Katalog

26 EYLÜL 1985 . CUMHURİYET/9 Ozetle Birleşme protokolü, bugün imzalanıyor HPSODEP birleşme protokolu bugün saat 10.00'da Ankara Anadolu Kulubünde ikipartinin genel başkanlan tarafından törettie imzalanacak. Törene Bülent ve Rahşan Ecevü çifti de davet edildi. Inönü ve Gürkan birleşmeden sonra ilk ortak gezilerini 10 ekim tarihüıde Izmir e yapacaklar. 'Anayasa sedef mi ki, değişince delinsirf HASAN UYSAL BURSA DYP Genel Başkanı Hüsaraettin Cindoruk, Türkiye'de şimdi herkesin "Menderesçi" kesildiğini, Türkiye'de bugüne kadar iki başbakan çıktığını, bunlardan birisinin asıldığını diğerine ise siyasetin yasaklandığını ileri sürdü. Rüşvet ve partizanlığın bir yasa buyruğu haline geldiğini de ifade eden Cindoruk, rüşveün devlet adamlarına kadar ulaştığını kaydetıi. Bursa'nın ilçelerinde dun konuşmalar yaptıktan sonra bugün sabaha karşı Ankara'ya dönen DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve DYP yöneticileri 6'ncı yurt gezisini tamamladılar. Bursa Çelik Palas otelinde kahvaltı sırasmda basın mensuplarıyla sohbet eden Cindoruk, gezisi boyunca edindiği izlenimleri anlattı. önümüzdeki günlerde DYP'ye önemli katılımlar olacağını gördüğünu belirten Cindoruk, "Gördügum odur ki, vatandaş politikaya dönuyor"' dedi. Aşırı dinci gruplann teokratik devlet yanlılarının son yıllarda giderek artan etkinlikleri konusundaki bir soruya, "Bu, laikli Yurt gezisini tamamlayan Cindoruk, "84. madde tümüyle kalksın" dedi DUYDZJK/GÖRDÜK PEKSE\ Festival Antalyası'ndan notlar ANTALVA Bergama kralı 2. Attalos'un "cennet" sanarak yerleşme kararı aldığı Antalya'dayız. Önce Attalos'un öyküsünü özetleyelim: Yaygın bir inanışa göre 2000 yıl kadar önce Bergama kralı 2. Attalos en gözde akıncılarını "gidin bana cenneti bulun" diye görevlendirmıştı. Akıncılar yola düşüp diyar diyar dolaşmışlar, sonunda bugünkü Antalya'nın bulunduğu yere vardıklarında karşılarına çıkan eşsızgüzellik karşısmda "cennet ancak burası olabilir" kanısına varmışlardı. Hemen dörtnala Bergama'ya dönüp krala "cenneti bulduklarını" müjdelemişlerdı. rıstlerin en çok ilgl gösterdikleri yerlerin başında geliyor burası... Mahalle aynı ikjiyi TJrizm Bakanlığı'ndan da bekliyor. Fakat şımdilik yapılan, aynı mahallenin yüksekçe bir yerine Kültür ve Turizm Bakanlığı Bölge Müdühüğü binasını oturtmak olmuş. Bu durumda "korumaya alınma" lafı insana ister istemez değişik çağrışımlar yaptırıyor. ' Acaba bu evler kurtarılmaktan mı korunuyor" gibi... GERÇEK CENNETTE Antalya'nın elden çıkarılmak üzere oluşuna karşın Kemer'e doğru uzanan kıyı şerıdı planlı prpgramlı hareket edılirse yeni bir cennet kurmaya elverişli bulunuyor Kente 50 km. uzaklıkta bulunan 600 yataklı dev kuruluş Club Salima da, Antalya Şenliği ve fılm yarışmasının ınsanı dünyaya geldiğine pişman eden atmosterinden çıkıp "yaşamak ne güzel" dedirten atmosferinde cennetın tadını çıkarıyor. lemeli. Ne söyleyebilir? Orneğin "ülkenizi çok beğendim. Fakat enflasyonunuz biraz yüksek" dese ne güzel olur. Bu sözlerin üstüne güzel Christina'nın (bu hatunların adlarının başına muhakkak "güzel" sıfatının konması âdet olmuş) anadan üryan olduktan sonra yan yarıya giyinmiş bir fotoğrafını da eklesek dört dörtlük olur. Hatta haberin bir yerine şakadan, "yüksek enflasyonunuz yüzünden bu hale geldim" dedığı yazılabilir. Tabıi bunların hepsi hayal... Güzel Cristina ile hayalımde konuşuyorum sadece... Yine gerçeklere gelirsek... Clup Salima'nın günlük ücretı, yüksek enflasyonumuz nedeniyle kişi başına 20 bin TL. Tüm yemekler dahil, KDV harıç... Yuvarlak bir hesapla bir haftası 150 bin TL.'ye geliyor ve konuştuğumuz yabancılara göre sudan ucuz bulunuyor. SIKI DİSİPLİN Clup Salima'nın tek eleştirilecek tarafı, sıkı bir dısiplinin Küküm sürmesi. Sabah a00de kalk borusu çalmasa bile kahvaltıya yetişmeye çalıâ&nların bağırış çağırışları ile nlkılıyor. Çunkü saat 9.30 u bir dakika bıle geçirenlere kahvaltı yok. Aynı kural ögle ve akşam yemekleri için de geçerli. Yine saat 8.00'de sabah koşusu başlıyor ve yine askeri düzende... Otelın barı ile Kemer kasabası arasındakı 6 kilometre koşuluyor. Bu koşuya katılanlar (aynı hatayı. bir gün ben de yaptım) günün geriye kalan bölümünü dinlenerek geçiriyorlar. Kafaoğlu dosyasının kaderi TBMM Başkanlığı'nda Doğuş ve Başak gruplarına usulsüz krediler sağladığı ve Anadolu Bankası'nı bu nedenle güç durumda bıraktığı iddialanyla suçlanan eski Maüye Bakanlanndan Adnan Başer Kafaoğlu hakkında Başbakanlık'tan gönderilen dosyalarla ilgili ne gibi bir işlem yapılacağına TBMM Başkanlığı'nca karar verilecek. Yaklaşık 3 aydır TBMM'de bekleyen 4 klasör ve Başbakanlık tezkeresi hakkında bugüne dek nasıl bir işlem yapılacağı konusunda karara vanlamadu Hcrhes Henderesçi: Türkiye'de şimdi herkes Menderesçi kesildi. Bu ülkenin başına iki başbakan geldi. Birini astık, birini yasakladık. Demirel ülkeye ne kötülük yaptı, devlet aleyhine mi çalıştı? İtiraf: Özal'ın 84. madde ile ilgili beyanı bir itiraftır. Böylece 6 Kasım seçimleriyle ortaya çıkan siyasi sonuçlann milli iradeyi yansıtmadığını kabul etmiş oluyor. Bu çarpıklık ancak yeni biçimle düzelir. ği koruyacağız diye dini hürriyetlere baskı yapılmasından kaynaklanıyor. ANAP'ın dinci adamı Keçeciler, 'Rehber Humeyni' diye bağıranlardan birisi degil miydi? Türkiye'nin büyuk çoğunlugu laiktir.ben bunlan (ehlikeli gormuyorum" yanıtını veren Cindoruk, ANAP'taki gruplaşmanın ve Ercüment Konukman'ın çıkışı konusunda da "ANAP'ta gnıp mu vannış ?" karşılığını verdi. Anayasanın 84'üncü maddesinin 'tümden kaldmlmasını" isteyen Cindoruk, Ozal'ı eleşürerek şöyle dedi: "Ozal, ortaya olur olmaz laflar atıyor, sonra vazgeçip cayıyor. Önce konuşup, daba sonra duşıinüyor. İşler onun için gergin. Anayasa'nın geçici maddeleri adı üstünde geçici olduğuna göre, yarın kalkacağına bugün yünirluge son verilir olur biter. Bunu Anayasayı delmek diye anlamak yanlışlır. Anayasa sedef değil ki degiştirilince delinsin. Üstelik doğru gerekçe ile yapılacak değişiklik anayasının itibannı arltınr. Özal, olur olmaz lafları ortaya atarken, şimdi anayasanın 84'ncii maddesini askı>a alacağıııı buyuruyor. Bir anayasa maddesinin elbise gibi, etek gibi, palto, pantolon gibi askıya alındığını ilk defa duyuyorum. Madde yanlış ise kaldınlır. Aslında Özal'ın 84'ncu madde ile ilgili beyanı bir itiraftır. Böylece 6 Ka sım seçimleriyle ortaya çıkan siyasi sonuçlann milli iradeyi yansıtmadığını kabul etmiş oluyor. Bu çarpıklık ancak yeni seçimle düzelir. Vbksa, anayasa maddesini askıya aiıp. parlamento dtşı partilerin birleşmesiyle, milletvekillerinin parti değiştirmeleriyle ülkede siyasi istikrar sağlanamaz. Başbakanın af dıyerek yüz binlerce insana umit verdiğini, bunu programlanna koyduklarını belirten Cindoruk, "Şimdiden Ben affın hukuki yapısını bilmem, bakacağız' diye konuşuyor. Böyle bir başbakanı Türkiye ilk kez goruyor" biçimınde konuştu. Cindoruk, Patkavak'ta yaptığı konuşmada herkesin "Menderesçi" kesildiğini ifade ederek şoyle dedi: "Türkiye'de şimdiye kadar iki başbakan çıktı. Biri Menderes'ti onu astık. digeri Demirel'di, ona da siyaset yasağı koyduk. Aynı gorüşu paylaşanlar birbirlerine neden siyaset yasağı koysun? Demirel devlet aleyhine mi çalıştı? Ülkeye kotülük mü yapmıştır? Bunun için şapkayı önünu£e koyup duşünmemiz lazım." o Deniz Harp Okulu Deniz Harp Okulu 213. öğretim ve eğitim yılına 30 eylül pazartesi günu başlayacak. Okulun öğretim ve eğitim yılına başlaması nedeniyle düzenlenecek törende, 19841985 öğretim ve eğitim ytlının onur belgeİeri dağıtılacak. Deniz Harp Okulu Komutanı Tuğamirai Yaşar önkal'ın da bir konuşma yapacağı törende, Prof. Dr. Reşat Kaynar "Atatürkçülük" hakkında ilk dersi verecek. Ayrıca, okula yeni atanan subaylann da tamtılacağı tören. öğrencilerin okul marşmı söylemeleriyle sona erecek. Danıştay Dokuzuncu Daire Başkanlığı 'na, aynı daire üyesi Sırn Kırcalı seçildi. Fazü Alp'ten boşalan Dokuzuncu Daire Başkanlığı 'na getirilen Kırcalı, Danıştay ve Danışma Meclisi üyeükleri görevlerinde de bulundu. 160 kişinin gözaltı durumu sürüyor Kırcalı seçildi HPTiler: Polis, bir sanatçının cenazesine hoşgörüyle bakmalı Yılmaz yurt gezisine çıkacak Türkîş Genel Başkanı Şevket Yılmaz "Sendikal sorunlan mahalünde tespit" adı altında 11 günlük bir yurt gezisine çıkıyor. Yılmaz'ın yurt gezisi sırasmda hükümetin genel politikası ile Ugili şikâyetleri örgüthrine ileteceği ve işçilerin sendikal sorunlan ile ilgili görüşmelerde bulunacağı bildiriliyor. DlSK'ebağh Madenlş, Hürcam/< Türkiye Gıdatş.Türktş'ebağh Tez Koopİş, Derilş, Belediyelş, Petrollş ile bağımsız Otomobttfş'in yönetici ve üyesi 115 kisi Istanbul tl Baskanlığı'nda düzenlenen törenle SODEP'e üye oldular. SODEP tstanbul tl Baskanlığı 'nda düzenlenen törenle partiye üye olanlar arasında eski DİSK Genel Yönetim Kurulu üyesi ve Türkiye Gıdatş Sendikası Genel Başkan Vekili Mehmet Mıhlacı, eski Türkiye Gıdaİş Sendikası Kartal Şube Başkanı Mustafa Şahin, eski Cibali Şube Başkanı tsa Kara, Madentş Sendikası Bölge Temsilcisi Ekrem Buyükkucak, Tez Koopİş 3 i\'o 'lu Şube Başkanı Şeref Özberk ve Petrollş Şube Başkanı Şakir Zengin de bulunuyor. Düzenlenen törende konuşan Mehmet Mıhlacı, SODEP ve HP birleşmesine değinip sosyal demokrat görüşe imzalanyla sahip çıktıklarını belirtti. (Fotoğraf: DEStZ TEZTEL) Güvenilir ve aranır olmak için 75 meslek dalının tecrübeli elemanlan her an sizler için çalışıyoriar Kalemli: lurkıye, ış kazalarında ön sırada ISTANBUL, (UBA) Haik sanatçısı Ruhi Su'nun geçen pazar günku cenaze töreninde yakalanarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü 1. Şube Müdürlüğü'ne götürülen 160 kişinin gozaJtı durumları sürüyor. Gözetim altında dördüncü günlerini dolduran 160 kişinin henüz işlemleri tamamlanmadığı için Istanbul Sıkıyönetim komutanhğı Askeri Savcılığı'na sevk edilmedikleri • bildirildi. Öze yandan, HP Genel Sekreter Yardımcıları Kenan Nehrozoglu ile Sırrı Özbey, dun Istanbul İl Merkezinde yaptıkları basın toplantısında cenazede yapılanların polisin suskun bir toplum yaratma ozlemi ile taraflı tutumunun yeniden başlamasının göstergesi olduğunu one sürdüler. Nehrozoğlu ve Özbey, Istanbul'da bir tarikat şeyhinin cenaze töreninde söylenen ilahiler ve marşlarla, Alpaslan Türkeş'in îstanbul'a gelişinde, oğlunun sünnet düğünunde söylenen marş ve sloganlara hoşgörü ile bakanların, halkın içinden çıkmış bir sanatçının cenazesine aynı hoşgörü ile bakmadıklarını belirttiler. Bu kez akıncılar önde kral arkada yeniden yola koyularak Attalos'a buldukları yerı göstermışlerdi. Kral da Antalya'yı gördüğü zaman cenneti bulduğuna inanmış ve orada büyük bir kentın kurulmasını emretmişti. Attalos bugün yeniden çıkıp Artalya'ya gelseydi, herhalde önce bir "yuh" çekecek ardından "büyük dedikse bu kadar da değıl" diyecektı. Veya büyük bir olasılıkta hemen deniz kıyısında yukseien dev yapılar yüzünden Antalya'yı görmesı bile mümkün olmayacaktı Şaka bir yana Antalya'nın ıcı bırkaç kez değindiğımız gibi cennet olmaktan çıkmıs bulunuyor. Hemen kıyı şeridinde alabildiğıne yükselen dev yapılar yüzünden zaten fazla olan sıcaklığın anormal boyutlara ulaştığı, aşırı ve plansız yerleşım yüzünden kent içinın hava alınamaz hale geldiğı bir metropol yavrusu. Attalos'un kurduğu varsayılan kale içindeki eski kent daha sonra Turk vatandaşları tarafından ele geçirildiği için yıkılmak üzere. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "korumaya" alındığı bılınen Kaleiçi mahallesınde evler dıştan vurulmuş desteklerle ayakta duruyor. Eğer buna ayakta duruyor denebılirse... Oysa kente gelen yabancı tu Antalya'nın içi cennet olmaktan çıkmış. Hemen kıyı şeridinde alabildiğıne yükselen dev yapılar yüzünden, zaten fazla olan sıcaklığın anormal boyutlara ulaştığı, aşırı ve plansız yeheşim yüzünden kent içinin hava alınamaz hale geldiği bir metropol yavrusu. Clup Salima bu yörede bulunan benzerlen gibi bir üstsüzler cenneti. Yabancı bir şirket tarafından yaklaşık 1 mılyar liraya mal olmuş, bir Tü r k şirketı tarafından işletılıyor. Clup Salıma'da ilk gün görevlilerin aracılığıyla girdiğimiz odamızdan çıktıktan ve bir süre gezindikten sonra duyduğumuz duygu. kaybolduğumuz duygusu oluyor... O ölçüde geniş bir alana kurulmuş. Yeniden odamızı bulabilmemiz için resepsıyon görevlıleri tarafından kucük bir kursa tabi tutulmamız gerekıyor. Salıma'da nasıl dolaşılır? Nelere dıkkat edilir? En önemlısi, kaybolan odanızı nasıl bulursunuz gibi? Gazetelerimızde yer alan üstsüz fotoğrafları ve bunların altlarına yazılan yazılar bana esın kaynağı oldu. Bunlardan birıyle konuşup duygularmı duşuncelerıni öğrensem ne iyi olur. Ama üstsüz hatun bizim gazeteye uygun bir şeyler söy Ortalıkta çocuk görünmüyor. Bunun nedenini otel yoneticilerinden öğreniyoruz. 250 odanın sadece 16'sı Türklere ayrılmış. Geriye kalanı yabancılar için. Yabancıların doğum oranı da bılındıği gibi eksilerde dolaşıyor. Bu yüzden her yerde alışık olduğumuz kulak tırmalayıcı çocuk çığlıklarına hasret kalıyoruz AIOİITTAN Alaturka bürokrasi TİCARET Bakanlığı Başmüfettişi Suphi Akar, geçici gorevle yurt dışına gönderilecektı. Bu konuda Bakan Cahit Aral'ın onay yazısı vardı. Ancak geçenlerde Bakan kendı onayını kendisı gerekçe göstermeden ıptal etti. Ortada ışlenmiş bir suç veya günah olmalı idi. Suç olsa bilairilirdı. Öyleyse bir 'günah' idi soz konusu olan... Ba^müfetiş Akar, bir süre önce Soytaş'ta inceleme yapmıştı Şırketın eski Genel Mudürü Devlet Bakanı Kazım Oksay dönemınde Libya Büyükelçısine verılen rüşvet de dahil olmak üzere bir rapor düzenlemiştı. Raporda Beyoğlu C. Savcılığı'nın bazı Soytaş yoneticılerı hakkında duzenlediği 1986/1342 sayılı "dolandırıcılık" konulu hazırlık tahkıkatı da yer alıyordu. Ancak Soytaş'çılara yapılan tebligatta bu rapor değiştirılmişti. Hem de Bakan Aral tarafından. Gerekçe ise çok "makul" ıdı: Müfettişin görüşüne katılmıyorum.. Raporu hıçe sayılan bir müfettişin "meslek onuru"nun çığnenmesı. "müfettişler de memur sayıldığından" fazla önemli değıldı, ama sırası geldiği ve onayı imzalandığı halde yurt dışına gondenlmemesı "özlük haklan'nın çiğnenmesı ıdı. Alaturka bürokrasi geleneklerimızde bir memuru yurt dışına atamak "ödül" idi. Ticaret Bakanı aynı mekanizmayı ters ışleterek "ceza" halıhe getirmış oluyordu. Bu "yeniliği" terslik çıkartacak mufettişlere duyururuz. Muhafefetin zilleri MUHALEFET milletvekillerini eski deyimle, "tahriri"ler ve "şifahi"ler diye ikiye ayırmak mümkün. Tahririler her fırsatta kâğıda kaleme sarılıp bakanlara soru önergesı yöneltenler veya ikide bir basın bildirisi yapıp dağıtanlar. "Şıfahı'ler ise yazı ve çiziden çok görüş ve eleştirılerini kuliste oturup sözlü olarak dost ve yakınlarına ıletenler. Dün kuliste "şifahilerden" bazılarına "iş" üzennde iken kulak kabarttık: Kardeşım şimdi de Emlak Vergısi toplamayı belediyelere bırakıyorlarmış. Çöp toplayamayan belediye beş milyon mükelleften Emlak Vergisi'ni nasıl toplar. Özal bürokrasıyi azaltacağız dedi. Bir fatura ladesı dalgası cıkarttı. bir hamlede 50 milyonu bürokrat yaptı. Şimdi herkes muhasebecı oldu. Fatura peşınde koşuşup duruyor. Libya'da işçilerimiz, müteahhitlerimiz kan ağlıyor. Özal gitti, bir sürü bakan gittı, Kaddafî Türkiye'ye geleceğim diye söz verdi. Kendisi gelmediğl gibi Callud'u bile göndermedi. Yemın ederim bizim kulisin toplantıya çağırı zilleri daha rahatsız edicı. Isterseniz gidip bir de iktidar kulisindekileri dinleyin. Bunlar zil sesinde bile eşit davranmıyorlar... Uçak yolcusu rahatına duşkun, mukemmel servise alışkıp, gıdeceğı yere zamanında ulaşmak ısteyen, çok tıtız bir kışıdır Bu kışı, kendısıne verılen onem ve gostenlen ılgı kadar. uçtuğu uçağın da, zamanında ve buyuk bir tıtızlıkle. bakımının da yapıldıgma dıkkat eder. Lufthansa, 75 değışık meslek dalında kaptanından hostesıne, elektronık, elektrık ve mekanik teknısyenlerden temizleyicı, kargocu ve yakıt personelme. hava trafık uzmanından itfaiye, güvenlik görevlilen ve ahçıbaşıya kadar tum personelını bu tıtiz yolcunun hizmetine vermiştır. Titız bir yolcu iseniz, mutlaka Lufthansa ile uçacaksınız demektir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Kalemli, son 5 yılda 771 bin 602 iş kazasında 5 bin kişinin ölduğünü söyledi. KAYSERİ (Cumhuriyet) Çalışma ve Sos\al Güvenlik Bakanı Mustafa Kalemli, dun Kayseti'de başlayan "Çaiışma Mevzuatının Uygulanması ve Bölge Mudiırlerinin Çalışmalarının Koordiiiasyonu" konulu seminerın açılışında yaptığı konuşmada, Turkiye'nin iş kazalarında, ülkeler arasında on sırayı aldığını söyledi. Bakanın SSK tarafından derlenen istanstıklerden açıkladığına gore son 5 yılda 771 bin 602 iş kazası oldu ve bunun sonunda 5 bin 92 işçi oldu, 12 bin 96 işçi de sakat kaldı. Sadece geçen yıl meydana gelen 153 bin 246 iş kazasında ölen işçi sayısı 1097'ye çıkarken, sakat kalan işçi sayısı ise 2 bin 455 oldu. Kaybedilen iş günu sayısı ise 2 mil>on 500 bin. Bu rakamları "vahim" diye nıtelendiren Kalemli, işçi sağlığı ve iş gıhenliğine son derece onem verdiklerını ekledi. Kalemli, çalışma ha\atmda tek taratiı tasarruflarla sorunlara çozum yolu bulunamayacağını belirterek, "Ama sistemi bozucu ve aşırı taleplerde israr e(mekle de hiçbir yere varılamaz" dedi. Toplu Is Sozleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu"nun değiştirilmesi için hazırlanan tasarının küa sürede vasalaştırılması için "samimi gayret göstereceklerini" belirten Kalemli, "Meclisleki ^üruşmeler Mrasında da TurkK'lf işbirligi halinde çalışmayı umduklarım" söyledi. 2? bolge muduru ve 13 tettiş başkamnın kaııldığı semı. ner 3 guıı surecek. On bin metrede duş 24 eylul gunu Istanbul Ankara seferinı yapan 12 45 ucağı yan yolda ıken tavanı akmaya başladı. Başlanna ilk kez böyle bir şey gelen yolcular çok şaşırdılar. Aslında başa gelen şey "alt tarafı su" ıdı. Kaldı kı basa gelen de çekilirdı. Ama hostesler çok heyecanlandılar. Çünkü uçaklarda ilk yardım malzemesi olarak "şemsıye" ve "yağmurluk" bulunmuyordu. Ayrıca bu konuda bir kurstanda geçmemışlerdi. Ama tavanı sızan bir uçak ile bir ev arasında "müdahale" açısından fazla bir fark yoktu. Hostesler ilk şaşkmlıktan sonra şıplayan tavanı silmeye.delığı tuvalet kâğıdı ile ıiKd.'iaya. ıslanan yolcuyu kurulamaya başladılar. Ama kızgınlıkları her hallerinden bellı idi. Öyle ya milli havayolumuz ikram repertuvarına "on bin metrede duş hizmeti" ilave etmıstı. Ama bunu hosteslere haber vermemıştı. Ankara balı Aman... /\ Ankara Ataturk Blv 143,Bakanhklar Tel 138855Istanbul Cumhunyet Cad 179 Elmadağ Tei 146 51 30 Izmır Kızılay Cad 1/A Tel 218736Dıyarbakır Inonu Cad 45 B Tel 12077 Alman Havayolları Lufthansa Duş alan yolcu da fazla memnun görünmüyordu Bunda elbette yazın gerıde kalmasının etkısi büyüktü. ANAP grubunda Özal eleştirilmiş. Hiç yakıştıramadık. "Milli birlik ve beraberlik ruhuna en fazla ihtiyaç duyduğumuz şu son günler" ne kadar ayıp. yaptıkları! u.