22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EYLÜL 1985 Ozetle HABERLER CUMHLRİYET/7 İnönü'nün ziyaretleri SODEP Genel Başkam Erdal tnönü, dün Yargıtay Başkam Nihat Renda'yı, Cumhuriyet Başsavcısı Firuz Çilingiroğlu'nu ve Sayıştay Başkam Servet Şamlıoğlu 'nu makamlannda ziyaret etti. Ziyaretlere parti genel başkan yardımcüan Cezmi Kartay ve Atila Sav da katıldılar. tnönü, gazetecilere yüksek yargı organlannm yetkililerine nezaket ziyaretleri yaptıklarvu söyledi. Görüşmelerde HP ile bifleşmenin hukuksal açıdan değerUndiribnesinin yapüıp yapümadıgma ütfkin bir sonıyu, "böyle bir konu açılmadı."şeklinde yanıtiadı. Bakan Dinçerler hükümeti yıpratıyor ANKARA, (Cumhuriyet Bttrosu) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler'in basında yer alan sözleri, hükümet ve ANAP çevrelerinde sıkıntı yaratırken, Başbakan Turgul Özal'ın bu tartışmalardan üzüntü duyduğu bildiriliyor. Nitekim dün gece Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Başbakan ÖzaJ, Bakan Dinçerler ile 45 dakika süren bir gorüşme yaptı. Görüşmede, Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem de hazır bulundu. Başbakan Özal dün gazetecilerin, Dinçerlerin AIDS'li sözleriyle ilgili sorulanna yanıt vermedi. Bu arada Dinçerler'e tarikatlarla ilgili soru sorup AIDS'li yanıt alan gazetecinin, Dinçerler'in akrabası olduğunu öğrenmesi üzerine, "İnsan akrabasına zarar mı verir?" diye sitem etti. Vehbi Dinçerler ise, muhalefetin kendisini alt edeceğine ilişkin demeçleri konusunda, "Ben buraya kendim gelmedim ki kardeşim, görevimi bırakmam" dedi. Gazeteciler ile özal arasında TBMM'deki diyalog şöyle geçti: Gazetelerde Milli EgitJm Bakanı'nın, bir gazeted için kullandıgı "Senin AIDS Oe ne kadar alakan varsa benim de bir tarikada o kadar alakam var" ifadesi yer alıyor, okudnnuz mu? ÖZAL ... Dinçerler'in boyle bir ifade kullanması hakkında ne diişünüyorsunuz? ÖZAL ... (yurümeye devam ederek) Kime soylemiş? ANKA Ajansı'ndaa bir muhabir arkadaşımıza... ÖZAL ... tşlem yapacak tnısınız? Bir şey söylemeyecek misiniz? Başbakan özal, gazetecilerin sorusu karsısında yürümeyi sürdürürken, yanında bulunan ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler araya girerek, Dinçerler'in hedef aldığı gazete Başbakan Özal, Dinçerlefle 45 dakika görüştü DUYDMJK/GORDUK YAI.ÇIJV PEKŞEH Başbakan bayramı neden ABD'de geçirdi Sünnet mevsiminin son günlerine yaklaşılırken ünlü sünnetçi Kemal Özkan'ın 4. Levent'teki sünnet sarayında harıl harıl "kesmekten" başını kaşıyacak zamanı yok. Nasıl olsun ki? Kendi ifadesine göre "45 milyonluk Türkiye'de 10 milyon çocuk var.. Bunların önemli kısmını o kesip biçiyor ve gelecek günlere hazırlıyor" Fakat Özkan'ın derdi işinin çokluğu değil.. "Allaha şükür işlerı iyi gidiyor. Hatta Türk basınında ilk kez bana açıkladığına göre "sünnetçılik işten artık holdingleşmiş durumda.." Özal'ı bir türlü bulamamasıydı. Bilindiği gibi Özkan 6 Kasım seçimlerınden önce veto yediği için ANAP'ın mılletvekili adaytığından çekilmiş, ama hemen ardından yaptığı açıklama ile Veto bile yerniş olsam, bu partide en sona kalacak iki kişi varsa biri liderimiz Turgut Özal, diğeri ben olacağım" demişti. Böylesine kuvvetli bağlarla bağlıydı partisine... O günden bu yana partisi için "elinden geleni yapmış" örneğin Anavatancıların bütün çocuklarını parasız olarak sünnet etmışti. Hatta bir ara bir rastlantı sonucu Ali Sami Yen Stadı'nı görmüş ve kendi kendine "Burada ne kadar guzel sünnet düğünü olur" diye düşünmüştü. Kemal özkan bu düşüncesinde pek haksız da değildi. Spor yazarlarımız da sık sık "bu statta maç olmaz" deyip duruyoriardı. Demek ki A. Sami Yen Stadı maçlara değil, sünnet düğünlerine göre yapıtmıştı. Herneyse bu fikrini Başbakanma açmış ve "Burada 56 Günümüzün modasına uygun bin çocuğu keselim" demıştı. şekilde kısa süre önce "Oz Ama "bekte Allah bekle, ses kan Holding " kurulmuş bulu seda çıkmamıştı..." nuyor O halde Kemal Özkan^ Kemal özkan'ın Başbakanın derdi nedir diyeceksiniz... dan başka istekleri de vardı. Söyteyelim: Bunlan da şöyle sıralıyordu: Özkan'ın derdi, eski FutboJ "Alman TV'sine tam altı kez Federasyonu Başkam Kemal çıktığı halde, Çin Seddine girUlusu'nun oğlunun sünnet mekten bile daha zor olan TRT düğününde söylediği sözlerin TV'sine yarım saat çıkıp sünyanlış anlaşılmasıydı. Olay netin bilimsel taraflarını açıkşöyle gelişmişti: lamak ve Çetin Altan'ın sözüGazetelerde de yazıldığı gi nü etttği "yanlış kesikjikleri için bi Özkan, Ulusu'nun oğlu Atil aşağılık duygusuna kapılan »a'yı sünnet ettikten sonra mik çocuklarımızı" kurtarmak isrofonu eline almış ve seçkin tiyordu. Aynca seçimlerde Anavaçağrılılar arasında bulunan Başbakan'ın kızı Zeynep tan'ın "tulum çıkardığı" kendi özal'a hitaben şunları söy memleketi olan Malatya'nın Darende ilçesınde söz verdiği lemişti: "Ben senin babanı senden işleri yaptırmak ve yeniden iyi tanırım. Şimdi soyadın Eken hemşerilerinin yüzüne bakamidir, Diken midir, bilmiyorum bilmek istiyordu. Bu isteklenni zaman zaman (Bu sırada etraftan Ekren diye bağırılmıştı) her neyse onunla başbakana çıtlatabiliyordu evlendin, babanı dinlemedin. ama kendisinden alabildiği tek Benim bildiğim baban kincidır, yanıt "telefonumu bekle.." olubunlan unutmaz, size kan kus yordu. Başbakanı ABD'ye uğurlarken havaalanına gitturur." Kemal Özkan tam bu keli miş, dönüşte de karşılamıştı. melerle değilse bile buna ben Fakat şöyle "ağız tadıyla" beş zer şeyler söylemişti ve bunlan dakika olsun başbaşa kalasöylediği zaman sarhoş falan mamıştı. Bü arada Başbakanın ABD : değildi. 26 Temmuz 1976 tarihinde bıraktığı içkiye bir daha de neden bu kadar kaldığını ağzını bile sürmemisti. Peki bu da Türk basınında ilk kez bize sözleri neden söylemişti açıklıyordu Özkan... Amelıyatı bittiği halde ve hiç gerek olöyleyse? Bu sözleri soylemesinin ne madığı halde Başbakan Kurdeni salt, kendisinden dört ban Bayramını neden Ameribeş yaş büyuk otduğu için de ka'da geçırmişti? "Çünkü dini ğil, fakat her bakımdan büyük bütün bir adamdı. Bayramda olduğu için "abi" dedigı Turgut Türkıye'ye gelse, araya gireceklerini, kızı ile damadına el öptürerek barıştıracaklannı biliyordu. Onlarla barışmak istemediği için ABD'den dönmemeyi tercih etmişti." İşte tam bu sırada Ulusunun sünnet düğünü ortaya çıkmıştı. Kemal Özkan Başbakanın dostları olan Ulusu'ların sünnet düğününe geleceğini biliyordu. Hemen bu düğünde Başbakan'a okumak üzere bir şiir yazdı ve 6 eylül günü büyük bir heyecanla Büyük Kulübün yolunu tuttu. Fakat Başbakan düğüne gelmemişti. Gelmemesinin nedeni de Zeynep özal ile davulcu kocasının gelmiş olmasıydı. Bu durumda Kemal Özkan ile Başbakanın "vuslatı" başka bir bahara kalmış oluyordu. Özkan o kızgınlıkla kendini mikrofonda bulmuş ve önce yazdığı şiiri okumuştu. Şiir söyleydi: "Kırsal topraklarda yağmur misali / İki yıldır sevgine dostluğuna susadım/ Kutsal topraklarda kurban misali/ Ben kendimi çocuklara adadım. Servette, şöhrette kalmadı gözüm/ İnsanlığa hizrnet için yanıyor özüm/ Sitemli, dikenli olsa da sözüm / İlk göz ağnm, ben senin şefkatine susadım.." Bu şiirin büyük alkış alması üzerine kendisini tutamamış ve Zeynep (Özal) Ekren'e hitaben yukardaki sözleri söylemişti: AIDS TARTIŞMASI VE ÖZAL Gürkan bugün OzaVla görüşüyor HP Genel Bafkanı Aydm Güven Gürkan, bugün Başbakan Turgut özal ile görüşecek. özal, Gürkan 'ın kendisine görüşmek için yaptığı taltbi kabul etti ve bugün için randevu verdi. ÖzalEvren görüşmesi Bafbakan Turgut Özal, Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile dün haftahk olağan göruşmesini yaptu Özal ile Evreriin saat 10.00'da başlayan görüşmesi yaklaşık bir buçuk saat sürdü. Özal, görüşmeden çıkarken gazetecilere saatini göstererek zamanmm obnadığını ifade etti. Özal, kapıda durmayarak gazetecilerle konuşmadu DtNÇERLER "Anlattıklannızı ben anhyorum, ama herkes anlasm diye soru soruyorum." ciye, "Sen mi sordun?" sorusunu yöneltti. Keçeciler, daha sonra Başbakan'a, "Akraba oluyorlar" diyerek, Bakan'ı savundu. Bunun üzerine Özal da Dinçerler'in hedef aldığı gazeteciye dönerek, "Öyle mi? Sen de AntepK misin? İnsan akrabasına zarar mı verir?" dedi ve Meclisten aynldı. Başbakan özal'a yakın cevrelerden edinilen bilgiye göre özal, Dinçerler'in son günlerde yeni tartışmalara katılması ve basında sürekli eleştiri alan bakan haline gelmesinden üzüntü duyuyor. özal, Dinçerler'in sürekli tartışılan ve tartışmalara yol açan bakan olmasına UzüldüğUnü yakın çalışma arkadaşlarına belirtti. Dinçerler'in basınla ilişkilerinin iyileştirilmesi için önlem alınması da düşünülüyor. Dinçerler'in sürekli tartışmalara katılmasının ve eleştiri almasının hükümeti de yıprattığı görüşü ortaya çıkmaya başladı. Aynı sıkıntıyı bazı kabine üyelerinin de duyduğu ifade ediliyor. Dinçerler basın ilişkilerinin Gazeteci: Dinçerler'in, "Senin AIDS ile ne kadar alakan varsa, benim de tarikatla o kadar alakam var" ifadesi hakkında ne düşünüyorsunuz? ö z a l : Kime soylemiş ? K e ç e c i l e r (gazeteciye): "Sen mi sordun?" Keçeciler (Özal'a): "Bunlar akraba oluyorlar." Özal (gazeteciye): "Öyle mi? Sen de Antepli misin? İnsan akrabasına zarar mı verir?" şim nasd sohbet edeceğiz sizlerle, ne söyliiyorsam yazıyorsunnz. Yok bir yerde ulen demişim, dememişim, yani bunlar olacak işler mi?" dedi. Dinçerler, bakanhktan aynldıktan sonra gazetecilerle, "sobbetm koyusnnu" yapacağını belirterek, "Şimdi konuşamıyorum ki, ne yaayorsuduz" şeklinde konuştu. Muhalefetin, Mecliste kendini "altedectğine" ilişkin demeçlerine de değinen Dinçerler, sözlerini şöyle sürdürdü: "Muhalefet beni safdısı bırakacakmış. Ben buraya kendim gehnedim ki kardeşim. Nasd gddiysem öyle giderim. tstedikleri kadar saldırsınlar. Görevimi bırakmam. Nasü göreve gekh'ysem öyle görevden aynlınm." OzaVın basın toplantm Başbakan Turgut Özal, pazarteagünü tstanbul'da bir basın toplantısı düzenleytcek. Başbakanhk Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada, Özal'ın basın toplantısımn 16 Eylül pazartesi günü saat 10.00'da tstanbul vilayet binasında yapılacagı bildirildL Akbulut'a iki soru önergesi Içişleri Bakanı Yıldırım Akbulut'a yanıtlaması amacıyla iki ayn soru önergesi verildi. Içişleri Bakanı'ndan yasadışı din eğitintifaaliyetleri ile Atatürk 'ün kıyafet devrimine aykırı kıltklar konusunda ne gibi önlemler ahndığı soruldu. gergin hale gelmesinin hükümete de zarar verir hale geldiği ve bu gerginliğin giderilmesi gerektiği düşünülüyor. Dinçerler de kendisine ve çalışma arkadaşlarına yapılan uyanlardan sonra Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanhğı Basın ve Halkla flişkiler Müşavirliğini yeniden düzenledi. Vehbi Dinçerler, önceki akşam TBMM kulisinde gazetecilerle yaptığı sohbette AIDS'le ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Kardeşim, kokteyideyiz, bnrnumun ucuna teybini uzatmış, bana olmadık şeyleri sonıyor. Yani benim böyle tam yumuşadığımı zannederek, pat diye en saçma sorulan soruyorlar. Olayın saçma olduğunu belirtmek için (Sen ne kadar AIDS değilsen, ben de o kadar tarikattan degilim) demek istedim. Yani işin saçmalığını belirtmek için ifade ettim. Saptırmayın meseleyi" dedi. Bakanlar Kurulu'nun dun geceki toplantısından sonra Özal ile Dinçerler Başbakanlıkta 45 dakika bir görüşme yaptılar. Başbakan Yardımcısı Kaya ErGazetecilerle Dinçerler arasın dem de görüşmede hazır bulundu. Dinçerler gazetecilerin soru da bu sözler Uzehne kahkahalarla süren bir sohbet başladı. Ba sormaması için hızla arabasına binerek Başbakanlıktan aynldı. kan, gazetecilere, "Yahu karde Devlet Bakanı Mesut Yılmaz* Bakanlar Kurulu'nda 4 saat görüşülen konu için açıklama yaptı 'Hükümetin af için acelesi yok' Yılmaz, affı Cumhuriyet Bayramına yetiştirmeye çalışmadıklarını ve bu çalışmanın tarihlere bağlı olmadığını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Bakanlar Kurulu, dün Başbakan Turgut Özal başkanlığında 4 saat süren toplantısında affın gerekli olup olmadığı ve doğurabileceği sonuçlan tartıştı. Devlet Bakanı Mesut Yılmaz, "Afta hiç acelemiz yok" dedi. Bakanlar Kurulu toplantısı 18.00'de başladı ve 4 saat sürdü. Toplantıdan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan hükümet sözcüsü Mesut Yılmaz, af konusunun Bakanlar Kurulu'nda geniş olarak göruşulduğünü, ancak göruşmelerin tamamlanamadığını, konunun önce onümuzdeki hafta yapılacak Bakanlar Kurulu'nda, 15 gün sonra yapılacak ANAP Meclis Grup toplantısında ele alınacağını söyledi. Bu sürecin tamamlanmasına kadar herhangi bir açıklama yapmayacaklannı ifade eden Yılmaz, "Arkadaşlarımız gonişlerini belirttiler. Gerekli olup olmadığını tarttştık. Affın doğurabileceği olumlu ve olumsuz sonuçlan ele aldık" dedi. Yılmaz, Başbakan Özal'ın bakanların görüşlerini dinlediğini ve bakanların aftan vazgeçilmesi de dahil olmak uzere çeşitli görüşleri savunduklannı kaydetti. "Afta hiç acelemiz yok. Çok ihtiyatlı inceliyoruz" diyen Yılmaz, affı Cumhuriyet Bayramı'na yetiştirmeye çalışmadıklarını ve bu çalışmanın tarihlere bağlı olmadığını söyledi. Yılmaz, onümuzdeki hafta yapılacak Bakanlar Kurulu'nda Başbakan Özal'ın bakanların belirttiği göruşler ışığında ortak görüşü belirleyeceğini dile getirdi. Yılmaz, "Affın siyasi istismar konusu yapılması konusunda Bakanlar Kurulumuzun endişeleri var. Bazı gelişmeler de bu endişelerimizi haklı kılı>or" biçiminde konuştu. Mesut Yılmaz, Bakanlar Kurulu'nda akaryakıt tüketim vergisi oranını yüzde 6'dan yüzde 8'e çıkaran bir yasa tasansının ve bankalar kanununun sınırlanru duzenleyen bir karamame ile bankaların şube açma sınırlarını yeniden belirleyen başka bir kararnamenin de kabul edildiğini söyledi. Başbakan Özal, akaryakıt tüketim vergisi oranındaki artışın, akaryakıt fiyatlarında bir artış yaratmayacağını söyledi. Özal, bakanların af konusundaki görüşlerini dinlediğini söyledi. Affın siyasi istismar konusu yapılmaya devam edilip edilmediği biçimindeki bir soruya Özal, "Edilebilir" yanıtını verdi. \tnvek Adabı kitabı sakıncalı Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, ANKARA, (Cumburiyet Bttrosn) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı gazetemizdeki yayınlar üzerine "Yemtk Adabı" kıtabının sakıncalı olmadığı yonündeki karan kaldırdı. Bakanhktan dün yapılan açıklamada, Talim ve Terbiye Dairesi Başkanhğı'nca okullara tavsiye edilen kitabın "bazı basn orgaıüannda yer alan haberier üzerine" yeniden incelendiği belirtildi. Kitabın sakıncalı olmadığı yonündeki karann kaldınlmasının "kitabtn yayımhnmasım veya yayından kaldırılmasını kıuariaştıren yetkili kurumlara bir deh'l de olmadığı" özellikle vurgulandı. Aynca öbür kitaplann da incelendigı kaydedilen açıklamada, "Yemek Adabı" kitabının basında yapılan yayın üzerine kitabı"sakıncalı olmayan kitaplar listesi"nden çıkardı. birkaç yüzyıl ewel yazılmış çeşitli kitaplardan derlenerek 1984 yıhnda basıldığı belirtilerek, "Buna beruer birçok kitabın gerek Batı literaturiınden, gerekse, Dogu Uteratörttnden scçüerek devamlı yayımlandıgı, taritai nitetikli bu tur vayinlann yazddıkiarı zamana göre degcrlendirUmesi gerektigi" ifade edildi. Bakanhğın, kitabın basım ve yayımı ile ilgisi olmadığı belirtilerek, "Bakanlığın bu tur kiUpiann içindekBerini teUdn ve tavsiye etmedigi gibi, ejitim ve ögretim sistemi içinde ana ve >ardıma kitap olarak okntmadıgı çok açık ve seçflt bdU fkt*, bazı basın organlannın bo konuyu haksız bir poiemik haline geârdikieri bize intikal eden göruşterden de anl eski karann kaldınlmasun karar verilmisür" denildi. özkan bu sözleri kendi ustüne vazife olmadığı halde neden söylemişti? Bunun nedenini de şöyle açıklıyordu: "Çünkü kızının hareketleri Turgut özal'ı, dolayısıyla Anavatan Partisi'ni yıpratıyor, bir çok kişinin kızını yönetemeyen adam 45 milyonu nasıl yönetir demesine yol açıyordu." Sünnetçılik Holding'in Yönetim Kurulu Başkam Kemal Özkan hâlâ başbakanının telefonundan umut kesmış değil. Bir yandan "kesiyor" bir yandan bekliyor... Bir telgraf çektirme öyküsü CÜNEYT Beyin kızkardeşi biraz rahatsızdı. Bazı ilaçları almak zorundaydı. Ancak tatile gitmişti. Bu yüzden Cüneyt Bey kızkardeşini ilaç alması için uyarmak istemişti. Telgraf yazdırmak için çevirdi "04"ü, birazdan telgraf yazdırma servisinden bir hanım telgrafı aldı: "İlaçlara devam. Cüneyt" Telgrafı yazdırmıştı ki bir kez daha telefon çaidı. Telgraf yazdırma servisinden arıyorlardı. Telefondaki ses Cüneyt Bey, ben sizı yetkiliye baglıyorum" dedi. Yetkili "Cüneyt Bey. Biz sizin telgrafınızı alamayacağız" diyordu. Cüneyt bey anlayamamıştı. Neden alamıyorsunuz? Bu telgraf şifre gibi olmaz. Ya ilacı almak istemeyen bir kişi ise ne olacak? Cüneyt Bey, çaresiz kapadı telefonu, ertesı gün de postaneden tekjrafı aynı metinle geçti. Postanedekiler karşı çıkmamışlardı. Şifre de dememişlerdi. Son günlerde gözüpek "ajansx"ler yetiştiriyoruz. Haberiniz ola.. ANKARA'nın tasına bak VEFAT Tosya eşrafmdanmerhumHacıOsmanBoynervemerhume Hacı Ayşe Boyner'in oğlu; Osman Boyner, Akile Maliki, Ruhiye Narin, Güzide Germirli'nin babalan; İsmail Boyner, Fazıl Boyner'in ağabeyleri; Cerri Boyner, Neylân Dinler, Oğuz ve Cengiz Maliki, Hakan ve Feyza Narin, Esra, Mustafa ve Ruşen Germirli'nin büyükbabaları; Ayten Boyner, merhum Feridun Maliki, Ali Narin, Ali Germirli'nin kayınpederleri; Bilgün Boyner, Semih Dinler, Ayfer ve Sema Maliki'nin büyük kayınpederleri; Muammer ve Nadide Boyner'in kayınbiraderleri; Hulki, Necmi, * Nihat, Mithat, Fuat, Latife, Lerzan ve Leman Boyner'in amcaları; Ruveyde Boyner'in kıymetli eşi Altınyıldız Şîrketler Grubu tdare Meclisi Başkanı HACI HASAN R. BOYNER 11 Eylül 1985 Çarşamba günü Hakkm rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 13 Eylül 1985 Cuma günü (bugün) öğle namazını müteakip Teşvikiye Camii'nden kaldırılarak Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecektir. Mevla rahmet eylesin. NOT: Çelenk gönderilmemesi, arzu edenlerin Türk Eğitim Vakfı'na bağışta bulunmaları rica olunur. ALLESI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle