15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EYLUL 1985 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Ozetle Japonya'mn ticaret fazlası işsizliğe yol açıyor Savcı, 3 geneml için ömürboyu hapis istedi Arjantiırde hesaplaşma m Japonya Çalışma Bakanı, JaArjanîin'de Federal ponyanm ticaret faziaianna karSavcı Stressa, duruşma şı ABD'nin sert korumacı önlemler alması halinde 1 milyon sanığı 9 cuntacı Japonun işsiz kalacağını söyledi. generalle ilgili Japon Çalışma Bakanı Toshio iddianamesini Yamaguchi, yabancı gazetecileokumaya başladı. re verdiği demeçte, "korumacıhğm tehlikesini Japon halkına Generallerin suçları anlatmak kritik bir konudur" ancak 5 günde sayılıp, dedi. Yamaguchi, Japonya'nın ticaret krizini II. Dünya Savaşı1 bitirilebilecek. ndan önceki siyasal havayla karDış Haberier Servisi Arjanşılaştırarak "Japonya ikinci bir tin'de 19761983 arası dönemde bombaya hedef olmadan çabuk iş başında kalan 9 cuntacı genehareket etmelidir" dedi. (a.a.) ralin geçen ay ara verilen yargılamalarına yenıden başlandı. Arjantin'de, askeri yönetim dönemlerinde devlet başkanüğı yapan General Jorge Videla, Robert Viola ve Leopoldo Galtierinin de aralannda bulunduğu Polonya'da, özellikle ABD'de darbeci generallerin yargılanmabüyük bir panik yaratan ve vülarına 22 nisan tarihınde başlancudun hastahklara karşı direnme mıştı. Duruşmanın 14 ağustos tagücünü yok eden " AIDS" has rihine kadar süren iik bölümüntalığına karşı vartığının henüz de, yaklaşık bin kadar tanık, saptanmamasına karşın bir dizi cunta döneminde güvenlik güçönUmler almdu Bildirildiğine lerinin kanştığı 709 cinayet, işkence ve kaçırma olayı hakkıngöre, Polonya yönetimince, "AIDS'in ülkenin savunma ye da ifade vermişti. teneğini olumsuz yönde etkileFederal Savcı Julio Stressa, memesi amacıyla ilk olarak fi önceki gün devam edilen duruşlahlı kuvvetlerde bir kampanya mada, duruşma sanığı 9 cuntacı başlatüdı. "AJDS"e karşı kamgeneralle ilgili iddianamesini panyanın koordinatörlüğüne okumaya başladı. Savcı tarafınatanan Sağlık Bakanhğı Müste dan beş gün sürede okunması şarı General Jerzy Bonczak, sibeklenen iddianamede, aralannlahlı kuvvetlere ait kan bankalada iki eski devlet başkanı Genenna "AIDS" mikrobunun bula ral Jorge Videla i)e Robert Vioşjp bulaşmadığım saptamak uzela'nın yer aldığı 5 sanık için ömür re çok kapsamlı testlerin yapılboyu hapis cezası istendiği bildiması için direktif verdl (ANKA) ŞUVde darbenin yddönümü haranhk geçti SANTtAGO (AP/ajı.) Askeri darbenin 12. yıldönümünde Şili başkenti, protestolarla dolu hareketli bir gece geçirdi. "Manuel Rodriguez Yurtsever Cepbesi" adlı gerilla örgütünce üstlenilen üç sabotaj eylemiyle kents elektrik taşıyan ana direklerin yıkılması Santiago'nun karanhğa gömülmesine yol açtı. Karanlıktan yararlanan çok sayıda rejim karşıtı gösterici, kentin kenar mahallelerinde büyük ateş ler yakarak ve boş tencerelere vurarak cunta yönetimi aleyhine sloganlar attılar. Helikopterlerin projektörlerle havadan aydınlatmaya çalıştığı sokaklarda göstericilerle devlet güçleri arasındaki çatışmalarda çok sayıda kişi yaralandı. General Pinochet ise TV'de yaptığı konuşmada, 26 ağustosta bir ortak bildiri yayımlayarak demokrasiye dönüş çağnsında bulunan 11 siyasal partiyi son günlerde meydana gelen olaylardan sorumlu tuttu ve anayasanın değiştirümesine "komünist tehlikeyi" gerekçe göstererek karşı çıktı. Humeyni'nin En Büyük "Şeytan"ı SAMİM LÜTFÜ Her ikisi de Türkiye'de okumuşlardı. Üstelik birinin eşi de Türkiü. Biri mühendis, biri doktor olan bu iki jranlı dost iie Tahran Intercontinental'ın lobisinde oturmuş çayımızı yudumluyorduk. Humeyni dönelı daha bir kaç ay olmuştu. Tahran'da Pehleviler ile ilgili tüm heykeller yıkılmıştı çoktan. Artık sıra sinema kapılarına duvar örmeye gelmişti. Bir coşku havası egemendi toplumda. Gerçı haftada üç beş kurşuna dızilme oluyordu, uyuşturucu satıcılığı ya da eşcinsellik nedeniyle. Ama kısa süre önce elde edilmiş düşünce özgürlüğünün üstüne kara perde indirilmemişti henüz. Hâlâ istersenız, Musaddık'ın torunu sosyal demokrat Metin Daflari ya da TUDEH'in güçlü kişisi Kianurî ile görüşebilıyor, dilerseniz üniversıtede Fedayin veya Mücahiddin militanlannı dinleyebiliyordunuz. Ne var ki bizim İranlı dostlar çoktan tedirgindiler. Şah'tan kurtulmanın sevinci artık ciddi kaygılarla gölgeleniyordu. "Eğer dinsel bağnazlık. zincirlerinden boşanırsa yurdumuzdan ayrılmak zorunda kalacağız. Yeni bir baskı dönemine daha tahammülümüz yok" demiştı mühendis olanı. Bir yıl sonra her ikisi de İstanbul'a yerleşmışlerdi. Yıllar yılı Şah'ın baskısından kurtulma özlemiyle yaşayanlar bu kez Humeyni'nin baskısından kaçıyorlardı. Onlar kaçadursunlar, Humeyni de "devriminı!" ihraç ederek kovalayacaktı kendilerinı. Gerçekten 1980'den bu yana Humeyni tüm Islam dünyasına "devriminı" yaymak amacında. İhracat listesınm ilk sırasmda yer alan ülkeler ise Körfez Devletlerı, Lübnan ve Türkiye. Tahran'ın Türkler'e yönelik ve Türkıye'ye karşıt yayınları şaşılası boyutlara varmış durumda. Bunlann ülkemıze girmesi yasaklanınca şımdı, F. Almanya'dakı yurttaşlarımız üzerinde "işlenmeye" başlanmıştır. Alman Bunte dergisı geçen sayısında, yoğunlaşan bu çabalan anlatıyor ve Iran Eğitim Bakanlığı'nın Almanya'daki Türkler'in islam Devrimi'ne kazanılması için çalışmaların artırılmasını emreden genelgesinden söz ediyordu. Türkıye'ye yönelik yayınlara şaşmamak gerek. Ama aynı zamanda bilmeliyiz ki, Arap ülkelerine yönelik Arapça ya da iç tüketime yönelik Farsça yayınlarda da stk sık Türk modeli ve Atatürk'ten akıl almaz bir karalama kampanyası çerçevesinde söz edilmektedir. Dediğimiz gibi, bunlara şaşırmamak gerek, çünkü Ankara'nın Ayetullah için anlam ve önemi, gözüne kestirdiği öbür ülkelere oranla çok daha değişiktir. Butün İslam ülkeleri Humeyni için modelinın gizHgüç (potansiyel) uygulama alanlarıdır. Ankara ise, kesinlikle ele geçirilmesi ve hemen ardından taş üstünde taş bırakmamacasına. yerle bir edilip sonra da kendi düşüncesıne uygun olarak yeniden yükseltilmesi gereken bir kaledir. Çünkü Humeyni'nin en büyük "Şeytan"ı Ankara'da Anıtkabir'de yatmaktadır. Evet, ne denli Reagan'a, Moskova'ya, oraya buraya çatarsa çatsın. Humeyni için en büyük Şeytan Mustafa Kemal, en lanetlenecek put Atatürk'tür. Humeyni'nin "İslam Devrimi!"den amacının yalnızca Hz. Peygamber'in sağlığında çok kısa bir süre uygulanmış İslam Cumhuriyeti olduğunu anımsarsanız bu öfkede şaşacak bir yan olmadığını kolayca görürsünüz. Humeyni'ye göre İslam Devrimi'nin "entite"si, bütün birimi İslam cemaatidır. Doğrusu Ayetullah'ın politıkasmı izleyenler, onun bu noktaya da çok kolay ulaşamadığrnı göreceklerdir. Humeyni ıktidarının ilk günlerinde ve aylarında bile Şiimerkezci düşüncesini bırakıp, daha geniş ufuklara açılamıyordu. Hatta o günlerde İran'daki "etnık" sorunlara bakışı bıle bu "dar ümmet" kavramı çerçevesindeydi. Örneğin Farısî olmayan Azeri Türkleri etnik bir sorun oluşturmuyordu da. Kürtler dert oluyordu. Çünku Azeri Türkleri de Humeyni gibı Şii idiler. Oysa iran'daki Kürtlerin büyük bölümü Sünni idiler. Humeyni Şiimerkezci görüşünü aşıp geniş tabanlı islam ümmetçiliğine güçlükle ulaştı. Ama bir kez o noktaya vardıktan sonra da orada yerini dirençle korudu. Artık Humeyni düşüncesinin itici gücü, temel dayanağı ve son hedefi İslam ümmetidir. Bu ümmetin içinden başka bütün birimJer (entite) çıkarmaya çalışmak en büyük ihanet, en büyük cinayettır ona göre. Doğrusu, Humeyni'nin öfkeyle saldırdığı, VVashington ve Moskova'daki şeytanlar, bugüne dek İslam ümmetine saldırmış, ona baskı yapmış ve acı çektirmışlerdir. Ama onların hiç biri Mustafa Kemal Atatürk gibi o kutsal ümmetin içinden başka bir (entite) çıkarmayı başaramamışlardır Başka bir deyışle, nüfusu Müslüman bir toplumda laik ulus birimın geçerii ve uygulanabilir olduğunu, Mustafa Kemal genç Türkiye Cumhuriyeti yle birlikte nüfusu Müslüman ülkelerın, biiim, sanat, teknoloji ve toplumsal gelişme açısından en çağdaş, en gelişmiş, en ilerisini yaratarak kanıtlamıştır. Mustafa Kemal hareketi, bir çok İslam ülkesi aydınında benzerı bir laik model özlemi yaratmıştır. Bu durumda Humeyni'nin kendi yoiunun antrtezi olan ve tüm baltalamalara karşın henüz hâlâ başarı şansını yitirmemiş görünen "laik ulusçuluğun" simgesı olan Mustafa Kemal Atatürk'ü en büyük "Şeytan" olarak görmesınde şaşılacak ne var ki? Asıl şaşılması gereken, Humeyni'nin İslam Devrimi'nin bu yanının bizde bir türlü yeterince anlaşılmamış olmasıdır. Ama şimdi diyeceksinız ki: "O kadar uzağa gitmeye ne hacet! Biz laikliğe içimizden indirilen sinsi darbeleri bile umursamıyoruz ki." Ne yazık ki çok ama çok hakhsınız. Polonya'da "AIDS"e mücadele Arjantin 'in başkenti Buenos Aires 'te, cuntacı 9 generalin yargılamalanmn yapıldığı mahkeme binası önünde toplanan 9 bin kişi, generallerin cezalandınlması yönünde sessiz birprotesto gösterisi düzenlejn»r Göstericilerin mcriiüı pankartta, diler. ^rı.w/.;/iiri« taşıdığı nnntnritn "jüm suçlulann cezalandırılmasmı istiyoruz Kaybolanlar" yazıyor. rildi. Buenos Aires'te önceki gün yeniden başlayan duruşma dolayısıyla mahkeme binasının önünde sıkı güvenlik önlemleri alındı. Mahkeme binasına uzanan yollar trafığe kapatılırken, devriye gezen polislerin sayısı da arttınldi. Yaklaşık 9 bin kişi ise, Buenos Aires'te duruşmanın yapıldığı mahkeme binasının önünde, g generallerin uygulamalannı protesto eden ve cezalandırılmalannı isteyen sessiz bir protesto gösterisi düzenledüer. Arjantin'de, generallerin duruşması, 1983'te yapılan secimleri kazanan sivil Devlet Başkanı Raul Alfonsin'in başiattığı soruşturma üzerine açılmıştı. Arjantin'de, askeri yönetim dönemlerinde, binlerce kişi, sol eğilimli olduğu gerekçesiyle tutuklanarak işkence görmüş ya da ortadan kaybolmuştu. Siyasal gözlemciler, Buenos Aires'te cuntacı generallerle ilgili duruşmanın, yalnızca Arjantin halkı için değil, Latin Amerikada diktayla yönetilen öteki ülke halklan için de büyük önem taşıdığını belirtiyorlar. Uganda'da sivil katliamı sürüyor Uganda hükümeti, 1979 yılında bir darbeyle devrilen idiAmin V bağh kuvvetlerin kuzey bölgesinde stviüeri öldürdüğünü ve yağma yaptığını bildirdi. Casusluk olaylan Londra'daki Sovyet görevlilerinin başına patladı Mitterrand'ın Pasifik seferi kınandı îngiltere, 25 Sovyet'i kovuyor İngiltere Dışişleri Bakanhğı, 25 Sovyet diplomat ve yetkilisini, Londra'daki KGB'nin şefıyken kısa süre önce İngiltere'den siyasi sığınma isteyen Oleg Gordievsky'nin verdiği bilgilere dayanarak sınır dışı etme kararı aldığını açıkladı. LONDRA, (AP) İngiltere, 25 Sovyet yetkiliyi casusluk yaptıklan gerekçesiyle ülkeden sımr dışı etme kararı aldı. Sınır dışı edilenlerden 6'sırun tngiltere'de görev yapan Sovyet diplomatları olduğu açıklandı. İngiltere Dışişleri Bakanhğı tarafından yapılan açıklamada, Sovyet görevli ve diplomatların casusluk yaptıklanna ilişkin bilginin kısa süre öne Ingiltere'den sığınma hakkı isteyen bir KGB görevlisinden abndığı bildirildi. 1982 yılından bu yana Londra 1 daki Sovyetler Birliği Büyükelçiliğinde görevli olan ve kısa süre önce KGB'nin Londra şefı görevine gelen Oieg Gordievsky'nin siyasi sığınma isteğinin Ingiliz makamlarınca kabul edildiği açıklandı. Gordievsky'nin Londra'daki tüm Sovyet casusluk faaliyetleri hakkında tam bilgi sahibi olduğu belirtildi. Ingiliz Dışişleri Bakanhğı tarafından yapılan resmi açıklamada, "25 Sovyet yetkilisinin sınır dışı edilmesinc yol açan casusluk eylemlerinra hoş göriilmeyecek derecede ciddi olduğu" belirtildi. Açıklamada "lngiliz yönetiminin Sovyetler Birliği ile ciddi bir diyalog kurmak için uğrastıgı, bunun için de karşıhklı güvenln gerekti olduğu" kaydedildi ve "sımrdışı etme işleminin Ingiltere'nin olusal güvenliği için zaruri olduğu" belirtildi. İngiltere, Sovyet diplomatlara Uçüncü kez toplu olarak sırur dışı etme kararı alıyor. Geçen nisan ayında Londra'daki 5 Sovyet yetkili casusluk yaptıkları iddiasıyla fngiltere'den sınır dışı edilmişti. 1971 yılında da, lngiliz yetkiÜlerin 105 Sovyet diplomat ve El Salvador: İnes'ten haber yok El Salvador Devlet Başkanı Jose Napoleon Duarte 'nin 10 eytiilde kaçmlan kızı tnes Guadatupe Duarte 'den hiçbir haber ahnamadı. Kuşkular solcu gerillalann yanı sıra aşın sağcı örgütler üzerinde yoğunlaşıyor. (AP) İtalya yasadışı uçak almış ttalyan Radikal Partisi'nin parlamento sö'zcusü Rotela, ttalyan hükümetinin Ingiltere 'den yasadışı olarak Harrie uçaklan satın aldığını ileri sürdü. Rotela, bu uçaklann aümının gitUce gerçekleştiğini ve açıklanmamış olduğunu beürtti. işadamını sımr dışı etme kararı almasına karşılık Sovyetler Birliği de 83 IngUizi ülkeden sınır dışı ederek misillemede bulunmuştu. TASS, REAGAN'I SUÇLADI öte yandan, Sovyetler Birliği resmi haber ajansı TASS, ABD Başkanı Ronald Reagan'ı iki ülke lıderleri arasında yapılacak zirve toplantısı öncesinde Sovyet aleyhtarı bir kampanya başlatmakla suçladı. Sovyetler Birh'ğinin ReaganGorbaçov zirvesinde büyük iki süpergüç ilişkilerinde büyük gelişmeler kaydedilmesini umduğunu belirten TASS, Reagan'ın tutumunun, Mibail Gorbaçov'un zirve öncesi olumlu bir atmosfer yaratma çabalarına ters düştüğünü kaydetti. Dış Haberier Servisi Avustralya ve Yeni Zelanda, Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın Pasifik'te Moro adalanna yapacağı ziyareti kınadılar. Avustralya Dışişleri Bakanı Bill Hayden, Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın Pasifik'e yapacağı ziyareti kışkırtıcüık olarak değerlendirdi. Avustralya Dışişleri Bakanı Hayden, Mitterrand'ın ziyaretinin, bölgede nükleer denemelerin sürdürülmesini amaçladığını belirtti. Yeni Zelanda Başbakanı David Lange de, Mitterrand'ın Pasifik'e yapacağı ziyareti, bölge barışı açısından olumsuz bir gelişme olarak nitelendirdi. Mitterrand'ın, Güney Pasifıkte nükleer denemelerin yapıldığı Moro takımadalarıua yapacağı ziyaret, Fransa'daki siyasal gözlemciler tarafından da bir gövde gösterisi olarak değerlendiriliyor. Irkçı rejimde gerüeme işaretleri Irkçı yönetim, siyahların kentlere girişini kısıtlayan pasaport yasalarının iptal edileceğini açıkladı. Yeni çatışmalarda polisin açtığı ateş sonucu 5 siyah ölürken, yoldan geçen bir beyaz kadın öğretmen ve 10 lise öğrencisi yaralandı. JOHAN.VESBLRG, (AP) Güney Afrika'da ırkçı yönetim, dün Botha'nın siyahlara yurttaşlık hakkı tanınacağı yolundaki açıklaması uyarınca, siyahların kentlere girişini kısıtlayan pasaport yasalarının iptal edilebileceğini açıkladı. Dünkü olaylarda da Cape Town kentinde siyahların oturduğu banliyölerde siyahlarla polis arasında çıkan çatışmalarda 5 siyah öldü, 10 lise öğrencisi ve bir beyaz kadın öğretmen yaralandı. Bölge sakinleri, gösteride yer almayan oğretmenle oğrencilerin, polisin delice sağa sola ateş etmesi sonucu yaralandığını söyledi. Daha önce de polis, bir gösterici siyah kadını oldurmüstü. ABD Kongresi ve Avrupa Parlamentosu ise önceki gece Güney Afrika'ya yaptırım konusundaki karar tasanlannı geri çevirdi. ABDSenatosu'nda önceki gün yapılan bir oylamada, Demokrat Partililerin Güney Afri ka'ya hazırladığı yaptırım paketi 41'e karşı 57 oyla reddedildi. Böylece Başkan Ronald Reagan, pazartesi günü ilan ettiği kendi hafif yaptınmları için zaman kazanmış oldu. Reagan ve Cumhuriyetçi Parti, Demokratlarm hazırladığı yaptırım önergelerini "Başkan'ın dış politikasına gereksiz bir kanşma" olarak nitelendiriyor. Demokratların yaptınm paketinde, Güney Afrika'nın başlıca gelir kaynaklarından Krügerrand altınlanmn ithalinin derhaJ yasaklanması ve ırk ayrımının sona ermesi yönünde ilerleme sağlanmadığı takdirde bir yıl sonra yeni yaptırımların buna eklenmesi yer ahyor. Ronald Reagan'ın açıkladığı yaptuım karannda ise sadece Güney Afrika'ya bilgisayar ve nükleer teknoloji satışı yasaklanıyor. Güney Afrika'ya krediler durduruluyor. YEŞİLLER GÖSTERİ YAPTI Federal Alman Yeşiller Partisi'nin 8 meclis üyesi Pretoria'da ırkçılığa karşı pankart açtı. 'Mandela'ya özgürlük' diyen Yeşiller olaysız geri döndü. (Telefoto: AP/cuı.) Avnıpa Parlamentosu'nun önceki geceki toplantısında geç saatlerde yapılan oylamalarda Guney Afrika konusunda sunulan tüm önergeler reddedildi. Güney Af rikalı dini lider rahip Desmond Tutu, yönetimin siyahlann meşru temsilcileriyle görüşmeyi reddetmeye devam etmesi halinde bir haftalık genel grev çağınsında bulunacağını söyledi. Bu arada ANC gerüla örgütünün lideri Mandela'nın, cezaevi doktorunun ameliyat isteği karşısında bağımsız doktorlara muayene olacağı bildiriliyor. İki Yunan savaş uçağı dağa çarptı: 2 ölü Yunan nava kuvvetlerine ait Corsair A7 tipi iki savaş uçağı eğitim uçuşu sırasmda dağa çarpa. Kazada uçaklann pilotlan öldü. Jiaçak yolcıdarı bahklaıu atan kaptana 10 yıl hapis PİRE, (AP) Geçen yü Afrikah 11 kaçak yolcuyu Hint Okyanusu'na atarak köpekbahklanna yem eden Yunan yük gemisi kaptanı Antonis Plytzanopoulos, dün 10 yıl hapis cezasına çarptınldı. Yunanistan kamuoyunda geniş yankılar uyandıran duruşmanın sonuçlandığı gün yargıç 2isis Kottis, sanığa verilen cezayı bildirdikten sonra "Urnanm bdyle korkunç bir soç bir daha hiç işlenmez" dedi. Verilen cezanın kamuoyunun beklediğinden az olduğu bildiriliyor. Yargılanma sırasmda kaptan ve yargılanan diğer 10 tayfanın "Zeacilerin köpekbalıldan tarafındao yenmedigine inanıyorduk" şeklindeki ifadeleri geniş tepkilere neden olmuştu. Savunma avukatlan sanıklan "denize atılan çogu Kenyalı 11 Afrikalı kaçak yolcunun ölmemiş de olabileceklerini" söyleyerek müdafaa etmişti. Kaçak yolculann yaşlan 17 Ue 25 arasındaydı. Duruşma sırasmda tayfaların köpekbalıklanyla dolu sulara atılmadan önce çeşitli işkenceler gördükleri de ortaya çıkmıştı. Portekiz'deki tren kazası Portekiz 'in Porto kentinin güneydoğusundaki Mangualde yakınlarmda meydana gelen tren kazasında ölenlerin sayısı hakkında, önceki akşam itfaiyeciler ve jandarma tarafından 100 olarak belirtilen ölü sayısının abartmalı olduğu ileri süruldu. Yetkililer, yaptıkları açıklamada ölü sayısının 46, yaralı sayısının da 100 civarında olduğunu belirttiler. Vlaştırma Bakanhğı Musteşan ise bölgedeki üç hastanede 38 ceset bulunduğunu söyledi. tngiltere'de yeni olaylar Ingütere'ıun Birmingham kentinde Asya kökenlilerin ve siyahlann yoğun olduğu banliyö mahallelerinde çıkan olaylann yatışmasından sonra batıda Wolverhampton kasabasında gençlerin bir ahşveris merkezinde 13 camı kffmasj ve bazı otomobiüeri ateşe vermesi üzerine 28 kişi tutuklandu Yakmdaki Handsworth kasabasında da birkaç vitrinin camı kırüdu Liverpool kentinde ise bir küçük kilise ve üç otomobil ateşe verildi (AP) BELGRAD, (AP) Yugoslavya'da Komünist Partisi'nin önde gelenlerinden "Sosyalisl lttifak" adlı kitle örgütünun Başkanı Aleksander Grückov, ülke yönetiminde Komünist Partisi'nin tek egemen kaynak olamayacağını söyledi. Belgrad'da yayımlanan Politika gazetesinin haberine göre Yııgoslavyalda parti tekeline son verilmesi istendi Grlickov, Sosyalist lttifak örgütünün bir toplantısında yaptığı konuşmada, "çalısan kişilerin ve ynrttaşlann destegi olmazsa, Komünist Parti'nin tecrit edilecegi" görüşunü savnndu Grlickov, ülke yönetiminde tek parti tekelciliğinin, bürokrasiyi ve burjuva eğilimlerini arttırdığını öne sürdü. PAZAR GLTVKÜ GENEL SEÇİMLERDE KEMER SDCM4 Y\>İL1SI SAĞ DAHA ŞANSİİ Isveç'te sosyul refah devleti sınavda YAVUZ BAYPAR STOCKHOLM 5 milyonu aşkın İsveçli seçmen, ülke yoneticilerini ve parlamento üyelerini üç yıllık bir dönem için belirlemek amacıyla 15 eylülde sandık başına gidiyor. Başbakanhk koltuğuna kimin oturacağını bugün hiçbir isveçli bilmiyor. Seçim kampanyası boyunca yapılan geniş çaplı kamuoyu yoklamaları, oy çoğunluğunun soldan sağa kaydığını gösteriyor. Seçimden bir hafta önceki nabız voklamaları, sağın iktidara daha yakın olduğunu gösterdi. Son araştırmalara göre muhtemel oy dağılımı şöyle: Sosyal Demokratlar yüzde 44,5, Komünist Partisi yüzde 4,5, Muhafazakârlar 27,5, Merkez Demokrat ve Hıristiyan Demokrat 11,5, Liberaller 10,5. Sağa yuzde 49,5, sola yıızde 49 iktidar şansı veren bu sayılar, seçimlere birkaç gun kala tam bir oy dengesinin kurulduğunu ve ağustos ayı başında seçmenlerin yüzde 18'ini oluşturan "kararsız"lann sağı tercih ettiğini gösteriyor. 1982 seçimlerinde tüyük başarı sağlayarak iktidarı Falldın'ın sağ koalisyonundan devralan ve Komünist Partisi'nin de dışandan desteğiyle tek başlarına hükümet kuran Sosyal Demokratlar, üç >ıllık bir donem sonunda seçimlere giderken karşılarında ana muhalefet partisi olarak eski rakip Merkez Demokratları değil, Muhafazakârlan buldular. Olof Palme'yle Ulf Adelsohn'un birbirlerini gittikçe kabalaşan bir dille "İsveç'in geleceğini tehdit eden kişi" olarak gostermesi, Isveç'te sağ ile solun arasındaki göruş ayrılıklarımn artık iyice belirginleştiğine, 1980'lerden bu yana sürekli olarak guçlenen ve sağın en buyük partisi haline gelen Muhafazakârlarla Sosyal Demokratlar arasında amansız bir mücadelenin başladığına ve hepsinden önemlisi, Isveç'in bir yol ayrımına geldiğine işaret ediyordu. IMF ve diğer uluslararası ekonomik kuruluşların raporları, 1986 yılının İsveç'te zor bir dönemin başlangıcı olacağım haber vermekte. Bu yüzden iktidar koltuğunun yeni sahibini güç bir görev ve acı gun ler bekliyor. Muhafazakârlar ve Sosyal Demokratlar, ekonomik sorunların çozümü için farklı yontemler öneriyor. Vergilerin lsveçlilerin altından kalkamayacağı bir yük haline geldiğini one suren Muhafazakârlar, ucret artış ve kaymalarından alınan vergilerin yuzde 4O'ı aşmamasını istiyor (şu an alınan vergi oranı yüzde 50 dolayında). Bu görüşe göre, vergi indirimi halka derin bir ne(es aldıracak, sosyal yardım almak zorunda kalanların sayısı azalacak, yatırım ve çalışma tutkusu artacak. Vergi indiriminden ötürü devlet kasasında ortaya çıkan açık, devlet ve belediye sektörunde yapılacak geniş kısıntılarla giderilecek. Devlet sektörünun bazı böltimleri (sağlık. çocuk bakımı vs.) özelleştirilecek. Ücretli ve işçı kesiminin ulke sanayiinde pay sahibi olmasını öngören "ücretli fonları", "sendikalara ozel sektor üzerinde iktidar sağladığı" gerekçesiyle yürurlukten kaldırılacak. Muhafazakârlar, vergi indirimtnın sosyal yardım kurumu üzerindeki yukü ortadan kaldıracağını öne surmekte. Parti lideri Ulf Adelsohn'a göre, son bir yıl içinde sosyal yardım alanların sayısı 200 bini aşıyor. Adelsohn, bu sayının önumüzdeki vıl 575.000'e çıkacağını iddia etmekte. îsveç'in nufusunun sadece 8 milyon olduğu düşunülurse, bu oldukça vüksek bir sayı. İşsizlik ve enflasyonla mücadeleye oncelik verdiklerini soyleyen Sosyal Demokratlar ise, temel vergi oranının önumüzdeki dönemde de değişmeyeceğini belirtmekle yetiniyorlar. Ücretlerin enflasyonu hızlandırmaması için, yeni bir "toplusözleşme' modeli de isteyen Sosyal Demokratlar, devlet sektörunde geniş bir düzeyi kapsayan bir tasarruf polııikası uygulayacak. En önemli noktalardan biri, ücretleri enflasyonun altında tutmak olacak. Sosyal Demokrat hükumetleri geleneksel olarak dışandan destekleyen 'Avrokomünist' çizgideki Komünist Partisi, uygulanan politıkayı parti programında ağırlık verilen noktalarda sola çekmeye çalışıyor. Oy oranını yıllarca yüzde 4,55 oranında tutabilen bu küçük parti, sosyal yardım, fiyat artışları, KDV, mülteci ve göçmenlere uygulanan politika konusunda soz sahibi olabiliyor. Komünist Partisi, Sosyal Demokratlar'ın izlediği dış politikayı da destekliyor. Sağ ve solun tam anlamıyla karşı karşıya geldiği seçımlerın yarınki sonucu ne olursa olsun, İsveçlileri ekonomik güclüklerle dolu bir donem bekliyor. Sonuç ile ilgili olarak bugün kesin olarak soylenebilecek tek şey, Olof Palme'nın, ya da Ulf Adelsohn'un iktidar sevincinin çok uzun sürmeyeceği. Tahran'da bomba patladı lran'ın başkenti Tahran'da otomobilterin altına yerleştirUen iki bombanm patlaması sonucu 5 kişi yaralandı. Biri önceki akşam, diğeri dün sabah gerçekleşen patlamalan üstlenen olmadu Hükümet Halktn Mücahitlerini sorumlu tuttu. ( U L ) "Hitler'in son askeri" bulundu 40 yü önce esir kampından kaçarak sahte kimlikle yaşamaya başlayan eski Alman askeri Georg Gaertner, Amerikan makamlanna teslim oldu.Gaertner, Mareşal Rommel'in Afrika birtiğinde başçavuşken esir düşmüş ve 1945te ABD'deki bir esir kampından kaçmıstu Gaertner 21 yıldır Amerikalı bir kadınla evli olduğunu açıkladu (a.a.) Sağ muhalefetin başını çeken Muhajuzakâr Patti lideri Llf Adelsohn, izlediği katı muhalefet siyasetiyle Isveç 'te siyasal yaşama pek alışık olunmayan bir hava getirdi. Sert ve kırıcı konuşmalarıyla seçim yarışını gerginleştiren Adelsohn, nefesini açmak üzere joggingi yeğliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle