18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER Derleyen: IŞIK KANSU YASAM TUTANAKLARI patlamaya hazır dinamit gibiler. Üstlerine fazla gidersen patlarlar. Onlara anlayışla, hoşgörü ile yaklaşmalı, önce arkadaş olmaJı. Üstelemiyor. Hukumlü ve tutuklular dan gelen fısıltılara, gardiyanlann tedirgin bakışlanna aJdırmadan, "Hepinize iyi akşamlar" deyip salondan çıkıyor. • •• Sava yönctim odasına geçiyor. Bir sure defterleri inceliyor. Sonra arkasmda ayakta tedirgin bekleyen gardiyanlara yeni tutukluyu getirmelerini söylüyor. • * • Tutuklu Erdem, yönetim odasına geldiğinde, sava dışarıya bakıyor. Bir sure (Pideli adamın yaptığı yiğîtlik [: • 1 Tecrit koğuşuna yeni bir tutuklu gel' di. Tutuklama emri Ankara'dan gelmiş, ilçede yakalamışlar. Ankara'da dolmuş değnekçisiymiş. Külhanbcy havasında, argo konuşan, 1.90 boyunda, iri yan biri. Üstünde pembe üzerine ma\i çizgili bir mintan, duğmeleri gobeğine dek açık. Içinde kırruızı bir atlet. Mintanın üzerinde siyah bir yelek, önü açık. Dizlerine değin bedenini saran siyah pantoion dizlerden sonra giderek bollaşıyor. Belinde koca tokalı geniş bir kemer. Topuğuna basılı sivri uçlu, yüksek ökçeli ayakkabılar. Favorilen kulak memesinden aşağıda. Bıyıklan pala, adj Erdem. Daha dnce de cezaevlerine, hem de buyuk cezaevlerine girip çıkmış. Koğuş ağalığı yapmış, haraç almış, barbut attırmış. Böyle kuçucük bir ilçe cezaevinde, ayncabklı koğuşlar dunırken, tek başına, kutu kadarcık çocuk koğuşuna konmayı belli ki namına pek yakıştıramamış. Huzursuz, sıkkın. Burnundan soluyarak volta atıyor, çoğu çoğu iki metre karelik gezi yerine sığmaya çalışarak. *•* ön yüzdeki iki koğuş ayncalıklı. Dışa '"bakan pencerelerden cadde görunüyor. Dört duvar arasına kapatılmışlar için bu, değer biçilmez bir olanak. lyi davranışı görülenler bu koğuşa abnarak ödüllendiriliyor. tşten çıkınca cezaevine uğramak ilçe savcısının tutkusu. Sava, tutuklular koğuşundan çıkıp salona geçince, tecrit koğuşu önündeki Erdem'ı fark ediyor: Hoş geldin arslanım. Erdem, duymazdan geliyor. Voltasını sürdürüyor. Savcı, tüm iyi niyetini sesinde toplayarak, "Belli, bir sıluntın var, söyle de çaresine bakaJım" diye üsteliyor. Erdem, tavnnı değiştirmeden, elleri arkasında, derin derin çelciştirdiği sigarası dudağının ucunda, "Boş versene" diyor. Savcı kendisinin savcı olduğunu bildirince de bir "Kim ipler savctyı!" bastırıyor. Hükümlü ve tutuklular, koğuşlarının önünde doluşmuşlar. Hiçbirinden çıt çıkmıyor. Dikkat kesilmiş, onlan izliyorlar. Sava gelince ayağa kalkmamak, önünde saygılı durmamak, sorduğuna yanıt vermemek, karşısında fosur fosur sigara içmek, onların uslarından geçiremeyecekleri şeyler. Gardiyanlar şaşkın. Böyle bir duruma ilk kez tanık oluyorlar. Böylesine kasarlanmış biriyle daha önce karşılaşmışlıklan yok. Savcıya çalım sattıktan sonra kendilerine neler yapmaya kalkışmaz. Gardiyanlan dinlemez, o dinkmeyince diğerleri de dinlememeye kalkışır. Oyle çam yarması gibi ki, döverek yola getiremezler, korkutarak da. Tasah tasalı baluyorlar savcıya. • •• Sava, durumun farkında. İbret için iki tokat atmayı geçiriyor içinden. Heyhat! adam kendinin iki katı. Zıplayıp vurması gerek. Zıplayarak vuruşunu düşünüyor. lmgesinde beliren görüntu güldürüyor kendisini. Savcı, aslında kolay kolay ,kızmayan biri. Ona göre cezaevine girenlerin türlü sıkıntısı, sorunu var. Hepsi Koğuş ağalığı yapmış, haraç almış, barbut attırmış... Böyle küçük bir ilçe cezaevinde, ayrıcalıklı koğuşlar dunırken, tek başına çocuk koğuşuna konmayı namına yakıştıramamış... Savcı durumun farkında. Ibreî için iki tokat atmayı geçiriyor içinden. Heyhat, adam kendinin iki kaîı. Zıplayıp vurması gerek. Zıplayarak vuruşunu düşünüyor. Imgesinde beliren görüntü güldürüyor kendisini... 6 racak. Sonra 'Kancığım sofra hazır mı? bugiin çok acıktım, topa az kaldı' diye seslenecek. Ardından annenin bazniadıgı sofranın başına geçecekler. Nane kokulu çorba, etti sebze, tereyağı kokusu saçan pilav, soğutulmuş hoşaf, küçük kaplarda peynir, zeytin, reçel... Topun patlamasını bekieyecekler sabırsıziıkJa, mullu... Top atılacak. Yemeklere saldıracak çocuklar. Biraz sonra tıkauacaklar, hızlı yemekten gulıışecekler. Kansı, bugün vorulmuşsun sen, divana geç, bir kahve yapayırn sana, yorgunlugunu alır hemen' diyecek. Adam kahvesini vudumlarken, çocuklan dideriııe sokulacak. Bir yandan ojjlann başiannı okşarken, bir >andan şakalaşıp guluşecekler." gitmişti evinin sıcaklığına, çocuklannın cıvıltısına, kansının turküsüne... Neden sonra duyabildi savcının yinelenen sesini. "Evet" diyebildi. "Senin eşinle çocuklann ne yapryorlardır şimdi, düşiindün mü hiç?" Eşiyle çocuklan ne mi yapıyorlardı? Şimdi onların yanındaydı ya! Pideli adamla birlikte o da evine gitmişti. Pencereye baktı, kanıt arar gibi. Pideli adam gitmişti. Düş de bitmişti. Eşi ve çocukları şimdi ne yapıyorlardı gerçekten. Eve para da bırakmamıştı. Bir yerlerden para bulabilir miydi ki? Ne çok boşlamıştı onlan. Duşündü: Şimdiye dek hiç pide götürmemişti evine. Kahve içerken çocuklannı da kucağına alıp hiç sevmemişti. Eve hep gece yansmdan sonra giderdi, onlar hep uyumuş olurlardı. Eve hiç ayık gitmemiş olduğunu anımsadı. Her sabah başağnlan ile kalkar, bir şey yemeden evden çıkardı. Birlikte yemek yemişlikleri de yoktu. Ya karısının türküsü? Yıllar önceydi o. tlk evlendiklerinde. lçkiye bakmadığı, bara, pavyona alışmadığı günlerdeydi. Sonraki yıllarda rengi gibi neşesi de, yaşama sevinci de, dudagnndaki turkusu de uçup gitmişti karısının. Ne denli horlamıştı onu. Ya maviş gözlu kızı? Yıllar yılı kendisinden bir gelin bebek istemişti de, ilgilenmemişti. Duymazdan gelmişti. Oysa şimdi gelinlik kız olmak üzereydi. Ya oğlu? Arar gibi çevresine bakındı. Korkunca, küsunce bir yerlere saklanırdı hep. Içine kapanık, çekımser, tedirgin, çelimsiz. Kendisiyie konuşurken hafıften kekelerdi. Hele kızdığında hepten tutulurdu. Başını hiç okşamış mıydı? Gözleri nemlendi. Neden onlan mutlu etmeyi, sevindirmeyi hiç düşunememişti? Hep kendisi için yasamıstı. Şimdi yiyecek bir şeyleri var mıydı acaba? Top atıldığında kannlannı doyurabilecekler miydi? Bugune dek bardan bara, meyhaneden meyhaneye dolasmayı, ona buna içki sunmayı, birkaç kişinin sırtını okşamalannı yiğitlik sanmıştı. Gel gör ki, süklüm püklum giden pideli adam kadar olamamıştı. Karısını dul, çocuklarım yetimler gibi yaşatmıştı. Anlıyordu savcının ne demek istediğini... Efelik, yiğitlik, cezaevlerinde sürtmek, hindi gibi kabararak önüne gelene çalım atmak, kafa tutup zorbalık yapmak, sabahlara dek bar bar, pavyon pavyon, meyhane meyhane dolaşmak, it gibi ensesini okşatmak değilmiş. Karısına çocuklanna sahip olabilmek, onlan guldürup mutlu edebilmek, kansına kocalık, çocuklanna babalık edebilmekmiş... Anhyordu bugune dek yapamadıklanm, beceremediklerini... Yenik düşmustü. Omuzlan indi. "Ver eta'ni öpeyim savcı agabey, bagışia beni" diyebildi, ezik, üzgün... CAHİT YAKŞİ CUMHURİYET SAVCISI (•) Balıkesir Barosu'nca duzenlenen "Yaşam Dosyası Yanşması"nda ikincilik kazanan yazı. g UlUiriU TBMM Başkanı Secmetnn Karaduk a t l l a n man, Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuzturk ve Içişleri Bakanı Yıldırtm Akbuüıt, inşasına yeni başlanan çıkarma gemilerine ilk kaynağı yaparken, eşleri de inşası tamamlanan gemileri denize indirdiler. Taşkızak Tersanesi Komutanlığı 'nda inşa edilen Gumritk Ûuhafaza Botu 403, Sahil Güvenlik Botu 72 ile TCG Ç141 ve 142 çıkarma gemileri dün törenle hizmete girdi. Gemilerin yapımı için Petrol İşverenleri Sendikası ile diğer kuruluşlann önemli ölçüde bağış yaptığını belirten Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Zahit Atakan, Taşkızak Tersanesi'nin ulkemizin milli savunma sanayiine büyuk katkılar sağladığmı söyledi. Törene tstanbul Vatisi Nevzat Ayaz, Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, işadamları Aü Koçman, .\uh Kuşçulu, Nejat Eczacıbaşı ve tbrahim Bodur ile diğer ilgüiler katıldi. Savcı camdan bakarken, elinde pidelerle geçen bir adamı gösteriyor: "Pide götürüyor. Sımsıcacık pide. Evine gidecek, çocuklan çığlıklar atarak kapıyı açacak. Ardından annenin hazırladığı sofraya geçecekler..." Eşiyle çocuklan ne mi yapıyorlardı? Şimdi onların yanındaydı. Pideli adamla birlikte o da evine gitmişti. Pencereye baktı kanıt arar gibi. Pideli adam gitmişti. Düş de bitmişti. Anlıyordu savcının ne demek istediğini... Efelik, yiğitlik, cezaevlerinde sürtmek, hindi gibi kabararak önüne gelene çalım atmak, kafa tutup zorbalık yapmak, meyhane meyhane dolaşmak, it gibi ensesini okşatmak değilmiş. Karısına çocuklarına sahip olabilmek, onlan güldürüp mutlu edebilmekmiş. Anlıyordu bugüne kadar yapamadıklarını, beceremediklerini... sessiz bekleşiyorlar. Savcı durumunu değıştirmeden arkasmda duran tutukluya soruyor yumuşakça: "Adın ne?" Odada hava atacak hükümlü ve tutuklu yok diye mi nedir, bu kez yanıtladı: Erdem. Sava, camdan bakarken, caddede elinde pidelerle giden bir adam gördü: Şu giden adamı görüyor musun? Erdem, baktı "Evet" dedi. Ne götürüyor? Erdem, "Pide" diye yanıtladı, sert bir sesle. Erdem'e yuzünü dönmeden, düşlediği pide ile giden adamın öykusünü anlattyor: "Pide götüriiyor. Sımsıcacık pide. Şimdi evine gidecek, kapıyı çalacak, çocuklan çığlıklar atarak gelip kapıyı açacaklar. Biri bacagına sanlırken, diğeri pideye uzanacak, koparmak isteyecek. Babası, 'Daha lop atılmadı ama' diye uyaErdem, kendisine ilgisiz gelen konuşmaya önce aldırmadı. Sonra eşi, çocuklan aklına geldi, konuşmaya kaptırdı kendisini. Giderek savcının anlattığını sanki dinlemiyor, yaşıyordu. Eve giden pideli adam değil kendisi olmuştu. Kapıyı maviş gözlü kızı açıyordu. Oğlu elindeki pideleri kapıyordu. Sofraya oturuyorlardı. Kızı bir yanında, oğlu bir yanında. Karısı sevgiyle gülüyordu karşıdan. Top atışını bekliyorlardı sabırsızlıkla, ağızlan sulanarak. Pideyi böluyordu eliyle. Gulüşerek yemekleri yiyorlardı. Sonra divana kumluyor, kahvesini höpurdetiyordu, sesli sesli. Kızı dizinde 'Bana gelin bebek alacaksın ama' diyordu. Oğlu omzuna dayanmış, bıyıklanyla oynuyordu. 'Benim bıyıklarun da boyle olacak mı?' diye soruyordu. Kansı bir türkü tutturmuştu yanık sesiyle bulaşık yıkadığı yerde. "Sen evli misin?" Savcının sesini duymadı Erdem, dalmış 1402'tikler konusunda YOK ve rektörler hararsız Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Tarık Somer: "Bu bir hukuki sorundur, konuşmak için erken." Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı: "1402'liklere Yüksek Öğretim Yasası'mn atama ile ilgili maddelerinin uygulanması gerek." ANKARA, (Cumtanriyet Biırosn) 1402 sayılı yasa hükumlerine dayanarak üniversite rektörlüklerince görevden alınan öğretim elemanlannın, sıkıyönetim kalktıktan sonra YÖK ve rektörlüklere "yeniden göreve dönmek için" başvururlarken, YÖK ve rektörlükler, bu öğretim elemanlanna "nasıl bir işlem uygulanacagı" konusunda kararsızlar. Üniversitelerarası Kurul Başkanı ve Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Tarık Somer, "Bp bir hukuki sorundur, konuşmak için erken, dilekçekr henüz onüme gelmedi" derken, Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Naci Kınacıoglu, 1042'yle görevinden alındıktan sonra yeniden başvuran öğretim elemanlan için Yüksek Öğretim Yasası'mn atama ile ilgili maddelerinin uygulanması gerektiğini savundu. Ancak, YOK ve organlannın dışındaki bir istemle görevden alınan oğretım elemanlan, yeniden atama hükümlerinin, ya da yeniden kuruma dönıiş hükümlerini içeren 60'ıncı "BtZtM LİSE" ROMAM DAVASI Kıyufet: Amacım hardeş kavgasını biraz azaltmaktı öğretmen Hasan Kıyafet, romanda suç olan bir fiili övmekten yargılanıyor. Duruşma 30 temmuza ertelendi. fsttnbul Haber Servisi "Bi zim Lise" adlı romanında "Kannnun suç saydıgı fiili övdügü" iddiası ile yargılanan emekli oğreımen Hasan Kıyafet'in duruşmasına devam edildi. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmada suçlamalan reddeden Hasan Kıyafet, "Bir öğretmen olarak egitim çıkmazındaki bir yarayı dile getirmeye çabaladıguu" belirterek, 'Amacıra gordiığiım eksikükJeri gun ışığına çıkartarak duzelmesine yardımcı olmaktı" dedi. Kıyafet yazılı olarak verdiğı üç sayfalık dilekcesinde, bilirkişinın belirttiğinin aksine kimseyi kimseye karşı tahrik edip suç olan fiili övmediğini, o gun var olan kardeş kavgasını kendi çapında törpulemeye, azaltmaya çahştığını söyleyerek, "Bunu zorla. kaba guçle, yararsu otorite>le degil de belli bir yumuşaklıkla, uyumla yapmayı denedim. İyilik olsun barışa kardeşliğe katkım olsun diye yaptım. Yoksa suç işlemeye kakışsam, ya da suç olduğu kanısına varsam bunu alenen bir romanda yapmazdım berhalde" dedi. TCY'nin 312/2. maddesine göre yargılanan Hasan Kıyafetin uç kişilik bilirkişi ıncelemesi istemini yerinde gormeyen mahkeme heyeti, savcımn esas hakkındaki mutaiaasını hazırlaması ve sanığın savunması için duruşmayı 30 temmuz saat 11.30'a erteledi. maddenın uygulanamayacağj ileri sürüldu. Yüksek öğretün Yasası'mn "kuruma yeniden dönüş" maddesi, Bakanlar Kurulu ve yasama organı üyesi olanlarla YÖK ve YOK Denetleme Kurulu uyelerini, rektör ve dekan olarak atananları kapsamakta, bunlann yanı sıra yukseköğretim kurumlarından, mahkeme ya da dısiplin karanyla çıkarılanlar dışında herhangi bir nedenle "kendi istegiyle" aynlan öğretim elemanlanna yer vermekte olduğu belirlendi. Sıkıyönetim kaldırıldıktan sonra görevine dönmek için başvuran yedi öğretim üyesinden beşinin "başvuru makamı" olan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Tank Somer, dilekçele'henüz önüne gelmediğini be terek, "Dikkçeler önumuze geldikten sonra konu açıklığa çıkacaktır. Dilekçelerdeki talep de önemli. Ben dilekçeleri henüz gormedigimden konuşmak için erken, ancak bu hukuki bir sorundur" diye konuştu. Sorunun bir başka boyutunu oluşturan anayasanın 130'uncu maddesi ıse, "Üniversite öfretim eiemanlan Yüksek Öğretim Kurulu'nnn veya universitelerin yetkfli organlannın dışında kalan makamlarca ber ne surette olursa olsun gorevlerinden uzaklaştınlanuular" hukmunu taşırken, üniversite rektörlukieri de sıkıyönetim komutanlıklarının istemi üzenne "gecici uzaklaşbrmalara" gitmişti. YÖK yetkili organlan da, söz konusu yasaya dayanarak görevden uzaklaştınlanlar hakkmda süreklilik arzeden herhangi bir karar almamış ve yönetmeliklerde konu hakkındaki bir değişıküğe yrr vermemişti. Göreve yenıden başlamak isteyen öğretim elemanlan, başvuru dilekçelerinde bu hususu vurgularken, "YÖK'nn, gerekçesi kalkan geçici görevden çıkarma işJemini duzellmesi gerek tigini" belirtiyorlar. BtTTt • Nüfus cüzdanımı kaybettir< Hükümsüzdür. AHMETDtl M YEDEK PARÇACIYIM STOK KONTROLÜ ŞİMDİ ÇOK KOLAY .. DOKTORUM HASTA KARTLARI, RANDEVULAR ARTIK KARIŞMIYOR .. VİDEO KULÜBÜ AÇTIM KARTOTEKSLE UĞRAŞMIYORUM. HANGI KASET KIMDE ANINDABİLIYORUM... EÇZACIYIM HANGİ İLAÇTAN NE KADAR VAR, HEPSİ KONTROLÜMDE. İŞLER YOĞUN AMA SENETLERİN VADESINI GÜNÜ GÜNÜNE IZLİYORUM.. HER ŞEY YOLUNDA AVANSLARIN TAKIBİ, MALLARIN TESÜMİ ŞAŞMIYOR... ATARI 800XL 64K İSLER HİC BU KADAR KOLAY, HIZMET HİC BU KADAR ZEVKLİ OLMAMISTI. ^^ 5 .^h. ATARİ 800XL Çevre birimleri ATARİ1050 DİSKET SÜRÜCÜ | Disket ölçüsü: M çıftyoğunİLik(DD) Bellek kapasitesi: 170 Kbyt formatsız 133 Kbyt formatlanmış Data saklama net kapasıte kapasitesi: Her disket ıçın net 127 Kbyt Bağlantı olanaklan: (Yaklaşık 100 sayfa) Aynı anda 4 disket surücuye Dönüş hızı: bağlanabılır 300devır/dakıka Kendi kapasitesinde, diinvanın Kendi kaoasitesinde. dünyanın en geiişkin bilgisayarı Atari 800XL'dir: • Işyerınızın, çalışma konunuzun, mesleğınizin şartlanna uygun, sizin için özel darak hazırlanmış kapsamlı, net ve kullanışlı Türkçe ış programlan... • Ayrıntılı, anlaşılır, herkesin derhal ve kolayiıkJa adapte olmasını sağlayan bedava Türkçe Kullanma Kılavuzu... •64K bellek kapasitesi/9 ayn ı*nr^Kxıyaı 11 bılgisayar dili/62 tuşluk klavye/29 grafik karakter/ fik karakter/ 40 sütun 24 saîır kapasıte... •Tam 256 renkten oluşan renk skalası. •4 kanallı 3.5 oktav ses üstünlüğü • Her kanaldan avnı anda müzık sentezı • Her kanaldan aynı anda müzık sentezı yapabilme yeteneğı.. •Çocuklarınıza. Anadolu Lıselerı sınavları için ayrı, ünıversrteye hazırlık ıçın ayrı, müfredata uygun Türkçe eğıtım programlan... •Ve ayrıca bütün dünyada, her yaşta ınsanın heyecan ve zevkle katıldığı yüzlerce oyun çeşıdi.. • Elektronık sanayimızın güçlu kuruluşlarından Meta'nm Türkıye çapında faaliyet gosteren 200'u aşkın C\AJ u a^fvı yetkılı servısinden yararlanma danağı.. yarartanm işiniz, mesleğiniz, hobiniz ne olursa olsun, Atari 800XL ile kıyaslamadan, bılgisayar almayın. ATARİ 1010 PROGRAM KAYDEDİCİ j Data iletişim hua I 600 bıts/sanıye Data saklama kapasitesi : Her 60 dakıkalık kasette 100 Kbyt Diğer özelln'ler: 3 basamaklı teyp sayacı, otomatık ses kontroiu otomatık kayıt kontrolu sılınmeye karşı onlp1 otomatık stop met tası. ATARİ "Cünkü kazanmak zonındasınız" ATARİ 1029 YA2CI Format: Normal10 karakter/ınç 80 karakter/satır 3enış5 karakter/ınç 40 karakter/satır Yazı hızı: 50 cps normal baskı modu Karakter sayısı: 132 karakter (Normal ve uluslararası yazı karakterlen) Kağıtgenişliği: Mın 912 Max 9 (33 5 cm) GENEL 0AĞIT1MC1SJ ELEKTROMETA TeKnık Malzeme Tıcarei ve Sanayı A Ş Hayrettın Iskele Cac 11/4 Beşıktaş İstanbul Tel 160 140014hat) 16132 12 1600878 161 8277 Teleks 26360elrotr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle