15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EYLÜL 1985 CUMHURİYET/13 'le görüşmemi istemediler. Şimdi çevresiyle temas etmemi istemiyorlar... 1 7 ,lusu, Sunalp'e karşı Turgut Sunalp: Sayın Evren soğukluğunu yakın çevresine belli ediyordu. Bu tutuma bir [tam mutabakatmı belirtti de kulislerdeki "Sunalp bu işi beceremeyecek" sözleri kt mmt oo dakika uırrn cörUsmrdrn sonr» vwıh "^L,.^** " ^ •Sajmı Cumhurha^kuu krndilrrinr âr. tbn Sühln humUrda İMbrl oMucunu vr ftaoı bir muUhalul i^rraiiKİr oMuklannı hrlirtii. b s u n b r diMilrr» dfdi 4<ımwu ır.jimiııı ,t, ı.r.n K * I ^ ırtUlim ,.,, ıur btlian M,illetvekili adaylanna ikinci veto da gelmişti; tam 21 veto. Sunalp bağınyordu, "Bunu bana nasıl yaparlar" diye. Doğan Kasaroğlu, , "Paşam, biz bu işi kaybettik" dedi. Sunalp, "Aynı kanaatteyim, ama bunu sakın kendine bile bir daha söyleme" karşıhğını verdi. vanıuu öı •'»•• eklenince, Sunalp, Cumhurbaşkanı Evren'le ilk "resmi temasını" yaptı. Ve Köşk'ten çıkarken demecini çaktı: "Evren Paşa'nın tam mutabakatı vardır..." Paşa'nın "Mavı Ev"inin geniş salonu "anti Demirelciler^le doluvdu: Mehmet Ünaldı, Yılmaz Hocaoğlu, Ünat Demir, Macit Zeren, İskender Cenap Ege, Sctbri Keskin, Misbah Ongan, Haldun Menteşoğlu. "Biz 135 kişiyiz" diyorlar ve "AP tabanında bizim ağırlığımız vardır'" havasıyla Paşa'ya yaklaşıyorlardı. Demirel eleştirileri salonu kaphyordu. Sunalp, Ankara'da çalışmaya başladıktan bir süre sonra Orduevi'ne taşınmıştı. Ulusu ile görüşüp "görevi devraldıktan sonra" Ahmet Ihsan Kınmlı, Mehmel Yazar geçmişteki çalışmalan kendisine özeılediler. Musa Ögün ile Ertan Karasu ekibe dahil olan ilk üç dört kişi arasında geldi. "Mavi EvM macerası Sunalp'in "Mavi Ev" macerası da öyle başladı. Cinnah Caddesi'nde Kört Ahmet'in kulüp olarak işlettiği ev, şimdi yeni bir partinin kuruluşuna sahne oluyordu. Gerçi Sunalp bu ev konusunda daha sonra uyarılacak ve "başka bir yerde faaliyet göstermesi" istenecekti. Ama ilk anda geniş bir salonu, salona açılan dört odası bulunan bu evin duvarlan her giin Sunalp'in sesiyle çtnlıyordu: "Ciddi, dürüst, seviyeli, Alaiurkçü. sosyal adaletçi, piyasa ekonomisine inanan bir parti kurmak istiyorum." Gelenlere Sunalp daha sonra Kjbrıs'a ilk çıkan asker oluşundan başlayarak, nerelerde komutanbk ettiğini, Moskova'da ataşemiliterlik döneminde komünizmi nasıl öğrendiğini ve gördüğünü anlatıyor; "Dördüncu Ordo'yu ben kurdum" diye devam ediyor ve Kanada'daki büytikelçilik anılanyla noktalıyordu. Adı daha sonraki yıllarda kredi yolsuzluğuna karışacak olan Kemal Horzum'dan araba ve şoför gelmiş, bunun üzerine Yüksek Denetleme Kurulu aradan bir süre geçtikten sonra yönetime bir rapor vererek "Sunalp'in çalıştığı kişilere dikkat elmesini" istemişti. Sunalp'le birlikte çalışanlanm, ona yardım edenlerin kimlikleri dökülmüş ve bazılan hakkında uyanlma gereği doğmuştu. "Mavi Ev" günleri bu nedenle kısa sürecekti. urgut Sunalp Ankara'ya gelişinde doğruca çok güvendigi, eski dostu ve silah arkadaşı Orgeneral Necdet Urug'un evine gitti. Üruğ Paşa, 12 Mart'ta cumhurbaşkanı adaylarından Orgeneral Faruk Gürler'in yeğeniydi. Gürler olayında da Sunalp Paşa, Genelkurmay İkinci Ba>kanı olarak çok çaba harcamıştı. Üruğ, hem dayısına gösterdiği bu yardımı unutamıyor hem de Kıbns'ta birlikte çalıştıkları dönemi sık sık anıyordu. Sunalp, Kıbns'ta komutanken Üruğ ondan bir alt rtitbede kendisine yardım ediyordu. Ulusu'nun parti kurmaktan vazgeçmesi üzerine, çok kişinin üzerinde durduğu Sunalp'in adı Üruğ'un da aklına gelmişti. O dönemdeki Cumhurbaşkanı Danışmanı Emin Paksüt ile Maiiye Bakanı Adnan Başer Kafaoglu da . Sunalp'in aduu Evren'e bir keresinde telaffuz etmişlerdi. T ıo Ama o süre içinde özellikle Danışma Meclisi'nden gelen üyeler ile Ulusu'nun yanında yer almış olan "antiDemireJci" ekibin önde gelenleri hemen hergun "Mavi Ev"e geldiler. Mehmet Ünaldı, Yılmaz Hocaoğlu, Ünat Demir, Macit Zeren, İskender Cenap Ege, Sabri Keskin, Misbah Ongan, Haldun Menleşeoglu salondaki geniş masanın çevresinde oturuyorlar, Sunalp içerdeki tek tek kurucu adaylarla görüşmeler yaparken, onlar da sabahtan akşama dek masanın başında günlük sohbeti sürdürüyorlardı. "Biz 135 kişi\iz" diyorlar ve "AP tabanında bizim ağıriıgımız vardır" havasıyla Turgut Paşa'ya yaklaşıyorlardı. Ardından da Demirel eleştirileri salonu kaplıyordu. tstanbul'dan Ankara'ya gelirken Turgut Paşa Nahit Menlese'yi, lsmet Sezgin'i, Nuri Bayar'ı arayacağını soylemiş, ancak aradan geçen zamana rağmen, kimseyi aramamıştı. Oysa Sunalp'in Ulusu'nun yerine geldiğini öğrendiğinde, Eİemirel "Ne olumlu, ne de olumsuz bir hava almayın, biraz bekleyin" talimatını vermişti. BUrokrasiden ve o sjralarda bir şirketteki görevinden ayrılarak politikaya giren Ertan Karasu, Sunalp'e sordu: Celal Bayar'dan ne beklediniz de göriiştüniiz? Oy verecek yeni neslin çoğunluğu onu bilmez ve tanımaz. 27 Mayıs yapıldığında ben Kıbrıs'taydım. 27 Mayıs'ın yapılış tarzını ve başlıbaşına 27 Mayıs'ı ben tasvip etmedim. Demukrat Parti'yi severim. Celal Bayar bir hareket noktasıdır. Onun için de onu ziyaret etmek lazımdı. Ben de ellim, ama destek isCemedim. AP'lilerle temas etmeyi düşiinmüyor musunuz, bu dısarda bekleyenlerin dışındakilerle. Mesela Demirel'le? Ben yola çıkarken herkesle göriişecegimi söylemiştim. Ama sonradan benim Demirei'le görüşmemi istemediler. Yakın çevresiyle temas edebilirsin, dediler. Fakat şimdi yakın çevresiyle de temas etmemi istemiyorlar. Ayrıca artık ben kendim de istemiyorum. Kullanırlar. İşte bize geldi, partiyi kuramıyor, derler. Evren^le sohbetler Turgut Paşa akşamlan bürodan Orduevi'ne gidiyor, zaman zaman da Çankaya'ya çıkarak Cumhurbaşkanı Evren'le sohbet ediyordu. Çevresine "Ben, Kenan Paşa'yı istedigim zaman görüriim" diyor ve Genelkurmay Başkanlığı'nda birlikte nasıl çalıştıklarını anlaııyordu. Başbakan Ulusu ile de birlikte çalışmalarını aktarıyordu. Ulusu Deniz Kuvvetleri Komutanhğında koramiral rütbesiyle kurmay başkanıyken, Sunalp ikinci başkan olarak gorev yapıyordu. Bunlan anlatıyor, daha sonra konuyu guncelleştirerek, "Ulusu bana 'İki karpuz bir koltuga sıgmıyor, başbakanlık yaparken parti kurmak olmuyor' dedi, şimdi ben kuracağım" diyordu. Bu sözleriyle de Ulusu ile kendisi arasında başlayacak gerginliğin tohumlannı ektiğini herhalde farketmiyordu. resmi göriişme" gerçekleşmiş oldu ve Sunalp Evren'i resmen ziyaret etti. Çankaya'dan çıkarken de "Evren Paşa'nın tam mutabakatı vardır" cümlesini kullandı. Yani dedikodu çıkaran çevrelere "Siz boşuna yorulmayın, ben partiyi kuracağım, üstelik beni de Cumiıurbaskanı Evren onaylıyor" anlamına gelen mesaj vermiş oluyordu. Çevredekilerin Sunalp'e ilişkin farklı özlemleri vardı. Önıeğin Sunalp hiçbir zaman "Ben Türkiye'yi şöyle yönetecegim, böyle işler yapacağım" demiyordu. Tersine "Bana verilen görevi en iyi bir biçimde başarmam lazım" düşüncesini taşıyordu. Yine Kürt Ahmet'in evi... 14 Mayıs 1983 tarihine dek "Mavi Ev"de çalışmalar sürdü. Sonra Tandoğan'da bir ev bulundu. Rastlantı bu ya, orası da Kürt Ahmet'in evi çıktı. Sonra da şimdiki MDP Genel Merkezi olan bina bulundu. Ayda yüz bin liraya tutuldu. Ama bu arada Kemal Horzum'un verdiği araba ve şoförü değişmişti. Okumuş Holding'ten armağan edilen araba gelmiş ve Sunalp'in makam arabası olarak kullanümaya başlanmıştı. Parti kuruluncaya dek, Sunalp hep "Bir milyon liramız var, sonra daha fazla buluruz" diyordu. O aşamada da pek fazla paraya zaten gerek yoktu. Para, asıl örgütlenme sırasında gerekli olacaktı. Partinin kurulmasından sonra özellikle İstanbul Eski Valisi Namık Kemal Şentürk ile Ziraat Bankası eski genel müdurlerinden Davul Akça'nın para bulma konusunda partiye büyük yardımları dokunacaktı. "Mavi Ev" giinlerinde Turgut Paşa gerçekte kimseye söz vermedi kuruculuk için. Partinin kurulmasına çok az zaman kala yaptığı konuşmaları ve izle Sunalp bu işi beceremeyecek Çünkü hemen hemen o günlerde Ulusu çeşitli sohbetlerde Sunalp'e karşı duymaya başladığı sogukluğu dile getiriyordu. Bu karşılıklı tavra birde "Sunalp, bu işi beceremeyecek" sözleri eklenince, kulislerde böyle bir laf çıkınca, Evren ile Sunalp arasında "ilk Ulusu'dan parti kurma görevini devralan Sunalp, Ankara'ya gelişinde doğruca çok güvendiği eski dostu Orgeneral Necdet Üruğ'un evine gitti. Ulusu vazgeçince, Sunalp adı Üruğ'un da aklına gelmişti. Cumhurbaşkanı Danışmanı Paksüt ile Maiiye Bakanı Kafaoglu da Sunalp adını Evren'e bir keresinde telaffuz etmişlerdi. DAR SOKAKTA Yalçın Doğan 12 EylüPlü günleri yazdı innah Caddesi'nde Kürt Ahmet'in kulüp olarak işlettiği ev, şimdi her gün Sunalp Paşa'nın sesiyle çınlıyordu: ''Ciddi, dürüst,seviyeli, Atatürkçü, sosyal adaletçi, piyasa ekonomisine inanan bir parti kurmak istiyorum. " Sunalp Paşa, daha sonra bu ev konusunda uyarılacak ve "başka bir yerde faaliyet göstermesi" istenecekti. Daha sonra Tandoğan 'da bir ev bulundu. Rastlantı bu ya, yeni ev de Kürt Ahmet'in çıktı... nimlerini kâğıda dökmeye başladı. Eski arkadaşlarını sık sık ziyaret etmeyi hiç ihmal etmedi. c Sunalp'ten Cindoruk'a Siz bir Gümüşpala arıyorsunuz! \ Sunalp Paşa: "Bunu bana nasıl yaparlar?'* Tarih, 21 Eylül 1983... Zarfı açıp Usteyi okumaya başlayınca, Turgut Sunalp başını iki elinin arasına alıp yumruklamaya başladı: "Bunu bana nasıl yaparlar, bana bunu nasıl yaparlar" diyor ve iki eliyle kafasını sürekli yumrukluyordu. Yüzü bembeyaz olmuşıu. Hemen bir tansiyon ilacı verdiler kendisine. 18 tane birinci, 21 tane ikinci sıradaki milletvekili adaylarına veto gelmişti. Baştan beri birlikte çalıştığı Ahmet İhsan Kırımlı ile Macit 2>ren vetoluydu. İllerde "sccimi sürtikler" diye düşündüğü isimler vetolanmıştı. Zarf elinden masanın üzerine düştü. "Lütfen beni yalnız bırakın" dedi odaya doluşan kuruculara. Yalnız kalınca bir süre ne yapacağını bilmeden odada dolaştı. İki eli arkada odada bir aşağı, bir yukan dolaşıyordu. Aradan yarım saat geçti, kapıyı açtı, orada gördüğü kuruculara, "Gelin size çay ısmariayayım" dedi. Ankara Oteli'nde kabine kurma geceleri Sunalp, Aydın Bolak'a Devlet Bakanlığını veriyor, Bolak buna güceniyor. Milli Eğitim Bakanlığını istiyordu.1 Ali Bozer, "Ben bu listeye karşıyım" diyor. Memduh Yaşa'ya, Turgut Paşa önce Maiiye Bakanlığını veriyor, ardından "Ha • sr, scn başbakan yardımcısı . olacaksin" divordu. Eğer paratoner arasaydık, burada olmazdık. başına geçmesi önerisini Turgut Sunalp'e 1983'ün Sunalp kızdı: Sizin teklifinizi düşüneceğim. Size evet de deocak ayında götürdü. Ben oynarsam büyük oynanm. miyorum, hayır da demiyorum. Politika yapmaya Cindoruk'la Sunalp, Teşvikiye'de bir akşam yeme Cindoruk katıldı: karar verirsem, gider Ankara'da Sayın Demirei'le ğinde buluştular. Cindoruk: Elbette hakkımz Ama ben size burada, ancak konuşurum. Siz parti var, teşkilat var, lider var, bir Biz sağda bir parti kuruyoruz. Demokrasiye ve genel başkanlık teklif edebilirim. tek partiyi açacağız diyorsunuz ve bana geliyorsuparlamenter düzene inanmış bir parti. Sizi de araSunalp görüşmenin belki de en çarpıcı sözünü söy nuz. Ben yine düşüneceğim. Ankara'ya gidince, doğmızda görmek istiyoruz.. ledi: rudan kendisini aramam. lsmet Sezgin, Nahit Men Sayın Demirel'in bu teklifmizden haberi var Sizin her şeyiniz varsa, neden bana muracaat teşe, Nuri Bayar aracıhğıyla aranm. Bana tekliflernı? ediyorsunuz? Siz bir Gümüşpala arıyorsunuz. rin biri geliyor, diğeri gidiyor. Düşüneceğim, Anka Evet, var. Bizim teşkilatımız var, liderimiz de Siz konuyu küçültüyorsunuz. O anlamda söy ra'da karar veririm. var. Ben size liderlik teklifetsem bu benim boyumu lemedim. Sunalp, Ankara'ya bir süre sonra gidecek, ancak aşar. Liderliği milletler verir. Ama siz bu partinin Siz bir dönemi aşrnak için paratoner arıyorsu Ulusu'nun bıraktığı yerden, dolayısıyla bir başka içine girerseniz, partide kendinizi gösterirseniz, za nuz, siz Gümüşpala arıyorsunuzRAGIP GÜMÜŞPALA: Sunalp için kötü örnekti. partiden politikaya atüacaktı. Ha . üsamettin Cindoruk Büyük Türkiye Partisi'nin man içinde lider de olabilirsiniz. Bu işi kaybettik! ~ Aythn lioiak Sunalp'ten MDP kurucularına: Pırıl pırıl evlatlarsınız; MIT, Genelkurmay, yalilikler, savcılık ve özel istihbarat sonucunda seçildiniz i ; T etonun getirdiği hava bir süre sonra dağıldı. Belki de Sunalp Paşa bu havayı dağıtmak istiyordu. Bu nedenle Büyük Ankara Oteli'nde "Kabine Kurma Geceleri" başladı. Aydın Bolak otelde oda ayırlıyor, Sunalp ba>la olmak u/cıc Doğan Kasaroğlu, Memduh V'aşa, Ali Bozer, Namık Kemal Şentiirk ayrılan odada bir araya geliyor ve "icra vekilleri heyetini tespil" cdiyorlardı. Aydın Bolak'a vakıflardan sorumlu devlct bakuıılığını veriyor Sunalp; Bolak buna güceniyor, Milli Eeitiın Bakanlığını istiyordu. Ali Bozer, "Ben bu lisleye karşıyım" diyor, Memduh Yaşa'ya Turgut Paşa önce Maiiye Bakanlığını veriyor, ardından "Hayır, sen başbakan yardımcısı olacaksin" diyordu. Şen. illiyetçi Demokrasi Partisi on dokuz aylık par türk'e Köy İşleri Bakunlığı veriliyor, Vecihi Akın tisiz dönemden sonra kıırulan ilk siyasal partidir. 16 lci>lcri Bakanlığına getiriliyor, üışişleri Bakanlığı Mayıs 1983 günü Turgut Sunalp ve kurucular hep için, il^iııçıir, Vahil Hakfoglu düşünülinordu. llabirlikte Anıtkabir'e ziyareıe gıtliler. Ardından par let'oğlu .sonradan ANAP hükümetinde u\nı bakantiye gelindi ve Sunalp kurucuları topladı. Son dere lıga atanacaklı. ce neşeli bir hava içinde başlayan toplantı dak"ıka Sonra loplantıya ara veriliyor, "icra vekillcri helar geçtikçe çok çarpıcı sözlere sahne olmaya başla yeli listesi" bir yana bırakılıyor, Sunalp Paşa Mosmıştı. Sunalp, şöyle başladı konuşmasına: kova ataşemiliierliğinde komünizmi nasıl öğrendi"Arkadaşlar. kurucu olmak için her biriniz beş uıııi anlatmaya başhyur. Kanada Büyükelçiliğinc ilk ayrı kanaldan geçtiniz. MlT, Genelkurmay, valilikgıtıiğindc orada sefarette nasıl dört yaıak varkcn, ler, savcılık ve özel istihbarat sonucunda seçildiniz. bunn ı»ı iki yatağa v'iVardığıııı aktararak, "Ben klaHer biriniz pırıl pırıl vutan evladısıntz. Hiçbihnizin < i bir selir degildim" diye noktalıvor, ardından ic>k isıihbaratında menfi bir vaziyet yoktur. Onun için kiler ısmarlanıyor, Sunalp hâlâ " Kanada'ya ytlen pariimızin kurucuları Konsey'den tek çizgi hile ye devkı misafirlerinin olellerde kalmasını önlediıu" meyecek, arıık işimize bakalım. " dıvcrck eklcmclcrde buluııuvordu. MDP'nin \ 'horoz'unun ! lsoV ayağı öne çıkınca Lessam amblemde ciddi bir hata yapmıştı. 'Horoz'un sol ayağı onJe çiiilmişti. Amblem derhal yırtıldı ve yerine bu kez sağ ayağı önde bir : horoz' çizildi. Artık MDP 'İcra Vekilleri Heyeti'ni tespit edebilirdi! İL aninin adını Sunalp'in kendi>i buldu. Parıi amblcmi ise bira/ nıaceralı bıılıındu. OIKC tlclnc y;:praklı iv'inde "cifl karlal" üzcı ııiıV* dtırııldıı. Sclçuklulardan kalan bıı MUIpOtli bu, ıiuvluluğıı kanıtlayan. Kasaroğlu iti\,\/ füi ıc pai'iiniıı buLHinkıi uınblenıi olan "horo/*'ıı öncrdı. Horıv re^saın Oıhaıı Pckcr'iıı " l ı o r o / " lahlosundan cüinlcncrck Tııri/m lîakaııiiLii' na bağlı bir gcncl nıüdüı larat'ından vi/iii.lı. Uvs^.nı ciddi bir haıa yapnııstı. MDP uibi I j ctlccck " h o r o / " u n amblemde sol ayağı onde vi/i'ın *''• Derlıal aınbkııı yırtıldı \e yerine tnı ke/ ••t a\apı önde bir "lıorıt/" cı/ildi. « .: ı "ıııillı.M'Kı \c ınuhal'a^akâr bir partiyi" ICIIIMÎ Akşam üzeri Kasaroğlu ile yalnız kaldı odada. Kasaroğlu fiısaii kavırmak istemedi, "Paşam" dedi, "Biz bu işi kaybettik." Sunalp, "Aynı kanaatteyim, ama bunu sakın kendine bile bir daha söyleme" karşıhğını verdi. Şöyle bir geriye doğru düşündüler birlikte. Marınara Oteli'nde adayların belirlenmesinden sonra Sunalp Çankaya'ya çıkmış ve "Herhangi bir kişiyle ilgili olarak veto söz konusu olursa, emrinize amadeyim" demiş, "Merak etme Turgut Paşa, biz seni çağırınz gerek göriirsek" karşıhğını almıştı. O sırada da bayram yaklaşıyordu. Ankara'da kimse kalmamıs. ama Sunalp "belki ararlar" diye bir yere ayrılmamıştı. Aradan günler geçiyor, kimse aramıyor, Sunalp'in morali de bozuluyordu. Her akşam kurucularla birlikte kafa çekiyorlar, ama tedirginliklerini üstlerinden atamıyorlardı. Bir de "MDP'ye 149 veto geliyor" haberiyle çalkalanmaya başlamışıı kulisler. MGK'den kimse kendisini aramıyor, Sunalp de aramayı kendine yediremiyordu. Kurueulann ısrarıyia sonunda vetoların ilan edileceği sabah Cumhurbaşkanı Evren'i aradı: "Ortada bir siirii laf dolaşıyor. vetoların 15O'ye çıktığı söyleniyor, eğer böyle olursa ben aynlırım, bırakıp giderim'." Evren. "İJzülmeyin" dedi. "Böyle günlerde hep bu tiır dedikodular çıkar." Bu görüşnıe sabahleyin olmuştu. Şimdi ise, vetolan öğreniiK'e istifa eımeye karar vermişti. Kendi. kendine "Bu iş biui" diyor, istifa etmekten başka çare kalmadığını düşünııyordu. V VKI>: Evren, Ali Fethi Esener'e diyor ki...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle