18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Gürkan: SODEP'le yabancılaşma geçici Af Orgütü: Işkence devam ediyor HP'li Nehrozoğlıi' Işkence sorguda uygulanıyor • • • Haber Merkezi Uluslararası Af Örgütü, Türkiye'deki cezaevleri ve polis karakollarında işkence yapıldığını ileri sürerek, bu uygulamalara son verilmesi amacıyla Türk hükümetine çağrıda bulunan bir rapor hazırladı. HP Genel Başkan Yardımcısı Kenan Nehrozoğlu, "Cezaevlerinde de işkence yapılıyor" biçiminde bir açıklamada bulundu. Balıkesir Barosu Başkanı Turgut Inal ise, "tşkence gündemdea inmemiştir" dedi. Uluslararası Af Örgütü'nün 76 sayfahk 'Türkiye: İşkence Tanıklığı" başlıkh raporunda Türkiye'deki cezaevlerinde, karakollarda işkencenin hâlâ devam ettiği öne sürülerek, işkence gördüğü ileri sürülen çeşitli kişilerin açıklamalanna ve tanıklıklarına, aynca bu kişilerin fotoğraflanyla bazı krokilere yer verildi. Cezaevlerinde meydana gelen olaylar, cezae.lerinin sorunlan ve tutukluların durumları konusunda ceza ve tutukevlerinde in Uluslararası Af Örgütü 'nün raporunda, Türkiye'deki cezaevlerinde, karakollarda işkencenin hâlâ devam ettiği öne sürülerek, bazı kişilerin tanıklıklarına ve bu Jcişilerin fotoğraflanyla krokilere yer verildi. celemeler yapmak amacıyla oluşturulan, ANAP, HP ve MDP'li üyelerden oluşan TBMM Özel Komisyonu'nun HP'li üyesi Nehrozoğlu da işkencenin ozellikie sorgulamalar sırasında uygulandığını saptadıklarını söyleyerek, "Konuştuğumuz mahkumların çogu işlemedikleri suçlardan sorumlu tutulduklannı ve işkence tehditleri nedeniyle suçu kabul ettiklerini soyliıyorlar. Boyle giderse cezaevlerine akülı giren deli çıkar" dedi. Nehrozoğlu, şimdi ye kadar Mamak, Metris, Sultanahmet, Selimiye ve Amasya askeri cezaevleriyle Ankara kapalı ve yarı açık, Kastamonu ve Çankırı sivil cezaevlerine gittiklerini, onumuzdekı gunlerde de Dıyarbakır, Mardin ve Urfa cezaevlerine gideceklerini söyledi. Balıkesir Barosu Başkanı Inal da şu görüşlere yer verdi: "tşkence savlannın ve uygulamasının gündemden kalkması için yargı usul sistemi çağdaşlaştırılmalıdır." CANAN YAZGANGİL Her itirafçıya indirim uygulanmaz •Dava sırasında verdikleri ifadeler dikkate alınarak, "Pişmanlık Yasası"ndan yararlanmak isteyen 3 hükümlünün dilekçeleri reddedildi. tstanbul Haber Servisi Kamuoyunda "Pişmanlık Yasası" olarak bilinen 3216 sayılı yasadan yararlanmak isteyen 8'er yıl ağır hapis cezalarına çarptınlan 3 hükümlünün bu istemi, tstanbul Sıkıyönetim komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi'nce "yasanın suçunu itiraf eden her sanığa uygulanmak için çıkanlmadığı" gerekçesiyle reddedildi. 1978 yılında Katkı Dergisi'nin 36. sayısında Türkiye"de bir komünist partisinin kurulması amacıyla "Türkiye Komünist Partisi'nin kunıluş bildirgesini, tüzüğünü ve programını" yayımladıkları gerekçesiyle sanıklar Ferda Aykan, AIi Ergin Güran ve Mahmut Açıksöz hakkında dava açılmışu. lstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi 18 Kasım 1983 tarihinde 3 sanık hakkında "TKP'yi knrma girisiminde bulundnklan" gerekçesiyle TCY'nin 141/1. maddesi uyannca 8'er yıl ağır hapis cezası vermişti. Askeri Yargıtay 3. Dairesi de 18 Kasım 1984 tarihinde sanıklar hakkında verüen bu karan "cemiyet kurmaya tevessül ettikleri" gerekçesiyle onamıştı. Hükümlüler Ali Ergin Güran, Mahmut AçıksÖz ve Ferda Aykan 14 Mayıs 1985 tarihinde verdikleri dilekçelerle dergide yer alan yazının o dönemin koşullarında bir öneri olduğunu, dergide bir teklif olarak yayımlanan tüzük ve programla kurulacak partiye "Türkiye Komünist Partisi" adının verilmesini istediklerini belirtmişlerdi. Hükümlüler davanın açıldığı 1978 yılından mahkumiyet hükmünün onaylandığı 1984 yılına kadar geçen 7 yıl içinde mahkemelerde verdikleri beyanlarımn, ifadelerinin dikkate ahnmalannı istemişlerdi. Aynca belgelerle özeleştirilerine de atıfta bulunularak yasadan yararlanmak isteyen hükümlüler 8 yılhk ağır hapis cezasının kaldınlmasını ve tahliyelerine karar verilmesini de talep etmişlerdi. Hükümlülerin dilekçelerini inceleyen tstanbul Sıkjyönetinı Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi "sanıkJann yargıiama sırasında ikrarda bulunrnuş olmalanmn yeterli olmadıgı. yasanın suçunu itiraf eden her sanıga uygulanmak için çıkanlmadığı. itirafın belli koşullara bağlı olarak belli sonuçları doğurması halinde yasanın uygulanması gerektiği ve htikümlülerin ifadelerinin bn sonuçları doğurmaması" nedeniyle istemin reddine karar verdi. Hükümlülerin istemlerinin mahkemece reddedilmesi üzerine avukat Ali Tümer tarafından yazıya ve belgelere dayanan davada sanıklann kimlerle birlikte olduklannı bildirdikleri, samimi ifadelerinin bulunduğu belirtilerek bu karara itiraz edildi. Üç hükümlünün pişmanlık istemi reddedildi ANKARA HP Genel Başkanı Aydm Güven Gürkan, DSP ile HP'nin farklı konumlarda olduğunun ortaya çıktığım, DSP tarafından reddedilmekten herhangi bir ktrgınlık ve kızgınltk duymadığmı belirterek, SODEP'le kısa dönemde güçbirliği sağlanacağı inancmda olduğunu söyledi. Gürkan, SODEP ile HP arasında geçmişte bazı sorunlar olduğunu, iki partinin birbirine birer rakip parti gibi yaklaştığıriı hatırlatarak, "Sosyal demokrat hareketi bir bütün olarak algılamak gerekir, SODEP'le HP arasında yabancılaşma olmuştur, ama bu her iki tarafm da çabasıyla asıltr" dedi. Gürkan, Cumhuriyet muhabirine, DSP'yi ve SODEP'i değerlendirdi. DSP'nin yepyeni bir örgütlenme modeli denemek istediğini ve bunu saygıyla karşıladıklanm belirten Gürkan, "Eğer kendimUi bir büyük çatınm kanatlan gibi algdayabilirsek, birçok sorunu aşarız" dedi. HP Genel Başkanı Gürkan 'a yönelttiğimiz soru ve yanıtlan şöyle: Dün Sayın Ecevil ile göriişmenizin olumsuz sonuçlanması, sizi haval kınklığına uğrattı mı? DSP'ye yaklaşımınız değisti mi? Gl RKAN Yok. ha\ır. Herhangi bir hayalkınklığı söz konusu değil. O görüşme 1.5 vıllık bir oluşumun sonucu, sürpriz bir görüşme değildir. Her iki taraf da bu bir buçuk yıl içerisinde birbirinin görüşlerini iyice tanımışlardı. Ben o toplamıdan iyimserlik üreterek çıktım. DSP olayını daha iyi anladığıma ve kavradığıma inanıyorum. Şimdi daha da doğru baktığıma inanıyorum. O daşudur: DSP Türkiye'de denenmemiş bir yolu denemek karanndadır. Ben bu denenmemeliydi diyecek konumda değilim. Böyle bir denemenin gerekliliğini de yadsımıyorum. Ancak bugün konumlarımız farklı. Biz güncel politika yapmak zorundayız. Karakolda işkence gören vatandaşı sahiplenmek, belediye üyelerini korumak, güvenlik soruşturmasından yılan insanlara el atmak durumundayım, taban fiyatıyla F16 ile ilgilenmek durumundayım. Dolayısıyla konumlarımız farklı olduğu için onların yaptığını biz yapamayız, bızim yaptığımızı da bu aşamada onlar yapmak niyetinde değiller. tleride belki düşünce değiştirirler. Ben DSP olayına özellikle Rahşan Hanımm 19 temmuzdaki bildirisiyle açıklanan içeriğe kuşkuyla bakmıyorum, bir rakip olay gözüyle bakmıyorum. Aşılmaz sorunlar yaratabilecek bir olgu olarak bakmıyorum. Onun için dunku görüşme düş kırıklığı ile sonuçlandı demek doğru değildir. Birbirimızi daha iyi anladık ve dolayısıyla daha anlamlı bir destek hareketi içinde olabilme imkânına kavuştuk. Bu destek, DSP'nin açıklamalanna göre güncel politika dışında nasıl olabiiir? Yani güncel politikaya girmeden partiler arası destek nasıl mümkün olabiiir? GÜRKAN 19 temrnuzdaki demeçlerinde de belirttikleri gibi örgütlenme denemesi yapıyorlar. Bu uzun vadede sosyal demokrat hareketin, dolayısıyla bizim yararımızadır. Böyle bir denemeyi görmemiz ve bu denemenin sonuçlarından yararlanmamız mümkün hale gelmiştir. Bugün içinde bulunduğumuz koşullar çok elverişli. Yani bir tarafta böyle bir deneme yapılırken bir tarafta da güncel olarak ANAPın göğüslenmeye çalışılması mümkün hale gelmiştir. Onun için ben, dünku görüşmeden kırgın aynlmadım. Olayı daha iyi anladığım için kendimi bu konuda bilgi bakımından daha zenginleşmiş sayıyorum. Bu sosyal demokrasinin gücünu bölmez mi? GÜRKAN Sosyal demokrasiyi bir bütun olarak algılarsak, yani ister SODEP'te olsun,, ister HP'de olsun, ister DSP'yi bekliyor olsun, ister her uçüne de sempatiyle bakmıyor olsun. Bütün olarak algılarsak çok rahatlanz. Particilik, tekelcilik görüşünü aşarsak çok rahatlanz. Rakip olmayanları rakip gibi görmek, düşman olmayanları düşman gibi görmek psikozundan kurtuluruz. Bizde aynı çatı altında olmadı da ayn oluşumlar oidu. Ama hemen yann seçım yok, bunun denemesini hepimizin moral destekle, mutlulukla seyTetmemiz lazım. Bu girişimi boğmak, engellemek rakip gibi görmek gerekmez. başanlı olursa başarı hepimizin başansı olacak. Daha sağlıklı bir sosyal demokrat kuram ve örgütlenme denemesine sahip olacağız. SODEP İLE HP ARASINDAKİ YABANCILAŞMA Siz önceki açıklamalannuda HP tabanının DSP'ye daha yakın olduğunu söylemiştiniz. Bu şimdi SODEP'le göruşmelerinizde bir sıkıntı yaralmayacak mı? GÜRKAN Bu sıkıntı var. Sıkıntıları açıkça ortaya koymadan sıkıntılan aşamayız. Bunu kurultayda da yaşadık. Ama bu sıkıntı anlaşıiabihr bir sıkıntı. Ikı parti birbiriyle iki seçimde yanşmışlardır. SODEP 6 Kasım'a girmemiştir. Ama bir anlaında da girmiştir;katılmıştır. Halkçı Parti'ye karşı katılmıştır. Bu tabii örgütlerimiz arasında bir yabancılaşma yaratmıştır. Ama bu yabancılaşmanın ben geçici olduğu na ve çözümlenebileceğine inanıyorum. Ama bu yabancılaşmayı yok saymak, hadi biz birIeşelim,örgütler de birleşsin demek sosyal demokratlar arasındaki ortak hareketi parçalayacaktır, ama aşarız.ortak girişimlerle aşarız. Ortak direnme, bugun SODEP'le HP'de olanların birbirini daha iyi anlamaları, ortakhklannı farketmeleri bize bu güçleri aştıracaktır. Ama bunlar yapılmadan, bunlar denenmeden bir birleşme, bölünmeyi kesinleştirecektir. Ama aşılabileceği için aşahm bu ortak girişimler ortak etkinlikler ile bunlar aşılabilir. SOMUT OLARAK NELER YAPILABtLİR? GÜRKAN Ortak program, ortak tüzük üzerinde çalışabiliriz. Bir 6 kasım koşullarında kıt olan zaman nedeniyle yapamadığımız pek çok şeyi şimdi daha geniş bir zaman dilimi içinde birlikte yapabiliriz. Bu, SODEP'in bazı sorunlannı aşmasında da yardımcı olur, bizim sıkıntılarımızın giderilmesinde de bize yardıma olur. Hangi platformda ortak komiteler oluşturulabilir? GÜRKAN Bir program komitesi kurabiliriz, tüzük komitesi kurabiliriz. Her ikimizin de eksiktir. O dönemin koşullarında acele ile bir sosyal demokrat düzeyi vurgulamak için, yapılmış programlardır. Çözüm yolları öneren, halka bir şeyler söyleyen prograrnlar değil, onlarınki de, bizim ki de eksik. Her ikimizin tüzüğü de son derece eksik ve antidemokratik. Bu tüzükle tabanla yönetimin bütünleşmesinin güçlüğünü ben kurultayda ifade ettim. Muhtemelen SODEP de aynı şeyi kendi tüzüğü için düşünüyor. Türkiye'nin gündemini ortak belirleyebiliriz. Uygun göreceğimiz bir zaman dilimi içerisinde görüşerek bir araya gelerek politika üretecekleri bir araya getirebiliriz.Türkiye'nin gündemine yeni rnaddeleri sokarız ve ANAP'ı bir tür savunmaya iteriz. Biz sosyal demokratlar hep savunmadayız. Ortak bazı şeyleri gündeme taşırsak, bunun ardında sosyal demokratlar bir bütün olursak ANAP iktidarı çok gerileyecektır. O zaman kısa vadede birleşmeden çok sosyal demokratiararası bir güç birligi mi oneriyorsunuz? GÜRKAN Bu aşama için evet. Bir sıkıntı var, bu sıkıntıyı da açıkça ifade ediyorum. örgütlerimizde parti grubunda haklı nedenleri olan ne Sayın Erdal tnönü'nün, ne benim yarattığım bir yabancılaşma var. Sosyaldemokratların birüğini, bütün lüğünü istiyorsak, ama öyle yapay değil, bu yabancılaşmayı biriikte aşmamız lazım. Bu hareketler onun için gerekli, ; HP tabanı, DSP'yi rak p olarak görmedi, çünkü kurulmamıştı, eleştiri o'madı, ö kitlenmeleri getirmedi, özel aL. ganlıklar yaratmadı. Ama SODEP, Joğrudan doğruya Halkçı Parti'yi bir süre hedef aldı. Halkçı Parti de SODEP'i. özellikle eski yönetimin etkisiyle belki SODEP'le HP yabanelaşmıştır farkında olmadan. Bizim onu kendimizin bir parçası olarak görmemiz, onun da bizi böyle görmesi için şimdi koşullar elverişli. İ Bekir Çelenk BALIKESİR PEVYOL DAVASI İKİNCİ KEZ KARARA BAĞLANDI 2 ömür boyu hapis cezası Haber Merkezi Askeri Yargıtay'da bozulan 16 sanıklı Balıkesir DevYol davası, Ege Ordu ve Izmir Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri ıMahkemesi'nde ikinci kez karara bağlandı ve 2 sanık ömür boyu, 10 sanık 4 yıl 2 ay ile 10 yıl arasında değişen ağır hapis cezasına çarptırılırken, 4 sanık da beraat etti. Balıkesir ve üçelerinde yasadışı örgüt adına silahlı eylemlere katıldıkları ve sağ görüşiü Halit Atas'ı öldürdükleri iddiası ile yargılanan sanıklardan Ahmet Salih Satıroglu ve Ali Özkır'a ömür boyu, Osraan Nart ve Mesut Güngör'e 10'ar yıl, Naci Çerin, Muammer Can, Sedat Yalçın, İnkilap Dag ve Irfan Camgöz'e 5'er yıl, Cemile Lopcu'ya 8 yıl, Cemalettin Giilmen'e 5 yıl 6 ay 20 gün ve Zeki Karaca'ya 4 yıl 2 ay ağır hapis cezası verildi. Askeri Mahkeme, sanıklardan Ümit Hepşen. Bayram Keskindiş, Mustaf a Kemal Güler ve Suat Çelebi hakkında ise beraat karan verdi. Yaklaşık 7 yıldır devam eden ve kamuoyunda "Bahçelievler Katliamı" olarak bilinen Ankara'da 7 TtP'linin öldürülmesi ile ilgili davanın 21 ağustostaki duruşmasında askeri savcı, esas hakkındaki mütalaasını okuyacak. 4. Kolordu Ankara 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde ikinci ket görülmekte olan davada son olarak dinlenen üç savunma tanığı, sanık Mehmet Ercüment Gedikli'nin olay günü akşamı kendi evlerinde olduklannı soylemişti. Askeri Yargıtay'ca eksik işlemlerden dolayı bozulan davanın ilk yargılamasında, sanıklardan Ahmet Ercüment Gedikli ile Haluk Kırca, ölüm cezasına mahkum edilmişlerdi. Ömer Özcan ile Duran Demirkıran'ın 15'er yıl ağır hapis cezası aldığı ilk yargılamada öteki sanıklar tbrahim Çiftçi, Abidin Şahiner, Mehmet Kundakçı, Ömer Yavuz Hacıömeroglu ve Kadir Temur, delil yetersizliğinden beraat etmişlerdi. YDGD ÜYELERİNE HAPtS lstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numarah Askeri Mahkemesi'nde görülen, Çorlu YDGD davasında 6 sanık 48 yıl arasında değişen hapis cezalarına mahkum oldu. Askeri mahkeme Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği'ne üye olmak ve amacı doğnıltusunda faaliyette bulunmak suçundan sanıklardan Sair Uçar'ı 8 yıl, Muammer Çetin, Mehmet Ozmalkoç ve Ahmet Dıca'yi 6'sar yıl 8'er ay, Mehmet Erler'i 5 yıl ve Bülent Ergenç'i 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırdı. Bekir Çelenk Ankara 4 Nollu Askeri Mahkeme'de yargılanacak Ölüm cezası isteniyor Karunla da kavga ediyorum (Baştarafi 1. Sayfada) adını "tslam Kültiır Merkezi"ne çevirmesi bile "takunyalı" ve " h a a " ile başlayan bazı nitelemeleri adının önüne eklenmesinden kurtarmadı. "Bal Tutanlar KooperatüV'ni savundu, gazetecilere "odasına ginne yasağı" koydu. Bayan gazetecılerle yaptığı toplantıda, "yazılmaması" koşuluyla "polis ve riişvet" ilişkisine değinince, bu kez de emniyet örgütü ile arası açıldı ve özfatura'mn sözleri soruşturma konusu oldu. "Ben, seçUdiğün andan başlayarak partili değilim" deyip parti rozetinı çıkartınca, Özfatura'nın bu kez de ANAP örgütünün büyük bir bölümü ile arası açıldı. Izmir Anakent Belediye Başkanı özfatura'yı "dünya iie banşık" çizgisinden "Her önüne gelenle arası açık" çizgisine götüren bir dizi gelişmeler üzerine söyleştik. Sonılarımız ve özfatura'nın yanıtlan şöyle oldu: Son gunlerde sık sık basmla karşı karşıya gelmeye başladınız. Siz de alışkın olmadığımız tepkiler gösteriyorsunuz? ÖZFATURA Bugüne kadar basına hep iyı nıyetle davrandım. Ama haber çıkarmak için provokasyonlar yapılıyor. Gazetelerde mizansenler hazırlanıyor. Bu "bal tutanlar" konusunda biri kalkıyor, ben arsayı 120 milyona alırdım, diyor. Kâğıt zammmın faturasını bize çıkarmaya çalışıyorlar. Bu hükümet konusu. Ama gazeteler bomboş. Çıplaklara yer veren resimlerle dolu. Zam maliyeti yükselttiyse, daha dolu sayfalar hazırlasınlar. Çok büyük bir kâğıt israfı var. Bir gazetede aynı anda üç fotoroman birden var. Salt basınla değil, bazı kişi ve kuruluşlarla da Uişkileriniz sertkşti. Bu tavırlarınız neden kaynaklanıyor? ÖZFATURA Benim belediye başkanlığmdan bir beklentim yok. Şeref için, çocuklanmıza ad bırakmak için bu göreve talip olduk. Herkes bana geliyor, suyu akmayan, kocasıyla kavga eden, sabah kalkmışım, susuzluktan yüzümü yıkayamamışım, abdest alamamışım, kanmla tartışmışım. Evin önünde yine bir kadın bekliyor, "su yok" diye. Mucize yaratamam ki. Bunu daha önce de söyledim, kimseye mucize sözü vermedim. Evimde çocuklarımın yüzünü göremiyorum. Aile hayatım kalmadı. Üç gün öncesine kadar 1,5 yaşındaki çocuğum bana " B a b a " demiyordu. Kendi evimde su akmıyor. Kanmla kavga ediyonız. Çocuğun bezleri yıkanmıyor. En çok sinirimi bozan bu susuzluk. Aynca körfez kirleniyor, tamam. Ama ben mi kirlettim? Elimizden geleni yapıyoruz. Herkes bize yükleniyor. Bir de son zamanlarda "Bal Tutanlar Kooperatifı" konusu nedeniyle en duyarlı olduğunuz konularda suçlandınız... ÖZFATURA Yüzüm ak. Kimse bana hırsız, dolandıncı diyemez. En büyük iddiam bunlar. Bu konularda bana sataşılmasına dayanamıyorum. Vicdanım rahat. Tek avantajım rahatlığım. Hata ettiysem "halt etmişim" deyip düzeltirim. Bu konu abartıldı. Fuardaki cami konosunda da büyük tepkiler aldınız. Bunun belli çevrelere mesaj niteligi taşıdığı öne sürüldü. Bu konuda ne dersiniz? ÖZFATURA Bunu hemen dini inançlanma bağladılar. Alakası yok. tslam Kültur Merkezi, lzmir'in vitrini olacak, biblo gibi olacak. Türklslam sanatının örnekleri orada sergilenecek. Ben, herkesın ınancına saygı duyarım. Çıplaklar konusunda da inançlanmı öne sürdüler. Bu kadınlar teşhirci, bir sanat icra etseler, hiçbir şey yapmam. Ajda Pekkan ile Emel Sayın çok mu kapalıydı? Onlara kanşmadım. Saldıracak bir şey bulamayınca dini inançlanmı gündeme getiriyorlar. Parti içinde de sıkıntılannu var sanıyorum. Siz sürekli olarak "Başkan seçildiğim gün parti rozetini çıkardım" dediniz, ama rozetinizi yeniden takmanu için baskılar olduğu gözden kaçmıyor. Beledive meclislerinde de SODEP iie ilişkilerinizin daha iyi oldugu söyleniyor... ÖZFATURA Haksızlığa dayanamıyorum. Nereden, kimden gelirse gelsin. tl ve ilçe kongrelerinde taraf degildim, basın, tarafmışım gibi gösterdi. O işe gırmedim: Sonra müdürlerimi değiştirmem için partiden baskılar oluyor. Neden değiştireyim. Adam ister eski CHP'li, ister AP'li, ister SODEP'li, ister solcu olsun. Bu beni ilgilendirmez. ANAP'h tek müdür yok, diye başımın etini yiyorlar. Adam işini yapıyorsa, sadece bu beni ilgılendirir. Ozal'dan (Baştarafi 1. Sayfada) Bazı sorulanrnız vardı, sohbet edebilir miyiz? ÖZAL Hayır soru soramazsınız. Gezilerde soru sormamız mümkün oluyordu. ÖZAL îleride belki yine olur. Kızınızın evlendiğini duy<1uk sizi kutlamak istiyoruz. ÖZAL tyi. tşte şimdi kutlamış oldunuz. Kızınızın evlenmesine son anda izin verdiğiniz haberleri doğru mu? ÖZAL Hayır yanlış. Cumhurbaşkanı sizi kadrolaşma konusunda uyardı mı? ÖZAL Yanlış, sual sormayın. Cevap yok." Bu arada, özal'ın yanında oturan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sudi Türel de, "Bunlar özel sualler. Böyle sorulmasa iyi olur" diyerek söze karıştı. ÖZAL'IN KONUŞMASI Özal, saat öğleden sonra belediye binası önünde Petek otobüsunden halka hitaben yaptığı konuşmada, kuyrukların ve karaborsanın dlkenin iyi idare edilmesi nedeniyle ortadan kalktığına dikkat çekerek, "Butün meselelerin hepsini çözdüğümüzü hiçbir zaman söylemedim. Sö>lediğim tek şey, bu meseieleri çözmek için en iyi şekilde hareket ettiğimizdir" dedi. özal'ın Diyarbakır'a gelişi sırasında da, gazeteciler, Başbakan'ın helikopterine alınmadı ve otobüsle sabahın 04.00'ünde Diyarbakır'a yola çıkmak zorunda bırakıldılar. Bu arada Diyarbakır Askeri Havaalanı'na Özal'ın helikopterinin inişi sırasında TRT kameramanı olayı görüntülerken, gazetecilerin fotoğraf çekmelerine izin verilmedi. Hatta alan görevlilerinden biri gazetecileri kastederek, "Bunlan dışarı atalım mı?" biçiminde konuştu. Başbakan özal, daha sonra hclıko,;er!c Malatva'\a. oıadar da öze! uçakla lstanbul'a gitti. Marini, Kadem ile görüştü (Baştarafi 1. Sayfada) rayı'na gitti. Sabah, tstanbul Şava Başyardımcısı Ömer Faruk Aşıkoğlu ile görüştü. Göruşmede, Kaçakçüık Savcısı Selahattin özkiper ile Interpol yetkilileri de hazır bulundu. Yaklaşık üç saat süren görüşmeden sonra Marini ve Interpol yetkilisi, 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bulunduğu kata indiler. Bir süre sonra mahkeme salonunun bulunduğu koridor karıştı. Beklenen "tanık" Sedat Sım Kadem'in geldiği duyuldu. Yapılan senaryo gereği bir sivil pohs, kendini, ellerini, yüzünü kapayıp öne atınca bütün muhabirler flaşlan patlattı. Sedat Sım Kadem'in, tanınmaması için söylentilere göre hademe kıiığında "elinde kova ile" duruşma salonuna sokulduğu belirtildi. Mahkeme Başkanı Hâkim Orhan Bilgin başkanlığında Savcı Marini'nin soruları tanık Kadem'e yöneltildi. Yaklaşık bir saat süren duruşmadan sonra Sedat Sırn Kadem, basına gösterildi. Beyaz keten bir elbise giymiş olan Kadem, yüzünde patlayan flaslardan şaşkma döndü. Kadem'in adliyeden çıkarılması, polis, Kadem ve muhabirler arasında "kovalamacaya" dönüştü. Sedat Sım Kadem, daha sonra beyaz Renault marka bir otoya bindirilerek polis refakatinde götürüldü. Savcı Marini, Sedat Sırn Kadem ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak, "Kadem, Agca'nın kendisi hakkında söylediklerini reddetti. Zaten kendisini, adı geçtiği için gönnek istemiştik. Tutuklanması, ya da böyle bir girişimde bulunmak söz konusu değil" dedi. Roma'da devam etmekte olan Papa suikastıyla ilgili ikinci dava sırasında çeşitli açıklamalar yapan suikastçı Mehmet Ali Agca, mahkemenin oturumlarından birinde, suikast günü San Pietro Meydanı'nda bulunan "üçüncü bir kişT'den söz etmişti. Ağca, daha önce, meydanda "iki kişi olduğunu" soylemişti. Bunlardan bin kendisi, ötekisi ise Oral Çeük'ti. Ağca, bu "üçüncü kişi"yi önce "Akif" diye açıkladı. Sava Marini ve Yargıç Severino Santiapichi'nin ısrarh ve sert sorulanndan sonra Ağca, önce "Akif Ömer Ay'dır" dedi. Ardından bu ifadesini geri aldı ve "Akif kesin olarak Sedat Sım Kadem'dir" diye konuştu. Sedat Sırn Kadem, halen tstanbul'da yaşıyor. tstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, Kadem'in gözaltında tutulmadığım, hakkında herhangi bir takibat yapılmadığmı söylüyorlar. Marini, daha sonra tekrar tstanbul Savcı Başyardımcısı ömer Faruk Âşıkoğlu'nun yanına çıktı. Aşıkoğlu ile Marini birlikte yemek için Adliye'den aynldılar. Italyan Sava Antonio Marini, tstanbul'dan Elazığ'a gidecek. Marini burada. Papa davasırun "önemli tamklarmdan" halen Elazığ Cezae\i'nde tutuklu bulunan Ömer Ay ile bir görüşme yapacak. Görüşmenin gerçekleşmesi, askeri yetkililerden alınacak izne bağlı. Marini, gerekli izni alırsa bugün, işlemler gecikirse yann Elazığ'a gidecek. ANKARA, (a.a.) Bekir Çelenk hakkında silah ve uyuşturucu madde kaçakçıhğından ölüm cezası istemiyle açılan davaya Dördüncu Kolordu 4 Numarab Askeri Mahkemesi bakacak. Askeri savcılıkça hakkında gümrük kaçakçılığı, silah ve uyuşturucu madde kaçakçılığı ve rüşvetten üç ayn soruşturma yapılan Bekir Çelenk için, silah ve uyuşturucu madde kaçakçılığı dosyası tamamlanarak ilgili iddianameyle biriikte 4 Numaralı Askeri Mahker~»ye gönderildi. Çelenk hakkında soruşturma tamamlanamadığı için öteki iki dosya ile ilgili dava açılamadı. Çelenk hakkında 1974 >ılından bu yana teşekkül halinde silah ve uyuşturucu madde kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla Türk Ceza Kanunu'nun 403/1, 2, 5. ve son fıkralanyla, 6136 sayılı yasanın 12/1, 3, 4, 5. fıkraları gereğince ölüm cezası istendi. 4 Numaralı Askeri Mahkemece dosyanın tensibinden sonra duruşma günü tayin edilecek. Bekir Çelenk hakkındaki öteki iki dosyanın, soruşturmanın tamamlanamaması ve dava açılamaması nedeniyle lstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'na gönderilmesi bekleniyor. Papa suikastı davasında adı geçen ve yaklaşık 5 yıldır bulunduğu Bulgaristan'dan bir süre önce Türkiye'ye gelen Bekir Çelenk hakkında, 4 Numaralı Askeri Mahkemece daha önce silah ve uyuşturucu madde kaçakçıhğından iki kez gıyabında tutuklama karan alınmıştı. Istanbul'dan Ankara'ya getirilirken uçakta rahatsızlanan ve tıbbi kontrol altında bulundurulan Bekir Çelenk, 12 gündür Mamak Askeri Özel Ceza ve Tutukevi'nde bulunuyor. DSP, HEPİMİZİN ADINA BİR DENEME YAPIYOR Bu vabancılasmada 6 Kasım öncesinin etkisi yok mu? GÜRKAN Kuşkusuz belki HP oyle davranmak zorundaydı, belki SODEP öyle davranmak zorundaydı. Bunu şimdi tartışmanın zaten fazla bir yaran yok. Zaten partiler de tartışmaya açık değil. Bu hareketleri şimdi tartışalım, eleştirelim, biz sizden özur dileyelim gibi bir tutum içerisinde değiller, geçmiş geçmiştir. Bizim kendi aramızdaki kırgınlıklar nedeniyle tabanı tek ve güçlü bir örgütten yoksun bırakmak hakkına sahip değiliz. tyi niyetle yaklaşırsak, inanıyorum ki, hem kendi aramızdaki sorunlan çözeriz, hem de DSP olayına bakış açımızı doğru oturtabiliriz. SODEP'le ortaklık sağlamamız gereken noktalardan biri de budur. DSP oluşumuna da sağükiı bakmamız, onu bı/den farlı, bizı engelleyen, bölen, çelmeleyen bir hareket olarak görmeyiz, bir tür konumu gereği bu denemeyi yapması gereken bir güç olarak görmemiz lazım. DSP, hepimizi" adına bir deneme yapıyor di kabullenmemiz laam. Panilerin kanatlan bir denemeyi isteyebilirler, DSP hareketini böyle değerlendirmemiz ve sahiplendirmemiz lazım. Bu, SODEP'le göriişmelerinizde ortaya koyacagınu bir ön koşul mu? GÜRKAN Bu, kendilifinden olur. DSP olgusuna SODEP'te olan yabancılaşma da yapay bir yabancüaşmadır. Sadece üst yönetimdeki küçük bir azınlıkla ilgili yabancılaşmadır. Tabanın kendisi bir bütün olarak bu olayı anlayıp kavradığında yabancılaşmayacaktır. Aynı işlevlcre ortak olmak isteyen partiler görünümündeydik. Bu olayı ortak bir biçimde benimsememiz gerekir, bunda da bir güçlük görmüyorum. Biz bir birleşme önerisiyle gittik. Hayır birleşemeyiz dendi, reddedildik, ama görüyorsunuz partimizin hiçbir kademesinde bundan ötürü kızgınlık ve kırgınlık, öfke yok. Çünkü bu olayı Türkiye'de yapılmış ve denenmesi gereken bir olay olarak görüyoruz. Kendimizi öyle bir bakış açısına yaklaştırdık. Altını çizerek söyleyeyim, bir kanat gibi, bir büyük çatınm kanatlan gibi kendimizi algılayab' lirsek. birçok şeyi aşarız. (Baştarafi I. Sayfada) tstanbul Vali Yardımcısı thsan Yalçın ise, Kızıltoprak'taki üst geçidin altında yer alan trafik lambalı yaya geçidinin tamamen deneme niteliğinde konulduğunu belirtiyor ve şunlan söylüyor: "Bu çauşma, istatistikî nedenlere dayalı bir çalışma. Alt ve üst geçitlerden geçen yaya sayısını tespit edip elde edilen sonuçlar çok yönlü bir inceîemeden geçirilecek. Bu bir haftalık bir deneme çalışması idi. Yapılacak değerlendirmeler sonucunda alt ve nstgeçitlerden yayalann yararlanma oranları incelenerek, ona göre bir uygulamaya gidilecek. Vatandaşlar ve Kadıköy Belediyesi'nden gelen istek uzerine böyle bir çalışma içine girdik. Aynca biliyorsunuz. Kadıköy Belediyesi'nin sahilleri dolduraıa çalışması var. Bağdat Caddesi'ndeki trafik akımı bir süre sonra tek yonlü olacak. Trafik de sahil yolu düzenlendikten sonra yeniden projeiendiriiecek." Kadıköy Belediye Başkanı Osman Hızlan ise başka telden çalıyor. "Hızlı gelen arabalar, yanar söner lambalar önünde ne derece dikkatli oluyorlar, bunu deniyoruz" diyor. Ardından da ekliyor: "Biz, üstgeçitierin bulunduğu yerlerde yeraltı geçitleri yapmayı düşünüyoruz. Burada düzenlenecek işyerlerinden gelir elde etmeyi umuyoruz. Bu yeni bir trafik düzenlemesi için yapüan bir çalışma. Bir hafta ya da 10 günlük bir deneme sonucunda elde edilecek sonuçlar değerlendirilecek." İstanbullu (Baştarafi 1. Sayfada) Gürkan, bugün SODEP Genel Merkezi'nde Erdal tnönü ile bir gorüşme yapacak. iki pani arasındaki birleşme ve bütünleşme çabalarının ilk resmi adımı olarak nitelenen görüşmede, Erdal İnönü, kurultayın birleşme isteği üzerinde HP Genel Başkanı Gürkan'ın açık görüşünü bildirmesini isteyecek. Gürkan'ın bu konuda olumlu görüş bildirmesinden sonra birleşme ve bütünleşmenin gerçekleştirilmesi yöntemi tartışılacak. SODEP Genel Başkanı Erdal tnönü, iki parti arasındaki görüşmelerin, "nezaket görüşmeleri" çerçevesinden çıkarılarak birleşme yolundaki öneriienn açık biçimde getirilmesini HP Genel Başkanı'na onerecek. Bütünleşme konusunda ortak görüşe varılması halinde öncelikle kısa dönemde iki parti arasında güç birliğinin nasıl sağ Solda 2. randevu lanacağı üzerinde görüşülecek. Edinilen bilgiye göre, SODEP önceükle TBMM'de ortak muhalefet stratejisinin belirlenmesi ve 1986 ara seçimlerinde güç birliği sağlanması önerilerini HP Genel Başkanı'na götürecek. SODEP, bu iki temel konuda HP ile ortak komiteler oluştunılmasını da gündeme getirecek. Ortak komiteler iki parti arasında birleşme konusundaki yöntem ve yaklaşımlan beürleyecekler ve etkin muhaiefet için işbirliği yollannı ortaya koyacaklar. Bu arada, SODEP Genel Başkanfnın Gürkan'a görüşmelerin sürdürülmesi önerisini de getireceği öğrenildi. Ortak komiteler oluşturuluncaya kadar iki parti arasındaki diyaloğun genel başkanlar düzeyinin yani sıra partilerin belırleyeceği yöneticiler düzeyinde de sürdürülmesi önerilecek. (Baştarafi 1. Sayfada) mak ve ada topraklarının yaklaşık yüzde 40'ını işgal etmekle bir savaş harekâtında bulundugunu" ileri sürdu. KONFEDERAL ÇÖZÜM Reuter Ajansı'na bir demeç veren Kıbns Rum yönetimi lideri Kipriyanu da, "Kıbns Türk liderliğinip taksim felsefesiyle hareket ettiğini" iddia ederek adada konfederatif çözumü tümüyle reddettiklerini açıkladı. Türkiye'nin adayı önce taksim etmek, sonra tümünü ele geçirmek istediğini ileri süren Kipriyanu, uluslararası topluluğun uygun bir çözüm şekli bulmak için kendilerine yardımcı olmasını istedi. Kipriyanu'nun iddialanm yanıtlayan KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş ise, "Kipriyanu luıv.ııida MI (1<ı\mcklen \a/ueçmelidir" dedi. ' Kıbüs'ut 1963'ıo hnosis'i ıahakkuk ettirmek için Türk ortağını ortaklık devletinden silah zoruyla dışlamak suretiyle ayrılıgın rrumanrun Rumlar olduğu Kıbns'ta Türk nu vurgulayan Denktaş, "Kipriyanu bunn görebilmelidir. Kıbns'ı Papandreu ile el ele vererek 19631974 yıllanna götürmeyi hayal etmekten vazgeçmeli, havanda su dövmemelidir" dedi. "Türk halkınm insanca yasamak, güvenlik, insan baklanna saygı istediğini" ifade eden Denktaş, "Türk halkuun eşitliğinin tanınması için Türkiye'nin vazgeçilmez garantisinin pazarlık konusu yapdamaz olduğunr' dikkati çekti. "Kipriyann'nun, Türkiye'nin Kıbns'ı tümüyle işgal peşinde olduğu yalanını yaymakla Rum halkının Türklere karşı düşmanlık duygulannı köriiklediğini ve ^ ıııumsijıri.ı ısbirliui halinde sürdürdüğü silahlanma ve adaya gizlice Ynnan askeri sokma eylemini kamufle etmeye çalışügına" işaret eden KKTC Cumhurbaşkanı, "Bu çaba boşunadır, gerçekler takip edihnektedir, bu girişimler çok yakından izlenmekte ve bilinmektedir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle