25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel Meclise dilekçe yuğmuru İZM]R( Cumhuriyet Ege Burosu) YÖK Yasası'nın 44. maddesinin değismesi için öğrenciler ve veliler TBMM'yi dilekçe yağmuruna tuttular. öğrenciler, dilekçelerinde aynca "fırsat eşitsizliği" yaratan harçlann da kaldırılmasını istiyorlar. TBMM Baskanlığı'na çok sayıda dilekçe gönderen öğrenciler, başvurulannda, "Siirekli atılma korkusu, üniversite efitini duzeyini ve duzenini olnmsuz yönde etkilemektedir'' gorüşunu savundular. öğrenciler, 5 yıllık uygulama ve her yıl çıkartılan aflann atılmalar sorununa çözüm getiremedigini belirttıler. YÖK'un 44. maddesinin öğrenci çıkarları ve egitim düzenine aykın olduğunu öne süren öğrenciler, bu maddenin değişmesıyle çözüme ulaşabüeceğini kaydettiler. öğrencilerin yanı sıra TBMM'ye başvuran öğrenci velileri ise YÖK uygulamalarının ortaya çıkardığı sonuçların "toplumsal yaraya" dönüştuğünu belirttiler. öğrenci velileri, üniversıtelerin bilimsel ozerkliğinin yıkıma uğradığını, bilimsel çabşmalann idari kurallara bağlandığını, duzencelenn yasalarla suurlanmak ıstendığmi öne surerek, "kıyımdan en boyuk payı linivenite ögrencisi çocuklanmız aldı" görüşünü savundular. öğrencılerin intıhara yöneldıklennı de anımsatan veliler, YÖK'ün 44. maddesinin sorunun kaynağı oldugunu belmerek, değjştirilmesi gereğı üzennde durdular. Veliler, basvurulannda daha sonra su görüşlere yer verdiler: "Binbir emekle vetiştirmeye çalısngımız çocuklanmu biz anne ve babalar için en degerii varbklardır. Onlann geiecek haklan eüerinden alıamış. yannlanna guvenie bakamayan, kişiler olmalanna razı olamayu." Sahıbr Cunhuriytl Maıbaacılık ve Gazetecılık Turk "\nonım Şırketı adına Nıdir Nıdi, • Genel Yayın Mudurü H ı a ı Cemal. Müessese Müdüru Emine Lşıklıgil, Yazı Işlen MüdUrü Okaj GoncodB, • Habcr Merkezi Müduru. Vılçıa Bıyer. Sayfa Dılzenı YOneımenı Ali Aou, 0 Temsılcıler ANKARA. Yılçıa Dojan. İZMİR Hikmel Çetinkaya. ADANA: Mehmel Mercan. TAKVIM 30 EK1M 1986 Imsak: 4 59 Guneş: 6.25 Isıanbul Haberlen Refcı Ol, Dış Haberler trgiD Balcı. Ekonomı. Ousan Llagay, Kultür Olal L'stcr, Magazın: Yllpo Pckşea, Spor Danışmanı Abdulkldir Yacctm*a, Düzellme: Rrfik Durb«ş. Araşıırma: Şthia Alp*>, İşSendika: Şaknu KcUBCİ, HaberArajurma. Ufuk Gıildemir, • Koordınatör: Ahmet Korabu, • Malı Işler Erol Erkul, tdare HuseyİD Gurer. îşletme Onder Çriik, Bılgı Işlem: NaU lıul. Oğle: 11.53 Ikındı: 14.43 Aksam 17.10 Yatsı. 18.31 Basan ve Yayan. Cumhuriytt Maıbaacılık ve Gazetecılık TA.Ş. TUrk Ocağl Cad. 39/41 Cağaloglu, 34334 tst., PK. 246lsıanbul. Tel 512 05 05 (20 hat), Telex: 22246 • Burolar. Aakum: Ziya GOkalp Bulvan tnkılap Sokak, No: 19/4, Tel: 33 11 4147, Teleü 42344 • (zmir H Zıya Bıilvarı, 1352 Sok 2/3, Tel: 25 47 0913 12 30, Telex: 52359 • Adaaa: Çakmak Cad. No: 134 Kaı 3, Ttl: 1455019731, Telex: 62155. \aşaıııı kolaylaştıran evler leki evlerde ışıklar ya da ısı istenilen biçimde ayarlanabiliyor. Hırsız geldiginde kendisi polisi arıyor, hırsızın girmeye çalıştığı odanın ışığını yakıp söndürerek polise yardımcı oluyor. Evde kimse yokken kapı çalınırsa, video devreye girerek gelenin kimliğini saptıyor, hafızasına kaydediyor. Dış Haberter Serrisi "Merhaba, burası eviniz. Aradığınız için teşekkurier. Kapılar kiliüi, kalorifer yanıyor, fınn 20 dakika sonra çalışmaya başlayacak. Çocuklar henüz eve gelmedi, tele sekreterde sizin için üç mesaj var. Hepsi ba kadar. tyi günler." Geçen hafta Dallas'ta "AT and T"den General Electric'e kadar teknoloji devlerinin geliştirdiği, teknolojinin son ürünlerinin kullanüdığı, bilgisayar devriminın son şahaserleri "ı«İd" evler Ue ilgili projelerin tartışıldığı bir toplantı yapıldı. Teknolojinin ileri gelen firmalannın bu toplantısında TV, bulaşık makinesi, fınn, soğuk hava sistemi, hırsız alarmları, telefonlar ve evde etektronik olabilecek her aracın bir ana bilgisayara bağlanmasıyla ilgili projeye belirli bir standart getirilmesi konusu üzerinde duruldu. Newsweck dergisinde yer alan HL O ÇOCUKLARIN YATAK OOASI Haraktt Eteyen ıraçtar çocuk v«ya buyuk odadakı hırekeflen gMiyor İsmet Inönü ve Laiklik SuvenSk tçin, «too \ammtm erin her yarnm agyor, tmsa Sçin ttökte. Tetovizyon antenı ! uydutara Mnuk. her yaymı akvor. IRIÎFAK Fmn ve ıSöer araçf» Mton tafmttıyt* dnraye gMyor. Kapıdan sadecs kodlan olanlar gırebiliyor Yangın tarayKilar yardım çafrnyorveoda ışıktannı yakıp sönduruyor [SAUNA 1 Eve gefcn tamrci çahsnası gereten yerden aynbrsa bagısayar polıs Q 0TURMA OOASI işrtdar ve ısı tum evde ıstemien|)içHnd« JK S3 iKBtıtkık otorsa m SAfVU SMMOM wtma »sttn*ıde aytrtanıyor TV ve muak setnın sea teleton a* çalınca kenditOınden kısılıyof naionea sıcak su tsOyor. ev su Bihcıyı ri to « 8 4 0 suyu «rtyor. riyor ŞABAP MAHZENİ 'Kapısadece MyuMenn koduyla açılabıiıyor Hırsolara karşı kapdar ve pencereler atormla öonatılryor, hırsu gekrse ev polıs çaflınyof \ Evde hastayatalak bir yaşlı ya da bir bebek varsa, artık yalnız bırakmakıan korkmayacaksınız. Çünku "zeki ev" bir sorun çıktığında sizi, istenilen bir başkasmı ve hastaneyi arayarak duruma hemen müdahale edebiliyor. YARIM MtLYO.N DOLARA EV Boyle bir eve sahip olmak isteyenler, yanm milyon doları gözden çıkarmak zorundalar. Ama becerikli bir ev sahibi, eğer elektronikten anlıyorsa, daha da ucuza mal edebüir. Maliyetin büyük kısmı, tüm bu elektronik düzeni besleyen güç birimine gidiyor. Tesisat döşemek ya da ufak elektronik cihazlar o kadar masrafh değil. Bir önemli birim de kontrol ünitesi. Bu görevi yerine getirecek bügisayann ve genel sistemin standartlaştırılması, Elektronik Sanayiler Birliği'nin (E1A) Dallas'ta düzenlediği toplantının gündeminde ilk maddeyi olusturuyordu. EIA'ya üye şirketler arasında bir anlaşma imzalanmasından sonra fiyatların daha duşmesi mümkün kuşkusuz. JAPONYA'DA 1000'DEN FAZLA VAR Japonya, elektronik teknolojiyi evlerde kullanan ilk ülke. Günümüzde Japonya'da 1000'den fazla "zeki ev" var. Ve Japonlar bu alanda E1A pazanna girmeye niyetliler. Şimdiden elektroniğe meraklı Amerikalılar, evlerini Japon uzmanlara teslim ediyorlar. Bir meraklı şöyle diyor: "Teknoloji bn bızla giderse, evdeki yardımalann yerini çok yakında floppy diskler ve bilgisayar diskleri alacak" diyor. İSTANBUL, (UBA) tnönü Vakfı'nm, "İsmet tnönü ve Laiklik'' konulu araştırma yanşmasına başvuru süresiyarın akşam sona erîyor. Inönü Vakfı yetkililerinden edinilen bilgiyegöre, 3.5 milyon lira verilecek odiillü araştırma yarışması için çalısmalar "tnönü Vakfi Şehit Ersan Cad. Pembe Köşk Konut Sitesi B 2, D. . ÇankayaAnkara" adresine postalanacak veya elden teslim edılebılecek. Enformasyon teknolojisi habere göre, geliştirilmekte olan projenin amacı, evleri kendi kendine yetebilen, fırının altını yakmaktan hasta çocuklara göz kulak olmaya kadar birçok işi yapabilecek bir "yardımcı" haline getirebilmek. Intellisys adlı, evteknoloji alanında faalıyet gösteren şirketin başkanı Egil Juliussen, "evlerde böylesine bir devrim, Uk kez elektronik kullanımı başladığında yapılnuştı" diyor. Intellisys nrrnasının Dallas'taki örnek evi, gezegenin "en zeld" binası. Düzinelerce bilgisayar, 8 mil kablo, video ekranları ile donatılan evde hemen her şey otomatik. Evi telefonia aradügınızda nazik ve mekanik bir sesle karşılaşıyorsunuz. Şifre sözcuğu söyleyip bilgisayara kimliğinizi ıspatladığınızda, bilgisayar evi olduğu gıbi gözden geçirip, guvenlik sistemi, fınn, buzdolabı konusunda sıze bilgi verebiliyor. Zeki evlerde ışıklar ya da ısı istenilen biçimde ayarlanabiliyor. Hırsız geldiginde kendisi polisi anyor, hırsızın girmeye çalıştığı odanın ışığını yakıp söndürerek, dışa ndaki polise yardımcı oluyor. Ailenin her uyesi, evin etektronik kapısından özel bir kodla girebılıyor. Evde kimse yoksa ve "lanıdık" biri gelirse, ışıkları, muziği veya televizyonu açarak gelene "hoş geldiniz" diyor. Eğer evde kimse olmadığında kapı çalınırsa, video devreye girip, gelenin kimliğini saptıyor, daha sonra ev sahibine bilgi vermek uzere hafızasına kaydediyor. HIRSIZI YAKALATIYOR Gece yarısı garip bir ses duyulursa, bilgisayar hemen devreye gi rerek evi gözden geçiriyor. Hırsız eve girdiğinde evde kimse yoksa, kapıdan içeri girebilmesi için kilidi açıyor, daha sonra her tarafı kilitleyerek polise telefon ediyor ve evden dışan çıkamayan hırsızı kıstınp yakalatıyor. Kapı kilidini açabilmesi için eve devamlı gelen temizlikçiye veya başka görevlilere özel kodlar verilebiliyor. Çocuklann yapabilecekleri işler de kısıtlanabiliyor. Örnegin sokak kapısını açabilmeleri, ama içki dolabını açamamaları sağlanabiliyor. ANKARA, (a.a.) Ekonomik tşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD)'nin Enformasyon, Bilgisayar ve tletişim Politikalan Komitesi (ICCP) 'nin Türkiye ile ortaklaşa düzenlediği, "Enformasyon Teknolojisi: Hükümetin, Özel Sektörun ve Mesleki Topluluğun Rolü" konulu uluslararası seminer, 35 kasım tarihleri arasında tstanbul'da yapılacak. Ekonomik gelişmede yeterli enformasyon teknolojisi politikalannın öneminin tartışılacağı seminerde, OECD'ye üye ulkelerde enformasyon teknolojisi politikalannm gelişimi ile genel enformasyon teknolojisi stratejilerinde hedef ve öncelikler konuları ele aiınacak. Zehirti bitki hormonu denetimsiz satdıyor Kanserden, anormal bebeklerin doğmasına kadar sağlık sorunları yaratan bitki hormonları piyasada rahatça ruhsatsız, kontrolsüz satılıyor. Hormonların çoğunu kimin ürettiği belli değil. Ambalajlarda yanlış bilgi veriliyor. Hormon imalatçısı, hormonun ne işe yaradığım bilmiyor. SEMRA SOMERSAN Sebze ve mevvelerde kullanılan hormonlar konusunda Turkiye'de büyük bir basıboşluk olduğu ileri sürüluypr. Geçen hafta sonu Akdeniz Üniversitesi'nde bitki hormonları konusunda yapılan seminere katılan uzman ve uygulayıcılann tümü, toz halinde bulunan 2,4D'yi (hormonun aktif maddesi, bir fenoksi asit türevi), hemen her isteyenin, değişik oranlarda sulandırarak, değişik isimler aJtında piyasaya sürdüğiinu söylediler. Imali son derece kolay ve ucuz olan bitki hormonları hakkmda Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden Prof Dr. Fahrettjn Mmdt, hormonları kimin urettığinın bile belli olmadığına değinerek, "Arabalajda bu bormonun sahibi kimdir, bulamazsınız. Bulduklannızda da, verilen adrese gittiğinizde kimse yoktur. Avnca ambalajda kullanılan ifadelerin yiizde 99'u yanlış bilgidir. Hatta hormonu Turkiye'de imal edenler, hormon oldugunu, yani bitkinin buyümesini düzenleyecegini bile bilmiyorlar. İmalatçılann yuzde 9O'ı böyle" dedi. Aynı unıversıteden Doç.Dr. Benian Eser ise "Herkes diledigini üretiyor. Çogu hormonun aktif maddesinin bile ne olduğu belirtilmiyor" şeklinde konuştu. Turkiye'de, öteki dünya ülkelerinde olduğu gibi, tüm tarım ilaçları ancak ruhsatlandıkları amaç için kullanılabiliyorlar. Örneğin zeytin için ruhsat almış bir ilaç domateste kullanılamıyor. Bu, teoride her ne kadar böyle ise de, gerçekte Turkiye'de uygulaması pek mümkün olmuyor. Batılı ulkelerde hormonlar için de aynen tarım ilaçları gibi ruhsat alınması gerekiyor. Ancak Türkiye'de Tanm Orman ve Köy tşleri Bakanlığı bugüne kadar bu konuda kapsamlı bir adım atmış değil. Ve halen seralarda yetişen sebze ve meyvelerde yoğun olarak kullanılan ve insan sağlığı açısından pek çok olumsuz etkileri olan bitki hormonları, Turkiye'de ruhsatlanmadan imal ediliyor ve satılıyor. llgililer, 1986 sonbaharında Muğla'da buna iliskin şöyle bir olay anlattılar: Muğla tl Ziraat Mudürlüğü'ne, Tanm Orman ve Köy tşleri Bakanlıgı'ndan "Hormonlar da ilaçtır. tlaca yapılan •nuamele aynen hormona da uygulanacaktu" şeklinde bir yazı geliyor. Müdürluk bunun üzerine piyasada hormon satıslannı yasaklıyor. Ama bu uygulamasıyla da bütün şimşekleri üzerine çekiyor. Olaydan yaklaşık altı ay sonra, bugün Muğla II Ziraat Müdürlüğü, eskisi kadar olmasa bile bitki hormonlarının Muğla piyasasında serbestçe satıldığını belirtti ve "Bakanlık emri olmadan ve gerekli yasalar çıkmadan horman imalatını denetlemek imkânsız" dedi. Seralarda yetişen domates ve patlıcanlarda en çok kullanılan 2,4D hormonu ise, Türkiye hariç, dünyanın hiçbir yerinde hormon olarak kullanılmıyor, bu şekilde kullanımı dahi yasak. 2,4D dünyada ve Türkiye'de bir berbisid (yani ot öldürucu) olarak ruhsatlandırılmış. Ve görünürde de Tarım Orman ve Köy Işleri Bakanlığı, 2,4D'nin bitki hormonu olarak kullanıldığını bilmiyor. Eğer bilseydi, dünyadaki uygulamalanna ve insan sağlığı üzerindekı vahim sonuçlanna bakarak çok sıkı önlemler alması gerekirdi. Ziraat Profesörü L.G. Nickell, 1982'de ABD'de basılan Bitki Hormonları (Plant Growth Regulators) isimli kitabında bu hormonlara ilişkin şu uyanlarda bulunuyor. "Yasal denetim açısından, bitki bonnonlan. pestisitlerle (bocek dldürnciUeri) aynı kategoriye girer ve her ikisine de aynı kaü kurallann uygulanması gerekir. Kaldı ki hormonlar. genellikle hasat zamanına vakın uvgulandığından, pratikte bunlann daha da dikkatli ve katı kurallara gore kullamlması büyük onem kazanıyor." Oysa Akdeniz Universitesi'ndeki sempozyumda, gerek üniversite, gerekse Tarım Bakanlığı'nın Akdeniz ve Ege bölgelerindeki değişik kuruluşlarından gelen temsilcileri, Türkiye'de bu konuda büyük bir yasal boşluk oldugunu vurguladılar. Antalya Ziraat Odası eski başkanı Cetai Sonmez, "Biz vaktiyle bu konuda Zirai Mücadele^ ye başvurduk ve denetim getirilmesini istedik. Zirai Mucadele, 'Bu ilaç değil, bizi ilgilendirmez' buyurdu. Ziraat Mudürlüğü'ne gittik. 'Bizim bu konuda yetkimiz yok' dediler. Bakanlık ise hiç ilgilenmedi" diye yakındı ve bu önemli soruna bir an önce bir çözüm getirilmesini istedi. Prof. Macit ise, "Bu acı ve trajik konuya devlet duyarsızsa ve sahip çıkmıyorsa, bizim, çiftçiye, yerinde eğitim götürmemiz şart" dedi. Turkiye'den yurtdışına ıhraç edılen sera domateslerinde azımsanmayacak 2,4D kaluıtıları (rezidü) olmasına rağmen, bunun hormon olarak kullanımını yasaklayan ülkeler nasıl oluyor da bu domatesleri geri yollamıyorlar? Doc. Delen, bu ulkelerin böyle bir maddenin sebze hormonu olarak kullanımı bilmemelermden ilen geldiğini soyluyor. Prof. Macit de, buna paralel bir biçimde "Bu ulkelerde domateslerimizin bu açıdan kontrol edildiğini sanrruyorum" dedi. ANKARA, (a.a.) Cumhurbaskanı Kenan Evren'in Onderliğinde baslatılan "Açbktan Etkilenen Afrika Ulkelerine Yardım Kampanyası"çerçevesinde, bu yıl içinde toplanan yardım miktannın iki milyar liraya yaklaştığı bıldırildi. Sade ce tstanbul'da toplanan yar. dım 350 milyon lirayı buldu. Türkiye çapında yıl sonuna kadar yapılacak yardımların rekor düzeyde olması bekleniyor. Afrika'ya 2 milyar yardım Doğramacı \a ödül ANKARA, (ANKA) YÖK Başkanı Prof. thsan Doğramacı'y a "Dr. Christopherson" ödülü verilecek. Amerıkan Pediatri Akademisi tarafından verilecek ödül için 4 kasımda Washington 'da bir tören yapılacak. Prof. Doğramacı, törende Türkiye ile ilgili bir konuşma yapacak. Terörle mucadele toplantısı BRÜKSEL, (a.a.) Avrupa Konseyi tarafından 45 kasım tarihlerinde Strasbourg 'ta, terörle mucadelede yeni yöntemler konusunda düzenlenen toplantıda Türkiye 'yi tçişleri Bakanı Yıldınm Akbulut temsil edecek. 21 ulkenin konuyla ilgili bakanlarınm katılacakları toplantıya konsey çevrelerinde özel önem veriliyor. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marcelino Oreja'mn konuşmasıyla açılacak oian konferansta terorizmle mücadelenin siyasi yönleri, terör konusunda uluslararası anlaşma ve konvansiyonlann uygulama alanına konulması, diplomatlara yönelik terorizm konulannm ele alınması bekleniyor. İngiüere'de gosteri yapmaya gelen Japon sumo güreşçileri özelgiysUeri içinde öğle J yiyorlar. Her birinin ağırlığı 100 kilonun çok üstünde olan bu güreşçiler yemeği kendUerine ikram edüen Ingiliz mutfağuun yemeklerine itibar etmeyip çanaklar içinde Japon usuluyle pişmiş yemekleri tercih ettiler. Kansere karşı yeni biyolojik üaçiar Dış Haberier Servisi Kan hucrelerini öldurecek ve vücudun herhangi bir bölgesindeki kanser hucrelerini bulup ımha edecek tedavi yöntemleri için, yeni biyolojik ilaçlar geliştirilmekte olduğu bıldırildi. îngiltere'nın Maryland bölgesindeki Ulusal Kanser Enstitusu, biyolojik araştırmalar bolumü yöneticisi Dr. Dan Longo, geliştırilecek yeni yöntemlerin, tedavisı guç olan kanser tümörleriyle mucadelede çok yararlı olabileceğini belirtti. Ingiltere'de yayımlanan " I B dependent" gazetesinde yayımlanan habere göre Dr. Longo, önümüzdeki 10 yıl içinde tümörleri zehirlemek ve hastayı tedavi etmek için yeni biyolojik ilaçlar kullamtacağını belırtıyor. Geliştirilen yeni biyolojik ilaçlar, akyuvarları etkileyen ve tumörlere saldırmalarıru teşvik eden degişık türdeki interferon ve ınterlenkin maddeleri ihtiva ediyor. Bu maddeler, normal koşullarda vücut içinde faaliyet gösteriyorlar, ancak yeni Uaçlarla bakteriler üzerinde etkili clması sağlanabüecek. Bunlan oluşturan kalıtımsal bilgıler taşıyan genler, genetik muhendisliğinın son bulguları yardımıyla bakterilere transfer edilebiliyor. Böylece interferonlann ve interlenkinlerin insanlarda deneyler yapabilecek miktarlarda elde edilmesı sağlandı. Ancak henüz bilimsel çalışmalann dışında, hafif kanser vakalarının tedavısinde bile kulIanılamıyor. Yeni biyolojik maddelerden biri olan, tumör öldürucu faktör (TNF), son aylarda kanser hastalan üzerinde denenmeye başlandı. TNF, kanser hucrelerirun ölmesinı ve tümörün çözulmesini sağlıyor. Ancak deneyler TNF'nin normal, hastalıksız hucrelere de saldırdıklannı ortaya koydu. Dr. Longo, "Bu maddeler vucutta iiretiliyor ve ureten hucrenin yanındaki komşo hiicre tarafından da alınıyor. Bu olagan ve zararsız, çünku biınye kendisi yapıyor. Ama biz çok miktarda enjekte ettigiıııizde tüm vncuda dagılıvoriar \e kaçınılmaz olarak normal hücrelen de etkiliyorlar" diyor Biyolojik tedavi yöntemlen konusunda oldukça umut verici bir bileşim ise, iki ayrı biyolojik maddenin değisik kombinezonlanyla ortaya çıkıyor. Örneğin TNF, ınterjeron ıle birleştırüıyor ve boylece her iki madde daha düşuk oranda ve zehırleyici etkisi azaltılarak kullanılabiliyor. (Arkası 13. Sayfada) Güneş otomobilleri rağbette Güneş enerjisiyle çalışan otomobiller arasında karoseri çelikten oluşan ilk modelolan "Küskün Güneş'' gerekli enerjiyi güneşli günlerde solar hücrelerinden, kapalı havalarda isepillerden alıyor. Dış Haberier Servisi Güneş enerjisiyle çalışan otomobillerde (solarmobil) yeni atılımlar yapan Isviçre, bu alanda önder ülke durumuna geldi. Yeni üretiien modeller arasında özellikle dördu dikkat çekiyor. Karoseri çelikten oluşan ilk solarmobü, 58 kişi taşıyabilen oir otobüs, en ucuz solarmobillerden biri olan "Çekirge" modeli ve 170 kg. ağırlığıyla saatte 50 km. bir hızı sürekli olarak muhafaza edebilen "Arraoni." Güneş enerjisiyle çahşan otomobiller arasında karoseri çelikten oluşan ilk model olan "Küskün Güneş" gerekli enerjiyi güneşli günlerde solar hıicrelerinden, kapalı havalarda ise pillerden alıyor. İki kişilik arabanın fı 24 metre uzunluğundaki otobüs 58 kişi taşıyabiliyor. yatı yaklaşık 5 milyon TL'sı tutarında. Tavanında 30 metre karelik bir alanı kaplayan solar hücreleri bulunan, 24 metre uzunluğunda ve 13 ton ağırhğındaki solar otobüsu 58 kişi taşıyabiliyor. Otobüsün özellikle kaplıca ya da piknik yerlerinde kullanılabileceğini düşünen firma, henüz bir isim vermediği bu modele yaklaşık 18 milyon TL'sı tutarında fiyat biçiyor. Çok daha küçük bir model olan "Çekirge"nin fıyatı da ucuz. Yaklaşık 3,5 milyon TL'sı tutanndaki çekirge otomobille bisiklet arasında bir model. Diğerlerine oranla daha ucuz olmasma karşı çekirgeye fazla satış şansı verilmiyor. "Armoni" isimli model 170 kg. ağırlığında ve saatte 50 kilometre hız yapabiliyor. Otomobil, üzerindekı masatenisi masası buyukluğundeki solar hücrelerinden daha kuçuk boyutlara sahip. 170 kg. ağırlığında saatte 50 km. hızla gidebilen Armoni. Ulusal Psikiyatri Kongresi * * MARMARİSEge Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin düzenlediği 22. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi dün başladı. Marmaris Lidya Oteli'nde 29 Ekim 1 Kasım 1986 tarihleri arasında sürecek olan kongreye Türkiye'deki bütün üniversitelerden ve çeşitli kuruluşlardan 500 psikiyatri ve nöroloji uzmanı katılıyor. Kongrenin ilk gününde uzmanlar 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama törenine katıldılar. Kongrede 54 psikiyatri, 49 nöroloji ve 42 nöroşirürji bildirisi sunulacak. Ayrıca 75 psikiyatri, 59 nöroloji, 38 nöroşirürji posteri sergilenecek. Ulser öğrencîler arasında artıyor tstanbul Haber Servisi Ülkemizde son yıllarda ülserin gençler arasında giderek yaygınlaştığı ve özellıkle sınav dönemlerinde sındınm sistemi rahaısızlıklarından doktora başvuran öğrenci sayısının antığı bildırildi. Turk Gastroenteroloji Derneğı tarafından dun Tarabya Qteli'nde duzenlenen "Ülkemizde Ülser Hastalığmın MedikoSosyal Önemi" konulu panelde Turkiye'de 2.5 milyonu aşkın ülserli hastanın bulunduğu, belirtilerek her yıl 75 bin civannda kişinın öldüğu kaydedildi. Panelden önce bir konferans veren Bonn Üniversitesı Tıp Fakültesi gastroentereloji bölüm ş,efı Prof. Dr. Siegfried Miederer, "Ülser hastasna diyet uvgulanmasına gerek yoktur. biz nygulamı>oruz" dedi. Ancak Alman profesörun bu sözleri, panele katılan Türk doktorlannca eleştirildi. Paneldeki konuşmalara göre Türkiye'deki ulserlı hasta sayısı gerçekle bilinmiyor. Hastalar, ileri aşamalarda doktora başvuruyorlar. Çoğunlukla endoskopık letkik gibı modern tanı yönıemlen, birçok hastanelerde söz konusu alet olmaması nedeniyle kullanılamıvor. *8 Lazer plağı TOKYO, (ANKA) Japonya'da plak piyasasında "lazer plağı furyası'' yaşanıyor. Bildirildiğine göre, Japonya'da ilk kez, lazer plağı üretimi, uzunçalar üretimini geçti. Japonya'da ocak haziran döneminde lazer plağı üretimi, 36.69 milyar yen (yaklaşık 164 milyar Türk Lirası), uzunçalar üretimi ise, 36.34 milyar yen (yaklaşık 163 milyar Türk Lirası) olarak gerçekleşti. MOSKOVA, (a,a.) Moskova'da yayımlanan "Momkowski Konsomolez" dergisi, Sovyet başkentinde fuhuş konusunda bir haber yayımladı. Dergi, Moskova'daki fuhuş konusunda ilginç açıklamalarda bulunuyor. Buna göre ikinci sınıf hayat kadınları sokaklarda faaliyet gösteriyor. Bir bölümü tngilizce ve Fransızca da konuşabilen Sovyet sokak kızlarının müşteri sağlamakta hiç de çekingen davranmadıkları dikkat çekiyor. Sovyet hayat kadınları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle