12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EKİM 1986 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Nikaragua Halk Mahkemesi'nde yargılanan ABD'li askeri danışman, Reagan yönetimini suçladı: jİran, Basra'yı yeniden bombaladı Irak, Basra kentinin dün İran tarafından uzun menzilli toplarla yeniden bombalandığını duyurdu. Irak Genelkurmay Başkanhğı'nın resmi haber ajansı tNA taraftndan yayımlanan açıklamasında, bombalann kentte sivülerin oturduğu kesimlere düş' tüğü ve binalarda hasar meydana getirdiği bildiıildL Ancak can kaybı olup olmadığı beürtümedi. ABD benî yalnız bıraktı POLITIKADA SORUNLAR ERGUN BALCJ Eugene Hasenfus, NBC Televizyonu'na verdiği demeçte, kendisine yöneltilen bütün suçlamaları LimasoVda kabul ettiğini silah yükUi gemi söyledi ve "Ne Kıbns Rum hükümeti, LJmasol limanına gelen bir gemide Lüb yapmam nan b götürübnekte olduğu anlaisteniyor, uçağı şüan çok miktarda silaha el koydu. Hükümet adına bilgi vesaklayacak ren sözcü Petros Voskarides, komıydım?'* dedi. nuyia ilgili bilgi vermedi, aynca son günlerde basmda yer alan "silahlann aslında Rum ordusuna gönderildiği" iddialanna da değinmedi. ödeniyor ve üyeler devlet başkanı tarafmdan belirleniyor. Üyeler adalet bakanına karşı sorumFu oluyorlar. Hasenfus'un avukatı Enrioue Sotello Borgen, muvekkili ile yeterli süre görüştüriilmediği gerekçesiyle kendilerine iki gün daha süre tanınmasını istedi. CIA, S. ARABİSTAN'DAN YARDIM İSTEDİ Bu arada, ABD'de yayımlanan bir gazete, dönemin CIA Başkanı YVilliam Casey'in 1984'te Suudi Arabistan Kralı Fahd ile gizlice görüşerek, Nikaragua ve Angola'daki yönetim karşıtlarına yardım yapmalannı istediğini öne sürdü. "San Francisco Examiner" gazetesi, adının açıklanmasını istemeyen Amerikalı bir işadamına dayanarak verdiği haberde, Casey'in Kral Fahd ile Fransız Rivierası'nda bir yatta yaptığı görüşmede aynca Suudi Arabistan'dan Güney Afrika'ya petrol vermesini istediğini iddia etti. Gazete, Suudi Arabistan Kralı Fahd'ın Casey'in isteklerine verdiği cevabın bilinmediğini kaydetti. öte yandan, bir Panama şirketinin bu yıl başında Kanada'dan iki yük uçağı satın aldığı ve bu uçaklann daha sonra Nikaragua'daki yönetim karşıtlanna yardım malzemesi taşımada kullanıldığı bildirildi. Kanada'daki Propair Şirketi Genel Müdürü Jean Pronovost, bir Panama şirketinin kendilerinden iki adet DHC4 "Caribou" tipi yük uçağı satın aldığını belirtti. Pronovost, uçaklardan birinin El Salvador'a gönderilmesinin istendiğini kaydetti. Gözlemciler, El Salvador'un Nikaragua'daki yönetim karşıtlanna yapılan yardımlarda üs oiarak kullanıldığına dikkat çekiyorlar. Batı Avnıpa'nın Çıkmazı dergisi, Reykjavik zirvesinden sonra Brüksel'de NATO çevrelerinde yapılmakta olan bir espriden söz ediyor: Soru: Reykjavik'teki fiyaskodan daha kötü bir sonuç ne olabilirdi? Yanıt: Başarı. Sanırız, bu espri Batı Avrupa'nın çıkmazını çok iyi biçimde yansıtmaktadır. Batı Avrupa kaygılıdır. Başkan Reagan'la, Mihail Gorbaçov anlaşamadı diye mi? Hayır. İki lider anlaşmaya çok yaklaştılar diye. ' 'Intemational Herald Tribune'' gazetesi Federai Almanya ve İngiltere başta olmak üzere bir dizi Batı Avrupa hükümetinin görünüşte Başkan Reagan'ın Reykjavik'teki tutumunu desteklerken, özel konuşmalarda VVashington'u uyardıklarını ve Avrupa'dan tüm Amerikan orta menzilli füzelerini çekmenin sorumsuzca bir davranış olacağını belirrtiklerinı yazıyor. Özetle, Amerikan Cruise ve Pershing2 füzelerini istemeye istemeye kabul eden Sovyetler Birliği Avrupa'dan SS20 füzelerini çekmeyi kabul eder etmez, Cruise ve Pershing2 füzelerinin kaldınlacağını sık sık yineleyen, sürekli oiarak yumuşamayı savunan Batı Avrupa, şimdi iki süper güç arasında orta menzilli füzeler konusunda bir yaklaşım sağlanınca, Amerikan füzelerinin kaldırılacağından kaygılanmaktadır. Geçen hafta NATO komutanlarının, rttifakın tarihinde ilk kez bir zirveden sonra ABD Başkanını eleşiirmelerini ve kendilerine damşılmadığından yakınmalarını, birkaç şahin generalin çıkışı şeklinde değeriendirmek yanlış olur. Oyle anlaşılıyor ki generallerin kaygısı, bir dizi Batı Avrupa hükümeti tarafmdan paylaşılmaktadır. Şu komediye bakın. Amerikan Cruise ve Pershing2 füzelerinin yerteştirilmeye başlanması üzerine Batı Avrupa'da kıyametler koptu. Halk sokaklara döküldü. Muhalefet ateş püskürdü. Hükümetler, Amerikan füzelerini büyük bir isteksızlikle "başa gelen çekilir" gibi bir havada kabul ettiler. Belçika ve Hollanda, füzelerin yerleştiriimesi işlemini geciktirmek için ellerinden geleni yaptılar. Temenniler, "Aman iki süper güç anlaşsınlar da biz de şu beladan kurtulalım" şeklinde idi. Ve iki süper güç Reykjavik'te orta menzilli füzelerin Avrupa'dan kaldınlması konusunda görüş birliğine vardılar. Avrupa şimdi ABD'ye "Aman bizibırakıp nereye gidiyorsun?" diyor. Batı Avrupa kara kara düşünüyor: "Sovyetler Birliği konvansiyonel silah bakımından üstün. ABD orta menzilli füzelerini çekerse,ikı süper güç bir de kıtalararası balistik füzelerin kaldınlması konusunda da anlaşırsa, bir Sovyet saldırısı karşısında bizi kim koruyacak? Biz, Sovyetler'in üstün konvansiyonel güçlerine nasıl karşı koyacağız?" Dertler burada bitmiyor. Bugün orta menzilli füzelerini çeken ABD, yarın da Batı Avrupa'daki askerlerini çekebilir. Ayıkla pirincin taşını... Yıllardır Başkan Reagan'ın sıfırçözüm formülünü, yani Avrupa'dan tüm ABD ve Sovyet orta menzilli füzelerinin kaldırılmasını savunan Batı Avrupa, Gorbaçov bu formülü kabul ettikten sonra telaşa kapılmış durumda. Yıllardır ABD'ye nükleer silahlar konusunda Sovyetler Birliği ile anlaşması için baskı yapan, Reagan'ı yumuşatmaya çalışan Batı Avrupa liderleri, şimdi Reagan'ın Gorbaçov'la anlaşma zemini bulmasından ve Reykjavik'te görüşmelerin baş döndürücü bir hızla gelişmesinden ötürü panik içinde. Kimse kendisini aldatmasın. Öyle görülüyor ki, Batı Avrupa hükumetleri, Başkan Reagan'a baskı yapacaklarsa, Gorbaçov'la anlaşması için değil, anlaşmaması için yapacaklardır. Yaşlı kıtada, nükleer korkunun yanı sıra, şimdi de nükleer silahlar kaldırıldığı takdirde çıkabilecek konvansiyonel savaş korkusu ortaya çıkmaktadır. Dehşet dengesi, Batı Avrupa'da 2. Dünya Savaşı'nın bitiminden bu yana barışı korumuştur. Bu denge ortadan kalktığı takdirde, Batı Avrupa'da barışın teminatı ne olacaktır? Sovyetler Birliğine karşı bir caydırıcı güç nasıl bulunacaktır? Batı Avrupa liderierınin Reykjavik'ten sonra kara kara bu sorunu düşündükleri anlaşılıyor. Federai Almanya ve İngiltere'de seçimierin yaklaştığı bir sırada halkta tepki yaratır korkusu ile sesli de düşünemıyoıiar. Çift rolü üstlenmiş oyunculara benziyorlar. Bir yandan nükleer füzeler konusunda iki süper güç arasında yaklaşma sağlandığına çok memnun olduklarını, anlaşmaya ulaşmak için çabaların devam etmesi gerektiğini söylerken, öte yandan el altından VVashington'u uyararak, Amerikan füzelerinin Avrupa'dan çekilmesı olasılığı karşısında duydukları kaygıyı belirtiyorlar. Başka bir deyişle, Başkan Reagan'ı fazla yumuşamaya karşı uyarıyorlar. İlk bakışta, kişiye böylesıne derin bir çelişki güldürü gibi geliyor. Ama aslında büyük bir insanlık trajedisi. insanoğlu, kendi yarattığı canavarın tutsağı olmuş. Bu canavarın günün birinde onu yok edeceğini biliyor. Fakat o gün gelinceye kadar, savaş çıkmadan yaşama umudu da yine bu canavarda. Barışı kendi yarattığı canavarın ellerine teslim eden insanoğlu, barış bozulur kaygısıyla, canavarı öldüremiyor. O canavarın günün birinde kendisini yok edeceğini bildiği halde. İnsanlığın yüz binlerce yıllık uygarlık savaşından sonra vardığı bu nokta doğrusu pek iç açıcı değil. Intemational Herald Tribune'den Federai Abnanya 'da iki gün önce hava sıcaklığının 15 derece birden düşmesi ile başlayan kötü hava şartlan ve/ırtına dün sabaha karşı bazı bölgelerde kasırgayadöniiştü. Ülkenin güneyinde şiddetini gösteren kasırga, otomobiUeri havaya uçurdu. Saatte 140 km hızla esen rüzgâr, Stuttgart Leonberg otobanında seyreden bir otomobili havaya savurdu. Otomobilin tekrar yere çarpması sonunda içirtde bulunan 64 yaşındaki Alman süriicii öldü. Ahnanya'da korkunç kasırga Nikaragua Dışişleri Bakanı, BM'de yaptığı konuşmada, Hasenfus'un affedilebileceğini söyledi ve "Sandinista adaletine sığınabilir" dedi. MANAGUA, (a.a.) Nikaragua'daki yönetim karşıtlanna malzeme taşıyan uçağı n 6 ekimde düşürülmesi sonucunda ele geçirilen Amerikalı askeri danışman Eugene Hasenfus, ABD yönetiminin kendisini yalnız bıraktığını söyledi. Hasenfus, Amerikan NBC televizyonuna verdiği demeçte, Nikaragua hükümetinin kendisine yöneltliği bütün suçlamalan kabul ettiğini bildirdi. Hasenfus, "Ne yapmamı bekliyoriardı ki? Amerikalı danışman Eugene Hasenfus'un Sikaragua'daki Contralar'a ilişkin açıklamalan ve kendisine yöneltilen suçlan kabul ederek, Reagan yönetimini eleştirmesi, Orta Amerika'daki bunahma yeni boyut kazandırdL Uçağı saklayacak mıydım? Uçak meydanda. Benim de yardıma ihtiyacım var" dedi. Bu arada, Nikaragua Dışişleri Bakanı Miguel D'Escoto Brockmann, ABD'nin ülkesine karşı "orrnan yasalan" uygulamasına rağmen, Managua'da halk mahkemesi tarafmdan yargılanan Amerikalı askeri danışmarun affedilebileceğini söyledi. D'Escoto, Birleşmiş Milletler'de gazetecilere yaptığı açıklamada, Hasenfus'un ABD'de değil, Nikaragua'da yargılandığını, bu nedenle "Her zaman bagıslayıcı olan Sandinistalann adaletine sığınabilecegini" belirtti. D'Escoto, "Biz hiç kimsenin öldüriilmesini ya da işkence görmesini emretmeyiz. Eğer Hasenfus, ABD'de olsaydı, affedilmesi konusunda hiçbir ümit olmazdı" dedi. Hasenfus'un kaderini belirleyecek olan üç üyeli halk mahkemesi bir avukat, bir kamyon şoförü ve bir işçiden oluşuyor. Avukat Reinaldo Menterrey, mahkemenin başkanlığını yapıyor. Kamyon şoförü Perez Duarte ve işçi Domingo Matute aynı zamanda Sandinista Savunma Komitesi üyeleri. Karşıdevrimci eylemlerde bulunanları yargılamak amacıyla 1983'te kurulan halk mahkemeleri üç üyeden oluşuyor. Üyelerin ücretleri hükümet tarafmdan ABD Dışişlerinin yeni sözcüsü , Bemard Kalb 'in istifasıyla boşalan Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı sözcülıiğüne Charles Redman atandı. Bernard Kalb, Libya lideri Muammer Kaddafı'ye karşı ABD yönetiminin başlattığı kampanya sırasında basına yanlış bilgi verildiği yolundaki haberler üzerine istifa etmişti. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü oiarak görevlendirilen Redman ise bir buçuk yıldan beti sözcü yardımcılığı görevini yürütüyordu. (UBA) Mozambik te çalkanttlı günler Dış Haberier Servisi Mozambik devletinin kurucusu ve lideri Samora Macbel'in, uçağımn düşmesi sonucu ölmesinden sonra ülkenin geleceği konusunda belirsizlik sürüyor. Hükümet cenaze töreninin önümüzdeki saJı günü yapılacağmı açıklarken yönetime karşı Güney Afrika Cumhuriyeti'nin desteğinde silahlı mücadele yürüten Mozambik Ulusal Direnişi adlı örgut bir bildiri yayımlayarak Machel'in ölumüne sevindiklerini duyurdu. Hükümet henüz cenaze töreni hazırhklanyla ilgilenirken devlet baskanlığını kimin üstleneceği açıklığa kavuşmadı. Mozambik Kurtuluş Cephesi (FRELIMO) liderliği, ülkenin bağımsızlığa kavuştuğu ve Mozambik Halk Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1976'dan bu yana istikrarını konıdu. 1969'dan beri örgütün lideri durumundaki Machel'in çevreşinde birbirine bağh bir toplu önderliğin varlığı gözlemleniyor. Siyasal gözlemciler bu durumun ülkede siyasal görev devrini kolaylaştırabileceğini, ama Machel'in yerini doldurabilecek çapta birinin ortada olmadığını vurguluyorlar. Ülkede hüküm süren yiyecek darlığı, ağu ekonomik bunalım, karşıdevrimci silahlı mücadele ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin doğrudan ve dolaylı tehditlerinin, Mozambik'i sonu belirsiz bir kargaşa ortamına sürükleyebileceği iddia ediliyor. Mozambik hükümeti önceki gün ortak sınırın 2U0 metre kadar Güney Afrika topraklarmda olan bölümüne düşen uçakta can veren Samora Machel ve bazı üst düzey yöneticilerin cenazesinin salı günü kaldınlacağını açıkladı. Mozambik Ulusal Direnişi adlı örgüt Portekiz'in başkenti Li bon'da yayımladığı bildiride, Machel'in ölümüne üziilmediklerini vurgulayarak şu ifadeye yer verdi: "Samora Machel'in ölümii Maputo iktidannın baskıcı rejiminin sonu degildir... Bütün ülkede silahlı mücadeleyi yogunlaştıracağımızı bildiririz." KADDAFİ'NtN SUÇLAMASI Libya lideri Muammer Kaddafi, Mozambik Devlet Başkanı Samora Machel'i taşıyan uçağı Güney Afrika Cumhuriyeti'nin düşürdüğünü öne sürdü. 9 Yunanistan Kohl, temaslarından memnun Samora Machel Karşıdevrimci "Mozambik Ulusal Direnişi" adlı örgüt, Machel'in ölümüne üzülmediklerini ve silahlı mücadeleyi yoğunlaştıracaklannı duyurdu. Siyasal gözlemciler Mozambik'in üst düzey yöneticileri arasında Machel'in yerini tutabilecek çapta bir kişinin olmadığını ileri sürüyorlar. Bombalı saldırı kurbanının FKÖ yetkilisi olduğu açıklandı ATİNA, (AP) Filistin Kurtuluş Örgtitü Atina Bürosu sözcüsü, pazartesi gecesi Atina'da bombâlanan otomobilin içinde parçalanarak ölen kişinin, Munzer Abu Gazalla adında bir üst düzey FKÖ yetkilisi olduğunu açıkladı. Sözcü, Gazalla'nın FKÖ'nün askeri konseyi üyesi olduğunu, aynca Kuzey Yemen'deki FKÖ deniz üssü komutanı oiarak görev yaptığını söyledi. 44 yaşındaki Gazalla'nın Atina'ya bir hafta önce geldiği de kaydedildi. Yunanistan'm başkenti Atina'nm banliyölerinden Nea Simirni'de pazartesi gecesi polis karakolunun dışındaki bir otomobilde bomba patlamış, arabayı kullanan kişi tarunmayacak halde yanmıştı. Polis ilk açıklamasında, patlayıcı madde taşıyan bir otomobilin kazara patladığının sanıldığını söylemişti. FKÖ sözcüsünün açıklamasının ardından ise suikast olasılığı güçlendi ve soruşturma derinleştirildi. Dört günlük resmi bir zJyaret amaayla ABD 'de bulunan Federai Abnanya Başbakanı Helmut Kohl, resmi temaslan çerçevesinde önceki gün ABD Dışişleri Bakanı George Shultz ile ikinci kez bir araya geldi. Başbakan Kohl, Beyaz Saray 'da Başkan Reagan ile yaptığı görüşmede, Doğu Bloku 'nun Batıya üstün olduğu konvansiyonel silahlarda bir denge sağlanmasınm gerektiğini vurgulamıştı. F.Abnanya hükümet sözcüsü Friedhebn Ost, Başbakan Kohl'ün Amerikan hükümet yetkilileri ile yaptığı görüşmelerin gelişiminden çok memnun olduğunu kaydetti. (a.a.) Samora Machel'in, henuz tam oiarak açıklığa kavuşmamış koşullarda yaşamım yitirmiş obnası, zaten iç savaşın sarstığı, ekonomik iflasın eşiğindeki Mozambik için ağır bir darbe oluşturdu. 11 yıl önce Portekiz'de meydana gelen Karanfil Devrimi sömürge Mozambik'in kurtuluşunu hızlandmp kolaylaştırdığında Machel'in Uderliğini yaptığı FRELIMO ile Lizbon hükümeti arasındaki pazarhk sömürgecilikten bağımsızlığa geçişin olabildiğince uyumlu ve yumuşak gerçekleşmesini sağlamıştı. Mozambik en azından Angola'dan daha rahat biçimde Portekiz sömurgeliğinden kurtulabilmişti. £t r darbe Ne var ki sömürgeleri eüerinden çıkan Portekizh'ler, ülkeden kitle halinde ve hızla çekilirken, geride eğitim düzeyi çok düşük Mozambikliler için kısa zamanda kolayca doldurulamayacak bir boşluk bırakmışlardı. Buna bir de Güney Afrika Cumhuriyeti'nin baskısı ve silahlı direniş eklenince ülke hâlâ içinden çıkamadığı güç bir döneme girdi. Machel'in, güçlükleri azaltmak amaayla Güney Afrika yönetimiyle "Sedatvari" bir uzlaşmaya gitmesi, Batıya yanaşma çabalan ise sonuç vermediği gibi, Doğu blokunu da küstürdü. Kısacası Machel'in ölümüyle lidersiz kalan Mozambik, diplomatik planda da en yalnız bir dönemini yaşıyor. Kaçtrılan profe fesör salındı DÜNYA KUÜSİ... DÜNYA KULİSİ... DÜNYA KULİSİ... İsrail Halen Tel Jack Lemmon ve kamyon piyes yazarıAviv'de, Eugene O'Neill'in "Gecenin Içine Doğru " piyesinde başrolü oynayan üniü sinema oyuncusu Jack Lemmon, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bir kamyon ya da eleşıirmen tarafmdan ezilinceye kadar" sahne hayatına devam edeceğini söyledi. Jack Lemmon, Israil'deki piyesin iki hafta devam edeceğini, bundan sonra Kanada'ya gideceğini de ilginç açıklamasına ekledi. Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta geçen mayıs ayında kaçınlan Beyrut Amerikan t'niversitesi • bıgiliz Edebiyatı Profesörü .Vabil Mattar 'ın serbest bırakıldığt bildirildi. Mattar'ın yakınlan, 37 yaşındaki profesörün önceki gece tek başına evîne döndüğünü söylediler. Mattar, kendisini kaçıranlar ve nasıl serbest bırakıldığı konusunda hiçbir bilgi vermedi. (a.a.) Polonya • Punklar artıyor Batı dünyasını saran Punkların Polonya'da da arttığı gözleniyor. Gençliğin ise yönetime karşı tedirginlik duyduğu bildiriliyor. Son zamanlarda hükümet tarafmdan 2500 genç arasında yapılan bir anketin sonuçları çok ilginç. Gençlerin yarısmdan fazlası Polonya'da demokrasi istediklerini söylediler. Gençlerin çoğu, ülkedeki ekonomik sorunlardan ötürü Komünist Partisi'ni suçlarken, dörtte üçüne yakın bölümü de Dayanışma'mn ve Katolik kilisesinin ilkelerine inandıklarını behrttiler. Anketten çıkan diğer bir sonuç da, gençlerin Komünist Partisi'nin genç'.ik programına guvenmedikleri. CIA adına çalışan bir Sovyet yurttaş idaııı edildi Dış Haberler Servisi Sovyetler Birliği'nde ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA) adına çahşmaktan hüküm giyen bir Sovyet vatandaşı idam edildi. Sovyet resmi haber ajansı TASS, Adolf Tolckachev adh kişinin ABD'li ajanlara Sovyetlerin güvenliğini tehlikeye düşürecek bilgiler sızdırdığının belirlendiğini kaydetti. Ajans, Tolckachev'in Moskova'da bir bilimsel araştırma enstitusünde çalıştığıru bildirdi. Ajanslar, aynca Tolckackhev'in geçen yıl eylül ayında Sovyetler'e ilticâ eden CIA ajanı Edward Le Howard'ın verdiği bilgi üzerine tutuklanmış olabileceğini belirtiyorlar. Aquino: Sâvunma Bakanı Enrile görevde kalacak ABD Başkanı Ronald Reagan, 1912 yıhnda batan Titanik Transatlantiği'nin uluslararası anıt ilan edilmesi amaayla diplomatik görüşmeler yapıtmasını öngören tasarıyı onayladı. Reagan, yaptığı ilk okyanus aşırı seferde 4.513 kişinin ölümü ile sonuçlanan kaza sonucu batan gemiyi, "deniz kazalan ile gemi güvenliğinin yüksek standartlarım temsil eden bir sembol" oiarak nitelendirdi. (a.a.) Titanik, anıt ilan edilecek ABD 007'nin yeni kızı Maryom d'Abo'yu "Out of Africa" ya da geçen yılın "White Nights" adlı filmlerinden tanıyor olabilirsiniz. Hatırlamıyorsanız da üzülmeyin. Hollanda Rus melezi tüm yeteneklerini yerti James Bond filminde sergileyecek. Yeni James Bond, Welshman Timothy Dalton'un, bu seride çevirdiği 16. filmde rol arkadaşı 26 yaşındaki d'Abo, Çekoslovak bir çelisti canlandırıyor. KGB ajanları, yasadışı silah satışları ve Afganistan uyuşturucu ticaretinin ele alındığı filmi d'Abo ve "genç Sean Connery" Dalıon hayranları beğenecekler. İngiltere Yeni gelin parfüme adını verdi Prens Andrev/'la evliliği dünya çapında yankı uyandıran Sarah Ferguson'un adı piyasaya yeni çıkarılan bir parfüme verildi. İngiltere'de üretilen "Fergy" parfümlerinin öncelikli oiarak ABD'de satılması planlanıyor. Amerikalı ithalatçı Joseph Policar, Sarah Ferguson'un portakal çiçeği, yasemin, misk ve "ylang ylang" adlı bir kokuyla yapılan parfümle bir ilişkisi olmadığını özenle vurguluyor. Ama parfüm isminin dışmda beyaz üzerine bakır kırmızısı rengindeki kutusuyla da hemen Sarah Ferguson 'u anımsatıyor. ThatcherReagan görüşmesi İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher'in gelecek ay Washington 'da ABD Başkanı Reagan ile bir görüşme yapacağı açıklandı. Beyaz Saray sözcüleri, Thatcher ve Reagan 'ın 15 kasımda Washington yakmlarındaki Camp David'de bir araya geleceklerini duyurdular. MANİLA, (a.a.) Filipinler Devlet Başkanı Corazon Aquino, aralanndaki gorüş ayrılıklanna rağmen Savunma Bakanı Juan Ponce Enrile'nin görevde kalacağını açıkladı. Aquino, yarım saat süren kaBu arada KGB'nin eski bir görevlisi, Moskova'da casusluk su bine toplantısmdan sonra önceki gün gazetecilere yaptığı açıkçundan ABD'li gazeteci NikoJay Danilofrun Komünist Parti Ge lamada, Komünist Direnişçilere banş önerileri ile öteki konularnel Sekreteri Gorbaçov'un emri üzerine tutuklandığını öne sür daki politikasına şiddetle karşı dü. 1980 yılında Batıya geçen İl çıkan Enrile'nin kabinedeki görevini sürdüreceğini bildirdi, anya Digivtvenov, Paris'te yaptığı cak ayrıntılı bilgi vermedi. açıklamada bu tür olaylarlarda, KGB'nin Komünist Parti PolitBu arada hükümet kaynaklabüro'su ve Genel Sekreterinin n, Bayan Aquino, Enrile, Dev• mayını almadan hareket edemi let Başkanı Yardımcısı Laurel'yeecğini söyledi. ABD'li gazete in de katıldığı gece boyunca süci Daniloff, 30 ağustosta Mosko ren görüşmeler sonunda hüküva'da casusluk yaptığı iddiasıy met içindeki anlaşmazlığa çözüm la tutuklanmış, daha sonra ABD bulunduğunu söylediler. ile yapılan görüşmeler sonucunGeçen şubat ayında eski Devda serbest bırakılmıştı. let Başkanı Ferdinand Marcos ile Fiüpinler'de hükümet bunahmı donduruldu ittifakını bozarak Aquino'nun iktidara gelmesine yardım eden Savunma Bakanı Enrile, istifa etmesi halinde hükümetin dağılması gerektiğini söylemişti. Aquino'nun komünistlere sunduğu barış önerilerinin başarıya ulaşacağı konusundaki şüphelerini dile getiren Enrile, 17 yıldır devam eden komünist direnişin sona erdirilmesi için bir program önermişti. Kabinenin hükümet bunalımını gidermek amacıyla toplandığı sırada bir toplantıda konuşan Genelkurmay Başkanı General Fidel Ramos, silahlı kuvvetlerin bazı üyelerinin siyasete kanşmakta olduklarını hatırlatarak, "Ordu, politikadan uzak durarak, halkın ve ana\asanın korunmasına hizmet ederek ülkenin savunması görevini yerine getirir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle