15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Kültürel yaşamımıza S el koydular Yalancı Atatürkçüler. c GÖÇ TEMÎZLÎGI MEHMED KEMAL 9 umhuriyet Gazetesi'nin ciltlenmış ekleri elimde, Oktay Akbal'ın, "Milliyet Sanaf'da çıkan Aydınlanms Anlan başlıklı yazımdan ötürü, EvetHayır köşesinde, bana karşı kullandığı dilin nedenlerini düsünüyorum. Yazımda, o yaaya yakıştırdıklarmın hiçbiri yoktu. Akbal'ın, yıllar içinde, upuzun, depderin bir yokuş üstünde *yazar olnşmanuşiıgına' örnek olarak bula bula beni bulması gıilunçten öte, sasırtıcı. Hele, her fırsatta kendinden söz açan Akbal gibi bir köşe yazannın, benim b.r roman sorununa yaklaşırken, romanlarımdan birine değinmeme kızması, kendi kızgınlığını okura yamaraası büsbütün bulmaca. Sıçnyorum. Bunları düşünmeme zaman kalmıyor. Telefon çalıyor. Neden yanıt vermiyorsun, Adalet? Fatma Inayet'i işitmezden geliyorum. Bugün çıt çıkmasın istiyorum. Telefon çalmasın. Camın ötesinde, kavak ağaçlannın yapraklan arkasında, Hayat Apartunanlanndan birinin penceresinde Gökçin'in basını görür gibi oluyorutn. Ben yolculuktan döndükten sonra telefon etmişti. "Bir 'çıC. çıt' sesivle baslayan açılımı unutamryonım" demişti. Çok Ozel Kiiçük Şeyler. Bence, bu hikâygdekine benzer bir şeyi yasadığımı zaman zaman unutuyorum ama. 12 Eylül'ün az öncesiydi. Birileri can korkusunu tarumamı istedi. Oysa, hiçbir şey tam beklendiği gibi olmuyor. Üstünüze tam da bir namlu ağzj çevrildiği anda. göl kıyılannda dolaşabiliyorsunuz; ormanın hışırtısıru işitiyor, çulIuklan dinliyorsunuz. Ah Gökçin, herkes senin gibi sivil ve demokrat bir okur değil ki! Okuduklanm, bugün kime ateş etsek, diye okuyanlar da var... CUMHURİYET/10 17 EYLÜL 1985 POLTITKA VE OTESI .. ri. ğın yazara uzakian uzağa tutuldum, onlar da zaten beni tanımazlar. Marks'a taptım, ona kızdım ve çocukluğumdan bu yana kimsenin kimseyi ezmeye hakkı olmadığına inandım, kaba güce karşı durdum. Okur beni var edecek mi, etmeyecek mi; ona da aldırmadım. Yine de, ödilller bana okur getirmeden önce, okur ödülleri getirdi desem, yeSık sık düşundüm: Benim ve benim gibi olanların bayramlan yok. öyleyse cenaze törenleri de olmayacak. ADALET AĞAOĞLU tdalet, telefon! Almacı ister istemez kaldınyorum: "Efendim?" "Ne yapıyorsun? Hiç sesin solugun çıkmıyor?" Yıllardır "Varlık"a, "Ttirk Dili"ne şiirler yazan, adlarını her zaman aklımda tutamadığım, kimlerin çıkardığım, kimlerin okuduğunu pek bilemediğim bazı başka dergilere de yazılar, şiirler yazan bu kişi gibi, canlan birilerine çatmak ya da arada bir yiğit görünmek istedikçe çeşitli dergilere yazılar 'patlatan' bazı kişilerin de, kitaplarım vayımlatmayı sUrdüren yazarlar için, "Sesleri soiuklan çıkmıyor" demelerını hep yadırganm. Telefondakine de ne yanıt verecegimi bilemiyorum. Hoş zaten, o da beni dinlemiyor. Durmadan konuşuyor: "Yazko Edebiyat Dergisi'nde sana saldınldığı zaman, saldıranı da, dergiyi de çok ayıplamıştım." "Ses Sese Karşı" romanını alıp bakmıştırn, senin "Bir Duğun Gecesi" ile en küçük ilişkisini bulamamıştım, zaten herkese de söyledim. Bak, abin olarak söylüyorum, yine de bu kadar sessiz durma. Çıtın çıkmıyor, beni dinle sen... Biraz sesin soloğun çıksın." Tannm, beni asıl bu akıl hocalan, bu *abPler çileden çıkanyor. Üç yıldır aynı hikâye. Kimilerine çenelerini yoracak bir konu çıktı. Ne kadar 'konıyucu' bir adam! Kendi ne, 'bir kadın yazara' sahip çıkmak gibi görevlcr yüklenmiş. Okurun sahip çıkmasından çok farklı bu. "Abin olarak." diyor. Ben de, merak etme, aramızda özel bir ilişkinin oldugunu sanmıyorum zaten, üstüne atlamam, kendini korumana gerek yok, demek istiyorum, ama başka bir şey söylüyorum: A Sesin solugnn çıkmıyor Benim gibi olanların bayramlan yok, öyleyse cenaze törenleri de olmayacak îstanbul'da doğmadım, Gatatasaray Liseli değilim, Amerikan Kız Koleji'nden de değilim. Ankara Mülkiyesi'ni bitirmedim, bir gazeteye kaptlanmadım, doğudan gelmedim. Mason derneğiyle ilgim yok, feministlere de katılmadım. Kadınlar birbirlerinin tavuğunu hep horoz sanırlar. Horozseverlere fazia yakınhk duymadım. Benim ülkem neresi...? B > ana, üçsahipbinçıkmayacak. beş okurumdan başka kimse Düşen taşlar altında cam /Yada yaprak kapıbnışsa sulara / Onlar ki bir zayıf vaktini beklerler, Öğren! / Şimdi biraz varsan, sabah veya öğlen / Bastınnca pis yağmurlu ikindi / Ardında yiteceğin kapılarda eğilmeyi / Ama düşün neler gider senden / öğren!/ Vumtuşsa tek başma indirdiğin / Mermerlere gölge, kendi dağlanndan, / Bu senin gölgen! / Dik dur, gülümse; çünkü kısa bir süre / Ve silinir daha sağken güneşler çekilince / Erken/ Öğren! El alışkanlığı. Ögreti'yi Yaz'da bulacağjmı biliyordum. El alışkanlığı da değil, Bebçet Necatigü'e gönül, yürek alışkanlığı. Hangi ozan, iç konuşmalarıyla kendini bu kadar çok ele verdi? Kim, monologlannı hepimizin yaptı, hepimizle paylaştı? Neyi yoğunlukla dile getirmeye çaJışsam ve başaramasam, Necatigil şiirınde hazınna konarım; o iç konuşmalar benimmiş sanırım. Bu elimdeki eski, ince bir cilt. Huriye Necatigil, büyük incelik gösteriyor, aramızdan sadece gövdesi uzaklaşıp giden ozanımızın "Biitün Eserleri" ciltlerini bana da gönderiyor. Necatigil, aJışkanlıklarında bir eskime olmasın! Bunca bir duyarlık. Huriye Hanım'ın bu inceliğinden ne kadar onur duyuyorum. Bilge ve iıer an yardımımıza koşan bu şiirin dünyasında böyle özel bir yerim olsun diye ne yaptım? Bu dünyayı sessizce yasadım, oradan dizeler mırıldandım, insanlık durumlanna sık sık bütün bu içkonuşmalar dizisinden baktım, fakat bir kez bile sağlığmda Necatigil'e "Sizi seviyonım!" diye haykıramadım. Önümü, günümü ışıtmış nice yazanmıza, yaşaırumı anlamlandırmış nice kişiye bir kez olsun duygulanmı söyleyemedim. Şiir... Şiir Yfireklerin kilitlenınesi efim tleri, bana yazdığı mektuplanndan birinde, "Şu çorak hayat!" demişti. ".. Kimse kiıtıseye, 'seni seviyorum' diyemediği için..." Ama Seiim'in bunu kendisine söyleyecek birilerinden de, sanki bir süreksizük korkusuyla, bucak bucak kaçmayacağından emin değilim. Sdim tleri"nin mektubunu okuduğum zaman da silkelenmiştim. Yüreklerin kilitlenmesi, dillerin »ağlanması salt, ilişkilerimizde sevgisizlikler olduğundan değildı. Sahici bir sevgide de, en derin bağlılıkta da dilsizdik. Saldırıda hiç çekinik olmayan toplum, sevmekte ve bunu dile getirmekte neden o kadar suskundu? Yalnızca şiirdi dilin çözülüşü: Dik dor, gülümse; çunkü kısa bir süre / Ve silinir daha sağken güneşler çekilince / Erken / Öğren! S. Her bunalıma girildiğinde Atatürkçülüğe sarılırız, Atatürkçülük ballı börek olur. Gene böyle bir döneme girildiğinde şalr Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya sormuşlar: "Atatürkçülük nedir?" Ünlü şair şöyle demiş: "Atatürkçülük bir çarştydı. Önceleri bu çarşının pek müşterisi yoktu. Bugünse müşterıler çoğaidı, herkes Atatürkçü okiu. Gerçek Atatürkçüler ise çarşının dışında kaldı, unutuldu." Ne dersiniz. dışında kalıp unutuldu mu? Fazıl Hüsnü Dağlarca asker kökenlidir. Kuleli'den başlayarak Harbiye'ye değin öğrenimini asker okullannda tamamlamış, yüzbaşılığa degin orduda görev yapmıştır. Sonradan kendi isteğiyte aynlmış. Ancak 12 Mart harekâtı geldiğinde Fazıl Hüsnü Dağlarca beyfik tabanca taşıdığı için bir süre tutuklanmış, nerdeyse ordunun verdiği tabanca elinden alınmak istenmiştir. Oysa biliyorsunuz 12 Mart'çılar da Atatürkçüyüz diye gelmişlerdi. O Dağlarca ki, bırçok şıirleri arasında Atatürk için Üç Şehitler Destanı, isiiklal Savaşı Samsun'dan Ankara'ya, İstiklal Savaşı (İnönüler), Anıtkabir, Yedi Memetler, Çanakkale Destanı, Kubilay Destanı, 19 Mayıs Destanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi destanlar yazmıştır Siyasi tarihimize ve edebiyat tarihimize Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın beylik tabancasını alarak tutukiayanlar mı girecektir, yoksa bu destanların şairi mi? Günümüzde Atatürkçülüğün tanımını yapmadan önce uygulamadaki göstergelerine bakalım. Milli Eğitim, Genclik ve Spor Bakanı Dinçerler'in ulusal eğitime verdiği yon mü Atatürkçü: dür? Tarım ve Orman politikası mı? Toprak ilişkilerinin düzenlenmesi mi? Alımsatıma dayanan ekonomi politikası mı? Sağlık hizmetleri mi? Memur, işçi, emekli, dul ve yetimlerin ortada kalması mı? Zamma dayanan ve fakir fukaranm belini büken gidiş mi? Holdinglerin, tekellerin, sermayecilerin korunması mı? Atatürk'ün ölümünden sonra devlet başkanı olanlardan hangisi Atatürkçü değildi? Hepsi de kendine göre Atatürkçüydü; Inönü'sü, Bayar'ı, Gürsel'i, Sunay'ı... Ama dikkatinizi çekerim hepsinin de Atatürkçülüğü başka başkaydı. Herkes Atatürk'ün bir özdeyışine sanlır. Şöyle dedi, böyle dedi... Ama hiçbiri Atatürk'ün söylediği sözler arasında 'holdingleri tutun, tekelleri besleyin, sermayicileri semirtin, işçiyi, kuylüyü, fakir fukarayı ezin' diye bir tümceyi gösteremez. Hele Atatürk Jürk parasının düşürülmesine, yabancı sermayenin uşağı olmaya gençliğinden beri karşıdır. Cavit Beye yabancı ser' maye uşaklığı ediyor diye kızmıyor muydu? Bırakın yüksek rütbeli olmasını daha Selanik'te kolağası iken ittihat ve Terakki'nin borç ustası Maliye Bakanına öfkelenmiyor muydu? Artık iyice posası çıkan 24 Ocak efsanesine, rica ederim, Atatürkçülüğü bulaştırmayın!.. Hiç olmazsa, Türk ekonomisini çığınndan çıkaran bu önlemler bohçasına Atatürk adı karışmasın!... Bu kararların sorumlusu da, sorumsuzu da tarihin ilerdeki yargılamasında yerini alacaktır. Her bunalımda bir Atatürk aramak, her bunalımda görüşlerimizi Atatürk'e bağlayarak haklı çıkmak modası çoktan geçmiştır Böyle bir modayı artık kimse yutmuyor. Atatürk adına Atatürk'e kryıldığını çok görmüşüzdür. Böylelerine sade yurttaşın gücü yetmiyor. Zaten kendılerini bir süre için güçlü sayanlar Atatürk'e dayanarak güçlerini gösteriyorlar. sonra ipliklerl pazara çıkıyor Bugün bu gibilerin iplikleri gene pazara çıkacaktır, sahte ve yalancı Atatürkçüler çok kısa bir süre sonra anlaşılacaktır, hiç kuşkunuz olmasın! SEKA ÇAYÇUMA MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1975TE Bençet NecatigiVillk kez I975'te, Sait taik Hikâye Armağam 'Yüksek GerWm"e verildiğinde Pera Palas'taki törende görmüştum. O kadar geç. Seçici Kurul üyeleriyle törendeyiz. (Soldan, Ne catigil, Rauf Mutluay, Adalet Ağaoğlu, Haldun Taner Tahsin Yücel, Vahit TUran, Oktay Akbal. ründüğü zaman da aynı şeyi dflsünmüştüm. Fefhi Nad için, "Öbneye Yatmak"la ügili en önemli nokta sanki, romanın başkişisi Aysel'in menopoz döneminde olup olmadığını bulgulamaktı. Yazannın budalalığını kanıtlamak ise artık çok kolaydı. Bir tümcesini kesip, ona "Atatork. 1938 de öldii" gibi bir 'malumu flan' ettirmek yeterdi. Bu benim, ciddi görünen dergilerimizde bile, inceleme adı altında yayımlanan kimı yazıların düzeyiyle ilk burun buruna gelişimdi. Hemen, defteri kalemi toplayıp bu yerlerden gitme isteğine kapılmıştım. Oysa, ülkemde yaşamayı seviyorum. Bir sanatçıyı, yazarı, çelişkilerin bolluğundan, keskinliğinden daha öte ne zenginleştirebilir? Telefondakinin söylediklerine baksana! Ona kızıyonun, onu seviyorum, onu değiştirmek istiyorum, şimdi yalruz o bana, hayatta atılacak adımlann bitmezliğini söylüyor. Ben, telefondakinin az önce adını andığı derginin 'demokrathk gösterisi'nde bile müthiş toplumsal bir yan buldum. Bu gösteride, toplumun bir uzantısını buldum: Kaba gücün eşlik ettiği bir 'demokrasi.' "Yazko Edebiyafçıların bir köşebaşında, birine saldırma özgürlüklerine, yalnız kendılerıne tanıdıklan hakka karşı durmaya kaş çatışlanna, bu ağalık niteliklerine bakarak ise, toplumun hangi kulture doğru yol aldığını daha içeriden gözlemleyebildim. Füsun Akath'nın durüst yanıtı da, Prof. Mina Urgan'ın yetkin, yetkili, açık aydınlık açıklaması gibi kesildi, çarpıtıldı. Bu bile yapıldı. Yeni bir roman yazmalısın elefondaki ses: "En azından yeni bir roman yazmalısın, yayımlatmalısuı. Yok mu? Yazmıyor musun?" diyor. Demek "Yazsonu"ndan haberli değü. "Hadi Gidelim"den de. Çünku bunlara kimse saldırmadı. Tek bir kitap yazmalıyız ve anık kimse, herhangi bir şeye karşılık olsun diye, bizden bir ikincisini bekleyememeli... Neyse, bana üç beş bin okurumdan başka kimse sahip çıkmayacak. Îstanbul'da doğmadım, Gaiatasaray Liseli değilim, Amerikan Kız Koleji'nden de değilim. Selanik'le hiçbir bağım yok. Ankara Mülkiyesi'ni bitirmedim, bir gazeteye kapılanmadım, bir dergide klikçilik etmedim, kooperatiflere girmedim, doğudan da gelmedim. Mason Derneğiyle ilgim yok, kırka bölünmüş 'devrimci güçler'in kırkıyla da özel, ayrı değer yüklü bir bağım olmadı, Kürt değilim, Ermeni değilim, benim sırtırm okşasın diye kimsenin sırtını oksamadım ve erkekler cemiyetinin üyesi bulunmadığım gibi feministlere de katılmadım. Kadınlar birbirinin tavuğunu hep horoz sanırlar. Horozseverlere fazla yakınhk duymadım. Benim ülkem neresi? Bir yı IMeeatigirie ilk tanışma 'ehçet Necatigiri ilk kez 1975'te, Sait Faik Hikâye Armağanı "Yüksek Gerilim"e verildiği zaman, Pera Palas'daki törende görmüştüm. O kadar geç. öylesi geç ki, ondan sonra kendisini, bir ikinci kez, ancak ölümünden önce, hastanede görecektim. Orada kim varsa, hepimiz, içimizden geçeni haykırmalıydık: Sizi seviyoruz! Dert Dökme Defterierime göç öncesi bakmaya hiç zaman kalmadı. Gün döndü. akşam yaklaşıyor. Işınlar camı batıdan yalamaya başladı bile. Şu anda, kızgın yumurtalan, Çinlileri, Eskimoları düşünmeye başladığım saatten bu ana dek aklımdan geçenleri çok güzelleştirerek yazabilmek için yanıp tutuşuyorum. Yazık ki bunu henüz yapamayacağım. Belki, bir gün... Henüz, yüreğimin bir yanı da söylenememis, dışa atılamamış acılıklarla dolu. Henüz herkese de 'seviyorum' diyeme yeceğim. Fbrster, "Yaşaiımış, bitmiş bir hayat yazarlar için, doğumdan da, uykudan da, düşlemeden de daha olanaklıdır" divor. 2000 TON ŞAP NAKLETTİRİLECEKTİR Kapalı teklif usulü ve ıhale yolu ile Müessesemize Kütahya Gediz/Şaphane'den 2000 ton şap naklettirilecektir. Bu işe ait şartname, bedelsiz olarak; a) Müessesemiz Nak. ve Ambarlar Şefliği'nden, b) izmit SEKA Gn.Md.lüğü ikmal Daıresi Başk^nlığı'ndan alınabileceği gibi. mektupla da ıstenilebilır. isteklılerin şartnameye göre hazırlanmış teklif mektuplarının, teklif tutarının % 3'ü oranında geçici teminat mektuplarıyla beraber 25.9.1985' günü saat 12.00'ye kadar Müessesemizde bulundurulması gerekmektedir. Postada meydana gelecek gecikmeler, göz önüne alınmayacaktır. Müessesemiz, 2886 sayılı artırma ve eksiltme ihale yasasına tabi olmayıp. ihaieyi yapıp yapmamakta veya dilediğıne vermekte serbesttir. (Basın: 23597)5671 ÇAYCUMAZONGULDAK Sonra derin sessizlik ir vazann sesi, kitaplanyla çıkmazsa, neyle çıkar?" Basın genelde bu ortalama düzeyi magazince yankılanmalara alıştmyor. ödüller, satasmaJar, polemikler tek 'yankılanma yolu' olup çıktı. Pek çok kimse, uğruna o kadar kan dökülmüş kitabm kendisiyle ilgilenmiyor. Başka bir yerden otlandı mı, otlanmadı mı? Bu konu aylarca, hatta yıllarca gündemde kalabiliyor. Bir kitap yayımlandıktan sonra ise, şurada burada bir iki yazı, sonra derin sessizlik. Sessizliği yapan da, bozan da dergiler, gazeteler. Sonra yine aynı dergilerde, gazetelerde futbol maçları değerlendirmelerini çağnştıran bir ağız: O, onu geçti, bu, buna yenildi. Her şey bir stadyumda, günübirlik olup geçmektedir. Magazin yazarları kültürel yaşamımıza el koydular. Bu eğilim, biraz inceltilmiş, kültüre bulaşünlmış olarak "Yeni Dergi" gibi bir dergide gö B T B Süreeek Usul usul çekildi gitti hayat ımızdan. 'Pahalı' dedik, 'sonra okurum' dedik, bir kaset daha taktık video göstericimize. Kitapsız bir dünyaya dönüştürdük evimizi; kitaplığında 'gençken' aldığımız kitaplarla... İLAN TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU S.S. DOĞUKARADENİZ ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN BİLDÖtfLMİŞTİR 1 Müessese Müdürlüğümüzün ihtiyacı olan, şartnamesınde cinsi ve özellikleri belirtilen toplam: 63 adet beton direk ve 129 adet beton travers satın alınacaktır. 2 Bu işe ait şartname, TEK S.S. Doğukaradeniz Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğü Kemerkaya Mahallesi Cumhuriyet Caddesi Adem Sokak Ebru Apartmam No: 7 TRABZON adresindeki yerleşik Makinelkmal ve Satmalma Müdürlüğü'nden temin edilebilir. 3 Ihale ile ilgili geçici guvence: 1.130.000. TL.'dır. 4 Ihaleye iştirak edecek firmalar, teklif mektuplarmı en geç 23.9.1985 günü saat 14.00'e kadar Müdürlüğümüz Muhaberat Servisi'ne vermiş olacaklardır. Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. 5 Müessese Müdürlüğümüz, 2886 sa>ıh kanuna tabi değildir. Basın: 23671 SÜMERBANK EREĞLİ PAMUKLU SANAYİİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 4 KALEM NYY PLASTİK YERALTI KABLOSU SATIN ALINACAKTIR 1 Müessesemiz ihtiyacı olarak 3 x 50 + 25 mm : ebadında 125 metre, 3 x 120+ 70 mnv ebadında 250 metre, 4 x 6 mm 1 ebadında 2000 metre, 4 x 1 . 5 mm ! ebadında 2000 metre olmak uzere 4 kalem NYY plastik yeraltı kablosu kapalı teklif almak sureıiyle salın alınacaktır. 2 Bu ışe iştirak edecek firmalann kapalı tekliflerinj en geç 27.9.1985 günu saat 16.00'ya kadar muessesemıze tevdi etmeleri gerekir. 3 Müessesemiz 2886 sayılı kanuna tabı olmadığından, ihaieyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta tamaraen serbesttir. Basın:23683 surgun Yıl 1985, şimdi yeniden kitaba dönmenin zamanıdır. 'Kimiz, neyiz, dünya nerede?' Zamanı eski sorulara yeni yanıtlar aramanm! Bu akşam eski dostları karıştırahm. Yarın yeni bir kitap alalım. tSTANBUL 1. İFLAS MEMURLUĞU'NDAN tFLAS ALACAKLILARI SIRA CETVELİNİN VE İKİNCİ ALACAKLILAR TOPLANTISININ İLANI 1985/17 Müflisin adı soyadı: özgen Sanayi ve Ticaret Liraited Şirketi. tkametgâhı: Taviloğlu Han, K/2, KaraköyİST. Müflıs Özgen Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkındaki alacak ve istihkak iddialannm tahkik ve tetkik işlemi bitmiş, lcra ve Iflas Kanunu'nun 206. ve 207. maddeleri gereğince düzenlenen alacaklılar sıra cetveli dairede incelemeye haar bulundurulmuîtur. Sıraya ve alacağın esasına ve miktanna ilişkin itirazlann ilandan itibaren 7 gün içinde lcra ve Iflas Kanunu'nun 235. maddesi hükmüne göre yapılması gereken kanuni işlemin ifası için ikinci alacaklılar toplantısı gunü olarak layin edilen 16.10.1985 Çarşamba gunu saat 10.30'da Istanbul 1. îflas Memuriuğu'nda hazır bulunmalan veya yetkili bir vekil gönderilmesi hususu l.l.K.'nun 232., 234. ve 235. maddeleri gereğince ilan vc tebliğ olunur. Basın: 11407 1 Kurumumuz, AfşinElbistan Termik Santralı İşletme Müdürlüğü'nün, Kül Nakıl Bandlarının soğuk tamir işlerinde kullanılmak üzere, 4 kalem muhtelif ebatlarda TipTop yapıştmcıları, (Kapalı Zarf) teklif alma usulü ile satın alınacaktır. 2 Bu işe ait şartname, Müdürlüğümüz Fevzıpaşa Cad. No. 179 YavuzselimFATİH adresinden, mesaı saatleri içinde 303 no'lu odadan 64SAF/8582 dosya işareti ile istenerek temin edilebilir. 3 ihaleye iştirak edecek firmalar, teklif mektuplarmı 25.9.1984 tarih ve saat 17.00ye kadar vermek zorundadırlar. Postadaki gecikmeler, dikkate alınmaz 4 Kurumumuz, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa tabi olmayıp, ihaieyi kısmen yapmakta, ihaleden vaz geçmekte veya dılediğine vermekte serbesttir. (B: 23730) 5742 TÜRKİYE FIEKTRIK KURUMU İSTANBUL TİCARET MÜDÜRLÜĞÖNDEN 'kitabı gpri getirelim"1 vkvk K n N \K ~ I i A K f M [S \k\K>l İNV* 1. Gülhane Asken Tıp Akademisi Hemşırelik Yüksek Okulu ANKARA'da, ÇOCUK HASTALIKLARI (PEDİYATRI) branşında istihdam edilmek ve muvazzaf subay yetiştırilmek üzere Yüksek Hemşirelik Okulu mezunlarından BAYAN alınacaktır. 2. İSTEKLİLERDE ARANACAK NİTELİKLER: a. Türk vatandaşı olmak, b. Sabıkasız olmaK ve yaptırılacak güvenlik soruşturmasıridan olumlu sonuç almak, c. Sıvil okullardan herhangi bir nedenle çıkartılmış olmamak, d Yüksek Hemşırelik Okulu mezunu olup, Çocuk Hastalıkları branşında; Doktora yapmış, doktora yapmaya başlamış veya bu konuda yüksek lisans eğitimini tamamlamış olmak. e. Düzeltilmemiş nüfus kaydına göre müracaat tarihindedoktorasfnı henüz tamamlamamışolanlar30, tamamlamış olanlar 35 yaşından büyük olmamak, f. Fiziki özellikleri bakımından subay olma şartlarını taşımak. g Kendi hesabma oğrenım yapmış olmak, (Herhangi bir kuruluşa yükümlü olanların başvurusu kabul edilmeyecektır.) h. Yapılacak mulakat ve mesleki sınavda başarılı olmak. 3. MÜRACAAT İÇİN İSTENEN BELGELER: a. Dılekçe (Hv.K.K.Iığında muvazzaf subay olma isteği belirtilen) b Yetkili makamlarcaonaylanmış nüfus kağıdı sureti (1 adet resimli) c. Adli sıcıl raporu (Müracaat tarihinden en geç 3 ay önceye kadar alınmış olanlar kabul edilir) d. Noterden onaylı diploma sureti, doktora belgesi (Devam edenlerın, başlama belgesi) veya yüksek lisans belgesi. 4. MÜRACAAT; (Hava Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanlığı ANKARA) adresıne 3'üncü maddede belirtilen belgelerle, en geç 20 EYLÜL 1985 tarihine kadar Komutanlıkta bulunacak şekilde bizzat veya posta ile yapılacaktır. 5. Mulakat ve sınav tarihi. müracaat edenlerin adreslenne ayrıca bildirilecektır 6. Uygun nıtelikte olmadığı halde müracaat edenlerın dılekçesme ışlem yapılmayacaktır. (Basın: 23642)5696 HAVA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI ADINA MUVAZZAF SUBAY YETİŞTİRİLMEK ÜZERE YÜKSEK HEMŞİRE ALINACAKTIR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle