11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLERİN DEVAMI 18 EKÎM 1986 Sosyalist Enternasyonal (Baştarafı 1. Sayfada) kiye adına katıldığı ve dün Bonn'da sona eren Sosyalist Enternasyonal Konsey toplantısında başta Sosyalist Enternasyonal Başkanı Wiü> Brandt, Alman Sosyal Demokrat Parti Başkan adayı Johannes Rau, Avusturya Sosyalist Partisi önderi Bnıno Kreisky olmak üzere bir dızi sol yöneticiyle temaslar gerçekleştirdi. İnönü önceki akşam yaptığı bu temaslarda esas'olarak Türkiye'deki son siyasi gelişmeler üzerinde durdu, ara seçim sonuçları hakkında bilgi verdi. SHPDSP ikileminin de gündeme geldiği bu "gayri resmi" temaslar sırasında Erdal İnönü, partisinin birleşme yanlısı bir siyaset uygulamış olduğunu vurguladı, ancak karşı taraftan bu doğrultuda bir istek gelmediğini belirtti. tnönü'nün görüştüğu sosyalist önderlerin hemen hemen hepsi, kendilerinin bugünkü Türkiye şartlannda DSP ile SHP arasında bir seçim yapmabaşka ünlü meslektaşını da aynı konuya eğümeye zorlanuştı. Evet, Rubens'in olgunluk çağjnda 1628'de 45 yaşındayken yaptığı, bugun Madrid'deki Prado Müzesi'nde yer alan "Aden ve H«w»" kompozisyonu Tiziano'nun adı geçen resmınden ufak değişikliklerle ayrılan, ama butününde aynı olan bir tablodur. Gerçi her sanatçı gibi kopyaya neden olan resmin sanatçısı Tizjano da gençliğinde bir başka usta, Dürer'den kopyalar yapmıştır. Fakat olgunluk çağını yaşayan unlu Rubens'in bu tür bir çahşma gerçekleştimıesi sanat tarihi ıçin tum yargıların dışında, kayda geçmesi gereken bir olaydır. Yukarıda saydığınıız örneklere UlriJlo'nun bir yaşamı boyunca faydalandjgı kartpostaUan Lantrec'in "La Mie"siaı, Andj \Varbol, Roy Lichteastao'ın karelerini de ekleyebiliriz. Richard Harnilton ise bırakalım fotoğraftan yararlanmayı, fotografı olduğu gibi tuvalın ustune dekupe ederek, bu yolda ilginç gelişmelere neden otmuştur. lşin ilginç yönü sanatsal bir fotografa Harnilton'un imzasını atmasıdır. Geçenlerde bir sanat galerisinde Izledığınuz Osmaa Hamdi'nin "Bilinmeyen Resimkri" içinde yer alan tngres'den bir kopya da bu tür spekülasyonlara ügj duyanlar için çekici bir kaynak olabilir. Geçen günlerde dünyayı ayağa kaldıran Andy WartaoTun Munch'un bir tablosunu serigrafi tekniğiyle çoğaltıp altına ımzasını atması ise bambaşka bir konudur. önemlı olan, sanatçının yeni yorumunda getirdigi duruştur. Türk insanı demokratikleşme sürecini Cumhuriyetten bu yana yaşamaktadır. Bu oldukça uzun sayılabılecek zaman düıminde hoşgörünün sınırlan, gerekli bilgi donammıyla çevrümediğinden dolayı, zaman zaman aksakbklar çıkabilmektedir. dıklarını ifade ettiler ve "Bekle gör" siyasetini yeğ}ediklerini belirttiler. Ancak Avrupah sosyalist yöneticiler "En iyi çözümün birleşme" olduğu görüşüne de ağırlık verdiler. Diğer taraftan InönüBrandt görüşmesinde iki lider silahsızlanma konulan üzerinde de durdular. Brandt, Reykjavik zirvesindeki başansızlıktan sonra iki super devletin anlaşması konusunda "kötümser" bir tahmin yürütürken, İnönü, daha "iyimser" bir yaklaşımla ufukta uzlaşma umutlarının olduğu görüşüne ağırhk verdi. öte yandan Erdal tnönü Yunanistan'daki iktidar partisi PASOK'un Bonn'a gelen temsilcisi ile de ikili bir görüşme yaptı. Bu temas, bir görüş alışverişi biçiminde geçti ve her iki ülkedeki son seçimler ve ekonomik durum üzerinde yoğunlaştı. Bu arada, Sosyalist Enternasyonal'e üye olmayan PASOK'un SHPnin uyeliğinden sonra "Meydanı Türklere boş bırakmamak için" Enternasyonal'e uyelik başvurusunda bulunacağı öğrenildi. Dün sona eren Sosyalist Enternasyonal Konsey toplantısında gündemin ana maddelerini de Latin Amerika'daki durum ve Reykjavik zirvesi ertesindeki gelişmeler oluşturdu. Tam bir bütünlük arzetmeyen üyeler, bu konularda ancak yüzeysel bir bildiri yayımlamakia yetindiler. Enternasyonel yöneticisi ve "sola temaj iillü" Willy Brandt ise basın toplantısında ABD'nin Yüdız Savaşlan Projesi'nde ısrar etmesi durumunda iki süper devlet arasında uzlaşma olamayacağııu söyledi. Gürkan: Btitçe borç kokuyor (Baştarafı 1. Sayfada) rannın, rejimin özüyle Ugiü bir sorun olduğunu söyledi. Aydın Güven Gürkan, dün düzenlediği basın toplantısında 1987 bütçesi ve dokunulmazlığm kaldınlması konuları üzerinde durdu. Gürkan, bütçenin hazırlanışı sırasında hükümetin kendisini güdümleyen IMF ile halkın ara seçimde beliren iradesi arasında sıkışıp kaldığını ve her zaman olduğu gibi bu kez de tercihini IMF'nin iradesi doğrultusunda kullandığını söyledi. IMFnin bütce için son sözü söylemesinin, Turk halkının siyasal iradesinde derin ve onanlmaz yara açtığmı kaydeden Gürkan, hukümetin IMFyle yeniden müzakereye oturmasını, bütçeyi geri almasını ye yeni bir anlayışla yepyeni bir bütçe hazırlamasını istedL SHP Genel Başkan Yardımcısı Gürkan, hükümetin bu butçeyi Türk halkına ve TBMM'ye kabul ettiremeyeceğini, komisyonlarda ve genel kunılda yapacakları tüm direnişe karşın, oy çoğunluğuna dayanarak TBMM'den geçirse bile, bu memur katsayısıyla, bu dayanıhnaz borç yüküyle, öngörülen yeni vergi ve zamlarla, bu düşük kalkınma hızıyla ve artan işsizlikle uygulayamayacağını bildirdi. TBMM'den geçse bile uygulaması sırasında bu bütçenin AN AP'ı çözeceğini vurgulayan Gürkan, şöyle dedi: "Bn bütçe bir hükumet krizinin bütçesidir. Bu bütçe önlenemez biçimde bir hükümet krizi doğuracaktır. Bu bütçe bir toplu msal huzursuzluk bütçesidir. Bu bütçeyle toplomsal barış ve hnV^Ult ağır bir darbe yemekte, ülke biiyiik huzursuzluklann fırtınalı ortamına itilmektedir. Bu fırtınalar, bugüne degin önüne gelen her yasaya el kaldırmayı görev sanan ANAP grubunu da yakalayacak ve sarsacaktır." SHP Genel Başkan Yarduncısı basın toplantısımn ikinci bölümünde, TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu'nun Adana MiUetvekili Cüneyt Canver'in dokunulmazlığının kaldınlmasına ilişkin karannı eleştirdi. Canver'in söylediklerinde bir suç unsuru varsa, olayın elbette yasama görevi sonunda bağımsız yargı organlarının önüne gideceğini kaydeden Gürkan, şöyle dedi: "Sayın Canver gibi görevini çok ciddiye alan >e çok etkin biçimde yerine getiren bir arkadaşımmn dokuDulmazügımn Meclis gelenekkrine aykın olarak kaldırüması parlamentoyu ve rejimi çok agır biçimde yaralayacaktır. Boyle bir karar milletvekillerine gözdagı verilmesidir. Bunu. hangi partiden olursa olsun hiçbir millervekilinin içine sindiremeyecegine inanıyorum. Karma Komisyon karannı genel kunılda oybirligiyk reddetmemiz Meclis düşüncesine saygınlık kazandıracaktır." POUTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Yasak Savmalar... Türkiye ilk kez yasaklar ülkesi olmadı ki, yasaklar her zaman vardı. Ancak bunu yasaklananlar bilir, yasaklanmayanlar bilmezdi. Ucu kendilerine batınca yasaklardan yakınanlar çoğaJmaya başladı. Bir zamanlar 'Yollar yurumekle tükenmez' diyen Demirel de yasaklardan yakınmaya başladı. Yollar yürümekle tükenmezdi, ama yollarda yürüyenlerden kimilerini yakalayan görevliler karakollarda bir temiz ıslatırlardı. Bunu bilmeyenter yollarda yürümenin yasak olmadığını sanıhar. Bakın şimdi meydanlarda, yollarda, dağlarda, bellerde konuşanlar var, bunlardan kimi yasaklı, kimi yasaksız. Yasaklı Demirel de. yasağı masağı dinlemeden konuştu. Ama konuşmanın zor olduğunu söyluyor. Bakın ne diyor Sayın Demirel: "Meydanlar var herkes konuşabilir. Ama çıkıp konuşulduğunda dibinizde polis duruyor. Onun yanında istihbarat elemanı duruyor. Biraz sonra savcı haretete g&çiyor. Buna Özgür Türkiye denir mi? Bazı konuların sadece yasaklı siyasiler tarafından değil, ülkenin ahaüsi tarafından konuşulmasını da yasaklıyor. Maksadınız o konular o/masa dahi meramınızı an/atamacten get bakalım savc/ya, oradan mahkemeye, oradan zindana, oradan sürgüne, oradan darağacına gidebüen bir sistemde böyle bir Türkiye otmaz." Çok doğru söyluyor şimdi, ama ne yapalım ki oluyor. Mahkeme, zindan, sürgün, darağacı işleyıp gidiyor. Anayasa oylanırken ülkeyi baştan aşağı bir kişi dolanıp konuştu. Karşısında konuşmak isteyen olursa, bekleyen mahkeme, zindan, sürgün, darağacı değil miydi? Bunlardan yakmmryor muydu? Yasak tek yanlı değil, bir başka örnek daha vermek isterim. Diyarbaktr hapishanesinde geçen bir olayı anlattılar. Yatanlardan birinin anası, babası görüşmeye gelmişler. Tellerın ardında konuşurken yetkili kesmiş görüşmeyi, "Olmaz" demiş. "Neden olmaz?" "Kürtçe konuşmak yasak!.." "Babam, anam başka dil bilmezler ki konuşsunlar. Oğretmediler de..." "Yasak dedik, olmaz!" "O zaman bir çevirmen çağınn, onun aracılığı ile konuşalım. Ne konuştuğumuzu siz de öğrenmiş olursunuz." "Yasak dedik ya, olmaz." Görüşme zoraki kesilmiş. Her dil konuşulur, demek bir bu dil çevirmenle bile konuşulmaz. Bir ülkede yasakların boyutu değişti mi nerelere degin uzanıyor!.. Bir başka örnek, mahkeme karar veriyor aklanıyor, Yargıtay da onaylıyor, öğretmen işine dönmek istiyor, almıyortar. "Neden almıyorsunuz?" "Hakkınızdaki soruşturma raporunda solcu olduğunuz yazılı..." Ya, işte böyle, en alt kademede bir görevlinin tuttuğu iki satırlık yazı bütun yaşamımızı etkiliyor. Bir şey söyleyeceğim kimse alınmasın... Her gelen demokrasi, özgürlük, eşitlik için gelmedi mi? Ama hepsi de kendine göre bir demokrası, kendine göre özgürlük, kendine göre eşitlik getirmedi mi? Sıkıntımız bundan kaynaklanmıyor mu? Getirdikleri bozulmaya yüz tutunca başlıyorlar bağırmaya! Şu demokrasiyı, özgürlüğü, eşitliği herkese göre getirseniz de kinv senin başı ağrımasa! Bir generalden söz edeceğım: Hava Kuvvetleri Komutanı. Geçende (Eski Dil Kurumu) Dil Bayramı için Ankara'ya gittik. Atatürk'ün Dil Kurumu çoktan el değiştirmiş, başka ellere geçmışti. Hava generalinin bir önerisıyle kurum elden almmıştı. Şimdi bu hava generalinden söz edüiyordu, uzmanlığı dil değil, emlak, arsa, hisse senedi almakmış. O zaman sorulamazdı, ama şimdi "Dille ne işin vardı general?" diye soruluyor. Halbuki o gun bu soru sorulabilseydi, general belki uyanır, böyle bir öneride bulunmaz, geri de alabilirdi. Bakın yasaklar nerelere değin uzanabiliyor? Bu generale ilişmek yasak olmasaydı, belki bugün buntar da olmazdı. "Bugün sorunca ne ise yanyor?" Tarihe kayıt düşüyorlar. Vergi paketîne engelli (Baştarafı 1. Sayfada) ralanıyor: 1. Ittaalatta KDV onuumn yükseltUmesi: Maliye teknisyenlerinin bir bölümü lüks ithalatta alınan KDV oranının yüzde 15'e yükseltilmesini öneriyor. 5 puanlık KDV artınmı hem kamuya 2550 milyar arasında bir gelir sağlayacak, hem de ithalat patlamasını bir ölçüde gemleyecek bir önlem olarak tasarlanıyor. Oysa Maliye ve Gumruk Bakanlığı'nın üst düzey bir yetküisi, bu tür bir uygulamanın AET politikalan açısından yaratacağı sakıncayı şöyle anlattı: lthalatta alınan KDV oranının yükseltUmesi düşünülüyor. Oysa KDV bir AET vergisidir. Bu verginin yükseltUmesi AET ile entegrasyon açısından sakıncahdır. 2. Faiz stopajuun artunlması: Mevduat faiz gelirlerinden yapılan stopaj kesintisinin 10 puandan İS puana çıkanlması ile kamuya 100 ila 150 milyar tutannda ek kaynak sağlanabilir. Ancak bu tür bir uygulama hazırhğının her gündeme gelişinde Merkez Bankası tarafından tepkiyle karşılandığı biliniyor. Faiz oranlannın para politikasının temel silahı olduğu inancını taşıyan Merkez Bankası yönetimi, stopaj artınmı ile dolayh bir faiz indirimine karşı çıkıyor. Nitekim Maliye tarafından geçen yıl sonbahar aylannda hazırlanan vergi paketinde benzer bir önerinin yer alması karşısında Merkez Bankası yönetimi doğrudan Başbakan Turgut Özal nezdinde girişimde bulunarak faiz stopajlarının arttınlmasını engellemişti. 3. Yeni stopajlan Halen vergilendirilmeyen gelir ortaklığı senetleri, döviz tevdiat hesapları faizleri ve kâr ortaklığı senetlerine konulacak stopajlar ek kaynak sağlamak kadar satışlan düşürücü etküer de yaratabUir. Nitekim yübaşında söz konusu menkul kıymetlere konulan vergiden 3 aylık bir dönemin sonunda vazgeçilmek zorunda kalınmıştı. Ressamları (Baştarafı 16. Sayfada) şanlar olduğu kadar, akımın önderİeri de, ortaya konulan çalışmalarda bir tttr bildiri arayışı gibi tuturalannın olmadığını, olamayacağını, ressaoun çalıştığı nesneye karşı durduğu mesafenin, en rafîne şeklıyle onun yorumsuz resmedilmesini gerekli kıldığını beürtmislertiir. Nedir ki, bu karşı duruş, nesneyle araya konulan espas, kendı ıçınde formelliği olan bir beraberliğe dönüştnüş, çok geçmeden olay bir ekol doğrultusunda ardında takipçiler bırakarak sanat urihindeki yerini almıştır. Koıuıyu biraz kurcalarsak, fotoğraftan değil de bizzat sanat yapıtının kendisinden çahsüarak ortaya konulmuş ttrünlen bulabiliriz. Nerde mi? Hetn burada, hem de Batı'da. 26 Temmuz 1951 tarihli Son Saaı gazeıesınde yer alan "tlharaUr Karşısında" adü yazısında Ellf Naci söyle söyluyor: "..NunıOah Bcrk'in teyyarecilerinin Mortau'dan kopya edildigini soyluyoriar ve resimleri yan yana ncşıcdiyorlar. Ne yalan soyleyeyim, NurnJUfcınki daha guzel. Zeki Faik tzcr'ln kompozisyonuna gelİDCt. bu, inkılaba ail bir resimdir. Ddacrois Be benzeriiğini hiç de görmedim. (...) Sanaltan kopya, intihal, •yıpdr. Fakat fikir almak asla. Bir başka üründen faydalanarak ortaya konulan sanat yapıtının durumunun degerlendinlmesi yönünden bu tip ilginç olaylan sanat tarihinin degışik kavşaklannda bulmak olasıdır. Bundan oldukça önceye, Ronesansa ulaşuğımızda bu konuda oldukça ilginç kaynaklar bulabiliriz. Bunlardan bir lanesı Tiziaao VecelUo'nun, "Adcm Ue Hawa"sıdır. 14851576 yıllannda yaşayan Titian, Havva'nın ağaçtan elmayı kopartıp Adem'e verdiği anı resmettiğinde, bir Yılmaz Narin pazarlığı mızdaki işyerierinde bizdekinin daha atbnda toplusözkşme yaptlıyorsa bunu bir tartışalım diyoruz" dedi. Narin geleceğin Tekstil tşveren Sendikası ile Teksifin doğrultu ve menfaatlerinin aynı olduğunu söyledi. "Bizim vazifemiz ne olursa olsun sonunda bir akit yapmakür" diven Narin "Sevket Başkarf'la bir "ölçü" bulacaklannı bildirdi. Taraflann görüşmeleri önümuzdeki günlerde de yoğun bir biçimde sürdürmeleri bekleniyor. (Baştarafı l. Sayfada) Bizimk yapbgınız anlaşma en Erdal tnönü, dün öğleden son mükcmmel anlaşmadır diyoruz" ra Bonn'dan Köln'e geçti ve budedi. Halit Narin Teksifin tek rada şehir belediye başkanının tek imzaladığı toplusözleşmelerdavetine katıldı. tnönü, bugün de de grup toplu iş sözleşmesini Köln'de Halkçı Devrimci Fedetemel alması gerektiğini saNundu rasyonlan'nın düzenlediğı bir ve "Sendika başkanlan her işyerinde istedikleri şetdkk biçimlentoplantıya katılarak Türk işçilerine hitap edecek. SHP lideri ya direrek anlaşma yapmamalıdırlar" şeklinde konuştu. Henüz nn Strasbourg'a hareket edecek roüzakerelere başlamadıklannı, ve burada Avrupa ParlamentoşimdUik bu konulan tartıştıklasu Sosyalist Grabu ile bir dizi tennı belirten Narin "Bizim dışımas gerçekleştirecek. KflAP/YAYIN İş Bankası Kültür Yayınları ProtDr. Atalay Yörükoğlu Anadolu Turkulen leri bu büyuk emegin ürünü. Ahmet Şükrü Esen Katolikatelat tammını k.endina yai.ıştıran "Muzmin mııhallf" Orahaıa Or««n'nin uıüu eseri RATAJTASAKİ A D A M I M I * 2.baskı Esen, Anadolu'da 30 yı\ görev yaptı. Kent kent, kasaba kasaba folklor değerlerini derlemeye çalıştı... Anadolu Türkü *$*** ^s^ Dr. Osman Bir İmparatorluğun Çöküşu ve Çoojk Ruh Saglığı Her oku>"anın, yakınlanna salık verdiği, anne ve babalann, oğretmenlerin, oğrencilerin ellerinden duşurmedikleri başvunı kitabı. Prof Dr. Penev N'aili Boratav veYard. Doç. Dr. Fuat özdemir açıklamalan, notlan\1a Anadolu Turkuleri'ne bir kat daha değer kazandırdılar. Kapitülasyonlar Yakın tarihimize ışık tutacak kapsamh bir çalışma... Tarihsel ve ekonomik gerçek lerin irdelendiği değerli bir kaynak. Tayınla.ndıga andan itlbaren tüm dünya da olduğu gibi ülkemlzdede üierlnde çok fconuşulan ve fllmi OSKAR alan, Manual Pnl^'la baş yapıtı KABISIV Brezilya'nın 1 numaralı yazarı sayılan lCaclıado de A a s U DOM CABMTTBROHALÜT İle ilk defa Turk okurlarıyla tanıaıyor. Yıllarca Amerlka'da sansüre takılıp mustehçenlik suçlaması görmüş Enkiaa C«14w«U'in seçkin yapıtı TAVmiTA ADAKAJr T09MA3L eksikslz tam çevirlBl üe Türkiye'de Çagımıza damgasıru vurmuş unlü İngiliz toplu lugunun, tum şarkıl&rı, notal&rı, gltar akor lan ve renkll lHüstrasyonlarının yer aldıgı, müzlkBeverlerln baş yapıtı Thf BEATLES Türk müzik severlerl için yayınlandı. Tum kıtsp Kuluplerl v» lutapçüarâ& ödemell lstak İçin PK 1177 Strkocl tST CAU$ANLARBV SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL u K o ş u l l a r çalışmanıı gerektirdi" SCFRU: EmekH Sandıgı'ndan maaş alan bir emekliyim. KoşuUar yaltşmamı gerektJrdi. Resmi bir kuruluşU sozleşmeli işçi olarak görev aMım. Geçki statüde olan bu işin emeklillkie Ugfli bir yuu yok. Ay sonunda ü c rettmden sgorta priminin tam olarak kesflditüü gördüm. (% 14 işçi, % 1 9 ^ işveren) Ben ise 3279 sayüı yasa uyannca Sosyal Gttvenlik Destck Primi kesümcsi gerektiği kanısındayun. Çnnkö j«sada "Kanunla kurulu sosyal güvenlik kurumlanndan emekli aybğı aJanlar" denilmektedir. Isvereo 3279 sayüı yasaoın işçi emeklileri için çtkarüdıguu Deri sünnekte ve uygulamayı ters yönde yapmaktadır. Acaba böyle midir? LKrESKİŞEHİR YANFH 3279 sayıh yasanın yürürlüğe girdiği 6 Mayıs 1986'dan önce Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamı dışmda kalan "Kannnla kurulu sosysl gttvenlik kuramlanndan maltülük veya emekli ayhgı almakta olanlar hakkında mahülük, yaslılık ve ölüm sigortalan" uygulanmadığı gibi emekli ayhgı aldıklan sosyal güvenlik kunımunca sağUık yardımları da saglanmış bulunanlara "hasulık sigortası hiikümleri" de uygulanmamaktaydı.Bu durumda olanlara tş Kazalan ve Meslek Hastalıkları Sigortası ile Analık Sigortası uygulaması yapılmaktaydı. 3279 sayıh yasa Sosyal Sigortalar Kurumu, Emekli Sandığı, BağKur ve Sosyal Sigortalar Kurumu'nun geçici 20. maddesi uyannca kurulan özel emekli sandıklan arasında bir aynm yapmaksızın, tümünü "kanunla kurulu sosyal güvenlik kurumu" olarak tanımlamış ve "Kanunla kurulu sosyal güvenlik kurumlanndan nuuullük veya emekli aybgı almakta iken" 506 sayüı Sosyal Sigortalar Yasası kapsamına girenlerin "sigortab bir iste" çalışmalan durumunda kendilerinden W» 6 sigorta hissesi ve işverenlerinden de °7» 18 isveren lussesi olarak toplam ^» 24 oranında "So«yal Güvenlik Destek Primi" kesilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Yasada vurgulanan, emekli aylığı alınan kurumun adı ve niteliği değildir. Yasa emekli ya da malullük aylığı alınan sosyal güvenlik kurumunun "kannnla kurulmuş" olması koşulunu aramakta ve bu dunımda olan kurumlardan aylık almakta olanlardan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasına bağlı bir işte çalışmalan durumunda "Sosyal Güvenlik Destek Primi" alınması gerektiğini kesinlikle belirtmektedir. 11. basım, 95.000'inci kitap! Kültür Yayınlan tşTürk Ltd. Şti. Kitaplığınızı zenginleştirecek üç kaynak kitap. tş Bankası Kültür Yayınlan: tstanbul'da ErenkO> Kadıkoş1. Cağaloğlu, Beşılaaş, Ankara da Meşrutı>eı. tzjnır'de Konak satış mağazalannda \^e tum tş Bankası şubelennde. Basbaviler Ankara'da A\ıdın Kıtabe\i. Istanbul'da özgur Yayın Dağıtım, lzmir'de Yavuz knabevi Kitap dostlan için en sağlam güvence. TÜM ÖĞRETMENLERE VE ÖĞRENCİLERE DUYURULUR 21 Firma ile katılıyor. Eğitim Araçları konusunda hepsi dünyanın kabul ettiği kuruluşlar. Çağdaş eğitimin gerektirdiği tüm yenilikleri ile bu fuarda. MUTLAKA GÖRÜN. ATATÜRK'le ilgili en değerli eserleri sunar FOTOĞRAFLARLA ATATÜRKÜN HAYATI Azız ATA nın doğumundan olumüne kadar hayatının her devresıne aıt fotoğrafların bir araya geldiği, Onun insan yüzunu ve rnılietıyle el eie vaptığı mucadeleleri tespit eden bir album * EFETA DEMOKRASt, EKONOMİK BUNALIM VE EMEKÇİLER Demokrasinin varolduğu, (197579) demokrasinin olmadığı (198084) iki dönemde ekonomideki gelişmeler • Makro ekonomik göstergeler • Dış ekonomik ilişkiler • Emekçi kesimlerin yoksullaşması • Ekonomi politikasında yeni arayışlar Dağıtım: ADAŞ Mithatpaşa Cad. No: 28/A ANKARA PROF. DR. ERDOĞAN SORAL Büyük ATATÜRKü tanımak için FALİH RIFKI ATAY'in bu eserlerini mutiaka okumalısınız EDEXIM'86 2. ULuSLAR'ARASI EĞİTİM ARAÇ VE GEREÇLERİ FUARI 2 nd INTERNATIONAL EDUCATIÖNAL MATERIALS FAIR YENİ ÇIKTI P«Of. 0*. AU SAIT TUKSEt David Halliday Robert Resnick Ce\ıren PROF. DR. CENGİZ YALÇIN 6ANKACILIK HUKUKU VE ISIETMESI O D T U FIZIK BOLUMU k, Ttp, Ecidcdık, Fen FaLultelen Cerrncılert. Fakültelcrt Fen 14 19 EKİM 1986 ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLER İÇİN GİRİŞ ÜCRETSİZDİR, Ziyaret Saatleri: 10.00 20.00 arası Fuar Yeri = FM Kültür ve Ticaret Merkezi Ortaklar Cad. No. 17 Mecidiyeköy, İstanbul f T \ J T y Uluslararası FuarcılıkveTicaret A.$. ^ A m a m InternationalFair Organization Tel: (90V172 56 66 166 79 66173 14 77 Tlx: 28261 CNRU TR ÇANKAYA • Çankaya, ATA VI her yönuvle anlatan elden btrakılamayacak bir eser • ATA'nın doğumu, gençliği, askerliğı, zafer oncesi ye sonrası, Devrımler, kışıliğı bu eserde topluca ve öziu olarak sunulmuştur. t'ntver5itf Rinş, vurt İct ve Vurt dtşı hurs ve StrjUmj SınJvUrına Bateş HtuMtatrtnl I »Jl«5 8j»*k Te(k«.lı A $ aatot tayM r^.üaı, A ; «atot Bar«t n ; CaUKOM S« N 41/< NrttatMM >ı>mn JIAnUrl o I Çatıl«}m« Sk H J lattf Hu CaJaMiluıST •auı Hı< C T« 31 K 5O31ini î«i iTl 10 65 • BABANIZ ATATURK • BAYRAK • ATATÜRKÇÜLÜIC NEDİR? • ATATÜRK NE İDI? Dört eser bir arada tek kitap halınde ATATURK ile ilgili yazılanların en güzelı bu kitaptır. Satrç m a a m UUrı (Genısletllmi») DAĞITIM N.Sayâr Vayın « Yardım Vakfı Ressam NamtK UmaU Sh.l Bahcelıevter^stanbul veya P.K.8 B«yazıt/1stanbui (522 40 95) ANONIM SIRKETI MEKANIK VE TERMODİNAMİK ELEKTRIK K0iurSo<< 13 7KıZıla> ANKAHA 25 68 95 PK 359 VerışehırANKARA Genei Dagıt.m ADAS DAĞITIM M Tıaipasa Cad 28 A Yenısemr Annara
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle