Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 HABERLERİN DEVAMI 3 KASIM 1986 Geçici Dördüncü Madde ve DemokrasL. (Baştarafi 1. sayfada) ların kaldınlmasına taraftarmış gibi bir izlenim vererek tşi gunlük deyişle yokuşa sürmesi de uzak bir olasılık değildir. Çok yakın geteceğin gündeminde ••siyasal yasaklar"m yeri gittikçe büyüyecektir. Geçici dördüncü madde ile biriikte ve onunla ilgili olarak sürekli tartışılan bir başka konu daha var; şu soruyta özetlenebilir: Geçici dordüncu maddenin kaldırılmasıyta "demokrasi" mi gelmiş olacak? Vsya "Demokrasi mücadelesi" yalnızca dördüncü maddeye karşı mucadeleyie özdeş kılınabilir mi? Her iki sorunun da karşılığı koca bir "hayrTdır. Çünkü 1982 Anayasası'nda çoğulcu dernokrasiye yönelik kanallan tıkayan daha birçok hüküm yer almaktadır. örnegin Sayın Bülent Ecevit geçenlerde vermiş oMuğu bir demeçte bunlardan bazjlannı hakiı olarak söyle eleştirmiştir: "Anayasanın 76'ncı maddesine göre, taksirii suçlar hariç, bir ytl veya daha fazla hapis cezasma huküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile ömurieri boyunca milletvekili seçUemiyortar. Bunun çok haksave zaümce bir hükum oA duğuna bir yriı aşkm bir süredir dikkati çekmeye uğraşryorum. Gençlik ateşiyie bir duvara iki uç kelimelik bir sJogart yazmış veya bir ağız dalastna kanşmış ve bu gibi nedenlerie topiam bir yria mahkum olmuş bir genç duşünün. Bu genç, 4050 yaşına getse, toplumda saygı uyandh ran bir aHe reisi olsa bile, sırf gençliğindeki ufak tefek bir iki suç yüzünden mittetvekili seçSemeyecek, affa uğramış olsa büe seçilemeyecek. Anayasanın aynı maddesindeki bir başka hukme göre, en az ilkokul mezunu olmayanlarmHletvekHiseçilemezier.OysaözBmöebötoeterarası adaietsizlik yüzünden itkokula gitme olanağı bulamamış, fakat k&ndi kendmi yetiştirmiş birçok yurttaşımız var. Eskiden buyleleri, yalnız mMetvekili değil, başbakan, cumhurbaşkanı bile seçilebilirterdi. Nitekim geçenlerde mertium olan bir eski cumhurbaşkanı, okul eğitiminden geçmediği halde tencK kendmi yetiştirmiş, kltaplar yazmış bir kimse idi. llkokula gidememiş olanlar, eskiden cumhurbaşkanı bUe seçiiebilirken, şimdi mUietvekifisoçilme hakkından yoksunlar. Bu, herhalde demokrasi yolunda Henediğimizi değil, gerilediğimizi gösterir. Anayasanın 69'uncu maddesi de çok haksız bir yasak içeriyor. Bu maddeye göre, temelli kapatrian siyasi partHerin kuruculan Ue her kademedeki yöneticileri, yeni bir partinin kurucusu, yöneticisi ve donetçisi olamayacaklar. Diyelim ki bir partinin merkez yöneticileri, kapatma nedeni olan bir suç işlediler ve partfteri kapatıldı. Partinin, o suçla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir yöneticisi, örneğin Hakkâri'deki bir ilçe yönetim kurulu üyesi veya partinin hiçbir faaliyetine katılmamış, karar organlannda yer almamış bir kurucu üyesi, nasıl olur da suçu işleyenlene bir kefeye konulup cezalandınlır? Bunun hukuk manth ğına ve insafa sığar yanını da, siyasal ve toplumsal yarannı da ğöremiyorum. Anayasanın 82'nci maddesi ise, çalışan halk kesimlerinin demokratik katılım hakkını dünyada görülmemiş bir biçimde engeHiyor. Bu maddeye göre, bir sendikanın veya meslek kunJusunun uyeliği Ue, hatta avukattığı ile, miHetvekiHiği bağdaşmamaktadır. Şirket yöneticileri ve avukatian için böyle bir sınıriama yokken, sendikacılara, meslek kuruluşu yöneticilerine ve bunlann avukatlanna milletvekitliğini yasaklamak, 1982 Anayasas? nın nasıl bir zihniyetie hazırtandığını göstermeye yetse gerekir" (Milliyert, 31.10.1986, sâ) Sayın Ecevrt'in demecinden de görüldügü gibi, 1982 Anayasası'nda demokrasiye gkten yoidaki engeiler sadece geçici dördüncü madde ile sınırtı değildir. Sadece bu maddenin kaldmlması için mücadele de demokratItğın tek krrteri sayılamaz kuşkusuz. Ama bugün "siyasal yasaklar"\n kaldmlması için parlamerrto zemininde geniş bir fikir birliğine vanlabitirse, demokrasiye geçiş yolunda bir asama daha katedilmiş olur; Türk siyasi hayatının normalleşebilmesi için bir koşe daha dönülür. Hepsi o kadar! Yoksa çoğulcu ve özgürlükçü demokrasiden birçok açılardan uzak bulunduğumuz gerçektir; bu alanda daha çok mücadele verilecektir. Bu mücadelede de en büyük yükü sosyal demokratların taşıması doğaldır. Ama ne yazık ki politika sahnesinin bu kanadında şimdilik kocaman bir boşluk gözüküyor. O boşluk doldurulamadan demokrasinin gelişip oturabileceğini beklemek düş kurmakla eşanlam taşır. Ozal,Carter ve Erşadla nehir gezisi yapü yük bir tesadüf. Gayet güzel sözlerCarter'la bir araya gelmemiz tamamen tesadüf den başka bir şey yok" dedi. Başbadiyen özal, Carter'ın Kıbrıs meselesini kan Özal, "Siyasi berhangi bir konu eie aJındı mı" sorusuna şu karşısorduğunu kendisinin de meselenin bugünkü lığı verdi: durumunu anlattığını söyledi. "Sayın Carter'ın şu anda öyle özel bir sorumlnlugu yok. Eskiden TürkiDakka'ya yaklaşık bir saat uzakDAKKA (Cumhnriyet) Bangye'ye gelmişti. O zaman yemek yelıktaki nehir ağzına Başbakan özal ladeş'e resmi gezisinin son gününde miştik ve tanışmıştık. Şimdi tek rar ile Carter ve Erşad, helikopterle gelBaşbakan Tnrgat Özal, Cumhurbaşbir araya getdik. Bir sorumlulugu olkanı Erşad'ın konuğu olarak bir ne diler. Heyetin diğer mensuplan madığı için de pek öyle siyasi konuBangladeşüler tarafından ikinci bir hir gezisine kanldı. Nehir gezısinde lara girmedik. Bana İstanbul'la ilgili gemide ağırlandılar. Amerika'daki özel bir vakfın temsilbazı sorular sordu. Ben de cevap vercisi olarak tesadüfen aynı zamanda Yaklaşık 2,5 saat süren nehir gsDakka'ya gelen ABD eski Başkanı zisinde Cumhurbaşkanı Erşad, Baş dim. Ancak bir ara bana Kıbns'a iliskin soru sordu. Suin, Kıbrıs meseJimmy Carter da bulundu. Nehir gebakan özal ve Jimmy Carter, gemilesi nasıl gidiyor' dedi. Ben de cevap zisinde aynca pezive katılanlann eşnin ayrı bir yerinde yanlannda hiç verdim ve bu meseJenin bugünkü duleri, Bangladeş Başbakanı, kuvvet kimse olmadığı halde baş başa göruşrumunu anlattım." komutanları, bazı bakanlar ve eşletüler. Görüşmeden sonra basına bir Sağlanan bilgilere göre, Carter'ın ri ile Türk heyetinde yer alan bazı açıklamada bulunuar Başbakan sorusu üzerine Başbakan özal, çeşitli yüksek bürokraılar da bulundu. Özal, "Carter ile görnşmemiz, biigörüşmelerinde aktardıgı gözlemini nehir gezisi sırasında Carter'a da anlattı. Kıbns'ta bu anda her geçen gün birbirinden uzaklaşan iki toplumun bulunduğunu, bu toplumlann ekonomik yönden aralarındaki farkın her geçen gün açıldığını ve dolayısıyla, Türk ve Rum kesimlerinin aynı adada federatif bir cumhuriyet altmda yaşamalanndan başka çare kalmadığını anlattı. Carter ve Erşad'la nehir gezisi süresince neler konuşulduğuna ilişkin gazetecilerin ısraru sorulan karşısında Başbakan özal açıklamasını şöyle surdürdü: "Bir de Sayın Carter, bizim Sakıp Sabancı'dan bahsetti. Sabancı, bundan bir süre önce, Carter'ın seçim bölgesi olan Atlanta'ya gitmiş. Orada. Amerika'da temaslarda bulunarak, kendisine Turkiye'de özel bir üniversite kurmak istedigini soylemis. Sayın Carter, buno hauriatarak, bana Sabancı'ya Turkiye'de kuracağı özel üniversite konusunda yardım edecegini söyledi. Hepsi bu. Öyle, başka sirin tnerak edeceginiz önemli bir şey yok." GEMtlLEGEZt ChMbtrvakfm temsikisi olamk Dakka'da buBaşbakan Özal, nehir gezisinden baum esU ABD Bafkaru Jimmy Carter, övüia btrtikte nehir gezi sonra Dakka yakınlarında Kemal t sbu katttdu özal, "Carter'm, Sabana nm Türkiyt'de kuracağı özel Atattrk adıyla kurulan yeni bir okuantventteye yardm edeceğmi söyUdtğini" bettrttL (Fotoğrafi OM.) la bağışta bulundu. Aslında Türkiye tarafından yaptınlan okul, özal'ın bu gezisinde öğrenime açıldı. DAKKA'dan YALÇ1N DOĞAH Başbakan, daha sonra Bangladeşli işadamlarıyla bir araya geldi. Türk (Baştarafi 1. Sayfada) Carter, Dakka'ya özel bir vakfın işadamjannın da katıldığı bu geniş toplantıda, bir konuşma yapan Özal, hazırladığı "Kırsal Kalkmma Etterinde çiçeklerle, bambu fıliz1980 yılından sonra Turkiye'de izleProjesi"' adı altmda birprojeyı önerleriyle, palmiye yapraklanyla ya kanen ekonomik politika hakkında meye geliyor. Yam sıra çocuklar ve yıklardaya da adalann kıyısmda baBangladeşli işadamlarına ayrmtılı sağlıkla ilgili aynı vakfın bir başka ğınyor, çağınyor, el sallıyor, garip projesi ile bağlantıh bulunuyor. Pro bilgi verdi. 24 Ocak Kararlan'nı gegarip sesler çıkanyor, alkış tutuyorniş hatlarıyla özetleyen Başbakan, jeyi merkezi Lüksemburg'ta bulunan lar. Siz gemide yüsektesiniz. Onlar özellikle ihracattaki sıçramayı vurguuluslararası özel bir banka fınanse pis sudan yükseliyor. Güneşin alnınlayarak, "56 yıl önce Türkiye'nin ediyor. Nehirden gelen pislık ve koda adalardan yukselen sesler "Tezaana tkari partnerleri, Batı Avrupa ku, herhalde Carter'ın da genziniyahürat nu yoksa çığlık mı?" ya da kıyor, Carter, Erşad'a dönuyor, *We ülkeleriydi. Fakat şimdi durum deyoksa "tnsanlığın yüıytlımıu saran ğişti. Dıs ticaretimizin yüzde 45'ini güzel bir ülkeniı var" diyor. uıandıncı haykmsı mı?" belli değil. halen Islam ülkderiyle vürütüyonız" Sopalan çamura bastıra bastıra kaBizim gemide çok kişi gömleğmi dedi. yıklar yaklasıyor. Siz gemide yiiksekfora ediyor. Nehirde yol aiırken riizözal, ekonomik ve siyasi yönden tesiniz. sanki elinizde bir tek kamçıgâresmiyor. öteki gemide "büyükOrtadoğu'ya ve Uzakdoğu'ya büyük mz eksik gibi. öyiesine garip, öyleler" kravatlı. Hanımlar mevsime uyilgi gösterdiklerini bildirerek, konuşsine utandına bir duygu. gun giysiler içinde. Hava sıcak diye masında şu dikkat çekici noktayı ıpekkr içinde. önce Erşad. sonra Çığiıklar, haykınşlar, garip garip vurguladı: Carter, sonra da özal, üçü yan yasesler... Hepsiinsanlardan çıkıyor.. "Biz, dofal zenginlikler olarak, na oturuyor. Bangladeş 'in BaşbakaBir tek tam tamlar eksik. yetismiş işgücü olarak enerji ürefimi nı oturma protokolünde Bangladeş Biz bir gemideyiz. Başbakan Turolarak. tanmsal unın olarak, önemli ordusunun kuvvet komutanlanndan gut özal, eski ABD Başkanı Carter, fazlalıklara sahibiz, fakat bizde eksonra geliyor. Onun için o, sıranın Bangladeş Cumhurbaşkanı Erşad disik olan işlerin yurumesindeki genel en sonunda oturuyor. "Üç ğer gemide. Onlann gemisi, her zaisbirligi ile ortak yonetimdir. Eger, büyükler"yalnız kalıyor. Yanlanna man resmi devkt konuklanmn ağırbizdeki bu potansiyeli daha aktif hakimseyaklaşamıyor. "üç büyükler" landığı gemi, 60 yaşmda. Bizimki le getirir >e işbirliğini geliştirirsek, o bazen kaptan köşküne çıkıyor. Baherhalde löOyaşında. Güneş tepede. zaman hayat seviyemiz daha da yükzen guvertede tur atıyor. Bazen yeÇöldeki gibi yakıyor. Pis koku genselir. niden yerlerine oturuyor, diğerlerınzunizi yakıyor. Yançıplak, opiskıBadiğiniz gibi Cumhurbaşkanı Keden ayrı. Sonra hep birlikte masaya yıda çamaşır yıkayan, ya da yıkamanan Evren, Islam Konferansı Ekooturuyor, yemek yiyorlar. yan insanlar beynimizi yaktyor. nomik tşbirliji Komitesi'nin BaşkaCumhurbaşkanı Erşad, Başbakan nı'dır. Biz juklendiğimiz bu sorumÖleki gemide eski ABD Başkanı Özal ve Carter'a "Alan Lambayı lulugu, Islam ulkeleri arasında ekoCarter, Cumhurbaşkanı Erşad'a döYak'' isimli kendi şiir kitabından binomik işbirliğini önleyen engeUerin nerek, "Böyle bir ülktye sahip oldurer tane armağan ediyor. Erşad, asortadan kaidınlması için ciddi bir göğunuz için çok sanslısuuz. Burası keri darbe Ue işbaşına geliyor, Ama rev olarak kabul ediyonız. Biz, Iscennet gibi bir ülke" diyor. "şair ruhhı" Erşad, herkeste kolay lam ulkeleri arasında daha fazla ihbulunmayan bu ruhunu sözlere döracal kredisi imkânlannı saglamak kuyor, şiiryazıyor. Şiirlerini "AUuı üzere girişunlerde bulnnuyonız. AyLambayı Yak"isimlikitabında top~ nı şekilde yine Islam ulkeleri arasınluyor. da gümriık vergilerinin kaldınlması(Baştarafi 1. Sayfada) na çalısıyoruz." Çeşitli konular guruşülürken, Eryetler Birüği arasında sürdürülen şad, Carter ve Özal'a "Halk beni Bangladeş'e yaptığı resmi geziyi stratejik silahlann kısıtlanması seviyor" diyor. Halkını seven Cumdün tamamlayan Başbakan özal, bu görüşmekrinin kapsamı dışında hurbaşkanı ülkesinden stkıyönetimi sabah bir günlüğune Hong Kong'a dikkat çeken TUğgene kaldırmıyor. Erşad açıklıyor: g ğg uğrayacak. Özal ve beraberindeki heh H l konuştu: yet, yann Güney Kore'ye geçerek, üç ral Kenneth Hunt şöyle k ' 'Sıkıyönetimi tek bir şartla kaldıgün surecek Güney Kore resmi gezi"Bilindi|i gibi, NATO general nrtm. Eğer meclis benim askeri ihsini başlatacak. tilalden Cumhurbaşkanı seçilinceye lerinin en büyük kaygısı, yakın kadar geçen 3.54 yıllık donemime bir gelecekte iki süper güciin Oriliskin icraatlara hiçbir sorusturma ta Avrupa ve As>iı'daki orla ve açmamayı taahhüt eder ve bu yönuzun menzilli nükleer (INF) si de hayrladığım yasayı kabul ederse, (Baştarafi 1. Sayfada) lahlann kaldırılmasını içeren bir ben de sıkıyönetimi, ancak o zaman mek gerekiyor" dedi. anlaşrnaj'a varması halinde, NAkaldınnm." Sadece kur politikalanyla ihTO kuvvetlerinin hem konvansiSonra ekliyor, "Halk beni seviracatın teşvik edilemeyeceğini ve yonel, hem de kısa menzilli nükyor. " Ama ülkesindeki muhalefet bunun ekonominin bugün geldileer füzeler açısından Varşova haykırıyor: "Meclis demokratik seği noktada artık yeterli olmadıçimlerle isbaşma gelmemistir. Seçimkuvvetlerine karşı çok zayıf kaler demokratik değildir." Banglağını savunan yeni Hazine Müslacagı. deş'te muhalefetı iki hanım lideryöteşarı şu bilgiyi verdi: INF süahlannda 'sıfır' seçenenetiyor. tlk hanım, "Avami Lig "1980 yılında alınan tedbirler ğinde anlaşmaya \arılırsa, SovPartisi" lideri olan ve oldürülen Başartık geride kaldı. Bunun sebeyetler'in elinde kısa menzilli kan Mucibür Rahman'ın kızı. İkinci bi de uluslararası ekonomik şartSS22 ve SS23 olacağı için NAhanım, "Bangladeş Milliyetçi Partilann önemli ölçude degişmiş olTO oldukça dezavantajlı duruma si" lideri ve oldürülen Başkan Ziyamasıdır. Dünyada iki önemli gedüsecek. Ül Rahman 'ın karısı. Seçimlere kalişme görüldü, önce petrol Ryattılan ve ortantn solunda bulunan lşte bu nedenk de Honest lan düştn, sonra da hiç beklen"Avami Lig Partisi" seçimlerde 76 John füzelerinin Lance'lerle demtlletvekilliği kazanmasına rağmen, meyen biçimde çeşitli ülkeler koğiştirilmesini ve diğer kısa menseçimlerın uzerinden 5 ay geçmiş olrnmacıhk poHükasına yönelzilli top ve obiis silahlarla da takmasma rağmen, meclise adımını hâlâ diler. Bnndaa ihracatı artviye edilmesini istiyoruz. atmıyor, "Böyle meclis olmaz" dimakta olan ülkeler zarar gördü. Sovyetler, kısa menzilli nükleyerek. Merkez sağdaki "Bangladeş Bunnn üzerine Türkiye'nin de er füzelerinin sayısını dondurmaMilliyetçi Partisi" ise "Böyle seçim yeniden ihracata agırlık venneya yanaşıyor, ama indirmeye deobnaz" diyerek seçimleri boykot edisi bakımından bilinen teşvOderin yor ve daha baştan hiç katılmıyor. ğil. Bu gerçek karşısında bozudışında özel teşviklere yönelmelacak dengenin NATO'ca düzen"Şair ruhlu" Erşad, bu duruma si gerekiyor. Korumacılıktan ve lenmesi gerekiyor. NATO Mütçok üzulüyor. Carter ve Özal'a döbunun zaraıianndan uzaklaş| tefik Kuvvetleri Başkomutanı nerek, "Halk beni çok tutuyor, gemak amacıyla, önümüzdeki gün' ride kalan surede büyük isler yapttk'' General Bernard Rogers ve dilerde ihraç ettiğimiz mallara ve diyor. ğeıieri kaygılannda haklıdır. malı gönderdiğimiz ülkenin şartErşad bir ara geminin güvertesine Bu durumda Türkiye ve bazı lanna göre değişen özel teşvikçıkıyor. Özal, "Su burada hızlı mı NATO ülkelerinin kısa menzilli akıyor?" dıye soruyor. "Tam bir celer geürilecekür. Her ülkede, o nükleer füzelerie takviye edilmevap vermek için" Erşad hemen bı ülkeye gönderdiğimiz malın iksine mutlak gözüyle bakılıyor. raz ileride oturan teknisyenlerîni çaracatını önleyen engelleri giderid Bu silahlar ne olabilir? Nükleer ğınyor ve nehnn saatteki akış hızını özel teşvikier getirilecekür." silah taşıyacak ağır bombardıOğreniyor. Canevi'nin verdiği bilgiye göman uçaklan Türkiye'ye yeıieşO sırada adacıklardan birinde kore, ihracata vergi iadelerini yüktirilebilir. Oldukça kısa menzilli nuklara selam vermek uzere ve de ve Almanya'da üslenmiş Persherhalde merakla toplanan çocukla seltmek söz konusu olmayacak. Beklenen önlemlerin önümüzdenn bulundugu bir toprak parçası hinglA, Lance füzeleri bunlarki günlerde açıklanması bekleninehre çöküyor. Çocuklarla birlikte dan birkaçı. Aynca 203 mm.'lik yor. ve 155 mm.'lik Howitzer obiisle nehre çoküyor. Herkes ayağa fırlıyor, Bangladeş yetkilileri "Hay Alrini de eklemek gerekir. Bilindilah, ne talihsizhk"diyeyüzlerinibuği gibi bu obüslere nükleer başruşturuyor. lık takılabiliyor. Derinlere nüfuz Bu "mavi yolcuhık" değil. Olsa etmeyen, meydan muhabereleri olsa "san yolculuk." için ideal olan bu obüslerin 23 ve Roman Bu kadar pislık ve yoksullukta, de35 kilometrelik menzilleri oldumokrasiden bu kadar uzak bir ülkeBarias Ozankça ğu düşunülürse, Türkiye kanımde, ' 'ma vi yolculuğu'' kim duşünetsteme yeri: Say ca belki bu silahlara sahip olabilir? Bu ülkede başka nasıl bir yolDağıtım, Cağaloğlu culuk yapılabilir? bilir." MEHMED KEMAL POUTIKA VE OTESI Demokrasi Yolu Açılmalı... Sofya île ertelenen randevu Viyana'da (Baştarafi 1. Sayfada) ne yönelik önemli bir fırsat oUrak dejerlendirilen bu görüşme için ilk Oneri, ekim ayı baslannda Halefoğlu'nun BM Genel Kurul çalısmalan için Ne* York'ta bulundugu sırada Mladenov'dan gelmişti. Bulgarlar, iki ülke dışişleri bakanlannın New York'ta buluşrnasına hazır olduklannı bildirmiş, Türk tarafırun, Türk azınlığa yapılan baskılann ele alınmayacağı bir görüşme önerisine "rvet" demeyeceğini iletmesi üzerine, "taraflann istedikleri konuyn açabUecekleri" bir görüşme yapılmasına hazır olduklannı belırtmişlerdi. Ancak Mladenov'un, Halefoğlu'nun BM çalışmalarma katıldığı süre içinde ABD'nin Houston kentinde bir kalp ameliyatı geçirmesi, görüşmenin gerçekleşmesini engellemişti. O zaman mümkün olmayan bu görüşmenin Viyana'da gerçekleşecegine diplomatik çevrelerde kesine yakın gözle bakılıyor. DİĞER KONULAR Türk heyetinin, Viyana'da doğrudan gündeme getireceği diğer bir konu da Avrupa'daki Turk ışçilerinin haklanmn sağlanması. Heyet, aynca son zamanlann güncel konusu terorizme karşı mücadelede uluslararası işbirliği, Avnıpa ulkeleri arasında vize rejimlerinin serbestleştirilmesi ve transit geçişlerde engellemelenn kaidınlması konulannda da bir sonuca vanlması için çaba gösterecek. Avrupa'da güvenlik ve işbirliğinin artmasmdan yana clan Türkiye, toplantıya AGlK'in buna katkıda bulunacak her kararına uymaya hazır olarak gidiyor. Silahsızlanma, ekonomik işbirliği ve özellikle Sovyetler Birliği'ndeki Çernobil nükleer kazasından sonra çevre sorunlan, Türkiye'nin görüşlerini belirterek sonuca ulaşılmasında katkıda bulunmak isteyeceği diğer konular arasında bulunuyor. Bu arada başka ülkeler Türkiye ile ilgili bazı konuları ortaya atabilir. Tnrkiye, Yunanistan ile arasındaki sorunlan doğrudan gundeme getirmeyecek. Ancak Yunanistan, bilinen iddıalannı ve Türkiye'ye yönelik suçlamaJannı tekrarlarsa, cevabını verecek. Viyana toplantısıyla ilgili bir başka gelişme de, son günlerde Suriye'ye terorizm konusunda ciddi suçlamalar yönelten ABD'nin Dışişleri Bakanhğı Antiterör Dairesi Başkanı Paul Bremer'in müttefık ülkeler dışişleri bakanlanna bu konuda bilgi vermek ve danışmalarda bulunmak üzere Avusturya başkentine gelecek olması. Bremer, kuşkusuz bu temaslan sırasında hem NATO müttefiki hem de Suriye'nin komşusu olan Türkiye'nin dışişleri bakanı ile de gorüşecek. AGİK TOPLANTILARI 47 kasım tarihleri arasında yapılacak toplantıya 35 ülkeden dışişleri bakanlan katılıyor. İzleme toplantılan, 1975 yılında sonuçlanan Avrupa Güvenlik vc İşbirliği Kooferana'nda ele ahnan kararlara ve bu konferans sonunda imzalanan Helsinki Nihai Senedi'ne ne ölçude uyulduğunun ve mevcut durumun belirlenmesini amaçlıyor. Viyana toplantısı, Helsinki sonuç belgesine imza koyan 35 ülkenin dışişleri bakanlanmn katılacağı siyasi düzeydeki oturumlarla açılacak. Bu oturumlar, 7 kasımda sonuçlanacak. Toplantıya katılan bakanlar, dört gün boyunca, ülkelerinin Avrupa'da güvenlik ve işbirliği sorunlanru nasıl gördüğünü anlatacaklar, bu sorunların çözümlenmesine ve gelişme kaydedilmesine ne gibi katkılarda bulunabileceklerini ortaya koyacaklar. Açılış oturumlanrun ardından izleme toplantısı başlayacak. Toplantının 20 aralığa kadar surecek bölümünde, ülke heyetlerinin başkanlan, dışişleri bakanlanmn açılışta üzerinde durduklan konulan işleyecekler. Bötüm bölüm devam edecek olan toplantı, 1987 temmuz ayı sonunda bir sonuç bildirisiyle kapanacak. 1975 yılında, Helsinki Sonuç Belgesi'nin imzalanmasıyla kapanan Avnıpa Güvenlik ve tşbirliği Koftferansı'yla ilgili iki izleme toplantısı yapıldı. Konferansta alınan kararlara ve sonuç belgesindeki ilkelere ne ölçüde uyulduğunun ve mevcut duruımın belirlenmesinin amaçlandığı izleme toplantılanmn ilki 4 Ekim 19779 Mart 1978 tarihleri arasında Belgrad'da gerçekleştirildi. Madrid'de düzenlenen ikinci izleme toplantısı ise dünya kamuoyunu oldukça uzun bir süre meşgul etti. Polonya olayları ve Helsinki Sonuç Belgesi'ne imza koyan Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgali, Madrid toplantısında gergin ve çekişmeli bir ortam yarattı. 12 Kasım 1980 günü başlayan toplantı, neredeyse üç yıl sonra, ancak 9 Eylül 1983'te kapsamlı bir sonuç bildirisiyle kapandı. Madrid Kapanış Belgesi'nde, askeri, ekonomik, bilimsel ve teknik nitelikte bir dizi toplantı yapılması öngörülüyordu. Viyana'daki üçüncü izleme toplantısında, Helsinki ve Madrid hükümlerinin uygulanması ile uzmatı toplantılanmn sonuçlan gözden geçirilecek. SHULTZŞEVARDNADZE GÖRÜŞMESt ABD Dışişleri Bakanı George Shultz ile Sovyet Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze arasında yapılacak iki görüşmede, silahsızlanma konularının ele alınacağmı belinen siyasi gözlemciler, bu göruşmelerde "mini zirve"de sonuç ahnmasını engelleyen "Yddız Savaşbn" konusunda büyük bir mesafe kaydedileceğini sanmıyorlar. Buna karşın, göruşmelerde Reagan ile Gorbaçov arasında bu yıl yapılması öngörülen, ancak tzlanda toplantısında tehlikeye giren "VVashington orvesi"nın gerçekleşmesi yolunda bazı adımlann atüabileceği de belirtiliyor. Her af konusu açıldığında siyasal iktidar Çankaya'nın affa karşı olduğunu söylüyordu. Rüştü Şardağ'ın yansıtmasından ve Köşk'ün açıklamasından sonra öğreniyoruz ki, Çankaya affa karşı değildir ve affın çıkması için bir formül aranmaktadır. Af deyınce hatıra ne geliyor? Sadece kimi kapatılan siyasal parti liderlerinin ve yöneticilerin affı mı? Eğer kapatılan siya sal parti liderleri ve yöneticilerin affı anlaşılıyorsa büyük bir yanıkjıya düşülür. Son ara seçimlerde kapatılan siyasal partilerin liderleri konuşmalarında, davranışlarında, ülkeyi dolaşmalarında öyiesine hoşgörüyle karşılandılar ki, olağan siyasetçiler bile böylesi özgürlük içinde değildi. Deldirmem denilen anayasayı, ordaki yasakları herkesin gözüne baka baka çiğnediler. Sendtka, demek liderierinde böylesi özgürlük yoktu. Türkİş'in denenmiş yöneticileri bile onlar kadar konuşamadılar. Delmek istendi mi antidemokratik yasalar çiğnenebiliyor, gerçek demokrasi özlemleri dile getirilebiliyormuş... İktidarda bulunarv lar seslerini çıkaramıyorlarmış... Kapatılan siyasal partilerin liderleri, özgürlüklerini, yasalann engellemesine karşın sakıncasız kullandıklarına göre affa gerek yok mu? Ele korkmadan, çekinmeden geçirilen özgürlükjerin yasalara geçmesi gerekiyor. Öyle ise af deyınce aklımıza sadece kapatılan siyasal partilerin liderleri ve yöneticileri için gerçekleştirilecek bir af gelmemelidir. Af deyince, hatınmıza demokrasiye engel olan bütün yasalann kaidınlması gelmelidir. Çankaya bir af yanlısı ise, bu af demokrasiye engel olan bütün yasalan kapsamalıdır. Yalnızca kapatılan siyasal partilerin liderlerinin affı ülkemize gerçek demokrasiyi getirmez, tersine demokrasiye açılan bütün yolları tıkar. Demokrasi birkaç siyasal liderin bağışlanması gibi bir anlama gelir ki, bu çok tehlikeli olur. Ülkemiz yasama ve yargılama yonünden çok karmaşık dönemler yaşamıştır. Sonu yüzlerce yıl hapse, idama. sürgüne varan kararlarla karşı karşıya gelinmiştir. İşkenceler yapılmış, sonucu bilinmeyen siyasal kayıplar olmuştur. Yasalarda, özellikle anayasada demokrasiyi köstekleyen maddeler kotarılmıştır. Bugün emekçi kesimle, sermayeci kesim arasında özgüriükleri kullanma bakımından uçurumlar vardır. Bir kesimin bütün demokratik haklan engellenirken, öteki kesim kayırılarak bütün kapılar açılmtştır. Bir askeri yönetim döneminde bunlann hepsi yapılır, korkulan rejimden ötürü çoğu kimse sesini çıkaramazdı. Ama bugün olağan koşullara doğru yöneleceksek, korkuyu sırtımızdan atmak, gerçek demokrasiye tıkanan bütün yolları açmak zorunluğu vardır. Milyonlarca emekçiye tıkanan, bir avuç sermayeciye açılan demokrasi olmaz. Eğer bunu kimi yasalar sağlıyorsa, bu yasalar kalkmalıdır. Delinir diye kimsenin korkusu da olmamalıdır. Çünkü gelecek demokrasi herkes içindir, kimsenin bu yolda korkusu olmamak gerekir. Sadece biz değil, çevremizde birçok ülke askeri rejimden geçti. Ama olağan koşullara yöneldiğinde demokrasinin bütün kapı ve pencereleri açıldı. Olağan bir yapıya ancak böyle kavuşulabilindi. Bir askeri rejimle hem demokrasinin kapı ve pencerelerini tıkayacaksınız, sonra da bir seçimle demokrasiye geçildiğini söyleyeceksiniz. Bu hiçbir zaman olmaz, böyle bir varsayımı kimse kabul etmez. Demokrasinin ne olduğu ve ne olmadtğı, kurallanna bakıldığında görülür. Demokrasi sosyal kesimler arasında bir denge rejimidir. Bu rejimde sosyal kesimler arasında çoğunluğa, azınlığa bakılmadan uzlaşmaya varılır. Askeri yönetimlerin sunduğu kurallarla demokrasiye varılamaz. Bir af gelecekse, her şeyden önce demokrasiye engel olan kural ve koşullann bir uzlaşma sonucu kaidınlması ile gelecektir. Bunun adı af olur, yasalann kaidınlması olur. Önemli olan uzlaşmanın sonucudur. Demokrasiye engel olan yasalann tümden kaldırılmasıdır. Bağışlanmayı ara seçimde eylemli olarak delmiş olan siyasal liderlerin de var olan siyasal olguya böyle bakmaları gerekir. Demokrasi, sadece kendileri için değil, herkes için istenmelidir^, . ^ u ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Açıkta kalınan stire" : 17 yıl hizraeti olan ve 1947 dogumlu bir kadın memur için; 1 Halen yüriirlükteki bir yasa Ue, emeklilik için hizmeün 20 yd olması yanında yaşın da 45 olması gerektigini, ancak belli nlzmeti olanlirda yaş kosulunun kademeli olarak uygulanacagını ögrendim. Bana göre bn kadın memur hangi tarihte emekliye aynlabilir? 2 Bu kadın memur 19781979 tarihJerinde istifaen çaiışmamıs olup, bn arada çahşan memurlara verilen bir derece yükselmesinden yaraıianabUir ya da borçlanabiür mi? 3 Aynca 1402 sayılı Yasa Ue görevine son verilen bir memur görevine iade edildiginde boşta geçen süreye ait ayuk ve diger özlük haklannı alabilir ya da borçlanabüir mi? C.T. ADANA YANIT: 1 Bugün 17 yıl fiili hizmeti olan bir kadın memur, 20 fiili hizmet süresfni 3 yıl sonra 1989 yılında doldurmuş olacak ve kademeli yaş sının uygulaması da 1988 yılı sonunda bitmiş olacaktır. 1989 yılında ise ancak "Fiili hizmet müddetleri 20 yıh ve yasları da (45)'i dolduran kadın iştirakçiler istekleri üzerine" emekli olabileceklerdir. 2 Devlet memurlannın hak aybklarını "bir defaya mahsus olmak uzere ögrenim durumlanna bakılmaksmn ve kadro koşulu aranmaksızın bir üst derecenin aynı kademesine" getirilmesini öngören ve 1 Mart 1979'da yürürlüğe giren 2182 sayıh Yasanın uygulanmasında "kamu kuruluşları arasında eşgüdümün sağlanması amaayla yayımlanan 60 Seri No.lu "Devlet Memurlan Kanunu Genel Tebliği"nde "Memuriyete giriş sınavmı kazannuş, fakat ataması yapılmamış ya da ataması yapılmakla birlikte her ne sebeple olursa olsun 1.3.1979 tarihinde göreve başlamamış olanlar 2182 sayıb yasa kapsamına girmeyeceklerdir." denilmekte ve "göreve başlamadıklan için aybk alrnayan bu dunımdakilerin söz konusu olanaktan yararlanabilmeleri mümkün" bulunmadığı vurgulanmaktadır. Borçlanma ise söz konusu değildir. 3 Devlet Memurlan Yasası'nın 141. maddesi "Görevden Uzaklaştınlan veya Görevinden Uzak Kalan Memurlann Hak ve Yükümlülüğü"ne Uişkindir. Maddede "Görevden uzaklaştınlan ve görevi Ue ilgili olsun veya olmasm herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi odenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam ederler." denilmektedir. Aynca, "haklanndaki görevden uzaklaştırma tedbirleri" kaldınlanlann aybklannın kesümiş olan üçte biri kendilerine ödenir. Aynca emeklilik yonünden açıkta kalınan sürenin yansı fiili hizmetten sayılmaktadır. Yanlış bir uygulama sonucu açığa abnmış, işten el çektiriuniş ancak uygulamanın yanlış yapıldığının anlaşılması üzerine görevine geri dönenlerin emeklilik haklanmn yarısmın sayılması sosyal güvenlik anlayışına bizce ters düsmeİctedir. Soru EGEKENTTE İNŞAAT YAPTIRILACAKTIR EGEKOOP'a bağlı S.S.1 .Semeykop Konut Yapı Kooperatifine ait B.Çiğli Maltepe Mevkiinde 16591660 no.lu adalarda yer alan 310 konutun üst yap» inşaat işleri kapalı zarf usulüyle ihaleye çıkarılmıştır. 1 İşin 1. keşif bedeli 1986 birim fıatlarıyia 1.848.333.827.TL.dir. 2 Geçici teminatı 55.450.100.TL.dir. 3 inale tarih ve saati 18.11.1986 Salı Günü Saat: 15.00'dir. 4 ihale Tibaş İşhanı No: 316 İZMİR adresindeki kooperatif merkezinde yapılacaktır. 5 Bu iş için verilecek avans ihale bedelinin % 10'dur. 6 İhaleye girebilmek için en az 1. keşif bedeli kadar A yada B grubu Müteahhitlik Karnesi sahibi olmak ve Şehitfethibey Caddesi Sardalar İşhanı 23/6 İZMİR adresindeki EGEKOOP Genel Merkezinden ihale dosyasıni 50.000.TL. karşılığında satın almak gereklidir. 7 İsteklilerin yeterlik almak için en geç 13.11.1986 Perşembe günü saat 18.00'e kadar yukanda adresi belirtilen EGEKOOP Genel Merkezinde dosyalannı vermeleri gerekmektedir. 8 Yeterlik alan firmalar 18.11.1986 Salı günü saat 9.30'da belirlenecekiir. 9 EGEKOOP ve S.S.1. Semeykop Konut Yapı Kooperatrfi 2886 sayılı yasaya tabi değildir. Türkîye'dekî Dıracatta EGEKOOP YÖNETİM KURULU Kısa ancak onurlu yaşadın. Insanlığın unutulmayacaktır, can arkadaşımız, Idareci, Öğretmen SEMANUR SEVİM (ARSLAN) Ue KASIM SÖNMEZ \ Sevenlerine sabır, sana da Tanrı'dan rahmet dileriz. 19481986 BURHAN SEVtM evlendüer. 2Kasun 1986 ANKARA TERSADAM AGÂH EFENDİ ORTAOKULU ÖĞRETMENLERİ Ankara Bahçelievler 7. Cad. No. 8/B ve 7. Cad. No. 9/B de tuhafıye ve konfeksiyon işi ile iştigal eden borçlu Cemalettin Uzunkulaojlu'nun konkordato talebi Ankara İcra Hâkimliği'nin 27.10.1986 tarih ve 1986/13611361 sayılı kararı ile kabul edilerek borçluya iki aylık konkordato mühleti verilmiştir. tşbu ilanın gazetede neşir tarihinden itibaren her alacaklının 7 gün içinde mehil kararına itiraz edebilecekleri ilan olunur. ANKARA ICRA HÂKİMLİĞİ'NDEN