23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EKİM 1986 KÜLTÜRYAŞAM HASTVANLAR tSMAİL GÜLGEÇ YÖNETEN ŞAHİN ALPAY CUMHURÎYET/S YAYIN DUN^ASEVDA INCELEME ARAŞTIRMA Japon çağdaşlaşmasi ya da 'silkinen Doğu9 Mehmet Turgut, Japon Mucizesi ve Türkiye, Dergâh Yayınları, İstanbul 1986, 584 s. SELÇUK TÖZEREN Japonya'nın çağdaşlaşmasi 1900'Ierden beri Batı'da ve Doğu'da olduğu gibi Turkiye'de de ilgi çekmektedir. ABD'li modernleşmecüer için Japonya, milliyetçi devrimlere alışkın Üçüncü Dünyaya önerilebilecek, itidal telkin eden ılımlı bir gelişme modelidir. Sol yorumculara göreyse, hadise tamamlanmamış bir burjuva demokratik devrimidir. Yerine göre bu süreç geleneksel ve yeninin bir arada bulunduğu tipik bir 'geçiş' toplumu, yerine göre de özünde bir DoğuBatı sentezidir. Japonya'nın çağdaşlaşması asknda, Almanya ve Italya için uygun görülen "geç gelişenler" modeline benzer. Ancak, bu süreç Japonya'da gerçekleşince, Batıhlar tarafmdan bu sefer, Doğulu Japonların •yabana' olmalan dolayısıyla, bir 'mucize1 veya 'muamma' olarak görülmektedir. Batı için 'mucize" telakki edilen bu tarih ancak uzmanlann elinde belli bir mantığa kavuşturulmaktadır. Asya ve Japonlar Türk düşünüriin Japonya'ya tepkisi, birçok bakımlardan 19. ytlzyıl Asyalı düşünurlerin yorumuna benzer. Çağımızda ilk defa bir Doğu toplumunun Batının bilim, teknoloji, ve sanayi devrimlerini gerçekleştirmesini temsil eden Japonya, 1905 yılında RusJapon savaşından galip çıkınca belki Batılılan takdir ve kaygıya sevk etmiş olabilir, ama o, Asya toplumlarının kamuoyu için 'silkinen Doğu'ydu. Nitekim, Çarhk Rusyası'ndaki Türkçülük ve lslam hareketlerinde yer alan Abdürreşit Efendi'nin İstanbul basımh Âlemi lslam adh kitabında anlattığı Japonya seyahati, Meşrutiyet basınının hayranlıkla bahsettiği Japon zaferleri, daha önce Abdülhamid'in Ertuğrul gemisini Japonya'ya yollaması ve Meiji tmparatorunun ıslabatlanyla ilgüenmesinı içeren geUşmeler, başanlı Japonya imajını Türk toplumuna mal etrniş gözükmektedir. Asya'da Çing hanedanının ılımlı bürokratlan ile onlann düşmanlan Çin miUiyetçilerinin babası Sun Yat Sen gibi karşıt göruşlü birçok Asyalı aydın, siyaset adamı, Meiji Japonyası'nı kendi çizecekleri çağdaşlaşma yolu için örnek almıştır. Yakın tarihimizde daha kopuk bir şekilde ilgilenüen Japonya, Osmanlı Cumhuriyet çağdaşlaşmasında patlak veren iç buhranlar, hızlı kültürel değişim ve kültür sorgulamalannın gündeme geldiği çalkantdı dönemlerde, bir "alternatir' olarak ilgi çekmiştir. Türk cağdaşlaşmasının zayıf noktalan veya başansız yönlerinin tartışmasında Japonya bir ideal model oluşturmakta; her şeyin nispeten normal olduğu dönemlerde ıse Türk moEfendi gibi Japonya'yı, şahsen görmüş ve etkileruniş bir siyasetçi yorumuyla ele almaktadır. Japonlann Batı uygaılığını iyice öğrenip, bünyelerine uygun olanı seçmesini övmekte; OsmanhCumhuriyet aydın ve devlet adamlannın, birkaç istisna dışında, bilinçsiz ve programsız bir Batıhlaşmaya girmesini eleştirmektedir. Kurduğu bu "müsbetmenfı" analizini çesitli konulara uygulamaktadır. Yazar, (Wwd ve Rustow'un 1964 tarihli TürkiyeJaponya karşılaştırmasında olduğu gibi)Japonlann Batı ilim ve teknolojisinin yöntemine önem vermelerini, sanayileşzar, Batı yerine, bu sefer Japonya'yı idealleştirmektedir. Aslında, Osmanlı ve Turkiye tarihine nazaran, belki de daha derin sosyal bunalımlann ve insan trajedisinin yaşandığı Japon modeTnleşmesi, sanıldığı gibi kolay ve istikrar içinde olmamıştır. Nıtekim, modern devlet ve sanayinin agir toprak vergileriyle k\ırulduğu dönem, binlerce köylü isyanına ve bunlann tahribatına da sahne olmuştur. 1920'krde genç Japon demokrasisinin, yüklü ordu yatırımlanndan biraz vazgeçip, sivil halkın talep ettiği sosyal içerikli hizmetlere, eğitim harcamalanna geçişi, başka faktörlerin yanında dönemin istikrarsızlığına neden olmuştur. Pirinç ayaklanmalan, işçi hareketleri yanı sıra, aşın milhyetçi subaylar birçok srvU devlet adamıru ve politikaayı suikastiere kurban etmiş, nihayet 1930'larda bazı subaylar, bir nevi emrivaki yaparak, Çin kıtasmda yayılmacılığa başlamıştır. "Milli ruh"un aşın heyecanıyla girilen II. Dünya Savaşı'nın âkıbeti ise mâlumdur. Aslında, bu olaylann eklenmesiyle, Japon çağdaşlaşmasmın bugüne uzanan tarihi, yazann yansıttığı istikrarlı bir evrimden ziyade görkemliyi ve korkuncu bir arada bulunduran bir epik romana benzemektedir. Yazar, savaş sonrasınm gelişmelerini aynntüı bir biçimde vermektedir. Burada, MacArthur yönetimindeki işgal idaresinin, ünlü devlet adamı Yosida Sigeru kabinesinin soğukkanh ve pragmatik desteğiyle gerçekleştirdiği demokratik anayasa, Amerikan kitle eğitimi ilkesini temel alan milli eğitim, toprak reformu, sendika yasalan, ve nihayet bugüne kadar başanyla işleyen parlamenter sistemin kurulması, hatta kadınlara oy hakkının verilmesi gibi konular ele almmaktadır. Yazar, hakh olarak toprak reformunun önemi üzerinde durmaktadır. Nitekim, savaştan önce çeşitli sosyal bunalımlara neden olan topraksızlaşmanın önlenmesi ve toprak ağahğının tamamıyla ortadan kaldıntaıası, Japonya'yı gıpta edilen sosyal huzura kavuşturmuştur. Ancak, yazar, anayasa, sendikal haklar, öğretmenkr, milli eğitim konulanndaki değerlendirmelerinde, bu kurum ve kesimlerin halen Japon demokrasisinin önemli parçalan olduğunu yeterince vurgulamıyor. tşgal yıllanndan sonra eğitim sistemi ve ilkelerinde önceleri yıllar yıh tatbik edilen milliyetçi eğitime kesinlikle dönulmemiştir. Temel hak ve özgürlükleri tanıyan anayasa ve çeşitli sosyal kurumlar halen Japonya'nın demokratik düzeninin temelini teşkil etmektedir. Yazann üzerinde durduğu milli tarih, milli kültür anlayışının neden Türkiye'deki çağdaşlaşma söyleminde Japonlarınki gibi yer almamış olmasına gelince: Meiji önderlerinin karşısında, geleneksel kültür ve din motifleriıü kullanan güçlü bir iktidar rakibinin mevcut olmaması Japonya açısından bir acıklamadır. Japonlann eski kültür ve tarih ile bu kadar mucadele etme gereğini duymamaları, iki toplumun şartlanmn temelde farkh olduğunu göstermektedir. Bugünkü Türkiye'nin değerlendirilmesinin, Japonlara özgü bir kültür modelinden ziyade Osmanlı geçmişinin siyasal ve sosyal dönüşümleri ışığında yapılmasının daha gerçekçi olacağını düşünmekte fayda vardır. KİM KtME DUM DUMA BEHtç AK Mehmet Turgut delinin Batıya yönelik yüzü tekrar gündeme gelmektedir. Doğan Avcıoğlu'nun Türkiyei nin Düzeni kitabındaki, Ahmet Kabaklı'nın Tercüman gazetesinde yakın zamanlarda neşrettiği enteresan makalelerdeki Japonya modellerinin şüphesiz, benzer çok az noktalan mevcuttur; ancak ikisi de Türkiye gerçeğini açıklayıcı birer Japonya'yı anlatmaktadır. Bu tarihsel ilgiye rağmen Japonya üzerindeki ilmi çalışmalar ise, ne yazık ki, çok geç kalmıştır. Japonya konusunda çalışan araştırmacılar sayıhdır. Tarihsel ilgi Mehmet lurgut'un Japon Mucizesi ve Türkiye adlı 600 sayfalık kitabı Türk düşünürünün Japonya modeiine duyduğu tarihsel ilgi kategorisine uygun görünmektedir. Yazar, Abdürreşit Çeşitli AP nükümetlerinde ve 12 Eylül sonrasında Ulusu hükümetinde bakanlık yapan Mehmet Turgut, Japon Mucizesi ve Türkiye adlı kitabında Japonya'yı, şahsen görmüş ve etküenmiş bir devlet ve siyaset adamı yorumuyla ele almakta. meye öncelik tarumalannı Imparator'a olan saygının yarattığı otorite devamlıbğını; özellikle de, topluma milli eğitim yoluyla "müli ruh", "mUli tarih", "milli şuur" anlayışmın verümesini, dolayısıyla sosyal dayaruşmanın sağlanmasını, Japon bilançosunun olumlu ana faktörleri olarak görmektedir. Öte yandan, yazara göre Osmanlı Batıhlaşmasında büimsel gelişmenin yetersizliği, kültürel Batüüaşmamn yüzeyselliği, siyasal darbeler tarihi ile cumhuriyet eğiuminin laiklik uğruna aşın pozitivizm ile yoğrulmuş içeriği, milli iktisat düşüncesinin geç kavranması, sanayileşmeye geç girişilmesi OsmanhCumhuriyet taiihinin olumsuz yönlerini sergilemektedir. özellikle 12 Eylül öncesinin siyasal çalkantısından etküenmiş bir yorumla, Türk çağdaşlaşmasımn bir muhasebesini yapan ya ıçerote <ne, d'iar/d3 çıçekler açmii, .' o t ... PİKNİK PtYALE MADRA SEM ESEMI 8İE4Z SEVMyöCSUNDUE HIZLI GAZETECİ NECDET ŞES Göçmen işçiler ve uluslararası h ukıık Batı Avnrpa'ya yönelen uluslararası işçi göçmen ve buna bağh sorunlara ilişkin arasurmaIar son yıllarda Avrupa'da en çok UrUn verilen bilim alanları arasında geliyor. Bu geniş alanın bugüne kadar pek az işlenmiş konulanndan biri, göçmenlerin uluslararası hukuk açısmdan konumu Uzerine yeni yayımlanan calışma, bir Türk araştırmacıya ait. YÖK uygulamalannı protesto ederek üniversiteden istifa eden bilim adamlanndan Ankara Ü. Siyasal BUgüer Fakültesi eski öğretim üyesi Dr. ömer Madra'nın bir Avrupa Konscyi bursundan yararlanarak hazırladığı çahşma, Hollanda'nın Ankara Çalısma Ataşeliği'nin mali desteği ile yayımlandı. ingılizce kaleme alınan inceleraesinde Dr. Madra, göçmen işçilerin çaUştıkian Ulkelere giris cıkışlanru düzenleyen kurallan; sabip olduklan ekonomik, sosyal ve kültürel haklan, kısacası, göçmen işçilerin hukuki statüsünü sistematik bir şekilde ele almakta. Mtgrmnt Workcrs aad lateraatioBai Law (Ankara, 1986) adrnı taşıyan çabsma, konusunda dünyada yazılmı? ender monografüerden biri, belki de ilki. Çahşma. uluslararası hukukta yabancı kavramı uzerine kuramsal bir girişte (1. Bölüm) göçmen iscüere yapılacak muamele konusunu (özellikle KuzeyGüney diyalofu çerçevesinde) ele ahyor. Ikinci bölümde, göç olaymı çevreleyen ulusalararası kurallann evrensel, bölgesel ve ikili düzeydeki gelişmesi izleniyor ve devletlerın göçmen isçikere muamele dUzeyinin yükseltilmesindc bu uluslararası sözleşme ve antlaşmalar ağının etkintiği tartışılıyor. Üçüncü bölümde, geliştirilmesine çahşılan uluslararası kural ve standartların içeriği duinlemesine tahlil ediüyor; bunlann hangi ölçüde devletleri bağlayıcı uluslararası hukuk kurallarma dönüştüğü meselesi tartışılıyor. Sonuç olarak, devletlerin ülkelerindeki yabancılar ve özellikle göçmen ışçiler üzerindeki egemenlik yetkilerine uluslararası hukuk düzeyinde ne ölçüde kasıilamaiar getirilebılecegi temel sorusuna yanıt arayan eserde, göç olayının temelde devletlerin bir iç meseleii sayıiması eğiliminin ağır bastığı, bununla birlikte devlet yetkilerinin de özellikle evrensel insan hak ve özgürlükleriyle eni konu sınırlandınlmakta olduğu gerçeği saptanıyor. Yine önsözde belirtildiği gibi, bir tür 'Göçmen Işçiler Hukuku El Kitabı' olarak hazırlanan bu çalışmanın sonuna 1984 yıkna kadarki yayımlan kapsayan oldukça aynntılı bir 'Okuma Listesi1 de eklenmiş. dauğunu.'. Dışardan h\ç sas galmıyordu.. Oysa Du saatte çocuk cayırtılorf, korna scstori, pancaraddn bcğıranfar, tangırtılar, Ml&GU'nun küÇürkri, hapsi hepsi... Birâan aniayıvarüirn . garjpı'iğîn ne NEREYE eİTTİ BallconG çıkıp bakbm. Kimszlar yok, kadilar bilc ... ~Iam bir ölüm scssızliğf •"•~ çokmüş sokağa .. BU IM5ANUR ?.. J ÇİZGİIJK KÂMİL MASARACI KISA... KISA... KartMarx/1844 FELSEFE YAZILARI, Çev. Murat Belge, V Yayınlan, Eylül 1986, 184 s. Karl Mara'ın (18181883) insan doğasının sosyal ve ekonomik koşullara göre değişen, tarihsel niteliği ile ilgili teprisinin yer aldığı eseri 1844'ün Iktisadi ve Fdsefi Yazılan Turkçe yayımlandı. Murat Belge'nin metinlerin İngilizce çevirisinden Türkçeye aktardığı yazılar, Manc'ın, HegePin etkisi altında olduğu gençlik dönemi düşüncesinin temel eseri. Murat Belge'nin dilimize kazandırdığı bir başka kitap da W.T. Stace'in Hegel Uzerine adlı tanınmış incelemesi (V Yayınlan, Temmuz 1986, 229 s.) Friedrich Nietzsche / TARÎH UZERİNE, Çev. Nejat Bozkurt, Say Yayınlan, Eylül 1986,192 s. F. W. Nietzsche'nin (18441900) Türkçeye kazandınlan yeni bir eseri, Çağa Aykın Düşönceler adh kitabının ikinci bölümünü oluşturan "Tarihin Yaşam tçin Yararı ve Zararı Üstüne" (1874) adh yazısını kapsıyor.Kitapta aynca Nietzsche'nin yasamöyküsü ve "Nietzsche ve Felsefesi Üstüne" başlıkh bir tarutıcı metin ile eseri Almancadan dilimize çeviren Nejat Bozkurt'un sunuş yansı yer ahyor. Karl Jaspers / FELSEFE NEDİR, Çev. tsmet Zeki Eyuboğlu, Say Yayınlan, Eylül 1986, 413 s. Varoluşçu felsefenin kuruculanndan olan ünlü Alman düşünürü Karl Jaspers'in (18831969) Was ist PhUosophie (1968) adlı son yapıtı dilimizde yayımlandı. Kitabm giriş bölümünde çevirmen I.Z. Eyüboğlu'nun sunuş yazısı ile Jaspers'in kendi kaleminden yasamöyküsü yer alıyor. Kamuran Gürün / SA VAŞAN DÜNYA VE TÜRKİYE, Bilgi Yaymevi, Eylül 1986, 416 s. Emekli Büyükelçi Kamuran Gürün'ün Türkler ve Türk Devletleri Tarihi adh kitabını izleyen yeni kitabı, 1918'dengünumuze uzanan zaman diliminde Türkiye açısından uluslararası politik gelişmeleri konu ahyor. Yayımlanan bu birinci cilt 19181925 dönemini kapsamakta. AĞAÇ \AŞKEN EĞİIİR KEMAL GÖKHAN CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜTNDEN HABERLER AYIN EN ÇOK S/OAN KİTAPLARI ŞflR 24.9.198622.10.1986 1 2 3 4 5 I 7 I • 1 1 001JN0 «2.255 KİJM1 152424 152416 •32JMI 152JM IN2J032 Şatak Tur1ajsu/Nwzat Çelik Butun Şiirieri/Salati Birsel Ezgili Yurek/Ruhi Su Butun Şıırteri/Ortıan Veli Acıyı Bal Eyledık/Hasan Huseyin Kandan Kına Yakılmaz/Hasan Hüseyin Carrteda/Can Yücel Bugunün Diliyle Hayyam/Haz. A. Kadir Kelepçemin Karastnda Bir Ak Guvercın/M Hüseyin Elsaya Şiırter/L. Aragon (Çev: Sait Maden) Hyıtı 525^ 115070O75O954V YURTDIŞENDAN mekte Olan Ülkelerde Kadın: TÜRK KÜLTÜRÜNÜN Türkiye Örneği) başlıkh kitabı. DÖNÜŞÜMÜ Günsel Renda ve C. Max ABD'nin Denver Üniversitesi Kortepeter'in editörlüğünü yap Uluslararası Araştırmalar Enstitıkları The Transformaüon of tüsü tarafından yayımlanan kiTurkish Culture adh İngilizce ki tapta Prof. AbadanUnat'ın katap (Kingston Press, Princeton, dınlann Türkiye'nin siyasal, ekoUSA, 1986) Türk kültürünün çe nomik ve sosyal hayatındaki yeşitli alanlanndaki çağdaşlaşma riyle ilgili incelemeleri bir araya hareketlerini inceleme konusu toplanmakta. yapari katkılardan oluşuyor. Konulara göre katkıda bulunan ya SÜREÜ YAYINLARDAN zarlar şunlar: Emre Kongar (genel), Metin And (opera ve bale), TOPLUM VE BİLİM,. Sayı özcan Başkan (dil), Atilla Dor 29/30, BaharYaz 1986. Üç ayda bir çıkan Tcplum ve say (sinema), Devrim Erbil (heykel), Konur Ertop (edebiyat), Bilim'in son sayısırur. ana konuözdemir Nutku ve Sevda Şener su "lslam". Bu sayıda yayımla(tiyatro), M.T. öngören (radyo nan ilginç katkılar arasında Nur televizyon), Gültekin Oransay Vergin'in "Toplumsal Değişme (müzik), Ertuğrul özkök (basın), ve Dinsellikte Artış", EkmeledGünsel Renda (resim), Yddınm din Jhsanoğlu'nun "Osmanlı Devletine 19. Yuzyılda Bilimin Yavuz (mimarlık). Girişi" ve Ali Bulaç'ın "lslam TÜRKİYE'DE KADIN Düşüncesinde Çifte Gerçeklik" Yurtdışındaki Türkiye ile ilgi adh makaleleri bulunuyor. "Iletişi" bölümünde Binnaz li yeni yayınlardan biri de Prof. Nermin AbadanUnat'ın Wo Toprak'ın "İki Müslüman men in the Developing VVorld: Aydın" uzerine yazısı dikkat çeEvidence from Ttarkey (Geliş kiyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Ekim AZIYADE YAŞADI Ml?. 188O'P£ SU6UM,AZIYAL>£ ÖLPU. Stl K/Şi, ÜNUJ FRANSIZ /ZOMAMC/S/ P/EeeE LCT/'MıN "AZIYAOE^AOLI Ü.OMAMIKIA KONU OLAN 6ENÇ TV&: /ZAO/A//O//Z. PtEeiZE İOri, TÜ&ZİYE'DE GEÇt&DiĞt YfLLAIZPA AÇIK OLPUĞU G£A/Ç KAD/N İÇİN SÖZ. *&NUSU fcOMANI YAZM/ÇT/. ASIL AO/N/N HATİCE OLDU6U Sayl£A/EN A2/YADE, GE&ÇEKTSN YA ŞAAAIÇ J/E ÖLOÜĞÜ ZAM4KJ KAS/MPAŞA M£~ TAZ.UĞ/NA GÖMÜLMÜfrü. ROMAHDA, SU SENÇ VE GÜZeC tCAD/A/A AÇHC OLAN KıŞİ, INGIÜ2 SugAY/DtR. AZıyADE'YLE gı/ZL/ICTE İÇİN ÎSTANeUL'A YEe.LEŞtP AOlNI ALAM INGİÜZ, PAHA SoNRA KIR.IM . . . 1100^ KtUPUUH 1T7.1tl Ibplutnbilim/Prof. Or. Özer Ozanteya t f 7 ^ ! 9 Toplumbilim Sözluğu/Orhan Hançedioğu M7470 I Kant'ın Feisefest/M Heımsoettı M7472 Evfittkte Cınselltk/D.W.BaructıHyman Miller 1M021 Suç ve Ceza/Dostoyevskı M7471 Otuz Yasmdakı Kadm/H. de Bafeac 112J1I Ertniş/Halıl Cibran 2t1J21 Ters Adam/Barlas uzankça ••••14I Dünyayı Sarsan On Gün/John Reed mSttt Ve Sınema3 112J44 Ötelerden/Aytunç Arbndal (Şiir) 23106S Fındık Kabı^una Gırer Kale Kaptsına Sığmaz/Hikmet AltınkaynaK/çocukbilmeceler VMr1000^125O1250«45 150O 50 YIL ONCE CUMHURİYET Ekmek fabrikaları yapılacak , Küçük fınnların kaldınlarak bunlann yerine çeşitli mıntıkalarda büyük ekmek fabrikaları yaptmlması için Belediyece bir müddettir yapılmakıa olan tetkikat ilerlemiştir. Bu hususta bir talimatname hazırlanarak teşrinisan'ıde açılacak olan şehir meclisine verilecektir. 23 Ekim 1936 vç mütehassıs Maks şehrimıze geldiler, tetkiklerine başladılar. Kulenin inşa edileceği yerde 8 metro derinliğinde bir sondaj yapılması lüzumu görulmuştür ve derhal ameliyeye başlanılmıştır. Kuleyi Hava kurumu yaptırmaktadır ve 38 bin 19361986 liraya müteahhid Ali Nihad ve şeriki ömer Lütfuye ihale etmiştir. Yüksekliği 45 metro olacaktır. Kulenin tepesine kolaylıkla çıkabilmek için bir de asansör kurulacaktır. Sondaj bitince inşaata derhal başlanacak ve üç ay kadar sonra kule hazırlanmış olacaktır. İzmir paraşüt kulesi Izmir (Hususi) Kültürparkta, l gençlerimizin havacıhk derslerinde paraşüt talim ve terbiyeleri için yapılacak paraşüt kulesi esaslarını haztrlamak uzere mimar Bedri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle