15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 EYLÜL 1985 CUMHURtYET/13 Zincirbozan'ın resmi adv Demirel 24 Ocak için: Konçertonun notalarını ben yazdım enstrümanı ben çalmıyorum Demirerin önerisiyle seminer duzenlenmişti Toplu korıuııal ı ikamet yeri' DAR SOKAKTA SİYASETS Yalçın Doğan 12 Eylül'lü günleri yazdı Demirel, CHP'li Tüzün'eseminer ödevi verdv 24 Ocak Kararları M er, Zincirbozan askeri tesisi. Tarih, 9 Eylül 1983. Sabahın erken saati. CHP'liler lacivertlerini giyip çıkmışlar. Ellerinde kır çiçekleri, başlannda Sırn Atalay, Atatürk büstünün önünde saygı duruşundalar. CHP'ninyıldönümünü kutluyorlar. 'emirel konuşuyor: Bu mantık olduğu sürece, ne bu parti ölür, ne de bu memlekette demokrasi ölür. Böyle bir yerde bile tutukluluğunu unutup partisinin kuruluşunu kutlayan insanlann var olduğu bir memlekette, ne parti ölür, ne de demokrasi... Hepinizi kutlarız. kendini belli etti: Politikacı olmak. Sürekli siyasal konular dile getiriliyor, güncel olaylar tartışıhyor, radyo ve TV'de haberler izleniyor, gazetelerin tümü aldınlıyor ve sohbet koyulaşıyordu. Aynca yanlanna hem kitap almışlar, hem de istedikleri kitabı getirtme olanaklanna kavuşmuşlardı. Birkaç gün geçtikten sonra, Demirel bir öneri getirdi: "Hep bu konulan konuşuyonız, bunu daha sistemli bir haie getirelim, kendi aramızda Mminerier düzenleyelim." Askeri tesisin komutanına bildirildi, izin alındı ve bundan sonra seminerlere geçildi. Türkiye'nin o günkü sorunlan ve bunların uzun dönemde çözüm denemelerini içeren Türkiye'nin sanayileşmesi, tanmı, nüfusu, eğitimi gibi sorunlar ele alınıyordu. Bir kişi yaklaşık bir hafta hazırlanıyor, tebliğini sabah otunımunda sunuyor, ardından sunulan tebliğ tartışmaya acılıyordu. Deniz Baykal, Türkiye'nin ekonomik durumuna ilişkin tebliğin hazırladı ve sundu. Metin Tüznn söz aldı: "24 Ocak kararlannın daha derinlemesine tartışılması gerekir." da bulunan hukukçular bir araya geldiler. Deniz Baykal, Hüsamettin Cindoruk, Ali Naili Erdem, Celal Doğan'dan oluşan "hukak komisyonu" bir calışma yapü. Sonra da herkes tek tek kendisi tarafından kaleme alınan dilekçeyi hazırladı. 21 temmuzda ilk olarak Hüsamettin Cindoruk ile Mehmet Gölhan ortak imzayla MGK'ya bir dilekçe gönderdiler. Sonra hukuk kurallanna sonuna dek uygun bir biçimde geri kalan 14 kişi kendi dilekçe haklannı kullandılar. Herkes yazdığı dilekçeyi gelip diğerlerinin yanında okuyor, sonra göndenyordu. Ağustos başlannda bu dilekçeler tek tek Zincirbozan'daki komutana veriliyor, onun aracılıgıyla hiyerarşi içinde Ankara'ya ulaşması sağlanıyor ve isteniyordu. D ' acivert elbiselerini giydiler, kravatlannı taktılar, üstlerini başlannı ayna karşısında özenle bir kez daha gözden geçirdilcr. Sonra da sabahın saat 7.30'unda günlük olağan voltalannı atmak üzere deniz kıyısına indiler. Zincirbozan'da bulunan CHP kökenliler, 9 Eylül 1983 günü yine her sabah olduğu gibi, deniz kıyısında 110 metrelik yolda volta atmaya inerken, işte böyle lacivertler içindeydiler. Her sabah bu saatlerde "Zincirbozan Ataalisi" odalanndan çıkar ve volta ' atarak günde yaklaşık on kilometre yürüraeye çalışırlardı. 110 metrelik yolun ilk müşterileri de genellikle Süleyman Demlrei ile SiUeyman Genç'ti. Aradan onbeş yirmi dakika geçti, AP'liler baktı ki, CHP'lilerin tümü lacüer içinde. Şoyle uzaktan bakıyorlar, pek bir anlam veremiyorlardı. Biraz sonra Demirel, CHP'lilerin topluca bulunduğu yere geldi ve büyük bir şaşkınlık içinde sordu: "Beyler ne oluyor bugün bnrada?.. Yabana bir misafiriniz füan mı gelecek?" CHP'nin Zincirbozan'daki en büyüğü Sun Atnlay oturduğu sandalyeden kalktı ve: "Beyefendi, sizi rahatsız etmek için söylemedik. Bugün 9 eylül, yani CHP'nin kuralnş yıldönümüdiir. Bizim için özel bir gıin sayıhr. Hiç defilse, bugfin kıyafetjerimizi degiştirerek, günluk pantoion ve şortlan atarak buradald dbtedcrinizi giyip bognnn aramızda kntlamayı duşinduk, onun için bugün bn luyafetie dolaşacagız bnrada." Demirel'in ağzından tek bir sözcük çıkü: "Ynaa!". Yüz hatlan gerildi ve "peki" diyerek aynldı. L 12 Herkes dnygnlamnıştı... . erkesi yeniden duygusal bir hava kapladı, gözler nemlendi, Demirel'in ağzından şu sözler döküldü: "Bu manük oldugu sürece, ne bu pmrti ölür, ne de bu memlekette demokrasi ölür... Tutukluluk haiinin sürdügıi bir yerde, boyle bir yerde bUe, tutuklıdugnnn unotop partisinin kuruluşunu kutlayan insanlann var oldugu bir memlekette, ne parti ölür, ne de demokrasi... Hepinizi kntlanz." Herkes birbiriyle kucaklaştı. Ondan sonra da Ismet Paşa'dan başlayarak yaşanan ortak anılar tek tek anlatıldı. Demirel, tsmet Paşa'yı nasıl kızdırdığını anlatıyor, Çağlayangil Ecevit'le karşılaşmalannı aktarıyor, CHP'liler partiye nasıl girdiklerini, seçimlerden sonra ilk kez Meclise nasıl seçildiklerini anlatıyorlardı. Kampta bulunan askerler de şaşırmıştı, herkesin boyle gun ortasında ve bir "mecbnri ikamet dnrnmnnda" lacivert elbiseleriyle dolaşmalarına. Kamp komutanı özür dileyerek yanlanna yaklaştı ve ne olduğunu sordu. Ne olduğunu öğrenince, "affedeniniz" dedi, şaşınh ve şaşkınkkla "biaoı yapabUecegimiz birsey var mı?" diye sordu. H 1) Yarumzda kesinlikle fotofraf makmesi, füm makinesi, teyp bandı bulundurmaytnız. Vana görevti kişiye teslim ediniz. 2) Girilmesi yasak olan mahallere yaklaşmaymız veya girmeyiniz. 3) Sadece akrabanız olan kifiyle gösterüen yerde görüşünüz. Diğer tanıdıklarmızla birlikte gruplaşarak dolaşmayıntz. 4) Çevrenin sükunetbü bozacak hareketlerden kaçınınız. 5) Beraberinizde getirdiğmiz yiyecek, içecek, eşya veya malzemeyi (kitap, dergi, gazete v.b.) aynen ve eksiksiz akrabalannıza ulaştırabilirsiniz. 6) Yazdığımız yayınlan (gazete, dergi.kaset, video v.s.) ikamet yerine sokmaymız. 7) Ziyaret saatlerine kesirüikle uyunuz. (1318 arası). 8) Ziyaretçi konuşma esnasmda not tutamaz, konuşmalan banda kaydedemez." Sornştnrma açılıyor fincirbozan'dan ayrıldıktan sonra lstanbul Sıkıyönetim Savcılığı "verilen dilekçeler nedeniyle Konsey'in 79 sayılı bildirisinin tartışmaya açıldıgını ve tartışılması yasak olan bildirinin UıUşıldıgını" öne sürerek soruştunna açtı. Askeri Savcıhk dilekçe verenlerden Hüsamettin Cindoruk, Mehmet Gölhan, Yigit Köker, Sırrı Atalay, Metin Tüzün ile Nahit Menteşe hakkında soruştunna açtı. Diğer dilekçe verenlerle ilgüi herhangi bir işlem yapılmadı. Metin TözDiı, 24 Ocakh hazırhyor... ' unun üzerine Demirel, Tüzün'e "Sen de 24 Ocak Kanuiannı haarla" dedi. Tüzün belli bir hazırlıktan sonra 24 Ocak Kararlan üzerinde dikkatli bir tebliğ sundu. Sonra 24 Ocak üzerine sohbete başlandı. Demirel'in sözleri kimsenin akhndan çıkmadı, 24 Ocak Kararlan üzerine söylediği sözler: "Konçertonun notalanm ben yazdım, ama enstrumanı ben çalmıyorum." Seminerlerde kendiliğinden oluşan mantık "sen dedin, sen böyle >apmıştın"ın çok ötesinde ve dışında, özenli ve dikkatli tartışmalardı. Orneğin, Ali Naili Erdem, kühür üzerine bir tebliğ hanrlamış, Demirel değerlendirme sırasında "SosyaHst kültürü görmezlikten gelemeyiz, dünyadaki şu kadar nüfusu etIdleyen bir yaklasımdır" diyerek "sosyalist kültür" konusunda bir tebliğ hazırlamasını Çağlayangil'den rica etmişti. z S Kır çieekleriyle kntlati' •yor 'liler orada askeri kampın içinde yerden otlann arasından kır çiçekleri topladılar. Kampta bir de Atatürk büstü vardı. Hep birlikte, önlerinde Sırn Atalay olduğu halde, Atatürk büstüne topladıklan kır çiçeklerini koydular. Sonra da saygı duruşunda bulundular. Döndüler baktılar ki, AP'lilerin tamamı da günlük giysilerini çıkarmışlar, kravatlan takıp elbiselerini giymişler, başta Demirel olmak üzere kendilerine doğru geliyorlar. AP'liler kendi içlerindeki protokole göre sıralanmışlar, ellerinde bir kutu şeker, o anda hemen nasıl bulabilirdilerse, gelip tek tek CHP'lilerin "kurnluş gününü" kutluyorlar. fincirbozan, Çanakkale yakınında, kıyıda kalmış bir askeri tesisti. Deniz kıyısmda betondan yapılmıs iki katL iki karsılıklı dizi odadan oluşan sıradan bir yerdi. Odalarda önce ikişer ikişer kalındı, ama sonra tek tek kalınmaya başladı. Askeri tesisin hemen girişinde oranın komutanı Deniz Binbaşısı Erol Erdem imzasıyla bir bildiri asılmıştı. Orada bulunanlara "Sayın Misafırler" deniyordu. Bildiride orada uyulması gereken kurallar sıralanmıştı. Bildiri aynen şöyleydi: "Sayın Misafîrler, Toplu ve korumah ikamet yerine hoş geldiniz. Yakınlannız, sıkıyönetim komutanlannın nezaretinde eşsiz, guvenceK ve toplu olarak ikamet etmektetür. Bu ikamet bir tutukluluk veya adi nezaret alttnda bulundurmak hali değildir. Aşağıda yazılı hususlara riayet ederek biziere yardtmcı olacağmızı temenni ederiz. z "Tophı ve konımab ikamet yeri..." Zineirbozan Ahalisi... skeri tesisten içeri giren "Zindrboıan Ahalisi", aynı kaderi paylaşmakta olan eski CHP'lilerle AP'liler arasında sıcak bir karşılaşma oldu. Herkes birbirine sanlıp öpuşüyor, yıllarca birlikte Mecliste çalışmış olmalanna rağmen, birbirlerinin elini belki de ilk kez sıkanlar oluyordu. Çağlayangil o sırada yurt dışındaydı tedavi için. Bu nedenle önce 15 kişi bir araya geldi, Çağlayangil bir süre sonra katıldı "Zincirbozan Ahalisi" arasına. CHP'lilerle AP'liler arasında bir fark vardı. AP'nin lideri oradaydı herşeyden önce. Sonra da kurmaylarından bazıları. Buna karşı, CHP'nin birkaç as elemanı oradaydı. Bu nedenle siyasal ve kişisel ilişkilerde CHP'liler bu farka dikkat ederek davranmaya özen gösterdiler. Başlarındaki "Büyük" Süleyan Demirerdi. CHP'Ulerin "Büyügü" ise Sırrı Atalay'dı Zincirbozan'da. B yer yok CHP Seminerier düzenlenivor... . lk alışkanlıklann yerleşmeye başlamasından sonra, orada bulunanların ortak yani yavaş yavaş I Milli Güvenlik Konseyi'ne iki dilekçe BaykaFdan MGKVa: Zincirbozan 'tam bir hukuk faciasıdır £ 79 sayılı kararda yer alan düzenlemeler, gerçekten, bir askeri yönetimi seçimlerden sonra da sivil bir görüntü altında sürdürme özlemini yansıtıyor ise ortada çok ciddi bir durum var demektir } yf I I • Antalya milletvekili Deniz Baykal, Zincirbozan'dan', dilekçe hakkınıkullanarak Milli Güvenlik Konseyi Başkanlığı'na 12 Ağustos 1983'te bir yazı gönderdi. Özeti şöyle: Milli Güvenlik Konseyi Başkanlığı'na, Ankara, 1. MGK'nin 79 sayılı bu kararı, 1982 Anayasası'na aykın olarak almmıştır. Çünkü MGK'nin 1982 Anayasası'nı değiştirme yetkisi yoktur. MGK'nin kanunları ve 1961 Anayasası'nı değiştırebılmesi, 1982 Anayasası'nı da değiştirebileceği anlamına gelmez. 1982 Anayasası MGK'ne, geçici bir süre için, Anayasa'nın 75100. maddelerinde sayılan TBMM'ye ait yetkileri kullanma hak kını vermıştır. Yenı Anayasayı değiştirme konusu ise Anayasanın 175'inci maddesınde, MGK'ne bırakılan yetkilerin dışında düzenlenmiştir. Yeni Anayasa ile yürürlüğe giren haklar, kurumlar ve kurallar, MGK'den bağımsız olarak ve ondan daha üstün bir irade ile yaratılmışlardır. MGK, yeni anayasa kendisine yer verdiği için ve yer verdiği ölçüde görev yapma durumundadır. MGK, 1982 Anayasası'nın yürürlüğe giren maddelerini tamamen ya da kısmen değiştiremez, iptal edemez, yürürlükten kaidıramaz ve bu maddelerın kapsamını bir kısım T.C. vatandaşları içıngenışletıpdarattamaz. Anayasa'nın geçici 4. maddesınde düzenlenen siyasal hak ktsıtlamala rını nasıl affedemez ise, kapsamlannı da genişletemez. Kısacası MGK, 1982 Anayasası'nın yürürlüğe girmiş hükümlerini değiştiremez. Gene 79 sayılı kararla onaltı siyaset ve devlet adamının fiiien tutuklanma bıçiminde ortaya çıkan "ikamete tabi tutulma"sı ise tam bir hukuk faciasıdır. 2. Yeni Anayasa, MGK'nin tasarrufları aleyhine anayasaya aykırılık iddiasının öne sürülemeyeceğini ve bu tasarruflardan dolayı hukuki, mali veya cezai sorumiuluk talebiyle herhangi bir yargı merciine başvurulamayacağım hükme bağlamıştır. Fakat bu durum, eğer gerçekleşmiş ise anayasa ihlâlilini bertaraf etmez, sadece ona maruz kalanların bugünkü meri mevzuat karşısında yapabilecekleri bir şey olmadığını ortaya koyar. Ama anayasa ihlal edilmiş bir anayasa halıne gelır, anayasayı ihlal etmenin siyasi ve manevi sorumluluğu da ortadan kalkmaz. 3. Sanryorum asıl önemli olan, bir anayasa ihlalini de göze alarak bir siyasi partinin kapatılmasına, onbinlerce ınsana yeni siyasal hak yoksunluğu getirilmesine ve onaltı kişinin toplumdan tecrit edilmesıne niçin ihtiyaç duyukjuğudur. Öyle anlaşılıyor ki bu uygulama, geçmise dönük bir hesaplaşma hevesinden değil geleceği biçimlendirme özieminden kaynaklanmaktadır. Siyasal parti kurucusu olarak, 10 Ağustos 1983 tarihine kadar başvuran 602 kişiden 343'ünün yani %60'a yakınının veto edilmiş olması; MGK'nin milletvekili adaylarını veto edıp parti listelerine aday yerleştirme yetkisini almtş bulunmast da gelecekle ilgilı bir arayışın beiirtilerı sayılmalıdır. Galiba, olağan döneme geçtikten sonra da toplumun kendi özgür ve bağımsız ıradesi ile kendi yolunu çizmesinin sakıncalı olabileceği düşünülmekte, milletin güvenebileceği kişiler onun adına seçilmek istenmektedir. Eğer 79 sayılı kararda yer alan düzenlemeler, gerçekten, bir askeri yönetimi seçimlerden sonra da sivil bir görüntü altında sürdürme özlemini yansıtıyor ise ortada çok ciddi bir durum var demektir. 4. MGK'nin kendisıni, 79 sayılı kararı almaya yetkili veıddıalanmherhangibir soruşturmaya gerek göstermeyecek kadar "subuta ermiş" saydığı anlaşılmaktadır. Avrupa'da 700 yıl önce Magna Carta Habeas Corpus ile guvence altına alınan temel hakların Turkıye'de 1983 yılında ihlal edılmesi karşısında hakları ihlal edilenlerın bıle bu duruma ıtiraz edememelerı gıbı bir ayıptan ülkemi korumak ıstedım. Gücüm bu kadanna yettı. Saygılarımla, Deniz Baykal 12 Ağustos 1983 Menteşe'den MGK'ya: Kanunda yazılı olmayan suçu MGK ihdas etti 79 sayılı kararın verilişi ve açıklanışına kaynak teşkil edecek hüküm sadece 1876 Osmanlı Anayasası'nın 113. maddesinde yer almış ve padişaha sürgün hakkını bahşetmiştir. # ^ m Genel Sekreteri Nahit Menteşe, Zincirbozan'dan 8 Eylül 1983 tanhinde Milli Güvenlik Konseyi Başkanlığı'na gönderdiği dılekçesinde özetle şöyle diyordu: Milli Güvenlik Konseyi Sayın Başkanlığı'na, Ankara, Milli Güvenlik Konseyi'nin 79 sayı ve 31 Mayıs 1983 tarihli kararı gereğince, 2 Haziran 1983 günü saat 16.30'dan itibaren Zincirbozan Askeri Ussü'nde tutuklu bulunmaktayım. Kararda Çanakkale'de ikamete tabi tutulacağımız tebliğ edilmiş olmasına rağmen fiili durum; süresiz ve yargısız bir hapis cezasının infazı şeklinde sürmektedir. Hak ve adalet duygusundan mahrum bulunan bu kararın basın yolu ile veya herhangi bir şekilde tarafmızdan ve başka kişiler tarafından eleştirilmesi yasaklanmış bulunmaktadır. Kişi hak ve hürrıyetlerinin, devletin himayesi altında bulunması, Milli Hukukun ve altına devlet olarak imza koyduğumuz Milletlerarası İnsan Hakları Sözleşmesi'nin vazgeçilmez bir şartıdır. Üzülerek ifade etmeliyim ki, 79 sayılı karar cumhurıyetımizin ve devletimızin temel yapısından bir sapma olarak tespit olunmuştur. Milli Güvenlik Konseyi millete yaptığı taahhüt AP oruşturma sonucunda, 28 Aralık 1983 tarih ve 1983/350 sayılı karanyla lstanbul Sıkıyönetim Askeri Savcılığı "Kovuştnrmaya yer olmadığına" karar verdı. Hâkim Albay Hanefi Önciil imzasını taşıyan "Kovustunnaya yer yok" kararında aynen şöyle denildi: "Yapılan soruşturma sonunda, Milli Güvenlik Konseyi'nin 79 numarah karanyla Çanakkale Boğaz Komutanlığı nezaretmdeki Çanakkale Zincirbozan Müfreze Komutanlığı 'nda ikamete tabi tutulan sanıklar Hüsamettin Cindoruk, Mehmet Gölhan 'ın MUU Güvenlik Konseyi Başkanlıtı 'na hitaben yazmıs olduklan müsterek dilekçelerbıde, sanıklar Yıglt Köker, f incirbozan'da bulunanlann haklannda herSun Atalay, Metin Tüzün ve Nahangi bir mahkeme karan yoktu. Bir yargılama yokhit Mentese'nin MUli Güvenlik tu. Bu nedenle dilekçe hakkını kullanmak istediler. Konseyi Bafkanüğı 'na hitaben ayAnayasaya dayanarak. önce 45 gün beklediler. Çünn yan yazmıs olduklan dilekçelekü, 45 günlük süre Sıkıyönetimin gözaltı süresi olartnde Milli Güvenlik Konseyi'nin rak değerlendirilebilirdi. 45 gün geçtikten sonra ora79 sayılı karanm eltştirdikleri ve bu suretle 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu'nun 16.1. maddesini ihlal ettikleri iddiasıyla haklannda soruşturma açumıs ise de MUU Güvenlik Konseyi'nin 79 sayılı kalere ve 7 Kasım 1982 tanhinde REFERANDUM soran gereğince Çanakkale Zincirnucu yürürlüğe giren anayasanın lafzına, ruhuna, bozan Müfreze Komutanlığı'nda özüne aykın bir karar almıstır. Bizatihi parti yöneikamete tabi tutulan sanıklann ticisi olmak kanunlarımızda suç olmadığı halde, Milli Güvenlik Konseyi Başkanlı"Kanunsuz Suç olmaz", "Kanunsuz Ceza Olğı 'na sunubnak üzere Zincirbozan maz", "Hiç Kimse Yargılanmaksızın CezalandıMüfreze Komutanlığı'na vermis rılamaz" kuralları göz önüne alınmaksızın kamu olduklan dilekcelerm usulüne uyhaklarımızın kısıtlanması geçici 4. madde ile anagun olarak silsile yoluyla yetkili yasa hükmü haline getırilmiştir. Bu yetmiyormuş komutanlığa sunulması ve isleme gibi, 79 sayılı kararla Zincirbozan'a hapsedilmek konulması, anayasanın 74. madsuretiyle 1982 Anayasası'nın ihlali ile karşılaşılmışdesi gereğince sanıklann dilekçetır. Yürürlükteki anayasanın 9. maddesi, "Yargı lerinde Zincirbozan'daki kendi yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemedurumlan hususunda Milli Gülerce kullanılır", 38. maddesi ise, "Ceza ve cevenlik Konseyi'ne başvurma hakkıza yerine geçen güvenlik tedbirieri ancak kanunnı kuUanmıs obnalan, Anayasa ve la konulur" demektedir. Anayasa referandum soyasalar karşısında müracaatlannnucu yürürlüğe girmiş ve önsozünde yazıldığı gida savunma niteliğinde bulunan kişisel görüşlere yer vermiş bulunbi "Türk milleti tarafından, demokrasiye âşık Türk malan, sanıklann bu müracaatlan evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve nedeniyle Milli Güvenlik Konsetevdi" olunmuştur. Bir diğer deyişle, milletin üsyi'nin 79 numarah karannın baştün iradesı bu anayasaya yürürlük kazandırmıştır. ka kişiler tarafından eleştiriimesini Anayasa ÜST kanun olmuştur. 79 sayılı karar, öz sağlayıcı bir eylemde bulunmamış ve biçim yönünden bir yargı kararıdır. Kanunda yaobnalan ve Milli Güvenlik Konsezılı olmayan suçu ve cezayı Milli Güvenlik Konseyi'nin 79 saydı karanm eleştirmek yi ihdas etmiş, bizleri mahkum etmiştir. kasdı ile hareket etmemis bulunMilli Güvenlik Konseyi bu kararında Çanakkamalan hususlan gözönüne aundıle'de tutuklu kalacağımız süreyi de belli etmemişğında, 1402 sayılı kanunun 16/1. tir. maddesini ihlal suçundan unsurla79 sayıiı kararın verilişi ve açıklanışına kaynak nnın ouışmadığı ve sanıklar hakteşkil edecek hüküm, sadece 1876 Osmanlı Anakında savcıhğımızca kamu davast yasası'nın 113. maddesinde yer almış, padişaha ikamesi için yeterli delil ve sebep sürgün hakkını bahşetmiştir. Bu hüküm, Kanunu bulunmadığı netice ve kanaatute Esasi'nın 1908'de yeniden yürürlüğe konması havanlmıştır. disesi olan II. Meşrutiyet'in ilanındadahi münakaBu nedenlerle sanıklar Hüsaşalara sebebiyet vermiştir. mettin Cindoruk, Mehmet GölAnayasanın 9. maddesi "yargı yetkisi, Türk milhan, Yiğit Köker, Sırn Atalay, leti adına bağımsız rnahkemelerce kullanılır" deMetin Tüzün ve Nahit Menteşe'mektedir. Yargı yetkisi, yani ceza verme yetkisi milye musnet Milli Güvenlik Konselet adına sadece yargıya ait bir yetkidir. Hiçbir şeyi'nin karanna aykın hareket etkilde bu yetkinın başka bir organca kullanılması mek suçundan dolayı 353 sayılı mümkün değildir. 2324 sayılı kanunun 6. maddeAskeri Mahkemeler Kuruluşu ve sındeki Milli Güveniik Konseyi'nin yayımladığı bilYargılama Usulu Kanununun 105 diri, karar ve kanunların, 1961 tarih ve 334 sayılı ve 107. maddeleri gereğince, KOanayasayı değiştirme yetkisi 1982 tarihli anayasa VUSTURMAYA YER OLMAiçin de geçerli midir? Buna verilecek cevap kesinDIĞINA KARAR verildL " likle 'hayır'dır. Milli Güvenlik Konseyi, yetkili bulunmadığı bir cezayı Çanakkale Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı ve emrindeki görevlilere uygulatmaktadır. Burada kanunsuz bir emır bahis konusudur. Saygılarımla. Nahit Menteşe 8.8.1983 Dilekçe lınkkım knllanıyorlar... z YAREV: Özal için Amerikalılarııı ilgine girişimi ve Wall Street Journal'daki yorvun...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle