11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EKİM1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURtYET/5 ISMAÎLGÇLGEÇ Kutadgu, Kopenhag Sonbahar Sergisi'nde HAYVAIVLAR Suıırları aşan sanat, ortak tema Kopenhag'taki Charlottenburg sergi saraymda açılan geleneksel sonbahar sergisinde ortak bir tema egemerv Sımrtan Aşan Sanat. Sergide Türk ressam Birol Kutadgu da 8 büyük boy yapıtıyla yer alıyor. FERRUH VILMAZ KOPENHAG Kopenhag^ daki Charlottenburg sergi sarayında her yıl açılan geleneksel sonbahar sergisi, bu yıl sanatta insan fantezisinin ancak maddi olanaklarla sınırlanabileceğine en guzel öraekler denilebilecek yapıtlardan oluşuyor. Sonbahar sergılerinin en buyük özelliği, genç sanatçıların "deneme" yeri olması. Deneme derken kast edilen, sanatçıların kendi yapıtlannı ılk kez sergileyerek, sanatçılıkiannı denemeleri değil. Aksine "varolan"ın aüşılmış düşünce tarzlannın, öğrenilmiş tekniklerin "aşıldıgı", bir platform. Kuşkusuz, sanatın sanat olarak değerlendirilebilmesi ıçin, "alısilmıs''ın aşılması zonınlu. Ancak, sonbahar sergisinde, "sınır"ın da aşılması gerekiyor. Resim, heykel, grafik, el işleri, fotoğraf, kolaj ve mimarhk dallannda yapıtlann sergilendiği bu yılki sonbahar sergisi, geçen yıllara oranla daha değişik bir şekilde düzenlenmiş. Bu yıl, bütün sanat dallan ıçin ortak bir tema yar ortada: "Smırlan aşan sanatP Bu bağlamda da, her sanat dahnda, beklenenin dışında urünler veren, normal beklentileri aşan anlatımlara sahip sanatçılar seçilmiş sergiye katılacak. Bu sanatçılardan biri de, Danimarka'daki yerini giderek sağlamlaştıran ressam Birol Kutadgu. Bu yılki geleneksel ilkbahar sergisine de katdan Birol Kutadgu'ya, sonbahar sergisinde, sergi sara>indaki büyükçe salonlardan biri tamamen aynlmış. Tam 8 büyuk boy yapıtını sergıliyor Kutadgu. Birol, "iffi«hııııı»wı; meklalarda geçen riiyalan" sınır tanımayan fantezisiyîe tuvale geçirebildiği içindir ki, bu sergiye davet edilen sanatçılar arasında yer alıyor. Kutadgu'nun dısında, sergide yapıtlan ilk elde göze çarpan sanatçılar arasında kolaj larıyla Nib Oie Lund da var. Makasla kesilmek zorunda olan figür ve fotoğrafların dışında elle yırttığı dergi, gazete parçalarının, yakında, bakılmadıkça anlaşılamayacak mukemmeükte oluşturduğu bütunluğün verdiği fotoğraf imajı, yapıtm geniş bir fantezinin bir çerçeve içine büyük bir ustalıkla yerleştirilmesı olduğu ortaya çıktığmda, hemen kayboluyor. Salondaki örülerek ya da dokunarak yapılmış, bağlandığı ipteki hareketleriyle göz yanılsamaları yaratan heykelsı figurler, özgün kadın takılan, hayvan figurlerinin giderek başka figurlere dönuştüğu alçı heykeller, sergiyı gezenlere sanatta her zaman yenıhğın aranabileceğini düşünduren eserler. Sonbahar sergisinin bu anlamda kendisi küçük, ama yarattığı sanat kültürü açısından değeri BtROL KUTADGU'DANDanimarka'daki yerini giderek sağlamJaştıran Kutadgu, yukanda görülen buyük. eseri de dahü obnak uzere tam sekiz büyük boy yapıtuu sergüiyor. KİM KİME DUM DÜMA BEHÎÇ AK Za\en AP'de daho phl 0P ft.NB P 1a bazı\ama çore kapah\an V Rma NİLSOLELUND 'DAN Yapıtlan ttk anda göze çarpan sanatçtNOsOU Lund var. de 9oce de f CHPnm demm\, 7ât>n, •tyl&nek boş.. kctdu bir atun oldvğu 2amar\\a befli olacak. J PİKNİK PtYALE MADRA HIZLI GAZETEa NECDETŞEH TWt££?£ \ O caycğı Dcn ycıeam tıar'ialöQ ölür~aCm. Aırc 'nuiagu ocna ^••5ın d ö PIM EL/A/f (UUP > BtRtfJCı Georges Dumezik tstanbul Üniversitesi'nde 6 yıl ders vermişti 192531 yıllan arasında tstanbul Üniversitesi Dinler Tarihi Oğretim üyeliği yapan GeorgesDumezil, bu arada keşfetmiş olduğu Übik dilinin kapsamlı bir sözlüğünü, bu dili bilen hayattaki tek kişi Tevfık Esenç ile hazırlamıştı. SABETAY VAROL PARİS Fransız TV'sinin spikeri, cumartesi aksamı bulteninden önce "Taribçl, arfceolog, dilci, mitoloji ve eski edebiyatlar uzmanı Georges DumezU'i 88 yaşında yitirdik" diyerek haben duyiarduğunda, akkma ilk gelen, birkaç ay önce gene aynı kanalda kendisiyle yapılan bir röportaj sırasında yakınlasüğını hissettıği ölumle ilgih sözleriydi: "Oiümden korkmuyorum. Ya ebedi bir uyknya d a l f g ı m Bu diuryada dcrin bir uykudan daha tadı bir şey var nu? Ya da Champs Elysees'de (eski Yunan mitolojisınde erdemlı Idşilerin ruhlannın gıttiği bir tür cennet) Sokratia derin tartışmalara dalacagım." 1898'de Paris'te doğan Dumezil, Fransız kititür dünyasının, kelimenin tam anlamıyla gerçek devlerinden biriydi. Fransa'da ve bütün dünyada çok meşhur olmuştu. Şöhretini hangi eserine ya da çalışmasına borçlu oldugu sorusuna yanıt vermekse çok güç. Beşeri büimlerle fazla haşırneşir olmayanlar için kolayhkla akılda kalacak belli başlı kimi özelhkleri vardı. Bir kez öğrendiği dillerin sayısını saptamaya olanak yok. Eski ve yeni tüm HintAvrupa dilleri, Osmanlıca, Özbekçe, Kazakça gjbi Türkçenin tum lehçeleri (başta Çerkezce olmak uzere), KuzeyBatı Kafkas dillerinin birçoğu Ehımezil'in günlük yaşamının parçalanydı adeta. Altmış küsur yaşında Peru yerlisi Inka'ların dili Keçhua'ya merak salıp oğrenmişti. Bu dilin daha önce bildiği dillerden en çok hangisine yakiaştığı sorulduğunda "Yapı olarak Ttirkçe'ye" diyordu. Übikçe sözluk Gene herkes tarafından kolayhkla anlaşılabilecek aynı derecede de hayranlık uyandırabilecek ikinci bir özelliği vardı DumeziPin: 192531 yıllan arasında Istanbul Üniversitesi'nde Mukayeseii Dinler Tarihi dersleri verirken, keşfettiği "Übik" dilinin sözluğunü hazırlamış olmak. Kafkas dilleri grubuna giren Übikçeyi konuşan yedisekiz kişi kalmıştı. Bunlar arasında hayatta kalan tek kişi olan ve Manyas'ta oturan Tevfik Esenç'le arkadaş olan Dumezil, yıllar boyu çalışarak bu dili ölümden kurtarmıştı. "Übikçe Sözliik; Georges Dumezil ve Tevfik Esenç." Ünlu bilimadamı bu dille ilgili tüm çalışmalarım Esenç'le birh'kte yazdığını ve imzaladığını söyluyordu. Bitmez tukenmez çalışma azmiyle tevazuyu kişiliğinde birleştiren Dumezil, Übikçe konusundaki çalışmalarını "Hayatta en az gunah işlediği ve en çok benimsedigi" yapıtları arasında kabul ediyordu. Dev araştırmacı, bulguları konusunda şupheciydi. Ellı yıl boyunca dünyada kendisini HintAvrupa araştırmalarının rakipsız ilahı kılan ise bilim çevrclerinde ağırhğının benimsenmesine neden olan eserleri, HintAvrupa grubuna mensup dilleri konuşan topluluklann mitolojileri, efsaneleri, dilleri ve toplumsal yapüanyla ilgili yaptığı karşılaştırmalı incelemelerdi. 192531 yıllan arasında henuz şöhrete ulaşmamış mitoloji uzmanı Dumezil'i Istanbul Üniversitesi'nde Dinler Tarihi Oğretim Üyesi olarak göruyoruz, "Bir Müsluman ülkede, bem de teoloji ögretilen bir bölumde Müsluman olmayan birinin ders vermesi. o zamana kadar tahay>ul dahi edilemeyecek bir şeydi. Bu işi ancak Mustafa Kemal gibi birisi gerçekleştirebilirdi" diyerek yaşamımn o bolumunu dıle getın>or. Turk milliyetçili HintAvrupa araştırmalannda tek isimdi çen günlerde dünyayı terk eden bilimadamını, LeviStrauss, ölümünden sonra Le Monde gazetesinde şöyle tarumhyor: "Arkeolog Damezil, insanlıgın büyük abid«lerinden olan ahinsel bir mimari yapı yarattı. Ünlü "Üç Fonksivon ldeolojisi' esas alınmamalıdır. Bu iedoioji sadece ona gelene kadar aralannda bir baglantı bile olabileceginden şüpheknilmeyen hikftyeler, inançlar ve çesitlı simgesel anlatımlar arasında bir biriik kurabilmenin anahtandır.Georges Dumezil'in ozgun dehası. apavrı gibi gozuken olguların asunda bu ideolojinin HintAvrupa kokenli olduğunu gostermekten çok, bence temel olan entelektuel yaklaşımıvdı. Biz diğer araştırmacılara verdiği buyük ders budnr." Üç fonksivon ideolojisi Ünlu "Üç Fonksivon İdeolojisi' ortak dil yapısına sahip tüm HintAvrupa topluluklarının gerçekte ortak bir ideolojiye ve toplumsal yapıya sahip olduklannı ortaya koyuyor. Bu toplumlarda uç fonksiyonlu bir ideolojık yapılanma mevcuttur. Bu toplumlarda üç fonksiyonlu bir ideolojik yapılanma mevcuttur. Bu fonksiyonlar, dinsellik, askertik ve liretimdir. Aynı olgu hem Roma toplumunda, hem Germanik kuzey toplumlarında, hem de Hindistan'da gözlenebiliyor. DumeATATÜRK DAVET ETMtSTl Dnlu bi zil bu noktadan hareketle M.Ö. 34000 yıllarında bir HintAvrupa kaviminin yaşamış lim adamı Georges Dumezil^ 192531 ytUan arasmdaki oğretim görevUüği için Atatürk olabileceğı varsayunını kuvvetlendirdi. Andavet etmişti. cak bu yönde hiçbir zaman kesin konuşmadı. ğinin yeni arayışlar içinde olduğu bir tarihsel evrede, Dumezü'in Ataturk'ün davetlisi Türkiye ve Türkçeye karşı ömru boyunca olarak Turkiye'de ders vermesi, acaba tarih kullandığı müşfık ıfadeler, Türk bilimadamsel bir rastlantıdan mı ibaret? Bu sorunun ya Iarını Dumezil'in ölumunden sonra Türkiye1nıtını belki de başka tarihçiler verecekler. de kaldığı surede gerçekleştirdiği çalışmalaYapısalcılık akımınm babası etnolog Cla rı aydınlatma konusunda bir şeyler yapmaude LeviStrauss, Dumezil'in yakınıydı. Ge ya zorluyor. CİZGtLİK KÂMİL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Ekim 1833're BUGÜN, FSANSIZ SESTECISİ cnAeıss GOUNOD (6UNÖ) 7S YAŞINDA gEY/M KANAMASIMDAU ÛLDÛAZ YETENE&J SAYtlAglL£C6£ OCAN GOUNOD, fie*« SlZ OÜYGULUUIĞU mÇrYAN, 8A2ILARJ YÜZYILİ SjjgEDlfZ. ICJ2A EPlLBN YfiPlTLAIZ VE '• UNLU MENDELSSOHN 'OAN ALOlSI rsreciLiĞe SAÇLAYAN GOUNOO, PIH/~ YAPITLAS, fA&ULA/g. YAZMIŞ, <StPE£E*L OPE RH ALANINA ICAYMIÇTI. guNLAE AEAS/NOA EN~ MAAJ, Bü OPER4SJ/N D£Ğ£&N' VE POPÜLBgGU AZALTMAMŞTe, Yanda, Gounod'yu geyyçfık yıllartrtda gcrüy c r ç Z GOUNOD'NUN OLUMU 50 YIL ÖNCE CUMHURİYET . KarikatürdUer Derneği ile Etap Oteleri'nin Ç ynmemİŞtl ortaklaşa düzenUdiği "Karikatunzm" sergisinin açıuşma gazetemiz çizerlermden Ali Ulvi, Tim Oral ve Kâmil Masaraa ile Ferruh Doğan, Bedri Koraman, Mıstık (Mustafa Eremektar) ve Nehar Tüblek de katüdı. Altmış karikatürcünün 100 yapıtuun yer aldığı serginin açılışında belki de en ilginç olay, uzerinde "karikaturizm"yazan kitap biçimindekipastaydu Pastanın konuklara dağıtıidığı sırada karikatür sanatçısı Ferruh Doğan'in sözleri orada buhınanlan hem güldürdu, hem düsündurdü: "Kitabın toplatüdığım, yakddığau gördum ama, yendiğini asla..." (Fotoğraf: MERT ALİ BAŞARIRJ . 18 Ekim 1936 ve bu sımsiyah pısliklerden kalkan milyonlarca sinekten murekkep simsiyah bir bulut. Gazetelerin yaptıklan neşrıyat uzerine bu korkunç mikrop yuvasınm ortadan kaldırılacağı ve buraya bir daha çop atılmıyacağı soylenmıştı. Fakat yapılan şey sadece çöplerin 19361986 ıkiyüz metro kadar daha oteye dökülmesi hakkında emir verilmesinden ibaret kalmıştır. Her turlu sarı hastahğı bütun şehre bulaştırmak ıçin birebir olan bu çöplerin bir an evvel ortadan kaldtrılması ve buraya bir daha çöp atılmaması lazımdır. Karaginek belası tstanbul Beledıyesinln beher adedıne yirmi otuz bın lira vererek satın aldığı çöp kamyonlan, tstanbul halkının başma büyuk bir bela olmustur. Bu bela, Hürnyet abidesinın hemen ötesmde en hafif tabırle korkunç bir mikrop yuvası husule getırmış olmastdır. Buraya gidıldiğı vakit goze çarpan manzara şudur: Yerde vıcık vıctk bir mikrop hamuru haline gelmiş sımsiyah bir çamur. Tahayyül edılebılecek en muteaffîn kokulardan daha berbat ağır ooğucu bir koku..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle