15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUR/YET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER laikliği tam içeren "herkesin dinsel özgüjlüğü güvence altındadır. Hiçbir dinsel kuruluş devlet tarafından herhangi bir ayncalıkla donatılamaz ve siyasal bir otorite kullanamaz... Devlet ve örgütleri dinsel eğitim veremezler, herhangi bir dinsel etkinüğe katılarnazlar hükumlen uzerinde durmak gereğini duymadı. Şimdi oturumda ortaya konan savları bir bir inceleyelım: "tSLAM DİNİ LAtKTtR!" SAV1 Bir dinin laik olduğunu söylemek ile bu "buz el yakacak kadar sıcaktır" demenin bir farkı yoktur. Bir dinin başka kimi dinlere karşı hosgörulu olması başkadır. Islam dini goksel dinler denilen dinlere karşı hoşgörülüdür. Çünku lslam dininin inanç koşulları arasında Tann'mn peygamberlerine ve kitaplanna inanmak da yer almaktadır. Hz. Musa'mn olsun, Hz. Isa'nın olsun adları peygamber olarak Kuranda geçmektedir. O halde Müslümanın inanmak zorunda olduğu peygamber ve kıtaplara inananlara hoşgörulu olmak lslam dininin önde gelen bir gereğidir. Ama lslam bunun dısmda bir vicdan özgürlüğu tanımaz. Nitekim, muşriklerin, yani birden çok tanrı tanıyanların veya putperestlerin öldunılmeleri Kuranda emredilmiştir:" .... Puta tapanları bulduğunuz yerde öldürün; onlan yakalayıp hapsedin.... eğer tövbe ederlerse, namaz kılar ve zekât verirlerse yollannı serbest bırakın..." (IX. 5) Demek ki, kitap sahibi olan kimselere gösterihııesi Islamın gereği olan hoşgörü, müşriklere tamnmamakta; onlar ölmek istemezlerse Müslümanlığa zorianmakudıriar. Aynca Müslüman iken dinden çıkan veya din değiştiren (mürted) erkeğin öldürülmesi de icma ile kabul edilmiş değişmez bir şeriat kuralıdır. Demek ki, Müslumanlar için bir vicdan özgürlüğu tanınmadığı gibi hoşgörü de yalnız ehli kitaplar için söz konusudur. O da sınırh bir biçimde; örneğin Müslüman devlet başkanının izni olmadan Hınstiyanlar kilise yapamazlar veya onlan onaramazlar. Televizyondakı oturumda Osmanlı fmparatorluğu'nun bir teokrasi olmadığı da savlandı. Teokrasiye gösterılecek örnekler arasında acaba Osm. Imp. kadar uygun daha kaç devlet bulunur? önce teokrasıyi bir tanımlayaüm: Teokrasi Yunanca "Tann Egemeoligi" demektir. Teokratik devlette Tann gerçek egemendir ve her iki dünyanın gerçek sahibidir; yasalar da Tanrının buyruklandır. Böyle devletlerde devlet başkanlan Tanruun yasalarmı, o görünmez egemenin adına, uyguJarlar. Osm. lmp. gibi tarihte ve bugün lslam devleti olduğunu savlayan bütün devletlerde durum aynı degil midir? Osm. devletinde giderek halifesultana "Tannnın yer yüzündeki gölgesi" denmiş, halifesultanın en önde gelen görevi olarak lslam şeriatını uygulamak sayılmıştır. Şeriatın kapsamadığı alanlarda padişahların çıkarmaya haklan olan ve örfi hukuk denilen hukuku oluşturan kanunların şenata aykırı olmamalarım denetlemek önemli görevi de nişancılara verilmiştir. Padişah önce şeriat kurallannı uygulamak durum undadır. Eğer böyle bir kural yoksa, o zaman uygulanacak kuralı şenata aykın olmamak üzere kendi koyabilir. (Arkası 12. Sayfada) 16EYLÜL 1985 Anlaşılanıayan Laiklîk Dinin bütün yaşama egemen olduğu Ortaçağ'dan Batı daha XIV. yüzyılda başlamış olan Rönesans'la ve özellikle XVI. yüzyılda lerçekleştirilen reformla çıkmış ve uzun bir süreç sonunda laikleşmiştir. Osmanlı Imparatorluğu ise bütün bu gelişme ve çağdaşlaşmalardan habersiz kalmış ve hemen hemen tam bir Ortaçağ yaşamı içinde Cumhuriyet'e kadar gelmiştir. Böylece Atatürk'ün devletimizi iaikleştirmesi Ortaçağ'dan çıkıp çağdaş olmamız yolundaki en önemli adımı oluşturmuştur. CüMmJRIYET'ten OKURLARA... OKAY GÖNENStN Yenilikler Prof. Dr. COŞKUN ÜÇOK AtatOrk devriminin temelini oluşturan "Laiklik", niteliğinden ötürü birçok tartışmaya koou olmuş, Uzerinde kitaplar yaalmış, ama toplumumuz tarafmdan gereğince anlaşılamamışnr. "Laiklik", devletin kanunUn koyarken din kurallanna uymak zorunda olmaması ve berkesi kendi inancmda özgür bırakması; dinin de devlet işlenne ve bireylerin inançlanna kanşmaması ilkesidir özetleyin. Din değişmez olduğu, toplum ise durmadan gelişip değiştiği için dınden çıkan değişmez kurailann insan toplumlanna uygulanması giderek olanaksızlaşnuştır. Dinin bütün yaşama egemen olduğu ortaçağdan, Batı, daha XIV. yüzyılda başlamış olan Rönesans'la ve özellikle XVI. yüzyılda gerçekleştirilen reformla çıkmış ve uzun bir süreç sonunda laikleşmiştir. Osmanlı Imparatorluğu ise bütün bu gelişme ve çağdaşlaşmalardan habersiz kalmış ve hemen hemen tam bir ortaçağ yaşamı içinde Cumhuriyet'e kadar gelrniştir. Böylece Atatürk'ün devletimizi laikleştirmesi ortaçağdan çıkıp çağdaş olmamız yolundaki en önemli adımı oluşturmuştur. Bundan ötürüdür ki, TRT'de düzenlenen laiklik üzerine bilimsel söyleşiyi büyük bir merak ve dıkkatle dınledık. Laıklığin ne olduğunu öğrenemedik ama 1) Islam dininin laik olduğunu; 2) Osmanlı devletinin bir teokrasi olmadığmı; 3) Aynı devletin laik olduğunu ve 4) Osmanlı devletinin ulusal bir devlet olduğunu öğrendik. Anayasa doçenti Sayın Atila özer de başka ülkelerde laikliğin nasıl anlaşıldığını anayasalanna dayanarak anlatacağı yerde, adeta gelişmiş ülkelerin nasıl dine bağlı olduklarını kanıtlamaya çalıştı ve Japon anayasasının pek anlayamadığımız bir maddesini zikrederek, 20. maddesınin S iyasetin gündemden hiçbir zaman inmediği, Yalçın Doğan'/n "Dar Sokakta Sıyaset" dizisinin gördüğü ilgiyle kanıtlandı. 12 Eylül'ün sıcak günlerinde yeni OKT4Y AKBAL EVET/HAYIR OKURLARDAN Halk otobüsü mü, korsan otobüs mü ? Son 10 gündür gunde iki defa halk otobüsleri ile TopkapıCaialoğlu arasında gidip gtuyorum. Birçok defasında parayt vermeme rağmen ancak ısrar ederek bilet alabiliyorum. Birçok yolcu ise bilet atmıyor. Daha doğrusu verilmiyor. 11/9/1985 günü yine otobüse binip abonman bileti verdim. Bilet 90 lirahk olduğu için halk otobusünün biletçisi kabul etmedi Bunun üzerine ben de 100 lira verdim, 10 lirayı geri verdi ama bilet vermedL Ben bilet isteyince de "Ben korsan araba çahstınyorum, bilet yok, git istedijtin yere şikâyet et" dedL Bir bay ve bayan yolcuyla Eminöntinde inip halk otobusünün plakasını aldık. 34 KF 245 plakaü halk otobüsünü orada gördüğümtiz polis memuruna şikâyet ettik. Polis otobüsü durdurdu. Otobüsun şoföru "Kalabahktı, ben gormedim olayt" demesi üzerine biz "Topkapı'dan Eminönü'ne kadar nasıl olur da bilet kesilmediğini görmezsiniz" deyince polis bize döndü "Şikayetiniz varsa söyUyin, ne bağınp duruyorsunuz. Soylediniz arabayı durdurdum, ekibe haber veririm gerekeni yapar, gerisi sizi ilgilendirmez" dedL Bu konuda bir işlem yapılıp yapümadtğını bibniyoruz. Polis memurunun yaka numarası da "757 6T' idL 12.9.1985 günü de 34 TD 389 plakalı halk otobüsünde bilet istediğimiz de "Biz bilet vermiyoruz, bilet yok" dediler. tlgüilerin halk otobüslerinde bilet kesilip kesilmediğini kontrol etmesi çok mu zordur? Vatandafin bu üzüntüsüne bir son verilsin. KEMAL KUTLUATA (Emekli) ISTANBUL Gerilere Doğru Bir Koşu!.. Gericilik almış başını gidıvor Atatürk'ün devrimci atılımlan, en başta da laiklik bir yana ıtilmiş, nerdeyse unutulmuş! Tarikatçılık, Humeynicilik, daha ne kadar çağdışı akım varsa her> si Türkiye'mızde büyük bir coşkuyia yaygınlaştırılıyor. Bizler bunu görüyoruz yazıyoruz, ölüm tehdıtlerıyie karşılaşıycruz, yine de Atatürk devriminin savaşını verıyoruz. (Arkası 12. Sayfada) sistem, kişi, parti arayışlarının öyküsü bugün de süregiden siyasal tartışmalann anahtarını veriyor. Yalçın Doğan'ın dizisi bu hafta da sürecek, ardından diziye ilışkin açıklama gönderenlerin yazıları da aynı sayfalarda yer alacak. Cüneyt Arcayürek'/n "KuDeTa"s/ ise apayrı bir tür. Kendi deyişiyle düşlerle gerçeklerin karıştığı ve neyin nasıl anlatılmasının gerektiğinin bilinemediği günlerin ürünü. "KuDeTa", edebiyat tadıyla, roman tadryla okunacak bir anlatı. "Gençlik ve Cinsellik" anketinın temel çalışmalannı gazetemiz için Veri Araştırma grubu hazırladı. Konuştuğu gençlerden genel eğilımler çıkardı, tablolar oluşturdu. Bu çalışmanın ardından HaberAraştırma Servisimızin yönetiminde ise koyulan bir grup genç arkadaşımız, bu anketi tamamlayacak göruşmelere, röportajlara girişti. Vfe ortaya herkesin ilgiyle okuyacağı bir araştırma çıktı. Cengiz Çandar arkadaşımız istanbul'dan yola çıktığında biz de epeyce meraktaydık, Beyrufa ulaşması konusunda. Ama önceki gün öğleden sonra teleksten ses verdi. Biraz gecikmeyle Beyrufa ulaşmıştı ve ilk haberini yazdıracaktı. Cengiz Çandar, Beyrut haberlerini günü gününe sürdürmeye çalısacak. Ekonomide alternatıf var mı? 24 Ocak'tan bu yana en çok tartışılan temel sorunlardan biri üstüne, Ekonomi Servisi Şefim/z Osman Ulagay çok geniş bir çalışma hazırladı. Ekonomımizin bugünkü ve Özal'ın ekonomi politikasına alternatif önerileri... Osman Ulagay'/n araştırmasını bu pazardan itibaren gazetemızde bulacaksınız. Şükran Ketenci de İşSendika Servisimizin sefi olarak (Arkası 12. Sayfada) teknobfiygüvenceJüzmet She SHELL SUPER "Dünya MotorYagı»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle