerini anarşist olarak tanıtan ve kışın bile o kılıkta dolaşan bu polislerin köylüler tarafından da bu yuzden kimi yörelerde direnişle karşılaştıklanm ve silahlı çatışmaya girdiklerini belirttiler. Bingöl'ün Yolaca Köyü'ne çok yakın Hakkı Baygel adlı yurttaşa ait benzin istasyonunun soyulması olayından sonra da köylülerin şikâyetçi olmasına rağmen olayın üzerine gidilmediğini anlatan Kocabaş ve Aydar, " 2 gün sonra soz konusu sivil polisler anarşist küıgında Gökçekanat Köyü'ne gelip eski mnhtann kardeşi Ziya Çakas'ın evinin kapısını çalarak ekmek isterler. Ziya Çakas ve ailesi direnirler. Ziya Çakas ağabeyi muhtar Mustafa Çakas ı durumdan haberdar eder. Muhtar Çakas ve köy koruyucusu tbrahim Çakabey olay üzerine devletçe kendilerine verilmiş olan silahlannı alarak jandarma karakoluna dognı yola çıkarlar. Ancak yolda gastunıcu takılmış silahlarla öldüriildükleri ögrenilir. Ölum haberini veren de daha önce öğretmen Sıddık Bîlgin'in öldurülmesi olayına adı kanşan Yüzbaşı Ali Şahin'dir" şeklinde olayı anlattılar. Bingöl'deki incelemelerinde toplanan yurttaşlann seslerini dinleten MDP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Aydar, işkence ve baskılar sonucu pek çok kişinin yaşamını yitirdiği Bingöl'de sıkıyönetimin kalktığını ve bu bölgede olağanüstü hal uygulamasına geçildiğini hatırlatarak hükümetin baskı rejimini arttırarak, valileri parti görevlisi gibi Jcullandığını söyledijer. Bingöl'den sıkıyönetimden dahi soruşturuunadan 16 kişinin sürgün edildiğini de belirten Kocabaş, Akbulut için" Aslında kendisi son derece zavallı bir adamdır. Sorun bakalım kendi fikri alınarak ya da kendi insiyatifi ile tek vali atanmış roıdır? Olan bitenleri Bakanhk Müsteşan ile Emniyet Genel Müdürü yapmaktadır. Bu kişiler meslek dısından, ehliyetsiz, bilgisiz ve yeteneksiz kisilerdir" biçiminde konuştu. MUŞERREF HEKİMOĞLU ANKARA,.,ANKA Kelebek... Paltomun yakasında mavi bir kelebek var. Kanatları boncuk boncuk işlenmiş, o tek tek boncuklarda kimin elleri, kimin 902leri var acaba? Belki b<r genç kız, belki de bir delikanlı üretti bu kelebeği, belki de kelebekler gibi uçmak özlemiyie... Ankara'da Türkiş galerisirtde aldım bu kelebeği, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Gırgır'ın birlikte düzenlediklerı "Içerden Dtşanya Sevgilerle" sergisinde. Ceza ve tutukevlerinde çizilmiş doksan beş karikatür yer alıyor bu sergide. Kimi Çanakkate^ den, kimi imralı'dan. kimi Srvas'tan, parmaklıklann ötesinoen birkaç çizgi, ama ne çok şey anlatıyor. Seyrederken karma karışık oluyor insan, ağiarken gülüyor, 0 güluş bıçak gibi yüregine saplanıyor sonra. Utançla kızarıyor, içerde ne müthiş olayiar yaşanıyor, nasıl çağdışı koşullarla karsı karşıya tutuklular!.. Örümcekler, fareler, soğuk, açlık, yine de karikatür yapıyorlar. O çağdışı koşutlarda direnme gücünü, yaşama sevincini yitirmedikjehni duyuruyoriar. örümcek ağlannda top oynamayı düşlüyoriar!.. Bu müthiş bir olay, bu, toplumda bir birikimi kanıtltyor her şeyden önce. O sergi büyük ilgi gördü başkentlilerden. Açılış günü Türkiş galerisine giden yollarda oiuk o*uk gençler, kimi liseli, kimi üniversiteli, kimi işçi, kimi memur, sanatçı, gazeteci, nerdeyse koşarak galeriye geliyodar. Bir karikatür önünde dakikalarca duruyorlar, 0 çizgiler türü bir yorum yapıyorlar, sonra satış masasına yöneliyortar. On liralıklan, yüz liraltklan, bir araya getiriyortar, bir kelebek alıyoriar, ya da bir kart, bir file, az ama gönülden bir alışveriş, içerdekilere küçük bir katkı dışardakilerden, içten bir merhaba... Bu genç kalabalık beni aynca etkiliyor. Başka sergilerde, ımza günleri kitabevlerinde, ara sıra düzenlenen bir açıkoturumda ya da konser salonunda da görüyorum bu gençleri. Pırıl pırıl gözlerle bir şeyler anyor, bir şeyler bekliyor, bir şeyler özlüyorlar. Onlara ne verebiliyoruz? Umut mu, güvence mi, güzel bir gelecek mi? Siyasal kuruluşlar nasıl bir yaşam biçimi öngorüyor onlara, okullarda, radyoda, TV'de, basında neler izliyorlar, nasıl bir ortamda yetişiyorlar. geçmişten, tarihten saytalar okuyorlar yalnız, geriye dönük yaşıyorlar, ileriye dönük bir ışık görmüyorlar. Satış masasından ben de birkaç kart aldım. Karttarda Çanakkale Cezaevi'nden Tarık Hatiboğlu'nun bir karikatürü var. Ahmet Abakay ile seyrederken gözüm yaşardı. Tetörgülerin arasından bir çiçek düşüyor cezaevınin avlusuna, avluda bir delikanlı, çiçeğe bakıyor sevgiyle. Çiçek de soruyor: Ben senin için düştüm, sen niçin düştün buraya? Gazetelerde dizi dizi anılar, cezaevınin avlusunda bir çtçeğin sorusu, 0 kartları kimi kişilere postalamak isterdim, çiceğin mesajını alıriar belki... Karikatür sanatının gücü burada işte, bir çiçek, bir fare, bir örümcek ne müthiş gerçekler yansrtıyor, nerelere uzanabitiyor!... Toplumdaki mizah gücünün kanıtı bu. Ceza ve tutukevlerindeki gençler şiir yazmıyor, karikatür yapıyorlar, yalnızlığı, terk edilmişliği sevecen çizgilerle aşmak istiyoriar, çiçeklerle dertleşiyorlar, ıçerden dışarıya Kelebeklerie selam yolluyortar. Sergiden çıkınca Türklş'in yan sokaklannda yürüdüm bir süre, sonra Sakarya Çarsısı'na daldım, tablalarda gümüş gümüş balıkiar, kırmızı turplar, marullar, renk renk çiçeklerle çok neşeli bir çarşı burası, ama o akşam bana hüzün verdi. Yakamda mavi kelebek, yüreglmde büyük eziklik... İçerdekiler sevgiyle de seslenseler, 0 sevgiyi taşımak kolay degil... * * * Oğuz Aral ile otuz yıl öncesine döndük bu sergi nedeniyle, yıllardır ilkjkez karşılaşıyoruz. Yeni Sabah'ta birlikte çalıştık bir süre. Ben sosyete haberleri yazardım, o resimlerdi, o Küçük vinyetlere Kahkahalarla gülerdim. Şimdi o tür yaztlar yazsaydım, Oğuz Aral nasıl resimlerdi kimbilir? İstanbul'un pembe gecelerinde çok ilginç çizgiler var kimi zaman. Başkentte yok mu derseniz, kuşkusuz var. İstanbul ve Ankara giderek bütünleşiyor, değil mi? Kamu sektörüyle özel sektörü ayırmak kolay otmuyor çoğu kez... * • • Artizan galerisinin kurucusu Ertan Mesci Avrupa başkentlerinde bir gezi yaptı, izlenimlerini anlatırken, yakamdaki kelebeğe takıldı gözü. Biliyorsun, kelebek çok moda, dedi, Paris'te,^ Londra'da butün vitrinlerde kelebekler uçuyor... Bu kelebek başka dedim, Mavi kelebeği okşayarak. Sonra da düşündüm. Paris ya da Londra modası bir solukta geJir ülkemize. lonesco'nun gergedanları türü yakında herkes kelebekleşiverir. Ama ceza ve tutukevlerinde üretilen boncuk kanatlı kelebeklerin özlemini hissedebilirler mi acaba? Kelebek kanatlanndan algılanmak artıkçok kolay değil. Duyarlığtnı yitiren bir toplum, tehlike çanlarına bile sağır çoğu zaman... MDP HEYETİNtN BASEN TOPLANTLSINDAN İçişleri Bakanı Akbulut zavallıdır. Tek valiyi kendisi atamamıştır. Olan bitenin baş sorumlusu Müsteşar ve Emniyet Genel Müdünidür. Bingöl'de anarşistlerce vurulduğu açıklanan bir köy muhtan ile köy korucusu Elazığ Emniyet Müdürlüğu'nde çalışan ve anarşist kılığına girmiş sivil polislerce öldürüldü. Başbakan gezisinde 6 yıldır süren Körfez Savaşt'nm ulaşttğı kritik nokta ve Irak'tan Türkiye'nin aldığı petrolün fıyatı,görüşmelerin ağırlık noktasını oluşturacak. ANKARA, (Cunhnriyet Bürosıı) Başbakan Turgut Özal, rcsmi bir ziyarette bulunmak üzere bugfln Irak'ın baskenti Bağdat'a gidiyor. Ozal'ın ziyaretı, Bağdat'ın altı yıldan bu yana süren Körfez savaşı'nın sıcaklığını eskiye kıyasla çok daha yoğun bir şekilde hissettiği bir döneme rastlıyor. Başbakan Ozal, Bağdat'a, îran'ın guney cephesinde Irak'a ait Fao Yanmadası'nı ele geçirdiği ve ardından kuzey cephesinde Süleymaniye'ye doğru gedik açtığı bir sırada ayak basıyor. Üluslararası alanda bütün dikkatlerin Irak'ın bu saldınlara ne şekilde karşılık verecefine çevrildiği bir" sırada Bağdat'a gitmesi, özal'ın Irak rejiminin önde gelen yöneticileri ile yapacağı görüşmelerin siyasi gündemini de önemli kılıyor. Ziyaret, aynca Irak'ın geçen hafta Türktran demiryolu üzerindeki Kotur köprüsünü bombalamasının hemen ertesine rastbyor. Irak uçaklannın Iran toprakları içindeki Kotur köprüsünü bombalaması sonucu Türklran demiryolu ulaşıtna kapanış buluauyor. Ancak, Irak,, an'ın Avrupa ile demiryolu bağlantısını keserken, Türkiye'nin lran'a ihracatında ciddi sorunlar yaratmış bulunuyor. Türkiye, geride bıraktığımız yü lran'a 1 milyar 250 milyon dolara yaklaşan ihracatının yüzde 20'sini demiryolu üzerinden sevketmişti. Ozal bugün Bağdat'a gidîyor mm KAPAKOLAY1 Dogmmaeı: Avukaüma davayı oç, dedun \ÖK Başkam, pantolonunu sıyırmış durumda fotomontaj resmini kapak yapan dergi hakkında 200 milyondan 1 milyara kadar tazminat istiyor. ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) YÖK Başkam Prof. thsan Dogramacı, pantolonunu sıyırmış bir durumda Istanbul Üniversitesi üzerine oturan fotomontaj resmini kapak yapan dergi hakkında 200 milyon üradan aşağı olmamak üzere tazminat davası açacağını açıkladı. Prof. Dogramacı, "Avnkmtıır Ankare Barosu Başkam Mahir Can Ihcak'a yetki verdim ve dergi aleyhine 200 milyondan aşagı olmamak üzere 1 milyar liraya kadar dava açabUirsin dedim" diye konuştu. Prof. Dogramacı, Cumhuriyet muhabirinin, "Hocam kapak resmi siri bir hayli kızdınnış olsa gerek, bu kadar yüksek para istediğinize göre.." biçimindeki soruya, "Dedigim gibi dava açdıyor, bu nedenle fazla konuşmayacagım'' karşılığını verdi. Bir baska yayın organındaki, "Benim popom bn kadar giizel degil" yolundaki haberin anımsatılması üzerine de YÖK Başkam, "Bu da tamamen asılsız bir haberdir. Ben böyle bir şey söylemedim' diye konuştu. dir yaşadığı bahar havası, doğayı caniandırdı. Ülkenin büyük bir bölümünde kıştan kalan soğuk veyağifh günler egemenken, Ege'de badem ağaçlan çiçeklendi, otlar yeşerdi. Yörenin insanlan, paltolan üzerlerinden atmanm, ütk günlere kavuşmanın haflfliğini ve sevincini tadıyorlar. (Fotoiraf: HÜSEYİN ERCÎYAS) S OPEC (Baftarafı 1. Sayfada) zeyde bir Uretim kısıntısına yönelik bir karara varamadılar. Konferans gozlerncileri, gelinen noktanın bu denli bir kısuıtıyı gundeme gcıirrnekten çok uzak oldugunu hatırlatarak, "Aacak eger kısıntı büyük miktarda oUmazsa, fiyatlar degil eski düzeyine gelmek, daha da duşcbjlir" şeklinde değerlendirmede bulundular. Nijeryı, Iibya, Endonezya, Veoezütfla ve Birleşik Arap Emiriikleri petrol bakanlannın, örgute üye olmayan Meksika, Umman, Mıar, AngoU ve Malezy* ile yapaklan toplantıdan bir sonuç çıkmaması üzerine bir açıklama yapan Iran Petrol Bakanı Gulam Reza Ağazade, bu ülkelerin üretimlerini kısmalarını sağlayacak formulun kendilerine bugün sunulacağıru ifade etti. Ancak bu ülkelerin üretimı kısvnaya yanaşmayacaklannı ifade eden kaynaklar, özellikle Meksika ve Mısr'ın "kurban" olmayacaklarını ifade ediyorlar. OPEC'e yakın gözlenıcilerin bildirdiklerine göre, gılnlük üretimi 4.5 milyon varil olan bu 5 ülkeden 500 bta varillik bir kısmüya ghmeleri istenecek. Son yedi yıîda toplam pazar payı yttzde 66'dan 33'e gerileyen OPECin kısıntı yolunda fıkir birliğiae varmasına ragmen, anlaşmanın çok guç olduğunu ifade eden Cenevre'deki kaynaklara göre, Îran'ın "köklü çözümler" araması karşısında, Suudi Arabistan'ın, tngiltere ve Norveç'in üretimlerini kısmalannda Krarlı davranması, uzlaşmazhk. nedenleri arasında bulunuyor. Suudi Arabistan'ın bu konudaki tutumu karşısında tngiltere, "OPEC'e yardııncj oİBuyacağıaı" açıklarken, Norveç, henuz bir tavır almadı. Bu arada OPEC uyeleri arasında, "fiyatlarda eski diizeye yukscime" fikrinin de yavaş yavaş etkisinı yitirmeye basladığı büdiriliyoT. Gelen haberlere göre, ^mdiden birçok uye ülke, Îran'ın ısrarla üzennde durduğu 2830 dolar hedefinin bir yana bırakılıp 20 dolar ile yetinilmesı yanlısı olduklanm ifade elmeye başladılar. öte yandan basın raensuplanna bir açıklama yapan Birleşik Arap Emiriikleri Petrol Bakanı Mana Said Oteyba, toplantıda üye olmayan 5 ülkeden ne kadar üretim kısıntısı isteyeceklerinin tanışüdığmı belirtirken, Nijerya Petrol Bakanı El Haa Rilvanu Lokman, OPEC'in günlük üretimini 13 ile 16 milyon varil arasında bir düzeye indirmeyi düşündügünü ifade etti. Ancak OPEC'in dönem baskanı Venezüella Petrol Bakanı Arturo Henumdez Grisanti'nin gelece yönelik iyunserliğini korumakla birlikte, "Daha yapacak çok fcy v»r" şeklindeki söilerı anlamlı bulundu. Badem ağaçlarından bahara llzak'taki mahkuma (Baftarafı 1. Sayfada) le uğurlanırken yakmlan tarafından davulzuma ile karşılandılar. Hapis cezasma indirim getiren yasa değişikliğinden yararlanarak cezasını cekmiş sayılan hükümlülerin tahliyelerinden önce Cumhuriyet Savcüan cezaevlerinde birer konuşma yaptüar ve salıverilenlere bundan sonraki yaşamlannda özenli olmalanm dilediler. Salıverilenlerin çoğunluğunu adi suçlardan hüküm giymiş mahkumlar oluştururken, dün Samsun'da iki siyasi hükürnlü de tahliye oldu. Bu arada Samsun'da Cezaevi Müdürü basın mensuplannı kabul etmedi ve başgardiyan da gazetecilere hakaret ederek Cezaevi'nden kovdu. Samsun Cumhuriyet Savcı Yardımcısı tsmail Erbay, 101 hükümlünün bulunduğu Cezaevi'nde ilk aşamada işlemleri tamamlanan 20 hükümlünün tahliye edildiğini bildirdi. Tahliye edilenler arasında DevYol üyesi olduğu için mahkum olan avukat Mehmet Yagmurdereli ile Erol Harput ve Ahuddin Soylu da bulunuyor. lstanbul'da dün Bayrampasa Cezaevi'nden 56, Paşakapısı Cezaevi'nden de 8 hükümlü salıverildi. 474 tutuklu ve 80 hükümlünün bulunduğu Paşakapısı Cezaevi'nde hükümlü sayısı 72'ye düştü. 769 tutuklunun bulunduğu Bayrampasa Cezaevi'nde yaklaşık 346 kişinin daha tahliye obnası bekleniyor. Imralı Yarıaçık Cezaevi'nde bulunan 436 mahkumdan 380'inin infaz yasasından yararlanacağı öğrenildi. Adana'da dün 18 kişi tahliye olurken, Kahramanmaraş olayları davasında yargılanan ve 6 yıldır cezaevinde bulunan aşrrı sağ eğilimli Bircan Biçer de salıverildi. Adana Cezaevi'nde yasadan 150 hükümlü yararlanacak. Gaziantep'te özel cezaevinden dün 10 siyasi hükümlü, kapalı cezaevinden de 15 hükümlü tahliye edildi. Özel cezaevindeki siyasi hükümlülerin tahliyelerine ilişkin calışma yapmak üzere üç savcı yardıması görevlendirilirken, 12 Mart döneminde mahkum olan eski DevGenç Başkanı Ertuğrul Kttrkçü ve arkadaşları Nahit Töre ile OkUy Etiman'ın dosyalarının bakanhğa gönderilmesi kararlaştırıldı. Kürkçü ve arkadaşlarının infaz indiriminden yararlanarak cezaevinde yatma sürelerinin dolmasına çok kısa bir süre kaldığı bildirildi. 12 Mart döneminde mahkum olanlardan yazar Doc. Dr. tsmail Beşikçi ile Aydın Çubukçu'nun infaz indiriminden yararlanma aşamasına henüz eelrnedikleri de öğrenildi. Dün geç saatlerde salıverilen siyasi hükümlüler Nevzat Şahin, Madt Üstündağ, Ali Hıdır Polat, Haluk Demirtaş, tltaan Bozkurt, Macide Taşyürek, Mümin Ali Çiçek, Oktay Kahraman, Mehmet Dikmez ve Ergun An cezaevinden Emniyet Müdürlüğü'ne götüriildüler. Yetkililer, tahliye olanlardan askerliğini yapmayanlann durumlarının incelendiğini ve bunlann askerlik şubelerine gönderileceğini belirttiler. bursa'da iki cezaevinden dun 12 hükümlü tahliye edildi. YÖK Başkarıı Prof. Doğramaa, konuya ilişkin sorulan yanıtlarken, basının tutumundanda yakınarak, "Herkes doğru haber yazmıyor ki, haberden başka işlerle ugraşıyor" görüşünü savundu. Yabancı sermaye kuşkıılu (Baştarafı 1. Sayfada) gelişmelerin yabancı sermayenin gelişini etkileyen temel unsurlar olduğunu söyledi. Basın mensuplanmn çeşitli sorulannı yanıtlayan Schwab son para operasyonu üzerine bir soruya şu karşılığı verdi: "Bunun bir devalüasyon olup olmadıgı önemli degildir. Önemli olan bu kanuiar zincirinin hükumetin liberalizasyon programı üzerinde nasıl etki yapacağıdır. Yabancı sermaye, bn kararlann uzun vadede sermaye ve kâr transferlerini etkileyip etkilemeyecegini düşünmek durumundadır." Schwab, devalüasyon konusunun bu kadar kısa sürede EMF toplantısının gündemine alınması için hükümetten ya da yabancı şirketlerden bir istek gelip gelmediği yolundaki soruya ise, "Hayır, Türk hükümetinden böyle bir istek almadık. Ancak, bize üye birçok kuruluş, liberalizasyon sürecinde bir yavaşlama olup olmayacagı konusunun tartışılmasını istedi. Kuşkusuz, yabancı sermaye Türk hükümetinden bu toplantıda, söz konusu kuşkulann giderilmesi için açıklamalar talep edecektir" yarutını verdi. Basın toplantısında Türk ekonomisinde iki olumlu cephede, serbest ticaret bölgelerinin kurulması ve ekonominin modernizasyonunda olumlu gelişmeier olduğunu söyleyen Schwab, "Enflasyon cephesinde daha az olumlu bir getişme oldu. Enflasyon beklenildiginden daha yuksek çıktı" dedi. Demokrasiyle ilgili konunun gundeme almmasınm nedeni üzerindeki bir soruya Schwab şu yanıtı verdi: "Yabancı sermaye, Türkiye'de demokrasinin gelişmesini yakından takip ediyor. Her ne kadar demokrasi konusunda ileri adımlar atılmış olsa da, birçok yabancı kuruluş siyasal istikrann nereye kadar sürecegj, kalıcı olup olmayacagı üzerinde bazı soru işaretlerini kafasında taşımaktadır. Şimdi biz Türkiye'de demokrasi sürecindeki gelişmeleri de tartışmaya açıyoruz. Muhalefeti temsilen Türktş başkam ile ana muhalefet partisi başkanmı da toplantıyla bütünleştirdik. Bu. yabancı sermaye için, Türkiye'de demokrasinin arük yeriesuginin iyi bir işareti olacaktır." Basın toplantısında en çok ügi çeken sorulardan biri de bir Ynnan gazetecinin Schwab'a "Batı basımnda sizin Türkiye'deki ENKA Holding Yönetim Kundu üyesi olduğunuz yazıyor. ÜyeUginiz EMF'nin tarafsızhgını etkilemiyor mu?'' şeklindeki sorusuydu. Atina Ajansı muhabiri Koyrkoylas'ın sorusuna Schwab, "Ben yalnızca ENKA Holding'in deği), ona baglı degişik şirketlerin de yönetim kurulu üyesiyim. Aynı zamanda dünyanın çeşitli ülkelerinde çeşitli şirketlerin de yönetim kurulu üyesiyim. Bu bir da>anışmanın göstergesidir. EMF'nin tarafsızlığına gölge döşürmez." yanıtını verdi. KAYA ERDEM, "BUGÜN ZAM YAPAN, YARIN İNDİRİR' Kaya Erdem, Dünya Ekonomik Forumu (EMF) Türkiye y'uvarlak masası toplantısına girerken gazetecilerin çeşith' sorularını cevaplandırdı. Merkez Bankası'run son değişiklikle döviz kurlannı bütün ticari bankalann uyguladıklan kura yaklaştırdığını hatırlatan Kaya Erdem, kur yükselmesinden yararlanan bazı ithalatçılann mallanna zam yaptıklannın hatırlatılması üzerine de, şöyle konuştu: "Bugün yapantor, yann indirir. Türkiye'nin, bu aym 2530'u arasında ödenecek vergiler için 400 milyar liraya, ondan sonra da 500 milyar liraya ihtiyacı var. Yani piyasadan 900 milyar lira çekilecek. Bu, Türkiye için büyük paradır. Satışlar da zaten şimdiden ağuiaşmıştır. Herkes malını satıp vergi borcunu odemek isteyecekür, malını satmak isteyen de fiyatını yükseltir mi? Ben bahsedilen öiçülerde zam yapıldığını sanmıyorum. Bizim tüccarumz da, esnafınuz da akıllıdır. Önündeki dönemin ne olduğunu bilir. Bir yükselme dahi olsa, bu psikolojiktir. Çünkü, bugünkü kur üzerinden ithalat yapyor ki." borç sınırlaması Bankalann dış piyasadan yapacaklan kısa vadeli borçlanmaların sımrlanması ve bu yolla ekonominin yük altına sokulmasınm engellenmesi amaçlanıyor. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Bankaların kısa vadeli dış borçlanmalanna sınır getirilmesi eğilimi belirdi. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından haarlandıktan sonra Merkez Bankası ve DPT'nin görüşüne sunulması beklenen bir taslakta özel kişi ve tüzelkişi kuruluşlann yurt dışı döviz, tahvil borsalannda işlem yapabilmesi yolunda serbesti getirilmesi düşünülüyor. Ayrıca aynı karar ile Merkez Bankası' nın bankacıhk kesimine ilişkin genel düzenlemelerinin yanısıra, tek tek bankalara cekidüzen vermesine olanak tanıyan yaptuunlar a başvurması da söz konusu olabilecek. Halen 350 milyon dolar düzeyinde bulunan bankacılık kesiminin kısa vadeli borç rakamının, vadesi gelen borçlann, yeni kredilerle finansmanı sonucunda "bir balon gibi şişmesinden" endişe ediliyor. Bu nedenle, şimdiye kadar serbest tutulan kısa vadeli borçlanmalara sınır getirilmesi eğilimi ağır basıyor. Çahşmaların ilk aşamasmda bankaların kısa vadeli dış borç sınırının sermayelerine bağlanması düşünülüyordu. Ancak özel bankalann bu koşula "böyle bir uygulamanın bankacılık kesiminde hayali sermaye artışlannı körüklemekten başka bir ise yaramayacagı" gerekçesiyle karşı çıktıkları öğrenildi. Hazine yetkilileri de bu itirazı haklı görerek sermaye koşulundan vazgeçtiler. Kısa vadeli borçlara ilişkin sınırlamanın yöntemi henüz belirlenmedi. I GRAFİKERLERE ihtiyacımız var. Lutfen severck ürcttiğiniz birkaç işinizle birliktc görüşmeyc gelin. Randcvu için: 146 14 66 Rcklam dnıfığini bilen. süratli, dikkatli. çizgilcri gclişmiş rine serbesti getirilmesi oluşturuyor. Bununla Türk bankalan ve başanlı kamu kuruluşlanmn ticari kâğıt (commercial paper) ihracı yoluyla kredi arayışına yönelmelerine olanak tamnacak. Merkez Bankası'mn da iç piyasaya yönelik olarak düzenleyeceği, "açık piyasa işlemleri" için gereksinim duyduğu mali araçlan ihraç edebilmesine kapı açılacak. öte yandan Başbakan Yardımcısı Kava Erdem, "30 sayıh Türk Pansının Kıymetini Konıma Kararnamesi'nde berhangi bir degişiklik yapılmasuun söz konusu olmadıgmı" söyledi. Dünya Ekonomik Forumu (EMF) Türkiye yuvarlak masa toplantısına katılmak üzere Istanbul'a eelen Kaya Erdem, Atatürk Havalımanı'nüa a.a.'ya yaptığı açıklamada, 1980 yılında çıkanlan 30 sayıh kararnamede, Merkez Bankası'yla Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı'na, bankalan deneüeme yetkısi verildiğini hatırlattı. Erdem, "Bu yetki hakn kullanüıyor. Yeni bir şey degil ki" dedi. Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Merkez Bankası'mn kendi kanunun verdigi yetkileri var. Bankalar Kanunu nun getirdigi yetkileri, 30 sayıh Türk Parasının Kıymetini Konıma Mevzuab'nın verdigi yetkileri, Bankaiar Biriiği Başkam olarak yetkileri var. Merkez Bankası'yla Hazine ve Dış Ticaret Müsteşariıgı yapacaklan incelemede 30 sayılı karanuuneye aylun davranan bankalar hakkında yetkilerini kuDanır. Söz konusu yetldler, 19S0 yılından bu yana zaten kullanılıyor. Yeni bir degişiklik, yeni birtakım mevzuat soz konusu degil." 0C2CM REKIAMCILIK LIMfTED SIRKETI TEŞEKKÜR Ataköy faciasında feci şekilde vefat eden eşim, babamız, kardeşimiz ve eniştemiz, insanhk timsali hayırsever insan, tstanbul Telgraf Müdürü HALİL REFAT BAŞKAN'ın vefatında ve cenaze töreninde bizleri yalnız bırakmayan, telefon, telgTaf ve mektupla arayan hısım, akraba ve dostlanrmzla, PTT Genel Müdürlüğü, bilhassa tstanbul Telgraf Başmüdürlüğü müdür, amir, memur ve diğer tüm personeline ayn ayrı teşekküre büyük acımız mani olduğundan gazeteniz aracıhğı ile en içten teşekkürlerimizi arzederiz. Eşi: ESİN BAŞKAN Çocuklan: ESEN, TANIL BAŞKAN ve SAİD ARİF TERZİOCLU Bankacılık kesiminden edinilen bilgilere göre, müstf^arlıgın bir diğer eğilımını de ozel kişi ve tüzelkişi kuruluşlann dış döviz ve tahvil borsalanndaki işlemle
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle