13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER manın Meclis çahşması sayıhp sayılmayacağına bakmak gerekiyor. Öğretiye göre, Meclisteki söz ve duşünceler için tanınan sorumsuzluk kuralımn istisnası yoktur. Çetin özek'in diliyle "Buna istisna koyabilmek mümkün defildir. Mutlak dokunulmazlığın sınırları içine giren bir hususta aynmlar yapmak, dokunulmazlığın kaldınlması yoluna gitmek müessesenin mahiyetine aykın olurî' "Mutlak yasama dokunulmazhğını sınırlayacak hiçbir hükmün mevcudiyetinden bahsedilemez. Yani, sistem hakaret hallerinde de dokunulmazhğı kabul etmiştirî' "Bu dunımda, Meclis çajışmalan yapıhrken söylenen bir küfür dahi, vazifeye dahü sayümıştır!' "Anayasanın mutlak dokunulmazlığm suiistimali halinde takip edilecek usulü belirtmemiş olması, bu dokunulmazlıktan dolayı bir kazai muamele yapılamayacağım gosterir. Anayasa usulleri tahdididir. Muvakkat dokunulmazlığm kaldınlması konusundaki usuller, kıyas yoluyla mutlak dokunulmazlığa uygulanamaz" (İHFM, XXXI) Soysal, Aldıkaçu, Tanilli ve Donmezer de aym göruşü paylaşıyor. Donmezer söz ve düşüncenin yasama göreviyle ilgih olup ohnadığı yolunda hiçbir aynm yapılamayacağmı, küfürlerin de söz sayüacağmı belirtiyor ve "Sorumsuzluk mutlaktır" diyor. MECLtS GRUBU Sorumsuzluk için söylenmiş sözlerin belü yerlerde söylenmiş ohnası gerekiyor. Ama bu yer Meclis kürsüsü ile sınırh tutulmuyor. Gerçekten, anayasa "Meclis çahşmalanndaki" deyimini kullanıyor. O halde, Mecüs çahşması sayılabilecek her çalışma için sorumsuzluk vardır. Milletvekili yerinden kursüye bağırırken, komisyonda konuşurken ve Meclis dışında soruşturma görevi yaparken mutlak dokunulmazhktan yararlanır. Üye parti grubunda söylediği sözler için de sorumsuz sayıhr. Çünkü, grup anayasal bir kurumdur. 95. maddeye göre, en az 20 üyeden oluşur. Ve siyasal partiler demokratik hayatm vazgeçilmez unsurudur. (Md. 68). Anayasamn yasakladığı konular (Md. 83 ve 100) dışında, gruplar yasama görevinin temel taşıdır. Nitekün, Tanilli ve Donmezer grup çalışmalanrun Meclis çahşması olduğunda büleşiyorlar. Ve burada söylenmiş sözler için milletvekilinin sorumlu tutulamayacağmı belirtiyorlar. DIŞARIDA TEKRAR Milletveküi bu söz ve düşüncelerini Meclis dışında tekrarlamaktan ve açığa vurmaktan da sorumlu olmaz. Ama, 1982 Anayasası (1961 Anayasası'ndan aynlarak) bu konuda bir kayıt koymuştur. Dışarıda tekrarlamanın (Meclisçe bir karar ahnmadıkça) sorumluluk getirmeyeceğini vurgulamıştır. Demek ki, olumsuzluk budur, bu kadardır. Buradan, yalnız genel kurul çalışmalannın Mechs çahşması sayıldığı ve yahnz bu çahşmalan dışanda tekrarlama olanağı tanındığı sonucu çıkanlamaz. Çünkü, madde gerekçesi aynen 1961 Anayasası'na yollama yapmıştır. O halde, sınırlama kendi boyutlarını aşamaz. Grup çahşması, Meclis çalışmasıdır. Anayasa onun dışarıda tekrannı yasaklamamıştır. Bir tek Meclis oturumlan için, Mecüsçe başka karar alınabileceği kuralı konmuştur. Bu kural öteki Meclis çahşmalan için konmamıştır. Yani komisyonlarda ve Meclis gruplarında söylenmiş sözlerin dışanda tekrarı yine anayasal bir haktır. Sorumluluğa konu ohnaz. Bunun için bir milletvekilinin dokunulmazhğı kaldınlmaz. kaldınlamaz. SONUÇ. Cüneyt Canver'i ister sevelim, ister sevmeyeüm, dokunulmazhk olayı demokrasinin abc'sidir. Daha bunu savunamayanlar büadım ileri gidemezler. Eğer 83. maddeyi başka türlü anhyorsak, o zaman önce onu değiştirmek gerekir. Milletvekili Meclis grubundaki konuşması ve bu konuşmamn dışarıda tekran nedeniyle suçlanırsa, öyle bir ülkede demokrasinin d'si bile vok savıhr. Doğrusu, bu olayda ANAP'ın liberalliği bir kez daha anlaşıldı! Ama, karma komisyondaki çekimser oylan ve alınan karara karşı takındığı suskun tavrıyla SHP'nin demokratlığı hiç anlaşılamadı. 23 EKİM 1986 Mîlletvekîlî Dokımıdmazlığı Komisyonlarda ve Meclis gruplarmda söylenmiş sözlerin dışarıda tekrarı yine anayasal bir haktır. Sorumluluğa konu olmaz. Bunun için bir milletvekilinin dokunulmazhğı kaldırılmaz, kaldınlamaz, İlhan Selcuk TURGUT KAZAN Istanbul Barosu Avukatlarından Kendimizi eski liderlerle ilgili yasaklara hapsedip kaldık. Toplum olarak yalnız bunu düşunüyoruz. Sanki, demokrasi konusunda başka sorunumuz yok! O anayasa ki, yurttaşlann tamamına bütun kapıian kapamış. Ama biz, ilk önce eski liderlere konmuş yasağın kaldınlmasını istiyoruz. Elbet, anayasanın geçici 4. maddesi demokrasiyle bağdaşmıyor. Peki, öteki maddeleri bağdaşıyor mu? Örneğin, duşünce ve örgutlenme özgürluğune, sendikal haklara ilişkin yasaklar bizi hiç ilgilendirmiyor mu? Üstelik, en çok konuşulan yasak zaten geçici. Birkaç yıl sonra bitecek. ötekilerse kalıcı. Hele bir 76. madde var ki, "ideolojik... suçlardan biriyle hükum giymiş olanlara" (affa uğramış olsalar bile) politikayı yasakhyor. Acaba, bu yasak demokrasiye çok mu uygun? Nedir, ideolojik bir suçtan hüküm giymek? 1961 Anayasası'na göre politik haklan tamam olan insanlara, geçmişe dönük bir yasak konmuştur. Biz bunu bile görmüyoruz. Yazan, çizeri, SHP'si asıl muhalefeti bıraktık. Varsa yoksa eski liderler diyoruz. Böylece, bir yandan Demirel'in teİcnesine kürek çekiyoruz, öte yandan tüm olumsuz gelişmeleri arka plana itiyoruz. En temel konularda hukuk hiçe sayılıyor, biz seyrediyoruz. Nerdeyse, Meclisteki sözleri için bir milletvekilinin dokunulmazhğı kaldırılacak, aldıran yok! Olayı basit bir olay gibi izliyoruz! MUTLAK DOKUNULMAZLIK Oysa, Meclisteki sözlerinden dolayı milletvekillerinin mutlak dokunulmazhğı vardır. Anayasanın, bu kurumu "dokunulmazhk" başhğıyla duzenlemiş olması, sorumsuzluğun bulunduğu yerde dokunulmazlığm kaldınlabileceği anlamına gelmez. Nitekim, tüıan Arsel ve Metin Kıratlı buna "teşrii mesuliyetsizlik" adını veriyor. Gerçeİcten, mutlak dokunulmazhk milletvekili için tam bir sorumsuzluk getiriyor. Ve artık bu dunımda, dokunulmazhğın kaldınhnası diye bir yol kullanıhnıyor, kullanılamıyor. Dokunuİmazhk kurumu tarihsel olarak (1689) BUli of Rights'e (Haklar Bildirisi) dayanıyor. Özellikle, Avam Kamarası üyelerinin krala karşı korunması amacıyla geliştiriliyor. Böylelikle, bazı sözlerin krala hakaret sayüması ve üye için soruşturma açılması onleniyor. Giderek, aym kurum Fransa ve başka demokrasilerde yerleşip pekişiyor. Biz de, 1924 Anayasası'nın 17, 1961 Anayasası'nın 79 ve 1982 Anayasası'nın 83. maddeleri ile kurumu benimsemiş bulunuyoruz. 83. maddeye baktığımız zaman, iki ayn durum görüyoruz. Birinci fıkrada sorumsuzluk duzenleniyor. Ikinci fıkrada sorumluluğun söz konusu olduğu eylemler ve bunlann nasıl soruşturulacağı gösteriliyor. lşte, dokunulmazlığm kaldınlması, ancak ikinci fıkrada yer alan eylemler için mümkün olabüiyor. Nitekim, öğretide birinci durum için mutlak dokunulmazlık, ikinci durum için geçici dokunulmazhk deyişi kullanıhyor. SORUMSUZLUK DURUMU 1982 Anayasası'nın 83. maddesi "TBMM üyeleri Meclis çahşmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden... sorumlu tutulamazlar" diyor. Burada, ilkin sorumsuzluğun kapsamını tartışmak, sonra Meclis grubundaki çalış 3 • Bası ÖLUM Bir haftada 1. basısı tükenen kitap Ederi: »80 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39^*1 Cağaloğlu Istanbul Sevinç özgüner'in eşi, Alev ve Işıl'ın babası, Mualla öktem'in ağabeyi, VECDİ ÖZGÜNER öldü. Cenazesi 24 Ekim 1986 Cuma günü (yarın) öğlen Şişli Camisi'nden kaldırılacak, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecektir. OKT^Y AKBAL EVET/HAYIR OKURLARDAN 2 yıllık Meslek Y.Ö. 3 yjllık mı oldu? Bizler Türkiye'nin dört köşesinden nice ümitlerle Bolu 'ya okumaya gelmiş öğrencileriz, Biz öğrenim yüını kimimiz başanyla, kimimiz bazı başarısızhklarla geçirdik. Öğrenim yüını başanyla bitirenlerin hiçbir sorunu yok, başansızltklarla geçirenler yaptıklan hatayı telafi edip okulunu bir an önce bitirmeyi amaçlayanlar. ı\e yazık ki okulunu bir an önce bitirmek isteyenler bu amaçlardan vazgeçmek zorunda kaldılar. Çünkü önlerine YOK ve okul idaresince büyuk bir engel kondu. 2 yıllık olan okul 3 yıllık oldu. Bunu nasıl becerdiler biliyormusunuz? Şöyle: Birinci sınıfta kalmış olduğumuz derslere devam zorunluğu konuldu. Aynca birinci ve ikinci sımflardan alacağımız ders saatleri 34 saatle sınırlandmldu Ahnan bu kararlar neticesinde ikinci sınıftan ders alamamak durumunda kaldık. Bunun sonucu olarak da üçüncü yılımız garantilenmiş oldu. tdarecilerimiz bu kararın bir önceki yıl ahndığını fakat çeşitli sebeplerden dolayı uygulanamadığmı belirtiyorlar. Önceki yıl ise öğretim görevlilerimiz ve idarecilerimiz devam mecburiyetinin konulmayacağmı soylemişlerdi. tşte bir önceki yıl söylenenlerle bu yıl yapılanlar arasında büyük bir çeliski çıkıyor orıaya. Bunda amaç nedir? Alınan bu karar öğrencinin yaranna mıdır, yoksa zaranna mıdır? tdarecilerimize göre bu karar öğrencinin yaranna ahnmıstır. Bize göre ise öğrencinin zarannadır. Bu, tartışma götürmez bir şekilde ortadadır. Bir öğrencinin, okuduğu bir yıldaki harcamalan zaten ailesine buyuk bir yük olmaktadır. tki yıl okumak zorunda olduğumuz bir okulda, bir üçüncü yıla kaldığımız takdirde bizlerin ve bizim durumumuzdaki öğrencüerin ailelerinin üzerine yıktıklan yükü bir düsünün. Aynca bir üçüncü yıla kaldığımız takdirde okulumuz iki yıllık olduğu için öğrenci yurtlannda bannan öğrenciler yani bizler yurtlara girrne hakkını kaybetmekteyiz. Bu da zaten yıkık dunımda olan öğrenci ekonomisine bir darbe daha indirmektedir. Ülkemizin ekonomik durumu, kişi basına düsen gelir ortadadır. BİR GRUP ÖĞRENCİ BOLU AİLESİ VE ARKADAŞLARI TEŞEKKUR Eşim Ruhnevaz Deringör'ün ameliyatında sıcak ve yakın ilgilerini gördüğüm Haydarpaşa Numune Hastanesi 3. Cerrahi Kliniği şefi Sayın Ameliyatını başanyla sonuçlandıran genç ve idealist Sayın Günlüklerde Bir Yaşam Var... "Bir ömur Böyie Geçti". Sanırım Faruk Nafiz'in seçme $iirlerini topladığı kitabın adı böyle. Bir ömür!.. Şimdi biz ömre 'yaşam' diyoruz, belki 'yaşantı' daha doğru. Yaşanan zamanın tümünü, hiç değilse belirti bir ana kadarkileri içeren bir sözcük... Salâh Birsel'in Günlük'lerini okuyorum. Daha önce de okudum, kaç kez... Ben günlük okumayı sevenlerdenim. Gide'in, Green'in, Ramuz'ün, Hugo'nun, Anais Nin'in, daha başkalarının günlüklerini de genç yaş;mdan beri okumuşumdur. Birsel: (Arkası IS. Sayfada) Prof. HÜSNÜ ÖNDER'e öğrencisi olan Sayın Operatör Dr. FARUK CEMŞİT'e Narkozitör Doktor DENİZ TİNİÇ'e, Doktor ENSEL SOLMAZ'a, Doktor GÖNÜL AYKUTER'e ve 3. Cerrahi tüm personeline teşekkür ederim. HALİT DERİNGÖR 5lyıldır Doğayı dövize dönüştüren Etibank, 51. başarı yılına güven ve desteğinizle ulaştı. Mutluyuz, kıvançlıyız. doğadan dovıze... ••ETiBANK "güçlü kuruluş, güçhi bankacılık" sermayesi 195 milyar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle