18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 TEMMUZ 1985 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 ÎSMAİL GÜLGEÇ SİNEMA ATİLLA DORSAY HAYVANLAR Türk sineması nasıl kurtulur? Türkiye'de sinema, görülmemiş bir bunalım içinde. Bir mevsimde seyircisinin yüzde 60'ını yitirdi, 755 sinema salonundan 224'ü kapandı. Bu çapta bunalım, sinema mesleğinde ılışanların kendi bünyelerinde alacakları önlemlerle çözülemez. Bu artık bir devlet sorunudur, yerel yönetimler sorunudur. Aüf Yılmaz'ın sevimli güldürüsttnün ismiyle "Şimdi Ne Olacak?" veya sosyalist yazının unlü kitabının ismiyle "Ne Yapmab?" diye soralım biz de... Evet, umutsuz bir sinema mevsiminin yaklaştığı günlcrde ne olacak, ya da ne yapmalı? önümüzdeki günlerde bu konuda yeni haberlcr, isimler, listeler, sinemayla uğraşanlaıdan görüş ve düşünceler nakledeceğiz. Ancak bu konuda ne olacağına girmeden, a a ve tatsız olduklan kesin gerçeklere bulaşmadan, ne olabilirdi veya nasıl olabilir konulannda, biraz soyut, biraz gerçekdışı bir genel yaklaşımı deneyelim isterseniz... şaatlarda sinema / tiyatro salonu olarak bir yer aynlması halinde bunun vergi bağışıklıklanyla, özel destek önlemleriyle yüreklendırilmesi gereklidir... Yerel yönetknlerin sinemadan yıllardır almakta olduklan, aruk bir anlamı ve de gereği kalmayan rüsumun, sinemanın bu zor döneminde artık tümüyle veya geçici olarak azalulması, giderek kaldınlması gereklidir. Sansürün bir ölçüde yumuşatılması, film çekiminin engellenmesi değil, yüreklendirilmesi yolunda bir anlayışın geliştirilmesi gereklidir. Korsan videoculuğun önlenmesi, yasal olmayan kasetlerin ortada dolasmasırun, 'nmuma acık' yerlerdeki videolarda konulu fılm gösterümesinin önlenmesi gereklidir. Tüm bunlar ve benzeri önlemlerin alınması için de, kuşkusuz öncelikle sinemanın bir büyük çağdaş sanat ve kültür olayı, benzersiz bir Uetişim aracı olarak ciddiye alınması ve içinde bulunduğu bunalımdan kurtanhnası için devlet / yerel yönetim kademelerinde ciddi bir isteğin bulunması gereklidir. Bu konuda belli bir isteğin varolduğu, en son hazırlanarak sınemacılann da, yapımcısı, yönetmeni, getirticisi, işletmecisi, sinema salonu sahibiyle kendilerine çekidüzen vermeleri, yeni ve çağdaş bir biçimde üretmeye ve işletmeye doğnı gitmeleri gereklidir. Üretimi bir yana bırakarak, özellikle sinema salonu işletmeciliği konusunda biraz kafa yormak istiyonım bu yazıda.. Çunkü bu alan sinemanın can damanm oluşturmaktadır ve Türkiyei deki hastalıklı sinema düzeni içinde en hasta kesim, bence sinema salonu sahip ve işletmeciliği anlamındaki sinemacılıktır. 1leri süreceğim düşünceler, kuşkusuz öncelikle ve özellikle belli bir sinema kültürünün ve belli bir düzeyli seyirci birikinıinin bulunduğu büyük kentler içindir. Ancak bunlardan çıkanlacak sonuçlann ülke çapında gecerli olmaması için de temel bir neden yoktur saruyorum. TEKLı'Fı YAPMIYOR TBMM'ye sevkedilen Sinema ve Video Yasa Tasarısı, biriki önemli eksiğine karşın sinemamız için bir umuttur. Bugünkü haliyle bile tasarının yasalaşması, sinemamıza cankurtaran siınidi olabilir. Ama sorun yasayla biter mi? Veya yasayı beklerken yapacak başka şeyler yok mudur? de de zaman içinde kaçırulmaz bir gelişme olarak ortaya çıkmahdır. KİM KİME DUM DUMA BEMÇ AK ^ f l zcrvnlu l l f Zararlı bir tekelcilik Bu, bizdeki işletmecilik anlayışının temelden değişmesini gerektiren bir durumdur. Ticari' bulduklan az sayıda filmi olabildiğince çok sinemada, olabildiğince çok hafta göstererek ondan *azami' gelir sağlamak düşüncesi, varolan az sayıda salonun tam bir tekelci edasıyla kullamlması, sinemaya yarar değil, zarar getiriyor. Salonlardaki karmakanşık programcüık anlayışı da cabası.. Oysa her salon belli bir film türünde ve belli bir sinema düzeyinde kararlıhk ve devamlıhk gösterse, kendi seyircisini bulsa ve korusa, iş kolaylaşacak. Bunun için, öncelikle büyük kentlerimizin, Ankara'da birkaç başanh örneği bulunan Sanat Merkezleri'ne, Sanat Sinemalan'na kavuşması koşuldur. Yan etkinliklerle de desteklenecek bir dizi salon, belli bir düzey arayan bilinçli seyirciyi sürekli olarak evinden çıkarmayı ve sinemaya getirmeyi başaracaktır. tstanbul Sinema Gnnlerinin gördüğü muazzam ilgi, bu konuda bir işarettir. Bu seyircinin önemli bir bolümünü, hep aynı düzeyi koruyacak bir işletmecilik anlayışıyla sürekli olarak 'seferber' etmek niye olanaksız olsun ki? Bın Üçte ikiye dttşen salon Sonın, Türkiye'de sinema olayının görülmemiş bir bunalım içine düşmesinden kaynaklanıyor. Bir mevsim içinde seyircisinin nerdeyse %60'ını yitiren, bir yılda 75S sinema salonunun 530*8 inmesiyle 224 salonu kapanan bir sinemada, hastalık değil, ölüm haii var demektir.Bu çapta bir bunalım kuşkusuz sinema mesleğinin kendi içinde aiacağı ve hajta gçpeküdtr. ebbütt dahö raotabl haie gebcı\rr)esı "zoruniüdıir. , yorınte) audınfcli. 91/nJer btmlann ışjğ Mdr. Bütin f\ma Değişen ve çeşitlenen zevkler Sinemaalar, şu temel gözlemde anlaşmalıdırlar: Artık koyun sürüsü gibi belli filmlere giden bir seyirci yoktur veya azalmış P I K M K PtULE MADRA Piyale Madra. yıllık izninin bir bölümünü kullandığmdan PİKNÎK bir süre yayımlanmayacaktır. HIZLI GAZETECİ NECDETŞEH Bilgisiz. sevgigiz bir sinemacı takımı Bu aşamada sorunun film yapımı ve getirimi kadar, giderek ondan da çok, salon sorunu olduğu anlaşılıyor. Zaten az olan, son yıllarda giderek de azalan sinema / tiyatro salonu sayısı, büyük kentlerimizde artık bir büyük kültür faciası niteliğine bürünmüştür. Tümüyle yoz, bencil, tekelci bir piyasada, köhnemiş, pejmürde, yülardır çivi bile çakılmamış salonlara seyirci bulmak olanaksız olduğu gibi, koskoca tstanbul'da (Moda Sineması dışında) bir tane bile Sanat Merkezi türünde salon yoktur, bu konuda girişimde bulunanlar, başlanru sürekli sert kayalara çarpıp dunnaktadırlar. ö t e yandan, salonlar kapanmakta, boş durmakta, olumlu bir deney için kullanılmaktansa bayağı fılmlerle belli bir güvenceyi sürdürmeyi yeğlemektedir. Bu, kuşkusuz Türkiye'deki sinemacı takımmın genelde 'hasbelkader' salon sahibi olmuş, sinema sanatıyla hiçbir alışverişi olmayan bilgisiz, sevgisiz bir takım olmasından da kaynaklanmaktadır. Batıda sinemacıhkla sinema sevgisi, gitgide aynı ellerde birleşmekte, sinemayı bilen büinçli, kültürlü sinemacılar, bu alanda gerektiğinde inatçı ve onurlu bir direnişi sürdürmektedirler. Bir sinema salonu sahibi veya işletmecisinin, biraz az kazanmak pahasına da olsa, sevdiği bir filmi, sevdiği bir tür sinemayı savvmması kadar güzel bir şey olabilir mi? Oysa bizimkilerin sevdiği bir tür sinema filan yok., Seydikleri, yalnızca para.. Onun için 1yi' film para mı getirmiyor? Hemen seks filmine filan dönebüirler. Nitekim önümüzdeki mevsim de bunun örnekleri görülecek ve ortahğı çeşitli bayağıbklar, pespayelikler saracak. Haberiniz ola!.. SİNEMA YASASI Film YapımcıUm Demeği (FİYAP), 17Mayıs 1985 gunü Beyoğlu Lale Sineması'nda bir toplantı düzenledi ve bu toplannda TBMM komisyonlannda görüşülen Sinema Yasası tartışıldı. Görüş belirtenler arasında, tasarı sahibi Sakarya MUletvekili Sihat Akpak, fihn oyuncusu Hülya Koçyiğit ve yönetmen Atıf Yılmaz da vardı. önlemlerle çözümlenemez. Bu artık geniş çapta bir devlet sorunudur, bir yerel yönetimler sorunudur. Türkiye'de sinemanın varhgmı sürdürmesi, çağdaş bir sanat, sanayi, ticaret ve eğitim alanı olarak her uygar toplumda yüklendiği işlevleri yürütebümesi için, devlet ve yerel yönetimler ortak olarak üstlerine düşen görevi yapmalıdırlar. TBMM'ne sevkedilen Sinema ve Video Tasansı ile belli olmuştur. Bu konuda söylenebilecek olan her şey, bu tasanyı tartışmak üzere düzenlenen (ve bizim ne yazık ki katılamadığımız) 17 mayıs toplantısında söylenmiştir. Yasanın içerdiği bir iki önemli eksik (örneğin 'nmoma acık' yerlerde konulu Fılm gösterilmesi yasağının unutulmuş olması gibi) yine bu toplantıda belirtümiştir. Bu eksikliklere karşın (ki bunlar, belki komisyon toplantılannda düzeltilebüir, eklenebilir) bu yasa sinemamız için bir umuttur, belki de son umuttur. Bugünkü haliyle bile bu tasanrun yasalaşması, sinemamıza bir cankurtaran simidi işlevi görebilir. Böylece, gelmişgeçmiş bunca iktidardan sonra, Türk sinemasına eğilen ve onu 'knrtarmayı' amaçlayan bir yasa çıkarmanın onuru da ANAP'a kalmış olur. Fena mı? tır. tnsanlar çağunızda, çeşitli öğelerin, gelişen teknolojinin, 'diişınaıı' TV ve videonun da yardımıyla, bir yandan daha çok şey arasında seçme yapmak olanağına sahiptirler, diğer yandan ise zevkler, istekler, beğeniler, yine çeşitli öğelerin etkisiyle değışmekte, çoğalmakta, çeşitlenmekte, aynmlanmaktadır. Batıda bu olayın çözümü, sinema salonlanmn gitgide küçülmesi ve çok salonlu sinema kompleksleri doğması olarak bulunmuştur. Artık birçok yerde, bizde de büyük kentlerde, sinemaya gitmiş olmak için sinemaya gidilmiyor. Filanca veya falanca filmi görmek için sinemaya gidiliyor. Bu, bir yandan üretim ve getirim aşamasında filmlerin seçimini etkilediği gibi, tamtma olayına da önem kazandınyor. Diğer yandan ise, sinemaya gitmek üzere evden çıkan bir seyircinin, mutlaka kafasına, zevkine uyacak bir füm bulma olasüığının çoğalması önem kazamyor. Onun için, eskinin 10001200 kişüik salonlannın birkaç zevke seslenecek küçük salonlara bölünmesi, biz JÛPON MÜYL/Z . UEM NERDEN &İÜVO5UM TÜRKLERİN ACILI Devlete ve yerel yönetime dtişen Bu görev nedir, sinema nasıl kurtarüır? Bu konuda çok şey yazüdı, söylendi. Biz de yülardır, 17 mayısta Lale Sineması'ndaki toplantıda bir sinemacının kadirSilirlikle anımsattığı gibi, bu ko.uda sürekli yazdık, çizdik. Sinemaya bir fon gereklidir, kredi, destek önlemleri gereklidir. Sinema salonlannın ülke çapında kapanmaktan, pasai veya dükkân olmaktan kurtanlması, açık kalanlann içinde bulunduklan sefıl durumdan çıkanlarak çağdaş ve güleryüzlü sanat tapınakları haline getirilmesi, yenilerinin açüması için ülke çapında bir destek kampanyası gereklidir. tn ÇlLDlRPIMIZ MIBE/.. RZA Mi OUIRAUJ5 ? JURKIYE 'DE &ÖÖLE Y'lUİR &U XI : TÜRKLER SİVER.. TARÎHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKA* 26 Temmuz En hasta kesim: Sinemacıhk Ama sonın yasayla biter mi? Veya yasayı beklerken yapacak başka şeyler yok mudur? Bizce SİVAS İL DAİMİ ENCÜMEN BAŞKANLIĞINDAN Özal Idare'ye aıt Imranh ilçesindeki işhanı inşaatı 2886 Sayüı Kanunun 36'ncı maddesi uyarınca kapalı zarf usulü eksiltme sureüyle yapunlacaktır. Keşif bedeli 180.000.000 lira olup geçici teminat miktan 5.400.000 liradır. lhale, 14 Ağustos 1985 Çarşamba günü saat 15.00'de Özel ldare Encümen salonunda yapılacaktır. Ihaleye ait dosya mesaı saaüeri dahiünde Bay.ndırhk ve Jskân Müdürluğü'nde görulebilır. thaleye katılmak isteyenlerin: 1. Müracaat dilekçeleriyle birlikte eksilttne şartnamesinde gösterilen usulüne uygun plan ve teçhizat beyannamesini, teknik personel bıldirisini, sermaye ve kredi imkânlarını gösterir mali durura bildirisi ile banka referans mektubunu, ilk ılan tarihinden sonra alınmış Ticaret ve Sanayi Odası belgesi ile (B) Grubu müteahhitlık karnesinin aslını eklemek suretiyle en geç (9) Agustos 1985 tarihine kadar Bayındııhk ve tskân Müdurluğu'ne ibraz etmek suretiyle alacakları yeterlik belgesi ile birhkte: 2. Geçici tenünaüannı yatırdıklanna dair banka makbuzu veya usulüne göre alınmış teminat mektuplan; 3. Şirket adına ihaleye iştirak edeceklerin şirketin temsilcisi olduklanna dair Noterlikçe tasdikli vekaletnaraenin ve imza sirkülerinin aslını eklemek suretiyle; 2886 Sayıb Kanunun 37'ncı maddesıne göre hazırlayacaklan tekUf mektuplannı 14 Ağustos 1985 günü saat 14.00'e kadar raakbuz mukabilinde özel Idare'de Encümen Başkanlığına \ermelen veya bu süreye kadar ele geçecek şekilde postayla göndermeleri gerekmektedir. Posta ile yapılacak mUracatlardaki gecikmeler dıkkate alınmayacaktır. Basın: 21177 Ilan olunur. AHMET KAYA Resitali BİR 0 YANDAN BİR BU YANDAN 2Yasayanlar bir gün öiur elbet Ağaçlarla, Balıklaha. Kuşlarta ben Amenna.. M0DA SİNEMASI 337 01 28 Bahariye Cad Adlıye yanı KADIKÛY IST Pazar Saat: 13.00 Organlzasyan: DİSÜ Zenginlerimize çagrı Evet, Türkiye'de sinema alamnda temel sorun, sinema salonu sorunudur. Salon işletmecüiği sorunudur. Sinemacı takımmın bugünden yarına değişeceği de yok. Bu, belki bir kuşâk beklemeyi gerektiriyor. Ancak onu beklerken biz, bu konuda sanatsever zenginlerimize de çağrıda bulunmayı uygun buluyoruz. Türkiye'de yeni sinema salonları, sinema kompleksleri yaratılması, varolan salonlann adam edilmesi için gereken büyükçe yatırunlann hakkmdan ancak büyük sermaye gelebilir. Batı'da da böyle olmuyor mu? Örneğin Fransa'nın en büyük sanayicisi Marcel Dassaolt, film yapunından işletmeciliğe, sinemanın içinde değil mi? Bizde de niye zenginlerimiz biraz da bu işe sıvanmaz? Gerçek bir sinema merakhsı olan Ali Kocman, Beyoğlunu kurtarmak için benzersiz bir çaba içinde bulunan Vitali Hakko, sinema ve sanat sevgisini bildiğimiz Nejat Eczacıbaşı, şu anda Beyoğlu'nda (bilmem farkında mı?) 2 sinema salonunun (Sara> ve Lüks'ün) sahibi bulunan Erdogan Demiroren, Türkiye'nin bu 'en zengin'leri, dolaylı veya dolaysız sinema salonu işine girseler, belki kendi isimlerini taşıyacak bir gösteri zincirinin nüvesini kursalar fena mı olur? Çünkü Türkiye'de artık gerçek ve güçlü sermaye işin içine girmedikçe, sinema sorunu cözümlenemeyecek. Böyle bir çözümde ise, sanat sevgisiyle sermayeyi birleştirmiş bu ve benzeri isimlerin katkısı bizce mutlaka gerekiyor. 13S2 'B€ 8U6ÜH, BVA PUHSTE OB PEROM, (p AOIYLA EYrTA), KAH KANSBRtHOeN 33 YAŞIHDA ÖLj TİN'ltJ UNU1 Aerı£Tl££l AeASMDAYDI VE 19*ı3' 7E 4LBAY PeSOM'LA JANlÇMlŞTr. BUNU, ONUHLA EVLENMESl VE PERCU'UN D£VLET8AS.KAULIĞINA SEÇİLMESİ İZLSMlÇTİ. &ÖYLECE Ö*l PLANA GEÇEN GENÇ ItAOtN, 6İPEREK /KJİDARI KDCAStYLA PAYMÇfö OLMUÇTUfeRON 'UN KENPlNB ÖZGÜ F/>Pf POPÜÜZMİH TÜ/LA GÜCÛYLEP&TEKLEyEM Byrm,âZELLİKLE YOKSUL SlNIFLAft ÜZERlNPEKl ETKİSİNI BU YOUV) KHLLANCM.OLUMCUL HASTAU6INI BlLOİİl HALDE, 1951'0£, Jiıan I \ PEZOUiST PAHTİ'DEH BAŞKAN YA&DHACIUĞINA ADAY OLMMC 'Pmron /a.. | \ JSTEMİŞ, AUCAK OBDU TARAFlNPAH ENGELLENMİŞTİ.. EV/TA 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Amelî Haynt okulunun yeni şekli Dün llbaylıkta Muhittin Üstündağm yamnda Belediye Encümeni azalarile Sanayi mektebi müdüründen ve kultürcü bazı zevattan mürekkeb bir komisyon loplanarak Amelî Hayat okuluna verilecek yeni şekıl etrafında geç vakte kadar gorüşmuşlerdir. Amelî Hayat okulu bilhassa küçük san'at erbabını ve ticaret hayatmda işe yanyacak kimseleri yetiştirebilecek bir şekle konulacaktır. 26 Temmuz 1935 dağlarımn yeşil eteklerine kurulmuş olan küçük kasabamızdaki elektrik tesisatı bitmiş ve kasaba elektriğe kavuşmuştur. Ilgaz dağlarından gelen ve kasabamn pek yakımndan geçen su ile işliyen ve yalnız başında bulundurulan bir işçiye ayda verilen yirmi beş lira ücretten başka hiçbir masrafı olmayan bu tetisattan 1935 1985 bütçesi çok dar olan belediyemiz vaziyetini bu sebeble düzeltmiştir. Kasabamız köhne lâmbalardan kurtulmuş olmakla beraber az bir masrafla fabrikaya ilave edilecek olan su tulumbasile kasabamn her tarafına su verilerek su ihtiyacmı da temin edecektir. Araçta parasız bir elektrik fabrikası yapüdı Araç (özel) Ilgaz POLATLI 2 İCRA MEMURLUGUNDAN Dosya No: 1985/1038 Alacaklı: A. Kadir Duygun vekili Av. Oktay Gündüz. Borçlu: Ahmet Vefa Surmeli. Polatlı Beylikköprü Köyunde mukim. tstanbul Boğazkesen Cad. No: 27de. Borç Miktar ve dayanağı: 4/11/1984 T., 20/1/1985 V.b 200.000r; 15/9/1984 T. 20/11/1984 V.li 200.000*; 14/10/1984 T. 20/10/1984 VJi 300.000r lirahk booolardan dolayı 777.2O0r TL. faiz ve masraflar. Yukarıda yazılı borç ve masrafları işbu ödeme emrinin tebliği tarihinden ıtibaren on gun içinde ödemeniz, takıbin dayanağı senet kambiyo senedi niteliğuü haiz değilse (5) gün içinde mercie şikâyet etmeniz takip dayanağı senet altındaki imza size ait değilse yine bu 5 gun içinde ayrıca ve acıkça bir dilekçe ile ıcra dairesine bildirmeniz, aksi takdirde icra takibindeki kambiyo senedi altındaki imzanın sizden sadır sayılacağı, imzanızı haksız yere inkâr edersenu 100 Uradan 5000 liraya kadar para cezasıyla mahkum edileceğiniz, borçlu olmadığınız veya borcun itfa veya ımhâi edildiği veya alacafeın zaman aşımına uğtadığı hakkında itirazınız varsa bunu sebepleriyle birlikte 5 gun içinde tetkik merciine bir dilekçe ile bildirerek merciden ilirazımzın kabulüne dair bir karar getirmediğiniz takdirde cebri icraya devam olunacağı, itiraz edümediği ve borç ödenmedığı takdirde on gün içinde 74. madde geregınce mal beyanıuda bulunmanız, bulunmazsanız hapisle tazyik olunacagınu, hiç mal beyamnda hulunmaz veya hakikata aykırı beyanda bulunursanız hapisle cezalandınlacağınız ve ilan tarihinden 15 gün sonra işbu ödeme emrinin leblığ edilmıs sayılacağı ve işbu borçtan dolayı Polatlı Beylikköprü köyündeki 189 parsel nolu taşınmazın ihtiyaten haczedildıği ilanen borçluya tebliğ olunur. Basın: 21319 POLATLI 2. İCRA MEMURLUĞU'NDAN Dosya No: 1985/1039 Alacaklı: A. Kadır Duygun Vekili Av. Oktay Gündüz. Borçlu: Ahmet Vefa Surmeli. Polatlı Beylikköprü Köyunden olup Istanbul Boğazkesen Cad. No: 27'de. Borç miktar ve dayanağı: Herbirisi 317.400. TL.hk 4 adet 30/10/1984, 28/2/1985, 30/12/1984, 30/1/1985 vadeli ve herbirisi 200.000. TL.lık iki adet 20/12/1984 ve 30/11/1984 vadeli senetlerden dolayı 1.790.000. TL. faiz ve masraflar. İş bu ödeme emrinin tebliği tanhinden ıtibaren borcu ve takip masraflarını yedi gun içinde ödemeniz, borcun tamamına veya bir kısmına veya alacakhnın takibat icrası hakkına dair bir itirazınız varsa, senet altındaki imza size ait değilse yine bu yedi gun içinde ayrıca ve açıkça bildirmeniz, aksi halde icra takibinde bu senedın sizden sadır olmuş sayılacağı, ımzayı reddettiğiniz takdirde merci onünde yapılacak dunışmada hazır bulunmanız, buna uymazsanız vakı ınrazınızın muvakkaten kaldırılacağı senet veya borca itirazınızı yazılı veya sözlu olarak icra dairesine yedi gun içinde bildirmediğiniz takdirde aynı müddet içinde 74. madde gereğince mal beyanında bulunmanız aksi halde hapisle tazyik olunacağınız, hiç mal beyanında bulunmaz \eya hakıkata aykın beyanda bulunursanız hapisle cezalandınlacağınız, borç ödenmez veya itiraz edilmezse cebrı icraya devam edıleceği, takibe itiraz ettığıniz takdirde, ıtırazla birlikte tebliğ giderlerini ödemeniz aksi halde itiraz etmemış sayılacağınız ve ılan tanhinden itıbaren 15 gün sonra işbu odeme emrinin tebliğ edilmiş sayılacağı borçluya teblığ olunur. Basın: 21318 tLAN ARTIK MAMUL, HATALI MAMUL, PARÇA BEZ, TELEF, ÜSTÜPÜ VE HURDA MALZEME SATILACAKTIR. 1 Ağustos 1985 Perşembe günu saat 13.30'da telef, ustüpü, parça bez, hatalı mamul, hataü ham bez ve hurda malzemeler açık pazarkk suretiyle şartnamemiz esaslan dahilinde şirketimizde satılacaktır. Bu satışa ait şartname ve listeler şirketimizden temin edilebilinir. Şirketimiz 2886 sayılı kanuna tabi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekte tamamen serbesttir. BERGAMA PAMUK İPLİĞt VE DOKUMA ŞANAYtİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Basın: 21284 Her Çumartesi kesin. hareket 8gün.7gece ÖREN KESKİN TL'RİZM SUN \R tun Özel Otobüs' Tam Pansivon EFEMTATÎLKÖYÜ 49.000 GELİBOLU BONCUKOTEL 56.000 (YJ>.) B«,ıktaş 1611074 Kadıköy ,J61t*0 MOTEL * ÇAVUSOĞLU Edremit 46.0*0
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle