12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
LER CUMHURİYET/9 Devlet Bakanı Ali Bozer: lasalar ayıklanacak T u t a r l ı l ı k : Yasaların anayasaya uygunluğu ve mevzuat içindeki tutarlıhğı sağlanacak. Yasaların hazırlamşında uygulanan sisteme hız kazandınlıp, sadelik getirilecek. Yasalar biçim, içerik ve dil açısından incelenecek. A y ı k l a m a : Biçim olarak yasa olmakla birlikte, uygulamada geçerliliğini yitirmiş yasaların ayıklanması gerekiyor. Bu ayıklamayı her bakanlığın kendi alanıyla ilgili olarak yapmasının dogru olacağı bildirildi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosn) Avrupa Ekonomik TopluluğuTürkiye ilişkilerini düzenlemek ve yasaların koordinasyonunu sağlamakla görevli Devlet Bakanı Ali Bozer, yasalann anayasaya uygunluğunu ve mevzuat içindeki tutarlılığını sağlamak ve bir denetim mekanizması kurmak istediklerini söyledi. Bozer, "Eger Saym Ulusn dönemindeki sislem devam ediyorsa aynı sistemle, etmiyorsa degişik bir sistemle çaüsacağım" dedi. Yasaların hazırlanışında izlenen yolu "tasarının hazırlanması, ilgili bakanlıklann gönışlerinin alınması, gerekirse bazı değişikliklerin yapılması ve TBMM'ye sunıriması olarak" anlatan Bozer, eğer bu sistem söylendiği biçimde çalışmıyorsa önce sisteme işlerlik kazandınlması, çaüşıyorsa da hız kazandırılması gerektiğini bildirdi. Ali Bozer, bu uygulamanın bazı sakıncaları ve bazı iyi yanlan olduğunu belirterek, şunlan söyledi: "Sakıncalannın başında, bakanlıklann gönişlerinin gelmesinde uznn zaman geçmesi var. Bir de her bakanlık tasanya yalnızca kendi açısından bakar ve öteki taraflannı biç incelemez. Halbuki kanun dediğiniz şey bir bütündür. İşte bu uygulamayı degiştirmeye çalısarak, anlattıgım sakıncaları giderebileceğimi düşünüyorum." Devlet Bakanı Ali Bozer, bu sistemin en iyi yanının, yanhslıkları engelleyecek bir emniyet sübabı niteliği tasıması olduğunu kaydetti. Bozer, yasa hazırlama tekniğinin artık özel uzmanlık isteyen bir daJ durumuna geldiğini ve koordinasyon çaüsmalannda bunu da göz önunde tutacağını bildirdi. Devlet Bakanı Ali Bozer, bir yasa çıkanlmadan önce, Danıştay'la da işbirliği yapılarak, uygulamadaki bazı aksaklıklann giderilmesini düşünüp düşünmediği yolundaki soruyu şöyle yanıtladı: "Bizim mevzuatımızda böyle bir şey yoktur. Danıştay, idari tasamıfların yasalara uygunluğunu denetleyen bir idari mahkemedir. İdari bir mahkeme>le yasama organının görevini paylastırmak mümkün değildir. Danıştay'la işbirliği ancak tıiziıkler hazırlanırken yapılabilir. Ayrıca bir kanuo çıkanlmasını çok ağdalı hale getirirseniz, hiçbir kanunu çıkaramazsınız". Ali Bozer bu sözlerinin, yasaların hazırlanmasına "bu kazandırnumın yanı sıra", işlemleri sadeleştirmek anlarruna gelip gelmediği sorusuna "gelebilir de" diyerek yanıt veraı. Bozer, yasaların koordinasyonuyla ilgili çalışmalar arasında, "şekil ve içerik açısından yapılacak çalışmalann" da bulunduğunu, yasaların dilinin de ayrı bir inceleme konusu olacağını bildirdi. Ülkemizde şu sıralarda halen biçim bakırnından yasa olmakla birlikte, artık işlerliğini yitirmiş ve uygulamada geçerliliği kalmamış yasalar da olduğunu kaydeden Bozer, bunlarda da bir ayıklama yapmak gerektiğini söyledi. Devlet Bakanı Bozer böyle bir laramada, yaşayan hukukla yaşamayanm ortaya çjkacağını ve bu taramayı yalnızca kendi bakanlığının değil, bütün bakanlıklann görev alanlarıyla ilgili olarak yapmasınıo doğru olacağını anlattı. Ali Bozer, antidemokratik yasaların olduğu ve bunların nasıl ayıklanacağı sorusunu, bunun kendi görev alanında bulunmadığıru söyleyerek yanıtladı. DIYDIK/GÖRDİK PEKŞm Rolls Royce ve Anadol... 198687 opera mevsimi Istanbul'da G. Vterdi'nin "Rigoletto"su ile açıldı. Galagecesi ben de oradaydım, ama bu konudaki düşüncemi açıklamak istemiyorum. Çünkü bir keresinde açıklamaya kalkmış ve bütün operacıların hücumuna uğramıştım. O yüzden Rigoletto'yu seyerrtikten sonra evime gidip uyumaya çahştım. Pek iyi de uyuyamadım. Çünkü "Rigoletto" boyunca uykumu iyice almış bulunuyordum. Bu kez gördüklerimi ve düşündüklerimı değil, operanın içinden gelen kışilerin anlattıklarını aktaracağım. Hemen belirteyim; söylediklerini bazı belgelere de dayandıran bu kişiçığrından çıktı ve bugünlere gelindi." • • * Bugünler şöyle yaşanıyor: 80 kişilik solist kadrosunda işe yarayan eleman sayısı bir elin parmaklannı geçmiyor. Geriye kalanlar yetersiz elemanlardır. Buna karşılık İstanbul'da 80 solist, 120 korist, 80 orkestra üyesi ve 80 baie elemanı vardır. Yuvarlak sayılarla bunların biraz fazlası Ankara'da biraz azı da İzmir'dedir. Operamızda aynı zamanda avukatlık yapan sanatçılar vardır. Başka kentlerde oturanlar ve 10 senedir "solist" göründükleri halde, daha sahneye adımını atmamış "sanatçılar" vardm (Adlan bizde saklı) Maaşlar son ayarlamalarla yaklaşık 350 bin lira civanndadır. 30 yıllık en yetenekli sanatçıyla birkaç senelik bir korist aynı parayı alırlar. Hatta eski sanatçının emekti keseneği daha fazla olduğu için, genç koristten daha az maaş alması bile söz konusudur. Bu paralar karşılığında sanatçılar her yıl en az 6 ay tatil yaparlar. Çalıştıklan günlerde ise yeterli oyun sahnelenmediği için ya boş otururlar, ya da sırayia çalışırlar Özellikle orkestra elemanları bu işsizlikten yararlanarak bulundukları kentlerin tüm gece kulübü, gazino, bar ve pavyonlanndaki çalgıcı boşluğunu doldururtar. Operaya girebilmek için şimdilerde en çok aranan özellik, sağlam bir'torpil" olmasıdır. Kuramsal olarak bir sınav vardır fakat bu sınavda kimsenin sesine bakılmaz. Asıl aranan özellik mudüre veya kuruldaki diğer kişilere olan yakınlık derecesidır * * * Yakın zamana kadar İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin müdürlüğünü yapan Prof. Mükerrem Berk 65 yaşında "yaş haddinden" emekli olduktan sonra kıymeti anlaşılmış ve 70 yaşında müdürlüğe getirilmiştir. Gençliğinde sadece orkestra elemanı olan Berk, 70 yaşından sonra bakanlık özel danışmanlığı, TRT Yönetim Kurulu üyeliğı, konservatuvar ogretim üyefiği, kooperatif başkanlığı ile opera ve bale müdürlüğü görevlerıni bir arada yürütmeye başlamıştır. Berk'in yeteneklerinin bu kadar geç keşfedilmesinde, Turgut Ozal'ın iktidara gelişinın gecikmesi boş rolü oynamıstır. Çünkü Berk aynı zamanda Semra Özal'ın öz dayısıdır. Bu nedenle müdürlüğü sırasında meydana gelen birçok yolsuzluk (belgeleri elimizde) Özal iktidannın eski Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu'na aktarıldığı halde, bunların hepsi örtbas edilmiş; tersine, belgeleri Taşçıoğlu'na ileten kişiîer hakkında soruşturma açılrmş ve bir kısmı operanın dışına atanmışlardır (adlan bizde). • • * Bizde opera repertuan, ya şef veya rejisörlerin sahneye koyabilecekleri eserler arasından ya da eldeki torpilli "star" ların altından kalkabilecekleri eserler arasından seçilir. Bu yüzden en ünlü tenorlanmız arasında 3 yıldan beri sahneye çıkanlmayanlar, ünlü rejisörlerimiz arasında da yıllarca hiçbir iş verilmeden kızağa alınmış olanlan vardır. Bugünlerde sahneye koyulan oyunların düzeyi anlayanlara göre şu sözlerle ifade edilmektedir. Bizde sahneye konu Türk Hukuk Kurumu Başkanı Muammer Aksoy: Kazım Oksay: İptal edüen yusanın yeniden kabul edihnesL hukuk devletinde okımaz ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Türk Hukuk Kurumu Baskanı Muammer Aksoy, Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği ve bu iptal kararıyla, hukuka aykırıiığı kesinkşen hükümlerin, TBMM'ce bir daha yasa olarak kabul edilmesinin bir hukuk devletinde olanaksız olduğunu bildirdi. Parlamentonun bileyetkilerini anayasadan aldığını ve bu yetkinin Anayasa Mahkemesi karanyla sınırlandınldığını kaydeden Aksoy, "Anayasa Mahkemesi kararlan, Yasama Meclisini dahi baglar" dedi. Muammer Aksoy, anayasanın 153. maddesi uyannca, iptal edilen hükümlerin ya da yasaların, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararımn Resmi Gazete'de yayımlanmasına kadar yürürİükte kalmasını da eleştirdi. İptal karanna karşın, Ajıayasa Mahkemesi yetkililerinin İcarannın hiçe sayılarak sürdürülen işlemler geçersiz sayılmazsa, Anayasa Mahkemesi kararlarının "fiilen etkisiz, hatta geçersiz kâgıt parçalan" durumuna düşeceğini vurgulayan Muammer Aksoy, şöyle dedi: "Biından ötürii, Anayasa Mahkemesi'nin daha önce iptal etmis olduğu hükiimleri yeniden kabul eden bir yasayı ikinci kez iptal ederken, Yasama Meclisi'nin yetkisini açıkça kölüye kııllandığını belirtmesi ve bu tasarrufu dolaylı bir işlem 'bir tür hilei şer'iyye' olduğunu saptaması ve bu yasanın hiç yok sayılacağr gönişünü benimsemesi gerekir" Türk Hukuk Kurumu Baskanı Muammer Aksoy, bunun, "İptal kararından sonra yapıian tüm işlemlerin geçersizliğini gösteren bir içtihadı benimsemek" anlamına geleceğini bildirdi. Muammer Aksoy, bu düşüncelerinin, Türkiye'de yabancılara mülk edinmesine olanak veren yasanını iptalinden sonra da yabancılara mülk satışlarının sürmesinden kaynaklandığım kaydetti. Geçen yıl ağustos ayı sonlannda Arıayasa Mahkemesi'nin gerekçeli iptal kararımn Resmi Gazete'de yayımlandığını, iptaJ edilen 3029 sayılı yasanın bu karardan sonra 3278 sayılı yasa olarak ve aynı içerikle yeniden kabul edildiğini anlatan Aksoy, "Böylece yasama meclisimizin çoğunlugu biz Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerini tanımıyoruz demişlerdir" dedi. Bölücülen bizce malıun kaynaklarca besleniyor ANKARA, (Cumhuriyn Bfirosa) Olağanüstü Hal Kurulu, bazı ilıtnlar ntdeniyle bu yu üretimi daha da artan limon, dışsatım daralınca lerdelci olağanustu hal uygulamasının kaldırılması yolunda karar aldı ve bunu Başbakanlığa önermeyi kararlaşurdı. Olağanüstü Hal Koordinasyon Kunılu'na başkanlık eden Devlet Bakanı Kâam Oksay, "Üç kıtanın stratejik noktssı üztrinde yer alan ulkemiz, nereden ve bangi kaynaklardan bcsiendikleri ve bizce malum olan bolıicu ve karanlık mihraklann iştahını kabartnuktadır" dedi. Oksay, toplantıdan önce yaptıgı ka şey eker. Şu an piyasada üç dört açıklamada son zamanlarda güneyergisi ve ihracat lüccar ile ENKA var. ENKA paranın do|u bölgesinde huzur ve güven orvaü, geçen yılki yarısını ödedigi için ürelicilerin bazı tamını bozmaya yönelik "bazı zlirlenen fiyata ları limonunu ENKA'ya veriyor. Biz kıptrdanmalar" olduğunu, çapı ve de piyasa açılır açılmaz ENKA'ya ver kapsamı eskisi ile mukayese edilemetüccar ise daha yecek kadar küçük de olsa, bölücü dik. Duşuşten fazla etkilenmedik." eşkıyanın zaman zaman vurkaç cinsinden gerçekleşlirdiği mevzi eylem;u gibi 130 liradan açıian pıyasayı Yaklaşık bin limon ağacının sahibi lerin milli birliğe yöneldiğini vurguımezlerken, limonun kilosunun uretici lrfan Özdil ise limonunu sata ladı. Oksay özetle şöyle konustu: aya'düşmesiyle ne yapacaklarını mayanlardan. Yörede genellikle çok "Asıl üzerinde darnlması ve miıteirtar. büyük bahçe sahipleri olmadığını, bu dömım arazisinde 1100 ağaçla linedenle böyle ürelicilerin kolay teslim yakkız olunmasj gereken husus, beyyetiştiren Sail Levent, bu yıl paolduklarmı belinen özdil, şunlan söy nelmilel terorizmin diınya genelinde başlariıgı tırmanıştır. Bizim yıllar öncbğ» limonlarla ancak geçen yılledi: ce işarct ettiğimiz bu leblikeyi, nihaısraflarını karşılayabileceğini beyel diger ulkeler de daha yaluodaıı, ek, "Hükümet geçici degil kalıcı "Eni sonu biz de bir tüccarla ania ibret ve endişeyte (akip etmeye b«şnter almalıdır. Yöksa 10 >ıl sonşacagız. Başka çıkar yolumuz yok. lamışlatilır." ifke'de hiç limon ağacı goremez Hükümetin bazı redbirler aldığinı göKurul üyeleri ile olağanüstü hal şaşırmayın" dedi. Birçok üretiriiyoruz. Ama yeterli degil. thracatla iâdişının ortada kalan limonlailgili konuların halledilmesi lazım. uygulanan illerin valilerinin kaiıldığı dünku Olağanüstü Hal ve Kooruaüntüsünü yasadığını ileri süTIR sonınu sürekli bir çözüme kavuş dinasyon Kurulu toplantısından sonatf'ievent şöyle dedi: turulmalı. 250 bin ton limonun 150 ra yapıian açıklamada, özellikle olaeçtn yıl bahçemi dört kez ilaçbin tonu ihraç edilmeli, çunkü 100 bin ğanüstü hal uygulanan illerdeki asa\ \r ilaçlama bize 450 bin li ton limon iç tiıketimi karşılayabiliyor. yiş dururaunun gözden geçirüdiği bil!»„ eldu. Girdilerin devamlı artOysa şu ana kadar ancak 20 bin lon dirildi. Yapıian değerlendirmeler irvecde üriin bedeli geriye giderse ihracat oaglantısı yapılabilmiş. Bu li sonucunda daha önceki dönemlere onınla bu illerde göven ve asayişin ; b uriine ilgi duyroaz. Söker başmoncu için (ehlike sinyalidir." iyiye gittiği belirtilerek, bazı illerde hiçbir ideolojik olayla karşılasılmadığı kaydedildi. \\yıl 60 lira u yüzü ekşidi lerin anlattıklan ilgili makamların meçhulu değil... Fakat bugüne kadar hiçbir şey yapılmamış... Biraz sonra okuyacaklarınız uydurma bilgiler ya da beni kasıtlı olarak yanlış yollara sevk etmek için abartılmış olabilir. Belgelere dayananlar dışındakiler için kesin olarak "doğrudur" diyemiyorum, ama ilgili makamlar tarafından incelenmesi için ortaya koyuyorum. * * * Söz konusu kişi operamızın bugün uluslararası alandaki yerinin "sıfır" olduğunu ileri sürerek şunlan anlatıyor: "Operanın ilk yıllarında üstün vasıflı yabancı sanatçı ve hocalar geliyordu. Bunlar operamıza bir hız verdiler. Fakat daha sonraları spor kulüpleri için tanınan hoşgörü, sanat kuruluşlarına tanınmadı ve kaliteli yabancı sanatçı getirilmesi engellendi. Tek tük gelenler ise ya kendi ülkelerinın en kötüleri ya da bu işe yenı başlayanfar arasından seçıldı" "Bu arada "gardaşım, biz bu işlerden anlamayız, siz ne istıyorsunuz onu söyleyin" diyen kültür bakanlannın da devreye girmesiyle işler iyice lan eserle, eserin orijinali sında bir benzerlik vardır, ama bu benzerlik Rolls Royce araba ile Anadol arasındaki benzerlik kadardır. Kısacası operamızın içinde bulunduğu durum tek sözcükle "içler acısı" dır. • • k Yukardan beri anlattıklarım Opera'nm içinden gelen kişilerin anlattıklan. Başta da be. lirttiğım gibi bazıları belgelere dayanan bu iddialann tümü gerçek olmayabifir. Bir sanat olayı söz konusu olduğu için,belgelere dayandırılamayan" iddialar gazeteci olanaklarıyla araştınlması söz konusu olmayan konulardır. O yüzden bunlan ortaya atmak ve incelenmesi için ilgililerin ilgisini beklemekten başka elimizden bir şey gelmiyor.. \XK\K\ TVS1 Yılmaz'a ilk direktif MESUT Yılmaz, Belgrad'a bevlet bakanı olarak gitti, aynı unvanla aldığı yetkiye dayanarak Yugoslavlarla karma ekonomik protokoi pazartığı yaptı, yalnız bu arada biraz konusu dışına çıkarak o sıradaki Kultur ve Turizm Bakanı Taşçıoğlu adına Yugoslav Turizm ••", Bakanıyla görüştü ve de ertasi gün yeni görevini öğrendi. Aslında böylece kendi adına görüşmüş oldu. Ancak ilk resmi "faaliyeti" de Cumhurbaşkanı Evren ile Saraybosna Müzesini gezerken "yapmış" oldu. Evren müzenin etnoğrafya Askeri Yargıtay, 1 idam, 2 ömürboyu hapsi bozdu Türk Devriminin Yolu davasında ölüm cezasına çarptmlan Zafer Koç ve ömürboyu hapis cezasına çarptmlan Sema Yiğit ve Tahsin Aydoğdu hakkında verilen cezalar bozuldu. ANKARA, (ANKA) Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 3 Numaralı Askeri Mahkemesi tarafından, yasadışı Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu Türkiye Devriminin Yolu adlı örgüte üye olduğu ve anayasal düzeni yıkmaya yönelik eylemlerde bulunduğu iddiasıyla ölüm cezasına çarptmlan Zafer Koç hakkındaki karar, Askeri Yargıtay tarafından bozuldu. Aynı davada yargılanan ve aynı suçlamalarla ömür boyu hapis cezasına çarptınlan Sema Yigit ve Tahsin Aydoğdu hakkındaki kararlar da Askeri Yargıtay tarafından bozuldu. Askeri Yargıtay, aynı dava saruklanndan Bülent Özer, Behlül Karahan, Ayhan Camalan, Ali İhsan Yılmaz ve Riistem Akgiin'ün 6 yıl 8 aylık, Suna Özüdoğru ve Gülseren Keçeci'nin ise 4 yıllık ağır hapis cezalarmı onayladı. Haklarındaki ölüm ve ömür boyu hapis cezası kararlan bozulan Zafer Koç, Sema Yiğit ve Tahsin Aydoğdu, önümüzdeki günlerde 4'uncü Kolordu Komutanlığı Ankara 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde yeniden yargılanacak. »Su sorunu onu ua etkileuı. jmt Su ve diplomasi TÜRKİYE'nin su sorunu so yöneticinin Türk diplomatlara nunda oldukça üst düzeyde bi aktarması üzerine ortaya çıkdiplomatik sohbete bile konu mış. Gerçi Amerikalılar su meoldu. ABD Savunma Bakanı selesini diplomatik bir sorun VVeınberger Türkiye'ye geldi yapmadılar, ama Türk tarafı ğınde Ege'de tanınmış bir tu gereken açıklamayı yapmakristik tesiste kalmıştı. Ancak tan kendini alamadı: VVeinberger bu tesiste odasına Turistik yörelerımizde su sıçekilip bir duş almak isteyince kıntısı bulunduğundan çoğu bir sürprizle karşılaşmış ve belediye ya da tesis sorunu kendi deyışiyle "duştan tanı denizden su çekerek çözmekmadığı bir şey akıyormuş." leydı ve sonuçta musluklardan VVeinberger bu konuyu "sır" zaman zaman "suya benzer olarak saklamış ve konu Hale şeyler" akıyordu. Amerikan tafoğlu'nun son ABD gezisinde rafı açıklamayı anlayışla karşıüst düzeyde bir Amerikalı ladı. önemli, seçim mi? şöyle bir süziıp yanılladı soru söylemiyoruz. Çünkü bizim isteğimiz limonda oluşanftyattnyüzde 30\t doEğtr milletvikili seçimi olsaydı layında bir primdi. Avusturya, tskankdzanırdu Baksana bir kişi limo dinav ülkeleri gibi ihracat yapttğtmız üatıyor mu? pazarlarda bu primin faydası olacakÇetın Yılmaz anlatıyor her yer tır. Ancak büyük pazar durumundaki AET için bunu söyleyemeyeceğiz, idO yaşlı yurttaş... Fiyat şimdilerde bir ton limonda 300 O.eski milletvekili, bilir bu işle dolar dolayındadır. Bizim istemimiz olan yüzde 30'u hesaplarsamz 90 dofkeüe limon ve politika, tçelyö lar yapar. Bu da kiloda 63 lira gibi bir k ise tüm narenciye zaten polı prim demektir. Yine limonun AET\n içindeydi. Bir yerel seçim hiç ye gitmesi zordur. Hiç yok tan iyidir ıman için genel seçim gibi poli diyoruz. Bu ifademizde AET ve diğer ılgaJanmada yelken açmaz, ama ulkelere aynı anda ihracatı yapan için CUMHURBAŞKANLIĞI Bageçerlidir. Çünkü AET'ye yapıian ih"açsın" istiyordu. sın Müşaviri Ali Baransel, baçen yıl 135 liradan açıian limon racatta karşılaşılacak zarar diğer ülsınla kurduğu iyi diyalog ve tii, bu aylarda 200 lıraya fırlamış kelerden telafi edilebilir. Kâr edilmez tiz çalışmasıyla, her gazeteciyıt ise 130 liradan başlamış, şu ama firma kendini kurtarabilir. nin sorununu çözmesiyle bili• •• rcte 60 lıraya dek düşmuşlü. nir. Cumhurbaşkanı Kenan EvT'nin Turkiye çıkışlı limon dışSilifke'de pazar gunü yapılacak beren'in son Yugoslavya gezisinında gümrük vergısıniytizde 4'e de ise yoğun koşuşması Banasmdan sonrafark giderici ver lediye başkanlığı seçimi narenciye üreticilerinin ANAP iküdarına karşı tavransel'i az daha güç durumda ? 14marka yukseltmesi tıkanmarını da betli edecek. bırakıyordu. Yugoslavya Cum'•'•a nedeniydi. TZOB Genel Narenciyede fiyatlann hızla düşmehurbaşkanı Hasani'nin Evren Jsman Özbek, Türkiye Naonuruna verdiği yemek öncee Ihracatçılan Birliği Başkanı si özellikle limon ureticilerinin eskiyılsinde yoğun programın ardınler Başbakan Turgut Özal'la ko lara özlem duyması ANAP'ın işini lişkin gorüşme yapnlar. Kısaca, zorlaştınyor. Her ne kadar ANAP'ın ida çözüm yolu" aradılar. Bir "vaat yağmuru " bu yörede sürse bile narenciye ureticileri ağız birliği etmişmra narenciyede kilo başına 30 çesıne aynı tümceleri yineiiyorlar: Alrlilcg~is*tl A/nnri1rwnflt AnayasaProfesörii Orhan Aldıkaçtt, damaduıahakaret SHP'de şimdilerde hemen im uygulamasma geçildi. Geçen yıl 200 lira olan limon bu ^ l f C 4 » f l l » Ç t f JUIgllMIIWI hemen her şey komisyonlara e t t i ğ i i d d i a s ı ü e 3 y ü a k a d a r fupis c e z a s l i s t e m i y l e y a r . Öner'le, limon ağırlıklı narenyıl niye 60 lira? havale ediliyor. güandı. Damadı Kamil Kehale'nin şikâyetiüzerine açıian hakaret davasının dünkü oturumuna katılan tnusunu görüşürken şöyle di• Ptansız ve programsız bir tarımsai sanık Aldıkaçtı, mahkemede sanık sandalyesiyerine avukatları Süheyl Donay ve diğer damadı avukat Grup Sözcüsü Sururi uğraş Akdeniz'de üreticiyi güçsüzleş Cengiz Akmcı'nm arasında oturdu. Aldıkaçtı'nın damadı Kamil Kehale, kayınpederinin kendisi ile ilBaykal, grup toplantısından ayın Başbakan Titrgut özalile sonra basına hep şöyle .rdemln bizleri dinlemesi ve so tiriyor. Limon bahçeleriyeryer sökit gili olarak bir gazeteye gönderdiği ve hakaret unsurlan lasıdığı için yayımianmayan tekzip metninde kendisine hakaret edildiğini bildirerek davacı olmuştu. Istanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesinde dün açıklama yapıyor: t/feceklerini ifade etmeleri bile lüp, parsellenerek satüıyor. "Yabancılara mülk satışıyla madır. Üstelik gorüşme sonun Ege ve Karademz'de nasıl liitün ve başlayan davada sorgusu yapıian sanık Aldıkaçtı, tekzip metnini yazarken yasal haklarını kullandığı1 ilgili gensoru hazırlıklan ı verileceğinin açıklanması top politika beraberyurUyorsa, Akdenız m, hakaret kastı ile hareket etmediğini söyleyerek suçlamaları reddetti. Mahkemenin yargılamayı dosarenciye ürunleri açısından de de narenciye ile politika aynı kul yantn incelenmesi için ileri bir tarihe erteleyeceği sırada, davacı Kamil Kehale nin avukatı Onder Öztürel,için Seyfi Oktay duruşmanın erken bir saate alınmasınt isteyince, Yargıç Nejat Savaş, "hterseniz 9.32 bile olabilir. Ben başkanlığında bir sayılabilir. Sarenciyedeki dar varda koşuyor. îşıe güneyde "sıcak ve heyecanh 9.30'da geliyorum. tki dakika sonra baslayabiliriz " diyerek duruşma saatini zapta 9.32 olarak yazdır komisyon kuruldu. aşabiliriz umudunu taşıyoruz. Siyasi yasaklar limon konusunda aynı şeyi politika " bu çı zgıde uzayıp gidiyor... dı. Yargılamaya 5 arahkta devam edilecek. (Fotoğraf: ŞENOL KONUKÇU) Güven ve asayişin sağlanması için güvenlik kuvvetleri arasında tam bir koordinasyona gidildiğine de degınilen açıklamada, önumuzdeki günlerde de bu işbirliğinin sürdüruimesinin önemi vurgulandı. Koordinasyon Kurulu, bu değerlendirmeler sonucunda bazı illerdeki olağanüstü hal uygulamasının kaldınlabilmesi yolunda bir karar alarak, bunu Başbakanlığa önermeyi kararlaştırdı. Baransel'in kostümü dan giyinmek üzere koşarak oteline giren Baransel bir sürprizle karşılaştı: Çaltşma arkadaşlarından birisi Baransel'in gecikme olasılığını düşünerek yemeğe giyeceği koyu renk kostümü alıp saraya götürmüştü. Baransel için tek bir çözüm vardı, saraya gidip orada kostüm değiştırebileceği bir yer bulmak. Neyse yer bulundu, Baransel değişti ve yemeğe gerektiği gibi katılabildi. Y*MzYenı bakanlığında ilk direktifi Evren'der aldı. bölümündeki düzenleme ve sunuşu çok beğendi ve taze Turizm Bakanına dönerek bizim etnoğrafya müzesinden birinin gelip burayı incelemesi ve benzer uygulamalar yaptlmasını istedi ve böylece Mesut Yılmaz ilk "resmi faaliyet" olarak Evren'den "direktif' almış oldu. Her şey komisyona havale konusunda Sururi Baykal'ın koordinatörlüğünde bir komisyon kuruldu. Zamlarla ilgili genel gorüşme önergesini hazırlamak üzere Aydın Gürkan başkanlığında bir komisyon oluşturuldu" Bir gazeteci dayanamadı ve Baykal'a sordu: "Sayın Baykal, her şeyi komisyona havale ettiniz. Şu anda SHP neyapacak?" Altınsoy'un derdi çok ANKARA Anakent Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy'un son kömür bunalımından başı çok dertte. Ama Altınsoy bir "düşman" daha kazandı. Çünkü kömür krizi nedenıyle evinde kalorifer yanmadtğı için Mesut Yılmaz'ın oğlu da hastalanmış. Altınsoy dikkatetsin, Mesut Yılmaz bu olayı hiç de hoş karşılamadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle