15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 HABERLERİN DEVAMI 17 EYLÜL 1985 OLAYLAREV ARDENDAKI Gizlî diyalog (Baştarafı 1. Sayfada) zır mı degil mi? Biiliin bunları çok dikkatli bir şekilde dikkate almak lazım" dedi. Özal, anayasanın af konusunda getirdiği sınırlar olduğunu ve sınırlan değiştirmeyi düşünmediklerini kaydederek, "Af konusunun son zamana geldiği lakdirde belli sınırlar ve dar bir kapsamda çıkması ihlimali de var onu ifade ediyorum" dedi. Af konusunun istismara müsait bir hale geldiğini ve lüzumsuz birtakım münakaşalara neden olacağını savunan Özal, parti başkanlık divanı ve hükümette konunun görüşüldüğünü söyledi. Geniş bir kitlenin bu konudaki görüşünü tam manasıyla aldıktan sonra bir istikamete getirileceğini belirtti. "Bunlar her ihtimalin içinde de olabilir" diyerek olumlu veya olumsuz bir görüş ortaya çıkabiteıeğini anlatmak istedi. Özal, Mendcrei, Polatkan ve Zorlu'nun mezarlarının nakli konusundaki bir soruyu yanıtlarken, • Aileleri islerse mezartannı nakledebilirler ve merasim yaparlarsa ben de bulunım" yanıtını verdi. SODEPHP birleşmesinde 84. maddenin işlerliği konusundaki bir soruyu yanıtlarken bu durumun anayasanın 84. maddesine girip girmeyeceğini kendisinin bilemeyeceğini, hukukçulann mütalaa verebileceklerini kaydederek, geçici bir süre, örneğin bir ay için bu maddeyi kaldırarak herkesin istediği yere gitmesini sağladıktan sonra yeniden bu maddeyi işlerliğe koymanın da düşünülebilecek bir çözüm' olduğunu kaydetti. özal basın toplantısında çeşitli konulardaki görüşlerini özetle şöyle dile getirdi: de gelin dedik. Haklı çıktık. Biz onun bunun tavsiyesine göre değil, doğru olan neyse ona göre hareket ederiz. (Baştarafı 1. Sayfada) Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem ile de ayn bir görüşrne yaptı. Görüşmede Yolİş ve Demiryollş Sendikası'na üye işçilerin 6 milyar liraya ulaşan alacakları ele alındı. Görüşmeden bir gün sonra Türkİş Genel Başkanı, Çalışma Bakanı bir araya geldi. Kalemli ile Yılmaz arasındaki basından gizlenen görüşmede Kalemli, Türklş'in TBMM'ye sunduğu Sendikaiar Yasası iie Toplu lş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasalan'na ilişkin önerilerine değinerek, bu önerilerin bir an önce TBMM Sağlık ve Sosyal Işler Komisyonu'nda ele alınması için yardımda bulunabileceğini söyledi. Kalemli, TBMM Sağlık ve Sosyal tşler Komisyon Başkanı ile üyelerinin seçilmesinden sonra, Türkİş önerilerinin komisyonda görüşülmesi sırasında, Türkİş ile ortak çalışma önerdi. Kalemli, komisyon üyeleri ile yapılacak toplantılara kendisinin de katılmak istediğini bildirdi. Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz da bu öneriyi kabul etti. Bu durumda, Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonu üyeleri seçildikten sonra Kalemli ile Yılmaz, birlikte Türktş'in önerileri konusunda ortak çalışmayı onaylamış oldular. Şevket Yılmaz, bu gelişmenin aylardır gergin durumda olan Türkİş ile Çalışma Bakanhğı ilişkilerinin yeniden ısındığı anlamına gelip gelmediği konusundaki soruyu, "Diyalog talebi mi degil mi? Bunon cevabını bulabilmek için talebin neticesini görmeliviz" biçiminde yanıtladı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kalemli ise, işçilerin geç emekli edılmesı, Kıdem Tazminatı Fonu kurulması, Sendikaiar ile Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Yasalan'nda değişiklik öngören bakanhk çalışmalannın durdurulup durdurulmadığı yolundaki soru>Ti yanıtlarken şunlan söyledi: "Gerek emeklilik yaşının yukseltilmesi, gerek Kıdem Tazminatı Fonu kurulması meseleleri, gerekse Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunlan'nda yapıiacak değişiktikler, milyonlarca işçimizi, binlerce işverenimizi yakından ilgilendiren, memleketimizin ekonomik ve sosyal hayatını etkileyecek önem ve muhtevaya sahiptir. Bu bakımdan yapılacak düzenlemelerin memleketimizin ve çahşanlanmızın şartlanna uygun, dognı ve en iyi şekilde gerçekleştirilmesi için azami gayreti gösteriyor, bu sebeple de aceleci davranmıyoruz. İddia edildiği gibi, hiçbir çalışmayı oldubittiye getirmiyoruz. Aksine, çalışma hayatının hassas dengeler üzerine kurulu bulunduğunu göz önttnde bulundurarak, geniş tartışrna ortamı saglıyor, taraiiann göriişlerini alıyor, meseleleri olgunlaştırma yotona gidiyoruz. Bugüne kadar bu prensibi uyguladık, bundan sonra da uygulayacagız. Bununla beraber, sanıyonım ki, önümüzdeki çalışma döneminde bu çalışmalar Bakanlar Kurulu'nda ele aiınacaktır." Türkİş Başkanı Şevket Yılmaz, Çalışma Bakanı Mustafa Kalemli ile görüşme önerisinin kendisinden geldiğini söyledi. Daha önce aldıklan kararlar gereği, Türkİş'in önerisi yasa değişiklikleri için parlamento ile doğrudan ilişki içinde olacaklannı, bu arada yasa değişiklikleri üzerinde görev alacak komisyon üyeleri ile çalışma yapacaklannı belirtti. Bu arada, Çalışma Bakanı'ndan da bakarüık olarak yasa değişikliği önerilerinin desteklenmesini bir kez daha istediklerini söyledi. "Çağnmızı kabul edip geldigine ve komisyon çalışmalanna katılmak istediğini söyledigine göre, gelişmeyi olumlu kabul etmek istiyoruz" dedi. GERÇEK UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM nirlenmiş, sinirlenince de basmış tokadı dekana... (Baştarafı 1. Sayfada) nemez! ama sontnlan ele alıp açıklarken daha ciddi, bilgi verici ve inandına olması beklenir. Bu beklentinin ne demek olduğunu bir örnekle daha iyi belirtebiliriz. Sayın Özal, Suudi Arabistan'm Antakyalı vatandaşlanmıza vize vermemesi olayını şöyle açıklamıştır: "Suudi Arabistan'm Antakya doğumlu vatandaşlara vize vermeme konusu Dışişleri Bakanlığıntn konusudur. Vize meselesi Aünanya ile de var. Hatta bir yurttaşanız lstanbul'da konsolosu vize vermediği için vurmaya kalkıştı. Sebepleri nedir, bu konu konuşuluyor. Çözümü, Türkiye'nin güçlenmesinde yatıyor." Bu "perişan" sözlerden ne anlaşılıyor? Bir kez vize sorununda Almanya ile Suudi Arabistan'm davranışlan aynı kefeye konacak türden değildir, sonra vatandaşımızm lstanbul'da vurduğu Alman Konsolosu değildir. Suudi Arabistan'm Türk yurttaşlarına farklı muamelenin bir devlet için ne anlama geldiğini basında yayımlanan bunca yazıya karşın Sayın Özal hiç anlamamış gö'riinüyor. Hatta konuyu bir hükümet sorunu saymıyor, topu Dışişleri Bakanliğına atıyor. Cumhuriyet tarihinde bir Başbakan için alışılmadık ve göriilmemis bir davranış... Acaba Sayın Başbakan, hükümetin başı olarak ortak sorumluluğu ve sorunun Onemini gerçekten kavramamış mıdır? Bu düzeyde, içerikte, sade suya tirit basın toplantısı yapmaktansa yapmamak, hem gazetecilere hem de Sayın özal'a daha yararlı olacaktır. Sundi Arabistan ve Antakya "Suudi Arabistan'm Antakya doğumlu vatandaşlara vıze vermeme konusu Dışişleri Bakanlığı'nın konusudur. Vize meselesi Almanya ile de var. Hatta bir yurttaşımız lstanbul'da konsolos vize vermediği için vurmaya kalkıştı. Sebepleri nedir bu kcnu konuşuluyor. Çözümü Türkiye1 nin güçlenmesinde yatıyor!' Yunanistan'la ilişkiler "Yunanistan hükümetinin hasmane tutumu, olumlu yaklaşımımız ile taban tabana zıt düşmektedir. Yunan hükümetinin bu tutumu değişmediği takdirde bizim de Yunanistan'a müteveccih siyasetimizi gö'zden geçirme mecburiyetinde kalmamız gerekebilir." Nükleer yıgınak "NATO ile ilgili tesislerde NATO planları uygulanır, onun haricinde bir şey olmaz. Bu konuda fevkalede dikkatliyiz" Emeklilik yas.ı "Bu konuda çalışmalar devam ediyor. Emeklilik yaşı kademeli olarak arttırılmalı aksi halde sigorta sistemi çöker. Müktesep haklara nasıl riayet edilecek bunun üzerinde çalışmalar sürüyor. Asgari ücret "Bu konuda çalışmalar devam ediyor, onun için görüş bildirmek istemiyorum. İşçi ve'memurların yüksek yan ödemeleri vardır. Asgari ücretin artırılmasını isteyen işverenler gelsinler orada söylesinler. Ayrıca şunu bilmek lazım ki asgari ücret i yüksek tespit ederseniz işsizliği artırabilirsiniz. Bu konuda üç tarafa da bakmak lazım" Dinçerlerin kaydırılnıası "Sayın Cumhurbaşkanımız ile hükümetle ilgili konulan her zaman konuşuruz. Kabine değişikliği yapmayı tasarladığım bir dönemde bu konuyu da açtım. Müzakere ettik. Sayın Cumhurbaşkammızın Dinçerler'i çok zeki, çalışkan bulduğunu ve sempatisi olduğunu biliyorum. Değişiklik konusunda Cumhurbaşkanımız düşüncemi tasdik etmiştir, mesele budur." Bulgaristan Türkleri "Bulgarlar beni ilk dâvet eden ülke idi. Bugüne kadar gitmedim. Gayet tabii bu konuda kalkıp iki ülke harp edemez. Bu konuyu beynelmilel forumlarda gündeme getiriyoruz. Bulgaristan bundan rahatsız olmaya başlamıştır. Dünya kamuoyunda bu konuyu işlemeğe devam edeceğiz. Bulgar hükümeti bizimle bir diyalog içine girmek mecburiyetindcdirl' Af konusu "Af konusunda seçim beyannamemizde söz vermiş değiliz. Hükümet programında da af konusunun zor olduğunu, çok yönlü olduğunu onun için fevkalade dikkatli davranmak gerektiğini ifade ettik. 29 tane af kanunu çıkmış. Toplum buna hazır mı değil mi bütun buniarın çok dikkatli bir şekilde ele alınması lazım. Anayasanın çizdiği bazı sınırlar var. Anayasa değişikliği yapılmadığı sürece, ki düşünmüyoruz anayasa değişikliğini. O vakit af konusunda son zamana geldiğimiz takdirde belli sınırlar ve dar bir kapsamda çıkması durumu da var. Benim haziran ayında şöyle bir ifadem oldu. Pişmanlık Yasası tamamlandıktan sonra ele almayı düşünebiliriz dedim. Fakat maalesef şunu da müşahade ediyorum bu konu fevkalade istismara müsait bir konu haline geldi ve lüzumsuz birtakım münakaşalara da sebep olacak onun için parti başkanlık divanında görüştük, hükümette bir kere görüştük, yine görüşeceğiz. Meclis grubumuzda da görüşeceğiz" Özal, kızı Zeynep Ekren'e af ne zaman diye bir soruya da "Bu konuda cevap yok" dedi. Cem Karaca'nın durumu ile ilgili bir soruya yanıt verirken özel bir af olaniayacağını, Karaca, ile görüştüğünü, düşüncelerinin epey değiştiğini dönünce incelediğini ve hakkında açılmış davalar bulunduğunu kaydederek, "Geldiğinde hesabını verir, bizim bir taahhüdümüz bahis konusu olamaz, gelince vatandaşlığa alınır" dedi. Nixon bu (Baştarafı 1. Sayfada) Nkon'un Ankara'da en üst düzeyde yapacağı ve Türk Amerikan ilişkilerinin de geniş bir şekilde gündeme gelmesi beklenen temaslanndan edineceği izlenimleri dönüşünde bir raporda ABD yönetimine aktaracağı bildirildi. Nixon'un Türkiye'nin yann ABD'ye Savunma tşbirliği Anlaşması'nda değişiklik yapılması yolundaki resmi duyuruyıı yapmasının hemen ertesinde Ankara'ya gelecek olması, ziyaretini ilginç bir zamanlamaya oturtuyor. ABD'li yetkililer, ziyaretin bu yönünün tümüyle bir tesadüf sonucu olduğunu belirtirlerken, diplomatik çevrelerde Nbcon'un temaslan sırasında, üsler anlaşmasına ilişkin pazarlığın da konu edilmesi bekleniyor.Richard NLxon, Ankara'daki temaslarını tamamladıktan sonra Ankara'dan İstanbul'a geçecek ve ertesi gün Londra'ya hareket edecek. On kadar ülkeyi kapsayan uzun bir yolculuğa çıkan Nbcon, Türkiye'ye Pakistan'dan gelecek. Nbcon, Pakistan'dan önce de Çin Halk Cumhuriyeti'ne gitmişti. Şırnak'ta 2 çete mensubu ölii ele geçUHdi ANKARA, (a.a.) Siirt'in Şırnak ilçesinde iki bölücü çete mensubu ölii olarak ele geçirildi. 7. Kolordu ve Diyarbakır, Hakkâri, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Van llleri Sıkıyönetim Komutanlığı'nın açıklamasına göre, 11 eylül günü Şırnak ilçesi yakınında bulunan bir kömür madenine bölücü çete mensuplannca silahlı saldırı yapıldı. Maden ocağını koruyan görevli jandarma birliğinin, bölücü çete mensuplannm başlattığı silahlı saldınya karşılık vermesi sonucu ölü olarak ele geçirilen bir çete mensubunun kullandığı silahın 1984 ağustos ayında Eruh Jandarma Karakolu'na yapılan baskında gasp edilen silahlardan biri olduğu anlaşıldı. Açıklamada aynca, 13 eylül günü ise Şırnak bölgesinde güvenlik kuvvetlerinin kurduğu pusuya dttşen üç bölücü çete mensubundan çatışma sonucu ölü olarak ele geçirilenin, ör•gütün ileri gelenlerinden biri olduğunun sanıldığı belirtildi. (Baştarafı 1. Sayfada) na girdi. HP ve MDP yöneticileri, ANAP Grup Başkan Vekili Pertev Aşçıoglu'nun öneriye karşı çıkması karşısında, ANAP'ın bu uzlaşmaz tutumu üzerine sert yöntemlere başvurmak zorunda kalacaklannı ve komisyonlara üye vermeme yoluna gidebileceklerini söylediler. Danışma kurulunda muhalefet partilerinin temsilcilerinin, komisyonların başkanhk divanlarında muhalefetin dışlanmasının anayasanın özü ile ve geçmiş teamüllerle bağdaşmayacağı görüşünü ifade ettikleri öğrenildi. Muhalefet yetkilileri, ayrıca çok sayıda verdikleri yasa önerilerinin komisyonlann gündemine ahnmadığı, ancak hükümetten veya iktidar partisinden gelen yasa tasansı ve önerilerinin hemen gündeme alındığmı ifade ettiler. Edinilen bilgiye göre, Danışma Kurulu'nda ANAP Grup Başkan Vekili Pertev Aşçıoğlu, komisyonlann başkanhk divanına muhalefet partilerinden de güçleri oranında temsilci alınması önerisine karşı çıktı. HP ve MDP temsilcilerinin ısrarlanna rağmen, Aşçıoglu'nun komisyon başkanlık divanları oluşumunu ve sayısal dağılımı yeniden gözden geçirme önerisini reddetti. HP Grup Başkan Vekili Seyfi Oktay ise komisyon başkanlık divanlarında muhalefete yer verilmesi konusunda ısrarh olacak larmı belirterek, ANAP'ın önerisini kabul edemeyeceklerini bildirdi. Bunun üzerine, komisyon başkanlık divanlarında sayısal dağılım konusunda anlaşma sağlanamadan toplantıya son verildi. Meclîste Geçim sıkıntısı "Üç beş kişinin söylediğini ele alarak istatistiki sonuca varmak mümkün değildir. Bu durumda sapmaların büyük ölçüde olması ihtimal dahilindedir. SİAR ve PİAR gibi kuruluşlar bilimsel araştırma yapıyorlar. Sokaktaki birkaç kişiye sormakla geçim sıkıntısı hakkında bir ölçuye varılamaz. Bütün meseleleri hallettiğimizi iddia etmiyorum. 1988'de seçime gideriz ayan beyan ortaya çıkar. Ilmi etütler yapın.'" Elektrik fiyatları "Türkiye*de elektrik fiyatları dünya fiyatlarının üstünde değil, çok gerisinde de değil, dfeardan kömür alıp elektrik santralları kuracağız. Yaptığımız yatırımlann ve hizmetin karşılığını alırız." Memnr ve işçiye konut yardımı "Hiç evi olmayan işçi ve memura, konut fonundan aldığı kredinin üstüne kendisi ödeyeceği 23 milyon liralık kısım için düşük faizli veya faizsiz kredi açmayı düşünüyoruz. Meraura bütçeden, işçiye de SSK kaynaklarından bu krediyi ödeyeceğiz!' Laiklik "Laiklik meselesinin bu kadar çok tartışılmasının memlekete fayda getirmeyeceği kanısındayım. Laikliği devlet işlerinin dini esaslara bağlanmaması şeklinde anlıyorum. Ama bu iyi konular uygulanmaz anlamında değildir. Misal vereceğim: Bankacılıkta faiz sistemi var ama bunun yanında inanışlardan dolayı faiz almak istemeyen kimselere benzer sistemler, gelir ortaklığı senetleri gibi sistemler getirilmiştir. Bundan istifade eder, fayda sağlarsınız!' Yakovas: "Yakovas ile ABD'de görüştüm, Türkiye'ye gelmek istedi. 4.5 milyon taraftarı var. Meselelerimizi sulh ve anlaşma yoluyla halledeceğimizi düşündüm. Bu, taviz vermek değildir. Düşmanhğı devam ettirmenin ne faydası var. Nitekim, nazik bir teşekkür mektubu yazdı ve ben ABD'de göz ameliyatı geçirince de acil şifa diledi." Tedavi masrafları "ABD'ye raporla gittiğim için tedavi masraflarımı ve seyahat masraflarımı devlet ödeyecek. Daha fatura gelmediği için ne kadar tuttuğunu bilmiyorum. Belki hastane masrafında başbakan olduğumuz için indirim yaparlar" Milli egitimin kitapları "Milli Eğitim Bakanhğı kitapları tavsiye etmez, yemek yeme kuralları ile ilgili o kitap hakkında zararsız tavsiyesi vermiş ama sonra listeden çıkarılmıştır. Mesele bundan ibarettir. Okullarda okutulacak kitapların yazımı devam edecektir!' Enflasyon düşüyor "Enflasyon yüzde 35'in altına doğru inişe geçmiştir. Yunanistan'ın bile uygulama cesareti gösteremediği Katma Değer Vergisi uyguladık.Bu, enflasyonu etkilemiştir. Amerikan Dolan son yılların en yüksek değer artışını 1985 yılında yaşamıştır.Bunların üzerine bir de 12 yılın en büyük kurakhğı da eklenince, enflasyon düşündüğümüz noktanın daha dikkatli bir değerlendirmesini yapmak gerekir kanaatindeyim. Biz bütün zorluklara rağmen, fiyat artışlarını çok makul seviyelerde tutmayı başardık . " Ü r e t i m ve s a t ı ş l a r "Üretim artışı, yılın ilk 7 ayının rakamlara göre rekor seviyededir. Bunun somut göstergesi sanayide elektrik tüketimidir. Geçen yıla göre artış yüzde 12 civanndadır. Satışlar da çok iyi gitmektedir. Sadece bir milyon adet renkli TV satıldığını söylersem, sanayi sektörünün üretim ve talep açısından durumu hakkında iyi bir fikir verdiğimi zannederim" Toplantıyı, Başbakan Yardımcısı Ka>îi Erdem, Devlet Bakanları Mesut Yılmaz ve Ahmet Karaevli, Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, Maliye ve Gümrük Bakanı Abmet Kurtcebe Alptemoçin, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğlu, Vali Nevzat Ayaz, Belediye Başkanı B«drettin Dalan, Başbakanlık Başdanışmanı Adnan Kahveci, İTO Yönetim Kurulu Başkanı Nuh Kuşçulu ve 100'ü aşkın yerli ve yabancı gazeteci izledi. Özal, dun ayrıca annesi Hafîze Özal'ı ziyaret etti. Akşam gazetelerin genel yayın yönetmenleri ve bazı köşe yazarlarına yemek verdi. Beylerbeyi Sarayı'nda verilen kokteylde Uluslararası Tekstil Üreticileri Federasyonu 1985 yılı konferansına katılan tekstilcilerle tanıştı. Kıdem Taznıinatı Fonu "Kıdem tazminatını ortadan kaldırmamak lazım. îşçi ayrıldığında eline bir para verilmelidir ama sistemi öyle kurmahyız ki işçi bundan istifade etsin. Kapanan, iflas eden işyerleri var, bunlardan tazminat alamıyorlar onun için fon uygulamasını getirmek istiyoruz." 84. madde "SODEP ve HP'nin birleşmesinde anayasanın 84. maddesinin işlerliği konusu bir hukuki durumdur. Bu hukuki durumu irdeleyecek bilgiye sahip değilim. Hukukçular hazırlar, getirir. Ancak bu madde niçin konmuştur. Geçmişte olduğu gibi mebus pazarı olmaması ve beşeri vicdanı incitmemesi için konulmuştur. Demokratik sisteme geçildiği zaman SODEP, DYP ve RP'ye seçimlere girme imkânı verilmemiştir. Biz bu durumu değiştirmek için yerel seçimlerde kanun değişikliği yaptık. Eğer HP ve SODEP birleşirse, bu SODEP'in endirekt bir şekilde parlamentoya girmesi demektir. Şöyle düşünüyorum. Acaba anayasanın 84. maddesi geçici olarak, örneğin bir ay süre ile kaldınlsa, kim nereye gidecekse geçsin, bu süre içinde madde askıya alınır sonra yeniden getirilir, olabiliyorsa tabii." IMF ve Dünya Bankası "IMF ile olan ilişkilerimiz gayet iyidir ve en ufak bir sıkıntımız mevzubahis değildir. Bu sene bahar aylarında IMF geldi. O sırada bazı ajanslann yaptığı felaket tellallığı onları da bir ölçüde etkisi altına almıştı. Biz, göstergelerin onların söylediği gibi olmadığını bildirdik ve eylül Gürkan ve Inönü'nün tepkisi Başbakan Turgul Özal'ın, lstanbul'da yaptığı basın toplantısında anayasanın 84. maddesi ile ilgili sözlerine HP Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan, "Özal anayasayı mı askıva almış?" diyerek, Özal'ın '•rüjasında" gördüklerini söylediğini belirtti. Gürkan şöyle devam etti: "Anayasanın 84. maddesi nasıl askıya alınır? Başbakan, olacak şeyleri söylemiyor, rüyasında gördüklerini söylüyor. Nasıl idamların kaldırılmasfiçin referanduma başvurulacak biçiminde anayasada olmayan bir şey ortaya atılmışsa bu da ona benziyor. Anayasayı askıya mı almtş da 84. maddeyi de askıya aldığını söylüyor? Buniarın hepsi oyaiariıacadır. Özai, gece rayasında gördüğü hayalleri gündüz kalkıp millete anlatıyor. Her yılbaşında enflasyonu yüzde 25'e indireceğini söylüyor, yıl sonunda ise entlasyon yüzde 50'yi aşıyor. Özal'ın görüşleri inandırıcı değildir. Bu sözleri de şimdiye kadarki inandırıcı olmayan sözlerınin benzeridir!' Gürkan, birleşme konusunun anayasanın 84.maddesiyle de hiçbir ilişkisinin bulunmadığını ifade etti. SODEP Genel Başkanı Erdal Inonü ise, Özal1 ın sözlerinin ciddi olmadığını, anayasanın 84. maddesine ilişkin sözlerinin de gayri ciddi olduğunu belirterek, "Her zamanki söylediklerinin lersine enflasyon diişmedi yükseldi, işsizlik azalmadı arllı, hayat pahalılıgı hafiflemedi ağırlaşiı, yatınmlar hızlanmadı tersine durdu. Sayın Özal'ın sozlerini ciddiye almıvoru/." DEVREN SATILIK ECZANE Müracaat: 575 02 74 SATILIK Klasik yeni orijinal plaklar. Ayrıca Worldreceıver Sony ICF7600 D 6 kışlik WMF sofra takımı. Tel: 334 16 28 Öfeleve kadar (Baştarafı 1. Sayfada) Pazar sabahı şafak sökerken, ağır silahlann senfonisi henüz bitmemişti. Sabahan ilk saatleriyle birlikte sona erdi. Pazar gecesi ise çok daha hafif duyuldu... Önceki gün kanlı çatışmaların "onurunu" Beyrut'un 82 kilometre kuzeyindeki, ülkenin ikinci büyük kenti Trablusşam devraldı. 30 ölü, 70 yaralı ile... Trablusşam'da önceki akşamüstü patlak veren ve dün öğle saatlerine kadar sarkan çarpışmalar, 1983'te FKÖ lideri Yaser Arafafın bu kenti terk etmesinden bu yana tanık olunan en şiddetli muharebe. Cumartesiyi pazara bağlayan gecenin Beyrut bilançosu 3 ölü, 17 yaralıydı. Başkentin Müslüman ve Hıristiyan kesimlerini ayıran Yeşil Hattın, "Giiney Cephesi"nde patlak veren çatışmada EMEL milisleri tank ve roket, Hıristiyan Lübnan kuvvetleri ise 82 ve 120 mm.lik havanlar kullanmıştı. Bu çatışmalar, Lübnanlılarca, yine de bir "yatışma hali" kabul ediliyor. Çünkü, Müslüman ve Hıristiyan kesimler arasında geceleri süren karşılıklı ateş, artık hayatın bir parçası sayılıyor. Tümüyle bu görüşü paylaşmayanlar da var. Batı basınında Hizbullah'ın manevi lideri diye ilan edilen, oysa ashnda örgfttlerüstü bir konuma ve saygınhğa sahip olan Şii din adamı Seyyid Muhammed Hiiseyin Fadlallah, "Şu anda hiiküm süren ateşkesin uzun süre dayanacağını duşünüyor musunuz?" sorusuna, "Eğer şimdiki durum ateşkes sayılıyorsa, o halde savaş ne anlama gelecek? Yeşil Hat yatıştığı zaman, mülteci kamplan savaşı ve Batı Beyrut savaşı (milisler arasında) parlayacak. Bunun gibi, mülteci kampları savaşı ile Batı Beyrut savaşı sönünce, Yeşil Hat boyunca, dağda savaş patlayacak ve bubi tuzaklı otomobiller dönemine yeniden gireceğiz. Bu mu ateşkes?" karşılığını vermekte. ÇÖZÜM NEREDEN ÇIKAR ? Bu sözlerde Lübnan'daki mevcut dönemin en parlak açıklaması yatıyor. Yani şu anda, Batı Beyrut savaşı ile mülteci kampları savaşı geçici bir sönüklüğe eriştiği için, geceleri Yeşil Hat boyunda hüküm süren çarpışmalar ve ateş düellosuyla yetiniyoruz. Bunun sonu ne zaman gelecek? Fadlallah, bunun çözümünün asla Lübnan'dan çıkamayacağı kanısında, "Uluslararası mutfaklarda hazırlanacaktır" diyor. "Lübnan sorunu uluslararası kökenlere sahip. Ve çözümü de uluslararası olacaktır" sözleriyle görüşünü açıyor ve ekliyor: "Filistin sorununda bir adım atılmamışken, Lübnan sorununun bir adım ilerlediğinden söz edemezsiniz." KAMPLAR SAVAŞI ?... Ya kamplar savaşı? Bu aşama sona erdi denilebilir mi? Şeyh Hüseyin Fadlallah için hayır. "Kamplar savasını bir yerel Filistinli grup ile bir yerel Liibnanlı grup arasında cereyan eden bir savaş olarak görmüyorum. Daha ziyade, bölgede ÜrdünFilistin (FKÖ lideri Yaser Arafat) MısırIrak mihveri, Filistin sonınuna Amerikan ço/ıimünıi öngören mihver ile Filistin sorununa degişik bir yaklaşımı benimseyen Surıye'nin başını çektigi grup arasında hüküm süren savaşın bir parçasıdır. Hava gergin (Baştarafı 1. Sayfada) alımı gibi modernizasyon faaliyetleri için yalnızca 690 milyon dolarlık askeri yardım bölümü kullanılabildi. Buna karşılık bu (Baştarafı 1. Sayfada) para ABD yönetimince tahsis edilirken, Türkiye geçrnişte kulise asgari ücretin çok düşük oldulandığı askeri kredilerin birikmiş ğunu söyleyen isverenlere tavsiyeborcu olarak ABD'ye Hazine'de bulunuyordu: "Gidin Asgari den 416 milyon dolar tutarında • Ücret Komisyonu 'nda söyleyin bu ödemede bulundu. düşüncenizi." Türkiye'nin bu yıl içinde 40 Asgari ücretin arttırılmasını günlük dilimler halinde ödediği kendüerinin talep ettiğini de ekliFMS borçlarının en çarpıcı yöyordu. nünü faiz ödemelerin anapara • Başbakan, lstanbul'da daha dan yüksek olması oluşturdu. önce düzenlediğı basın toplantısım Anapara ödemeleri 166 milyon Emirgân Korusu 'ndaki Malta dolar tutarken, faiz ödemeleri Köşkü 'nde süslü bir dekorda ger250 milyon dolan buldu. Yüzdeçekleşiirmişti. Bu kez de Vilayet ye vurulduğunda Hazine'den binasımn saray dekorlannı andıABD'ye yapılan borç ödemelerirır oymalı, ağır tarihi perdeli sanin yüzde 6O'ı faiz >Tizde 40'i ise lonunda yapıldı toplantı. İnce çizanaparadan oluştu. gili kostümü, gri ipek gömleği, si ABD Bir doçent bir dekana tokat atarsa, bunun cezası öğretim üyeliğinden çıkarılmaktır. Doçent Seyfullah Ediz'e bu tokat için ne ceza verilmiştir? Herhalde "maaş kesme" ya da "kınama" gibi küçük bir ceza.. işler bununla bitmiyor tabii.. Doçent Seyfullah Ediz, fakültede el üstünde tutuluyor. El üstünde tutuluyor da ne.oluyor? Dekan oluyor, dekan!.. Evet, dekan tokatlayan doçent, profesörlüğe yükseltilmiş ve İzmir Ege Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı'na atanmıştır. Hayırlı ve uğurlu olsun efendim.. Herhalde İdare Hukuku derslecinde şöyle sorular sorulacaktır: Bir doçent bir dekanı tokatlarsa bu eylemin cezası nedir? izmir Hukuk Fakültesi öğrencilerini şimdiden uyarayım. Sakın ha yanılıp, öğretim üyeliğinden atılmaktır" demeyin.. Ya ne deyin? Şunu deyin. Tokat atan doçent YÖK tarafından yükseltilerek dekan olur. Ya tokat yiyen dekan ne olur? Hem bir doçentten durup dururken tokat ye, hem de dekan olarak kal.. Ooolmaz. Dekana da yeni bir görev yeri bulmak gerekir. Dekan da sözgelişi YÖK'eüye olur. içtenlikle öneririm. Böylece, "milli birlik ve beraberlik ruhu içinde" üniversitelerimiz güzel güzel yönetilir. Tokat yiyen dekan, tokat atan doçentin tepesine oturur. Doçentken dekana tokat atan, dekan olunca YÖK üyesine ne atar? İsterse hava atar, isterse tekme ve tokat.. Nasıl olsa, bir doçentin bir dekana tokat atmasının faturası "maaş kesme".. 15 bin, 20 bin lira.. Kızdırmayın adamı, peşin para yatırır, atar iki tokat daha.. Ankara Hukuk Fakültesi'nin tokat yiyen eski dekanı ile Ege Üniversitesi'nin tokat atan yeni dekanı, herhalde, bırbirlerini gördükçe, eski günleri nasıl da tatlı tatlı anıyorlardır? Eeee, bir tokatın kırk yıllık hatırı vardır ne de olsa! Görüyorsunuz, doçentin vurduğu yerden gül çıkmıyor, YÖK üyeliği çıkıyor... Doçent Dr. Seyfullah Ediz, Dekan Turgut Akıntürk'e bir vurdu, hem profesör hem dedekan oldu. Şimdi İzmir Hukuk Fakültesinde öğrencilere bir fiske vurup hepsini mezun eder. Üniversitemiz özerk olmayabilir, ama doçentlerin tokatları özerktir. Tokat atan dekan olur! Hukuk fakültelerinde okuyan bütün öğrencilere konuyu disiplin hukuku açısından incelemelerini salık veririm. Varacağınız sonuçları, tokat atan doçentin atandığı İzmir Hukuk Fakültesi.Dekanlığı'na postalayın, belki bu konuda "doktora seminerieri" yaparlar. Az kalsın unutuyordum; Doçent Seyfullah Ediz'in "güvenlik soruşturması"nda bu tokatın öyküsü yer almıyor mu? Neler yazılmış şu rapora? Herhalde YÖK üyeleri bu raporu görmüşlerdir. Neler yazılıyormuş Allah aşkına bu raporda? Vur tokatı; al dekanlığı.. Bravo doğrusu! Ne diyelim, Allah devlete, millete bağışlasın! Dil sürçmesi. • llkokul diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. GÖKHAN ARACI Kamplar savaşı, bölgedeki siyasi çizgileri yeniden çizmeyi, eskilerini silmeyi amaçlıyor. Lübnan, bunun gerçekleştirileceği doğal alandır. Bu yiizden, kamplar savaşı dosyasını kapatmak çok zordur" diyor. Bu dosya ne zaman yeniden açılacak? Kimbilir? Değişik görüşler dinliyoruz. Bir görüş, bu savaşın bir yıpratma savaşına dönüştüğü ve bu yolla Suriye"nin, Arafat'ı Lübnan'da bir güç odağı olmaktan sileceği biçiminde. Ancak, Arafat'ın uluslararası başansı bu senaryoyu bozabilir. Yani, ABD'den elde edilecek kocaman bir taviz, FKÖ liderine ve dolayısıyla buradaki Filistinlilere yepyeni bir hayatiyet kazandırabilir. Aksi halde, ağır baskı altındaki Lübnan'ın Filistin halkı, ister istemez, Suriye mihverine kayacak. Bir başka görüş, çok yakında, Lübnan'da tüm cephelerde büyük çapta çatışmalann canlanacağını tahmin ediyor. Bu görüşün sahipleri, Lübnan'ı saracak yangını Suriye'nin söndürmek üzere ordusuyla Beyrut'a gireceğini, bu adımın, Suriye'ye Lübnan'da yasallık tanıyan Arap Barış Gücü'ne ilişkin anlaşmanın süresinin sona ereceği 19 ekimden önce gerçekleşmesi gerektiğine işaret ediyorlar!' Bu gelişmeyle birlikte Suriye, Lübnan'ı sımsıkı elinde tutarak, kasım ayında yapılması gereken Arap Zirvesi ile 1920 kasım tarihlerinde Cenevre"de Ronald Reagan ile Mihail Gorbaçov'un buluşmalanndan önce, bölgede durumunu sağlama alacak. Her iki görüş de, Lübnan'ın bir savaş alanı ve tüm bölgedeki çatışmalann laboratuvarı olma özelliğini sürdüreceği anlamını beraberinde getiriyor. TOPLANTILAR, TOPLANTILAR... Ülkedeki ve tabii bu kentteki çatışmanın boyutlarıaskeri durum her zaman siyasal gelişmelere bağımlı olduğu için bu hafta Cidde'de Suriye ve Ürdün Başbakanları, Şam'da, Suriye Cumhurbaşkanı Abdulhalim Haddam ile EMEL lideri Nebih Berri ve İlerici Sosyalist Parti Lideri Velid Cunblat arasında yapılacak görüşmelerden ve Bağdat'ta başlayacak FKÖ Yürütme Kurulu Toplantısı'nın sonuçlarından etkilenecek. SABRAŞATİLA'NIN 3. YILI Bu arada, dürw ve bugün Be>rut, SabraŞatila katliâmının 3. yıldönümünü yaşıyordu. Önceki gün, Sayda'daki Ayn elHelvi mülteci kampında Filistinliler Sabra ve Şatila için gösteri yaptılar. Ayrıca, yine önceki gün muharrem ayı başladı. Muharremin 10. günü olan Aşure'ye doğru. ülkedeki Şii tansiyonu da, her yıl olduğu gibi, artacak. Beyrut'ta hoparlörler, muharrem nedeniyie sürekli Kuran'dan ayetler okuyor, kentin çeşitli köşelerinde Hz. Hüseyin'in Kerbela'daki şehadetinin anısına siyah bayraklar dikildi. Geceleri tank ve top düellolarının savaştan sayılmadığı bir ülkede elektrikli bir havada Ortadoğu'daki son siyasi manev raları izliyoruz. Bu elektrik yüklü hava, önümüzdeki on beş gün ya da bir ay içinde çok büyük çapta patlamaiarı beraberinde getirebilir. Her Lübnanlı bunun bilincinde olsa gerek ki, televizyon bile, spikerin "Hepinize güvenlikli bir hafla dileriz" sözüyle kapanıyor. yah çizgili kravatına eş cekeı cebinden çıkanlmış mendili ve altın kravat iğnesi ile Özal, özenli ve şıktı. Yan taraftaki çizgili saten kanepelere Kaya Erdem, Mesut Yılmaz, Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, Ahmet Karaevli ve çiçeği burnunda Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğlu sıralandılar. Kaya Erdem IMF ile Dünya Bankası'nm Türkiye'nin plan hedeflerini gerçekçi bulmadığına ilişkin raporu ile ilgili sorular sorulurken, gülümsüyordu. TRT kameralannın ardında kalan Metin Emiroğlu isefoto muhabirlerinin en fazla ilgisini çeken ve fotoğrafı çekilen bakan oldu. Yeni Bakanın "Osmanhlann laiklik anlayısmın Cumhuriyet döneminde tekâmülettiğine"ilişkin sozlerini hatırlatıp laiklik hakkında düşüncesini öğrenmek isıediğimizde Özal, laikliği de ekonomik açıdan ele aldı. Bankacılıkta gelir ortaklığı uygulamasını bazı çevrelerın dini inanışları nedeniyle daha uygun bulduklarını anlatarak, "Ben de bu esaslardan istifade ederek memleketimin ekonomik getişmesine bir fayda sağlarsam bunun laiklikle şu veya bu yönde bir iUşkisiyoktur. Sitekim sizin dar manada Utik gördüğünüztteriBaa ülkderinde, hatta Hıristiyanağm hâkim olduğu ülkelerde bu sistemler çahşmaktadır" dedi. Milli Eğitim Bakanhğı 'mn tavsiye ettiği kitaplar listesinde yer alan 'yemek yeme adabı' ile ilgili kitaptaki 'yere oturarak yemek yeme veya yemek yedikten sonra ellerini yalama' gibi dini ilkeleri kendi çocuklanna tavsiye edip eımediğini ve bu tavsiyeteri haklı bulup bulmadığım sorduğumuz Özal, konuya şöyle açıklık getirdi: l 'MilU Eğitim Bakanhğı kitap tavsiye etmez. Benim anladığvna göre kitaplar zarara mıdır, faydah mıdır bunun hakkında mütalaa verir. Zararsız diye mütalaa vermiştir o söykdiğiniz kitap hakkında. Sonra tekrar oturmuş baknuşlardır. O listeden çıkarmışlardır. Onun hakkında da bilgim budur " ABD'ye çağrı (Baştarafı 1. Sayfada) ABD'nin Ankara'daki büyükelçisi Robert Strauzs Hupe bugün Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak, süresi önümüzdeki aralık ayında dolacak olan Savunma lşbirliği Anlaşması'nı "iyileştirmek" amacıyla Reagan, yönetimi müzakereye davet edilecek. 1980 tarihinde imzalanan Savunma lşbirliği Anlaşması, "taraflardan herhangi biri gerekli gördüğü takdirde yazılı olarak anlaşmanın veya buna bağlı tamamlayıcı anlaşmalann herhangi birinin tadilini veya gözden geçirilmesini önerebilecektir" hükmünü getiriyor. Anlaşmaya göre, bu durumda derhal danışmalara başlanacak. Üç ay içinde sonuç alınmadığı takdirde taraflardan herhangi biri 30 günlük yazılı bir biidirimle anlaşmayı veya uyuşmazlık konusu tamamlayıcı anlaşmayı feshedebilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle