20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nı Şevket Kazan ile Prof. Sulhi Dönmezer 1974 affının sonuçlan hakkında herhangi bir döküm bulunmadığını belirtiyorlar. Yani, aftan yararlanmış kaç kişinin teröre karıştığı devletçe bilinmiyor. Ama Paris'teki ERMENl DAVASINDA dinlenen ve günlerce dillerden düşmeyen uzman tamğımızın 1974 affmdan yararlandığı biliniyor. O halde, eğri oturup doğru konuşmak, tozu dumana katmadan soruna yaklaşmak gerekiyor. Düşünce suçlan ve siyasal içerikli suçlar demokrasiyle bağdaşmaz. Kendine demokrasiyim diyen bir yönetim bu kambunı tasıyamaz. Kabul edelim ki, af demokrasimizin demokrasi olmasını sağlayacaktır. Başbakan Batı'da bu kadar af çıkmıyor derken yalnız sonuca bakıyor. O sonucu doğuran nedenleri görmezlikten geliyor. Evet, çok sık af çıkmamalıdır. Bu doğrudur. Ama siyasal içerikli suçlar ve düşünce suçlan nedeniyle de kimse cezaevinde kalmamalıdır. ANAP SCSAV VERtYOR Başbakan özal ve ANAP bir yol aynmındadır. Bakalım ne yapacaklar, ne kadar liberal olacaklar? Aftan geri dönmek artık olanaksızdır. Seçim bildirgesine dayanmak, sorunu çözmez. Af öylesine çok konuşuldu ki, bir zorunluluk oldu. Tam iki yıldır onbinlerce insan bu umudu yaşıyor. Onlann beklentilerini söİcüp atamayız. Sonra, büyük sorunlar yaratmış oluruz. Bir Başbakan bunu görmek durumundadır. İnsanlan hep buna hazırladığımızı yadsıyamayız. Başbakan'ın söylediği gibi, kısmi bir af çıkanp anayasanın 14. maddesine sarılmak da ANAP'ı kurtaramaz. Başbakan 84. maddeyc ilişkin bir soruyu cevaplarken ben hukukçu degilim diyor. Ama konu affa gelince anayasadaki sınırdan bahsediyor. Peki, kendileri hukukçu olmadığına göre, bu sorunu nasıl kestirip atabiliyor? Hemen belirtelim ki, afla ilgili takdir ANAP'ın takdiri olacaktır. Anayasanın 14 ve 87. maddelerine dayanmak sadece bir bahanedir. Söz konusu maddeler bu konuda kesin sınır koymamış, takdir hakkını Meclise bırakmıştır. Eğer, anayasa kesin sınır çizmeyi düşünmüş olsaydı, af çıkanlamayacak suçlan teker teker sayardı. Nitekim, 1961 Anayasası'nın (sonradan değiştirilen) 131. maddesi açıkça orman suçlan için affı yasaklamıştı. 1982 Anayasası'run 14. maddesi bunu yapmarnıs, sadece genel bir yaklaşım çizgisi çizip bırakmıştır. Meclis bu yaklışımı kendi demokrasi anlayışıyla yoğurup yorumlayacaktır. Dikkat edilirse, 14 ve 87. maddeler TCY'nin herhangi bir kitabını, babım, yahut faslını yasak smın içine almıyor. Oysa, aynı anayasanın siyaset yasağını düzenleyen geçici 4. maddesi "TCK'nun ikinci kitabımn birinci babında yer alan devletin şahsiyetine karşı işlenmiş cürümlerden... kamu davası açılmış olanlar" diyerek kesin bir sınır çiziyor. Anayasalar abesle uğraşmayacağına göre, siyaset yasağı bakımından sınırın kesin olduğunu, ama af yasağı bakımından takdirin Meclise bırakıldığını kabul etmek gerekiyor. Yani, Meclis 14. maddeden esinlenerek af dışı bırakılacak suçlan kendisi belirleyecektir. Zaten, 87. madde 14. maddeye yollama yaparken "fıil" deyimini kullanmıştır. Bu da düşünce suçlan açısından Meclise takdir hakkı tanındığını kanıtlamaktadır. Üstelik, Anayasanın 2. maddesi Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu belirtiyor. O halde, tüm demokrasilerdeki gibi, Türkiye1 mizde de insanların düşüncelerinden dolayı zindanlarda çürütülemeyeceğini kabul etmek gerekiyor. Demek ki, afla ilgili takdir ANAP'ın takdiri olacaktır. ANAP anayasanın 14. maddesine çizilen genel yaklaşım çizgisini kendi demokrasi anlayışı ile yorumlayıp uygulayacaktır. Nitekim, biz daha seçimlerden önce, iktidar olabilecek partilerden MDP yahut ANAP'm söz konusu maddeleri affa engel sayacaklarını anlatmaya çalışmıştık. Şimdi, bu durumla karşı karşıyayız. özal sorunu iyi anladığı içindir ki, aftan vazgeçmeyi düşünüyor. Yani, sınırlamanın suçunu anayasaya yükleyip bırakamayacağmı biliyor. Çünkü, bu değerlendirmeden ayn olarak, cezalann ertelenmesi, yargılamalann ertelenmesi, şartlı salıverme oranlannın yükseltilmesi önerileriyle karşüaşacağım ve bu önerileri anayasa engeliyle cevaplayamayacağını görüyor. Onun için aftan vazgeçerim olur, biter diyor. SONUÇ Sonuç olarak, 14 maddenin af konusunda Meclise takdir hakkı tanıdıgını yineliyoruz. Ve özellikle düşünce suçlanyla siyasal içerikli suçlann affı zorunlu kıldığını belirtiyonız. Kullanılan takdirin ANAP'a ait bir takdir olacağjnı söylüyoruz. Hem aftan geri dönüîmesini, hem de siyasal suçlan içermeyen bir affa gidilmesini toplumumuz için, demokrasimiz için sakıncalı görüyoruz. Af bir sınavdır, ANAPın çağdaşlık ve liberallik ölçüsü bu sınavla ortaya çıkacaktır diyoruz. 19 EYLÜL 1985 Af Bir Çıkış Y oludıır Hem afian geri dönüîmesini, hem de siyasal suçları içermeyen bir affa gidilmesini toplumumuz için, demokrasimiz için sakıncah görüyoruz. Af bir sınavdır, ANAP'ın çağdaşlık ve liberallik ölçüsü bu sınavla ortaya çtkacaktır diyoruz. PENCERE • •• İzmir'den okurum Hamdi Biberoğlu'nun TV'deki laiklik açtkoturumlarına ilişkin mektubunu bir sözcüğüne bile dokunmadan yayımlıyorum. "Hilafet yeşili dağarcıklarındaki ilim kırıntıları ve somun büyüklüğündeki umutları ile televizyonda "arzı büst" eyleyen sosyolog, filolog, demagog, teolog vs. görüntüsü; bir Ortadoğu ülkesinin televizyonunda her perşembe gecesi ekrana getirilen ' 'DarEIFen'' isimli programı hatırlattı. Pahalı gri kumaştan pantolon, pahalı lacivert "bleyzer" tipi ceket, pınl pırıl gömlek ve cınl cınl kravat. Kafada fes ve elde tef.. önlerinde mükellefbir arak sofrası. Bir iki kadeh partattıktan sonra gruptan birisi vecde gelüp: "Bizim Jebelde intişar eden güllerden.. Daha güzeli çıkamaz başka ellerden.." gibisinden ve bilmem ne makamından bir hezeyan üfürdükte, ötekiler teflerini zıplatarak ve feslerini sağa sola hoplatarak: "Vallahi de çıkmaz, Billahi de çıkmaz..'' diye havan dövücüye "hınk" derlerdi.. TRT'deki "DarEIFen 1985" programı tabii bu kadar eğlenceli değildi. Program, miliet alfabesinin ilk çıktığında kullanılmasına özen gösterilen, yarı ıtalik, yarı laJk el yazısı türünden bir hüsnühât ile bezenmiş ise de yazının fonundaki renk abestir, çünkü efendim bu ahvalde lacivert kullanılamaz; zira ezeli düşmanımız Matta Şövalyelerinin haç rengidir. Programı tertib, tasvib, tensib ve arzedenierin, güzelim yeşil ve yemyeşil renkler var iken ve bunun özel nüansı bu kadar iyi bilinirken, laciverde meyletmeleri anlaşılamamıştır. Mamaafih, fazla müşkülpesend olmağa hakkımız yoktur. Zira bu kadar kusur, yokluğunun acı acı hissedildiği anlatılmağa çalışılan Şer'iye mahkemelerinin kadılannın kerimei kemteranelerinde de bulunabilir ve de esasa tealluk etmez, tefarruattandır. Esas olan ise, programın özüdür ki bilene ve bilmeyene, şu tarihi, ilmi, pedagojik, sosyolojik, vs. gerçekleri, itiraf etmek lazım ki, hem de ilk defa ilan eylemek mazhariyet ve şerefini kazanmıştır: Her türiü dini taassubdan uzak bulunan Osmanlı Devleti, arada sırada bazı sapık dinlerin tapınaklarını "tahvil" eylemiş; üç aylı bayrağı yanında şimdileri dolar babası bir muhterem devletin bayrağını oluşturan yeşil zemin üzerine altın yazı ile işlenmiş alemler kullanmış; komşusu Acem Şahını dahi haklı veya haksız yere dinsizlik ve dini sapıklıkla suç/ayıp def'aten "Laiklik uğruna" tedip eylemiş; nerede tasvir ve resim gibi hezeyanlar, çıplak heykel gibi günahkâriıklar bulduysa icabma bakmış; iaa Nil kenarlanna kadar asker sürüp Hilafeti, işaretleri, seyyiat ve sevabı ile birlikte Dersaadet'e intikal ettirmiş; Birinci Dünya Savaşı'nda "Jihaaad" ilan edüp, başta çöl bedevileri olmak üzere ne kadar din kardeşimiz varsa gâvurlara katılıp üzerimize "Ya Allah, ya Mustafa" diye saldırtmış;yıkıntıdan Türkü kurtarmağa şitap eyliyenleri dinsizlik ve bolşeviklikle itham edip üzerlehne, İngiliz altını ve Şeyhülislem fetvası ile silahlandınlıp cesaretlendirilmiş haşaratı sevke tereddüd etmemiş laik bir devlettir. Böyle bir devletten bir "Cumhuriyet" çıkarmak yetmezmiş gibi, bir de, sanki evvelden yokmuş gibi "laiklik"diye ortaya çıkmak cehennemin kaçıncı katında biter? Maazallah... Haydi beyler, tefleri alalım ve yallah, bakın neler olacak: Laiklik derslerine girerken takke giyilmesine dair bir program daha gelecek ekranlara. Sokaklarda turist Arap kadınlannı dekolte gezer mertebeye düşüren kara ve yeşil çarşaflar arttıkça çoğalacak. 19 Mayıs kutlanmağa devam edilirse, kız öğrenciler ferace ile ilahiler okuyacak. Camilerdeki hoparlörterin takati, bilmem ne emirinden alınan hibe ile 8000 desibel arttınlacak. Sokaklarda şapka ve kasket gibi "Serpuş Kanunu'na" aykın şeylerle gezenler, evvel ikaz, badeyn darb edilecekler. Turistler anlasın diye sağa, sola, yukarı, aşağı, ileri, geri her yerde belirmeğe başlayan Arap harflerini tedris çun dershaneter açılıp, ilk fırsatta medreseye dönüştürülecek. Şimdilik turistlere kültür gösterisi olarak tertib ve tanzim olunan semalar, ayinler, dönmeler, okuyup üflemeler bilahare ve ilk fırsatta gulgule haline gelüp, postlar ve babalar, adı saymakla bitmez tarikat ve mezhepler, elbette her şeye müsamaha göstermesi "iktiza eden " laiklik kuralınca alıp başını arşa kadar uzayıp genişleyecek... Ve, sosyologlar, filologlar, demagoglar, nörologlar, teologlar vs. her perşembe akşamı TRT'de "DarEIFen" programına fesler ve teflerle iştirak eyleyüp laikliği güçlendirecekler." • Kimi zaman mizart, ağlanacak halimize gülmemize hizmet eder; halimiz ise hüngür hüngür ağlanacak gibi... DarEIFen TURGUT KAZAN İstanbul Barosu Avukatlarından Anlaşılan o ki, Başbakan özal lann affı düşünülüyor. Ve bizzat aftan vazgeçmek istiyor. tlkin yaşadığınuz dönemde 1960, 1971 Batı'da bu kadar af çıkanimadı siyasal olaylarından sonra yine af gündeme geliyor. 1960sonrağını söyledi. Sonra, affa ilişkin herhangi bir sözleri bulunmadı sı bütün bir Meclis cezaevindeğını belirterek, anayasadaki sınır dir. 1971 sonrası birçok düşünür, lamaya değindi. Ve ancak "kıs yazar^gazeteci ve politikacı hapsedilmiştir. Doğan huzursuzluk mi bir affın mUmkün olduğunu" dile getirip bunu da çok düşün yeni bir affı konuşulur hale getirmiştir. Şimdiki durum da aymemiz gerekir dedi. özal ve nı durumdur. ANAP konuyu düşünedursun, Kısacası, bizde çıkmış aflann biz öne sürülen yeni gerekçeleri çokluğunu saptamak yetmiyor. tartışmak istiyoruz. Nedenini de anlamak gerekiyor. BtZE ÖZGÜ DURUM Evet, sık sık affa başvurulmuşEvet, toplumumuzda çok sık tur. Ancak bu sonucun bir geaffa başvurulduğu doğrudur. .reksinimden doğduğu açıktır. Ne Batı'da aynı yol bizdeki gibi kulyapalım ki, sık sık olağanüstü lanılmamıştır. Ama bu sonucun dönemler yaşıyonız. Batı'da bu kendimize özgü politik ve hukadar af çıkinaz, ama sosyalist kuksal nedenleri vardır. Ülkebir partinin yöneticisi olmak, mizdcki siyasal çalkantılar, özeldernek kunnak, sendikacılık likle olağanüstü dönemlerde düşünceleri yüzünden daha çok in yapmak, bir şiir yazmak da suç sayılmaz. Üstelik, genel suçlar sanın mahkumiyetini getiriyor. bakımından cezalarımız çok Ve sonuçta çıkış yolu olarak af gündeme giriyor. Çünkü, söz ko ağırdır. Iş yoğunluğu yüzünden adli yalnış oranı yüksek olmaknusu mahkumiyetler toplumun bağnnda kanayan bir yara hali tadır. Ve uygulamadaki güçlükne geliyor. Toplum o yarayı sar ler dolayısıyla cezamn iyileştirici özelli kalmamaktadır. Bu nemak istiyor, onarmak istiyor. denler de affı zorunlu kılmaktaGerçekten, 2. Meşrutiyetten dır. beri aynı çizgi izleniyor. Gerek nmumi af iradeieri, gerekse ya DÜŞÜNCE SUÇLARI sal düzenlemelerle siyasal suçlaHemen belirtelim ki, ülkemizde ra çözüm aranıyor. Sonra, Cum düşünce suçu vardır.siyasal içehuriyetle birlikte aynı durum sü rikii suç vardır. Bunlar yoktur rüp gidiyor. 19.111921 gün ve deyince yok olmuyorlar. Askeri 170 sayılı, 13.2.1924 gün ve 412 Yargıtay Daireler Kurulu sayılı, 16.4.1924 gün ve 487 sayı (12.2.1982 gün ve 24/23 sayüı kah yasalarla hep siyasal bazı suç rar) "cemiyete girme suçunu, cemiyeti kurma suçu gibi düşünce suçu" sayıyor. Aynca, TCY'nın 9. maddesi siyasal suçlardan söz ediyor. Ve cezalann infazına dair tüzügün yeni 77. maddesi "siyasal suçlulann" diğer gnıplardan aynlacağını belirtiyor. Yani, ülkemizde siyasal suçlann varlığı apaçık kendini gösteriyor. Ve demokrasimiz kendini bu suçlardan kurtaramadıgı için, af bir çıkış yolu oluyor. Sırf demokrasinin yaralannı sarabilmek bakımından af gereksinimi doğuyor. Hepimiz bu dunımu doğru anlamak zorundayız. Affa girebilecek suçlar, affa giremeyecek suçlar aynmını iyi yapmalıyız. Unutmayalım ki, her suç devlete karşı işlenmiş sayüır. Kişilere yönelik olanlan serbest bırakıp devlete yönelik olanlan tutmak huzursuzluğu artınr. Üstelik, böyle bir yol çağdas düşünceye aykın olur. Bugün tüm Batılı hukukçular önce siyasal suçlar için affı gerekli görüyor. Biz, bunun tam karşıtını yapamayız. Pişmanlık Yasası'yla eli kanlı canileri bırakıp düşüncelerinden dolayı hapsedilmiş insanlan iceride tutamayız. Bu konuyu tartışırken 1974 affına ilişkin suçlamalan bir yana bırakalım. Söz konusu affın teröre kaynaklık ettiği yolundaki görüşlerin bilimsel değeri yoktur. Nitekim, zamanın Adalet Baka OKtVY AKBAL EVET/HAY1R * Özal'ın GrtGel'leri Danışma Meclisi Erzincan üyesi, emekli Kurmay Albay A. Baki Cebeci'den aldığım mektunu okurtanma sunmakta yarar görüyorum: "Anımsayacaksmız, eski Genelkurmay Başkanhğmdan ve 1961 TemscHcHer Meclisi Başkan emekli Orgeneral Kâzım Orbay, kontenjan senatörü bulunduğu ve kanserden yatağa düştüğü günlerde, kendisine Londra'da tedavisi için hükümet adına öneride bulunulduğunda, hiç düşünmeden şu yanıtı vermiştir ' Ben 78 yaşındayım, bu yaşta bir insan için devlet bu kadar masrafa sokulmaz hiç ısrar etmeyin.' (Koçaş Sadi, Atatürk'ten 12 Marfa, sahife 12146). Mareşal Fevzi Çakmak da sanınm 192Tde, Atatürk'ün emirlerine karşı çıkmayarak, tedavi için gitVği Avrupa'dan dönüşünde, harcayamadığı 16 bin lirayı hazineye geri vermiştir. Bunlar her zaman örnek ve ibret alınacak erdemlik olaylandtr. Gözlerimizi sayın Özal'ın katarakt ameliyatı için ABD'ne şişkin bir kadro ile gitmesi olayına çevirdiğimizde şu sorular beliriyor ve yanıt bekliyor: 1) İki Cumhurbaşkanımız, yıilarca önce söz konusu göz ameHyatını Türk hekimlerine yaptırmış. (Saym inönü ve Sunay). Aradan geçen zaman içinde bu uzmanlık dalı daha da gelişmisken özal'ın Amerika'da ameliyat olma isteğini Bakanlar Kurulu nasıl onaylayabilmiştir?. 2) Bu ameliyat tekniğinin Türkiye'de gelişmediğini raporia befgeleyen Sağiık Kurulu, Türk tıbbını haksızca nasıl itham edebilmiştir? Kaldı ki, daha bir ay önce televizyonda bir Türk profesörünün basarılı katarakt ameliyatı açıklamalı olarak gösterilmiş*"* Ozal hükümeti kadar yurt dışı geziler yapan başka bir hükümet görülmedi. Burası kesin mi kesin! Başta Sayın Özal olmak üzere bütün bakanlar iki yıla yakın bir süre içinde kaç kez gezilere çıktılar, hesabım tutmak bile güç!.. Bütün bu geziler, ki kimileri cümbür cemaat yapılmıştır, eşler, dostlar, arkadaşlarla; ne kazandırmıştır acaba ülkemize, ulusumuza? Harcanıp giden milyonların yerine milyon konulmuş mudur bu gezilerin sonunda? Atatürk bir kez bile yurt dışına çıkmadı. Herkes, ona gelirdi. İnönü, Başbakanlığı'nda Rusya, Italya dışında bir yere gitmedi; Cumhurbaşkanı iken bir kez Kahire'ye grtti. Menderes'in dış gezileri sayıltdır. öteki bakanların, Başbakanların yurt dışına gidiş gelişleri de bir elin parmak sayısını aşmaz. Bir Dışişleri Bakanları sık sık, görev gereği yurt dışı toplantılara katılırlar, ama öteki bakanlar iki yıldır gördüğümüz çoğunlukta dış gezilere çıkmazlar, çıkmamışlardır. Danışma Meclisi üyesi, emekli kurmay albay okurum haklı olarak soruyor Kâzım Orbay'ın 'Devlet benim için masrafa sokulmaz1 deyişinin önemini şimdiki yöneticilerin anlayıp anlamadığını... Mareşal Çakmak harcamadığı dövizi Hazineye geri vermiş... İnönü ve Sunalp ameliyatlarını Türk hekimlerine yaptırmış... Peki, özal'ın ne gibi bir üstünlüğü, bir ayrıcalığı var ki milyonlar harcanarak ABD'ye gidiyor burda yapılacak göz ameliyatı için? Sayın Cebeci'nin düşünmediği, belki de düşünmek istemediği bir konu var: O da Başbakanımızın ABD'ye yalnızca göz tedavisi' için gidip gitmedigidir... Gerçi eşinin de bir ameliyattan geçirildiği söyleniyor, ama bunların hepsinde daha önemli birşey var. Özal'ın ABD'dekitemasları... Bu temaslar gizli kalmıstır. Kendisine ne gibi öğütler verıldiği, Türkiye'de yapılacak yeni uygulamalaria ortaya çıkacaktır Göz ameliyatınm böyle temaslara güzel bir olanak sağladığı ortadadır. Dosya No: 1982/2082 Satılmasına karar verilen gaynmenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: llçemiz Müftü Mahallesinde tapunun pafta 10, ada 405, parsel 650'de kayıtlı ipotekli taşınmaz 1 bodrum kat. bodrum katlı asma kat, bir zemin kat, zemin katlı asma kat ve 3 normal kat olmak üzere toplam 5 kattan müteşekkildir. Bodrumkat bodrum katlı asma kat depo olarak zemin katlı asma kat, dükkân büro olarak bir normal kat ise işham olarak iki normal her bir katta iki daire olmak üzere dört daire olarak kullanılmaktadır. lşbu gayrimenkulün bilirkişi beyanı vechile toplam değeri 56.986.122,43 TL.'dır. Binanın imar durumu ile ilgili bilgi dosyasında mevcuttur. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Satış 25/10/1985 günü saat 14.00'ten 14.30'a kadar Karadeniz Ereğli tcra Dairesi'nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin Vo75'ni ve rüçhanlı alacakhlar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıramn taahhüdü baki kalmak sartiyle 4/11/1985 günü aynı yerde saat 14.0014.30'a kadar ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu anırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağıru ve satış masraflarım geçmesi şartiyle en çok arurana ihale olunur. 2 Artırmaya ışıirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %10'u nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar tnilli bir bankanın teminat mektubunu verrneleri lâzımdır. Satış peşin para Uedir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Dellâliye resmi ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergıler satış bedelinden ödenir. 3 Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ( + ) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanagı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır, aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkca paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse 1cra ve Iflas Kanununun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve 7ol0 faizden alıcı ve kefılleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verıldiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilır. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayilacakları, baskaca bilgi almak isteyenlerin 1982/2082 sayılı dosya numarasiyle memurluğumuza basvurmaları ilân olunur. 8/9/1985 ( + ) tlgililer lâbirine irtifak hakkı sahipleri de dahüdir. Gayrimenkule taktir edilen kıymetin ikinci ihalesinde % 50'nin altında bulunduğu takdirde, ihale yapılmayacaktır. Basın: 11581 GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA tLANI KARADENtZ EREĞLİ tCRA MEMURLUĞU'NDAN BU FIRSATIKAC1RMAY1N! CEKİ1İ$SİZ,KURASIZ BUGÜN AUN, BUGÜN SEYREDİN. 19.500 T L peşin 19.500 T L taksitie (15 ay) PROFİLOSABA 4 | SİSTEM (Pal/Secam/NTSC4 43/NTSC3.58) Türkiye'nin en gelişmiş televizyonunu hemen alın, yann televizyonunuzu değiştirmek zorunda kalmayın. İLAN KONKORDATO KOMİSERLİCİ'NDEN Ankara Kıbrıs Cad. No: 44'te konfeksiyon işi ile iştıgal eden borçlu Osman Kalkan'a Ankara lcra Hâkimliği'nin 26.7.1985 tarih ve 1985/1184 1184 sayılı kararı ile iki aylık konkordato mühleti verilmişdi.Bu kerre Komiserliğin talebi üzerine mühlet aynı Hâkimliğin 11.9.1985 tarih ve aynı sayılı kararı ile 26.9.1985 tarihinden itibaren iki ay daha uzatılmıştır. Bu sebeple konkordato teklifini müzakere etmek üzere, alacakların 12.11.1985 günü saat 18.00'de Ankara lcra Hâkimliği kaleminde toplanmaJan ilan olunur. Basın: 23966 BAŞSAGLIĞI Gazetemizin Diyarbakır muhabiri arkadaşımız Ziya Aksoy'un annesi HAYRİYE AKSOY vefat etti. Merhumeye Tanrı'dan rahmet, arkadaşımıza ve ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI Sevgili kızımız, kardeşimiz ablamız, İLAN Izmir Devlet Senfoni Orkestrası'na, 7 Ekim 1985 tarihinde aşağıdaki bölümlere sınavla sanatçı alınacaktır. İlan olunur. SINAVLA SANATÇI ALINACAK BÖLÜMLER: Keman, Viyola Contrabas Obua, Fagot, Korno, Trompet, Trombon, Tuba, Vurmalı Çalgılar. Orkestra Sınavına gireceklerin aşağıdaki şactları taşunası gerekmektedir: 1 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin (A) bendinde belirtilen genel şartları taşımak. 2 Resmi veya Özel konservatuvarlardan veya müzik bölümü bulunan okullardan mezun olmak veya özel müzik öğrenimi görmüş olmak. 3 Adaylar, aşağıdaki belgeleri bir dilekçeye ekleyerek sınavdan üç (3) gün önce İzmır Devlet Senfoni Orkestrası Müdürlüğü'ne verirler: a) Adayın el yazısı ile yazılmış, en çok iki sayfalık öz geçmişi, b) 12 adet vesikahk fotoğraf, c) Noterlikten tasdikli nüfus tezkeresi örneği, d) Noterlikten tasdikli diploma örneği, e) Doğruluk kâğıdı. f) Askerlik belgesi, g) Sağiık raporu. Basın: 23883 TURİZM SUNAR UIL Her hafta «ohu kesin hareket özel otobüs Toplu Konut Kredisi ile K. Maltepe Bağdat Caddesi'ne cepheli arsamızda yakında başlayacak inşaatlar için az miktarda üye alınacaktır. DUYURU 20.5.196310.9.1985 (ODTÜ Matematik 3) elim bir trafik kazasında yitirdik. Dostlar sağolsun. SELİME UÇAR'ı Babası: BAHRİ UÇAR Annesi: FATMA UÇAR Ablası: NİHAL UÇAR Kardeşleri: MEHMETAYŞEN UÇAR MARMARİS MARTI HOTEL 79.000. (Y.P.) MARMARİS ATLANTİK OTEL 48.000. (Y.P.) METEM YAPI KOOR Pamukbank üstü 155/118 K. Maltepe Tel: 352 68 49 ÇAPA DERSANESİ İyi daktilo bilen bayan sekreter alınacaktır. 521 22 10 525 01 87 ÂIİLLA ŞOFÖR OKULU Türkiye'de tek. Eğitün ve öğretimde tek. Uzman bayan kadrosuyla tek. Disiplin ve ciddiyetiyle tek. Ücrette çok ucuzluğuyla tek. Flndıkzade/tst 523 79 11 ÎCRA VE İFLAS KANUNU'NUN 219. MADDESİ GEREĞİNCE TASFİYEYE BAŞLANILMASI VE İFLASIN AÇILMASI HAKKINDA Dosya No: 1984/107 Müflisin hüviyeti ve ikametgâhı: OSMAN TAVUKÇU (TAVUKÇUOGLU) Pazar sokak No: 11 YakacıktSTANBUL. Iflasın açıldığı tarih: 27.11.1984 günü saat 14.35'ten itibaren. İstanbul 2. Iflas Memurluğu'ndan: İstanbul Asliye 2. Ticaret Mahkemesince iflasına karar verilmiş olan yukanda isim ve adresi yazılı Müflis hakkındaki tasfiyenin şimdilik adi sekilde icrası tensip kılınmış olduğundan: 1 Müfliste alacaklı olanlarla, menkul ve gayrimenkulleri üzerinde istihkak iddiasında bulunanlar, ilandan itibaren (bir ay) içinde İstanbul 2. Iflas Memurluğu'na yazılı olarak alacak ve istihkak iddialannı kaydettirmeleri ve delillerini (Senet, Defter Hülasası vesaire)nin asıl veya musaddak suretlerini tevdi eylemleri. 2 Bunlar hilafına hareket cezai mesuliyeti müstelzinı olmak üzere müflise borçlu olanlar varsa, bunlar da aynı müddet içinde kendilerini ve müflise verecekleri mal veya para miktarlannı bildirmeleri. 3 Müflisin mallarını her ne suretle olursa olsun ellerinde bulunduranlar, o mallar üzerindeki kanuni haklan mahfuz kalmak şartıyla, bunlan aynı müddet içinde iflas dairesi emrine tevdi eylemeleri ve etmezlerse, makul mazeretleri bulunmadıkça cezai mesuliyete uğrayacakları ve rüçhan haklanndan mahrum kalacakları. 4 25/9/1985 Çarşamba günü saat 14.00'te ilk toplantı yapılacağından, alacaklıların bu toplantıya gelmeleri veya selâhiyetli bir vekil göndermeleri ve aynı zamanda müflis ile müşterek borçlu olanlar veya müflisin borcunu ödemeyi tekeffül edecek olan sair kimselerin de bu toplantıda hazır bulunmalan lüzumu ilan ve tebliğ olunur. 6.9.1985 Basın: 11476 ÖMER TATİL KÖYÜ 48.000. (Y.P.) ÇEŞME ALTINYUNUS OTEL 58.000.den itibaren (Y.P.) ÖREN KESKİN OTEL 43.000. (T.P.) ALANYA ALAADDİN OTEL 46.000. (T.P.) GELİBOLU BONCUK OTEL 40.000 (J.P.) 16110741618226 16122813361660 KUŞADASI İLAN Türkiye Yol, Yapı Insaat lşçileri Sendikası'nın 678 Eylül 1985 tarihlerinde Ankara'da yapüan Olağanüstü Genel Kurulu'nda sendika zorunlu organlarına seçilenlerle ilgili Çankaya 1 No'lu İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'ndan alınan seçim sonuçları aşağıdadır. GENEL YÖNETİM KURULU AsiUer Yedekler Genel Başkan Bayram Meral 1. Cenkal Avar A. Nejat Karaöz 2. Mahmut Demirtaş Genel Başkan Yrd. A. Recai Emre 3. Mehmet Bamyacı Behzat Akdoğan 4. Musa Çelik Genel Sekreter Turgut Ayçiçek 5. Nihat Kümbetlioglu Mali Sekreter Ali Kaya Pirim Teşkilatlandırma Sekreteri 6. Murat Çamuşçu Cengiz Çerezcioğlu Eğitim Sekreteri 7. Kamil Dalgıç DENETLEME KURULU Asiller Yedekler Ali Bayraktar 1. Turan Keskin İ. Hakkı Kasil 2. Bahattin Kıbnsçı • 3. Salih Kılınç Remzi Tekkol DİSİPLÎN KURULU Yedekler Asiller 1. Mehmet Köseoğlu 1. M. Zeki Türkan 2. Zülfikâr Gülpınar 2. Osman Demir Bayraktar 3. Hasan Özşenel 3. Haşim Ersoy 4. Bedrettin Demir 4. Ismail Gündüz 5. Süleyman Altun 5. Ali Alp 2821 sayılı kanunun 9. maddesi uyarınca ilan olunur. T. YOLtŞ SENDİKAS1 YÖNETIM KURULU İLAN FATİH 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİCİ'NDEN 1982/40 Davaa SosyaJ Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü vekili tarafından davalı Bayram Türkkan aleyhine açılan Ecrimisil davasımn yapılan yargılaması sonunda: Mahkememizce verilen esas 1982/40, karar 1984/461 sayılı ve 17.7.1984 günlü karar davaa vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıuy 3. Hukuk Dairesi BaskanlığVnın esas 1985/3852, karar 1985/4154 sayılı ve 6.6.1985 günlü kararı ile de dosyadaki yazılara, karann dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle deüllerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiş olup, davalı Bayram Türkkan'a tebligat yerine geçmek üzere ilan yolu ile tebliğ olunur. 10.9.1985 Basın: 11413
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle