Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19EYLÜL 1985 CUMHURtYET/6 akret'ten ekonomik kaikınmanın nasü ve hangi yoldan yapılacağını sordum. "Gut'tan" diye başlarkcn, sözünü kestim "Lazöyi de gut hasdıgı mı var Id?" diye bir soru sokuşturdum araya. Sevecenlikle, bağışlar gibi güldü Sakret, "Yok canun, Sayın Lazöy'de biraz kalp bastalıgı var, midesi çok saglam, oturdugu zaman yanm knznyn yiyebilecek ölçüde rahat 'Uzüntüyle yıizünü bumşturdu; Sanınm eşinde midede iilser, gözierde renk körlüğü, böbreklerde kum, ayaklarda romatizma rvauş. Ama zeki bir kadınmış. Gnt'n.. Hay Allah! Gut'un Sayın Lazöy'ün ilk adı oldugunu soylemedim, neyse bUgi kaztaenize bu ekJentiyi de yapmış oldak 'unutmayın bu iyiliğimi' der gibi pannağun saliadı salladı.' Gat fle telcfonla konuştum. Vazifeyi söyledim, 'emredersinız' dedi. Çok iyi, yumuşakbaşlı çocuk bu Lazöy. Yalnız 'bir şartım var' diye ekledim." "Emredersiniz demiş bikez. Ne yapsanız boynu kıldan ince degil mi Sayın Lazöy'ün?" "Ben, prensip adamıyım gazeted arkadaşım, prenrfp!" dedi Sakret, "Sayın Lazöy'e dedigim şııdur Buraya gettr, genei sekrelertik görevini alırsunz, demokraük yoUardan biz bu tayini Ada haJkına anlatınz. Fakatttt." "Evet fakat?" "Burada tanıdığımz eski yöneticilerie hiçbir ilişki kununazsınız, konuşamazsuuz, demokratik yoUardan sdamı sabahı kesersaniz. Işte Sayın Gut Lazöy'e söyledigim bu." Gut Lazöy'ün ayın on dördü gibi yuvarlak yuzüne bakıp da kimi enayilikler yapacağmı sanmamalı. "Baş nstüne, demijür Lazöy" diye soran bakışlanmı Sakret'e yönelttim. "Kuşkusuz" dedi. "Fakat bir noktayı siyaset geregi göz önünde tntmalıyız Sayın Sakret" dedim Dernek Başkanımıza. Saygılarımın bütünuyle. "Sayın Lazöy genel sekreter olunca, yönetimin büriin işlerini çekip çevirecek. Ön planda göriiniir insan, Lazöy olacak. Oysa, Ada'yı kalkındınp güzelleştirecek ancak sizsiniz, sanırun siz de buna inanıyorsuauz. Bu rahatsız etmeyecek mi sizi?" Sakret saflığıma kıs kıs güldü. Gene sevecenlikle yanagıını oksadı 'Yarabbi, ne kuş akıllılar var' dercesine... "tşin en renkli yanı da bn ya!" dedi. Artık soracak haJim, dermamm kısıtlı da olsa arada sırada kullandığını aklım kalmatnıştı. Neyse ki Sakret, açılmış, anlatıyordu: "Burada ild nnsuru gözden kaçınnamak lazım. Yuzünüzde gördüğüm kuşku (aslında bendeki kaygıydı ya) bunu anlatıyor. Birinci şu: Dernek bir dizi sonımhıluk içinde yönetilmeli. Başta ekonomi Bu konuyu Lazöy üstlenecek tabü. Öteki sonıniar,raeselaAda'nın dısarda tanıtılınası, dışardan gelecek olaoiarla temaslar gibi işleri de Lazöy •yürütür gibi' görünecek. Ne var ki, bu işleri Lazöy yörötör gibi göfünürken, benden direktif alacak. Ada halkına asıl iplerin benim elimde olduğunu sdyiemeyecek. Söjlemeyecektik." s, Lazöy ön plaııda görünecek 5 SÎS KUDETA CÜNEYT ARCAYÜREK'ten ernek Başkanı, "Yazacaksanız yazınız. Fakat yazdıklarınızı gazeteye göndermeden önce bana gösterecek misiniz?" dedi. Bunun gazetecilik ahlakma ve kurallarına aykırı olduğunu söyledim. "Teklif edenler oldu" dedi. ^ g akayla bir deneme yapmaya giriştim: "Ya söyleşi kısımlannı da yazarsam Sayın Sakret?" Yüzü asıldu "Gazetenizi bu Ada'ya sokturmam" dedi. Doğrusu bu riski göze alamazdım.. D IH. Lazöy JSasah Lamec Gazeted Eski yöneticîlerle ilişki kiıramayacak Sakret, "Bu yöntemi yabani zeytinlere de uygulayacagız" diye sürdüıdü. "Bir yıla kalmaz Lazöy'un önüne koydngum bu pianproje olumlu meyveJer verecek. Ada halkı kalkınacak, onlarla birliktt Ada da... Ada, müthiş bir dıssatuna geçecek, müthiş, sonsuz, korkunç güzel" diyordu. "Kusura bakmayın" dedi bana. "Yeterince göriiştük. Sizden dilegim, iktisaden alacagımız bu tedbirleri yazmanız. Hasbihal, yok hayır, ne diyordunuz öyle diyeyün söyleşi kısımlan yazıda yok.. Yok... Yok?" Sakayla bir deneme yapmaya giriştim, "Ya, yazarsam Sayın Sakret?" dedim. Yüzü asıldı, "Gazetenizi bu Ada'ya sokturmam" dedi sert bir sesle. Doğrusu bu riski göze alamazdım. Yerimde siz olsanız alabilir miydiniz? yazınız. Fakat yazdıklannm gazeteye göndermeden önce bana gösterecek misiniz?" diye sormuştu. Bunu yapamayacağımı, yaparsam gazeteciliğin genel kurallanna, hatta ahlakina pek uymayacağını söyledim. "Başkaları yapabilir, hatta teklif edenler de oldu bana" dedi. Başkaları, başkalanydı. Her koyun kendi bacağından asılırdı. Küçük taşları, küçük çocuklar gibi denize atıyordum. Kalktım. Bira saatim gelmişti. Pantolonumu, yapışan otlardan temızledim. Islık çala çala eve doğru yürüdüm. Nise karşıladı. "Bakıyorum keyfin yerinde" dedi. "Eeee. Kolay mı, bugiine bugün Sakret ile ilk konuşan gazeteciyim" dedim. lamış, askerligini yapmıştı. Neredeyse evlilikte 'gecikme' yaşına gelecekti!" Biradan bir yudum daha. Nise, "Gene o öyküyii anlatmaya basladın" dedi. "Bakma, aldırma. Ama, bankacuun kansı için hazin bir oyku degil mi?" Güldü, "öyle" dedi. "Öyleyse anlatıyorum" dedim Nise*ye: "Giinlerden bir gün bankacının ikiz kızlanndan biri, anasına geidi, "anacığım" dedi. "Rase Harumın erkek kardeşini seviyorum.' BankacıniB kansının gönlü karardı. Kız daba 13 yaşında, anasının goncası. "Aman kızım, bu nasıl söz, daha sen' diyecek oldu ama, 13 yaşındaki gonca, 'deli gibi seviyorum, o da beni seviyor evleneceğiz' diye karşılık verdi. O gece bankacımn evinde kederinden ne yapacağını bilemeyen bir ana baba, ana ve babanın karsı çıkantayacagından kuşku duymayıp çünkü 'kaçarım' demişti yatagında tatlı diişler gören bir küçük kız vardı. Bankacının hanımıyfaı Rase arasında telefonlar birbirini izledi. Sonuçta Rase Hanım, bankacının kansına 'Senin gül gibi kızın varsa, bekanmdan. Nise, "HerhaMe öykünün duygusal yönleri seni etkiledi" diye alay etti. Hakhydı. "Ne demezsin?" diye karşılık verdim. Biradan bir yudum daha çektikten sonra: "Bankaciyh kansı yapacak birşey kalmadıgını görünce, Rase Hanıma telefonu açıp 'Allah'ın emriyle kızı oğlana verdiklerini' bildirdiler" Kanm, "Yahu, Allab'ın emriyle erkek tarafı kızı istemez mi?" diye sordu. "Bu öyküde berşey tersine" diye yanıtladım. "Havamı bozma, anlatayun. Rase Hamm kıkırdadı telefonda, 'benim nasıl evlendiğimi pekâlâ biliyorsun hayatım. Ne var ki çekiniyor, korkuyorsun' dedL Bir de kahkaba attı. Bakalım nasıl bitecek bu öykü, bele bir dinle. Ertesi günü 13 yaşındaki taze gülün yaşını 13'ten lS'e çıltarmak için yasal yoilara basvurdular. fki yalancı tanık, ananın yeminli ifadesL kocanın 'ben ikizler doğduğunda ne yaptığımı biliyor muydum hâkim bey' biçimindeki sözlerinden sonra hâkim, goncanın yaşını 18'e çıkaran karan verdi. Bankacının kansı 'evlilik hazırlıklanna' başladı, ama goncayı ateşier basmıştı. Ne hazıriık, ne çeyiz, ne de karyola istiyordu. Rase'nin 'yağız' dedigi (boy 1.52, esmer, bıyıklı, kara ve haşin gözlü) kardeşiyle ne olursa olsun bir an önce evlenmek istiyordu. Alelacele dügüne hazırlanıldı, nikâh töreni dügün salonuna alındı ve..." "Zatıâliniz, kızın nikâh tanıgı oldunuz" dedi kanm. "Ya", dedim gülerek, sözcükleri yayarak ağzımda, "erkegin tanıgı kiiim olduuuuu? " "Lazöy!" dedi kanm ellerini çırparak. Kanma, "O dügün gecesi baktım da, Lazöy, Rase, kardeşi, küçük kızı sanki aynı (oraadan çıkmıslardı. Aynı boy, aynı endam, aym şişmanlık, aynı konusma biçimi" dedim. "Rase giydigi herşeyin kendine çok yakıştıgjiM,endamının da 'vazgeçUmez' ölçüde güzel olduguna inanır, bilir misin bunlan? " "Liman agulanndaki mendirek taşlan gibi dört bir yandan yontulmuş, bir ton aguiıgında şişman bir gövde" dedim kanma. "Ama bak, Ada yöneümine ortak oldu. Sakret'in degerli ve guvenilir adamı şimdi." "Olabilir, olabilir ya, sonrasına bak sen islerin." "Ne olacakmıs ki?" "Sakret bir gecede dernegi degiştirmede artık usta. Bakarsın bir sababa karşı Lazöy o mevzun endamlı eşi Rase ile borultulardan bir senfoni icra ederken, pat kapı, Sakret'in adamlan içeri, Lazöy dışan!" Kanm Nise haklı bir yorum yaptı: "Sakret'in artık dernegi degiştirmeye gereksinimi yok ki. Zatea dernek bizzat kendisi!" dedi. Doğru sözdü. Diyorum ya, bira beni sarhoş ediyor. "Hakhsın" diye yarutladım Nise'yi. Nise, "öykü sona erdiyse ben yatacagım" diye ayağa kalktı. Gitti gidecek. "Bitmez bu öykü, ama adam artık genel sekreter, üzerinde ne yazüır, ne anlatüır. Hele Sakret'in güçlü himayesindeyken!" N Lazöyler'den anılar otlarımı gözden geçirdim. Sakret'ten dinlediklerime öğrendiğim şunca bilgiyi ekleyip yazacak K ».aranlık çöktü. Karıma, Sakret ile yaptığım görüşmenin ana hat zadı konuşmamız" dedi Sakret, sıktlmış bir sesle. "Gelelim iktisaden neler yapılacağı•a Ada'da." "Geielim Sayın Sakret!" "Bu Ada'da kaç tane yabani keçiboynuzu agaa var, biliyor musunuz? "Bizim evin yanındakinin dışında, hayır" dedim. , "Biz saydık. Tam 2.190 adet. Peki, her yabani keçiboynuzu ağacında kaç keçiboynuzu yeüşiyor, biliyor musunuz?" "Obimdeki parayı bikWJemiyonıın su anda" dedim. "Biz biUyoruz" dedi kıvançla Sakret. "Her agaçta ortalama 4.000 adet. Ağaç sayısıyla keçiboynuzu sayısını çarpalım." "Çarpahm." "Oıtaya çıkacak rakam, Ada'da yetisen yabani keçiboynuzu sayısını vennez mi?" "Verir" dedim, arkasından ne geleceğini hesaplamaya çalışarak. Sanki ne düşündüğümü anladı Sakret, "Kafanızı yormayın, ne yapacağımızı asla bulamazsınız" dedi ve: "Her yabani keçiboynuzunu aşılarsak... Ha?" "Evet!" "Ve» Her keçiboynuzundan yamn gramlık öz alırsak.. Ha?" "Evet!" "Ve. Bu kadar keçiboynuzundan saüşa hazır kaç kilo, bırakalun kiloyu kaç ton keçiboynuzu saglamış olunız. Ha?" "Haa!?" "Yaaa!" dedi Sakret, şaşkınlığımla alay ederek, "Asağı yukan elli altmış ton." Keçiboynuzu özü satışıyla Ada'ya ekonomik kalkınma gelecekti. Sakret, "ttiraf edin, »Hmı», tabü az iktisatçı degiisiniz, iktisatçdann bile akiına bu gelebilir miydi?" diye sordu. Hayretimi göstererek, "Akıllan aşan bir şey" diyebildim. u. akret'in Ada'yı kalkındırma formülü: Yabani keçiboynuzu ve zeytinleri aşılayıp dışsatıma geçmek.. ir yıla kalmaz Lazöy'ün önüne koyduğum bu planproje olumlu meyveler verecek. Ada halkı kalkınacak, onunla birlikte Ada da.." tım, inanmayacaklardı. 'Abartıyor, gazetecilik yapıyor, karabyor" diyeceklerdi. Adım gibi biliyordum bu yargıların oluşacağını. Fakat ben bütün bunları görüyor, inanıyor muydum?.. Sorun burada bitiyordu. Bir ünlü gazeteci, "Yatağıma uzandıgım zaman işimi iyi yapmış olmanın vicdan huzurunu duyuyor muyum, bu bana yeter" demijti. Yazacaktun kuşkusuz. Yazmasına yazacaktım, ama öykünün birkaç eksik bölümü vardı: Sakret'in derneğe el koyuş öyküsünü ayrıntılarıyla öğrenememiştim. Bu konuda çeşitli söylentiler vardı, kuşkusuz bunlaruı bir bölümü gerçeği yansıtıyordu. Sayın Sakret'ten derneği ele geçirişinin öyküsünü anlatmasını istediğimde "Bir gün o da olur" demişti. öyle bir söylemişti ki, bu cümleyi, anlatmaya pek istekli değilmiş gibi bir izlenim almıştım. El koyma olayıyla ilgili notlarıma baktım, ilk gün için yeterliydi. Sakret'e bu notlardan söz etmiştim. Yazacağımı da dokunduraıuştum. Dernek Başkanı, Yazacaksanız larmı anlattım. Tabü, Gut Lazöy'ün, dernek genel sekreterliğine atandığını, eşi Rase*yle yakında Adamızı onurlandırıp göreve başlayacağını söyledim. Lazöy ile eşinin şimdi Amerika'da bulunduklarım, Lazöy'ün dişlerini yaptırdığını ekiedim. Hiç kesmeden diniedi. "Rase'yi anımsamadın mı?" diye sordu. "Pek fazla degil" dedim. Bir bankacı dostumuz vardı, Rase onların evine gelir giderdi. Konuşmamıştım Rase'yle, ama karun kimi "haftalık kadın toplantılannda" Rase'yi tanımak onuruna erişmişti. "Begenir kendini, çok güzel, havalı bulur. Hele ber giydiginin kendine yakıştıgından kuskusn yoktur" diye Rase'yi kısaca tanımladı. Rase'nin bir erkek kardeşi vardı. îşte, Rase Hanımı, erkek kardeşiyle ilgili bir öykü nedeniyle anımsıyordum. Tabii, Lazöy'ü de... "Rase Hanımın erkek kardeşi" diye başladım öyküye Nise'ye: "Günlerden bir gün ortak dostumuz bankacının evine sık sık gidip gelmeye başladı. Vaşını başını almış bir kişiydi. Yüksek ögrenimini Batıda tamamnim de yiğit kardeşim var. Ne olur ki, bırak evlensinler' dejiverdi. Bankacının kansı, 'ama daha 13 yaşında kızım' diyor, gözlerinden iplik iplik inen yaşlan engelleyemiyordu. Rase Hanımın sabn bir anda Uşü.'Hanım hanun!' dedi bankacının kansına. 'Şimdi oraya geürsem... O nasıl söz, ağzını şırak diye yırtıveririm haaa!' diye bagırdı. Çünkü bankacının kansı 'gül gibi I3'l(ik kızımı 35'lik kart adama nasıl vereceğim Raseciğim' diye sızlanmıştı. Yaş farkını cöylemekten öteye geçmemişti suçu. Bankacımn kansı sustu, Rase Hamm 'git kızına sor, mercimek fırında, ondan sonra kararını ver' telefonu şırak diye yüzüne kapadı. tkizler yatak odalannda mınl mınl evliligi konuşuyorlardı. Ana içeri girdi, lambayı yakü, lazı döndü, sormaya kalmadı, 'seviyorum adamı' dedi. 13 yaşında erkek tanımamıs, eli yüzü açılmamış taze." Bira midemi kaynatmıştı. Geğirdim, özür diledim B YAREV: Tavşanlarla yılanlar kapışıyor İSTANBUL 7. İCRA MEMURLUĞU'NDAxN ÖDEME EMRİNİN İLANEN TEBLİĞt Dosya No: 1985/4699 Borçlu: Hayrettin Solgun Şişli Sıracevizler Cad. No: 32/1 lstanbu! Asuman Güzin Karakurt tarafından 20.1.1985 vadeli 300.000.TL.'lık senede müsteniden aleyhinize yapılan icra takibinde, Adresinize 322.500,00. TL.'nin tahsili için ödeme emri gönderilmiş, tebliğ edilememiştir. Zabıtacada adresinizin tespitiraumkünolmadığından, ödeme emrınin Uanen tebliğine karar verilmiştir. Kanuni 10 gun süreye 10 gün ilave edilerek, ilanın gazetede neşir tarihinden itibaren 20 gün içinde borcu ödemeniz, takibe mesnet senetlere ve imzaya itiraanız varsa, >ine 20 gun içinde bildirmeniz, borcu inkâr ederseniz, para cezası ile mahkum edileceğiniz, itiraj edilmediği veya borç ödenmediği takdirde 20 gün içinde 74. madde gereğince mal beyanında bulunmanız, hakikate aykırı beyanda bulunduğunuz takdirde, hapisle cezalandınlacağınız ilanen tebliğ olunur. 20.8.1985 Basın: 11583 Gündemdeki En Önemli Konunun Kitabı: Devlet ve Dîn Prof. Dr. Çetin Özek'in, LAİK'liği tüm tarihsel boyutlan içinde ele aJan nesnel incelemesi. Büvlik boy, 704 sayfa 2000 TL. TEKİRDAĞ ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN İLAN EDİLMİŞTtR Sayı: 1982/894 Davacı Şenay özal ve arkadaşIarı tarafından davalılar Maliye Hazinesi ve Mestan Oğuzlar ve arkadaşlan aleyhlerine mahkememize ikame olunan tapu miktar ve hudut tashihi davasının yapılan açık yargılaması sonunda mahkememizce 24.9.1984 tarih ve 1984/804 karar sayıh ilam) ile mahkememizin görevsizliğine ve dosyanın görevli Tapulama Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmış, ilgili huküm davalı Sabuncu Cad. Kayacık Sok. No: 11 Gaziantep adresinde ikâmet etmekte olan MEHMET ZEKİ DEMİR'e tebliğe çıkartılmış ise de, bila tebliğ iade geldiğinden ilanen tebliğat yapılmasına karar verilmiş olmakla, adı geçene tebliğat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 23863 Sendikamızın 78 Eyliil 1985 tarihlerinde yapılan Genel Kurulu'nda sendika zomnlu organlarına aşağıda adı soyadı, görevi, mesleği ve ikametgâhlan yazılı şahıslar seçilmişlerdir. Yasa ve ana tuzuk gereği ilan olunur. GENEL HÎZMETtŞ SENDİKASI GENEL VÖNETİM KURULU ADINA GENEL BAŞKAN YILMAZ KORTAŞ YÖNETİM KURULU: ADI SOYADI: GÖREVİ MESLEĞİ: İKAMETGÂHLARI: Yılmaz Kortaş Hasan Kaplan A. Celal Güner Yılmaz Akbulut Şükru Kartal Hasan Burgaç Tarık Yıldırım Genel Başkan Genel Sekreter Mali Sekreter örgüt. Sekreteri Eğitim Sekreteri Yön. Kurulu Üyesi (Genel Başk. Yard.) Yön. Kurulu Üyesi Şoför Işçi Tamirci İşçi Kaportacı İtfaiye eri Büetçi K. Sinan Merkez mah. himat Yapı Koop. Sitesi No: 25 Bakırköy/İST. Gümüşpala Mah. 2000 Sk. No: 80 İZMİR Esenler Fevzi Çakmak Ma. 17. Sk. No: 14 Bakırköy/İST. Cehabey Mah. 396. Sk. No: 19 İZMİR T Zübe> de Hanım Mah. Gazi Cad. No: 56 Küçükköy/İST. Karacaören Köyü Düziçi/ADANA Güzeltepe Mah. Akdeniz Cad. Alibeyköy/İST. No: 67 İLAN ADA YAYINLARI tsddU ( J d 475/479 Kjr 3 Beyc0u Inanbul İLAN KONYA ASLİYE 1. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1985/86 Esas. 1985/460 Karar. Davacı Sadi Soğancı vekili Avukat Nedim Barkut tarafından davali Müşerref Soğancı (Keçe) aleyhine açılan boşanma davasının rnahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda: Mahkememizden istihsal edilmiş 18.7.1985 tarih 86/460 sayılı karan ile taraflann boşanmlarına, taraflardan olma Halil İbrahim ve Ertan'ın velayetlerinin istimalinin davacı babaya tevdiine, velayet babaya tevdı edilmiş olduğundan, her ayın sonuna isabet eden cuma gunlerı saat 09.00'dan 15.00'e kadar masrafı davalıya ait olmak üzere çocuklarını nezdinde bulundurmasına, şahsi münasebellerin bu şekilde tesisıne. davacı vekili için 6500 lira ucreti vekaletin, 500 lira ilam harcımn ve 13.940 lira mahkeme masrafının davaJıdan alınarak davacıya odenmesine karar verilmiştır. Işbu mahkeme karar özetinın davalı Müşerref Soğancı (Keçe) ye ilam teblıği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 23963 TÜRKIYE ELEKTRIK KURUMU İSTANBUL TİCARET MÜDÜRLUĞÜ'NDEN 1) Kurumumuzun ihtiyacı olan Telefon Santralı (Kapalı zarf) teklif alma usulü ite satın alınacaktır. 2) Bu tşe ait şartname, Mudüriüğümüzün FevzipaşaCaddesi No. 1979Yavuzselim/FATİH adresinden mesai saatlerı içinde 406 no.lu odadan 36SOR/8503 dosya ışareti ilf istenerek temin edılebilır. 3) İhaleye iştırak edecek firmalar, teklif mektuplannı 23.9.1985 tarıh ve saat 17.00'ye kadar vermekzorundadırlar. Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. 4) Kurumumuz 2886 zsayılı Devlet İhale Kanunu'na tabı olmayıp, ihaleyi kısmen yapmakta, ihaleden vazgeçmekte veya dılediğıne vermekte serbesttir. (Basın: 23615)5691 DENETLEME KURULU: ADI SOYADI: GÖREVt: Sami Çiçek D.K. Üyesi MESLEĞİ: İKAMETGÂHLARI: Tamirci İşçi İşçi Altıntepsi Istiklâl Cad. No: 32 Bayrampaşa/İST. Bekirdere Köyü Tavşantepe Çağlar Sk. No: 21 İZMİT URART GALERISI MUZAFFER AKYOL Resim Sergisi 19 Eyiil • 8 EkM Hüseyin Gülen D.K. Üyesi Fahri Kocakaplan D.K. Üyesi DİSİPLİN KURULU: ADI SOYADI: GÖREVİ: Mehmet Doğan D.K. üyesi A. Ziya DeğirmenciD.K. uyesi Mehmet Şenol D.K. uyesi MESLEĞİ: İKAMETGÂHLARI: Sanayi Mah. Sultanselim Cad. Taşçı İşçi Sk. No: 51 4. Levent/İST.Mahmutpaşa Mah. Hayır Sk. No: 38 Tamirci Bayrampaşa/İST. Şiyavuşpaşa Mah. Menekşe Sk. No: İşçi 15/1 Bakırkoy/İST.