12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EKİM 1986 Kara Kuvvetleri Komutam Org. CemaJ Guruli de saflarma katan ordu İçindeki Oıtüalcl örgut, Çankaya Köskü'nü koruyan Muhafiz Alayı sorununu çözmeye uğrasvken sürpriz bir gelisme olur ve ihtilal komüest önderlerinden Osman Köksai, Celal Bayar tanfmdan Muhafiz Alayı Komutanhğı'na atamr. Köksai, Muhafiz Alayttu askeH a^siptinveefitbnüktleTİne göre yönetmeyebaslar.Bunaan sonrasou Köksai notlannda şöyle anlatıyor. CUMHURİYET/7 Osman KöksaVın sandığından çıkan mektuplar Bayar tankları merak ediyor: Cumhurbaşkanı Bayar ve Muhafiz Alayı Komutam Osman Köksai, Köşk ün balkonunda yan yana durup Köşk yolunda mevzilenen tankları izlerler. Bayar, "Şu tankların niçin geldiklerini sordursak" der. Köksai bir subaya emir verir. Geri dönen subay şöyle der, "Tankların başındaki yüzbaşı, KöksaVın emrindeyiz dedi." Bayar'ın yüzü karmakarışık olur, Kumandan Bey olaylara dikkat ediyorum" deyip hırsla KöksaVın yanından ayrılır. GÜRSEL VE KÖKSAL 27 Mayts thtilâünde kader birtyL. 7 Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'nden muhafiz aJayının önceden hazırlattığı planlan aldırttım. Ancak bu planlar, TOrk milletinin tutkulu olduğu cumhuriyete, cumhuriyet yasalanna, özgurlükçü demokratik rejime, Atatürk ilkelerine, Cumhurbaşkanının sadık kalacağı, ihanet etmeyeceği varsayımına göre yapılmıştı. Cumhurbaşkanı, milletin tutkulu olduğu bu ilkelere sadık kalmazsa, ihanet ederse, ne yapacak, savunmasına devam edecek miydi? Bu sorulara yanıt verecek ne bir plan ne de bir düşünce vardı. Bu bir eksiklikti. 'Inkılap Mektupları' Uğur Mumcu'nun kaleminden 27 Mayıs sabahı Bayar ve Köksai Köşk'ün balkonunda yan yana durup, Köşkyolunu kapayan tankları izlerler Bayar: Şu tanklar niçin gelmişler ? 26 mayıs akşamı, sanınm saat 20 sulannda muhafiz alayımn ihtilal karargâhı ile irtibatım açıklığa kavuşturmak için Sezai Okan'ın Bahçelievler'deki evine gittim. Sezai'nin sayın eşi, anlamlı bir yüzle "Sezai'nin evden çıktığmı" söyledi. Alaya gidiyordum. Şimdiki Meclis binası önünde Sami Küçük ve Sezai'ye rastladım. Harp Okulu'na (ihtilal karargâhına) gidiyorlardı. Dr. ile konuşmam 23 dakika sürdü. Otomobilim geldi. Atladım. Köşk ile ararmzdaki 200 metrelik yolu hızla geçtim. Köşkte gördüğüm manzara şuydu: Ultimatomun yarattığı hava, köşke "hemen muharebe etme" sanısını da kaçırtmıştı. Başyaver Tayyar, sürekli olarak, Ankara ile telefon konuşması yapıyor ve ytiksek sesle Bayar'a aktanyordu: "Falan.. filan bakanlan terkif etmişler. Filan bakanı da tutnklamak için evine askerler geimiş" diyordu, ama Bayar söylenenlerin bazılannı anlamıyor, kulağım başyavere yaklaştırarak söylenenieri tekrarlatıyordu. Durum bizim lehimize gelişiyordu. Istediğimiz baskı kendiliğinden oluyordu. İhtilal havası Köşk ve çevresini iyice sarmaya başlamıştı. Çok etkiliydi. Bayar çökmüştü; ne duyuyor, ne de konuşabiliyordu. Bu esnada Başyaver Tayyar, aşağıdan telefonla aldığı "falan bakan askerler geldi, evimi sarunuyorlar" haberini şöyle yorumluyordu: "Sayın Reisicumhurum aşagısı şantaj yapıyor.." Bu yorum üzerine Bayar, odaya, Köşk ve çevresine çöken ihtilal havasından biraz kendisini sıyınr gibi oldu. Canlandı. Kendinde yürüme takatı buldu. Beraberce yaverler odasından bitişik salona geçtik. Yasa ile, milletin tutkulu olduğu ilkelerin kollama ve korunması orduya verilmiştir. O halde ordu, bu ilkeleri sakmca nereden gelirse gelsin, kollama ve korumak zorundadır. Atatürk, nutkunda bu sakıncalann içten, dıştan ve siyasal iktidarlann "Gaflet, dafadet ve hatta taywıet"lerinden ileri gelebileceğine işaret etmektedir. Ordu bu yönleri korumak ve kollamak durumundadır. Bu yönler için haarlık ister. Muhafiz alayının eksikliklerini gidermek için "A, B, C, D planlannı" vaptım. Köşk, Türk milletinin tutkulu olduğu ilkelere ihanetini sürdürürse, C ve D planlan; sürdürmezse A ve B planlan uygulanacaktı. Ama, köşkün ihaneti karşısında köşkün savunma planlan olan A ve B planlan uygulandığı takdirde, muhafiz alayı, Türk milletine, Türk Ordusu'na ve asıl vazifesine karşı ihanet içine düşerdi. Hazuİadığınfyeni planlan kâğıt üzerine döTcerek, 6 Mayıs 1960 günO Cumhurbaşkanhğı Genel Sekreterliği'ne verdün. Bayar, Genel Sekreter ve Başyaver Tayyar planlan incelemişler. Geael Sekreter Münis Faik Ozansoy bana bir gun: Komandaıı bey, planlar geldi. Lazun mı idi bn planlar? diye sordu. Genel Sekreter'in sorusu, planlar üzerinde bir şüphenin ifadesine benzemiyordu. Oaha çok askerliğin gereklerinden habersiz bir sivilin sorusu idi. Sonralan beni Celal Bayar çagırdı. Havuzlu salonda konuştuk. Bayar aynı sivil ağzı ile konuşuyordu: Kumandan bey, bu planlan niçin yaptık? Askerlik hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir kişi ile konuşur biçimde durumu anlatmaya çalıştım: Askerler, her ihtimali düşünerek plan yaparlar. Düşünülebile' cek tüm durumlara göre plan hazırlarlar. Belli bir durum çıkınca, . o anda ne yapılacak diye kara kara düşünmekten kurtulmak için önceden plan yapmak şarttır. Hatta planlannı denerler bile,. Bu girişten sonra Bayar'a kabaca ve kıcasa A, B, C, D planlannı ve bu planlann dayandığı varsayımlan anlattım. "D planındaki varsayuna göre mnhabere yerini Eskişeblr'e nakkdecegiz" dedim ve konuşmamı şöyle surdurdüm: ce gidiyorum 1. C planına göre köşkte alay karargâhını oluşturacak subaylardan karargâh birlik komutam Yüzbaşı Dursun Soysal'ı, Tank Bölük Komutam Yüzbaşı Kadri Erkek'i, Piyade Bölük Komutam Üsteğmen Ibrahim Dağkıran'ı ellerinde makineli tüfekleriyle köşkün kapısında beni beklerlerken gördüm. Bu subaylar beni kon<yacaklar, jandarma muhafiz taburunun subaylrnnı iknaya çahşacaİdar ve ortam olgunlaşınca Bayar'ı Harbiye'ye götüreceklerdi. Emir subayım yoktu. Akşamdan verdiğim vazifeyi yapmak üzere alayda kalmıştı. Biraz sonra o da geldi. 2. Köşk içine girmiş subaylan koruyacak komando mangası köşkün hemen civanna yerlesmişti. 3. Jandarma Muhafiz Taburu, köşkün çepeçevre savunmasını pekiştirmiş; bir bölük ihtiyatını da yaverler dairesi civanna yerleştirmişti. 50 polis halen binalarda bulunuyordu. 4. İhtilal karargâhında Zekai Okan tarafından gönderilen 34 tank, köşk önünden geçen yolda namlulan köşke doğru olarak mevzilenmekteydi. 5. Köşk üzerinde ses taarnızu yapmak için planlanan 45 uçak gelmemişti. Bu uçaklar köşk harekâtı bittikten sonra gelmişlerdi. 6. Muhafiz alayı C planına göre Jandarma Muhafiz Taburu etrafında yerleşmesinı bitirmek üzereydi. Diktatörü savunmak için Jandarma Muhafiz Taburu tüm gücü ile savunma düzeni almıştı. Savunması araba tekerleği biçimindeydi. Muhafiz alay, diktatörü alaşağı etmek için diktatörü koruyan Jandarma Muhafiz Taburu etrafında yer almıştı. gelen Köksai, Bayar'a şunlan söyler: thtilal karargâhından bir ültimatom aldım. Türk Silahlı Kuvvetleri idareyi ele aldığını, 45 dakika içinde sizin istifanızı, benım de teslim olrhamı istiyorlar. Yoksa Köşk'ü ateşe tutacaklanm bildiriyorlar. Ankara düşmüş, yapacak bir şey yok!" Bayar'a altimatomu teblig: Köşk'e Paris Caddesi'ndeki bir sokak lambası altında 1520 dakika konuştuk. Ben çok kısa olarak, alayın yapacağı hareket hakkında bilgimi tekrarladım. Ültimatom ve diğer iki ısteği hatırlattım. Muhafiz alayımn telefon numarasını kartvizitime yazarak Sezai Okan'a verdim. Aynca şunu da söyledim: Benden sonra alayın en kıdemli subayını hareket esnasında alaydan uzaklaştıracağım. Ankara içinden haber toplamak üzere vazifelendireceğim. Parola ve işareti vermeyeceğim. Tutuklarsınız. Bu subayın gelişini plarun iyi işlediğine delil sayabilirsiniz. Köşk harekâtı bittikten sonra bu subay ile meşgul olurum. günü sabaha Karşı ihtilal başlar. Sezai Okan, Osman Köksal'ı telefonla arayıp ultimatomu verir. Alayın etrafında silah sesleri duyulur. Osman Köksai, Muhafiz Alayı'na alarm verir ve C Planım uygulamaya koyar. Köksai, otomobiline atlayıp hızla Köşk'e gider. tlk pencerenin yanında durduk. Bayar, pencereden Köşk üzerinden geçen yol üzerinde mevzilenen tankları göstererek: "Kumandan bey, bu tanklar acaba niçin gelmişler? Kudretieri nedir? Bizde bu tanklardan var mı?" Hemen yanıt verdim: "Lltimatom 45 dakika içinde yerine getirilmediği takdirde Köşk'e ateş etmek için gelmişler. Ateş kudretleri çok üstundür. Bir anda Köşk'ü yerie bir edebilirler. Bizde bu tanklardan yok." Aslında bizde 21 tanklı bir tank böluğu vardı. Ancak gelen tanklarla bizim tanklar aynı tipten değillerdi. Bayar, bu sorularla sanuım direnme olanaklan anyordu. Bu esnada salonun yaver odasına bitişik kısmındaki perdeyi, yaverler odasında kalan subaylar aralamışlar, bizi izliyorlardı. Bayar, kuşkulu tavırlarla subaylara baktı ve yeniden yaverler odasına döndük. Aşağıdan haberler ve tüfek sesleri geliyordu: "Tevkif edUiyorum, tevldf ediliyorum." Bayar, tekrar karamsar hava^ giriyordu. € Planı uygulanıyor: 27 Mayıs Alayı Komutanhğı'na atanan Osman Köksai, Köşk için ABCD adım verdiği 4 plan hazırlar. A ve B Köşk'ü ve Bayar'ı sayunmak içindir, C ve D ise, "ihanet içindeki iktidan" teslim almak için uygulanacakiır. Planlar, Köşk'te önce kuşku yaratır, ancak askerlikten amamayan Etem Menderes ve Celal Bayar planlan onaylarlar. Böylece Köksai, Muhafiz Alayı'nın ihtilal sırasında yönetimini bir plana oturtur. Her iki tarafımız sanh olacak, sizi bu ateş çemberinden yaralanmadan çıkarmak mumkün değildir. Tanka bindireceğiz. Ateş çemberinden çıktıktan sonra otomobüinize bineceksiniz... Bayar dikkatle dinledi ve "Peki" dedi. Böylece bütun planlar tasvip görmekteydi. Bayar sonradan Hürriyet Gazetesi'nde çıkan bır beyanında, benim kendisine "Kaçmaktaa başka çare yok" dediğimi ileri surüyor. İhtilal günü C planını takip ettirecek ne bir durum ortaya çıktı, ne de böyle bir öneri ileri sürdüm. Sanınm Bayar, ihtilalden önce konuştuğumuzu ihtilal anında konuştuklanmızla kanştınyor. Köksal'ın yeni planlan: Muhafiz Aynı sorular tekrarlanıyor Bayar ile beraber Köşk'ün balkonuna çıktık. Bayar yine yol üzerinde mevzilenen tankları göstererek sorusunu yineledi: "Şu tanklann niçin geldiklerini bir sordursak." Hemen civanmda alayla irtibatı sağlamak ile görevli Üsteğmen SXjünseren'i gördüm. Gelecek yanıtın "Ültimatom yerine getirilmezse 45 dakika sonra ateş açacagu" biçiminde olacağmı düşündüğüm için üsteğmene: "Şu tanklara git. Niçin geldiklerini sor" dedim. Üsteğmen gitti. Biz Bayar'la yan yana beklemeye koyulduk. Hiçbir şey konuşmuyorduk. Bu sırada benden sonra alaydaki en kıdemli subay karşımıza dikildi. Emir subayıma aksam, bu subayı izlemesini ve sabahleyin kalkar kalkmaz hiçbir yere uğramadan beni gelip bulmasmı söylemiştim. Bu subay, bu emrin gereğini yapıyordu. Karşıma diküir dikilmez söze başladı: "Komutanım, ben Ankara'ya ineyim ve haber getireyim." Paris Caddesi'nde 26 mayıs akşamı Sezai Okan ve Sami Küçük ile buluştuğumuzda zaten bu subaya bu görevi vereceğimi söylemiştim. Bu subay, bu göreve kendiliğinden talip çıkmıştı. "Çok iyi olur, bir jeep al ve git" dedim. Subay yanımızdan hemen ayrıldı. Subay, Ankara'ya iniyor. Parola ve işaret soruluyor. Bilmediği için de Harp Okulu'na hapsediliyor. Ancak, Okan ve Kiıçuk ile konuştuğumuz gibi, onlar, subayın tutuklanmasından işlerin iyi gittiğini anlıyorlar. Köşk hareketi bittikten sonra bu subayı hapisten kurtardım. Aslında, bu subayım ciddi, çahşkandı, ama Köşk'e yakınhğı dolayısıyla kendisine ihtilal hakkında hiçbir şey açamamıştım. Ihtilal planı C planım uygularken yapacağımız uyarma ve taktikler dışında ihtilal karargâhımn da üç taktikle bize yardım etmesini istedim. Dedim ki: 1 Kavakhdere Dörtyol Kavşagı. 2 Köşk ararisinin, mohafız alayından önce ihtilal kuvvetleri tanfmdan işgal edildiği havası yaraühnalıydı. "Muhafiz alayının köşkü savunmasiî Kavakhdere Şarap FabrikasıKavakhdere Dörtyol KavşagıBakkal Durağı hattından geçiyordu. Yani, muhafiz alayı açıkladığım hat ile köşk arasındaki arazide çeşitli muhabere şekilleriyle (arazinin elverdiği oranda) köşkü korumaya çaüşacaktı. Tabü bu plan, korumaya zorunlu olduğumuz, Türk milletinin tutkulu olduğu ilkelere ihanet olmaz ve ihanet sürdürülmezse uygulanacaktı. Oysa Türk milletinin tutkulu olduğu ilkelere göre köşk, ihanetini sürdürürse, C planı uygulanacaktı. Bu plana kuşku yaratmayacak nedenlerle öncelik vermek gerekiyordu. A ve B planlannın uygulanmasmdan vazgeçilerek, C planına sıra gelebilirdi. Fakat, çok zaman yitirilir, baskm unsuru kalkabilir, kanşıklıklara neden olabilir ve jandarma muhafiz taburu kısa yoldan muhafiz alayı cephesine gecemeyebilirdi. Bu nedenle A ve B planlanmn uygulanacağı Kavakhdere Dörtyol kavşağıBakkal durağı hattı ile köşkün önunden geçen yol (Ahmet Ağaoğlu SokakKozlu Sokak) arasındaki arazinin muhafiz alayından önce ihtilal kuvvetleri tarafından işgal edildiği kanısuıı yaratacak 34 tankın bir subay komutasında, köşk önünden geçen yolun üzerinde, namlulan köşke dönük olarak mevzilenmelerini istedim. BAYAR KUŞATILMIŞT1 Celal Bayar, Çankaya Koşku'nun askerlerce kuşatılmasından çok tedirgin obnuştu. Köşkte bir an direnme havası estL Ancak Muhafiz Alayı Komutanı Osman Köksal'ın planü harekâtı Bayar'ı adım adım kuşatmıştu Cumhurbaşkanı Celal Bayar 27 Mayts öncesi bir karşuama töreninde. Sami ve Sezai bu subayı tanıyorlardı. Uçümüz de birbirimize başanlar dileyerek kucaklaştık ve aynl, dık. Onlar ihtilal karargâhı olan Harp Okulu'na, ben de alaya gittim. Alayı dolaştım, alay gazinosunda birkaç subay yemek yiyordu. O günlerde aJaya acemi erler gelmişti; hamam yapıyorlardı. Bu bölgede gurültü vardı. Bunlar dışında tüm alay sessiz ve sakin uyuyordu. Ortahkta nöbet hizmetlilerinden başka çıt sesi yoktu. Türkiye aydınlığa kavuşacak.. Ustünde dolaşan kara bulutlan dağıtacak.. Diktatörlerin hareketine son verecek.. Sabahı beklemek üzere eve girdim ve vatağıma uzandım. Ama kafamdan geçen sorular beni uyutmadı. Biraz dinlenmiş oldum. Gözlerim dısanda havanın biraz ağarmasım bekliyor. Kulaklanm köşk üzerine ihtilal havasıru yayacak ultimatomu bir an önce duymak istiyordu. Ben ve karargâhı oluşturacak subaylar ile komando mangası ve çeşitli yerlere yerleştirilmiş, başında bir subay bulunan (üsteğmen Mutluer) üç taret (karaya da ateş eden 4 namlulu uçaksavar silahı) köşkü koruyan jandarma taburu savunma çemberi içindeydik. Harekâtın başlannda bu ekip sakmcalarla karşılaşabiUrdi. Enterne edilebilirler ve\a öldurülebilirlerdi. Bu sakıncaJan göze almadan C planını uygulama olanağı yoktu. Hareketin ilerlemesi halinde köşkun bu avantajlannın zorlaşacağı hatta olanaksızlaşacağmı kuvvetle umuyorduk. Başyaver Mustafa Tayyar'ın el yazısı ve eski Türkçe ile yazıhnış anıları ihtilalden sonra elime geçti. Hâlâ elimdedir. 25 mayıs 1960 günlüğünde şunlar yazılı; "Beai çagırdılar. Gittim. Orada ne var ne yok' dediler. Sonra başvekil geldi. Yemekten sonra tekrar reisicumhur beni çağırdı. Yine dedi ki: 'Subaylar vannış' dedi. 'Çankaya'.^ geleceklermiş. Bizim muhafiz alavının subaylan da onlara kaüiacakmış' dedi. Ben de söyledim: Onlara karşı muharebe ederiz." Bu gunluğun dikkate değer tarafları şunlardır: 1. Köşkün ihtilale karşı bir hazırlık içinde oldnğu. 2. "Hemen muharebe etme" karannda olduğu. Biz köşkun muharebeye dahi girışebilecek bir hazırlık içinde olduğunu tahmin ediyorduk. Planımızı bu ihtimali göz önünde tutarak hazırladık. Başyaverin gunlüğü de tahminimizde yanılmadığımızı gösteriyor. Köşk, "hemen muharebe ederiz" karannı uygulasaydı, köşke giren ekibi ya enterne edebilir ya da öldürebilirdi. Bu durumda ortahk kanşırdı. Zaman kazanabilirlerdi, ama sonuçta yine muhafiz alayı başarüı olurdu. Harekât nasıl gelişirse gelişsin, sonuçtan hiç kuşkum yoktu. Harici telefonum çalıyor Odamdaki sessizliği harici telefonun sesi bozdu. Telefondaki sesi tanımıştım. Sezai Okan'dı. Saat 3'ü biraz geçiyordu. Ses "ihtilal karargâhının ultimatomunıı yazmız" diyordu. Ses, sert ve toktu. Oysa Paris Caddesi'ndeki son konuşmamıza göre ültimatom muhafiz alayı nöbetçi amirliğine yazdınlacak ve ihtilal havası köşk üzerinde bu merkezden yayımlanacaktı. Bu surette ultimatomun baskısı daha inandırıcı olmuştu. Paris Caddesi'nde kartvizitimi verirken hatayı benım yaptığunı sonradan anladım. Bu esnada dahili telefonum da çaldı. Telefonun öbür ucundaki kişi Başyaver Mustafa Tayyar'dı. Şunlan haber veriyordu: "Kumandan bey, aşağıda tüfek sesleri var. Birşeyler oluyor, duyoyor tnusun?" "Evet, Turk Silahlı Kuvvetleri idareyi ele almış. Ültimatom veriyorlar. Şimdi alaya alarm vereceğim ve köşke geleceğim!' ~T A l a y a alarm veriyorum sırasında Köşk'e bir ültimatom verilecek ve 45 dakika içinde Celal Bayar'ın istifa etmesi, Muhafiz Alayı Komutam Osman KöksaVın da teslim edilmesi istenecektir. Diğer bir önlem de Köşk'ün üzerinde 35 uçak uçurularak, havadan sesle baskı unsurunun sağlanmasıdır. 35 uçak acoralmalı: ihtilal harekâtı Bayar'ın yanından aynlması üzerine Köksai düşünmeye başlar. En sakmcalı olasıhk, Jandarma Muhafiz Taburu'nun işi ciddi tutmast ve ateş açmasıdır. Sonuç yine değişmez, ama kan dökülür ve Köşk tahrip edüirdl Köksal'a göre Bayar'ın bu önlemleri alması için bile artık çok geçti. Yine de beklenmedik olayları önlemek için Köksai tetiktedir. Üsteğmen Sabahattin Gunseren geldi. Komutanım, tanklann başındaki yüzbaşıyı gördüm. dedi ki, "Muhafiz Alayı Komutam Osman Köksal'ın emrine girdik." Bu yanıt ile benim biraz önce söylediğim, "Ültimatom 45 dakika içinde yerine getirilmediği takdirde Köşk'e ateş açmak için gelmişler" yamtı çelişki oluşturuyordu. Bayar bu çelişkiyi anladı ve karmakanşık kuşkulu bir yüzle bana döndü ve şöyle konuştu: "Kumandan bey, olaylara dikkat ediyorum (ya da edelim)" gibi sözler mınldanarak hırsla yanımdan uzaklaştı. Çekindiği için mi? Yoksa bazı önlemlere başvurmak için mi, hırsla yanımdan ayrılmasına kesin bir anlam veremedim. Bu iki olasılıktan en sakıncalısı, Köşk üzerinde yoğunlaşmaya başlayan "Cumburiyeti koruma havasını" bir ölçüde dağıtmak, Jandarma Muhafiz Taburu'nun işi ciddi tutmasını veya ateş açmasını sağlamak olabilirdi. Böyle de olsa sonuç değişmezdi, ama kan dökülür ve Köşk de tahrip edilirdi. Bu önlemlerin Bayar tarafından alınması güç, hem de çok güçtü. Zira bu önlemlere başvurma zamanı geçmişti, ama yine de bunlar en zararlı olasılıklardı. Bir planın uygulanması sırasında, planın ana fıkrini etkileyecek bu gibi olayiar doğabilir. Maharet, bu olaylara ana fikir yönünde care bulmaktır. lşte bu bana duşuyordu. J dokölmesini önlemek: Köşkü ıçıne gırıyoruz un Karargâhı oluşturacak subaylanmla beraber yaverler odasına daldık. Yaverler odasmda tüm yaverler, koridorda da sanınm 23 polis vardı. Jandarma Muhafiz Tabur Komutanım ilk anda göremedim. Ama sonralan onu da gördüm. Bayar'ı yaverlere sordum "benöz inmedi" dediler. "Gelsinler" dedim. Samnm 23 dakika sonra Bayar yaverler odasına geldi. Nöbetçi yaver masasına sağ yanı ile dayandı. Söze ben başladım: "İhtilal karargâhından bir ültimatom aidun. Türk Silahlı Kuvvetleri idareyi ele aldığını, 45 dakika içinde sizin istifanın, benim de teslim olmamı istiyorlar. Eğer bu ister 45 dakika içinde olmazsa, köşkü ateşe tutacaklanm bildiriyorlar. Ankara düşmuş, yapılacak birşey yok." Bayar beni dinledi. Yanıt vermedi. Istifayı kabul etmeyeceğini anladım. Bitkin ve düşünceli durumdaydı. 2 Köşke bir ültimatom verilmeliydi. Köşk ve çeyresi üzerinde ihtilal havasım zaman yitirmeden kesin olarak estirebilmek için "Silahh Kuvvetler idareye el koymuştur. Celal Bayar istifa etmeli ve Muhafiz Alay Komutam Osman Köksai tesüm olmalıdırlar. Bu istekler 45 dakika içinde gerçekleşmediği takdirde koşke ateş açılacaktır" biçiminde bir ültimatom verümesini istemiştim. 3 35 uçak köşk üzerinde uçmahydı: Havadan sesle baskı unsurunu köşk üzerinde sağlamak için 35 uçağın uçurulmasını da istemiştik. B u planı kim uygulayacaktı? Muhafiz alayımn planlannı örgütteki arkadaşlanma anlatmaya kalktığunda "Muhafiz alayımn kuvvetli ve zayıf taraflannı sen herkesten iyi biliyorsun. Bu bakımdan planlan en iyi biçimde sen yaparsın" gibi sözlerle duygulannı belli ederlerdi. Yalnız Sezai Okan, Sami Kuçuk ve Suphi Karaman'a bu plam ana çizgileriyle anlatmaya muvaffak olmuştum. Sezai Okan istediğimiz bu üç taktiği yapmayı üzerine almıştı. Telefonla nöbetçi amiri Yüzbaşı Necmi Olgaç'ı buldum. "Derhal C pUnının uygulanması için alarm veriniz" emrini verdim. Makineli tabancayı alarak dışan fu^ladım. Arabam henuz gelmemişti. Alay karargâhına doğru yurümeye başladım. 2530 adım atmıştım ki, alayın baştabibi, çok sevdiğim Dr. Nezihi Danker'e rastladım. Alarma uymuş, hazırdı. O söze başladı: "Komutanım tamam mı?" "Evet tamam, görevlerinize başlayabilirsiniz:' Dr. Nezihi Danker, çalışkan, cesur, ciddi, vazife şuuru ile dolu.sır saklamasını bilir, az ve özlü konuşan bir subayundı. Çoğu kez onunla dertleşirdim. Dr. Nezihi Danker'e önceden şu görevi vermiştim: "Köşk çevresinde ateş acılır ve ateş yaygınlaşırsa, subay ve astsubay ailelerinde kanşıkhk, bayılma ve doğum gibi olaylar olabilir. Bu durumda sen tüm aileleri ateş sahasından uzaklaştınrsm. Alayın otobüsü senin emrinde olacaktırî' Ultimatomun etkisi Ültimatom beklediğimiz etkiyi yapmış, Bayar ve yaverler üzerinde "ordunun ihtilal havasını" yaratmıştı. Odadaki muhafiz alay subaylan tarafından da "Ordu cumhuriyeti korumak için ayağa kalkmış, Bayar'ın istifasını, bizim komulanın da teslimini istiyorlar. Ankara düşmüş, yapılacak birşey yok" biçiminde köşkun dışında, jandarma muhalifi taburu subaylan arasında haber yayılmıştı. Zaten herkes Ankara içindeki silah seslerinden dolayı heyecanla haber bekliyordu. SCRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle