25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 KASIM 1986 * • Ligiıı üri istiknnız frnnmur mOcaddeımde kmm faHp tckcejim kodnnek gOç. Her Uri ekip de tafttgn birer puanla k»pathjar. H o yOnOyle zor bir maç. önce 0, lonn 1 vc 2 diyoruz. HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 SPORTOTO TAHMİNt Fenerbahçe Sanyer S •71 i IT/ı n mM 912 Bursaspor Samsunspor Eskişehirspor Kocaelispor Deniziispor Att snlardan kunutma tavafinu veren Bunupof îçtDzor bir mç. T trff Suısunjpor OnOnde evnhibi ekibin ifi bir h«yii zor. Snnmupar da bderhk kohutunu bır»ipıpfir nryetinde değil. Üç ihtinuüü bir ouç daha. Btkifdıinpor, t*h««itiH« JOJ PUAQ veren bir ekip. Kocaditpor Ue e*ki gOcOsden çok uzak. Bu oedenle mthibi dcip jalibıyete dıha yakın gOrSnüyor. KolonlanDm l olarak doldursbilinini2Denizliıpor, >oo haftaluda bafanb m*çlar çıkaruyor. Aocak Ye»ilSiy»hhl»r gol süonosı çekryorlar. Lifin sOrpriz ekibi Bohupor'da İK bdh bir dQfO| w . önce 1, »onrs 0 diyoruz. Trtbzompor formunu koruyor. tzmir'de Ahay ktrfinnda tek kalc oynanuluına karpn. bcnbcrük golunO nTgrnfK^ılıır KCDdi sabaımda Rızopor Ue yıpacajı bu maffa kcybetali Qd puanı tdırl etmcjıc ^~ hfacak. Bınko 1 diyoruz. Soc haftalarm fonnda ddbi Malatyaspor. Zonguldakspor île yapacağı maçuı kesin ftvorisî (OrdnOyDr. StnKırmızüılar, ba1 dtyoruz. Evnhibi ekip, keodi labaunda oyntdıtı maçiırda taıanb nauclar abyor. AJuy ise betirpn bir dozelme gtaeriyor. ODCC 1, tonn 0 diyoruz. 912 ABD ile ikinci bir anlaşma gündemde ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Perle, Ev Sahibi Ülke Destek Anlaşması'nm imzalanmasıyla Türkiye'ye ek yardım olanakları doğacağım söyledi. ANKARA, (Cunüıııriyet Börosa) Reagan yönetimi, üsler anlaşması pazarlığını "Smırtı" bir ödün paketiyle kapatmak konusunda özal hükumetini ikna ederken, diğer yandan Türkiye ile ABD arasında son yülarda mOzakere edilen en önemli askeri belge olan "ETsaWbi Ülke Destek Antasması"nı da bir an önce sonuçlandınnak istiyor. Reagan yönetiminin bu yöndeki beklentisi geçen hafta Ankara'ya gelen ABD Savunma Bakan Yardımosı Riehard Pcrie tarafından Turk hükümetine iletildi. Perle, ünzalanması halinde Tdrkiye'ye ek yar^ y l bildi dım imkânı saglayacagını bildirdi. "ETsahibi Ülke Deıtek Aalasması" (Post Nation Support Agraement) bir kriz anında Türkiye'nin savunmasına yardıma olmak Ozere gelecek Amerikan takviye birükleri için gerekli imkftn ve kolaylıklann önceden oluşturulmasını Ongörüyor. Anlaşma bu çerçevede Türkiye'ye gelecek takviye birliklerinin silah, cephane, yedek parça ve tıbbi malzeme gibi ihtiyaçlannın önceden Türkiye'ye depolanmasını duzenliyor. Anlaşma imzalandığı takdirde, özeUikle depolama kolaylıklan için bir dizi inşaat faaliyeti yapüacak. Türkiye ile ABD arasında üsler anlaşması pazarbğı yürütülürken iki ülke askeri makamlan "Savauna ve Ekonomik lsbiriigi Aslsfnası" dışında ayn bir düzenleme olan "ETsahibi Ülke Destek AnlasnuuT'ııı müzakere etmekteydiler. ABD Savunma Bakanhğı yetkililerine göre, anlaşma "yttzde 9 5 " tamamlanmış bulunuyor. Kalan pürüzlerin ise daha çok anlaşma çerçevesinde yapüacak inşaatlan n finansmanı ve ihalelcrde uygulanacak esaslar üzerinde çıküğı bildiriliyor. Türk tarafı, üsler anlaşması pazarlığı sonuçlandınlmadan önce "Evsfthibi Ülke Destek An"ııı iTp^ı^TTifllry^n kacınş maktaydı. Ancak Perle'nin ziyaretinde üsler anlaşması pazarlığmın sonuca bağlanması ile birlikte bu anlaşmanın da kısa zanmnq manda im7.al« bekleniyor. PERLE NE DEDt? ABD Savunma Bakan Yardımcısı Riehard Perle, Ankara'da bulunduğu sırada gazetecilerin konuya ilişkin sorulannı yanıtlarken, "Ben bn tür anbşmalann mimkttn otau» en kna a mmoda sonnçlandınlınaaııa taraftanm, ne kadar çok bekkrsen i ı , o kadar çok imklnı yttirinbıiz" dedi. Riehard Perle, söz konusu anlaşmanın Türkiye'ye "Bazı askeri mabeme" verilmesini sağlayamgim da açıkladı. Bu anlaşma çerçevesinde verilecek askeri malzemelCT için Kongre'den yetki »İTnaTiın gerekmediğİTii belirten Perle; "Ba anlasma yapddıp takdirde Torkrye'ye dotrndaıı Savnnmm Bakanhgı Dtttçeataden nalzeme gönderebfiirlz" dedi. Perle, "Bn anlasma Türkiye'ye yardan etmemiz için bir araç ohtrken, aynı amanda Wr çaOsma haUnde Tttrk ortfnsanaıı giCÜBÜ «rtüracaktır " diye ekledi. Perle, açıklamasının sonunda, 1 "Anlafnayı K kadar " T ™ doce biÜrebOimk. Türkrye'ye bn anlaşmayla Ugili iopvina yardun yşpnnnm f>» " V«il»r ylmlr gerçeklesebflir" dedi. Turing, Ağa Han mansiyonunu reddetti Turing Genel Müdürü Gülersoy, "Mansiyon demek, büyük ikramiye yanında amorti gibi bir şey. Bazı işlere ödül vermek, bavlanna ise mansiyon îanımak tenzili riitbedir. Böyle bir derecelendirme yapılamaz" dedi. Kültür S«rvisi Türkiye Turing ve Otomobil Kunımu, Ağa Han Vakfı tarafından bu yıl Fstanbul'daki tarihsel mirası koruma çaLışmaları dolayısıyla verilen mansiyonu reddetme karan aldı. Bilindiği gibi, Ağa Han Vakfı, Ağa Han Mimarhk Ödülü'nün altı ödülünden birini Prof. Sedad Hakkı Eldem'in gerçekleştirdiği lstanbul Zeyrek'teki Sosyal Sigortalar Kurumu binasına, beş mansiyondan birini de Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'nun Istanbul'daki tarihsel mirası koruma çalışmalarına vermişti. Konuyla ilgili olarak Türkiye Turing ve Otomobil Kunımu Genel Müdürü Çelik Gülersoy, mansiyonvı kabul etmemelerinin Prof. Sedad Hakkı Eldem'le bir ilgisi olmadığını, karan aldıklan sırada Prof. Eldem'e ödül verildiğini bihnediklerini vurguladıktan sonra şu acıklamayı yapt ı ' Ö n c e , Aga Han Vakfı statnsünde, ödüllerin ikiye aynlması, bir kısmının tam ödül, öbür kısmtnın mansiyon olması diye bir şey yok. Nitekim bu yıla kadar da böyle bir uygulama oimamışür. Mansiyon demek, büyük ikramive yanında amorti gibi bir şey. Işlerin bir kısmına tam ödül vermek, bir kısmına mansiyon tanımak, tenzili rüthedir. Aga Han Vakfı, kuruluş seaedine göre böyle bir derecelendirme yapamaz. Bu yıl iik defa girilen bu yolda bizim seçilmemizi üzücü bulduk. Türkiye'deki tarihi mirası koruma yolunda en büyük örnegi, devietten sonra kurumnmuz ortaya koymuş bulunmakudır. Dunya basınının belirttigi bu gerçegi, Ağa Han Vakfı Türkiye'deki bazılan gibi görmezlikten gelebilir ve hiç ödül vermeyebilirdi. Doğnısu bunu da tercih ederdik. Mansiyon verilmesi, olayı küçiimsemek anlamına gelmiştir. Kusura bakmasınlar, bunu kabul edemiyonız." UĞUR MUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) ki ABD askeneri, incirlik Havaalanı yoluyla Lübnan'a çıkrnışlar, böylece Türkiye bir oldubitti ile karşılaşmtştı. Arkadaşımız Ufuk Güldemir'in bir bölümu gazetemizde yayımlanan, "Çevik Kuvvsün Götgesinde" başlıklı kitabında, Türkiye'den istenen "petrol bekçMği" Amerikan belgeleri ile açıklanıyor. Ortadoğu ülketerindeki sıcak savaşlar, NATO'nun sorumluluk bökjelerini Körfez ülkelerine kadar genişletmeyi gerektiriyor. NATO'nun yeni "Savunma Concopti" Türkiye'yi böyle bir gerginliğin içine rtiyor. Güldemir'in, araştırmacı gazeteciliğin "dört dörtiük ürünferindcn biri" olan kitabında Pentagon'un bu amacı çok güze) sergileniyor... Türkiye'den beklenen, Ortadoğu petrollerinin bekçtltği ve Suudi Krallığı'nın korunmasıdır. ABD, Ortadoğu ülkelerinde çıkarlanna ters düşen bir gelişim karş'smda bu ülkelere "müdahakT edecektir. NATO kr> mutanlarının iki şapkası vardır. Birinci şapka, "merasimuniforması şapkası"dtr. Bu şapka, NATO Başkomutanlığı şapkasıdır. İkinci şapka, Avrupa'daki ABD kuvvetlerinin kornutanlığı şapkasıdır. "Savaş miğferi" budur. NATO Başkomırtanı'nın merasim üniforması şapkasını çtkarıp, "savaş miğferi" giymesi, ABD Devtet Başkam'nın iki dudağı arasındaki bir sorundur. ABD'nin 1980 mayısında NIATO'ya ayırdığı kuvvetteri, Basra Korfezi'nde kullanmaya karar verdikten dokuz ay sonra, Çevik Kuvvet'in Amerika'da Macdill Hava Ûssü'ndeki "fleacüness Command"dan alıp, NATO Başkomutanrnın emrindeki Federal Almanya'da Heidelberg'e taşıması, ardından da çevik kuvvet için Türkiye'de üs aranması, herhalde bir "rastfantr" değildir. Güldemir'in kitabında, ABD Savunma Bakan Yardımcısı Perle'nin 19 Mayıs 1986 günü Brüksel'de toplanan, "UlusaJ Guventik İçin Savunma" konulu topiantıda yaptrğı konuşmada, "Amerikan askeri gucunu bıâunduktan yerden kriz btUgelerine yollamak hakkma sahibiz. Bunu yapmak için us lenmiş bulunduklan ülksnin onayını almak zorunda değUiz" sozlerini de okuduktan sonra ABD'nin, Türkiye'yi yeni oldubittiler ile karşı karşrya bırakma planı tyice ortaya çıkıyor. Aslında bu plan, Türkiye'nin NATO'ya kabul koşullanndan biriydi. ve yine bu plan "Eisenhower Doktrini" diye bilinen, "Uluslararası komünizme karşı savasma koşuluna bağlı dış yardım" formülüne tıpa tıp uygun düşmekteydi. Bir siyasal oluşumun ardında bin türlü ve her biri de karmaşık yapıda nedenler bulunur. Türkiye'nin 12 Eylül öncesi içine sürüklendiği kanlı kargasanın ardında da elbette böylesine karmaşık nedenler vardır. Türkiye'nin "destabilizasyon ortamma" sokulduktan sonra, 30 milyar dolara varan dış borç ipoteği ve ABD askeri yardımı aracılığı ile bir açmaza sürüklenip, kendisine "pefrol bekçiliği görevi" verilmesi, 12 Eylül öncesi kargaşasının nedenlerinden biri olamaz mı? Carter yönetiminin önde gelen kuramcılarından Ulusal Güvenlik Işleri Danışmanı Brezezinski'nin, "Dinsel gericiliğin komünizme karşı bir kalkan olarak kullanılması" önerisini, Sovyetler Birliği'ndeki Müslüman azınhğa, "Protetarya dlktatöriüğünü yıkacak yeni keşfedilmiş bir güç" olarak gözlerin dikilmesi, ardından "Aramco" adli Arap Suudi ortaklığının milyarlan ile desteklenen "irtica yayınlan", korunmaya alınan Suudi Krallığı ile Türkiye'de siyasal çevrelerin kurdukları gülsuyulu ticari ortaklıklar, Türkiye'nin basına örülmek istenen çorabın ilmikleridir. "ASALA" adli terör örgütu ile PKK militanlarının kendi ülkelerinde barınıp, silahlanmalanna göz yuman ve uluslararası silah kaçakçılığını görmezlikten gelen NATO ülkeleri, Pentagon'un patronluğunda, şimdi Türkiye'yi, Suriye ile bir sıcak savaşa sokmaya; sokmayı başaramazlar ise, hiç olmazsa Türkiye'deki üsleri kullanmaya hazırlanıyorlar. Atatürkçü düşünce, inanç, yurt ve ulus sevgisi, bu gibi çokuluslu planlara ve tuzaklara karşı uyanık olmayı gerektiıiyor. GOZLEM 1 Boluspor Tbabzonspor 1 Rizespor Malatyaspor 1 Zonguldak Diyarbakır Altay 1 I uu m^ ^ ^ Gençlerbirliği Ankaragücü tskenderun Reyhanlıspor l u ept löronflyot. AnkarafOcO, «eçen iufuyı puannz kapvkcn, Oeoçkrbirliti bunbuJ'daa 1 putal* döodfl. Zor bir mOcıdde otacak. Üç ihünuUi bir mac Evnbibi lıtoıdrrurapor için koUy bir ttaç. ReyhanJHpor, »h sınlârdan bir tflr10 kunulanudı. tskeoderunspor ue daha 1 diyoruz. lzminpor, 2. Lıı B grubund» Ost sıraluda kslma «ı«*|inıı vtriyor. Kcnüa gibi lyoı ptnna nhip dön takım v*r. Bu nalenle posn laybcrjcDcıi h«Hn^ bir aods çok A$Itüan incbilir. YAfyoo karjuırıda da faKbiy«ed«h»yıkıngöranent«rıf tnnmpor. 2. Lil C (nıbundı zorlu maç. Lider Sakaryupot, ukipçUerindcn Kujidaııspor ik zorlu bir oaç yapaok. Uç ihtimâlli bir maç. 021 1 Usler için imza ocakta atılacak (Baştarafi J. Sayfada) gidebileceği işaretini verdi. Ahnan bilgilere göre bu ziyaret sırasında Dışişleri Bakaru Vahit Halefoğlu Ue ABD Dışişleri Bakanı George Shultz araanda yapüacak "mektup teıtisi" Ue Usler anlaşması pazarlığında varılan uzlaşıya imza atılmış olacak. Türkiye ile ABD arasında beliren ortak anlayışa göre, 1980 tarihli Savunma Ekonomik Işbırliği Anlaşması, metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın aynen yenilenecek. ABD'nin vereceği ödilnlere ilişkin taahhütler ise Shultz'un Halefoğlu'na vereceği bir ek mektupta (side lelter) yer alacak. Bu mektup karşılığında Türk tarafı da 1980 anlaşmasının süresinin uzatılması taahhüdünde bulunacak. Pazarlığın sonuçlandırılmasına ilişkin çerçevenin bu şekilde belirlenmesine karşılık, bu aşamada taraflaı arasındaki en önemli puruzü 1980 tarihli üsler anlaşmasının süresinin kaç yü için uzatüacağı oluşturuyor. Türk hükümeti, anlaşmanın 1987 ve 1988 yıllannı kapsamak üzere iki yıl için uzatümasııu isterken, Amerıkan tarafı bu sürenin 5 yıl olmasında diretiyor. . . Ote yandan, Dışişleri Bakanlığj çevreleri kamuoyunda eleştiriler almaya baslayan uzlasryı savunuyorlar. Dışişleri yetkiüleri, bulunan çözümun Türkiye açısından "en ideal sonuç" olmamakla birlikte, Türkiye1 nin ihtiyaçlarının karşılanması bakımından bugünkü koşullarda "alınabilecek en iyi sonuç^ olduğunu belirtiyorlar, Dışişleri BakanlığYnın üst düzey bir yetkilisi, bu konuda Cumhuriyete, "Göriışmelerin başında .\BD'nin karşısma çok ileri ulepterk çıktıgjmız]reddedecekdegilîz, ancak bu müzakerelerin genel kurelıdır. Müzkkere masasına en ftzla taleple olumlur. Müzakerelerin seyri içinde karşı Urafın getirdigi kolaylıklara göre bu pozisyon degişir. ABD Ue >npOgunız gorüsmelerde de böyle oldu" dedi. Dışişlerinden ABD ile vanlan anlaşmayı savunan bir baska üst düzey yetkilisi ise, Türk tarafının elindeki pazarhk kanlannı iyi bir şekilde kullanamadığı yolundaki eleşıirileri yamtlarken, "1980 tarihli Savunma ve Ekonomik Işbirliği Anlasmasını TürkAmerikan ilişkilerinin 'İrjcil'i olarak görmek yanlış. ABD ile ilişkilerdekJ sıkınrjlanmmn lümünün üsler anlaşması üzerinde giderilmesini beklemek dognı olmaz" diye konuştu. Özal hükümeünin ani bir kararla masaya koyduğu beklentilerin oldukça gerisine düşen bir uzlaşıyı kabul etmesi, "böyük bir sürpriz" olarak karşılandı. Türk yetkililer, bundan kısa bir süre öncesine kadar hibe yardım da dahil obnak üzere vaat edilen 300 milyon dolarhk ödünlerin anlaşmanın yenilenmesi için yeterli olmadığını belirtmekteydiler. Ayrıca Dışişleri Bakaru Vahit Halefoğlu, son dönemde strateji olarak müzakereleri zamana bırakma eğilimine girmişti. Halefoğlu, basına yaptığı açıklamalarda da özellikle Yunanistan ile ABD arasında 1988 yılında başlayacak üsler anlaşması görüşmelerinin sonucunu bekleyeceklerini bildirmişti. Halefoğlu böylelikle ABD ile Papandreu hükümeti arasındaki pazarlığın Türkiye aleyhine ödünlerle sonuçlanmasıru engelleyecek kartlara sahip olmayı tasarlamaktaydı. Halefoğlu'nun bu stratejisi, "ABD, Yunanistan'la masaya oturduğunda Türkiye cepbesinden emin olmasın" yaklaşımına dayanmaktaydı. Halefoğlu, Perle'nin çantasmda getirdiği ödünleri kabul edip pazarlığı sonuçlandırma karan alınca, en azından ABD ile pazarhkta gündeme getirmek istediği "siyasi önceliklerden" vazgeçmiş oldu. Özal hükümeti neden ani bir kararla bu stratejiani değiştirip, sınırlı ödünlerle yetindi? Ankara'daki diplomatik çevrelerde bu konuda şu değerlendirmeler yapüıyor: 1) AET fıktörii: Başbakan Turgut Özal, yakın bir tarihte AET'ye tam üyelik basvurusunu yapmaya hazırlanıyor. Başvurunun yapılması ile birlikte Türk diplomasisi ABT cephesinde yoğun bir savaşa girişecek. Başbakan Özal, bütün kuvvetlerini AET cephesine kaydırmak zorunda olduğundan ABD cephesinde mücadeleye şimdilik ara verdi. Aynca, Başbakan özal, başvurunun yapılması halinde Türkiye'nin tam üyeliğini gerçekleşürmek için ABD'nin desteğini yanına çekmek istiyor. Bu nedenle TürkiyeAET ilişkilerindeki "kritik" bir zamanlamada, özal, ABD'nin desteğini almak için Washington ile ilişkilerde ciddi bir hesaplaşmaya girmekten kaçındı. 2) Ekonomi. yine ekonomi: Üsler anlaşması pazarbğırun sonuçlandınlmasında Ozal'ın iç politika ve ekonomıye ilişkin kaygılan da belirleyici oldu. Başbakan Turgut özal, enerjisini içe yöneltmek ve 1988 seçimlerine ABD ile kriz halinde girmek istemiyor. önümüzdeki iki yıl içinde ihracatı arttırmak ve ekonomiyi yürUtebUmek için yeni kredilere ihtiyaa var. ABD, özal'ın bu alandaki güçlükleri degerlendirip Perle aracılığıyla Başbakan'a "Slze orta vadeli ticari kredUer s«glayacagız" taahhüdünde bulundu. Boylece, özal belki ABD Ue Uişkilerdeki sıkıntılan gideremedi, ama ekonomide kendini garantiye aldı. 3) Kongre'de Demokratlann güçlcnmesi: Bazı Türk yetkililerine göre özal hükümeünin bu karara yönelmesinde ABD Kongresi'nde Temsilciler Meclisi'nden sonra Senato'da da Demokratlann çoğunluğu ele geçinneleri etkili oldu. Demokratlann güçlenmesi ile birlikte önümüzdeki yıl askeri yardımlar konusunda Kongre*deki güçlüklerin artacağını hesaplayan özal hükümeti, sağlanan ödünler sınırlı da olsa şimdilik bu kadanyla yetinmenin isabetli olacağı görüsüne geldi. Perle'nin Türk hükumetini ikna ederken bu olasüığa da dikkat çektiği öne sürülüyor. HALEPOĞLU: ABD İLE ANLAŞMA HENÜZ KESİNLEŞMEDİ öte yandan, Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, "Üsler Aotaşmaa" pazarlığını sona erdirmek üzere ABD Ue vanlan uzlaşı konusunda, "beniiz kesinleşmiş bir şey yok" dedi. Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, dün gazetecilerin ABD ile vanlan uzlaşımn yetersiz olduğu yolundaki eleştirileri hatırUtıldığında da, Türk basımnm bu konuda ikiye bölıindüğünü öne sürdü. Alınan sonucu bazı yonımculann "olumlu". bazılanrun ise "olumsuz" nitelendirdiklerini kaydeden Halefoğlu, "Olumsuz jakkçanlar bi)e ikiye bölündüler. Bir kısmı, 'Bu anlaşma imzalanmamalıdır" derken bir kısmı ise olumlu, ancak beklcnenin gerisüıde kalındıgını savunuyor" şeklinde konuştu. D ^ ^ J Izmirspor Y^Afyonspor 1 m Kuşadasıspor Sakaryaspor 012 1 •™^ •••• Çorluspor T.Î.Y. Erkut Çortmpor bir turto iocnilen futbolunu orUyt koyımryor. Gol ukınusı çeken bir dcip Çorluıpor. Rakibi Iknus da kendiu cibi tkenflz formunu bubunAnuı bir ekip. önce 1, » a n 0 diyoruz. lfte derby raaflardan biri dah*. tki ezdi nkibîn DOcadelesiıuic fcjp1'" ustunlOk ı*tUy*c*tuu kettirmek zor. Bu nedenle benbcrlik ^*^* yskıu ihlinul. 10 •^•^ü Galatasaray • Bey/Arta? • ^ • J ErztncanVtmspor. 1, QQ Beypazanlznikspor 1, Q StvasçimentoTUnaspor: 1 gfttnMfi İNtıın YMdvvr* (Stnyv6.BMH (ArtLeucflG5«»y) AhmatAkç^ (ZonguB»kf.B*ç«) SMtiv Çrionm (B««ld«h(lB>lor) SaMıDadt (AKvMBon) (fte^sttîahlr) lhs»TOre (BokhMıtatyt) a NMftn/y* (KocatMrMya) Û2C»1(M (S«nsun0«nt2f) 1 4 4 6 4 5 6 6 5 6 \ ** *# **• ** HttMiCtylH I * • * ** +•** i *• ** • * • * **• • •* *** ** ** • * * * * * *** ** * * * ** * 0 ** *• •* •• •• *** * * • * I 1i î Tecavüz yok, ölüm nedeni belirlenemedi {Baştarafi 1. Sayfada) dayılanyu" diye konuşan 2 akrabasına teslim edildi. Teslim sırasında, çevredeki gazetecilerle konuşan ve zaman zaman da gazeteci adresleri soran 3 kişi de hazır bulundu. Bu kişiler, "Biz Hikmet'in dedesinin arkadaşbınyu. AUe araba kullanacak dnrumda degil. O nedenle çocugun eenazesini biz lsUnbul'a götüreceğiz" şeklinde konuştular. Saat 13.20'de aileye teslim edilen ceset 34 AR 009 plakalı 190 Mercedes Ue Istanbul'a götürüldü. TOPRAĞA VERİLDİ Bursa'dan tstanbul'a yola çıkan otomobil, ailenin evine gelmeden doğruca Zincirlikuyu MezarüğYna gitti. lslamiyet dinine göre büluğ çağına ermeyen çocuklar günahsız sayıldığı için küçük Hikmet için cenaze namazı da kıhnmadı. Hikmet Çaya'mn cenazesine annesi Ayşegtil Çaya sinirsel bunalrrn geçirdiği için katılmadı. Mezarlıkta çocuğun babası Ali Çaycı, dedesi Hikmet Çaycı ve aile çevresi hazır bulundular. Küçük Hikmet, saat 17.05'te toprağa verildi. Kaybolması ve cesedinin bulunmasırun ardındaki "sır"lar henüz çözülemeyen, katili ya da katillerinin olup oimadığı bile bilinemeyen Hikmet Çaycı'nın cesedinden alınan çok sayıda parçanın laboratuvar incelemesine alındığa ve gerçek ölüm nedeniyle tam ölüm gününün bu parçalann incelenmesinden sonra belki bulunabileceğı öğrenildi. Bu arada olayla ilgili soruşturma da surdürülüyor. Ancak gözaltına alınan Yıkıntı Lokantası çalışanlannın sorgulan devam ederken, somut bir sonuca ulaşılamadığı da bildirildi. Gözaltında tutulanların sa>nsı da ll'den 9'a indi. Olay günü ve sonrasında Elazığ'da oldukları belirlenen iki kişi de önceki gece yansı serbest bırakddı. Cesedin bulunmasımn hemen ardından Gemlik Sagük Ocagı'nda göre\li iki doktor tarafından verilen raporda, "tecavüze uğranuş olabilir" şeklinde görüş belirtümesiyle birlikte jandarma "sapık" arayışına başlamıştı. Adli Tıp'taki otopsi sonucunda, soruşturmanın nasıl bir yöne kaydınlacağı da merakla bekleniyor. Yaklasık 2.S saat sttren otopsi sırasında Hikmet Çaycı'mn cesedinin en ince aynntıya kadar kontrol edüdiği öğrenildi. Cumhuriyet'in belirlemelerine göre talihsiz yavrunun ağzı ve burnu kapatılarak öldürulmüş olması mümkün değil. Otopsi sırasında öu olasılık üzerinde çok fazla durulduğu ve incelemenin dakikalarca sürdüğü bildiriliyor. Bir uzman, "Ç«ne, dudaklar ve agu içinde hiçbir bulgu yokmuş. Hadi buralarda bir şey bulunamamış, ama iç organlarda da bogularak oldüğü yolunda belirtinin de olmaması, boğulmanın olmadığını gösterir" dedi. özellikle çocuklann ağız yapılannın "çok narin" olduğunu söyleyen uzman, "Agzı kapaülmtş olsaydı, eflerin baskısıyla mutlaka bir travma görülebilirdi. Travma yok. Nefessiz kalma diye bir seyin obcagım sanmıyonım. Ne nefes borusunda, ne de cigerierde böyle bir ize rastlanmış" şeklinde konuştu. Cumhuriyet, Küçük Hikmet'in öldüğü sırada midesinin boş olduğunu da öğrendi. Elde edUebilen bilgilere göre, Hikmet'in midesinden bir çay bardağı kadar yeşil renkte bir su çıktı. Kahn bağırsaklann anüse yaklaşan bölümünde ise "gaita"ya rastlandı. Bu arada cesedin bulunduğu gün sağlık ocağı tabipleri tarafından tutulan raporlarda sözü edilen "anüs çevresindeki saat 12 ve 6 yönünde ekimoz"lara da rastlamlmadığı öğrenildi. Cumhuriyet'in bulgulannı yorumlayan ve yıllarını adli tıp içinde harcadıktan sonra köşesine çekilen uzman, "Midedeki bir çay bardağı yeşil su, oranın demirbaşıdır. Bu durumda çocuğun hiçbir şey yemedigi ortaya çıkıyor. Eğer çocnk kaçınldıktan sonra bir şeyler yeseydi ya da yedirilseydi. midesinde bazı bulgulara rastlanırdı" dedi. Kaybolması ve ölümunün büyük yankı uyandırması üzerine dünkü otopsiye "özel ilgi" gösterildiği de öğrenilenler arasında. Cumhuriyet Savcı Yardımcısı thsan Erydmaz nezaretinde gerçeklestirilen otopsi sırasında "tecavüz olayını betli edecek harid bulgu "lara rastlanılmamasına rağmen her türlü olasılık göz önune alınarak anüsün hemen içinden "parça" alındığı da bildirildi. Bu parçanın ıncelenraesine de başlanıldı. Hikmet'in ciğerlerinden, kalbinden ve kalçası üzerinden de parça alındığının hatırlatüması üzerine aynı adli tıp uzraanı "Bu parçalar şimdi laboratuvarda incdenecek. Somut sonuçlar ahnacagı görüşünde de değilim. Nedeni de cesedin geç bulunması. Eger ceset erken bulunabumiş olsaydı, otopsinin başan şansı yüksek olurdu. Toksikolojik inceleme yapUacak ve bu incelemeler nıtin incelemelerdir. Burada ölüm olaymın insan iradesi dışında gelisip geUşmediği incelenir. Zehirienme ya da zehirieme var mı? Bunlar çıkabilir. Ama kesin bir şey söylemek mümkün degil." Toksikolojik incelemenin 710 gtin arasında sonuçlanacağı ve bu sonuçların alınmasının ardından belki ölüm gününün tam olarak beürleneceği de verilen bilgiler arasında. Adli tıp uzmanlaıı cesedin ölüraden itibaren 48 saat içinde bulunmasımn ardından yapılan otopsilerdeki başan yuzdesinin çok yüksek olduğunu savunuyorlar. ölüm günü ve ölüm nedeninin tam saptanamamasının biraz da hava koşullan ile ilgili olduğunu belirten uzmanlar, "Gece soğuk, sıfır dereceye kadar düşüyor. Bu durumda cesette bozulma olmaz ve ölüm gününün tam belirlenmesi güçleşir. Aynı şekilde ölüm nedeninin de belirienmesinde hava koşullan olumsuz etki yapar. BOdigimiz ve dogra olan lek şey var. Ölüm vücut haricinden yapılan herhangi bir darbe sonucunda gerçekkşmiş degil" şeklinde konuştular. CÜHEYT ARCAYUREK yazıyor (Baştarafi 1. Sayfada) lesine konular var ki.. Evrenin herhangi bir köşesinde, bu tür konular gündeme girse, basından önce muhalefet partisi başı çeker; sorunları, ülkeye getirdiği olumsuz yönleri irdeler. Oysa, ABD ile gelecek ay imzalanacağı söylenen ikili anlaşmayla, battk şirketleri kurtarma operasyonlanyla baslayan ekonomideki çarpıklıkla muhalefet partilerinin dışında hemen herkes ilgili. "Özal'a karşı Özal'ın yapacağı muhalefete" bel bağlamış muhalefet partileriyse suskunluk içinde. Bellibaşlı bir kaç gazete bu konulan sürekli irdelemese kamuoyu hemen hiçbir sorundan haberi i olmayacak. SHP'si, DYP'si, "if sorunlanna dönük çalısmalardan" bir türlü kendilerini kunaramadıklanm öne sürerek ülkenin geleceğiyle ilgili bu gelismelerde dışa dönük bir çalışma temposu içine bir türlü giremiyorlar. Muhalefet partilerinin önde gidenleriyle yapılan söyleşiler bu görünümü doğruluyor. 24 Ocak Kararlannm büyük ölçüde çöküşünden sonra ABD'nin "Ne verirsem o kadar aürsaı" mantığıyla başlayıp sonuç alan tutuntuna hükümet boyun eğmiş görünüyor. Hatta 'ihtiyaç fazlası malzeme" adı altında verilecek askeri yardımdan ilgili kaynaklann memnun olduklan bile sö'yleniyor. Oysa, ABD'nin "Ihtiyaç fazlası malzeme" adı altında uyguladığı araçgereç yardımı bugün bulunmuş birformül de değil. Daha 196869'larda o zamanın ABD Savunma Bakanı McNamara'mn Ankam'ya iletip kabul ettirdiği program bugün de geçerli. Kullanmadığı malzemeyi faturalarda daha düşük gösterip daha fazla araçgereç verme yolunu seçtiğinden bu yana geçen on altı yılda ABD'nin Türkiye'ye bakış açısında hiçbir değişiklik oimadığı ortaya çıkıyor. O yıllarda da ABD, Vietnamda kullanıp ıskartaya çıkardığı araç ve gereçleri Türkiye'ye göndererek isteklerimizin yolunu uzun süre ttkamıştı. Gene aynı yolu benimsiyor, ne çare Dışişleri koridorlarmda Özal'ın öne sürdüğü koşullann herhangibirine olumlu gözle bakmayan ABDnin bu eski tutumu övgüyle, sevinçle karşılanıyor. Sonuçta, 24 Ocak Kararlannm içine düştuğü çalkanüdan sonra dış politikada da üç yıldır yapılacağı öne sürülen yeni düzenlemelerin, ABDye karşı direnme öykülerinin iflas ettiği gerçeği ile karşı karşıyayız. Batan ya da batmakta olan büyük küçük şirketleri kurtarma operasyonlanna girişileceği güncelleşirken, muhalefet, ekonominin giderek yaygınlaşacağı söylenen bu yeni durumundan adeta habersiz. Zaten muhalefet, sadece ABD konusunda, yalnızca ekonomideki yeni çarpıklığın içeriğinde ne yapacağım bilmeyenlere özgü tutum sergilemiyor, çevremizde olup bitenleri, hatta ülke içindeki çeşitli eğilimlerin cirit atmasına değinen olaylan göz ucuyla izliyor. Muhalefet ne yapıyor? SHP iç sorunlardan sıynlmaya çalışıyor, ama örneğin Şahinkaya önergesinin değer kazanması için genel merkez, parti meclis grubundan "ricacı" oimaya hazırlanıyor. SHP milletvekillerinin önergeyi benimsemesi için Genel Sekreter Fikri Sağlar elinde dosya yarın öbür gün grubun kapısmda. Giderek boyutlanan dış olaylar karşısında partinin genç kadrolanndaki içtenlik, "araştıralım, inceleytlim" gibisine hareketten yoksun mırtldanmalara dönüşmüş. DYP ise, ara seçimden sonra ülkenin hemen her sorununda atağa kalkacağmı Han ettikten sonra, yeni konumuyla ilgili eylemkrde ara da bulasın. DYPgeçici 4. maddenin kaldmlması diye bir türkü tutturmuş, onca sorun ortalıkta dolanıp dururken, gak desen yasaklar, guk desen gene yasaklardan başka hiçbir sözü yok. Görunen o ki, DYP kadroları Cindoruk'un günlük beyanianna, Demirel'in ortaya çıkan etkenliğine bel bağlamış durumda. Ne ABD'nin attığı kazıklar, ne ekonominin yeni açmazJan, DYP'nin umurunda bile değil. ANAP'tan istifa edenleri partiye alma, "büyük politika" diye hemen her gün var mı yok mu siyasal yasaklar. ANAP'ın altını oyacağım diye sürdürülen politikamn ötesinde, ülkenin. halkın altı oyuluyormuş, ne umuruna! Aradığınız yetkili etkili kimi kişilerse, tstanbul'da. Kimisi NATO toplantısında dans ediyor, kimileriyse görkemli temeller atıp düzenlenen açık büfelere saldınyor. Arada bir Ankara'ya uğrayıp ülkenin işlerine şöyle bir bakıyorlar. Oysa, muhafeletin karşı çıktığını söylediği "12 Çylül+ANAP düzenlemesi" bütün göstergeleriyle işleyip duruyor. Ama sordun mu muhalefet partilerine bu düzenin çöküp gitmesi, daha demokratik bir Türkiye yaratılması için neredeyse canları feda. Tabii, rafta dolma var, yutarsanL • •* • * * * # • *• **• •** *• *• *•* * * ** * •• *** *** • GÖRÜS HEVCAL ULUÇ (Baştaraft Spor'da) Butün suç bende.. Çunkü dar kapsamlı olan çevremde sıradan, sade bir vatarvdaş olmam. Oysa çeşitli kademelerde görevli bürokratlardan oluşan bir çevrem olsa idi olayiar farklı gelişirdi eminim. Resmen hiçbir cezam olmamasırta, bütün rakiplerimi tuşla yenmeme rağmen, sWn yazacaklanruzın korkusuyta takıma giremediğim en yetkili kişilerce aöylendtğioe göre, lütfen bundan sonra ne yapmam gerektiği konusundaki tavsiyelerinizi biklirin. Ben de ona göre boşuna çalışmayayım. Setamlanmla, hoşçakal... Muhammed öztürk" Şimdi güreşçi Muhammed öztürk'ün bize sorduğunu, altına kendi imzamızı da atarak, Beden Terbiyesi Genel Mudürü Şahap Sayın'a iletelim.. Ne yapsın Muhammed?.. * * • Türkiye'nin gizli saklı, Güney Afrika'da yapılan Karşı Olimpiyatlara katlması tam bir diplomatik ve sportif skandaldı. Güney Afrika'ya kulup kriket takımlannı gönderen Cılkelerin olimpiyatlara katılmasını öntemek için kıtalar çapında boykotların yapıldığı gunümuzde, Güney Afrika'ya Turfc MRIi Takım kafltesi otarak gidiimesi, orada göndere Türk bayrağı çekümesi ve mHli marşımızın çalınmast, bu ökenin baştna pekçok sorun çtkarabilecek bir o(aydı. Nrtekim Kernal Oktay, FİLA üyeliğini 5 oyia bu yOzden kaybettt. Güney Afrika'da güresen Türk Milli Güreş Takımı (prototoier veri böyteydi) pekçok ülkenin Oktay'a oy vermesini önledi. Bu buyuk sportif ve diplomatik rezaleti ortaya koyduğumuz zaman, Tahsin Albayrak sanki suçlutann telaş* içindeynı^ gibi ulüm sessizliğine büründü. Belki de haberi, hatta izni vardı ki, oJayın örtbas edilmesi için elinden geleni yaptı. Bırakın Merkez Ceza Kurulu'na gidiimesi, hatta haklannda ceza davası açılması gereken yöneticiler hakkında hiçbir şey yapılmadı. Olay kapatıldı. Muhammed'in mektubunda yazdıgı gibi, GOney Afrika'ya giden gureşçiler, daha sonra daha baska tumuvalara katıldılar.. Ama sıra Muhammed özturk'e gelince, Tahsin Albayrak, her ne sebepie ise, bu çocuğu kadro dısı bırakıp yerine kendi adamını koymak isteyince, "Sen Afrika'ya grttin.. Gidemezsin" diye ald aimaz bir olmayan ceza uyguiaması yaptı.. Daha da ileri gitti. Çocuga "Sen Hıncal yuzunden gidemiyorsun" diyecek kadar şaşırdı, ya da ileri gitti. Şimdi, Beden Terbiyesi Genel MudüriJ Şahap Sayın'dan, bu konuda bir soruşturma açılmasını istryofuz. Öztürk'ün mektubunun asiı dosvamızda. Beden Terbiyesi mufettislerine istendiğinde gösterilir. Albayrak, suç otan bu olayı önce örtbas etmiş, sonra ksyfince kul•anmaya kaJkmış ve bir gazeteciye hakarete yeltenmiştir. Bu eyiemlerinin sorusturulması ve hakkında gerekenin yapılmasını diliyoruz. Bu bir suç duyurusudur ve bu kez dogrudan sahsımızla ikjilidir. Hak aramanın daha baska yasal yollan da vardır. Biz bu yotera yeltenmeden önce, Sayın'a basvurduk.. Bakaiım Bakan Emiroğlu'nun yedeksubayda ustegrneni olmaktan baska tek vasfı oimadığı halde, Gures Federasyonu basına geten ve geidiği günden beri birbiri ardına yarattığı, idari ve sportif rezaletlere ramen, halâ bu üsteğmenlik hatınna görevde kalan Tahsin Efendi hakkındaki bu açık suç duyurusunu işleme koyabilecek mi, koyamayacak mı? Bu çifte imzalı dilekcenin yanrtı, Şahap Sayın'ın da boyunu gösterecektir. %95Kâr Paylt Hayai Poliçesı GELECEGtN SiGORTASI taksitlerini yatırdınız mı?... ANADOLU SİGORTA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle