10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
t, CUMHURÎYET/12 HABERLERİN DEVAMI 22 EKİM 1986 Evren'in Yugoslavya Ziyareta (Bastarafı 1. sayfada) Orneğin Yunanistan'la Bulgaristan'ın, Turkiye ile ilişkilerinde geçerii oian bakış açısı, böigede havayı sürekli olarak zehiriemektedir. Atina'mn uzlaşmaz tutumu, Sofya'nın soydaşianmıza yönelik eritme politikası, Balkanlar'da bir güven ortamının kurulabilmesine karşı başlıca engeller arasında yer almaktadır. Yugoslavya Devtet Başkanı Sayın Hasaninin onuruna verdigi yemekte Sayın Evren, haklı olarak bu konuya dikkati çekmiştir. Cumhurbaşkanı, Bulgaristan'la ilgili olarak şu noktalann attrnı çizryor "Bulgaristan, tüm akdi vecibelerini ve yerleşmiş insan haklan ilkBİerini bir yana iterek toprafdan üzerinde yaşayen Türk azmltğa karşı yoğun bir eritme kampanyasına gthşmiştir. Bulgartstarfm, soydaşlanmıza uygulamaya çalıştığı baskriara artık son vermesini ve bizimfe yapacağı muzaksrelerie soruna ortak bir çözüm bulmaya yönelmesini bekityoruz." Sayın Evren'in bu temennisi yerinde sayılmalıdır. Bukjaristan'ın diyalog kaptsını açması kuşkusuz yararlı olacaktır. Sofya'nın bu kapıyı hafiften aralayabileceğine ilişkin bazı işaretler de yok denemez. Dileyelim Sayın Evren'in "müzakereleıie soruna ortak çözüm bulma" yonündeki beklentisi gerçekleşebilsin! Cumhurbaşkanı Evren Belgrad konuşmasında aynca Türk • Yunan ilişkilerindeki sorunlara değinmiş, "Bütun açıkltğıyla bir defa daha beUrteyim ki Türkiye, Yunanistan'a karşı daima dostluk histeri besfedi" demiştir. Ne var ki Papandreu, ülkemize karşı diyalog kapısını sıkı sıkıya kapalı tutmaya büyük özen göstermektedir. Kıbrıs Rum futbol takımı Apoel'in Beşiktaş'la maç yapmasını bile önleyebilen bir zihniyete sahip olanlardan başka ne beklenebilir ki... • Sayın Evren'in Yugoslavya ziyaretinin bu dost ülkeyte ilişkilerimizin daha da gelişmesine katkıda bulunduğuna inanıyoruz. Türk Yugoslav ilişkilerindeki karşılıklı güven ortamının, zamanla öteki bölge ülkeleri arasında da kurulmasını diliyoruz. Iııöııü: AET'ye öncelikle demokrasi için evet İran tslam ihtilalinden etküenme tehlikesi ve iktidann ülkeyi Amerika tslam dünyası eksenine pturtma tercihinin sakıncalan nedeniyle Türkiye, Avrupa ile bir an önce sağlıklı bir yakıntaşmaya ve yapılanmaya girmelidir. SHP, AET ile ortaklığı yalnızca bir ekonomik ve ticari işbirliği olarak değil, Avrupa ile siyasi, sosyolojik ve kültürel yakınlaşma, Avrupa demokrasisi ile bütünleşme olarak görmektedir. OSMAN AIAMAN STRASBOURG SHP Genel Başkanı Erdal tnönü'nün Avrupa Parlamentosu sosyalistlerini Türkiye konusunda "aydınlatma vt ikna etme" görüşmeleri dün de sürdü. SHP Genel Başkanı Avrupa Parlamentosu'nun sosyalist üyelerine dün gece yaptığı konuşmada, 1980 sonrası dönemde hazırlanan anayasa ile Türkiye'de demokrasinin yeniden kuruimasımn amaçlanmasına karşıhk, Türk toplumunun geleneksel demokrasi ve özgürlük anlayışına uymayan, özlemlerine cevap vermeyen bir sistem yaratıldığını belirtti. lnönü, dün geceki konuşmasında Türkiye^nin bölgedeki önemine değindi ve şunîarı söyledi: "Türkiye, coğrafi konumu açısıodan Ortadoğu bunalımının tehdidi altında olması nedeniyle İran Islam ihtilalinden etkilenmek tehlikesi ile karşı karşıya bnlanması nedeniyle ve bugiinkâ hnkümetin, ülkeyi Amerikaİslam diinyaa eksenine oturtma tercihinin sakıncalan nedeniyle hassas bir siyasal dengeler seti içindedir. Bu karmaşık siyasal etkileşimlerin Türkiye açısından zararlı sonuçlara yoi açmaması için, Türkiye'nin Avrupa ile bir an önce sağhklı bir yakınlaşmaya ve yapdanmaya girmesi gereklidir." Ana muhalefet lideri lnönü, önceki gece de sosyalist grubun Türkiye konusunda ağırlıklı isimleri olan, Dankert, Balfe, Christiansen, Hancb, Fellennaier, Romeos ve Grup Başkanı Rudi Arndt ile akşam yemeğinde bir araya geldi. lnönü, bu görüşmeyi değerlendirirken, kendisinin sosyalist gruba TürkiyeAET ortak parlamento komisyonunun yeniden kurulması konusunda girişimde bulunulması isteğini ilettiğini ve sosyalist parlamenterlerin de kendisine, "bu isteğin en kısa zamanda gerçekteşmesi için evet diyecekleri" şeklinde bir izlenim bıraktıklarını belirtti. Erdal lnönü, sosyalistlerin bu şekilde Avrupa ParlamentosuTürkiye ilişkilerinin sağhklı bir zemine oturtulmasına "olurlannı verirken" Türkiye'ııin AET üyeliği için acele etmemesi gerektigini de ısrarla vurguladıklannı, ekonomik ve siyasi geüşmelerin Bir süre daha izlenmesi gerekliliğini kaydettiklerini açıkladı. Izmir mületvekili, sosyalist parlamenterlerin sorulannın, son seçimler, işkence, insan haklan, güvenlik soruşturması, sendikal özgürlük ve siyasi yasaklar üzerinde yoğunlaştığını da ifade etti, ancak kendisinin SHP'nin görüşünü de "Toplosözleşme ile grev haklannın Batı Avrnpa ülkelerinde olduğu gibi rahat kullamlmadıgını, buna karşı oldnklannı, siyasi yasak ve kısıtlamalann kaldınlması için de girişiınleri olduğunu" ilettiğini duyurdu. Erdal lnönü, dün sabah sosyalist grubun toplantısına katıldı ve üyelerin sorulannı yanıtladı. SHP lideri, önceki gece "samimi havada" sorulan soruların bu kez "resmi" bicimde tekrarlandığını belirtti. AKSAK DEMOKRASt SHP Başkanı, dün gece Sosyalist Grup'ta yaptığı konuşmada, partisinin ara seçimlerde umulan düzeyde sonuç almadığını, bunun iki partinin birleşmesi sonrasında doğan örgüt sorunundan ve daha da önemlisi Ecçvitler tarafından kurulan DSP'nin aldığı oy ile sosyal demokrat seçmendeki birleşik gücün kırılmış olmasından kaynaklandığını öne sürdü. lnönü, partisinin demokrasi ve anayasal haklar konusundaki düşüncelerini aktarırken de şöyle dedi: "Partimin, Türkiye'de özellikle bugünkü iktidar tarafından sürdüriilen bu aksak demokrasi ile bagdaşmış gibi mütaiaa edilmesi ve dost görmek istediği çevrelerden dışlanmış olması haksızlık olmuştur. Türkiye'nin AET'ye tam üye olarak katılması, SHP acısmdan olaganiistü önem taşımaktadır .Çünkü partim bu ortaklıgı, vaJnızca bir ekonomik ve ticari işbiriigi olarak görmemektedir. Türkiye'nin Avrupa ile siyasi, sosyolojik ve kültürel yalunlaşması, Avrupa demokrasisi ile bütünleşmesi olarak görmektedir. Türkiye'de tam anlamı ile demokrasi, Türk halkı istediği için, Türk halkı bu konuda son derece kararlı olduğu için kuruiacak ve yerleşecektir." Sosyalist parlamenterlerin ilgi ile izledikleri konuşmasında Türk parlamenter, Türkiye'nin Yunanistan ile olan sonınlanna değinirken de yaklaşımmın ise "Avropa Topluluğu içinde Yunanistan ile çatışan bir Türkiye degil, bugünkü koşullarda Avrupa Topluluğu içinde Türkiye ile çatışma aravan bir Yunanistan" şeklinde görüldüğünü kaydetti. SHP lideri, Türkiye'ye yerleştirilmesinden söz edilmeye başlanılan nükleer füzeler ile iktidann uyguladığı ekonomik modeli de kısaca aktardı ve sosyalist grup önundeki konuşmasım şöyle bitirdi: "Avrupa demokrasisi ile bütnnleşen bir Türkiye'nin yaratılmasını temel amaçlar olarak benimsemiş bulunan bir siyasal partinin lideri olarak aranızda bulunuyorum. Sizden bekledigim, her aşamada ve her konuda bizimk yapıcı bir diyalog içinde bulnnmanız ve bize moral, destek saglamanızdır." Stcak diyalog ı (Baştarafı 1. Sayfada) ' rsının ardından Evren'Ie bcraberindeki Jıeyet, bir günlük bir ziyaret için Saraybosna'ya geçti. ' TürkYugoslav görüşmelerinin si'yasal gündemini, bekiendiği gibi, TJulgaristan, Yunanistan, Kıbrıs ve r Balkanlar'da işbırliğı konulan oluş• turdu. Kıbrıs konusunda Türkiye'nin te"n, Yugoslavya tarafma bir kez daha anlatıldı. Özellikle 1974 öncesi olaytennın dünya kamuoyunda bilinmediği belirtildi. Dışişleri Bakanı H«lefogltı, Yugoslavya Dışışlen Bakanı (Zahid EHzdarrvic ile görüşürken şöyle dedi: " "Kıbns sorununa bağlanüsıdar, romantik gozlükle baktıkça, çarpık görürler. Sadece bir ada meselesi giTbi göriiyoriar. Yunan fakforunu dik«kate almayan her gözlük, çarpık göriir. ApoelBeşiktaş maçını oyaıtmaktan çekinenler, nasıl federasyon yapariar?" Yugoslav bakan, bu konuda BM penel Sekreteri'nin çabalarını destekJediklerini belirtti, ancak Halefoğlu, buna karşıhk, "Bu yetmez. Pcrez de Cuellar belgesini de desteklemelisiab" dedi. » Yugoslav tarafına aynca, bağlani tısızlann Hararre zirvesinde alınan Kıbns'a ilişkin karann Türkiye'yi üzdüğfl ve bu tür desteklenn Rum tarafına uzlaşmazlık yönünde cesaret verdigi anlatıldı. Bulgaristan konusu da taraflar arasında enine boyuna de alındı. Gerek Cumhurbaşkanı Evren, gerekse Dışisleri Bakanı Halefoglu, Yugoslav meslektaşlanna konuyu tüm yönleriyle tekrar anlatular. Yugoslav tarafı da Makedon sorunu yüzünden Bulgaristan ve Yunanistan, Kosova sorunu yüzünden Amavuthık'la bunahmlanm anlatn. Yugoslav yetküilerin özellikle üstünde durduğu Balkanlar'da işbirliği konusunda Cumhurbaşkanı Evren, dünkü görüşmesinde Yugoslav Cumhurbaşkanı Sinan Hasani'ye Türkiye'nin tutumunu şöyle aktardı: "Iklli iliskilerde öyle ihtilaflar n r ki, Bulgaristan toprakJan üzerinden geçerttrn, mesaj göndennemi dabi engelliyor. Durum böyle iken, Balkaniar'da nüidecr siialılann göriişülmesi meayip olnaz m ? Kimjvsal sitaUa konnsona gcunce; hicbiriınizde IdmjMal süah yok. Önce ikili sonınbn hal için diyalog knraiun ve işe basit DMScJeieriıı çözümanden başlayalun." Cumhurbaşkanı Evren, Yugoslav Cumhurbaşkam'na Balkanlar'da iş Yugoslavya ııotları "Eski"si ve "Yeni"siyle Saraybosna OKAY GÖNENStN SARA YBOSNA Bosna Hersek Cumhuriyeti'nin başkenti Saraybosna, tam anlamıyla ikiye böttinmüş bir şehir. "Eski"si bir canlı müze gibi, "yeni"simodern birşehrin bütün özelliklerini taşıyor. Şehre girerken, önce dikkati çeken dev binalar, büyük marketler, bir an geliyor, yerlerini eski taş binalara, göz okşayıcı küçük eviere, Kapaitçarşı 'yı araımayacak sevimli dükkânlara bırakıyor. Eski Saraybosna 'nın başludtğı varsayılabilecek köşe de insanlık tarihinin en önemli olaytna tamk olmuş. 28 Temmuz 1914'te Sırp yurtseveri Princip, AvusturyaMacaristan Imparatorluğu Veliahdı Ferdinand'ı tam o köşede vurmuş. îşte oradan başlıyor eski Saraybosna. Saraybosna 'nın tarihinde en önemli kişiierden biri Gazj Hüsrev Bey. 16. yüzyılın basında Bosna valisiymiş. Kendi adına büyük bir cami, Sulıan Beyazıt'ın kızı olan annesi adına da bir medrese yaptırmış. Medrese, simdiüahiyatfakültesi. GaziHüsrey Bey Vakfı'nabağh olan medresenin bir de kütüphanesi var. 1537'de kurulmuş olan bu kütüphane, zenginliği dolayısıyla kendi türünde dünyada dördüncu sayılıyormuş. Burada, neredeyse medresenin kurulus yıllanndan kalma kitaplar, Kuranlar da dahil oimak üzere 15 bini aşkın el yazması eser var. Kütüphaneyi gezerken Cumhurbaşkanı Evren, incelemesi için aynlmış olan kitaplara tek tek baktı. örneğin bu kitaplardan birine, Saraybosna'da olan herşey, şeriat mahkemesi kararları kaydedilmiş. Cumhurbaşkanı Evren ile Halefoglu okudular: "Bir Yahudiyi hizmetkân öidürmüs... ", "Süieyman ismini serefi Islam ile kabuledip..."Kütüphanede Sadrazam Sokullu Mehmet Pasa 'dan kalma altın varaklı bir kitap da var. Sokullu Mehmet Paşa, Bosna asılltymış. Yakmdaki Rudo kentinde bir cami ve medrese inşa ettirmiş, kitap da oradan buraya gelmiş. Saraybosna 'da halkın büyük çoğunluğu Boşnak. Sırplar azınlık durumda. Arnavutlarm sayısı ise çok azalmış, Türk yok gibi. Yüzyıllarca çoğunluk olan Müslümanlann azınlığa düşmüş olmalanna karşth, yaklaşık 300 bin nüfustu kentte tam 70 cami var. Eski kentin en ilginç bölümü de çarşısı. Bezistan 'dan başlıyor, Aşçılar Caddesi, Kuyumcular Caddesi, Bakırcuar Caddesi ve Saraçlar Caddesi ile devam ediyor. Nerede ise eski bir Osmanlı kentindeyiz. Sahibi Osman Sarayiç olan bir Aksaray Börekçisi bile var. Saraçlar Caddesi'ndeki birçok dükkânın sahibinin soyadı da Saraç. Bakırcılığa ise kazancıhk diyorlar. Aşçılar Caddesi'nde ise neyazık ki artık hiçbir aşçı dükkânı kalmamış. Eski Beyoğlu Şimdi Çatı'da Yaşanıyor Özgün ycmekleri... içkisL.geniş salonu... ve Emin İgusTaci Uslu ikilisinin müziğiyle... ... Özlediginiz Beyoğlu keyfini Çaü'da yaşaym. birliği konusunda Türk tezleriyle esaslarda birleştiklerini, detaylarda önemsiz açık farklannın bulunduğu' nu, hatta bu nüanslann gorünmez nitelikte olduğumı belirtti. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, yemekte yaptığı konuşmada Bursa ve Sarajevo kentleri arasında önemli benzerlikler gördüğünü söyledi. Eski ve yeniyi güzelce temsil etmeleri ve kış sporlan merkezi olmalannın iki kentin ortak özellikleri olduğunu belirten Evren, Sarajevo ve Bursa'nın kardeş şehir ilan edilmiş olmalarının isabetli bir karar olduğunu söyledi. "Bu kardeşligin geregi olan kanşıklı ziyaretlerin. kültiir alışverisinin ve sanayi çevreleri arasında sıkı temaslann bir an önce gelişmesini lemenni ediyonıra" dedi. Halefoğlu'nun Dizdareviç ile görüşmesinde de yine aynı konuya değinildi. Nükleer füzeler konusunda da Halefoglu, "Yunanistan, topraklanndan nükleer silahlan çıkannak istiyorsa çıkarsın. Ama buna kimseyi alet etmesin. Nükleer silahlann kaldınlması. Avrupa'da güvenlik ortatnı yaratacaktır" dedi. Goriişmelerde ele alınan bir konuda da, özellikle transit geçen TIR'lann yol açtığı kazalar nedeniyle şu anda Yugoslav hapishanelerinde çok sayıda Türk mahkum bulunması ve bu nedenle bir suçlulann iadesi anlaşması önerisiydi. Evren ile Yugoslav Cumhurbaşkanı arasındaki görüşmeler, dün ögle yemeğinde de sürdü. E\Ten, bu yemekte yaptığı konuşmada şoyle dedi: "Bo ziyaretimden sonra TürkYngosiav IKşkileri hızla gelişecektir. Ziyaretleri daha da sıkiastırmalıyız. Ama bu dostluğumuzu kıskanacaklar çıkacakbr. Dikkaüi olahm." Dışişleri Bakanı Halefoglu ile Yugoslav Dışişleri Bakanı arasındaki görüşmeler ise, dün sabah saat 09.00'dan öğleye kadar sürdü. Programda olmayan bu görüşme için ilk talep, iki bakanın ABD'de görüşmeleri sırasında Yugoslav tarafından gelmiş ve son anda programa eklenmişti. Evren ve Halefoğlu'nun Yugoslav meslektaşlan ile görüşmeleri sürerken, Kültür ve lurizm Bakanı Mesot Vılmaz da dün TürkYugoslav Karma Ekonomik Protokolü'nü Türkiye adına imzaladı. Protokolde şu noktalar yer alıyor: İki ölkt arasındaki ydlık ticaret bacmi. 1987'de 200 milyon dolara çıkanlacak. Artışın dengeli bir sekilde sağlanması amacıyla Türkiye, bir ihraç üninleri listesi sundu. MersinCopper feribot hattuun açılması kesinleşti. Yugoslavlartn Türk TIRIanna Unıdıgı yıllık 22 bin kota. 1986 için 25 bine çıkanldı. Konu yeniden göriişülecek. İki ulke arasında bankacüık anlaşması imzalanacak, bu sayede ikili ekonomik ilişkilerde üçüncü bankalann ise kanşmaması sağlanacak. Cumhurbaşkanı Evren, başkent Belgrad'daki gezısim bir tanm kombinasıru gezerek tamamladı. Kombinada, Cumhurbaşkam'na Yugoslav Tanm Bakanı bilgi verdi. Cumhurbaşkanı Evren ve beraberindekiler, başkent Belgrad'daki temaslannı tamamladıktan sonra Saraybosna'ya geçti. Evren, burada BosnaHersek Sosyalist Cumhuriyeti Başkanlık Kurulu Başkanı Münir Meslboviç tarafından karsılandı. Daha sonra yanında Mesut Yılmaz olduğu halde Türk Büyükdçiliği'ne gelen Evren, burada bir süre gazetecilerle sohbet etti. Bu arada Ermeni teröristlerce 1983 yılında öldürülen Büyükelçi Galip Balkır'ın anısma da değinildi. Evren, elçiliği görünce sokağın durumu ve giriş çıkıştaki güvenlik açısından Balkır'ı uyardığını söyledi. Mesut Yılmaz da bu gezisi sırasında görüştüğu eski Yugoslav Içişleri Bakanı'nm Ermeni teröristler için, "Bir saat gecikseydik, sınırdan çıkmış olacaklardı" dediğım anlattı. Dün gece Saraybosna'nın eski bölümünü gezen Evren, Mesihoviç ile bir süre görüştükten sonra kendi onuruna verilen yemeğe katıldı. Evren ve beraberindeki heyet, bu sabah Şehitler Anıtı'na çelenk koyduktan sonra 1984 Kış Olimpiyatlari'mn yapıldığı merkezi gezecek, ardından da Türkiye'ye hareket edecek. Özal'ın Japon yanlışı Ekonomi Servisi Erzurum'da önceki gün yaptığı konuşmada Türkiye'deki et fiyatlarmın yabancı ülkelerle kıvaslandığında çok ucuz olduğunu ve artması gerektigini belirten Başbakan Ozal, Türkjye'delu asgari ücretle yabancı ülkelerdeki Ucret kaısılaştırmasını yapmayı unuttu. Başbakan Turgut Özal, önceki gün Türki>e'de etin kilosunun 2 bin lira, Erzurum'da ise 1400 lira yani 2 dolar olduğunu, oysa Japon>a'da 30 dolara satıldiğuu söyledi. Gerçekten de Japonyada etin kilosu 35 bin yen (2030 dolar) arasında satılıyor. Bu da >aklasık 13 bin 500 ile 22 bin 500 Türk Lirası ediyor. Ancak Başbakan, bu fiyat karşılaştırmasından yola çtkarak Türkiye'de etin fiyatının daha da yüksek olması gerektiği sonucuna varırken ücret karşılaştırmasıru gözden uzak tutuyor. Japonya'da zorunlu eğilünini tamamlaımş erkek bir Ucrctlinin aylık ücreti 81 bin 100 yen. Bu da yaklaşık 365 bin lira ediyor. Dolayısıyla Japonya'da en düşük ücret alan bir kişi aylık maaşıyla 27 küo et aJabiiirken Türkiye'de bu miktar 14 kiloda kalıyor. Türkiye'deki asgari ücretli tüm maaşını îıarcasa ancak 14 kilo et alabiüyor. Diğer bir deyişle Japonya'da et fiyatlan Türkiye'dekinden 6.5 misli daha fazla olmakla birlikte, en az ücret alan bir kişinin aylık maası, Türkiye'deki asgari ücretin uun 13 katı olarak gerçekleşiyor. 'Batının fiyatuıı övüyor ticrederi ımutuyor' DYP Genel Başkanı, "Sayın Başbakan et fıyatlannı az bulduğunu Erzurum'da söyledi. 30 dolara et yenmesini tavsiye ediyor. Türkiye'yi Avrupa fıyatlanyla mukayese ediyor, Türkiye'de verilen ücretleri hesaba katmıyor." dedi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) DYP Genel Başkanı Hüsamettin Ondonık ekonomik bunalımın giderek arttığını söyleyerek, "Fakir fukaranın, orta haDinin dayanma gücü bitmiştir. Türkiye, halkın içine girecegi çalkantdara doiru gitmektedir" dedi. Cindoruk, Başbakan Ibrgat Özal'ın yaptıklarının farkında olmadığını savunarak, "MiUetin kendisine isyanını, başka partilere ve sebeplere baglıyor, ara seçimden birinci parti çıktıklannı söyleyip avunuyor" diye konuştu. Cindoruk, Başbakan Özal için "Bu başbakan, balondan bile hafif bir adam" sözlerini kullandı. DYP Başkanı Cindoruk, partisinin dün yaptığı Merkez Yönetim Kurulu'ndan önceki konuşmasında ekonomik bunalımın giderek arttığını vurguladı. "Azınlık hükümeti son on beş gün içinde devletin ürettigi temel maddelere zam politikasını sürdürmüştür" diyen Cindoruk, şöyle devam etti: "Asgari ücretin alım gücü 197Tdeki seviyenin yansına düşmüştiir. 1977'deki seviyeye varması için, asgari ücretin 84 bin 300 lira olması gerekiyor." Gıda maddelerinin fıyatlannın aile bütçelerini sarstığını söyleyen Cindoruk, "Bu kış orta halli aileler çocuklannı yeterince besleyemezler. Türkiye'de yetersiz ve kötü besienme sorunu yaygın hale geliyor. Tarun ülkesi Türkiye, bu dnruma düşmüştür" biçiminde konuştu. Etin lüks bir gıda maddesi olduğunu belirten Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Başbakan et fiyatlannı az bulduğunu Erzunım'da söyledi. 30 dolara et yenmesini düşünüyor ve tavsiye ediyor. Türkiye'yi Avrupa • fıyatlanyla mukayese ediyor, Türkiye'de verilen ücretleri hesaba katmıyor. Buna karşı, memur maaşlanna layık görülen katsayı artışı sadaka mahiyetinde." Enflasyonun şimdiden yüzde 40'a ulaştığını kaydeden Cindoruk, iktidann kömür fiyatlannı da ithal maskesi altında yükselttiğini ve bir odah evi ısıtmak için 50 bin lira gerektigini söyledi. Inşaat malzemelerindeki artışın orta halli vatandaşlan ev sahibi olmaktan caydırdığını vurgulayan Cindoruk, şöyle dedi: "Azınlık başbakanı meydanlarda ve televizyonda bu politikayı savunuyor. Ülkenin parlak durumda olduğunu söylüyor. Yapüklannın farkında bile degil. MÜIetin kendisine isyanını, başka partilere ve sebeplere baglıyor. Ara seçimden birinci parti çıktıgını söyleyip avunuyor. Türkiye1 yi ve milleti fukaralığa mahkum eden ekonomik siyasetini acımasızca sürdüriıyor. Bu hükümet sürerse, Türkiye çok yakmda bir sefalet topiumu olacak." Başbakan özal'ın önceki gün Erzurum'da yaptığı konuşmada, Cumhuriyet ve Atatürk'ün karma ekonomi politikası,için yutturmaca dediğini söyleyen Cindoruk, "Aslında yutturmaca, rnüli geüri 980 dolara düşmüş bir iiikede liberal ekonomi adı altında sürdüriilen Özal yağmasıdır, miUet bu yagmayı yutmuyor" dedi. Cindoruk, Özal'a yüklendi Tekstil krizi (Baştarafı 1. Sayfada) ve birden diişmesi tekstfle en büyük darbeyi vurmusrur." Aynı yetkili, şu anda birçok firmanın kapısına kilit vurmamak için günlük borç bulup ürettmi sürdürme mantığı ile hareket ettiğini hatırlatarak sözlerini şoyle sürdürdü: "Znfiyele dnsen fimudar tefed piyasasuıa girdiklerinde zaafiyetlerini bir kat daha arttınyorlar ve buniar bastan batma bayragını çekiyorlar. Scktör, kredi yogun bir sektördnr ve bugün iç piyasaya yaptığı satışın yüzde 80*111156 ay vadeyle yapmaktadır. Yani nakit sıkıntıs da buradan cıkmakudır. Bu krizin •Hatıimaa ve sektörün yaşama sansı ihracaU baglıdır. Eger ihracat yapüamazsa piyasa bo kadar finnayı kaldıraınaz." OLAYLAR GELİŞtYOR örtel örmesan başlangıçta bankaiarla görüşmelerini sürdürürken, Türkiye'nin 451. en büyük sanayi kuruluşu Salihli Tekstil'e Yapı Kredi Bankası tarafından haciz konuldu. Firmaya daha önceleri bir defada 700800 milyon ürahk senet veren ve bunun karşılığında ma] alamayan Sultanhamam toptancı piyasasındaki şaşkınhk devam ederken, örtel Ormesan'ın iki ortağı Mehmet Koyuncu ve Ceki fbrahimzade 17 milyarlık borçla yurtdışına kaçtı. Onnesan'la cahşan toptancılar daha önceden verdikleri para karşıhğında fabrikanın bir aylık "üretiminin" tümünü alarak hesaplannı kapatırken, örtel'e milyarlarca hra kredi veren tefeciler her iki ortağın adresini söyleyene "büyük paralar" verileceğini vaat ediyorlardı. ZORA DÜŞENLER Örtel ve Salihli'nin ardından zor durumda olduğu ileri sürülen diğer firmalann dedikodusu da piyasada başladı. Bunlann başında Türkiye'nin 439. en büyük sanayi kuruluşu olan tzmir Yün ile İleri Mensncat ve 367. olan Kilim Mensucat geliyor. Hazet Holding'e bağh lzmir Yün'ün içinde bulunduğu ödeme güçlüğünü ve fînansman sıkıntısını giderebilmek için birçok gayrimenkulünü sattığı ve böyleükle bu durumu atlatabileceği beürtiliyor. Iplik üreten İleri Mensucat yetkilileri ise firmanın ödeme güçlüğü içinde olduğunu, kredilerin vadelerinin uzatılması konusunda bankaiarla görüşmelerde bulunduklarını hatırlatarak "Pamuk politikasından dolayı eskiden 56 ay vadeli olarak aldıgımız pamuğu şimdi peşin almak dururaundayız. Toptancdar özellikle Örtel ve Salihli olayından sonra avans vermemeye başladılar. Banka faizleri de buniann üstüne eklenince ödeme AMKARA'dan YALÇIN DOĞAN güçlügü içine girdik" dediler. Son yıllarda art arda fabrika satın alan Kilim Grubu'na bağh Kilim Mensucat'ın da zor durumda olduğu ileri surülüyor. Kilim Mensucat'ın, örneğin en az 700 lirahk maliyeti bulunan divitini 500 liradan sattığını hatırlatan ilgililer "Bir firma zor durumda degilse nedcn 200 Ura zaranna mal satar. Bu finna plyasadan çeksenet toplamıyor, ama bu yola başvuruyor. Ne zamana kadar dorumunu koruyabilecek bilinmez" şeklinde konuşuyorlar. HACtZ KALKIYOR Dışbank, önceki gün Narin Şirketler Gubu Yönetim Kurulu Başkanı Halit Narin'in iki evine Kazhçeşme'deki bir fabrikasına koyduğu ihtiyati hacizi kaldıracağını açıklarken, Halit Narin, "Bu olay tesadüfen olmuş bir olay degüdir, bir kurgu sonucunda olmuştur. ttibanma gölge düşürmek gibi bir konuda başan kazanıldığı zannediliyor ama buniar gelip geeicidir" dedi. Olayın kendisi için sürpriz olduğunu ve ticari bir mesele olduğunu hatırlatan Türkiye Işverenler Sendikası Genel Başkanı Halit Narin Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada şunlan söyledi: "Bu iş ya bir avukatın işgüzarlığından ya da bir şube müdüriinün kendini güvence altına almak için aşın gayret sarfetmesinden doğmustur. Sanki bir sürü fabrika bir tarafta kalmış da benim şahsi yerime haciz karan alnuşlar. Yapdacak olan şey şudun Teminatlar ipoteğe döndürülecek ve baciz kaldınlacak. Bizim Narin Grubu olarak Dtsbankia ileri kademelerde çalışmamız artık mümkUn değildir. Aramızdaki ilişki sanınm besaltı ay içinde bitecektir." Narin Grubu'nun piyasadan pamuk satın alamadığına ilişkin çeşitli söylentilerin bülunduğunu hatırlattığımızda Halit Narin şöyle konuştu: "Biz halen yurtdışından getirdiğimiz pamukla çalışıyomz. Bir deli bir kuyu>a taş atar da 40 akıllı çıkaramaz gibi bir şey bu. İtibanma gölge düşürmek gibi bir konuda başan kazanıldıgı zannediliyor ama buniar gelip geçiddir." "Demirel'e olan yakınlığiBizdan dolayı size karşı hükümetin tavır aldığı söyleniyor. Bu doğru mu?" şeklindeki sorumuza Halit Narin şöyle yanıt verdi: "Süieyman Bey'e çok yakınım ama en az onun kadar Turgut Bey'e de yakınımdır. Her iki tarafla da ailevi bağlanmız vardır. Sonra biz inanç dünyasıyla aynı tarafın adamlanyız. Turgut Bey'1 in böyle bir yanlış yaklaşınu olamaz. Turgut Bey bir yanda Başbakan, bir yanda da son derece sivilize olmuş bir insandır." (Baştarafı 1. Sayfada) bin liraya fırladı" denildiğinde, Başbakan hemen itiraz ediyor ve şöyle bir karşılaştırma yapıyor. "Etinfiyatı Türkiye'de iki dolar. Çok ucuz. Oysa, Almanya ve Japonya'da etin kilosu 3040 dolar': Böyle bir hesap ilk anda doğru görünüyor. İki dolar nerede, otuzkırk dolar nerede?.. Ama işin içine dolar üzerinden ücret karşılaştırmasım da dahil ederseniz, o zaman Başbakanm hesabı "Bağdat'tan döner". Etinfıyatmı örnek gösterdiği ülkelerdeki ücretlerle, Türkiye'deki ücretleri karşılaştırırsanız, Başbakanm nasıl "tek yanlt bir hesap" yaptığı ve bu hesabın "gerçekleri nasıl saptırdığı" ortaya çıkar. Başbakanm örnek verdigi ülkelerdeki ücret durumlannı ve et fiyatlannı biz dolar üzerinden araştırdık. tşte elde ettiğimiz sonuç: Japonya'da asgari ücret ayda 81 bin yen. Yaklaşık 365 bin lira. Japonya'da etin kilosu 3 ile 5 bin yen arasında değişiyor. Yani, 13.500 ile 22.500 lira arasında değişiyor. Ortalamasını alırsak, Japonya'da bir kilo et 18 bin lira. Asgari ücret 365 bin lira. Bir başka deyişle, Japonya'da asgari ücretle bir ayda tam 23 kilo et satın alabilirsiniz. Almanya'da devlet tarafından saptanan asgari ücret yok. Buna karşıhk toplu sözleşmelerde en kalitesiz ve işe ilk başlayan bir işçi için en az ücret bin marktan daha düşük olamıyor. Almanya'da etin kilosu 1520 Mark. Almanya'da en düşük ücret 350 bin lira. Etin kilosunu da 20 marktan hesaplarsak, 7 bin lira. Bir başka deyişle, Almanya'da bir aylık en düşük ücretle tam elli kilo et satın alabilirsiniz. Türkiye'de asgari ücret 28 bin lira. Asgari ücret 365 bin lira. Bir başka deyişle, Japonya'da asgari ücretle bir ayda ucuzundan tam 27 kilo et alabilirsiniz, Almanya'da asgari ücretle elli kilo, Japonya'da asgari ücretle 23 kilo, Türkiye'de asgari ücretle 14 kilo et satın almabiliyor. Dolayısıyla, ücret açısından baktığınızda, Türkiye'de et Japonya'ya göre yaklaşık iki kat, Almanyaya yaklaşık 3.5 kat daha pahalı. Yani, Başbakan özal'ın vurguladığı gibi, "Türkiye'de et Japonya ve Almanya 'ya göre ucuz değil, tersine hesaplann gösterdiği gibi birkaç kat pahalı". Sadece bir malın fıyatını dolar üzerinden hesaplarsanız. elbette ucuz çıkıyor. Ama elde edilen ücreti de dolar hesabı üzerinden yürütürseniz ki gerçeği bulmak için dolar üzerinden hesaplamak gerekiyor o zaman "Hesaplar Bağdat'tan dönüyor". Silahsızlanma Gorbaçov: Kapıyı kapatmadık ABD Silahsızlanma Dairesi Başkanı Adelman da BMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada "Yıldız Savaşları konusunda bir uzlaşma, gerçek silahsızlanmaya kapıyı aralayacaktır" dedi. MOSKOVA/NEW YORK, (AP) Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov, ülkesinin Reykjavik zirvesinden sonraki silahlann kontrolü politikasımn, silahsızlanma çabalanna kapılan kapatmadığırıı söyledi. ABD Silahsızlanma Dairesi Başkanı Kenneth Adelman da, önümüzdeki ilkbaharda Washington'da bir Reagan Gorbaçov zirvesi yapıtmasının muhtemel olduğunu belirtti. Adelman, önceki günkü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, Reykjavik zirvesinin sonuçlanndan umutlu olduğunu söyledi. Adelman, "Yüdız Savaşlan konusunda bir uzlaşma gerçek silahsızlanma anlaşmalanna da kapıyı aralamau" dedi. Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov da, SSCB'nin Reykjavik'deki doruktan sonraki silahlann kontrolü konusundaki politikasımn silahsızlanma çabalanna kapılan kapatmadığını söyledi. Gorbaçov, Kremlin'de Batılı kültür işleri yetkilileri ile yaptığı görüşmede ABD Başkanı Ronald Reagan ile gerçekleştirdiği lzlanda görüşmeleri hakkında nispeten iyimser ve ılımh bir değerlendirme yaptı. Gorbaçov, aralannda Amerikah yazar Arthur Miller, James Baldwin, Fransız yazar Claude Simon ile Hintli kompozitör Naeroyan Menon'un da bulunduğu toplantıda yaptığı konuşmada, Izlanda'daki toplantının nükleer silahlann topyekün ortadan kaldınlması konusunda anlaşmalar yapılmasının mUmkün olduğunu gösterdiğini söyledi. Öte yandan Sovyet Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze'nin dün ABD'nin Moskova Büyukelçisi Arthur Hartman ile ikili ilişkileri ele alan bir görüşme yaptığı açıklandı. TASS, görüşmeler hakkında aynntı vermedi. CUNEYT ARCAYUREK yaayor (Baştarafı 1. Sayfada) kiyordu. Gazeteci merakı kısa yoldan hüsrana donuştü. Meğer ANAP grubunda söz alanlann bizler gibi olaylara, sorunlara bakış açılan yokmuş, bunu anladık. Bir hükümet değişimi, günlerce, sadece kamuoyunu değil, basta ANAP grubu kulislerini günlerce uğrtzstırmiftı. Bu değisimden sonra dün söz alanlann hemen hiçbiri "Bu nasıl istir, Basbakana yetki verdik, o tuttu iki bakanı harcadı, ötekilerin başarısını onayhdı"dememişti. Basında, kamuoyunda hükümetteki kaydırmalar "Dağ fare doğurdu, bir bardak sudafırtına"gibi niteienmişti. Anlaşılan ANAPgrubunun güzide üyeleri için böyle bir gerçek yoktu. Galiba Orhan Ergüder, şöyle bir değinmişti hükümet değişimine, ama "Başbakan ne yaparsa iyiyapar"a getiren bir değinmeydi bu. Eğer özal basın toplantısı yapsaydı, kuşku yok, gazeteciler Erzurum konuşmasında öne sürdüğu kimi savları daha açmasım isteyeceklerdi. örneğin, "dö'nen büyük dalavereler" neydi, kimler tarafından çevriliyordu bu dolaplar. Amerikada etin kilosu 3 dolarken, Türkiye'de 2 dolara salılmasını azımsayan Başbakan, acaba memur, isçi ücretlerini dolar üzerinden verip, ele bir dolar karşılığında yedi yüz lira zam yapıtmasım mı istiyordu. Belli başlılardan sonra daha all sıralara du'şen sorular arasında ZeynepAsun Ekren'e verilen 50 milyonluk kredi bile yer alıyordu. Hele yüzde bir oy alan HDP'nin ANAPla mı yoksa DYP ile mi bütünleşeceği konusu gündeme gelebilirdi. Çünkü, siyasal kulislerde Başbakanm Mehmet Yazar'la, Ülkü Söylemezoğlu ile konuştuğu, daha sonra da Demirel'i Söylemezoğlu'nun kabul edip, HDP'nin tümüyle DYP'ye gelmesini istediği söylentileri dolaşıyordu. Hatta ve hatta, Başbakan özalm eğer HDP fesholup ANAP'a katılırsa, elinde tuttuğu 'iki açık devlet bakanhğına bu partiden iki kişiyi atamayı" düşündüğünü HDPyetkililerine bildirdiğinden söz ediliyordu. Başbakan Ozal, yüzde bir oyluk HDP mirasma konabilmek için bu tür vaatlerde bulunmus muydu, açık söylemese bile bu vaadi şöyle bir dokundurmuş muydu, yoksa ülkenin içinde bulunduğu koşullan öne sürüp HDP'nin ANAP'la bütünleşmesine mi çalışıyordu?.. Sorular, sorular.. Bunlann hepsi, Başbakanm basın toplantısı yapmayacağım iletmesine dek hazırlandı. Özal, yine ayaküstü birkaç cümle söylemeyi yeğledi. Yuvarlak, yumuşak ve asıl amacı açıklamayan kısa bir konuşma. Demek ki, dün ülkemızde yanıtı aranan, çözümü üzerinde konuşulabilecek hiçbir sorun yoktu. Gül gibi bir ülke, gül gibi geçinip giden insanlar.. Ötesi mi? Başbakanm ayak üzerinde söylediği gibi, sesli protestolar "Hep basımn abartmalart"... Grup için, özal için ötesi fasafısa. Dünkü manzara bunu gösıeriyor. GTTI Istıklal Cad. Piremeci Solcak. Baro Han No: 20 Kat: 7 Beyoğlu, Tünelİstanbul Tel: 145 16 56 151 16 42 Restaurant CafeBar (Baştarafı 1. Sayfada) zine ve Dış Ticaret Müsteşarbğı, "yetkili miiesseselerde" aranacak şartları belirleyecek. "Yetkili müesseseler", bankalar gibi döviz alım satım belgesi düzenleyecekler, döviz kazandırıcı işlemler sonucunda yurda geurilen dövizi satın alabilecekler. a.a. muhabirinin sorulannı cevaplandıran Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'ruıı üst düzeyde bir yetkilisi, "Karar bugüne kadar yasallığa kavuşturulamayan bankalar dışı döviz piyasastnın yasalar içiade faalivet göstermesini sağlamaya yönelik" dedi. Dövîzde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle